02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 13 Kasım 2017 haber 6 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Karar da yok başkan da Her uygulaması geciken OHAL Komisyonu incelemeler için yeni bir kriter daha getirdi. Artık başvurucunun gerçekten ByLock kullanıcısı olup olmadığının belirlenmesi istenecek Kurulmasından, çalışmalara başlamasına, üyelerinin belirlenmesinden başvuruların alınmaya başlamasına, başkanının görevden ayırlmasının ardından yeni başkanın belirlenmesine kadar her uygulamasında geciken, hak dağıtımında rötara uğrayan OHAL Komisyonu, incelemeler sırasında yeni bir kriteri daha listesine ekledi. EdiSİNAN nilen bilgiye göre OHAL TARTANOĞLU Komisyonu, savcılıklardan, başvurucunun gerçekten ByLock kullanıp kullanmadığına ilişkin bilgi ve belgeleri istedi. Talep edilen belgeler arasında HTS dökümlerinin de olduğu öğrenildi. Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu 23 Ocak tarihli OHAL KHK’si ile kuruldu. Çalışmalarına kurulduktan 4 ay sonra başlayabilen komisyon ilk başvurularını da 17 Temmuz’da aldı. Çalışmalar sessiz sedasız sürerken, başvuruların tamamı alındı, OHAL mağduriyeti iddiaları için başvuruların süresi uzatılmadı. Ancak komisyonun atacağı her adımda gecikme yaşandı. Başkan bekleniyor Son olarak Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek’in görevden alınıp, Yargıtay üyesi olarak atanmasının ardından, aynı zamanda OHAL Komisyonu Başkanlığı’nı da yürüten Müsteşar Yardımcısı Selahaddin Menteş, müsteşar olarak atandı. Menteş, müsteşarlık koltuğuna oturması ile birlikte Komisyon Başkanlığı görevini de bırak mak zorunda kaldı. Ancak atamaların tamamlanmasının üzerinden geçen 3 hafta içinde komisyon başkanlığına bir görevlendirme yapılmadı. Komisyonun üye sayısı 6’ya düştü. Komisyon başkanlığını görevini başkanvekili Salih Tanrıkulu yürütmeye başladı. Edinilen bilgiye göre komisyon, önce başvuruları usul incelemesinden geçirdi. Söz konusu önincelemenin tamamlanmasının ardından başvuru usulünde hatasız olduğu belirlenen bazı dosyalar komisyon bünyesinde görev yapan tetkik hâkimleri ve müfettişlerden oluşan raportörlere gönde rildi. Raportörlerin usul incelemesini geçen dosyalar karar verilmek üzere komisyona sevk edildi. Karar da rötarlı Komisyon kaynaklarından edinilen bilgi, komisyonun ilk kararını kasım ayı içinde verebileceği yönündeydi. Ancak Başbakan Binali Yıldırım, ilk kararı için Kasım ayının ilk haftasını tarih olarak gösterdi. Ancak henüz bir karar alınmadı. ByLock listeleri Bu sırada komisyon incelemelerine Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında, KHK ile ihraç edilmelere karşı yapılan itirazları görüşecek olan 7 üyeli Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu 17 Temmuz 2017 tarihinde işbaşı yaptı. Aynı tarihte KHK ile işinden ihraç edilen ya da açığa alınan kamu personeli işlerine geri dönebilmek için dilekçe vermeye başladı. bir kriterin daha eklendiği öğrenildi. Başvuruların incelenmesi sırasında başvurucuların gerçekten ByLock kullanıcısı olup olmadığının belirlenmesine ihtiyaç duyuldu. Edinilen bilgiye göre, komisyon, savcılıklardan kişinin ByLock kullanımına ilişkin dellilleri ve HTS kayıtlarını talep etti. Başvurucuları hakkında verilen mahkeme ve savcılık incelemelerinin de dosyalara eklendiği, tüm incelemelerin, kurumlardan gelen bilgi ve belgeler ışığında çok yönlü olarak ilerletildiği ifade edildi. l ANKARA T.C. GÖLHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI Sayı: 2017/379 Esas Aşağıda dosya numarası karşısında belirtilen köy, pafta, ada, parsel, malik, malikin babaadı, hisse oranı, kamulaştırılacak kısmın yüzölçümü bilgileri verilen taşınmazların Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü’nün Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12/06/2003 tarih ve 15238 sayılı 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun 12/a maddesi gereğince kamu yararı kararına dayanarak kamulaştırılmasına karar verildiği ve taşınmazların kamulaştırma bedelinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi gereğince tespiti, davalılar adına bankaya yatırılması ile Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü adına tapuda tesciline karar verilmesi için dava açılmıştır. Mahkememizce belirlenecek kamulaştırma bedeli Ziraat Bankası Gölhisar Şubesi’ne yatırılacak olup konuya ve taşınmazların değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi, tebliğ veya ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargı mercinde iptal veya adli yargı mercinde maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği, bu davada husumetin ilgili idareye yönetilebileceği, tebligat veya ilan tarihinden itibaren dava açılmaz ve itiraz edilmez ise kamulaştırma bedellerinin maliklerine ödenmesine karar verileceği 2942 sayılı yasanın 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 23/10/2017 Esas No: 2017/379: Dava konusu Burdur ili, Gölhisar ilçesi, Çamköy köyü 431 parsel sayılı taşınmazın 480,56 m² kısmında tesis edilecek daimi irtifak hakkı, DAVALILAR: GÜLLÜ TALAY ŞABAN ve FATMA HANIM oğlu/kızı, 01/06/1965 doğumlu, MAHMUT KARATAŞ ŞABAN ve FATMA HANIM oğlu/kızı, 05/05/1970 dogumlu, RAMAZAN ERYOLCU HASAN ve AYŞE oğlu/kızı, 02/03/1971 doğumlu, RAMAZAN KARATAŞ 3 MUSTAFA ve HATİCE oğlu/kızı, 01/12/1956 dogumlu, ALİ KARATAŞ MEHMET ve HURİ oğlu/kızı, 10/04/1961 doğumlu, ZEYNEP YAVUZ İBRAHİM ve YAŞAR oğlu/kızı, 10/02/1960 dogumlu, ALİ KARATAŞ ŞABAN ve FATMA HANIM oğlu/kızı, 03/04/1964 doğumlu, AYŞE ŞABAN ve FATMA HANIM oğlu/kızı, 15/05/1978 dogumlu, YADİKAR MUSTAFA ve HATİCE oğlu/kızı, 10/03/1953 doğumlu, İBRAHİM KARATAŞ MEHMET ve HURİ oğlu/kızı, 10/02/1955 doğumlu, HANIM KILINÇARSLAN MEHMET ve HURİ oğlu/kızı, 20/04/1951 dogumlu, ŞAKİR KARATAŞ MUSTAFA ve HATİCE oğlu/kızı, 01/01/1960 doğumlu, ŞEHNAZ ERÇOBAN İBRAHİM ve YAŞAR oğlu/kızı, 10/02/1960 doğumlu, ÜMMÜ SOY ŞABAN ve FATMA HANIM oğlu/kızı, 01/01/1961 dogumlu, HALİME OYMAK ŞABAN ve FATMA HANIM oğlu/kızı, 20/08/1972 doğumlu, AYGÜL KIRCALIŞABAN ve FATMA HANIM oğlu/kızı, 12/02/1976 doğumlu, ÖMER KARATAŞ MEHMET ve HURİ oğlu/kızı, 20/02/1964 dogumlu, SABAHAT KARATAŞ ŞABAN ve LÜTFİYE oğlu/kızı, 25/08/1952 doğumlu, ŞAKİR KARATAŞ ŞAKİR ve HALİME oğlu/kızı, 01/07/1932 doğumlu, DUDU YILDIRIM HASAN ve AYŞE oğlu/kızı, 31/10/1969 doğumlu, HALİL KARATAŞ MAHMUT ve YAŞAR oğlu/kızı,doğumlu, HASAN ERYOLCU ALİ RIZA ve DUDU oğlu/kızı, 01/01/1942 doğumlu, MEDİNE GÖKÇEN ŞABAN ve FATMA HANIM oğlu/kızı, 03/01/1972 doğumlu, ZEHRA KARATAŞ MUSTAFA ve HATİCE oğlu/kızı, 09/02/1965 dogumlu, RAMAZAN KARATAŞ MEHMET ve HURİ oğlu/kızı, 10/03/1958 doğumlu, Duruşma günü: 19/01/2018 Duruşma saati: 15:00 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 697864) T.C. GÖLHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI Sayı: 2017/238 Esas Aşağıda dosya numarası karşısında belirtilen köy, pafta, ada, parsel, malik, malikin baba adı, hisse oranı, kamulaştırılacak kısmın yüzölçümü bilgileri verilen taşınmazların Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü’nün Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12/06/2003 tarih ve 15238 sayılı 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun 12/a maddesi gereğince kamu yararı kararına dayanarak kamulaştırılmasına karar verildiği ve taşınmazların kamulaştırma bedelinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi gereğince tespiti, davalılar adına bankaya yatırılması ile Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü adına tapuda tesciline karar verilmesi için dava açılmıştır. Mahkememizce belirlenecek kamulaştırma bedeli Ziraat Bankası Gölhisar Şubesi’ne yatırılacak olup konuya ve taşınmazların değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi, tebliğ veya ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargı mercinde iptal veya adli yargı mercinde maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği, bu davada husumetin ilgili idareye yönetilebileceği, tebligat veya ilan tarihinden itibaren dava açılmaz ve itiraz edilmez ise kamulaştırma bedellerinin maliklerine ödenmesine karar verileceği 2942 sayılı yasanın 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 23/10/20171 Esas No: 2017/238: Dava konusu Burdur ili, Gölhisar ilçesi, Yusufça Mah. 228 parsel sayılı taşınmazın 262,68 m² kısmında tesis edilecek daimi irtifak hakkı, DAVALILAR: HAFIZA GENCER AHMET ve TURAFİYE oğlu/kızı, 01/10/1943 doğumlu, Duruşma günü: 19/01/2018 Duruşma saati: 14:00 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 697453) T.C. GÖLHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI Sayı: 2017/211 Esas Aşağıda dosya numarası karşısında belirtilen köy, pafta, ada, parsel, malik, malikin baba adı, hisse oranı, kamulaştırılacak kısmın yüzölçümü bilgileri verilen taşınmazların Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü’nün Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12/06/2003 tarih ve 15238 sayılı 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun 12/a maddesi gereğince kamu yararı kararına dayanarak kamulaştırılmasına karar verildiği ve taşınmazların kamulaştırma bedelinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi gereğince tespiti, davalılar adına bankaya yatırılması ile Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü adına tapuda tesciline karar verilmesi için dava açılmıştır. Mahkememizce belirlenecek kamulaştırma bedeli Ziraat Bankası Gölhisar Şubesi’ne yatırılacak olup konuya ve taşınmazların değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi, tebliğ veya ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargı mercinde iptal veya adli yargı mercinde maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği, bu davada husumetin ilgili idareye yönetilebileceği, tebligat veya ilan tarihinden itibaren dava açılmaz ve itiraz edilmez ise kamulaştırma bedellerinin maliklerine ödenmesine karar verileceği 2942 sayılı yasanın 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 23/10/2017 Esas No: 2017/211: Dava konusu Burdur ili, Gölhisar ilçesi, Yusufça Mah. 6653 parsel sayılı taşınmazın 331,33 m² kısmında tesis edilecek daimi irtifak hakkı, DAVALILAR: NAZİRE TURGUT MEVLÜT ve EMİNE oğlu/kızı, 02/02/1940 doğumlu, Duruşma günü: 26/01/2018 Duruşma saati: 09:50 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 697440) T.C. GÖLHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI Sayı: 2017/187 Esas Aşağıda dosya numarası karşısında belirtilen köy, pafta, ada, parsel, malik, malikin baba adı, hisse oranı, kamulaştırılacak kısmın yüzölçümü bilgileri verilen taşınmazların Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü’nün Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12/06/2003 tarih ve 15238 sayılı 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun 12/a maddesi gereğince kamu yararı kararına dayanarak kamulaştırılmasına karar verildiği ve taşınmazların kamulaştırma bedelinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. Maddesi gereğince tespiti, davalılar adına bankaya yatırılması ile Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü adına tapuda tesciline karar verilmesi için dava açılmıştır. Mahkememizce belirlenecek kamulaştırma bedeli Ziraat Bankası Gölhisar Şubesi’ne yatırılacak olup konuya ve taşınmazların değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi, tebliğ veya ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde Kamulaştırma işlemine karşı idari yargı mercinde iptal veya adli yargı mercinde maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği, bu davada husumetin ilgili idareye yönetilebileceği, tebligat veya ilan tarihinden itibaren dava açılmaz ve itiraz edilmez ise kamulaştırma bedellerinin maliklerine ödenmesine karar verileceği 2942 sayılı yasanın 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 23/10/20171 Esas No: 2017/187: Dava konusu Burdur ili, Gölhisar ilçesi, Çamköy köyü 404 parsel sayılı taşınmazın 86,42 m² kısmında tesis edilecek daimi irtifak hakkı, DAVALILAR: RAMAZAN ARSLAN MEHMET ve DURDUŞ oğlu/kızı, 03/05/1961 doğumlu, Duruşma günü: 12/01/2018 Duruşma saati: 10:10 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 697423) Laiklik nedir? Saptırılan tartışma ve gerçek... “Laiklik birçokları tarafından ‘devletin her dine eşit mesafede durmasıdır’ olarak tanımlanıyor. Bir ülkede farklı dinlere veya mezheplere eşit mesafede durabilmek hangi koşullarda mümkün olabilir? Laikliği devletin her dine eşit mesafede durması olarak tanımlamak, kavrayış yetersizliği değilse, yanıltma girişimidir. “Laiklik, dinin siyasetten ayrılmasıdır. Bu kavramın en kısa tanımı budur. Daha açık olarak ifade edildiğinde, laiklik, dinlerin kamusal ilişkilerde (toplumun ortak yaşamını ilgilendiren ilişkilerde) hiçbir rolünün ve etkisinin olmamasıdır. “Laiklik, büyük mücadeleler sonucunda kazanıldı. Batı’da kilisenin ekonomik, siyasi, kültürel, düşünsel egemenliğine karşı, sadece siyasi mücadelelerle değil, fakat bütün bu sayılan alanlarda yürütülen çetin mücadelelerle laikliğe ulaşılabildi. Bu nedenle kendisini sadece dinin siyasetten ayrılmasıyla tanımlamakla (ve sınırlamakla) birlikte, gerçekte laiklik toplumsal ve düşünsel hayatın bütününde sağlanan gelişmelerin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. “O halde niçin laiklik kendisini dinin sadece siyasete karıştırılmamasıyla sınırlamaktadır? Çünkü laiklik nasıl bir eşitlik ve özgürlük gereği olarak doğmuş ve gelişmişse, bireylerin din ve vicdan özgürlükleri de dokunulamaz temel insan hak ve özgürlükleri olarak bu sınırlama aracılığıyla korunmuşlardır. Dolayısıyla laiklik, herhangi bir dine mensup bir insanın bireysel olarak dini ibadet ve ifade özgürlüğünü yaşarken, aynı zamanda başka bir insanın farklı dini ibadet ve ifade özgürlüğüne de engel olunmamasının yegâne olanaklı biçimi olarak ortaya çıkmıştır. “Bu nedenle laiklik toplumsal ve düşünsel olarak çok yönlü bir gelişmenin ürünü olmakla birlikte, bireylerin düşünsel ve inançsal yönelişleriyle ilgilenmez. Bireyle toplumun ilişkisini demokratik bir temelde kurmakla yetinir.” Eşit mesafede nasıl durulur? “Şimdi devletin her dine eşit mesafede durması konusuna gelelim. Bir devlet her dine eşit mesafede nasıl durabilir? Sadece dinler karşısında nötr (yansız) kalarak. Bu durumda devletin hiçbir dine imtiyaz ve üstünlük tanıması doğal olarak söz konusu olamayacaktır. Biz buna laik rejim diyoruz. Peki, devletin kendisini herhangi bir dinle (veya mezheple) tanımlayarak her dine eşit mesafede olması mümkün müdür? Bu her şeyden önce tanım gereği mümkün değildir. Çünkü örneğin devlet kendisini Sünni Müslüman olarak tanımlıyorsa, bu doğrultuda davranması beklenecektir. Aksi takdirde bu tanımlama içi boş veya sahte bir tanımlama olur. O halde Sünni Müslüman devlet, diğer dinlere nasıl eşit mesafede durabilecek? Kendisine tanıdığı hakları ve öncelikleri diğerlerine de mi tanıyacak? Bu durumda devlet, çok eğitim programlı ve çok hukuklu mu olacak? “Pratikte neler olduğunu zaten görüyoruz. Devlet gerçekte hiçbir şekilde diğer dinlere ve mezheplere eşit mesafede durmuyor. Üstelik devlet, anayasasında laik bir devlet olarak tanımlanmış olduğu halde bu böyledir. Örneğin eğitimde diğer din ve mezhepten öğrencilere ders seçme özgürlüğü bulunmuyor. Sünni İslam inancının resmi temsilcisi bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi protokoldeki sırası geçen sene 52. sıradan 10. sıraya yükseltildi. Devlet kadrolarında her din veya mezhepten kimseler eşit ölçüde yer bulamıyor. Dolayısıyla dini siyasete karıştırarak veya devleti bir dine mensup olarak tanımlayarak, devletin diğer dinlere karşı eşit mesafede durmasını sağlamak mümkün değildir. Bunu sağlamanın yegâne yolu, devletin dini bakımdan nötr olmasıdır. Ancak burada şu önemli nokta gözden kaçırılmamalıdır ki, laiklik, devletin sadece tüm dinlere ve mezheplere eşit mesafede durmasının tek çaresi olduğu için geliştirilmiş bir uzlaştırma kavramı veya sistemi de değildir. Laiklik aynı zamanda yukarıda da belirttiğimiz gibi düşünsel ve toplumsal gelişmenin yeni bir aşaması olarak ortaya çıkmıştır. Bilimin, felsefenin, sanatın doğrudan katkıları ve toplumsal mücadelelerin kaçınılmaz sonuçları, bu tarihsel yaklaşımı ve sistemi yaratmıştır. Bu nedenle düşünsel ve toplumsal sekülerleşmenin belirli bir düzeyine ulaşmadıkça, ‘uzlaşmak gerekli’ diye devletin dinlere eşit mesafede durması sağlanamaz. (Seküler eğitim ve seküler hukuk gelişmemişse, hangi eğitim tipi ve hangi hukuk tipi ile bütün dinlere ‘eşit mesafede’ durulabilecek?) Bu yüzden, laiklikten bahsettiğimiz zaman bu gerçekliklerin hepsine birden işaret etmiş oluyoruz. Laikliği, ‘devletin her dine eşit mesafede durması’ndan ibaret olarak tanımlamak, eğer anlama yetersizliğinden ileri gelmiyorsa bir yanıltma girişiminden başka bir şey değildir.” Yazı sahibi: Osman Bahadır. Kaynak: Osmanlılardan Cumhuriyete Sekülerleşme, Evrim Yayınevi, 2017... Bahadır’ın kitabı çok temel konuları yerli yerine oturtuyor. Mutlaka okuyun. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle