24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Perşembe 26 Ekim 2017 Ömür Doğu Kudüs’te yerleşimci işgali büyüyor İsrail, ABD’nin bile “barışın önünde engel” dediği Yahudi yerleşimlerini Filistinlilerin yaşadığı Doğu Kudüs’te daha da genişletiyor. İsrailli yetkililerin, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Nof Tsiyon yerleşiminde 176 yeni konutun daha inşasına onay verdiği bildirildi. Kudüs Belediyesi İnşa Komitesi’nin onay verdiği yeni ko nutlar Filistinli makamlar tarafından uluslararası hukukun ihlali olarak kınandı. Yeni binaların inşası ile Filistinlilerin yaşadığı Cebel el Mukebbir Mahallesi’nde kurulan yerleşimdeki binaların sayısı neredeyse 3 katına çıkmış olacak. İsrail kabinesi pazar günü de Batı Şeria’daki yerleşimleri Kudüs Belediyesi’ne bağlamayı oylayacak. Bu gerçekleşirse, Batı Şeria’nın fiili ilhakı anlamına gelecek. dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ boyu lider mi? nilgun@cumhuriyet.com.tr 17 ÇKP Kongresi’nde Şi Cinping’in halefinin belirlenmemesi, görevinin dolacağı 2022’den sonra da iktidarda kalması ihtimalini doğurdu Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in mutlak siyasiaskeri otoritesi olan Çin Komünist Partisi (ÇKP), en üst yürütme organı Politbüro’nun üyelerini yeniledi. Çin Devlet Başkanı ve ÇKP Genel Sekreteri Şi Cinping’in tanıttığı hepsi erkek diğer 6 üye arasında potansiyel bir halef yer almadı. Bu da Şi’nin görev süresinin 2022 sonrasına uzaması ya da görevi “Büyük Amca Şi” diye söz edi resmen bıraksa da Çin’in liderliğini len Çin liderinin bir diğer laka fiilen yürütmesi ihtimalini doğurdu. bı “her şeyin genel sekreteri”. Genel Sekreter geleneksel olarak iki dönem seçilirken ikincisinde halefi olarak değerlendirdiği birkaç isimle politbüroda beraber çalışıyor ve beş yılın sonunda görevi içlerinden birine devrediyor. Ancak ÇKP’nin 19. Kongresi’nde bir ilk yaşandı ve politbüroya halef olabilecek hiçbir isim seçilmedi. 60’lı yaşlarındaki yeni üyelerin bu 5 yılın sonunda emeklilik dönemleri gelecek. Ülkenin kurucusu Mao Zedung ve “sosyalist piyasa ekonomisi” dönemini başlatan Deng Şiaoping’den sonra görevdeyken ülkenin anayasası konumundaki parti tüzüğüne giren ilk Genel Sekreter olan Şi’nin (64), “Mao ve Deng gibi ömür boyu iktidarı” gündemde. Mao, ÇKP’yi 1976’daki ölümüne dek yönetti. Deng, 1982’de başına geçtiği ÇKP’den 1987’de emekli olurken başkanlık yerine kısmen daha az yetkili genel sekreterlik makamını yarattı ve resmi lider Ciang Zemin olsa da 1997’deki ölümüne kadar fiilen ülkeyi yönetti. Dün Şi’nin politbüro tanıtımına BBC, Economist, Financial Times, Guardian ve New York Times’ı çağırmaması dikkat çekti. ‘IŞİD BİTMEDİ’ Geriye dönen büyük tehlike Hükümetlere ve çokuluslu kuruluşlara stratejik güvenlik bilgileri sağlayan New York merkezli uluslararası danışmanlık şirketi Soufan Grup, “Halifeliğin ötesinde, yabancı savaşçılar ve geriye dönenlerin oluşturduğu tehdit” başlıklı bir rapor yayımladı. IŞİD’in Irak ve Suriye’de kontrol ettiği toprakların yüzde 85’ini de kaybetse de yükselişine sebep olan şartlar değişmeden dünya çapında faaliyetlerini sürdüreceği uyarısı yapan raporda, ülkelerine dönen yabancı savaşçıların uzun yıllar oluşturacağı tehdide dikkat çekildi. 33 ülkeden yurttaş ya da oturma izni sahibi en az 5 bin 600 cihatçının evlerine döndüğünü belirten rapora göre Ankara, Haziran 2017’de diğer devletleri Türkiye’den Suriye’ye artan yabancı akışını denetleyebilmesine yardıma ikna etti, böylece geldikleri ülkelerin IŞİD’e katılma girişiminde bulunacağından endişe ettiği 146 ülkeden 53 bin 781 kişiyle ilgili kayıt tuttu. Hayatta kalan en az 40 bin yabancı savaşçının yaklaşık 5 bini AB ülkelerinden geliyor ve yüzde 30’u evlerine döndü. ABD pasaportuna Türkiye darbesi Kanada merkezli finansal danışmanlık şirketi Arton Capital’in hazırladığı Küresel Pasaport Endeksi, hareket özgürlüğü ve vizesiz seyahat üzerinden dünyanın en güçlü pasoportu unvanını Singapur’a verdi. Böylece ilk kez bir Asya ülkesi listenin ilk sırasında yer aldı. Singapur yurttaşları 159 ülkeye vizesiz seyahat edebiliyor. Birincilikten ikinciliğe gerileyen Almanya pasaportuyla 158 ülkeye vizesiz girilebiliyor. İsveç ve Güney Kore üçüncü sırayı paylaştı. 104 ülkeye vizesiz girişle Türkiye pasaportu 44. sırada yer aldı.154 ülkeye vizesiz giriş yapabilen ABD pasaportu, iki sıra gerileyip altıncı oldu. ABD pasaportunun değer kaybetmesinde Donald Trump’ın Başkan seçilmesi ve Türkiye, Orta Afrika Cumhuriyeti ile vize krizi yaşaması dolayısıyla bu ülkelerden vize alamamasının etkili olduğu belirtildi. İran’da ‘İsrail casusuna’ idam İran’da, İsrail’e bilgi vererek üst düzey nükleer bilim insanlarının öldürülmesine yol açmaktan suçlu bulunan bir kişi ölüm cezasına çarptırıldı. Yetkililer idama mahkum edilenin ismini açıklamazken Uluslararası Af Örgütü bu kişinin İran’da Nisan 2016’da gözaltına alınan İsveç vatandaşlığı bulunan araştırmacı doktor Ahmedrıza Celali olduğunu duyurdu. Celali’nin İran’a iş ziyareti sırasında gözaltına alındığı, avukatı olmadan 7 ay tutulduğu, bunun 3 ayını hücre hapsinde geçirdiği, psikolojik ve fiziksel işkence gördüğü iddia edildi. Myanmar’dan Bangladeş’e kaçan Arakanlı sığınmacılar, 90 yaşındaki nineyi kovaya koyarak taşıdı. Engellilerin kolu, bacağı da yakınları oldu. Myanmar’dan dehşet haberleri bitmiyor Myanmar’daki şiddetten Bangladeş’e kaçan Arakan Müslümanlarının sayısı 800 bini geçerken iki ülke hükümetleri sığınmacıların ülkelerine geri dönüşleri için anlaştı. En az 600 bin Arakanlının dönüşünü öngören anlaşmanın ne zaman yürürlüğe gireceği açıklanmazken insani kriz her geçen gün derinleşiyor. Son olarak aralarında 10 yaşın altındaki kız çocuklarının da bulunduğu çok sayıdaki Arakanlı kadın ve çocuğun tecavüze uğradığı haberleri uluslararası haber ajanslarına düştü. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütü tecavüze uğrayan kız çocuklarına tıbbi ve psikolojik destek verdiklerini ve bunun için Bangladeş’in Cox’s Bazar bölgesindeki sığınmacı kamplarına cinsel sağlık mer kezleri kurduklarını açıkladı. Tecavüzlerin Myanmar ordusunun operasyonları ve Bangladeş’e kaçış sırasında gerçekleştiğini söyleyen MSF’den Aerlyn Pfeil, “Tecavüze uğrayanların yaklaşık yarısı 18 yaşının altında, aralarında 9 yaşında bir kız ile 10 yaşında başka kız çocukları da var. Çocuklar damgalanma korkusu, utanç ve kendilerinin suçlanacakları endişesiyle tıbbi yardım talep etmekten genellikle kaçınıyor. Gerçek rakam bize ulaşanların çok üzerinde olabilir” dedi. Myanmar’daki son kriz, 25 Ağustos’ta radikal İslamcı Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu’nun (ARSA) polis ve askere yönelik saldırılarına yapılan misillemenin sivilleri de hedef almasıyla başlamıştı. AB’nin gündemi taciz Avrupa Parlamentosu, kıta çapında cinsiyetçilik ve kadınlara cinsel tacizi görüştü ABD ünlü Hollywood yapımcısı dan korktukları için sessiz kalmayı ter sinde mağdur kadınların yaşadıklarını Harvey Weinstein’ın sayısız cin cih ettiklerini anlattı. kamuoyuyla paylaştığı “#MeToo” (Ben sel saldırıda bulunduğu suçlamalarının şokunu yaşarken Avrupa Birliği’nin ‘Saldırganlar utanmalı’ de) etiketi dün AP’deki oturumun da başlığı oldu. (AB) yasama organı Avrupa Parlamen Ardından AP’den bir sözcü “Tecavüz Kadın vekiller “Ben de”, erkek vekil tosu (AP) çatısı altındaki cinsel taciz ve cinsel taciz vakaları rapor edildi. ler “Bizim sorumluluğumuz” yazılı dö lerle yüzleşti. AP’de kadın çalışanla Yaptırım ve disiplin cezalarına karar vizler açtı. Oturumda söz alan kadın rın erkek parlamenterlere yönelik ağır verildi” açıklamasını yaparken bu va vekillerden Jadwiga Wisniewska “Ak suçlamalarının ardından dün düzenle kaların parlamenterler ve asistanlarıy lınıza gelmez, ama burada, Avrupa de nen acil oturumda kıta çapında cinsi la ilgili olmadığını söyledi. AP Başka mokrasininin kalbinde kadınlar taciz yetçilik ve cinsel tacizle ilgili hesaplaş nı Antonio Tajani ise suçlamaların şo ediliyor” çıkışını yaparken Terry Reint maya gidilirken bununla mücadele için ke edici olduğunu belirtip konuyu aci ke “Ben de AB’deki milyonlarca kadın bir karar tasarısı ele alındı. len gündeme aldı. Weinstein skanda gibi tacize uğradım. Bizim değil saldır Sunday Times gazetesi ve diğer med lını açığa çıkartan kampanya çerçeve ganların utanması gerektiğini açık bir ya kuruluşları AP’de sözlü, ya dille söylememizin zamanı zılı, fiziksel taciz vakalarının yanı sıra bir parlamenterin genç bir kadın asistan önünde mastürbasyon yaptığı iddiası Kadın vekiller “Ben de” yazısı açıp uğradıkları saldırıları anlattı. dır” diye konuştu. AB’nin yürütme organı olan ve yüzde 55’i kadın 32 bin çalışanı bulunan Avru na yer vermişti. Haberlere göre pa Komisyonu “tacize sıfır suçlanan vekiller arasında Al hoşgörü” açıklaması yaptı. man ve Fransız parlamenterler Komisyon’un ticaretten so de bulunuyor. Genelde tacizci rumlu üyesi Cecilia Malm vekillerin isimleri, mağdurla storm “Sessiz kalışı, kabul rın isteği üzerine yayımlanma lenmeyi reddediyoruz. Bu dı. Mağdurlar, medyaya, kari sorunu ortadan kaldırmak yerlerini tehlikeye atmaktan ve için elimizden geleni yapa konunun yargıya taşınmasın cağız” dedi. Weinstein’dan sonra Baba Bush ABD’deki Hollywood merkezli taciz skandallarına bu kez eski Başkan George H.W. Bush da eklendi. CIA kökenli “baba” Bush’u (93) suçlayan aktris Heather Lind (34), Instagramdan yaptığı açıklamada, eski başkanın dört yıl önce birlikte fotoğraf çektirdikleri sırada kendisini tekerlekli sandalyesinden taciz ettiğini öne sürdü. Bir dizi fotoğraf paylaşan Lind, “Bir TV şovunun reklamını yapmak için George H. W. Bush ile fotoğraf için poz verirken bana cinsel tacizde bulundu. Eli mi sıkmadı. Eşi yanındayken, tekerlekli sandalyesinden bana arkadan dokundu. Belaltı bir espri de yaptı” dedi. ‘Eşi göz yumdu’ Lind, eski first lady Barbara Bush’un yaşananları gördüğünü öne sürerek “Fotoğraflar çekilirken bana bir kez daha dokundu. Barbara sanki ‘yine mi’ der gibi gözlerini devirdi” dedi. Medyanın bu açıklamayı haber yapması üzerine Bush, Lind’den özür dileyerek şaka yapmaya çalışmış olduğunu savundu. Rus Devrimi’ni kim hatırlıyor?ansürcübaşı Skuratov, Marx’ın “Kapital”ine, “Canım bunu az Rus Sokur. Hele de anlayanı az çıkar” demiş ve de yeşil ışığı yakmış. Gelin görün ki “Kapital”in Rusçaya çevril mesiyle “best seller” olması bir olmuş. Devrimin işçi sınıfı gelişmiş büyük sanayi ülkelerinden çıkmasını bekleyen Marx bile buna şaşmış. “İşe bak!” demekten kendini alıkoyamamış: “Kimin kime yoldaş çıkacağı hayatta bilinmiyor. Genç Rusya’nın şampiyonu olacağım hiç aklıma gelmezdi!” Çarlık sansürü tedbiri elden bırakmayıp, komünistlerin  “kutsal kitabına” da karartma uygulasaydı, olaylar acaba farklı gelişir miydi? Son Çar Nikola, cahil Rasputin’in oyuncağı olmak yerine feraset gösterebilseydi, devrimin kapısını aralayan şekilde tahtından caymak zorunda kalır mıydı?   (Sosyal demokrat) Menşevikler; Bolşeviklere üstün çıksaydı; “Ekim Devrimi” daha dayanıklı olur muydu? Tarihte “öyle olsaydı”, “böyle olsaydı”, “keşke”, “eğer”e yer yok ama böyle çok soru var. 100. yılına giren Ekim Devrimi’ni, hele de “tarihin sonu” afra tafrasıyla ilan edilen “1989 Berlin Duvarı’nın yıkılışından” sonra beliren gelişmelerle değerlendirmek, bugün yaşamsal önem taşıyor.   Bolşevik Devrimi’nin üzerinden 100, Berlin Duvarı’nın yıkılışından da 30 yıl geçmiş. Bugün insanlık “Duvar”ın yıkılışından bu yana yeniden büyük bir geri salınıma girmiş. Aşırı sağcılıkırkçılık yükselmiş, vahşi kapitalizm en kötü krizlerinden birine yuvarlanmış... Şimdi bu iki tarihi bugün yan yana getirip, uzun soluklu kıyaslamalar yapmak olası.    Ama Putin Rusyası’na baktığımızda, 1917 Ekim Devrimi’nin hâlâ hiçbir nesnel değerlendirmeye olanak vermeyen kertede yakın geçmişte cereyan ettiğini görüyoruz... 20. yüzyılın kilidi “Kızıl Ekim”, nesnel kriterlerle, salt Rusya’yı değil, dünyayı kalıcı biçimde değiştiren bir kilometre taşı ve dönüm noktası. Sevgili Yakup Kepenek bu hafta başı, Rus Devrimi’nin  Cumhuriyet Devrimi üzerindeki etkilerini yazdı. Kaçırdıysanız, mutlaka  okumanızı öneririm. Sovyet Devrimi, Cumhuriyet Devrimi üzerinde olduğu denli; Asya, Ortadoğu, Afrika, Güney Amerika’daki tüm devrimci, antiemperyalist hareketler üzerinde etkili olan bir referans noktası. Yalnız bu değil... Sosyal demokrasi hareketleri üzerinde, başta “refah devleti” kazanımları olmak üzere çok kalıcı etkileri olmuş. Camus’nün “Ekim Devrimi”ni, “20. yüzyılın kilit olayı” diye tanımlaması bu nedenle boşa değil.       Ama gelin görün ki, bu derece belirleyici öneme sahip bir olay, anavatanı Rusya’da düşünülebilecek en alt düzeyde organizasyonlarla anılıyor.   Kutuplaştıran resmi tarih Neden? Çünkü demokratik tartışmanın olmadığı tüm ülkelerde olduğu gibi, Putin Rusyası’nda da “tarih”, ancak “Reis”in işine geldiği gibi “araçsal” yazılıyor. Bu “araçsal” bakışla Putin, devrimin sadece “birlik, beraberlik” masalı şeklinde anlatılmasından yana.  Çünkü “Reis”, “1917”de, bugünkü gücünü pekiştirmeye yarayacak “kült bir sembol” bulamıyor. Kurşuna dizilen son Çar II. Nikola, mevcut devlet başkanı için çok zayıf bir referans; halihazırda Moskova’nın en lüks alışveriş merkezi “Gum”un karşısında yatan Lenin ise “devrimci” niteliğiyle kurulu düzene tehdit sayılan bir kimlik.   Bu seçici “resmi tarih” algısı Rusları bölüyor; kimi “Ekim”i dış güçler sponsorluğunda yapılan bir “darbe” ve de bugünkü “renkli devrimlerin anası” şeklinde yorumluyor; kimi “büyük güç” olma yolunda bir basamak olarak görüyor. Soğuk Savaş yıllarında tartışıldığı her ortamda büyük polemiklere yol açan “Ekim Devrimi” velhasıl, anavatanı dahil, hâlâ serinkanlılıkla değerlendirilemiyor. “Kızıl Ekim”in gerçeğine ulaşmak için kim bilir insanlığın belki de bir yüzyıl daha beklemesi gerekiyor. Affedilen Kırım Tatar liderleri Ankara’ya geldi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in affetmesi sonucu serbest kalan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcıları Ahtem Çiygöz ile İlmi Umerov uçakla Ankara’ya geldi. İki Kırım Tatar liderini Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi karşıladı. Rus milletvekili Ruslan Balbek, “Kırım müftüsünün başvurusu üzerine Putin hümanizm ilkelerinden hareketle affetti. Hapiste kalmaları gerekse de Türkiye’ye teslim edildiler, ama Ukrayna’nın diplomasisi sayesinde değil” dedi. Kırım Tatarlarının sürgündeki lideri Mustafa Abdülcemil ise kendisinin ricası üzerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Putin’den af talebinde bulunmasıyla ikilinin bırakıldığını belirtti. Rusya, 2014’te Kırım’ı ilhakının ardından KTMM’yi kapatmıştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle