20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 17 Ekim 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 119 bin yeni işsiz ekonomi 9 Temmuzda işsiz sayısı 3.5 milyona dayandı. Beş gençten biri işsiz, üç genç kadından biri hem işsiz hem eğitimsiz. Çalışanların yüzde 35’i kayıt dışı İşsizlik oranı haziran, temmuz, ağustos aylarını kapsayan temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre değişim göstermeyerek yüzde 10.7 seviyesinde gerçekleşirken, mevsimsellikten arındırılmış işsizlik bir önceki döneme göre 0.1 puanlık artış ile yüzde 11.2 oldu. Böylece ocak döneminde yüzde 11.7 olan ve kademeli düşüşle haziran döneminde yüzde 11.1’e gelen arındırılmış işsizlik verisinde düşüş temmuz döneminde durdu. Arındırılmış veri, istihdam teşviklerine rağmen bir önceki döneme göre işsizlikte bir iyileşme olmadığını ortaya koyuyor. Analistler istihdam piyasasında genel görünümün halen değişmediğine işaret etti. Hem işsiz sayısının art Teşvikler iş yaratmıyor İş Yatırım ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, “Büyümedeki güçlenme ve istihdam teşvik paketine rağmen istihdam piyasasında güçlü bir iyileşme yok. Ayrıca sanayi istihdamında görülen azalma dikkat çekiyor. Üçüncü çeyrekte büyümedeki ivme kazancına bağlı olarak işsizlik oranındaki düşüşün artabileceğini düşünüyorduk ancak üçüncü çeyreğin ilk verisi bu görüşü henüz desteklemiyor. Yılın kalanında istihdam piyasasında güçlü bir iyileşmeden uzağız” dedi. QNB Finansbank Ekonomisti Deniz Çiçek de ekonomik aktivitedeki artışa paralel işgücü piyasası göstergelerinin bu yıl iyileştiğini ancak iyileşmenin temmuzda durduğunu söyledi. Öte yandan Temmuz 2017 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.9 puan artarak yüzde 35.2 olarak gerçekleşti. ması hem de işgücüne yeni katılanların sayısının istihdam edilenlerden daha fazla olması nedeniyle işsizlik artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) 2017 Temmuz’a ilişkin işgücü istatistiklerini açıkladı. Gençler iş bulamıyor Buna göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 119 bin kişi artarak 3 milyon 443 bin kişi oldu. Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı da değişim göstermeyerek yüzde 13 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (1524 yaş) işsizlik oranı 1.3 puanlık artış ile yüzde 21.1 olurken,1564 yaş grubunda bu oran 0.1 puanlık azalış ile yüzde 10.9 olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin yüzde 20.9’u tarım, yüzde 18.6’sı sanayi, yüzde 7.6’sı inşaat, yüzde 52.8’i ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0.2 puan, inşaat sektörünün payı 0.2 puan artarken, sanayi sektörünün payı 0.4 puan, hizmet sektörünün payı 0.1 puan azaldı. Yatırım şart Temmuz döneminde işgücü 137 bin kişi artarak 31 milyon 68 bin kişi olurken, haziran döneminde yüzde 52.7 olan işgücüne katılım oranı yüzde 52.9’a yükseldi. Ekonomi yönetimi Türkiye ekonomisinin artan işgücüne katılım oranları nedeniyle her yıl en az bir milyon kişiye yeni iş yaratılması gerektiğini bunun için de büyümenin yüzde 56 patikasında ya da daha üzerinde gerçekleşmesinin gereklilik olduğunu ifade ediyor. Analistler diğer yandan işgücü piyasasına anlamlı bir destek için büyümenin yatırımlar yoluyla sağlanmasının da gerektiğine dikkat çekiyor. OVP’ye göre işsizliğin 2017’de yüzde 10.8 seviyesinde gerçeklemesi bekleniyor. l Ekonomi Servisi Stajyerler ucuz işgücü oldu Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi’ne (DİSKAR) göre, istihdamda mucize yok, 1 milyon 300 bin çırak, stajyer ve kursiyer var. DİSKAR’ın de ğerlendirmesi şöyle: n TÜİK Temmuz 2017 verilerine göre istihdamda 1 milyon, 121 bin artış yaşandı. Böylece istihdam bir yılda yüzde 4 oranında artmış oldu. TÜİK verilerinde bu istihdam artışının gerçek nedeni yer almıyor. n SGK sigortalı verilerine bakıldığında istihdam artışının gerçek yüzü ortaya çıkıyor. SGK verilerine göre, son bir yılda (Haziran 20162017) sigortalı çalışan sayısında (5510 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında, işçi ve işçi benzeri bağımlı çalışanlar) 1 milyon 57 bin artış yaşandı. Ancak, zorunlu sigortalı sayısı azalırken, çırak, stajyer ve kursiyer sayısında astronomik bir artış yaşandı. n Haziran 2016’da 386 bin olan çırak, stajyer ve kursiyer sayısı, Haziran 2017’de yüzde 437 artarak 1 milyon 689 bine yükseldi. Zorunlu sigortalı işçi sayısı son bir yılda 265 bin azalırken, çırak, stajyer ve kursiyer sayısında 1 milyon 303 bin civarında arttı. Kadınlar çalışmıyor n Temmuz döneminde kadın işsizliği 0.6 puan artarak 14.6’ya yükseldi. Genç kadın işsizlik oranı bir önceki yılın temmuz ayına göre 2.9 puan artarak yüzde 27.5’e yükseldi. n En hızlı artan işsizlik türü ise tarım dışı genç kadın işsizliği oldu. Tarım dışı genç kadın işsizliği 4.7 puan artarak 36.3’e yükseldi. Enflasyon yükselecek Astaldi’nin tüm hisselerini satabileceği konuşuluyor. 3. köprüye yeni ortak aranıyor Astaldi ve IC Holding 3. köprüde hisse satmayı planlıyor Bloomberg’e bilgi veren 3 kaynağa göre İtalyan inşaat şirketi Astaldi SpA ve Türk ortağı IC Yatırım Holding AŞ, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ndeki ortak girişimde hisse satışını değerlendiriyor. Kaynaklara göre IC İçtaş Astaldi 3. Boğaz Köprüsü Yatırım ve İşletme A.Ş. ortak girişim grubu, olası hisse satışı için Morgan Stanley ve Citigroup ile çalışacak. Bloomberg’e bilgi veren kaynaklar Astaldi’nin tüm hisselerini satabileceğini, şirketin yüzde 64’üne sahip olan IC İçtaş’ın ise kısmi hisse satışı yapabileceği bilgisini verdiler. Şirketler ayrıca 9 yıl vadeli 2.3 milyar dolar büyüklüğündeki kredinin refinansmanı için de görüşme yapıyor. Aynı kaynaklara göre yeni kredinin 3.2 milyar dolar büyüklüğünde olabileceği kaydedildi. l Ekonomi Servisi Merkez Bankası’nın ‘ekim ayı beklenti anketi’nde ekonomistlerin enflasyon, dolar/TL ve cari açıkla ilgili beklentileri kötüleşti Tarımda fiyat arttı Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım– ÜFE), eylülde bir önceki Taya göre yüzde 1.88 arttı. ürkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) 2017 Eylül ayına ilişkin Tarım ÜFE verilerini açıkladı. Buna göre TarımÜFE, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 10.43, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11.48 ve on iki aylık ortalamalara göre ise yüzde 9.09 artış gösterdi. Bir önceki aya göre değişim tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 2.17 artış, ormancılık ürünlerinde yüzde 0.97 ve balıkçılıkta ise yüzde 6.23 azalış gerçekleşti. l Ekonomi Servisi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Beklenti Anketi’ne göre, ekim ayı için tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 1.22 iken, bu anket döneminde yüzde 1.31 oldu. Kasım ayı TÜFE beklentisi aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 0.50 ve yüzde 0.60 ol du. Aralık TÜFE beklentisi ise yüzde 0.51 olarak gerçekleşti. Dolarda artış 64 katılımcıyla gerçekleştirdiği “2017 Yılı Ekim Ayı Beklenti Anketi”ne göre bir önceki anket döneminde yüzde 9.72 olan cari yıl sonu TÜFE beklentisi, bu anket döneminde yüzde 9.89’a yükseldi. Bir önceki anket döneminde yüzde 8.35 ve yüzde 7.93 olan 12 ay sonrası ve 24 ay sonrası TÜFE beklentisi, bu anket döneminde sırasıyla yüzde 8.52 ve yüzde 7.98 oldu. Bu yıl cari işlemler açığı beklentisi, bir önceki anket döneminde 36.9 mil yar dolar iken, bu anket döneminde 38 milyar dolara çıktı. Katılımcıların bu yıl sonu dolar/TL beklentisi bir önceki anket döneminde 3.6323 lira iken, bu anket döneminde 3.7165 lira oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi 3.8255 liraya çıktı. l Ekonomi Servisi ‘TL almayın’ Morgan Stanley stratejistleri Hans Redeker ve James Lord, ucuz değerlemeler ve yüksek nominal faizine rağmen TL’yi beğenmediklerini kaydettiler. Stratejistler raporunda, ABD ile diplomatik sorunların çözümü yolundaki ilerlemelerin TL’yi almak için yeterli olmadığını belirttiler. Stratejistler, yüksek enflasyon, zayıf dış pozisyon ve politik riskler nedeniyle TL’nin ABD tahvil faizlerindeki yükselişe karşı hassas kalmaya devam edeceğini öngördü. Kışkırt, çatıştır, kalabilenle anlaş... Bize sözde savaşın içinde değilken bile çok pahalıya patlayan, sonuçlarıyla en fazla yakacak, IrakSuriye gelişmelerinde, Kerkük’ten gelen önceki gecenin son haberlerinde Haşdi Şabi silahlı Şii güçleri ile PKK ağırlıklı çatışmalarda uyuyakalmıştık. Dün sabah yetkili Kürt komutanlardan birinin açıklamasına göre çatışmaların şiddetlenmesi, kayıplar karşısında Barzani’nin peşmergelerini çekme, petrol rafinerilerini Irak Hükümeti adına gelen akeri güce teslim etme kararının verildiği haberi ile uyandık. Amerika’dan gelen resmi açıklamada da uzlaşma koşullarına uyma içeriği daha bir belirgindi. Uzun zamandır PKK destekli peşmerge güçleri elindeki kimi merkezlerde yönetim Bağdat güçlerine teslim edilmekteydi. Satır aralarını daha iyi izleyen uzmanların öğlen saatlerine doğru öne çıkan değerlendirmelerine göre ise taktik olarak peşmergeler çekiliyor, günün dünya dengelerinde öne çıkmış Irak bütünlüğünün korunması uzlaşması koşullarına uygun, Bağdat yönetimine devir teslim yapılırken, sonrasına ilişkin güç çatışmasında bölgede PKK ile Haşdi Şabi güçleri çatışması ağırlık kazanıyordu. Amerika’nın siyasal İslamcı terör örgütleri ile yerinde savaş, Saddam diktatörlüğünü durdurma, nükleer silah tehdidi yalanı üzerinden gerçekleşen Irak işgalinden günümüze Irak içinde yaşanan kanlı mezhepler, ırklar ağırlıklı iç savaşın, terörün kör karanlığında kaç yüz binlerce Iraklının öldüğü, kaç milyonlarcasının insanca yaşam koşulları dibe vurmuş olarak, yaralı, hasta, yoksunlukta insanlık dışı yaşam sürdürdüğü hakkında bir fikrimiz var mı? Aslında bölgenin tarihten uzmanı İngiltere başrolde, AB ülkeleri bulaşmış olarak, insanlığın utanç belgesi fotoğraf karelerindeki görüntüler Iraklıların kaderi imiş gibi dünyayı, insanlığı sarsmaz oldu. Gelin görün ki dünyanın çok zengin enerji yataklarının istenen emperyal şirketler tarafından çok daha kolay paylaşılabiliyor olması emperyal güç odaklarına, çokuluslu şirketlere öngörüldüğü boyutlarda kazanç getirmedi. Yoksul güney, İslam dünyası ağırlıklı paramparça oluş, beslenen terör, gelir dağılımı çarpıklıkları göreceli aynı ölçeklerde olmasa da bütün dünyayı sallayan, sarsan boyutlara ulaştı... HHH Bilindiği üzere Ortadoğu, hele de IrakSuriye odaklı, bal gibi de Türkiye, İran’ın da bir bölümlerini içine alan yeni haritaların çizimi, bölge enerji kaynaklarının paylaşımı üzerinden, hele de en yüksek kapasiteli Kerkük içinde istenen paylaşım dengeleri kurulamayınca, Irak işgali İran ve Rusya’ya da çok yaramıştı. Amerika doğrudan işgali kaldırmış gibi yaparken, bölge terör örgütlerine destek vermenin yanında IŞİD, El Kaide türevi örgütlenmelerin taşınmalarında, bölgenin tarihten hiç ders almamış mezhepleri, ırklarının siyasal paramparça diktatörlerinin iktidar hırslarında, yolları açmışlardı. Rusyaİran güçlenmiş olarak hem Irak hem de ağırlıklı Suriye üzerinde güçlerini pekiştirmişlerdi. IrakSuriye üzerinden, BM, dünya dengeleri, en çok Amerika Rusyaİran, sonra bölgede en ağır bedelleri ödeyen Türkiye ile, kuşkusuz uzaktan hep etkin İngiltere, Çin, AB ülkeleri daha fazla kan akıtılmamasında olumlu katkı yapabilecekler mi? Yoksa kirli çıkarlar savaşlarında yoksul halklar, Ortadoğu üzerinden daha da çok mu kan akacak, dünyaya yayılacak? Ilımlı İslam, Yeni Osmanlıcılık projeleri, düşlerinde, ülkemiz siyasal İslamcı güçleri, cemaatlerin, Cumhuriyet rejimi, Atatürk devrimleri, ulus devletin tarihe gömülmesi karşıtlığında kışkırtılmış olarak stratejik ortaklığa çekilme süreci, Irak işgali hazırlık günlerine denk düşmüştü. 16 yıllık İktidarları, 14 yılı Cemaat ortaklığı sorumluluklarında, yalpalanan dış politika siyasetleriyle düşülen ağır tehdit noktasından ders alınabildi mi? Kuşkusuz en ağır bedelleri Irak, Suriye, Türkiye savaşa tam girmemiş olsa da tıpkı Pakistan gibi en ağır bedelleri ödeyenler olduk. Kaddafi’nin Libya’sı devlet olmaktan çıkmış, Mısır, pek çok İslam dünyası ülkesi darmadağın... İnsanlık adına bir soluk alma, akıl devşirme sürecine geçilebilecek mi? IMF’den gelişmekte olan ülkelere uyarı IMF Başkan Yardımcısı Tao Zhang, parasal koşulların gevşek kalmaya devam ettiği ortamda gelişmekte olan ülkelerin mali yapılarını düzene sokması gerektiği konusunda uyardı. Uzman, hükümetlerin düşük faiz ve ucuz finansman maliyetlerinden yararlanması gerektiğini, para ve finans koşulları normalleştiğinde finansman maliyetlerinin artabileceğini dile getirdi. Birçok ülkenin yüksek seviyelerde döviz cinsinden borcu bulunuyor, büyük merkez bankaları para politikalarında kademeli sıkılaşmaya başladığında doların yükselmesi bekleniyor. Fed geçen günlerde para politikasında sıkılaşmanın süreceği sinyalini verirken Avrupa Merkez Bankası da geçen ay tahvil alımlarını azaltmayı tartışmaya başlamıştı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle