29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 9 Ekim 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET 190/8 0 280/1 5 0 220/1 5 0 190/1 0 0 220/5 0 180/8 0 180/4 0 150/4 0 250/1 0 0 250/1 3 0 150/1 0 0 230/1 6 0 150/6 0 260/2 1 0 170/1 0 0 130/7 0 180/7 0 290/1 0 0 160/1 1 0 230/1 3 0 240/2 1 0 250/1 9 s 0 TARİHTE BUGÜN 1967: Fidel Castro ile Küba devrimi için çarpışan Ernesto ‘Che’ Guevara (39, Bolivya’da öldürüldü. 1971: Deniz Gezmiş ve 17 arkadaşı idama mahkum edildi. Müftülüklere resmi nikâh Cami altı, resmitasarısı tartışılırken Melih Gökçek’in yönettiği belediye hızlı nikâh merkezidavrandı Ankara Büyükşehir Belediyesi, müftülere resmi nikâh yetkisi ve ren tasarının TBMM’de görüş meleri sürer ken, Kocatepe Camiisi’nin altın da Evlendirme Şu be Müdürlüğü’ne bağlı Başvuru ALİCAN ULUDAĞ Merkezi açtı. Evlenmek isteyen çiftlerin caminin altında faaliyet gösteren mer kezde nikâh kıyacak olması, “... mabetlerde resmi evlenme töre ni yapılamaz” hükmüne aykırı lık tartışması yarattı. Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, geçen hafta TBMM İçişleri Komisyonu’nda kabul edildi. Tasarı yasalaşırsa il ve ilçe müftülüklerine de resmi nikâh kıyma yetkisi verilecek. Muhalefet, müftülerin resmi nikâh kıymasının; imam nikâhı resmileştireceği, bunun kadınerkek eşitliği ile laiklik ilkesine aykırı olduğu görüşünde. Tasarı henüz yasalaşmadan Ankara Büyükşehir Belediyesi dikkat çekici bir adım attı. Belediye, Kocatepe Camii’nin altında faaliyet gösteren Kocatepe Kültür Merkezi’nin içerisinde Evlendirme Şube Müdürlüğü’ne bağlı Başvuru Merkezi açtı. Evlenmek isteyen çiftler, resmi nikâh başvurularıGökçek nı bu merkeze de yapabilecek. Dileyenler de nikâhlarını burada kıydırabilecek. Söz konusu merkezin üzerinde camii yer alması ise tar tışma yarattı. Çünkü Evlendirme Yönetmeliği’nin 26. maddesindeki “...mabetlerde resmi evlenme töreni yapılamaz. Bu durumda evlendirme memuru evlenmeyi erteler” hükmüne aykırılık tartışması yarattı. Belediyenin merkezinin, caminin bir eklentisinde faaliyet göstermesi, evlenmek isteyen çiftlerin nikâhlarını camii içine taşıma taleplerinin “gayri resmi” karşılanması tehlikesini doğurdu. Bu durum da fiilen camide nikâhın önünü açabilecek. Büyükşehir belediyesi, merkezin açılışını şehrin dört bir yanında billboord ilanları ile duyurdu. l ANKARA Çanakkale ruhunu dokunarak yaşadılar Çanakkale’de görme ve işitme engelliler, Engelliler Destek Programı (EDES) kapsamında, “Tarihe Engelsiz Erişebilirlik” projesiyle 102 yıl önce savaşın yaşandığı tarihi Gelibolu Yarımadası’nı ziyaret etti. Görme engelliler, ‘Çanakkale ruhu’nu alandaki şehitliklere, anıtlara ve savaşa ait objelere dokunarak yaşadı. l DHA Hastanede yangın paniğiHastalar TAHLİYE EDİLEREK kentteki diğer hastaneleRE sevk edildi Hastane personeli yoğun çalışma sonucu 235 hasta ile yakınlarını, herhangi bir olumsuzluk yaşanmadan kısa sürede tahliye etti. Diyarbakır’daki Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde akşam saatlerinde yangın paniği yaşandı. Yangınla birlikte dumanlar hastaneyi sararken, personel 235 hasta ile yakınlarını, herhangi bir olumsuzluk yaşanmadan kısa sürede tahliye etti. Hastalar yaş gruplarına göre diğer hastanelere sevk edilirken, yangın itfaiye ekibinin müdahalesi ile söndürüldü. Dün saat 17.30 sıralarında Merkez Bağlar ilçesinde bulunan Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi Kadın Doğum Klinikleri ek binasının 2. katında, iç tesisat ve elektrik panosundan kaynaklı yangın çıktı. Kabloların kısa devre yapması sonucu çıktığı belirti len yangınla birlikte yayılan duman nedeniyle hastanede bulunan 235 hasta ve yakını panik yaşadı. Hastane personelinin yoğun çabası sonucu hasta ve yakınları kısa sürede, herhangi bir olumsuzluk yaşanmadan hastaneden tahliye edildi. Kısa sürede hastaneye gelen itfaiye ekipleri de yangına müdahale etti. Sevk edilen ambulanslarla hastalardan 181’i diğer hastanelere sevk edilirken, 54 yenidoğan yoğun bakım hastası ise hizmet binasında tedavi altına alındı. Sağlık Müdürü Sait Avar, hastanede bulunan tüm hastaların sağlık durumlarının iyi olduğunu söyledi. Avar, kısa bir süre sonra hastanenin çalışmalarına devam edeceğini de söyledi. l DHA haber 3 Erdoğan ve Gökçek Melih Gökçek ve Tayyip Erdoğan, Türkiye’de hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağına en erken işaret sayılabilecek 1994 yerel seçimlerinde Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlıklarını alarak bir “gelecek yarışı”na, kendileriyle aynı doğrultudaki başka pek çok insandan önde ama birbirleriyle aynı hizada başladılar. Akan zaman bu iki “iktidar koşucusu” arasında muazzam mesafe farkı ortaya çıkardı. Bunu Beştepe’deki görüşmede ne olup bittiğini kelimesi kelimesine bilemesek de gözlemliyor, duyumsuyoruz. Devam etmeden, belirtmek isterim ki bu, “spekülatif” bir yazı. Tahmin yürütüyorum. Kendimce bu tahminleri besleyen somut veriler de, maddi temeller de var ama takdir size ait... Bence Melih Gökçek’in siyasi serüveninde bir “hobi”, bir de “fobi” oldu. Gökçek’in hobisi, kendisinin de zaman zaman dile getirdiği üzere CHP’dir. Fobisi ise hiç ama hiç dile getirmediği, ancak alttan alta hissedildiği üzere “RTE”dir. Gökçek’in 1994sonrası siyasi yükselme çabasına bir “Erdoğankompleksi” damga vurmuştur. Elbette Gökçek, çekirdekten bir “Milli Görüş”çü, yani Türkiye’ye has İslamcılığın bağrından çıkmış bir figür değildir. Onu ilk, 1980’lerde ANAP döneminde Keçiören Belediye Başkanı olarak, ülkücü cenahla titreşimli ve antikomünizm itkili bir garez ve şiddet operatörü olarak hatırlıyoruz. Sonra Refah Partisi’ne geçiş yaptı. Bu, tabii ki neredeyse çocukluğundan beri o bünyenin içindeki Erdoğan karşısında Gökçek’in en büyük dezavantajıydı. Ama bir başka faktör daha var: Karizma... Erdoğan’ın siyasi gidişatını, 1994sonrası süreçte ayan beyan belirginleşen “karizmatik otorite”si, daha da öte bu karizmaya kapılmış kitlelelerin talep ve beklentileri belirler oldu. Bu bakımdan Tayyip Erdoğan, kendi karizmatik otoritesinin mahkumu bir muktedir olarak da değerlendirilebilir. Belki de bu, onun “kısırdöngü”südür. Gökçek’in karizması yok. O, evet korkunçtur, ama hiçbir zaman bir karizmatik otorite olarak ayrımsanmadı. Bu yüzden onun kısırdöngüsü, her seçim ona yerinden olma riski yaşatan ve yerinden olmamak için allem edip kallem edip her türlü karşıstratejiyi işlerliğe soktuğu Ankara hal kı oldu. Elbette hasar, Ankara’ya, Ankaralılara, en çok da Çankaya’ya, ODTÜ’ye olmuştur. Ama bir yandan da Ankara, Gökçek’in mahkumiyeti olmuştur. Bu mahkumiyeti aşma yolunda Gökçek, başka açılım imkânları arar oldu. Medya, el attığı alandı, ama arzu ettiği sonucu alabildi mi, tartışılır. Dedik ya, karizması yoktu; ne Erdoğanvari, ne de Acunvari mahiyette!.. Medyadan da sosyal medyaya açıldı. Ve işte bu, 1980’lerden beri tanır/bilir olduğumuz korkunç figürün hızla gülünç bir figüre dönüşmesine yol açtı. Medyanın esası “eğlence”, sosyal medyanın esası “mavra”dır. Gökçek sosyal medyada 4 küsur milyon takipçi yapıp çok “ünlendi”. Ama bu, yıllarca karşıtlarında yarattığı korku, öfke, nefret duygularının yerini dalga geçmelere, “ti”ye almalara, acıma duygularına bırakması pahasına oldu. Sosyal medya “aşkı”, şedit bir siyasi kariyerle ne olmuşsa olmuş Gökçek’i çözdü, çözeltti, çökeltti. O yüzden 1994’te aynı hizada başlayan iktidar koşusunda bugün gelinen noktada Beştepe’de ErdoğanGökçek görüşmesinin bir çıktısı da “Melih Başgan”a “Reis”ten nasihatler eşliğinde Twitter yasağı oluyor. Hazin bir final! Adeta dersine çalışmayıp fuzuli işlerle uğraşan çocuğun, babası tarafından kulağının çekilmesine benzer bir muameleye maruz kalmak!.. Peki, iş burada biter mi?.. Hayır, bu da Gökçek’i çok hafife almak olur. Yaşadığını kolay kolay unutacağı, sineye çekeceği kanısında değilim. “Trump Amerikası”nın korku fantezisini, o Amerika’nın gerçek korkunçluklarından beslenerek yansıtan “American Horror StoryCult” dizisinin (FX) ilk bölümünde ne diyordu benzer bir muameleyle karşılaşmış korkunç başrol karakteri: “Aşağılanmış bir ruhtan daha tehlikeli bir şey yoktur.” Dolayısıyla bizim “korku filmi”miz de devam ediyor. AKP denen korkunç iktidar makinesinin içten çöküşüne şahit oluyoruz. Oluyoruz ama, söz konusu “makine”nin hacmi düşünüldüğünde bu çöküşün sadece kendisine mi, yoksa hepimize mi zarar vererek, yıkım üreterek gerçekleşeceği sorusu hâlâ yanıt bulmuş değil!.. Almanya’da üç Türk gencinden acı haber Paula Yalman Almanya’nın Hessen Eyaleti Butzbach kentindeki trafik kazasın da 3 Türk genci yaşamını yitirdi. Kimliği açıklanma Julia Kabaca yan 18 yaşındaki genç kız ise hastaneye kaldırıldı. Polisin yaptığı açık lamaya göre kaza dün 04.30’da meydana gel Kazım Cihan di. 23 yaşındaki kadın sürücü, karşı yönden gelen TIR çekme aracı ile çarpıştı. Hurdaya dönen otomobilde Hatay Samandağlı sürücü Paula Yalman (23), yanında oturan Julia Kabaca (20) ve arkada oturan Kayserili Kâzım Cihan (20) yaşamını yitirdi. Bir kişi de yaralandı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle