05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Bahariye’de ‘Büyük Cumhuriyet Sergisi’ Bahariye Sanat Galerisi, her yıl olduğu gibi bu yıl da “Büyük Cumhuriyet Sergisi” düzenleyecek. 26 Ekim7 Kasım tarihleri arasındaki sergide resim, seramik, heykel ve özgün baskı yapıtları yer alacak. Bu yıl sergiye katılacak sanatçılar şöyle: Ay ça Akalın, Aylin Ataç, Derya Özalp, Fevzi Karakoç, Gülin Taneri, Gültekin Yıldız, Hasan Baltacı, İliya İvanov, Kemal Ürgenç, Makbule Ayaz, Nur Ulubil, Nurşen Yener, Pakize Akkaya, Serpil Otay, Şafak Işılay, Şeyma Oktuğ, Ümit Gezgin, Ziynet Özdoğan. Salı 24 Ekim 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK [email protected] 15 Antalya’da ‘İnsan Seli’ yarıda kesildi 54. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde gösterilen Çinli yönetmen Ai Weiwei’nin “İnsan Seli” belgeselinin izleyicilerin altyazılarda geçen “gerilla” kelimesine tepki gösterdiği için yarıda kesildiği iddia edildi. Film şir keti ise teknik sorundan dolayı filmin yarıda kaldığını, seyircilerin de bu nedenle tepki gösterdiğini açıkladı. Bu yıl Ulusal Yarışma’yı programdan çıkararak tepki çeken 54. Uluslararası Antalya Film Festivali ilk yarışma filmi Çinli yönetmen Ai Weiwei’nin yönetmenliğini yaptığı belgesel “İnsan Seli Human Flow’un izleyicilerin altyazılarda geçen “gerilla” kelimesinden dolayı tepki göstermesi nedeniyle yarıda kesildiği iddia edildi. Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi’nde çekilen bir sahnede yer alan Türkçe altyazıda “gerilla” kelimesinin geçmesine bazı izleyicilerin tepki gösterdiği, bazılarının ise tepki olarak açık hava sinemasından ayrıldığıdı iddialar arasında yer aldı. Birkaç dakika alt yazısız devam eden filmin gösterimi, teknik sorunların çözülemediği gerekçesiyle ileri bir tarihte gösterilmek üzere yarıda kesildi. Bu sırada altyazı ekrandan çıktı, film birkaç dakika altyazısız devam etti. Bir süre sonra perdenin önüne festival yetkilileri gelerek seyircileri bilgilendirdi. Bunun üzerine Uluslararası Antalya Film Festivali Jüri Başkanı Filistinli Elia Suleiman, düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suleiman, festival kapsamında gösterimi yarıda kalan ‘İnsan Seli’ belgesel filmi için, “Bunun hakkında çeşitli komplo teorileri var. Kopyaya zarar verildiği gibi, filmi yarışma dışı edebilecek, ödül almasını engelleyecek şeyler yapıldığına dair komplo teorisi var. Fakat yeni bir kopyası gönderilecek ve film yeniden oynatılacak. Böylece jüri daha tarafsız bir karar verecek” açıklamasını yaptı. ‘Komplo teorileri var’ Suleiman, dün akşam orada olmadığını, filmle ilgili haberleri sabah öğrendiğini aktardı. Filmlerini yaparken daha sanatsal düşündüğünün altını çizen Suleiman, “Sinema sanatsal olsa da insanlara soru sordurtması gerekir. Benim yaptığım filmler Filistin’i değiştirtmedi, fakat insanlara Filistin’deki belirli bir politika üzerinden sorular sordurtmalı. İyi bir filmin sorgulatması ve insanın içine işleyen bir konuda olması gerektiğini düşünüyorum. Akşamki protestoların neden olduğunu bilmiyorum. Türkiye’deki herhangi bir tarafı da tutmuyorum, haksız ya da haklı da diyemiyorum. Bu festivale geldiğim sıralarda protestolardan dolayı iptal edileceğine yönelik söylentiler yapılmıştı ama böyle şeyler Filistin’de oluyor. Film yapımcıları, kendi güzel filmlerini yaptığında dünkü gibi bir protesto değil, filmi yaparak filmin kendisini görüş olarak düşünüp filmin kendisini protesto haline getirme Uluslararası Antalya Film Festivali’nin Jüri Başkanı Elia Suleiman. Antalya Film Festivali’nde Ulusal Yarışma’nın kaldırılmasının ardından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Cannes Film Festivali’ni örnek alarak hareket ettik” demişti. Önceki gün açıklama yapan festivalin jüri başkanı Elia Suleiman’ın ise “Festivalin kendi orijinalliğinin ve karakterinin olması gerekiyor. Başka festivaller rol modeliniz olmamalı” açıklaması dikkat çekti. li. Görüşlerini film sayesinde seyircilere aktarmalı” dedi. ‘Başka festivaller rol ‘Hatalı kopya gönderildi’ ‘İnsan Seli’nin yarıda kalmasına yö modeliniz olmamalı’ nelik filmin Türkiye’deki haklarına sahip Filmartı şirketi de bir açıklama yaptı. Filmin uluslararası hak sahibi şirketinin çalıştığı İngiltere’deki De Antalya Film Festivali’nden Ulusal Yarışma’nın kaldırılmasının ardından tar rışmayı deplasmanda değil kendi evimizde yaşayacağız.” Gelelim bugüne, “İnsan Seli” bel luxe Technicolor Laboratuvarı’nın fes tışmalar başlamış ve Tepkilere geselinin alt yazıda geçen “gerilla” tival gösterimi için gösterim şifreleri yol açmıştı. Hatırlayalım, temmuz kelimesinden dolayı yarıda kesil ni defalarca yanlış yolladığı belirti ayında yapılan bir basın toplantı mesi iddiası üzerine, bir basın top len açıklamada, son yollanan şifre sında, festivaldeki bu değişimi An lantısı düzenleyen 54. Uluslararası lerle gösterimin yapıldığını kaydetti. talya Büyükşehir Belediye Başka Antalya Film Festivali Jüri Başka Açıklama şöyle devam ediyor: “An nı Menderes Tü nı Elia Suleiman, önceki cak, filmin gösterimi devam ederken rel, “Fransa’da gün yaptığı açıklamada bir süre sonra kopyasında görüntü ki Cannes Film Türel’in sözlerinin aksi ve seste senkron sorunu tespit edil Festivali’ni örnek ne, “Diğer film festival miştir. Böyle olunca gösterime bu şe alarak hareket et leri ile Antalya’yı kar kilde devam etmeme kararı alınmış tik. Bu kararda şılaştırmaya gerek yok. tır. Londra’daki laboratuvarla yapılan görüşmede filmin sorunlu ve hatalı bir gösterim kopyasının yollandı geç bile kaldık” demiş ve değişikliği şu sözlerle sa Festivalin kendi orijinalliğinin ve karakterinin olması gerekiyor. Başka ğı tespit edilmiştir.” vunmuştu: “İki festivaller rol modeliniz Aksaklığın yurtdışındaki laboratu ayrı festivali ayrı olmamalı” dedi. vardan kaynaklandığı belirtilen açık ayrı yapmak fark Suleiman, “Festivalin lamada, maddi ve manevi kayıp için lı bir güç gerekti uluslararası olmasının hukuki süreç başlatılacağı belirtildi. riyor. Türk sine çeşitli faydaları olabilir. Sabancı Müzesi’nde gösterilecek Belgesel, 65 milyon insanın, savaş, masının en kaliteli ürünleri de uluslararası yarışma içinde yer Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel. Bu kararla birçok ülkeye festival daha iyi tanıtılacaktır. Bence bu festival, gençler için film yapım açlık ve iklim değişikliği nedeniyle alacak. Türk sine cıları ile iletişim kurabi zorla yerlerinden edilmesini anlatıyor. masının en güçlü şekilde ulusla lecekleri için ilginç bir organizas Afganistan, Bangladeş, Fransa, Yuna rarası yarışmayla dünya sinema yon. Burası gerçekten önemli bir nistan, Almanya, Macaristan, Irak, İs sına takdim etmeyi amaçlıyoruz. festival halini alıyor. Kültürler ara rail, Meksika, Pakistan, Filistin, Sırbistan, Suriye, Türkiye ve diğer ülkelerde 1 yıl boyunca çekilen yapım, ülkelerdeki yaşanan afetleri, görüntüler ve fotoğraflarla yansıtıyor. “İnsan Seli” 1718 Kasım’da Ai Weiwei’nin “Ai Weiwei Porselene Dair” adlı sergisinin sürmekte olduğu Sakıp Sabancı Eforumuzu dağıtmadan Türk sinemasının ürünlerini dünya sinemasıyla yarıştırmak istiyoruz. Cannes da böyle bir örnek. Biz geç bile kaldık diyebiliriz. 12 yıldır bunun hazırlıklarını sürdürüyoruz. Bu değişimin günü geldiğini düşündük. Uluslararası ya sı etkileşimin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Başlangıçta işler karışmış gibi görünüyor ama önümüzdeki yıllarda işlerin yoluna gireceğini düşünüyorum. Neden diğer film endüstrileri olması gerektiğine anlam veremiyorum, böyle bir şeye gerek yok” diye konuştu. Müzesi’nde de gösterilecek. ‘Sığ bir yaklaşım...’ James Toback taciz ve tecavüzle suçlanıyor... Hollywood’u sallayan Harvey Weinstein skandalının ardından şimdi de yönetmen ve senarist James Toback, 38 farklı kadına taciz ve tecavüzle suçlanıyor. 1992 yılında “Bugsy” filminin senaristi olarak Oscar’a aday olan ve bugün 72 yaşında olan Toback, suçlamaları redderek kendisine yöneltilen bu suçları işlemesinin ‘biyolojik olarak imkânsız’ olduğunu iddia etti. Şikayetçi kadınların büyük bir çoğunluğu Toback’ın çirkin taleplerini yerine getirdikleri takdirde kendilerini yıldız yapacağı vaadiyle kandırdığını söylüyor. Los Angeles Times’da yer alan habere göre kadınlar cesurca ortaya çıkarak ünlü yapımcı ve yönetmenin kendilerini zorla otel odasına götürdüğünü ve taciz ettiğini iddia ediyor. (DHA) Koç Holding’den, Abdülmecid Efendi Köşkü’ndeki sergiye düzenlenen saldırıya ilişkin yapılan açıklamada ‘tehdit ve baskı kabul edilemez’ denildi Abdülmecid Efendi Köşkü’ndeki Ömer Koç koleksiyonu sergisine düzenlenen saldırıya ilişkin Koç Holding’den yapılan açıklamada “tehdit ve baskının kabul edilemeyeceği” mesajı verildi. İKSV tarafından Koç Grubu ana sponsorluğunda düzenlenen 15. İstanbul Bienali ile eşzamanlı olarak Üsküdar Bağlarbaşı’ndaki Abdülmecid Efendi Köşkü’nde sergilenen Ömer Koç koleksiyonuna önceki gün iki ayrı saldırı düzenlenmişti. Koç Holding dün saldırılarla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Ülkemizden ve dünyadan 24 sanatçının 1700’lerden günümüze geniş bir döneme yayılan ve bir kısmı Türkiye’de ilk kez sergilenen 30 yapıtını bir ara SALDIRGAN ADLİ KONTROLLE SERBEST Ömer Koç koleksiyonu sergisine önceki gün sabah düzenlenen saldırıya ilişkin gözaltına alınan Mahmut A. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Zanlının Bolu’dan geldiği ve suç kaydı bulunduğu belirtildi. Sergiye öğlen saatlerinde 45 kişilik grup tarafından düzenlenen ikinci saldırıya ilişkinse gözaltı olmadığı öğrenildi. ya getiren ‘Kapı Çalana Açılır’ sergisine önce sosyal medyada yanlış ve manipülatif bilgiler üzerinden itibarsızlaştırma kampanyası düzenlenmiş, daha sonra da bu saldırılar fiili bir şekle dönüşmüş ve pazar günü küçük bir grubun saldırısı yaşanmıştır” denildi. ‘Mihrap’ değil sömine Sosyal medyada sürdürülen haksız kampanyanın fiili bir saldırıya dönüşme si nedeniyle kamuoyunun sergi ve mekânı hakkında bilgilendirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır denilen açıklama şöyle devam ediyor: “1 Serginin yapıldığı Abdülmecid Efendi Köşkü inşa edildiğinden bu güne kadar ibadethane veya kutsal ziyaret mekânı olarak hiç kullanılmamış olup, özel bir mülktür. 2 Kamuoyuna “mihrap” diye lanse edilen bölüm aslında şöminedir ve yönü güneybatıdır. Tüm kamuoyu nun bileceği gibi mihrabın yönünün kıbleye dönük olması gerekir ve kıble güneydoğu yönündedir. Bu sergi nedeniyle toplumun kutsal değerlerine saldırılıyormuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılmasının hiçbir dayanağı yoktur. Koç Topluluğu inanç özgürlüğüne ve tüm inançların kutsallarına sonuna kadar saygılıdır. Toplumsal kalkınmanın en önemli unsurlarından biri düşünce özgürlüğü ve bunun en etkili mecralarından olan kültür ve sanattır. Kendisine hitap edeni sanat olarak görüp, etmeyeni hayal gücü ve aşırılıklar üzerinden tehdit ve baskı unsuru olarak kullanmaya çalışmak, sığ bir yaklaşımdan öteye gidemez ve kabul edilemez.” Savaş ve Şiddet: ‘Troas’ Erkek egemen toplumlarda şiddetin ve savaşa duyulan tutkunun boyutlarını sorgulamayı amaçlayan bir oyun “Troas” (“Truva). Kadıköy Theatron’da oynuyor. Sahnede üç oyuncu izliyoruz ama yine de irdelenen konuya Theatron’un mekânı dar geliyor sanki... Aslında, bildiğimiz bir gerçek; yanlış kültür sanat politikaları nedeniyle yıllardır özel tiyatroların benzer sorunlarla yüzleşmek durumunda oluşu. Bir yanda, güzelim İstanbul birbirinden zevksiz, görgüsüzlük abidesi gökdelenlerle hoyratça kuşatılıyor. Öte yanda, aynı İstanbul çağdaş kentlerin olmazsa olmazı konser, opera, bale, tiyatro gibi sanat mekânları anlamında kısırlaştıkça kısırlaşıyor... Yine de, onca kaosun orta yerinde, sanat dünyası direniyor ve sürdürüyor varlığını. Tiyatro da bu bütünün bir parçası. Yunanistan Polonya Türkiye Dimitris Dimitriadis’in yazdığı, Burcu Yaman Savaşçılar’ın dilimize çevirdiğ “Troas,” Polonya/Yunan asıllı yönetmen ve oyuncu Alexandra Kazazou tarafından sahnelenmiş. Polonya’dan gelen film ve fotoğraf sanatçısı Karol Jarek, sahne tasarımını gerçekleştiren kişi. Gerek Kazazou gerekse Jarek, Wroclaw’da, Grotowski Enstitüsü bünyesinde faaliyet gösteren Studio Matejka’nın kurucularından. Bu bağlamda, oyunculuk anlamında farklı bir çizgi takip ediyor “Troas.” Beden ve ses kullanımı öne çıkıyor. Kerem Karaboğa, Salih Usta ve 2017 yılında Afife Tiyatro Ödülleri’nde “Umut Vaat Eden Genç Oyuncu” ödülünü alan Cem Yiğit Üzümoğlu’nun yanı sıra küçük Ayça Güler “Troas”ın oyuncuları. Müzik (Petros Malamas, Nefeli Stamatogiannopoulo ve Stelios Koupetroris) sanki oyun kişilerinin karmaşık iç dünyalarını tek düze tınılarla yansıtıyor. 2016 Eylülü’nde sahnelenen “Troas” 2017 Eylül’ünde Selanik’te düzenlenen “Güneydoğu Akdeniz Ülkeleri Genç Sanatçılar Buluşması”na katıldı. Sanıyorum yakında Wroclaw’a da gidecek. Metin ve yorum Yazar Dimitriadis, Homer’in o müthiş “İliada” destanından aldığı esinle yola çıkmış. Oyunda, savaşın neden olduğu onca yıkımı; Kral Priam, oğlu Hektor ve torunu Astyanax üzerinden işleyerek, insanın savaşla kurduğu kısırdöngüsel ilişkiyi ve de ‘erkek’ kimliğinde şiddet unsurunun baskın etkisini sorguluyor. Savaşı yöneten Priam, bir savaş makinesi Hektor ve küçük olduğu için savaşta yer almayan ama sonuçta savaşın acımasızlığından kurtulamayacak olan Astyanax... Yazar, savaşın doymazlığını işlerken, Homer’in epik ve kavrayıcı dilinden, onun kahramanlarından uzaklaşarak, bu kimlikleri ve söylemleri farklı bir açıdan günümüzde birbiri içine geçiriyor. Savaş çığırtkanlığı yapan devletlerin kullandıkları şablonlarla hesaplaşmayı amaçlıyor Başta, Priam rolünde Kerem Karaboğa, Hektor’da Salih Usta, Astyanax’da Cem Yiğit Üzümoğlu yönetmen Kazazou’nun öne çıkarmak istediği ironik boyutu fiziksel ve dilsel katmanlar arasında bir denge kurarak işliyorlar. Her şeyden önce, dünyanın ötesinde, sınırlarımızda şiddetin her türünün yaşandığı bir ortamda savaşa dair sorgulamalara alan açmayı amaçlayan bir oyun “Troas.” Sahne tasarımı da bu açıdan yönetmeni destekliyor. Oyunun sonunda, onca karanlığın ortasında küçük bir kız çocuğunun varlığı ise şiddetle beslenen toplumlarda barışa bir şans verebilmeyi mi amaçlıyor? Bilemedim, belki de... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle