04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çanta kalp nedir? Cumartesi 28 Ocak 2017 2 Prof. Küçükaksu, yapay kalpli hastaların kalplerine takılı minyatür kalp pompalarının elektromanyetik motorlu sistemler olduğunu belirterek “Yaklaşık 1015 watt’lık sarfiyatları var. Bu enerji pompa motoruna bağlı bir kablonun hastanın cildinden çıkararak bir çanta içindeki yapay kalbin kontrol ve enerji ünitesine bağlanır. Hastalar bir özel muhafaza çantası içinde 12 kg’lık bu sistemi bel ve sırtından korumalı özel bir kemerle yanlarında taşırlar. Bu nedenle halk arasında buna Çanta Kalp denilmektedir” dedi. Aslında çantadaki sistemin yapay kalbin kontrol ve pil ünitesi olduğunu anlatan Küçükaksu “Genelde bir pil 46 saat çalışmakta, 2 hazneli ünite 810 saate kadar devrede kalmakta, hasta elindeki çok sayıda şarj olan bu pilleri değiştirerek kesintisiz enerjiyi sağlamaktadır. Total yapay kalpli hastalarda ise, halen elektrikli modelleri gelişim aşamasındadır, hastanın göğüs boşluğunu dolduran sağsol kalpler hava kompresif sistemlerle yani pnömotik sistemler olduğundan motor ünitesi denilen minyatür kompressör ve kontrol ünitesi çantada taşınabilmektedir” diye konuştu. haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Yelek Kalp’ler yolda Çanta içinde taşınan yapay kalpler, yelek gibi giyilebilecek bir düzenekle de taşınabilecek. Yapay kalplerin gelecekte daha da küçüleceği belirtiliyor Türkiye’de 2 milyonun üzerinde hasta, çeşitli evrelerde kalp yetersizliği ile mücadale ediyor. Kalp yetersizliğinin son evresin 1968’te ilk kez yapılmış, 1980’ler sonrası modernize edilerek rafine hale getirilmiş biyolojik bir çözümdür. Sonuçları her geçen gün düzelmiş ve başa de olan hastalar, yapay kalp takılarak rı oranları 1. yılda yüzde 90’larda, 5. ya da kalp nakli olarak hayata tutuna yılda yüzde 70’lerde, 15. yılda yüzde biliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. 50’lere kadar uzanmıştır. 30 yıla ya Dr. Deniz Süha Küçükaksu, kalp nak kın yaşayan hastalar rapor edilmiştir. li bekleyen hastaların yalnızca yüzde 10 gibi bir kısmına uygun kalp bulunabildiğini, geri kalan büyük kısmın ya şamını yitirdiğini, bu SİBEL BAHÇETEPE nedenle yapay kalp ihtiyacının gündeme gel diğini söylüyor. Küçükaksu, hastaların yaşam kon forunu daha da artırmak için çan ta içinde taşınan yapay kalpler yeri ne “Yelek Kalp” diye adlandırılabile cek özel bir kontrol ve pil ünitesinin geliştirildiğini, yakın zamanda kulla nıma gireceğini, hatta yapay kalplerin ilerleyen yıllarda daha da küçüleceği ni anlatıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakül tesi Dekan Yardımcısı, Kalp ve Da mar Cerrahisi Uzmanı, aynı zamanda Uluslararası Yapay Kalp Derneği’nin ikinci kez başkanlığına seçilen bir Türk Cerrah olan Prof. Küçükaksu ile kalp yetmezliği ve tedavi metotları üzerine merak edilenleri konuştuk. n Son yıllarda kalp yetersizliğin de yaşanan artışın nedenleri nedir? Kalbin koroner damarlarındaki so runlar olarak bilinen iskemik kalp hastalığı (geçirilen kalp krizleri veya damar daralmaları) en büyük neden grubunu oluşturmaktadır. Buna yol açan risk faktörleri hipertansiyon, şe Şanlıurfa’da yaşayan Vedat T. adlı hasta 6 ay yapay kalple yaşadı. Ardından kalp nakli oldu. ker hastalığı, sigara kullanımı, obezite ve gelişen teknolojinin hayatımıza verdiği en önemli dezavantaj olan hareketsiz yaşam ile günlük psikososyal stresleri bertaraf edememe kalp yetersizliğinin de nedenleri olarak ele alınabilir. n Kalp yetersizliği tedavileri nelerdir? Kalp yetersizliğinin A, B, C evreleri kalp uzmanlarının kontrolü altında on yıllarca sürebilir, stabilize edilebilir. Ancak hastaların tahminen yüzde 5’i tüm bu uygulamalara karşın son evre olarak bilinen evre D’ye ulaştığında yaşam süreleri hızlıca kısalmaktadır. Son evrede genellikle birkaç yıllık yaşam beklentisi olmakta, yaşam kalitesi bozulmakta, hastalar yataktan dışarı hareket edemeyen, nefes darlığı ve çarpıntı ile sıkışan, vücut şişlikleri had safhaya ulaşmış bitkin haldedirler. Bu noktada onları yaşatacak kalp nakli ve yapay kalp sistemlerinden başka seçenek bulunmamaktadır. 30 yıl yaşayan hastalar n Kalp naklinden biraz bahseder misiniz? Kalp nakli Dr. C.Barnard tarafınca yapılan ilk ameliyattan itibaren 1967 yılından sonra dünyada 150 bin kadar hastada uygulanmış, ülkemizde de hocam Dr. Kemal Bayazıt tarafından Kalp nakline alternatif n Kalp naklindeki sorun nedir? Donör (verici) organ bulmak her ülkede en büyük zorluktur. En iyi sağlık organizasyonlarında bile bekleyen hasta listesinin ancak yüzde 10’una kalp bulunabilirken geri kalan hastaların büyük bir kısmı hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle yapay kalp ihtiyacı doğmuş ve biyoteknoloji gelişimlerle günümüzde kalp nakline alternatif hale gelmiştir. Bu sistemler hastalığın kalpteki duruma göre kullanılan “Yapay Kalp Pompası” ve “Total Yapay Kalp” olarak iki tipte sistemlerdir. n Yapay kalp teknolojilerinden beklenen gelişmeler neler? Hastaların yaşam konforunu daha da artırmak amaçlı yeni bir versiyonla “Çanta” yerine hastanın yaşadığı ortamdan farklı bir ileti tekniği ile dışardan devamlı şarj olabilen ve hastaların üzerlerine giydikleri “Yelek Kalp” diye adlandırılabilecek özel bir kontrol ve pil ünitesi geliştirilmiştir. Yakın zamanda kullanıma gireceğini tahmin ediyorum. Son yıllarda yapay kalp sistemlerinin hastanın kalbiyle senkron bir şekilde çalışması yerine daha fizyolojik olan senkronpulsatil çalışmasına yönelik software sistemleri geliştirilmiş, bunların tıbbi testlerinin sonuçları beklenmektedir. Diyabetin görülme yaşı giderek düşüyor Çocuklarda görülen Tip 1 diyabet hastalığıyla ilgili Acıbadem Kadıköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı ve Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediyatrik Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serap Semiz, ailelere diyabetle başa çıkma yollarını anlattı. Tip 1 diyabetin, çocuk ve ergenlik dönemi diyabet hastalarının yüzde 90’ını oluşturduğunu ve en sık 56 yaş ve ergenlik döneminde ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Serap Semiz, son yıllarda 5 yaşın altındaki çocuklarda da görülme sıklığının arttığını vurguladı. Diyabetle başa çıkmada belirtilerin erken fark edilmesinin önem taşıdığını belirten Semiz çok su içme, çok idrara çıkma, idrar kaçırma gibi bulguların fark edil diğinde diyabetin araştırılması gerektiğini kaydetti. Bu belirtiler fark edilmediğinde daha ağır semptomlarla karşılaşılabileceği konusunda uyaran Semiz, şöyle konuştu: “Tip 1 diyabet daha ileri boyutlarda ağır sıvı kaybı, kusma, kilo kaybı, karın ağrısı, nefeste aseton kokusu, sık soluma, bilinç bozukluğu, taşikardi, hipotansiyon ve şok şeklinde ortaya çıkıyor. İlk tanıda hastaların yüzde 1260’ında ‘diyabetik ketoasidoz’ denen, vücutta metabolik dengesizliğe yol açan ve komaya kadar ilerleyebilen ağır bir klinik tablo gelişebiliyor.” Semiz, insülin tedavisi gerektiren Tip 1 diyabette uygulanacak tedavinin hasta, ailenin yaşam biçimi ve okul saatleri dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi. Cteedzazvair,oElasckiaşkehir’de Tiyatro sanatcısı Gülriz Sururi, 55 yıllık eşi, tiyatro sanatçısı Engin Cezzar’ın tedavisi için Eskişehir’de Türkiye’nin en büyük özel fizik tedavi merkezlerinden birinde incelemelerde bulundu. Engin Cezzar’ın 7 yıl önce felç geçirdiğini anlatan sanatçı Gülriz Sururi, “Kalbi ile ilgili ilaçlar içiyordu. Kimseye haber vermeden ilaçları kesmiş. Bu nedenle beyne pıhtı gitti ve felç oldu. Zekâsı, hafızası ve algısı yerinde ancak konuşamıyor, gazete okuyamıyor. Yazmayı, okumayı, oyun oynamayı seven biridir. Tedavi oldu ancak kesin bir sonuç alamadık” dedi. Fizik tedavi merkezinin direktörü Doktor Türkan Tünerir ise “Felç durumu tamamen iyileştirilemez ancak durumunda toparlanma olabilir” diye konuştu. l CAN HACIOĞLU C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle