29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 9 Ekim 2017 14 yorum TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Birlikte?… Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan geçen hafta sonu Meclis’in yeni döneminin açılış konuşmasında, Yeni Türkiye’yi birlikte inşa edelim çağrısı yaptı. Gerçekler bu çağrının içinin ne kadar boş olduğunu kanıtlıyor. Yapıldığı gün… Birlikte inşa çağrısının yapıldığı yerde ve zamanda, 1 Ekim’de, Meclis’in, 23’ü kadın 59 milletvekili ile üçüncü büyük partisi HDP yoktu; bu partinin milletvekilleri bir yıla yakın bir süredir yargılanma bekleyen Eş Genel Başkanları Demirtaş’ı ziyarete Edirne’ye gitmişlerdi. Diğer eş genel başkanlarından sonra aynı gün bir milletvekilinin daha milletvekilliği düşürülmüş; 30 dolayında milletvekili tutuklanıp serbest bırakılmış; biri CHP’li kalanı HDP’li olmak üzere 10 milletvekili hapisteydi. Çağrının yapıldığı gün Meclis, uygun deyimiyle, ağır yaralıydı. Çağrıdan hemen sonra Erdoğan’ın katılımıyla Meclis Başkanı’nın odasında yapılan toplantıya, yasamanın, yargının ve askeriyenin en üst temsilcileri çağrılmış, ancak ana muhalefet partisinin genel başkanı her nasılsa (?) unutulmuştu. Cumhurbaşkanı çağrısında, dördü gazetemiz Cumhuriyet’ten olmak üzere 179 gazeteci tutukluluğuna hiç değinmedi. Bunun gibi ben yaptım oldu mantığıyla yapılan ortaöğretim (TEOG) ve yükseköğretim (ÖSS ve ÖSY) giriş sınavlarının, kaldırılmasına ya da değiştirilmesine de hiçbir neden ve gerekçe gösterme gereği duymadı; duymayabildi. İnşaat bittikten sonra! AKP yeni Türkiye’nin inşasına 2002’den sonra başlamış, 12 Eylül 2010 ve 16 Nisan 2017’de yapılan anayasa değişikliğiyle yapının yalnız iskeleti değil, çatısı da tamamlanmıştı. Üstelik 16 Nisan’a giden süreçte devletin tüm olanakları; güçlendirilmiş olan yandaş sermaye çevrelerinin, bununla çok büyütülmüş olan basın yayın gücü ve yine üstelik OHAL koşulları kullanılarak, çok tartışmalı ve de ucu ucuna bir evet sonucu elde edilmişti. Buna karşın, atı alan Üsküdar’ı geçti sözleriyle birlikte yönetim anlayışını tümüyle dinamitleyen bir yaklaşım sergilenmiş; tek ustanın yaptığı inşaatın tamamlandığı ilan edilmişti. Yeni yapıda, kapsamı çok geniş tutulan yürütme erki bir kişide toplanmış; yasama erki, parlamenter demokrasinin temeli olan bütçe hakkı bile elinden alınarak iyice zayıflatılmış; yargı erki tümüyle siyasallaştırılmış; eğitimin dinsel düzlemde birliği sağlanmış, askeriye teslim alınmış ve kamu yönetiminin kurumsal yapısı da aynı zamanda AKP Genel Başkanı yapılan Cumhurbaşkanı’na bırakılmıştır. Çağrı, bu yapının betonu dökülen çatısına birkaç saksı çiçeği getirerek siz de katılından öte hiçbir anlam taşımıyor. Çünkü yeni anayasaya göre ülkeyi seçimlerde yüzde 50+1 oy alan kişi tek başına yönetecektir. Diğer taraftan en büyük kentlerin belediye başkanlarından başlayarak işlem uygulanıyor; bunlardan biri İstanbul, istifa ediyor; diğeri Ankara, sürüncemede bırakılıyor; bunlara 45 kentin belediye başkanları da ekleniyor. Parti içinde yaşanan güç kavgasının nedenlerinin saklanması bir AKP gerçeği. AKP’de kural olarak görevinden uzaklaştırılan ancak kendisi uzaklaştı görüntüsü verilen başbakan, bakan ve belediye başkanlarının, kendi deyimleriyle hukuklarına dokunulmuyor; yolsuzluktan Siyasal İslama hizmete uzanabilecek bir dizi olası nedenler açıklanmadan, bunlar, hem kovuluyor, hem de korunuyor; demokratik (!) bir tutumla saklanmaları sağlanıyor. Böyle bir yönetim anlayışından gelen, birlikte inşa edelim çağrısının hiçbir geçerliliği olamaz. Işıkları azalmakta olan bu kapkaranlık yapının yıkılması ve yerine özgürlükçü ve aydınlık yenisinin yapılması gerekiyor. 9 EKİM 2017 SAYI: 33605 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.37 05.22 05.46 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 07.02 12.58 16.07 18.42 06.46 12.43 15.52 18.27 07.07 13.06 16.17 18.51 Yatsı 20.01 19.45 20.07 Okurlarımızdan gelen eleştirileri, önerileri gazete yönetimine, yazıişlerine gazetenin internet portalı sorumlularına iletiyorum. Bunun dışında Cumhuriyet gazetesinin sürekli izlediği saydamlık ilkesine uyarak geniş bir okur kitlesi tarafından benimsendiğini düşündüğüm eleştiri ve önerilere de bu köşede yer veriyorum. Eleştiri ve önerilerin benimsenmesi, uygun görülmesi ya da uygun görülmemesi kuşkusuz gazete yönetiminin tasarrufundadır. Her eleştirinin gereğinin hızla yerine getirilmesi kuşkusuz farklı nedenlerden kolay olmuyor. Kimi zaman teknik olanaksızlıklar, kimi zaman eleştirinin öneminin anlaşılamaması, yazım hatalarının yinelenmesini önlemekte karşılaşılan zorluklar, kimi zaman da gazete yönetiminin uyguladığı örneğin sayfa düzeni ya da dağılımı gibi konularda uzman görüşleri ile eleştirilerin çakışmaması bu durumun nedenleri arasındadır. Diğer yandan kimi eleştirilerin gazetenin genel yayın politikası konu Okur Eleştirilerinin İşlevi sunda ilkesel olarak kabul edilemeyecek öğeler içermesi de bazı okurlarımız tarafından anlaşılamayabiliyor. Okur istek ve eleştirilerinin, önerilerinin çeşitlilik içerdiğini, okurların her zaman aynı görüşte olmadığını da belirtmek gerekiyor. Örneğin bazı okurlarımız spor sayfalarının, spor yazarlarının sayısının artırılmasını önerirken bir kısım okurlarımız ise bunun tam tersini savunabiliyor. Bu da doğal karşılanması gereken bir durumdur. Sonuç olarak okurlarla gazete yönetimi arasında benim de bir anlamda aracılık işlevini yerine getirmeye çalıştığım yararlı bir diyalog sürüyor. Bu diyaloğun giderek daha yetkinleşeceğini, işlevini daha verimli bir şekilde yerine getireceğini umuyorum. Okur eleştirilerine iki örnek olarak değerli okurlarımız Cavit Sarıkaya’nın ve Prof. Dr. Afife Batur’un iletilerini kısaltarak sunuyorum. Eleştiri ve Önerilerim l Gazetenin erken baskıya girdiğini biliyoruz ancak örneğin Şampiyonlar Ligi maçları 24’e doğru bittiği halde haberi baskıya yetiştirilebiliyor. Bunun teknik açıklaması nedir? Taşra baskısına yetişmeyen haberler acaba ertesi gün özetlenerek taşra baskısına özel verilebilir mi? l Artık işlevini yitirmiş olan hava tahmini köşesinin yerine, tek önemli bir olay işlenerek ‘Tarihte Bugün’ köşesi daha doyurucu hale getirilebilir mi? Veya biri kolay biri zor iki sudoku bulmacası konabilir mi? l 60’lı, 70’li yıllarda haber kıtlığı çekildiğinde ‘kelliğe çare bulundu’ haberine başvurulurdu. Son yıllarda bunun yerini tekrar tekrar hangi besinlerin ne içerdiği ve nelere iyi geldiği yer almaya başladı. Buna ne gazetemiz okuyucularının, ne sayfahaber düzenleyicilerinin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Araştırmaların ışığında yeni bir bilgiye ulaşılmışsa ve özel durumlar dışında bu tür bilgilerle geniş bir yerin heba edildiğini düşünüyorum. Kaldı ki konu bilgi kirliliğine çok açık. Örneğin tereyağ, yumurta, vitamin hapları... l Korkarım üniversite sınav sistemi değiştiği için iyi niyetle de olsa sınava hazırlık testleri yayımlanması gazetenin gündemine gelebilir. Bu konuda parasız o kadar çok kitap ve internet sitesi var ki, öğrencilerin bu hizmetinizden yararlanabileceklerini sanmıyorum. Bunun yerine her gün tüm branşlardan seçilecek birer özgün sorunun nasıl çözüldüğüne ilişkin öğrencileri yönlendirmek çok daha yararlı olacaktır; eminim. Ayrıca, böyle bir köşe yetişkinler için de ilginç olabilir. l Çok eleştirildiği halde neden hâlâ başta otomobil olmak üzere çeşitli ürünlerin buram buram reklam kokan haberleri yayımlanır bilmem. Bari bu bir ilandır notu düşülsün kenarına. l Sanatçıların, bilim insanlarının ve politikacıların ölüm haberleriyle anma günlerinde eserleri ve gerçekleştirdiklerinden daha çok örnek verilebilir. Yaşar Kemal’in ölümü sonrası daha önce Cumhuriyet’te çıkan röportajlarının yayımlanması çok yerindeydi. Örn: M.Cevdet, S.Birsel, Bilge Karasu’dan... söz edilirken bir denemesi, şiiri, kısa bir öyküsü anma yıldönümlerinde gazete veya kitap ekinde yer alsa, anmanın anlamına çok yakışır diye düşünüyorum.   l Başlık kesin yargı içerirken, yazı içinde ‘iddia ediliyor’, ‘ileri sürülüyor’ gibi kesinlik içermeyen ifadeler yer alabiliyor. l Bazen gazetenin ağırbaşlı üslubuna yakışmayacak boyalı basın tarzı başlıklar atılıyor. ‘Ey ÖSMY Hani Olmazdı?’,’ Aman Karatay Duymasın’...  Son örnek Trump’ın eşinin ayakkabı ve giysi seçimiyle  ilgili. l Yalnızca bulmacaları için alınan bazı gazeteler düşünüldüğünde, her düzeyde okur için bulmaca köşeleri bir gazete için olmazsa olmazlar ara KISA KISA Dikkatsizlik ve savrukluk Artık karşılaşmaktan sıkıldığım bir dikkatsizlik ve savrukluğu ilginize sunmak istiyorum. Emekli bir üniversite öğretim elemanıyım. Mimarlık ve sanat tarihi ilgi alanım. Doğal olarak gazetelerin sanat etkinlikleri haber ve yazılarını izlerim. Gazetede pazartesi günleri yayımlanan “Sanatta Bu Hafta” başlıklı bilgi/duyuru sayfasının özellikle son bir yıldır gözlediğim özensizliği veya baştan savma derlemeciliği beni çok rahatsız ediyordu. Ama son haftalarda artık iyice rahatsız oldum: 25 Eylül 2017 ve 02 Ekim 2017 tarihli Sergi duyurularında bitip kapanmış sergi haberlerinin üst üste verildiğini görmek beni üzdü. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün 16 Eylül’de, Pera Müzesi’nin 17 Eylül’de kapanmış olan sergi haberleri veya Contemporary İstanbul’un 17 Eylül’e kadar süreceğini 25 Eylül haberlerinde vermenin nasıl bir özensizlik olduğunu ilginize sunuyorum. Saygılarımla... Prof. Dr. Afife Batur sında yer alır. Geç de olsa Cumhuriyet de bulmaca sayısı, türü ve alanını genişletti. l Değerli gazeteci Abdi İpekçi, Milliyet’i yönetirken öbür yeniliklerinin yanında spor sayfasını ikiye çıkartıp yazar kadrosunu da zenginleştirerek gazetenin baskı sayısını artırmıştı. Cumhuriyet’in de kaliteli futbol yorumcuları arttı. Özellikle Sayın Bağış Erten’in zengin spor bilgisi ve sağlıklı entelektüel bakış açısıyla yazdığı deneme tadındaki yazılarıyla spor sayfasının kalitesini yüzde yüz artırdığını abartısız söyleyebilirim. Öte yandan, başta basketbol olmak üzere öbür spor dallarıyla ilgili değiniler, yorumlar çok önemli karşılaşmalar ve başarılarla ilgili olanlar dışında yok denecek kadar az. Hiç olmazsa internetten edinilecek bilgi ve haberlerle haftanın 2 gününde tüm sporlarla ilgili panoramik bir bakış sayfası olabilir mi? Cavit Sarıkaya Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN [email protected] ‘O sözler ki kalbimizin üstünde’ İSMAİL ÖZCAN Eğitimci 11Ekim 2005’te bu dünyaya veda eden Attilâ İlhan’ın vefatının üzerinden 12 yıl geçti. Vefat ettiğinde 80 yaşında olan Attila İlhan, tam anlamıyla olgunluk, verimlilik çağında dünyaya bakışında özgün yorumlara ve sentezlere ulaşmışlık aşamasındaydı. Ölümü, Türkiye için telafisi zor bir kayıp oldu. Attilâ İlhan sıradan, hasbelkader ya da pohpohlanmış değil, kelimenin dolu dolu anlamıyla entelektüel bir yazardı. Gerçek entelektüel, içinden çıktığı toplumun/halkın önemli ve somut sorunlarını doğru dürüst bilen, bunlara çözüm arayan ve öneriler sunan, bu yolda mesai harcayan bilgili ve bilinçli kimse demektir. Attilâ İlhan, özgün bir şair, özgün bir romancı olmasının yanında bu toplumun özellikle dil, kültür, tarih ve uygarlık alanındaki problemleri üzerine esaslı yorumlar ve sentezler üretmiş ve kendinden emin çözümler sunmuştu. Onun bu anlamdaki düşüncelerini içeren hem KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI Şair, romancı, denemeci, eleştirmen ve gazetemizin yazarı Attilâ İlhan’ın aramızdan ayrılışının 12. yılı. Türkiye’nin en güzel aşk şiirlerini yazan büyük şairi özlemle anıyoruz ilk hem de en önemli kitapların dan biri “Hangi Batı”dır. 1960’la rın sonlarında Varlık Yayınla rı tarafından yayımlanan bu ki tap Cumhuriyet dönemi Türki ye’sinin düşünce hayatının en önemli ürünlerinden biridir. Cemil Meriç “Hangi Batı” için şöyle diyor: “Çapkın, çakırke yif, derbeder bir üslup. Şıma rık, serâzâd bir zekâ. Kızdır dığı zaman bile sevimli. Kita Attilâ İlhan bı gülerek kapıyorum, yarı sar hoş, yarı mutlu, yarı doymuş, yarı aç.” Hangi serisi Sonraki yıllarda başka yayınevleri (Bilgi, İş Bankası) tarafından geliştirilerek defalarca basılan “Hangi Batı”, üniversite eğitimi almış her kesin en başta okuması gereken düşünce kitaplarından biridir. Attilâ İlhan, “Hangi Batı”dan sonra “Hangi Sol”, “Hangi Sağ”, “Hangi Atatürk”, “Hangi Edebiyat” gibi Hangi Batı’daki konsepte uygun olarak bir dizi daha kitap yazdı. Bunlardan “Hangi Sol” ve “Hangi Atatürk” de okunması şart kitaplardandır. Güzel Türkçe Bilgisine, birikimine, fikri donanımına güvenen her insan gibi Attilâ İlhan da bütün yazı hayatı boyunca hep sükunet içinde oldu; kimseyle kavgalı, gürültülü, küfürlü polemiklere ve söz düellolarına girmedi. Yazarlık hayatında ağırbaşlılık neredeyse alametifarikası oldu. Daima orijinal düşünceler üretti [email protected] ve onları çok düzgün, rahat anlaşılır bir Türkçeyle ifade etti. Dilde herhangi bir yöndeki aşırılığa hiç yüz vermedi. Düşünce ve felsefe yazılarının zaman zaman işin doğası gereği girift, bir çırpıda anlaşılmaz niteliklere bürünmesi kabul edilebilir bir durum da olsa, o bu zorluğu aşmayı bildi. En zor, en felsefi konuları işlerken bile rahat anlaşılırlığı başardı. Dış dünya bilgisi Attilâ İlhan, üst düzeyde egemen olduğu Fransızcasıyla dünyadaki edebi, siyasi, iktisadi vb. gelişmeleri çok yakından izledi. Gerek gazete yazılarında, gerek kitaplarında, gerekse son yıllarında ağırlık kazanan TV programlarında okuyucu ve izleyicilerini bunlardan haberdar etti. Son yıllarda sağcı/muhafazakâr yazarlarca çok önemsenen ve tekrarlanan “millilik”, “yerlilik” gibi payelerin kendisine en çok yakışacağı aydınlardan biri Attilâ İlhan’dı. Ölesiye taşırız [email protected] Attilâ İlhan’ın Kemalizme, ulusalcılığa, antiemperyalizme ilişkin olarak öne sürüp ısrarla savunduğu tezler, sağcı/ solcu bir bölüm yazar ve aydın tarafından ciddi eleştirilere tabi tutulduysa da bunlar onun tezlerini ve onları savunmak için öne sürdüğü güçlü argümanları çürütmek için yeterli olmadı. Bunlara ek olarak o, savunduğu şeyler hakkındaki samimiyet testlerinden hep başarıyla çıktı. Belgesi de kendi dizeleridir: “O sözler ki kalbimizin üstünde Dolu bir tabanca gibi Ölüp ölesiye taşırız O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan Uğrunda asılırız.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle