29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
U.D.çUlNüYSAuLrondiray, Tahrean’ı ikna çzabasiındra vesi 7Cuma17Kasım2017 İran’da hapiste olan ve Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ın gafları sonrası hapis cezasının daha ağırlaşması ihtimali doğan Nazanin ZaghariRatcliffe’in bırakılması için Londra’nın Tahran’a 1970’li yıllardan kalma 530 milyon dolarlık borcunu ödemeye hazırlandığı iddia edildi. Medyada çıkan haberler üzerine Britanya Başbakanı Theresa May “İki mesele arasında bağlantı göremiyoruz”, İran Dışişleri Sözcüsü Behram Kasımi de “Nazanin Zaghari yargılandı ve hapse mahkum edildi. Dava ile borç birbiriyla bağlantısız iki ayrı konudur” dedi. Daily Telegraph gazetesine konuşan diplomatlara göre Thomson Reuters’de proje yöneticiliği yapan Britanyaİran vatandaşı kadının bırakılmasını sağlayacak borç, İran Şahı’nın 1750 tank siparişi için ödeme yapması, ama 1979 İslam devriminin ardından tankların teslim edilmemesi ve yaptırımlar sebebiyle paranın bankada dondurulmasına dayanıyor. [email protected] TASARIM: EMİNE BİLGET Lübnan krizinin çözümü için Riyad’a giden Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian’ın burada yaptığı açıklamada İran’a sert çıkan ifadeler kullanması dikkat çekti. İRAN KARŞITLIĞI UZLAŞISI İsrail Riyad’la ittifakını ilan etti Suriye ve Irak’ta İran’ın elinin güçlenmesi karşısında Yemen’in ardından Lübnan’ı da “vekâlet savaşı”na katmaya çalışan Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki işbirliği ayyuka çıktı. Diplomatik ilişkilerin bulunmadığı Suudi Arabistan’dan bir medya organına demeç veren ilk İsrail Genelkurmay Başkanı olan Gadi Eisenkot, İran’ın niyetleri konusunda İsrail ile Suudi Arabistan’ın tümüyle hemfikir olduğunu söyledi. Elaf gazetesine konuşan Eisenkot, “ABD Başkanı Donald Trump sayesinde İran tehdidinin durdurmak için bölgede yeni bir uluslararası ortaklık ve büyük bir stratejik plan yürütme fırsatı doğdu” derken İsrail ile Suudi Arabistan’ın birbiriyle hiç savaşmadığını ve İsrail’in Suudi Arabistan’la İran konusunda tecrübe, istihbarat paylaşımı yapmaya hazır olduğunu vurguladı. “Bölgeye en büyük tehdit” diye nitelediği İran’ı Ortadoğu’nun kontrolünü ele geçirme, Lübnan, Körfez ve Kızıldeniz’e uzanacak Şii hilali kurma peşinde olmakla suçlayan Genelkurmay Başkanı, “Bunun gerçekleşmesini engellemek zorundayız” dedi. Bununla birlikte İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a yeni saldırı başlatmasına yüksek ihtimal vermediğini söyledi. ‘Hariri yarın Paris’te’ Riyad’da 4 Kasım’da istifa açıklaması yapan ve ev hapsinde tutulduğu söylenen Lübnan Başbakanı Saad Hariri ise Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Bize gelin” davetini kabul etmesinin ardından dün Fransa Dışişleri Bakanı JeanYves Le Drian ile görüştü. Ardından Macron’un makamından yarın Paris’e gelecek Hariri’yi Elize Sarayı’nda ağırlayacakları açıklaması geldi. Le Drian’la ortak basın toplantısı düzenleyen Suudi mevkidaşı Adil Cubeyr, İran’a “artık yetti” derken, İran destekli Lübnanlı örgüt Hizbullah’ın silahlarını bırakmasını sağlamaktan söz etti. Le Drian da İran’ı hegemonya niyeti gütmekle suçlayıp “Balistik füze programları beni bilhassa düşündürüyor” diye ekledi. Kamboçya’da demokrasi ‘öldü’ Kamboçya’yı 32 yıldır yöneten Hun Sen’in gelecek yılki seçimler öncesi muhalefeti tümüyle ortadan kaldırmak için başvurduğu Anayasa Mahkemesi, ülkenin anamuhalefet partisini kapatıp 100’den fazla üyesine siyaset yasağı getirdi. Eylülde Kamboçya Ulusal Kurtuluş Partisi’nin lideri Kem Sokha da ABD’nin yardımıyla darbe girişiminde bulunmak suçlamasıyla tutuklanmıştı. Partinin 118 üyesi 5 yıl boyunca siyaset yapamayacak. Ama dünyanın en uzun süre iktidarda kalan başbakanı olan, eski Kızıl Kmer komutanı Hun Sen, 2018 seçimlerinin normal şekilde yapılacağını duyurdu. Pek çok medya organının kapatıldığı, muhaliflerin hapse atıldığı, yurttaşların sokakta siyasi görüş bildirmekten korktuğu Kamboçya’da anamuhalefet partisinin de kapatılması, taraftarlarınca “demokrasinin ölümü” olarak yorumlandı. ABD’den kınama geldi. IŞİD’e karşı nihai operasyonlar sürerken Astana sürecinin garantör ülkeleri RusyaTürkiyeİran liderleri gelecek hafta Soçi’de buluşuyor ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ortak Suriye açık Deyr Ez Zor’da devriye gezen Suriye güçleri. lamasının ardından diplomasi hızlan dı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Putin’le 10 gün içinde ikinci kez bir araya gelecek. Erdoğan’ın 22 Kasım’da Putin’le yine Soçi’de buluşmasına bu kez İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin de katılmasıyla üçlü Suriye zirvesi yapıla cak. Böylece Putin’le bu yıl 13 kez telefonda, 6 kez yüz yüze görüşecek olan Erdo ğan, geçen ay da Tahran’da Ruhani’ye konuk olmuştu. Suriye’de “gerilimi azalt Erdoğan ile Putin ma” bölgeleri kuran Asta IŞİD’in elindeki son bölge olan Elbu Kemal’i bir ay önce alan, ama militanların sıkı direni na sürecinin üç garantör ülkesi Rusya, şiyle karşılaşan Suriye hükümet güçleri Irak sınırındaki kasabaya dün yeniden girdi. Rusİran, Türkiye’nin gelecek çarşamba ya ya da Elbu Kemal’deki IŞİD mevzilerine ağır bombardıman düzenliyor. pacağı üçlü zirve, aralarında bugüne siyasi geleceğinin şekillendirilmesin sonrası demeye gerek yok. Şimdi daha değinki en üst düzey görüşme olacak. de tüm etnik gruplar arasında diya ileriye nasıl götürebiliriz, bunun çaba Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim log amacıyla 18 Kasım için planladı sı içindeyiz” diyen Çavuşoğlu “ABD ile Kalın zirveye ilişkin şunları söyledi: ğı konferansa Suriyeli Kürtlerden olu sorunlu bir dönem yaşadığımız sır de “Suriye’de şiddetin azaltılması yönün şan üç grup Demokratik Birlik Parti ğil” ifadesini de kullandı. de sağlanan ilerlemeler ve tesis edilen gerilimi azaltma bölgelerindeki fa si (PYD), Suriye Kürdistan Demokrat Partisi, Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ni ABD’ye IŞİD tepkisi aliyetler değerlendirilecek, insani yar davet etmişti. PYD/YPG’yi terör örgü Çavuşoğlu, ABD’nin YPG’ye verdi dımların ulaştırılması ve BM Güvenlik tü kabul eden Ankara’nın buna tepki ği silahları PKK’nin Türkiye’de kullan Konseyi’nin 2254 sayılı kararı çerçeve sinin ardından tarihinin netleşmedi dığını ve ABD ile YPG’nin Rakka’dan sindeki Cenevre’deki siyasi çözüm sü ği açıklanan konferansın üçlü zirvede IŞİD liderlerinin kaçmasına izin ver recine üç garantör ülkenin yapabilece gündeme gelmesi bekleniyor. diğine dair BBC’nin haberini hatırlat ği katkılar ele alınacak.” Zirve öncesi bu haftasonu Antalya’da üç ülkenin dı ‘İran’ı tecrite karşıyız’ tı. “Gördük ki, YPG, IŞİD’le mücadele için değil, buraları ele geçirmek için şişleri bakanları bir araya gelecek. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu çaba sarf ediyor; IŞİD’le yakın işbirliği YPG gerilimi da TBMM’de bakanlığının bütçesiyle ilgili görüşmelerde İran’la bazı görüş içindeler” dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD ile IŞİD’in anlaş Suriye savaşında muhalifleri destek ayrılıklarına rağmen tecrit edilmesine ma yaptığına dair ellerinde bir kanıt leyen Erdoğan ile İran gibi Suriye hü karşı olduklarını, Rusya’yla bazı gö bulunmadığını, ama bunun soruştu kümetini destekleyen Putin arasında rüş ayrılıklarının işbirliğine engel ol rulması gerektiğini, koalisyonun Rus ki en önemli anlaşmazlık konusu şim madığını söyledi. “Rusya ile ilişkileri ya ile Suriye güçlerinin IŞİD’e yönelik diki halde Kürtler. Rusya, Suriye’nin miz normalleşti, artık kriz öncesi kriz operasyonlarını engellediğini söyledi. Başkent Harare sokaklarına tanklar konuşlanırken sosyal medya hesaplarından gözaltıların yaşandığı ‘Timsah’a iktidariddialarına ilişkin görüntüler paylaşıldı. yolu göründü Afrika’nın güneyindeki Zimbabve’yi 1980’de beyaz azınlık yönetimini devirdiğinden beri yöneten Robert Mugabe’nin halefinin kim olacağı kavgası askeri darbeye uzanırken dikkatler ordunun bundan sonraki adımına çevrildi. 93 yaşındaki Mugabe’nin ev hapsinde olduğu netleşirken, 41 yaş küçük eşi Grace’in Namibya’ya kaçtığı iddiaları yalanlandı. Ardından Reuters haber ajansı, Robert Mugabe, Grace Mugabe ve “Kuşak 40” denilen first lady yandaşlarından bazı bakanlar dahil kilit isimlerin başkent Harare’de Mugabe’nin “Mavi Ev” denilen konutunda ev hapsinde tutulduklarını duyurdu. Önde gelen Katolik rahip Fidelis Mukonori, eski dostu Mugabe’nin akıbetiyle ilgili devrik liderle ordu arasında arabuluculuk yapmaya çalışıyor. Re uters, Mugabe’ye veda ettirmek için bir yılı aşkın süredir plan yapıldığına dair istihbarat raporları gördüğünü kaydetti. Ancak dün gelecek yılki seçimden önce istifa etmesi yoluyla “onurlu veda” tekliflerini reddeden Mugabe, genelkurmay başkanının eşliğinde Güney Afrika ülkelerinin gönderdiği bir heyeti kabul etti. Böylece Mugabe’nin darbe sonrası ilk kez görüntüleri yayımlandı. Muhalefet lideri döndü İktidar partisi ZanuPF’nin gelecek ayki kongresine dek Mugabe’nin unvanlarını koruyabileceğini belirten BBC’ye göre, ordu, ZanuPF kurultayında eski Devlet Başkanı Yardımcısı Emmerson Mnangagwa’yı partinin ve ülkenin lideri pozisyonuna getirme ‘NHaüzkiülemreetyteer yok’ Avusturya’da 15 Ekim’deki seçimlerin ardından koalisyon görüşmeleri sürerken aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) hükümette yer almasına karşı çıkan binler Viyana’da insan zinciri oluşturdu. Başbakanlık önünde toplanarak FPÖ’nün hükümete girme ihtimalini protesto eden kitle, partinin eski Naziler tarafından kurulmuş olmasına da atıfla “Naziler hükümette yer alamaz” sloganı attı. Seçimden birinci çıkan Avusturya Halk Partisi siyasi çizgisinin çok yaklaşmasıyla ortaklık teklif ettiği FPÖ’nün 17 yıl önce ilk kez hükümet ortağı olması Avrupa’da infial yaratmıştı. ye hazırlanıyor. Grace’in makamına göz koyması üzerine “timsah” lakaplı Mnangagwa’nın bu ay görevden alınmasını ordunun yönetime el koyması takip etti. Ordu Grace’in yolsuz çevresinin gözaltına alındığını savunurken first lady’nin müttefiki, ZanuPF gençlik kolu lideri Kudzai Chipanga orduyu eleştirdiği için TV’ye çıkıp özür dilemek zorunda kaldı. Muhalefetin başı, Demokratik Değişim Hareketi lideri Morgan Tsvangirai ise kanser tedavisi gördüğü yurtdışından ülkesine dönüp Mugabe’nin gidişinin halkın çıkarına olduğunu belirtti. Muhalif liderlerden Tendai Biti, geçiş hükümeti isteyip Tsvangirai’nin katılması halinde ulusal birlik hükümetinde yer alacaklarını söyledi. AP’den varşova’ya kırmızı kart Polonya’da iktidardaki aşırı milliyetçi ve muhafazakâr Yasa ve Adalet Partisi’nin (PiS) birbiri ardına güçler ayrılığını, yargının bağımsızlığını ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atması karşısında Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda “Polonya’da hukukun üstünlüğü ve demokrasi” konulu oturum düzenlendi. PiS hükümetinin demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında AB değerlerini çiğnediğini belirten AP üyeleri, AB sözleşmesinin “sorunlu” ülkelere yaptırımları düzenleyen 7. maddesinin çalıştırılmasına yeşil ışık yaktı. 7. madde, üye ülkelerin oy hakkı dahil birçok haklarının askıya alınmasını düzenliyor. Bu prosedür daha önce ilk kez mayısta Macaristan için başlatılmıştı. Hakikaten ‘dünya ahmak değil’ IŞİD bir toprak parçasındaki fiziki varlığıyla tarihin çöplüğüne atılmak üzereyken, ABD yönetimi Suriye’deki varlığının devamlılığı için Şam yönetimi ile tam savaş pozisyonuna geçme alametleri sergiliyor. Amerikalıların Rusya Federasyonu’nun (RF) sunduğu ‘yenilgisiz çıkış’ fırsatları yerine vekil güçleri Kürtler ve Arap aşiretler üzerinden yaptıkları hamleler ortada. Bu durumun Astana üçlüsü RF, Türkiye ve İran’ı daha da yakınlaştırdığı, üç ülkenin Soçi’de 22 Kasım’da ani üçlü zirve kararıyla ortaya serildi. HHH Suriye’de savaşın boyut değiştirmesini sağlamaya aday son gelişmelere bakalım. İki cephe öne çıkıyor. İsrail sınırı için tampon bölge pazarlığının sürdüğü güney hattını kenara bırakarak bizi ilgilendiren kuzeye bakalım: Trump ile Putin geçen hafta AsyaPasifik zirvesinde, ABD’nin Suriye politikaların gömüp üzerine mezar taşını dikmeye aday ‘siyasi çözüm’ ve ‘terörle ortak mücadele’ vurgulu ortak bildiriye imza koydu. Bu bildiri ABDRusya ortaklaşmasına yorulurken Pentagon Şefi James Mattis sahne aldı. Mattis, Suriye’deki varlıklarının IŞİD’in peşinden gitmelerini mümkün kılan BM kararına dayandığını savunup “Cenevre görüşmeleri müspet sonuçlanana dek ABD ordusunun Suriye’de kalacağını” söyledi. Hatta ‘polislik misyonu’ bahanesiyle varlıklarının devamını açık bıraktı. Yanıt RF Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dan geldi. Lavrov, Matis’in sözlerinin Cenevre anlaşmalarına aykırı olduğunu söyledi. Amerikan varlığı, askeri faaliyetleri ve muhalefet gruplarına desteğinin gayri meşru olduğunu belirtip ABD ordusunun sonuncusu Elbu Kemal olmak üzere IŞİD’i defalarca koruduğunu anımsattı. ABD’yi Suriye’de askeri eylemle yetkilendirmiş bir BM kararı yok. RF ve İran’a açık davetin aksine Suriye’yi BM’de temsil eden hükümetin de talebi yok. Cenevre bildirisini yetkilendiren BMGK’nin 2254 sayılı Aralık 2015 tarihli kararı ateşkes ve siyasi çözüm çağrısı yapmakla yetinirken, IŞİD ve el Kaide’yi sürecin dışında tutmuştu. HHH Peki, bu gelişme ve demeçler ne manaya geliyor? ABD yitirmekte olduğu savaştan gevşek bir Suriye devleti çıkartmaya çalışıyor. Bunun için Suriye ordusunun IŞİD’i yenip topraklarının kontrolünü sağlamasının önüne engeller çıkarıyor. Kuzeyde düne kadar IŞİD’le çalışmış Arap aşiretler büyük ölçüde satın alınarak petrol sahalarının kolayca SDG’nin eline geçmesi sağlandı. Ülkenin üç büyük barajı, Fırat havzasındaki değerli tarım arazileri ile petrol sahalarının 90’ı ele geçirildi. Bunlar ayrıca siyasi müzakerelerde koz olacak. SDG’nin Elbu Kemal’e uzanan sınırı alması ve IrakSuriye sınırının bölünmesi için uğraşılıyor. Son olarak BBC’nin ‘kirli anlaşma’ başlıklı haberine ki ekim ortalarında görüntüleri dahil alternatif medyaya yansımıştı konu olan Rakka’dan aralarında önde gelen militanlar dahil yabancı savaşçıların da bulunduğu IŞİD unsurlarının ne buldularsa, ağır silahlar ve tonlarca mühimmat ile çıkmaları sağlandı. Bunların bir kısmı da Suriye ordusunun önüne sürüldü. HHH Bugün ABD’nin Suriye’de 10’dan fazla askeri üs tesis ederek sürdürdüğü işgalciliğinin garantörü Kürtler. İroniktir, şimdiden ABD’nin 2015 sonunda Türkiye’yle YPG sorununu aşmak üzere tesis ettiği SDG’yi yeni süreç uyarınca dönüştürerek istediği biçimi vereceği iddiaları uçuşmakta. Tüm bunlara karşın dikkat çeken şu: Suriye hükümeti de RF de Suriye Kürtlerinin siyasi çözüm masasında yer almalarına dair en baştan beri ilkesel tutumlarını değiştirmiyor. Moskova’nın Suriye Ulusal Diyalog Kongresi girişimiyle kapsamlı çözüm çabaları da sürüyor. HHH ABD’nin rejim değişikliği ajandasının cihatçı gruplar eşliğinde yıllarca parçası olduktan sonra şimdi ıslık çalarak gökyüzüne bakmaya çalışan Ankara’daki siyasal İslamcı yönetime gelince… Her şeyin tek sebebi evdeki hesapların bir türlü çarşıya uymamasından. Yoksa Suriye Kürtleri hariç tutulabilse, Ankara bugün Astana değil çoktan Mattis’in Cenevre sürecinin parçası olurdu. Şimdi ne yöne gidileceğini 22 Kasım’da Soçi’den sonra göreceğiz. Kıssadan hisse de son dönemin en mühim saptamasından gelsin: Hakikaten ‘dünya ahmak değil’. B. Trakya’ya medeni kanun Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Batı Trakya’da müftülükler üzerinden İslam Hukuku’nun uygulanmasını zorunluluk olmaktan çıkarıp tercihli hale getirmek için yasa hazırlığı yapıldığını söyledi. BBC’nin haberine göre Gümülcine’de konuşan Çipras, “Azınlık toplumu üyeleri medeni hukuktan yararlanma, yani devlet mahkemelerine başvurma hakkına sahip değildiler. Biz seçim hakkı sunmak istiyoruz” dedi. Müftülerin aile hukukunu ilgilendiren miras, evlenme ve boşanma gibi konularda yasalar değil, şeriat temelinde karar verdiği Batı Trakya’da artık medeni kanunla ilgili davalarda tüm taraflar şeriatın uygulanmasını kabul etmezse Yunan mahkemelerine gidilecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle