27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Avusturya’da aşırı sağ korkusu Almanya’da eylül ayındaki seçimlerde aşırı sağcı AfD’nin 3. parti olarak meclise girmesinin ardından ırkçıların yükselişi nedeniyle endişeli Avrupa’da gözler Avusturya’da bugün düzenlenecek erken genel seçimlere çevrildi. Anketlere göre Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz’un (31) liderliğinde ki muhafazakâr Halk Partisi yarışı önde götürüyor. Koalisyon hükümetinin Başbakanı Christian Kern’in liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti ve aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi ise anketlerde ikinci sıra için başabaş gözüküyor. Kern, dünkü açıklamasında aşırı sağ tehlikesine dikkat çekti. Başkent Viyana’da ise önceki gece ırkçılık karşıtları meydana çıktı. Eylemde “Naziler meclisten dışarı” pankartları taşındı. Pazar 15 Ekim 2017 Rakka dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ düşerken... nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 ABD liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) IŞİD’in kalesi Rakka’ya yönelik operasyonlarında sona gelinirken SDG’nin IŞİD’in Suriye’deki kalesinde kontrolü tümüyle ele geçirmek üzere olduğu, militanlarla tahliye anlaşması yapıldığı belirtiliyor bölgede dün onlarca militanın teslim olduğu duyuruldu. Rakka’dan kimi IŞİD militanıyla ailelerinin SDG ile varılan an laşma sonrasında bölgeden tahliyelerinin başladığı haberleri ise tartışma yarattı. Irak’ta IŞİD’in kalesi Musul’un kurta rılması sonrasında gözler cihatçı örgütün Rakka yapılanmasına çevrilmiş durum da. Suriye’de altı yılı aşkın süren savaş ta, 2014 yılı IŞİD’in Rakka’yı ele geçirme si, Musul’da ilan ettiği “halifeliğini” bura ya da genişletmesiyle cihatçıların toprak kazanımlarında önemli bir dönemeç ol muştu. IŞİD’e karşı, Ankara’nın terör ör gütü kabul ettiği YPG’nin ana unsurunu oluşturduğu SDG geçen haziran ayında Rakka’da IŞİD’e yönelik nihai hedefli ope rasyonlarına başlayarak bölgeyi kuşattı. ‘200 militan teslim oldu’ Rakka’nın büyük kısmında kontrolü ele geçiren SDG ile IŞİD arasında kent merkezinde çatışmalar son dönemde yoğunlaşmış, IŞİD’in tümüyle yenildiği haberinin eli kulağında olduğu yorumları artmıştı. Önceki gece ve dün iki yüze yakın militanın teslim olduğu haberleri gündeme yansıdı. Bölgedeki önde gelen aşiret üyelerinin kent içindeki IŞİD militanlarının dışarı çıkması ve siviller de dahil hepsinin tahliye edilmesi yönünde yaptığı pazarlıktan sonuç alındığı kaydedildi. Bölgeye tahliye için otobüslerin gittiği de yerel kaynaklarca duyuruldu. Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Başkanı Rami Abdülrahim, teslim olan militanların sayısını yaklaşık 200 şeklinde vererek hepsinin Suriyeli olduğunu savundu. Bunların Rakka’dan aileleriyle birlikte ayrıldıklarını da belirtti. Ayrıca son beş gündür Rakka’dan Suriyeli IŞİD’lilerin çıkışının gerçekleştiğine, tahliye için gittikleri yerin ise bilinmediğine dikkat çekti. Bazı yerel kaynaklar IŞİD’lilerle yapılan pazarlıklarda militanların sivilleri canlı kalkan olarak konvoy içinde güvenli bölgelere ulaşana kadar yanlarında tutma şartını masaya koyduğunu aktardı. Rakka’dan sivillerin çıkışı sürüyor. Geçen hafta bölgeden yaklaşık 1500 sivilin SDG mevzilerine ulaşmayı başardığı belirtilmişti. Ardından ABD liderliğindeki IŞİD karşıtı koalisyon dün AFP’ye yaptığı açıklamada “Son 24 saat içinde yaklaşık 100 IŞİD’li teslim oldu, kentten çıkarıldı” derken bunların içindeki “yabancı savaşçılar”ın bölgeyi terk etmelerine izin verilmeyeceği vurgusu yaptı. Ancak bunun ardından yerel kaynaklar tahliye edilenler arasında “yabancı savaşçıların” da olduğu iddiasını dile getirdi. ‘İstikamet Deyr ez Zor’ iddiası Öte yandan Suriye ajansı SANA, ABD destekli SDG ile IŞİD arasındaki tahliye anlaşmasına işaretle bölgeden çıkarılan militanların “Suriye ordusuna karşı eylemlere katılmaları amacıyla Deyr Ez Zor’a aktarılmaları konusunda anlaşma sağlandığı iddiaları bulunduğuna” dikkat çekti. Konvoydaki IŞİD’lerin SDG koruması altında olduğu öne sürüldü. Daha önce de Suriye’nin yanı sıra Rusya ve İran’dan da ABD’ye yönelik “IŞİD’e istihbarat veriyor, militanlara göz yumuyor” suçlamaları yükselmişti. GÖZLER DEYR EZ ZOR’DA Rakka’nın kurtarılmasıyla birlikte bunun IŞİD’e yönelik öldürücü darbe olacağına işaret ediliyor. Geçen haziran ayında SDG’nin Rakka’ya yönelik nihai operasyonu başlamış, son haftalarda bölgenin yüzde 90’ında kontrolün ele geçirildiği haberleri gündeme düşmüştü. Rakka’da sıkışıp kalan sivillerin durumuna ilişkin ise kaygılar sürüyor. IŞİD’in sivilleri canlı kalkan olarak kullandığı bölgeden çıkmayı başaranlar tarafından sık sık dile getirilmişti. Bu çerçevede bölgeden sivillere yönelik güvenli çıkışın sağlanması yönünde pazarlıkların yapıldığı iddiaları da dikkat çekmişti. Mayadin kurtarıldı Rakka’nın kurtarılması sonrasında Suriye’de IŞİD’le savaşta en önemli nokta olarak Deyr ez Zor bölgesinin kalacağına işaret ediliyor. Irak’a uzanan stratejik noktadaki, enerji zengini Deyr ez Zor’da Rusya destekli Suriye ordusunun da ilerle yişi sürüyor. Dün Deyr ez Zor’un güneyindeki kasaba El Mayadin’in IŞİD’den alındığı duyuruldu. Suriye devlet haber ajansı SANA, operasyonda çok sayıda IŞİD’linin yok edildiğini belirtti. mIŞüİDcasdoenlrea.s..ı için Deyr ez Zor’a yönelik bir yandan ABD liderliğindeki SDG’nin bir yandan da Rusya, İran destekli Suriye ordusunun ilerlemesi bölgede toprak mücadelesini gözler önüne seriyor. IŞİD SuriyeIrak’ta etkinliğini yitirdikçe çıkarıldığı alanlarda kimin hakim olacağı sorusu da alevleniyor. Geçen ağustosta da LübnanSuriye sınırından IŞİD’liler çıkarılarak tahliye edilmişti. Bugüne kadar Şam’la cihatçı gruplar arasında varılan tahliye anlaşmalarında çıkış istikameti şu anda “çatışmasızlık bölgeleri” uzlaşısı kapsamında TSK’nin konuşlandığı İdlib ve çevresi olmuştu. Kerkük ültimatomu İran’da gazetelerin dünkü manşeti Trump’ın açıklamasıydı. Kerry: Ulusal çıkarlara tehdit ABD Başkanı Donald Trump’ın beklendiği gibi İran ile BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ve Almanya’dan oluşan “5 artı 1” ülkeleri arasında varılan nükleer anlaşmayı geçersiz kılmak yönünde adım atarak anlaşmayı tasdik etmeyeceğini açıklamasının yankıları sürüyor. Daha önce de anlaşmadan vazgeçmeyecekleri yönünde Washington’ı uyaran Avrupalı liderler, Tahran hükümetinin yanında saf tutarken Trump’a bir sert tepki de selefi Obama döneminin Dışişleri Bakanı John Kerry’den geldi. 2015 yılında varılan anlaşmanın mimarlarından Kerry, Trump’ın desteğini çekmesinin “ABD’nin ve müttefiklerinin ulusal çıkarlarını tehlikeye soktuğu” uyarısı yaptı. Trump’ın İran kararıyla ilgili topu attığı Kongre’ye nükleer anlaşmadan yana tavır alma çağrısında bulundu. kUuArEaKll:aTraahuryauny o r Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, anlaşmanın iptal edilmesi ya da İran’a yaptırımların geri getirilmesinin Avrupa’ya yakın bir savaş riskini artırdığı görüşünü vurguladı. Elysee Sarayı’ndan ise İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile telefon görüşmesi yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Tahran’ı ziyaret etmeyi planladığı açıklaması geldi. Bu arada Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) tarafından yapılan açıklamada, kurumun Ocak 2016’dan itibaren, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin isteği üzerine oluşturduğu Ortak Kapsamlı Eylem Planı çerçevesinde İran’ın nükleer ile ilgili taahhütlerini yerine getirmesini gözlemlediği ve onayladığı belirtildi. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) tar Irak merkezi ordusu tışmalı bağımsızlık referan Kerkük çevresine geniş dumu adımının ardından yığınak yaptı. BağdatErbil hattında çatış ma büyüyor. Şii Haşdi Şabi’li Irak merkezi ordusunun sta tüsü tartışmalı, peşmerge kontrolündeki petrol zengi ni Kerkük’e doğru ilerleme siyle tansiyon daha da yük selirken dikkatler Bağdat’ın peşmergeye bölgeden çekil meleri için bu sabaha karşı 02.00’ye kadar verdiği süre sonrasında yaşanacak gelişmelerde. Bağdat’ın ültimatomunun peşmergeye 6 Haziran 2014 tarihindeki sınırlara geri çekilmeyi içerdiği kaydedildi. Yerel kimi kaynak da hali hazırda peşmergenin bazı bölgelerden çekildiğini savundu. elindeki esir IŞİD’lilerin kendilerine teslimi, Irak güçlerinin IŞİD öncesi bölgelere yerleşmesi, Kerkük Valisi Necmeddin Kerim’in görevden alınması.” Öte yandan önceki gün Kerkük’ün güneyinde peşmergenin Türkmen kasabası Tuzhurmatu’dan çekilerek ‘Rafinerileri terk edin’ burayı Irak ordusuna bıraktığı da iddia edildi. DHA’nın haberinde ise Irak Devlet Başkanı Fuad Tuzhurmatu’da, peşmergeler tara Masum’un önceki gün IKBY yet fından Türkmen Çakkale mahalle kilileriyle Süleymaniye’de görüş sine düzenlenen saldırının ardın tüğü haberleri basına yansıdı. Bu dan peşmerge güçleri ile Türkmen çerçevede Rudaw’ın haberine gö Haşdi Şabi birlikleri arasında önce re Masum, Erbil cephesiyle görüş ki gece çatışma çıktı. Üç peşmerge mesinde masaya şu talepleri koy ile bir sivil yaralandı. du: “Kerkük Havaalanı’nın Irak, Çatışmada, ilçenin Aksu, İmam Haşdi Şabi güçlerine teslim edil Ahmed, Askeri ve Mustafa Ağa ma mesi, Keywan Üssü’nün teslimi, hallelerinde bulunan KYB ve KDP Kerkük’teki tüm petrol rafineri ve binaları hedef alındı. Çatışmalar sı borularının teslimi, peşmergenin rasında peşmerge Türkmen semtle rine havan topu ile saldırdı, iki eve havan topu isabet etti. DHA’ya konuşan Irak Türkmen Cephesi Selahattin il başkanı Heytem Haşim Muhtaroğlu çatışmanın arkasında PKK’nin olduğunu iddia etti. Muhtaroğlu, PKK’nin ilçedeki Kürtlerle Türkmenler arasında kavga çıkarmak istediğini söyledi. ‘IŞİD’e odaklanın’ Haziran 2014’te IŞİD güçleri Bağdat’ın kuzey ve doğusundaki geniş bir alanı ele geçirmişti. Ardından IKBY, IŞİD’den aldığı bu bölgeleri kontrol sahasına katmıştı. Haşdi Şabi’li merkezi ordunun Kerkük’e yönelik adeta kuşatma adımı sürerken önceki gün peşmerge kaynakları Kerkük’e ek takviye gücünün sevk edildiğini duyurmuştu. Irak merkezi güçlerinin ilerlemesi halinde “savaşa hazır olduklarını” da söylemişlerdi. Bölgede IŞİD sonrası yeni bir iç savaşın çıkabileceği kaygıları yükselirken BağdatErbil’le müttefik ABD’den önceki gün taraflar arasında gerginliği önlemek için çalışıldığı açıklaması geldi. “IŞİD’e odaklanılmalı” çağrısı yinelendi. IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani de “yeni bir savaşın önüne geçilmesi için” ABD, AB ve BM Güvenlik Konseyi’ne devreye girme çağrısında bulundu. Otel önünde bombalı saldırı Somali’nin başkenti Mogadişu’nun hükümet binalarına, otellere, restorantlara ev sahipliği yapan işlek Hodan bölgesinde bomba yüklü kamyonetle düzenlenen saldırıda en az 20 kişi yaşamını yitirdi. AFP ajansı patlamada en az 15 kişinin yaralandığını duyurdu. Olay yerinden ajanslara düşen fotoğraflar yıkımın büyüklüğünü gözler önüne serdi. Yetkililer saldırının bir otelin girişinde gerçekleştiğini belirtirken hedefin otel olup olmadığı bilinmiyor. Patlamanın şiddetiyle otelin bir bölümünün çöktüğü, enkaz altında kalanlar olduğu belirtiliyor. Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Mogadişu’da daha önce El Kaide bağlantılı Eş Şebab örgütü benzer saldırılar düzenlemişti. ‘Omurgasız ülke’ nasıl bir arada tutulur? İspanya’da şimdi “ülkeyi nasıl bir arada tutabiliriz”in tartışması yapılıyor. Ana muhalefetteki sosyalist lider Pedro Sanchez’in okuduğum son ropörtajının başlığı bu: “Katalonya’nın nasıl İspanya içinde tutulabileceğini tartışmak zorundayız!” Sosyalistler “birlikbütünlük” adına; Katalonya’ya kayyım atamak gibi... hükümetin alacağı zoraki yaptırımlara destek vereceklerini açıklarken bir yandan da bu önlemlerin anayasal reformlarla tamamlanması gerektiğini ve reformların seri biçimde tartışmaya açılması gerektiğini söylüyorlar. Katalan ayrılıkçılığına karşı yükselen İspanyol milliyetçilik ateşinin baskısıyla sağcı Rajoy hükümetinin arkasından gözü kapalı sürüklenmek yerine, “reform” adına bastırıyorlar. Sosyalist parti lideri; “Bu bir devlet krizi. Ve ancak (federal yöndeki) devlet reformuyla çözülür” diyor. İplerin her türlü gerildiği İspanya ve Katalonya arasında konu, “sosyal ve kurumsal beraberliğin” uzun dönemde nasıl sürdürüleceği... Konu aslında İspanya için yeni değil. 20. yüzyılın başından bu yana, “ayrılıkçılık probleminin” her depreşmesinde akut şekilde gündeme gelen çok yakıcı bir mesele. İspanyollar “ayrılıkçılığı” damardan, “dış güçlerin marifetlerine” bağlamıyor. İç dinamiği kavramaya çalışıyorlar.    Çözülmenin iç dinamiği  Ayrılıkçılığın ortaya ilk çıktığı yıllarda, geçerliliğini hâlâ koruyan tespitleriyle krize dikkat çeken ilk isim, düşünür José Ortega y Gasset. 20. yüzyılın ünlü tarih filozoflarından olan büyük İspanyol aydını, sorunun imparatorluğun çözülme paradigmasının devamından kaynaklandığını söylüyor. İspanyol İmparatorluğu’nun çözülmesi, Osmanlı İmparatorluğu gibi 1600’lerde başlamış ve aralıksız 300 yıl sürmüş. 19. yüzyıl sonunda son parçalar yitirilip sıra “ulus devlet”i kurmaya geldiğinde, bu defa küçülen sınırlarda başgösteren “ayrılıkçılık akımlarıyla” yeni bir çözülme başlamış. “Bölgecilik” ve “ayrılıkçılık” gibi kavramların 20. yüzyıl başında dolaşıma girmesinin rastlantı olmadığını belirtiyor İspanyol düşünür. Ortega; ulus devleti yerine oturtamadan baş gösteren “ayrılıkçılığın”, bir ortak toplum projesi oluşturmayı ve toplumun tüm kesimlerini projeye ortak etmeyi imkânsızlaştırdığını söylüyor. Ortada bir “halk” olduğunu, ama modern bağlamda bir “toplum”un yaratılamadığını belirtiyor. “Toplum” Ortega’ya göre, “ileriye dönük ortak bir proje” ile “ulus organizasyonu” demek oluyor. İspanyol düşünce adamı, “Omurgasız İspanya’da bu organizasyonun yapılamadığının” altını çiziyor. “Omurgasız İspanya” ile haliyle bir “ortak sütundan yoksun olma” durumu kast ediliyor.   Sorun İspanya’nın kendisi  1922’de Prima de Rivera diktatörlüğü (19231930) arifesinde, bugün dahi bir klasik olarak kabul edilen “Omurgasız İspanya”yı yayımlayan Ortega, İspanya’nın baş sorununun, o yıllarda tartışılageldiği gibi “Biz neden Avrupa’nın gerisinde kaldık” sorunu değil; “omurgasızlık” meselesi olduğunu iddia ediyor. “İspanya’nın asıl problemi, İspanya’nın kendisi” diyor. Ve problemi, “ulusun ortak yaşam projesinin çözülmesi” olarak tanımlıyor. Ortega’ya göre bu öyle baş edilmez bir sorun ki, hiçbir “siyaset”, üstesinden gelemiyor.   Zira “İspanya’nın çözülme paradigmasına, devlet olumlu bir otorite ile yanıt veremiyor.” Siyasetle doldurulamayan bu boşlukta İspanya önce Prima de Rivera diktatörlüğüne, ardından çok kanlı bir iç savaşla 40 yıllık Franco diktatörlüğüne düştü. Ortega y Gasset ile benzerleri, sürgüne gittiler. İspanya, 20. yüzyılın üç çeyreğini kaçırdı. Ancak geçen yüzyılın son diliminde demokrasiye geçiş ve AB üyeliğiyle “omurgasını” ilk kez doğrultabilen ülke, yüzyıl öncesinin paradigmalarıyla şimdi yeniden karşı karşıya. Hem içerideki demokratik kurumların krizi, hem AB’deki yön kaybı; İspanya’yı yüz yıl önceki tartışmalara itti. Ülkeler, DNA’larından kolay kurtulamıyorlar. Anastasiadis yine aday KKTC’de 7 Ocak’ta erken seçime gidileceğinin açıklanmasından sonra Kıbrıs Rum Kesimi Başkanı Nikos Anastasiadis, 28 Ocak’taki seçimlerde bu görev için yeniden aday olacağını açıkladı. Adada BM arabuluculuğundaki temmuz ayında çöken barış görüşmelerinin taraflarından olmasına karşın adaylığını koyan Anastasiadis, destekçilerine hitap ederken “Bir çözüme ulaşılamaması hiç kimsenin yararına olmadığı gibi Türkiye’ye de faydalı değildir. Türkiye’nin çözümün getireceği yararları göreceğine inanmak istiyorum” dedi. Güney Kıbrıs’taki seçimlerin 2. turunun 4 Şubat’ta yapılması öngörülüyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle