02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 30 Ocak 2017 söyleşi KEMAL GÖKTAŞ [email protected] editör: nazan özcan TASARIM: ece kurtuluş 11 zor soru EŞsİMkDi İhNaİNkesmiy,asetçiSİ yöneTtatriağfilımbiarçhbakitemmeinzSelçukDereli: ‘Fenerbahçe Başkanı, FenerbahçeGalatasaray maçını yönetebilir mi? Kim inanır onun verdiği karara?’ Türkiye, demokrasinin varlıkyokluk savaşı vereceği bir referanduma doğru gidiyor. Şimdilik anketler halkın yarısından çoğunun Başkanlık adı altında getirilmek istenen tek adam yönetimine ikna olmadığını gösteriyor. Hükümet ise anayasa değişikliklerini pazarlamak için popüler kültüre sığınmış durumda. Sosyal medyada Rıdvan Dilmen’in öncülük ettiği ve futbolcular Arda Turan ile Burak Yılmaz’ın katıldığı “Evet” videoları, büyük tepki çekti. Hatta öyle ki CHP, Rıdvan Dilmen’in lakabından esinlenilerek sosyal medyada oluşturulan “Şeytana uyma, hayır de” ifadesini kampanya sloganı yapmayı tartışıyor. Futboldaki siyaseti ve siyasetin futbolunu; Rıdvan, Arda ve Turan’a gönderdiği videolu yanıt büyük ilgi çeken eski hakemlerden ve CHP Çankaya İlçe Başkanı Selçuk Dereli ile konuştuk. n Hakemlik nasıl bir duygu? Hakem olmak biraz zor bir şey değil mi? Çok... Dünyanın en zor işi. n O zaman niye hakem olur insan? Yönetmek... Çok keyifli bir şey. Çıkıyorsunuz sahaya, karşınızda Hagi var, gel diyorsun geliyor, bir metre sola geç diyorsun, geçiyor. Dünyanın en ünlü futbolcularını, herkesin hayran olduğu futbolcuları sen talimatlarla yönetiyorsun. Onlarla birlikte ter döküyorsun. Tribünde 50100 bin kişi var. Ekran başında 80 milyon düdüğünü bekliyor. Mesela DenizliFenerbahçe maçında benim düdüğümü 80 milyon bekledi. Büyük bir adrenalin. Baskıyla söylenen sözler n Federasyon başkanlığına aday eski bir futbolcu ile çok başarılı iki futbolcunun siyasi bir konuda kampanyanın öncülüğünü yapmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz buna karşı “Hayır” diyen bir video yayımladınız. Onlar “hayır” deselerdi tavrınız daha mı farklı olurdu? Elbette insanlar kendi düşünceleriyle, iradeleriyle beyanatta bulunursa, ona saygı duyarım ama ben o arkadaşların baskıyla böyle bir beyanda bulunma durumuna geldiklerini düşünüyorum. Tanıdığım, bildiğim kadarıyla bu süreçte başkanlığa “Evet” diyeceklerini tahmin etmiyorum. Ama baskıyla böyle söylemek zorunda hissediyorlar, ne yazık ki. n Nereden çıkarıyorsunuz? Siyasi görüşlerini mi biliyorsunuz? Rıdvan Dilmen, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’na (TFF) aday. İktidara karşı bir açıklama yaparsa TFF Başkanı olabilir mi? Onlara yakınlaşmak, sempatisini kazanmak için yapmış olabilir. Kötü olan da bu. Türkiye’nin geleceği ile ilgili böylesine önemli bir karar aşamasındayken, “Ben bunu yapayım da birilerinin gözüne gireyim” mantığı doğru değil. Bu ülkenin geleceği söz konusu. Mesela Ahmet Çakar, Fatih Terim’e top attı. Fatih Terim topa girmedi, gördünüz mü? n Topa girmemek cesaret istiyor yani? İstiyor tabii... Keşke böyle olmasa, herkes görüşünü beyan etse rahatlıkla ama şansı yok. Ettiği gün görevden alırlar. Ne yazık ki Türkiye bu duruma geldi. Rıd OZAN ÇEPNİ Selçuk Dereli, 2006 yılında Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kaybettiği Denizlispor Fenerbahçe maçında kullandığı düdük, saat ve kartları makam odasındaki bir çerçevede saklıyor. Dereli’nin odasında futbol yıllarına ait birçok iz yer alıyor. van Dilmen’e bakıyorsun, “Sporun içine siyaset girmemeli” diyor birkaç yıl önce, Fenerbahçe maçında Başbakan protesto edilince. Şimdi çıkıp kendisi neler diyor. n Herkesin bir siyasi görüşü var. Herkes ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ lehine görüş açıklayamaz mı? Şu an görevde olan bir kişi “Hayır” diyemiyor ama “Evet” diyebiliyor. Kötü olan bu. Yani bütün futbol camiası “Evet” mi diyor? İçlerinde “Hayır” diyecekler var, ben biliyorum. Bunu bırakın kamuoyuna açıklamayı, kendi arkadaşlarına bile söyleyemiyor. Söylerse başına gelecekleri biliyor. Türk sporunun, Türk futbolunun hali bu. Ülkenin hali bu. Siyaset futbola karışır n Arda ve Burak’ın ne gibi bir çıkarı olabilir? Arda çıkıp “Hayır” dese ne olur ona? Futbolda siyasetin etkisi yüzde yüze yakın. Hiçbir dönem bu kadarki kadar siyaset futbola karışmamıştı. Hakem klasmanlarının belirlenmesi, futbol kulüplerinin teknik direktör belirlemesi ve futbolcu transferleri de dahil olmak üzere siyasi olarak yapılıyor. Bu çok acı bir şey. Sonra deniyor ki, “Türkiye sporda neden başarılı olmuyor?” Bir hakemin siyasi görüşünün iktidarın karşısında olduğunu bilseler, hakemlik klasmanında atanmasına izin vermezler. Doğrusu yapılmış olsaydı bugüne kadar, 15 yıldır iktidarda olan AKP sürecinde hakemler bu kadar kötü performans göstermezdi. Neden gösteriyorlar? Çünkü hak eden hak ettiği yere gelmiyor. n Süper ligde maç yöneten hakemler iktidara yakın hakemler mi? Çoğunluğu öyle. Zaten seslerini çıka ramıyorlar ve karşı olduklarını da söyleyemiyorlar. İçlerinde var öyle olmayan, onlar da öyleymiş gibi görünüyor. Siyaset her zaman futbola müdahale etmiştir. Neden? Çünkü çok güçlü bir ekonomi var. Ayrıca toplumun futbola ilgisinden faydalanabilmek için siyasiler kendi düşüncelerinden insanların önde olmasını istiyorlar. Benim dönemimde de öyleydi. İşte benim hakemliği bırakma sebebim... Dünya Kupası’na gitme hakkım, elit katagoriye çıkmışken, UEFA beni aramışken, bu emeğimi çaldılar. Cüneyt Çakır’ı oraya koydular. Çakır kim? Onlara yakın bir insan... n Takımların içerisinde politika nasıl işliyor? Bir futbolcunun muhalifliğini dile getirmesi dezavantaja dönüşüyor mu? Elbette dönüşüyor. Yani çıkıp bir futbolcu öyle kolay mı iktidarı eleştirsin. Takımda yer bulamaz. Sen hiçbir futbolcunun bu süreçle ilgili ‘hayır’ açıklaması yaptığını duydun mu? Ben duymadım. Hayır demeyi düşünen futbolcular vardır ama söyleyemezler. Bırakın kamuoyuna açıklamayı, kendi takımında, kampta, kulübünün içinde bile bunu açıklayamıyorlar. Gümüşdağ çok mu kabiliyetli? n Futboldaki adaletsizlik şampiyonların belirlenmesinde, küme düşmesinde çok etkili oluyor mu? İktidarın güçlü olduğu şehrin takımı daha avantajlı oluyor mu? Kesinlikle öyle. İstanbul Büyükşehir’in adı Başakşehir olarak değişti. Kulüp Başkanı Göksel Gümüşdağ, kulübün başkanıydı, şimdi Kulüpler Birliği Başkanı oldu. Çok mu kabiliyetli? Dünya futbolunu takip ettiği için mi geldi? Hayır, siyaseten geldi. Yıldırım Demirören siyaseten geldi. Haluk Ulusoy’a aday olma hakkı bile vermediler. Ülke o duruma gelmiş. Şimdi sen siyasi olarak hep kendine yontacaksın, sonra “Bu ülkede huzur olacak” diyeceksin. Hakemin kararına inanmıyor toplum. Hele bir de taraflı biri bu ülkenin başına gelirse o zaman hiç huzur olmayacak. Taraflı bir hakem bu maçı yönetemez. O maç bitmez. O tribünde insanlar tepki koyar, tribünde olaylar olur. Oyunun kontrolünü kaybeder hakem. AKP yüzde 15 hayır diyecek n EvetHayır maçını kim kazanacak sizce? Hayır kazanacak, ben buna inanıyorum. Bu bir AKP, bir CHP seçimi değil, başka bir şey. Ülkenin geleceği ile ilgili bir sürecin yarıştığı bir nokta. Tüm hazırlıklarımızı yaptık. Çok iyi sonuçlar elde edeceğimizi düşünüyorum. AKP’li seçmenlerle bir araya geldiğimde “Biz hayır vereceğiz” diyorlar. “Ne istediyse oldu. Başbakan oldu, cumhurbaşkanı oldu, e daha ne yani, biz niye tüm yetkiyi ona verelim. Bu kadar da olmaz” diyorlar. AKP içinde de yüzde 15 civarı bir hayır geleceğini düşünüyoruz. Anketlerde de yüzde 58 hayır çıkıyor. MHP’nin içinden yüzde 80 hayır geleceği noktasında bizim de çok ciddi tespitlerimiz var. O nedenle benim en ufak tereddüdüm yok hayır çıkacağından. Hayır çıktığı zaman Rıdvan’ı, Arda’yı, Burak’ı merak ediyorum. O zaman öyle bir U dönüşü yaparlar ki... Ben tanıyorum birçoğunu, hemen anında hepimizden çok hayırcı olurlar. Maraş katliamını gören ailenin çocuğuyum n Arda ile Burak futbol oynayan genç insanlar. Bu kadar tartışmanın odağına girmeleri onlara haksızlık değil mi? Haksızlık ama bunun kararını kendileri veriyorlar. n Ama o baskıya herkes aynı güçte dayanamaz. İşte dayanması lazım. Sen Arda olmuşsun, Barcelona’da futbol oynuyorsun, buna dikkat edeceksin. Benim de siyasi görüşüm vardı hakemlik hayatım boyunca. Ben bunu kamuoyuna açıklamadım. Ben Türkiye’nin Selçuk Dereli hocasıydım. Ama şimdi siyasetçiyim. Arda ve Burak için zor tabii. Çok büyük tepki var. Ama onlar kıvraktır, kıvrak zekâları vardır. Rıdvan’a niye Şeytan deniyor? Çok kıvrak zekâlı bir adamdır. Hemen U dönüşü yapar onu telafi etmeye çalışır. Tabii biz de bunu biliyoruz, top lum da bunu görüyor. n Diyelim ki referandumdan evet çıktı ve başkanlığa geçildi. Referandumun ülkedeki gerilimi ar tırması sizi endişelendiriyor mu? 1978 Maraş katliamını yaşayan bir ailenin çocuğuyum ben. Babam Maraş’ın Döngele köyünde öğretmendi. Sünni bir köyde, biz de Sünni bir ailenin çocuğuyuz. Ama benim babam TÖBDER üyesi bir öğretmen ve devrimci bir insandı. Evimize geleceklerini anlayınca babam arabayla bizi kaçırdı. Tek kaçış yolumuz köyün meydanından geçiyordu. Önümüzü kestiler, arabayı tekmelemeye, vurmaya başladılar. Babam ayağını debriyajdan kaçırınca araba ileri doğru hareket etti, önündeki kalabalık azaldı, ikiüç kişi kaldı. Babam onlara çarparak sürdü, kovaladılar, arabaya ateş ettiler ama yakalayamadılar. Arkamız dan evimizi paramparça etmişler. İşte istiyorum ki ben, benim o yaşadığımı kimsenin çocuğu yaşamasın. Benim 4 yaşındaki oğlum Deniz yaşamasın. Türkiye ne yazık ki daha kötüye gidiyor. 78’den daha iyi durumda değil Türkiye bugün. 78'i arar hale gelebiliriz n Bir iç kargaşadan mı endişe ediyorsunuz? Evet, oraya doğru gidiyor. O yüzden Türkiye’nin bir hakeme ihtiyacı var. Derleyip toparlayan bir kişiye ihtiyacı var. Parlamenter sistemle devam eden bir yapı içinde cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığını yapsın, başbakan başbakanlığını yapsın. Parlamentoda toplumun tamamının söz hakkı olsun. Söz hakkı olmazsa nasıl huzur olacak? Nasıl olur barış? İnsanları dinleyerek, doğru bulduklarını, du yarlılıklarını konuşup en doğrusunu bulmakla olur. İhtiyacımız olan bu. Türkiye’de eğer olay daha böyle kötüye doğru giderse 78’i ararız. Daha kötü şeyler olabilir. Türkiye ofsayta düşürülmek isteniyor n 2 bin futbolcunun araştırıldığı bir Cemaat soruşturması açıldı. Böyle bir ağırlığı var mıydı Cemaatin? Sistemli bir şekilde futbolcuları gruplar halinde sohbet toplantılarına götürdükleri anlatılırdı. Ciddi anlamda da Cemaat yapılanması vardı. O zaman bugünkü mevkililer Cemaat ile kol kolaydı. Birçok konuda belirleyici oluyorlardı. TFF, Kuddusi Müftüoğlu Merkez Hakem Kurulu Başkanı iken Cemaat ile bağlantısı olduğunu düşünerek istifa etmesini istedi. O da görevden ayrıldı. Cüneyt Çakır’ın babası Serdar Çakır gözlemciyken el çektirildi, sonra baktık ki tekrar geri döndürmüşler. Böyle enteresan işler de oluyor. Gerçekten Cemaatle mücadele edilmek isteniyor mu? O konuda da şüphelerimiz var. Sporda, futbolda belirleyici olan performans olmalı. İnsanların siyasi görüşü, etnik kimliği, dini, dili, ırkı belirleyici olmamalı ama bunlar Türkiye’de ne yazık ki önemli oranda belirleyici olduğu için dünya sporunda yokuz. Oysa vardık. Benim hakemliğim döneminde Türkiye, Dünya Kupası’nda çok önemli bir sonuç elde etti, Galatasaray Süper Kupa’yı kazandı. Bugün bakıyorsun Türkiye, ne yazık ki o başarıdan uzak. Siyaset belirliyorsa, hak eden hak ettiği yere gelmiyorsa başarılı olmaz. Futbolun evrensel yönü n 10 Ekim Gar katliamından sonra hayatını kaybedenlerle ilgili saygı duruşu ıslıklanmıştı. Bir de Hrant Dink cinayetinden sonra bazı taraftarlar beyaz bere takmıştı. Burada en önemli aktörler taraftarı yönlendiren kulüp yöneticileri. Bir yönetici ırkçı bir söylemde bulunuyorsa bin katı tribüne yansıyor. Yönetici “Ben şuna çok kızdım” dediğinde, adam tribünden bıçak atıyor. Bu ülkede sporun evrensel yönü üzerinden toplum beslenebilmeli. Futbol çok yakından takip edilen bir spor. Gençlerin yüzde 50’si futbolla yatıp futbolla kalkıyor. Oysa futbolun dilini kullanmak önemli. Ben o videoda futbolun dilini kullandığım için her şey çok net anlaşıldı. “Türkiye ofsayta düşürülmek isteniyor” dedim. Bugün Türkiye’nin derdi, hevesi başkanlık sistemi mi? Bir kişiye Türkiye’nin tapusunu vererek nasıl mutlu olacağız, nasıl başarılı olacağız? Parlamenter sistemden kimin şikâyeti var? n Parlamenter sistem düzgün yürüyor mu Türkiye’de? Neden yürümüyor? Çünkü Başkanlığın yolunu açmak için parlamentoyu çalışmaz hale getirdiler. Başkanlık gelirse parlamentoda vekillerin söz hakkı kalmıyor. Başkanın iki dudağı arasında fesih yetkisi var parlamentoyu. Halkın seçtiğini sen nasıl feshediyorsun? “Halkın iradesi”, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” lafları rafa kalkmış olmuyor mu? O nedenle Türkiye ofsayta düşmüş oluyor. Hakem olmak istediğinizde bir kulübün üyesi olamazsınız. Düşünsene, Fenerbahçe Başkanı, FenerbahçeGalatasaray maçını yönetebilir mi? Kim inanır onun verdiği kararlara? Bir partinin üyesi bu ülkede nasıl başkanlık yapacak? Nasıl insanlar onun aldığı kararlara inanacaklar? Doğru bile olsa... Türkiye’nin refahı, huzuru barışı için bir hakeme ihtiyacı var. Şimdi sen “Bana yüzde 51 oy verildi” diyorsun. E yüzde 49 ne olacak? Yüzde 49 senin vatandaşın değil mi? 15 yıldır yaşananlar ortada. Futbolda bile adil davranılmıyor ki ülkenin diğer yerlerinde adil davranılsın. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle