04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 27 Ekim 2017 2 Sisteme güven yok eğitim EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN UNESCO raporuna göre Türkiye’de öğrenciler eğitim sistemine değil öğretmene güven duyuyor. Öğretmenlerin ders içeriğinde söz hakkı yok FİGEN ATALAY Türkiye’de öğretmenlere duyulan güven, eğitim sistemine duyulan güvenin üzerinde. UNESCO Küresel Eğitim İzleme Raporu’na göre, öğretmenlere duyulan güven 10 üzerinden yaklaşık 6.5 iken eğitim sistemine duyulan güven yaklaşık 4.5. Eğitim Reformu Girişimi (ERG), Küresel Eğitim İzleme Raporu’ndaki dünya ve Türkiye ile ilgili önemli tespitleri Dünyada 264 milyon çocuk eğitime erişemiyor. bir araya getirdi. Rapor, matematik alanında en düşük düzeyde becerilere sahip olan öğrencilerin yüzdesinin gerek ilkokul, gerekse ortaokul ve lise seviyesinde birçok ülkede düşük olduğunu gösteriyor. Singapur, Kore, Hong Kong’da öğrencilerin tamamına yakını temel matematik becerilerine sahipken Türkiye’de bu oran yüzde 70’te kalıyor. Özerklik azaldı Rapora göre, Türkiye’de engeli olduğunu belirten 1824 yaş arası gençlerin okuldan erken ayrılma oranı yüzde 60’ın üzerinde. Bu seçilmiş 25 Avrupa ülkesi içindeki en yüksek oran. Raporda dikkat çekici bir başka bulguya göre Türkiye, öğretmenlerin ders içeriğine karar vermede en az söz sahibi olduğu ülkelerden biri ve öğretmenlerin bu konudaki özerkliği 2006’dan 2015’e dek giderek azalmış. Türkiye’de öğretmenlerin derslerin içeriğine karar verebildiği okulların oranı yüzde 20’nin altında kalırken, Çek Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve Estonya’da bu oran yüzde 100’e yakın. Altyapı sorunu Fiziksel altyapı sorunları, dezavantajlı öğrencilerin öğrenim gördüğü okulları daha olumsuz etkiyor. Türkiye’de, dezavantajlı öğrencileri olan okul yöneticilerinin yüzde 69’u öğretimin fiziksel altyapı sorunlarından etkilendiğini belirtiyor. Türkiye’deki ilköğretim okulu müdürlerinin yüzde 60’tan fazlası, okullarında yeterli öğretim alanı olmamasının öğretimi engellediğini belirtiyor. Müdürlerin yarıdan fazlası da, okuldaki ısıtma ve soğutma sisteminin öğretimi engellediğini belirtiyor. Türkiye her iki konuda da değerlendirilen 13 ülke arasında en yüksek oranlara sahip. Kızlar daha başarılı Matematik okuryazarlığındaki cinsiyetler arası farkı ilkokulda kızların, ortaokul ve lisede ise erkeklerin aleyhine. Raporda bulunan cinsiyet eşitliği endeksine göre Türkiye’de kızlar hem 4 hem de 8. sınıflar düzeyinde matematikte daha başarılı. Türkiye’de özel okullarda öğrenim gören çocukların sayısı son yıllarda hızla artıyor; buna bağlı olarak aileler tarafından yapılan eğitim harcamaları da artıyor. Kuran kursu hocasından borulu dayak AHMET ŞEFİK Trabzon’un Of ilçesine bağlı Ballıca Mahallesi’ndeki Ballıca Kuran Kursu’nda hocaları H.T’nin kendilerini dövdüğünü iddia eden M.Ç. (13) S.O. (14) ve H.A. (15) 24 Ekim günü, sabaha karşı Kuran kursundan kaçarak 8 kilometre uzaklıktaki ilçe jandarma komutanlığına sığındı. Çocuklar ifadelerinde Kuran okuma hocası H.T’nin ezberde yanlış yaptıkları gerekçesiyle kendilerini sopa ve boru ile dövdüğünü, sabaha kadar ödev verilen bölümleri ezberleyememeleri halinde kendilerini “dayaktan öldüreceğini” söylediğini, korktukları için saat 04.00’te Kuran kursu yurdundan kaçtıklarını, ilçede rastladıkları Of Belediyesi zabıta görevlisinin kendilerini jandarma ilçe komutanlığına getirdiğini söyledi. Koruma altındalar Öğrenciler, Kuran kursunda sürekli dayak ve baskı olduğunu, ailelerinin gönderdiği küçük miktarlarda harçlıkların 50 TL’sinin her seferinde ceza olarak alındığını, işkence haline dönüşen bu ortamda kalmak istemediklerini söyledi. Yapılan ilk muayenede çocukların vücudun çeşitli yerlerinde darp izlerine rastlandığı öğrenildi. Çocuklar koruma altına alınırken, Of Cumhuriyet Savcılığı tarafından adli, Of Müftülüğü tarafından da idari soruşturma başlatıldı. Ballıca Kuran Kursu yöneticisi Vahap Vahapoğlu, “Bunlar veliler tarafından zorla getirilen çocuklar. Buradan gitmek için her türlü iftirayı yapıyorlar” diyerek kendilerini savundu. Eğitim Sen Trabzon Şube Başkanı Engin Nur, bu tür olayların giderek arttığına dikkat çekti, “tarikat, cemaat yurtlarından, Kuran kurslarından gelen iç burkan haberlerin birinin şokunu atlatmadan diğerini yaşamaktayız’’ dedi. l TRABZON Gerici müfredata karşı isyan korkusu Jandarma, dinselleştirilen eğitim için uyardı: Yeni Gezi’ler olabilir! OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın tartışmalı müfredatı devletin korku listesine girdi. Geçen hafta 81 il valisi ile gerçekleştirilen toplantıda jandarma istihbarat görevlileri tarafından yapılan sunumda, valilere müfredat ve eğitimde dinselleşme tartışmaları üzerinden sol grupların Gezi eylemlerine benzer eylemler planladıkları uyarısında bulunulduğu öğrenildi. Toplantıda ayrıca üniversitelerde siyasi faaliyetlerin önceden engellenmesi ve okullarda uyuşturucu ile etkin mücadele talimatı verildi. MEB’in Atatürk’e ilişkin bölümlerin daraltıldığı, Evrim Teorisi’nin çıkartıldığı ve cihatın eklendiği dini ağırlıklı yeni müfredatı, sınav sistemi tartışmaları ile gündemden düşse de devletin öncelikleri arasında yer almaya devam ediyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla 1112 Ekim tarihlerinde 81 ilin valisi ile gerçekleştirilen “2017 Valiler Buluşması” toplantısının gündeminde de eğitime ilişkin konular yer aldı. Edinilen bilgiye göre valilere, ilköğretimden üniversiteye kadar eğitim alanlarındaki ‘tehdit’lere ilişkin uyarılarda bulunuldu. Valilere sol grupların müfredat ve devlet politikasında dinselleşme üzerinden Gezi eylemleri benzeri bir eylem düzenleme planlarının olduğu anlatıldı. Bu kapsamda valilerle, MEB’in yeni müfredatı ve eğitimde dinselleşme tepkilerine karşı önlemler tartışıldı. Siyasi faaliyete engel Toplantıda yapılan sunumun bir diğer maddesini KHK ile akademisyen ihraçlarının ardından tepkilerin devam ettiği üniversiteler oluşturdu. Bu konuda üniversitelerde Hazırlayanlara suç duyurusu Bilimsel ve Laik Eğitim Hareketi, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu üyeleri ile ilgili kamu görevlileri hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi” suçlaması ile suç duyurusunda bulundu. Sorumlular hakkında kamu dava sı açılmasını isteyen yurttaşlar, Ankara adliyesine gelerek dilekçelerini teslim etti. Dilekçede, “Atatürk ilke, değer ve devrimlerine eğitim ve öğretim programlarında ya yer verilmemiş ya da verilen yer olabildiğince daraltılmış, hatta içeriği boşaltılmış” denildi. herhangi bir olay yaşanmamasını isteyen İçişleri, valilere üniversitelerde siyasi faaliyetleri öncesinden engelleme talimatı verdi. Valilerin gündemindeki diğer bir konu da okullardaki uyuşturucu ile mücadele oldu. Son dönemde eğitim alanları ve çevresinde uyuşturucuya karşı ciddi adımlar atan İçişleri, bu kapsamda okullara yoğun kamera sistemi talimatını hatırlattı. Her okula koordinatör atanması, okul yönetimi, veliler, öğrenci ve güvenlik güçleri arasında bağlantı kurulması planlandı. Bakanlık ayrıca valilerden okullarda siyasi eylemlere de izin verilmemesi ni istedi. Devletin sert yüzü Toplantıda eskiden devlet memurundan çekinildiği hatırlatılarak valilerden “devletin sert yüzünü” de hissettirmesinin istendiği de öğrenildi. Valilere ayrıca Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezleri (GAMER) projesi de tanıltıldı. Proje kapsamında İçişleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulan dev izleme ve değerlendirme merkezinin Cumhurbaşkanlığı Koordinasyon Merkezi ile doğrudan iletişime sahip olacağı anlatıldı. l ANKARA Bahçede bilim Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Lloyd’s Register Vakfı ile birlikte hayata geçirdiği Bilim Ateşböceği ile Aksaray Yapılcan Köyü İlkokulu’nda çocuklara bilimi sevdiriyor. Bilim Ateşböceği eğitimlerine destek veren gönüllüler, okul bahçesinde çocuklarla “Mutfakta Kimya Deneyleri’’, ‘’Fizik Deneyleri’’, “Bilim ve Teknoloji Etkinliği’’ yaptılar. Müzede Bayram Rahmi M. Koç Müzesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Şef Musa Göçmen’in ‘Çoksesli Gösteri’sine ev sahipliği yapacak. Klasik ve çoksesli müziğin eğlenceli yüzünü sahneye taşıyan Göçmen’in seyircisini de dahil ettiği gösteride, Bach’tan Mozart’a, Âşık Veysel’den Cumhuriyet Bayramı’na özel marşlara kadar müziğin her tınısı sahnede olacak. ‘Çocuk dersi’ Boğaziçi Üniversitesi’nin ‘’BU + Etkinlikleri’’ kapsamında başlatılan ‘’Açık Ders”lerin 20172018 programı ‘’Her Yönüyle Çocuk’’a odaklanacak. Üniversite öğretim üyelerinin vereceği derslerde, çocukluğun tanımı, çocuk ve oyun ilişkisi, çocuğun dil ile kurduğu bağ, çocuğun gözünden adalet, eşitlik gibi kavramların nasıl algılandığı gibi konular ele alınacak. Dersler, 14 Kasım’da başlayacak. Asya tipi üretim tarzı2 OsmanlıTürk değişme modelleri konusundaki yedinci yazım: Okurlardan pek çok yorum aldım. Belki bir bölümünü kullanırım. OsmanlıTürk siyasal ve toplumsal değişme çizgisinin, Osmanlı endüstrileşme sürecini kaçırdığı için, Batı’dan ve dolayısıyla Marxizmin klasik beşli şemasından farklı olduğu doğru bir teşhistir. Bir zamanlar güncel olan “Osmanlı toplumsal yapısı Feodal miydi, Asa Tipi Üretim Tarzı mıydı” tartışmasında, Barkan, İnalcık, Kaynar gibi büyük tarihçilerle de sınayarak sahip olduğum ve 21. Yüzyılda Türkiye kitabımda açıkladığım kanı, bu yapının Asya Tipi Üretim Tarzı olduğu ama, 18’inci yüzyıldan başlayarak, özellikle de 19’uncu yüzyılda (Senedi İttifak sonrasında) Feodaliteye dönüştüğüdür. FeodaliteAsya Tipi Üretim Tarzı, ATÜT tartışmasının sol siyaset bakımından önemi, işçi sınıfına dayalı olarak devrimci ya da demokratik bir siyasetin Türkiye’de geçerli olup olmadığı ekseninde önemlidir: Toplum ATÜT düzeyinde patinaj yaparak, endüstrileşememiş, kapitalistleşememişse, işçi sınıfı da oluşamamıştır; bu nedenle de işçi sınıfına dayalı devrimci ya da demokratik siyaset sonuçsuz kalacaktır! HHH Bu teorik tartışmadan bağımsız olarak Atatürk’ün gerçekleştirdiği Türk Devrimi, bir Din/Tarım toplumu olan Osmanlı’yı, çağdaş bir endüstriyel/kentsel (kapitalist) bir topluma dönüştürme yolunda atılmış çok önemli bir adımdır. Bu devrim, sermaye ve işçi sınıfları oluşmadan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kazanılan bir Bağımsızlık Savaşı sonunda, onun karizmatik gücüne dayanılarak, sınıfsal destek olmadan, yukarıdan aşağı gerçekleştirilmiştir. FeodaliteATÜT tartışmasının bir ucu da, bu nedenle, Marxizmin Türk Devrimi’ne ve Atatürk Reformlarına (Devrimlerine) nasıl bakacağı konusuna kadar uzanmaktadır: Bir kesim, bu devrimi Sosyalizm/Komünizm öncesi gerekli olan yapıyı oluşturan, dolayısıyla gerekli bir aşama olan “Milli Demokratik Devrim” olarak nitelerken, başka bir kesim, yapılan reformları, Proletarya Diktatörlüğüne dönük olmadıkları için, Marxist Devrimi önleyen bir uygulama olarak görmüştür. Benim, gecikmiş olduğu için “Anakronik” olarak nitelediğim Avcıoğlu’nun YÖNDEVRİM modeli, “Milli Demokratik Devrim” tezinin “sivil ve asker bürokrasi eliyle devrim” formülüyle yeniden gündeme getirilmesidir. Küçükömer’in Osmanlı’dan başlayarak, yöneticileri sağ, geniş köylü kitleleri, ezildikleri ve yoksul oldukları için sol görmesi ise tümüyle yanlıştır: Çünkü ister ATÜT olsun, ister Feodalite, Din/Tarım Toplumundaki geniş kitleleri oluşturan köle nitelikle köylüler ne özgürleşen işçidir, ne de işçi sınıfının devrimci bilincine sahiptir! Tam tersine, her ayaklanmada “Şeriat isteriz” diye bağıran Yeniçerilerin temsil ettiği kitleler, her türlü değişmeye ve çağdaşlaşmaya direnen Din/ Toprak Toplumunun egemen güçlerinin parçasıdırlar. (Küçükömer konusunda yapılmış en iyi çözümleme, Zülâl Kalkandelen’in, güncel tartışma ve yorumların da ilaveleriyle şimdi yeniden basılmakta olan “İdris Küçükömer’in Tezleri, İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri” adlı kitabıdır.) BİLGİ DEMOKRATİK GÜÇTÜR: DİREN DEMOKRASİ! İHL sorusuna izin yok TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın muhalefetin soru önergelerini engelleme uygulamasına imam hatipler de takıldı. Kahraman’ın son olarak CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in imam hatiplere ilişkin soru önergesini geri çevirme gerekçesi ise dikkat çekti. Soru önergesinde yer alan sadece bir cümleyi işaret ederek içtüzük hükümlerine aykırı olduğunu belirten Kahraman, Emir’in imam hatiplerin AKP’nin arka bahçesi olduğu eleştirilerini ise yanıtsız bıraktı. Emir’in 2002’den başlayarak imam hatiplerde okuyan öğrenci sayılarını istediği önergede “4+4+4 eğitim sistemi ile tekrar açılan imam hatip ortaokulu sayısı kaçtır? Bu okulların kaçı bağımsız, kaçı bir imam hatip lisesinin bünyesinde açılmıştır? Son 15 yılda imam hatip lisesi mezunu kaç öğrenci üniversite sınavına girmiş ve kaçı 4 yıllık bir lisans programına yerleşmiştir? 20032004 öğretim yılı itibarıyla bugüne kadar imam hatip okulları için yapılan harcama kaç liradır” soruları Bakan Yılmaz’a ulaşamadı. l OZAN ÇEPNİ /ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle