04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 28 Ocak 2017 14 haber/yorum TASARIM: müge kaygusuz Leprasız bir dünya içinOlaylar ve GOrUSler EDİTÖR:NAZANÖZCAN [email protected] Halife sultanlık geliyor! Uğur Mumcu, amacı Müslüman ülkelerin şeriat ile yönetilmesini sağlamak olan Suudi Arabistan kökenli Rabıta örgütü ile ilgili “Rabıta” kitabında, 1976’da aynı örgüt tarafından Pakistan’da düzenlenen Seraat Kongresi’nde alınan kararları sıralar. Aralarında “Bütün işyerlerinde mescit açılması, kadınların İslami yasaklara uyması, Arapçanın okullarda zorunlu olması” gibi konuların da yer aldığı bu kararların, hemen hemen tümü son 10 yıl içinde Türkiye’de uygulamaya girmiştir. O kararlardan yalnızca biri, “Bütün Müslüman devletlerin bir federasyon teşkil ederek halifeliği ortaklaşa yürütmeleri” diye özetlenen karar, henüz yaşama geçmemiştir. Ancak eli kulağındadır. Uşşaki tarikatının şeyhi olduğunu duyuran Fatih Nurullah, Nurani TV’ye geçen ekim ayında yaptığı açıklamada, durumu özetlemiştir: “Şu anda görünen zuhuratlar o ki, 1. Türkiye Cumhuriyeti son buldu. 2. Osmanlı kuruluyor, onun başı da Tayyip Bey 1. padişahımız olarak gözüküyor. Son sahne iyi bitirilebilirse, bu iş de biter artık. Tekrar 100 senenin nihayetinde Medinei Münevver’de kurulan devletin devamı hüviyetindeki bir devletin yeniden ihyasıyla asrı saadetin kokularının geldiği bir süreci bu ümmet, bu millet başlatsın.” Önümüzdeki ilkbaharda yapılacak referandumdan çıkacak “Evet”in anlamı “halife sultanlık”tır! Yetmez ama evetçiler için Meclis, sultanın parmağında yüzük. Tasan bitti mi canım! Yürütme, sultanın sarayında harem... Hoşuna gitti mi şekerim! Yargı, sultanın yamacında kadı... Derdin yitti mi nur tanem. Cumhuriyeti de, Kemalizmi de, laikliği de, demokrasiyi de hallettiler. Yetti mi cicim, yetti mi... Muhalefete gel Sultanlığı geri getiren AKP’ymiş. Hiç de değil. Deniz Baykal, kişiye özel anayasa değişikliğine yol verdi; milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı oldu. Devlet Bahçeli de, kişiye özel anayasa değişikliğine omuz verdi; padişah olacak. Neredesiniz beyler? Adalet ve Demokrasi Haftası nedeniyle Eğitimİş ile ADD’nin çağrılısı olarak Denizli’deydik. Geleceği karanlık gören, aydınlatmak için var gücüyle çaba gösteren yurttaşlarımızla tanıştık. Eğitimİş Denizli Şube Başkanı Kadem Özbay’ın çağrısı anlamlıydı: “Cumhuriyet’in nimetleri ile üne, doruklara ulaşmış sanatçılar, yazarlar neredesiniz? Cumhuriyet sayesinde ayakta duran üniversiteler neredesiniz? Şimdi yoksanız, ne zaman var olacaksınız?” Yoksa hiç mi yoklar artık? Gericilik inadı Eğitimi FETÖ’den kurtardıklarını ileri sürüyorlar ya... Yerini TÜRGEV, Ensar Vakfı, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı, İHH, Furkan Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti aldı. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle kapatılan 1060 okulun yüzde 80’i imam hatip okuluna dönüştürüldü. Sübyan mektebi adı altında kurslar açıldı. Medreselere yasal statü kazandırılması, üniversitelerle denkliklerinin sağlanması da gündemde. Yalnızca adlar değişti, geriye doğru gitme inadı sürüyor. 28 OCAK 2017 SAYI: 33351 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.42 06.26 06.46 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 08.12 13.24 15.58 18.24 07.54 13.09 15.45 18.11 08.13 13.31 16.11 18.37 Yatsı 19.47 19.32 19.56 AYŞE YÜKSEL Prof. Dr., Cüzzamla Savaş Der. Bşk. Ülkemizde, lepra/cüzam kelimesini duyan herkesin aklına gelen isim Türkan Saylan’dır. Hastalığın toplumda daha olumlu etki bırakması, erken tanı, doğru tedavi ve yaşam boyu rehabilitasyonun sağlanması konularında yaptığı çalışmalarla, birçok süreğen hastalığa örnek oldu. 1960’lı yıllar ve Türkan Hoca Saylan, tıp fakültesi öğrencisi olduğu yıllarda, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi gezisinde gördüğü, lepra hastalarına uygulanan hizmetleri eleştirerek, kendisinin ileride bu konuda çalışacağına karar verdi. Eğitiminin farklı aşamalarını tamamlayarak, kendine verdiği sözü unutmadı, 1976 yılında Cüzzamla Savaş Derneği’ni kurarak, Sağlık Bakanlığı ile protokol imzalayarak, lepra konusunda çalışmaya başladı. Bir taraftan çalışma ekibini kurdu, bir taraftan da lepra hastalarının tedavilerini, hastaların insan haklarını düzenlemeye çalıştı. 1960’lı yıllarda Doç. Dr. Etem Utku’nun, yaptığı tarama çalışmaları ile Sağlık Bakanlığı’nda kayıtlı, bilinen, 4 bin kadar lepra hastası vardı. Türkan Hoca, bu sayının daha fazla olduğuna inanıyordu, gerçek sayıya ulaşmak, yeni vakaları bulmak, hastaların yaşam koşullarını değerlendirmek, gerekli iyileştirmeleri sağlamak amacı ile Sağlık Bakanlığı ve lepra için çalışan yurtdışı derneklerle işbirliği yaparak, ülke çapında sağlık taramaları başlattı. Van çalışması Ben de bu ekibin üyesi idim, ilk durağımız en çok lepra hastasının yaşadığı Van’dı. Yıllar içinde il il, köy köy dolaşarak neredeyse tüm hastalarımız ve aile bireylerini evlerinde ziyaret ve muayene ettik, yeni vakalar bulduk, ölenleri, yer değişikliği yapanları tespit ettik. Türkan Hoca, hastaların ekonomik koşullarını iyileştirecek çareler düşündü, çocuklarına eğitim bursu vererek hem okumalarını, hem de ailenin gereksinimlerini karşılayabilmelerini sağladı. Evi olmayana ev yaptı, işsizlere koyunculuk, arıcılık, pazarcılık vb. iş olanakları yarattı. Yıllar içinde çocuklar okudu, öğretmen, doktor, mühendis oldu. Önceki yıllarda “lepralının çocuğu” diye anılan bu çocuklar, kendileri meslek sahibi olunca, bu sefer de anne ya da babaları “öğretmenin annesi”, “doktorun babası” diye anılmaya başladılar. Yıllar içinde ailenin sosyal statüsü olumsuzdan olumluya dönüştü. Pazar günü “Dünya Lepra Günü”. Türkan Saylan Hocamız lepra hastalığını doğru anlatmak, yanlış bilgileri yok etmek, hastalara karşı duyarlılık geliştirmek, destekleri çoğaltmak amacı ile 1976’dan bu yana bugünü anar, birçok etkinlikle konuyu topluma duyururdu Eğitimli ekip Türkan Hoca ve ekibi yıllarca heyecanla, moral ve motivasyonla çalışarak, toplumu hastalık hakkında doğru bilgilerle donattı, sağlık ordusunu eğiterek, sağlık taramaları yaparak, yeni tanılara ulaştılar, hastaların tedavi ve rehabilitasyonunu sağladı, bilimsel çalışmalar yaparak, ülkemizi dünyada da tanıttı. Hastalığa çok yönlü yaklaşım Türkan Hoca’nın uyguladığı bir yöntem idi, birçok ülkede hasta sayısı çok olduğu için ancak tanı ve tedavisi ile uğraşılabilirken, bizim ülkemizde bunun dışında hastaların sosyal rehabilitasyonları çok önemli sonuçlar yarattı. Bu çalışmalar sonucu Türkan Hoca, 1986 yılında, dünyada ilk defa bir kadın olarak “Uluslararası Gandi Ödülü”nü aldı. Vakalar azaldı 2000’li yıllara gelindiğinde lepra hastalığı ülkemiz için önemli Türkan Saylan cüzzamlı hastasıyla tarlada 1987. bir sağlık sorunu olmaktan çıkmıştı. Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’yi lepra hastalığının çok azaldığı bir ülke olarak ilan etti. Bulaşıcı bir hastalığa çok yönlü yaklaşımla hasta kendi ev koşullarında tanılanıyor, tedavisi için hastaneye getiriliyor, tedavisi yanında eğitimi yapılıyor, gereksinimleri belirleniyor, düzeltici cerrahi işlem uygulanabiliyor, koruyucu ya da ortopedik ayakkabısı yapılıyor, çocukları okutuluyor, ev yapılıyor, iş olanağı yaratılıyordu. Bu çalışmalarla yeni vakalar azalmış oldu. Türkan Hoca, birlikte katıldığımız, 2008’de Hindistan’da yapılan Uluslararası Lepra Kongresi’nde, lepra hastalarına uygulanan ayrımcılığın birçok ülkede devam ettiğini öğrenince “Lepra Hastaları İçin İnsan Hakları” konulu bir çalıştay düzenlemeye karar verdi. Döner dönmez hazırlıklara başladık, farklı ülkelerden gelen katılımcılarla konu yu tartışarak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bölümü’ne gönderilmek üzere bir “Manifesto” hazırladık. Birleşmiş Milletler bu doğrultuda Cenevre’de uluslararası bir çalıştay düzenledi. Ben de ülkemiz adına katıldım, ülkemizde lepra konusunda yapılan çalışmaları ve yasal durumu anlattım. Toplantı aralarında birçok kişi yanıma gelip Türkiye’de yapılan çalışmaları kendi ülkelerinde uygulamak istediklerini, bunun için raporlara gereksinim duyduklarını söyledi. Ülkemizin bu konuya öncülük yapmış olması, Türkan Hocamızın sayesinde olmuştu. Çalıştaylar devam etti, birçok ülke yasalarındaki olumsuzlukları değiştirdi. Ülkemizde ise, Türkan Hoca’nın, yıllar yıllar önce, Sağlık Bakanlığı’nda aylarca her hafta sonu çalışarak, FrengiLepra Yönetmeliği’ni iyileştirmesi sonucu yasalarımız eşitlikten yana idi. Türkan Hoca’dan öğrendiklerimiz Ne yazık ki, 2009 yılında, lepra hastalarının annesi saydıkları Türkan Hocamız fiziksel olarak aramızdan ayrıldı. Bizler, ondan öğrendiklerimizle lepra çalışmalarımıza devam ediyoruz. Hastalarımızın çoğu yaşlandı, lepra hastalığı iyileşmiş olsa da geçmişte hastalığa bağlı olarak sahip oldukları sakatlıklar ile yaşamaya devam ediyorlar. Bu durum da onların beklediği, maddi sıkıntı çekmeden, sağlık sorunlarını kolayca çözebildikleri bir yaşam. İstanbul Lepra Hastanesi, yönetici ve çalışanları ile sağlık sorunlarına çözüm olurken Cüzzamla Savaş Derneği de çocuklarına, torunlarına burslar vererek, SGK primlerini ödeyip emekli olmalarını sağlayarak, maddi sorunlarına çareler buluyor. Polaazlaımr günü birlikte Lepra hastalığını doğru anlatmak, yanlış bilgileri yok etmek, hastalara karşı duyarlılık geliştirmek, destekleri çoğaltmak amacı ile her yıl ocak ayının son pazar günü “Dünya Lepra Günü” olarak anılıyor. Türkan Hocamız da, lepra çalışmalarına başladığı 1976 yılından bu yana bugünü anar, birçok etkinlikle konuyu topluma duyururdu. Bu yıl da, 29 Ocak Pazar Günü, Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde, Cüzzamla Savaş Derneği olarak düzenlediğimiz etkinlikle, saat 1316 arası hem lepra konusunu anlatacak, hem de kıymetlimiz Türkan Hocamızı anacağız. Gelin birlikte olalım. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] El Bab şehidi toprağa verildi Fırat Kalkanı harekâtında El Bab’da çarşamba günü IŞİD ile çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Kerem Çalışkancı (25), Gaziantep’te düzenlenen törenin ardından memleketi Ordu’ya uğurlandı. OrduGiresun Havalimanı’ndaki karşılama töreninde, şehidin babası Ahmet Ali Çalışkancı, tekerlekli sandalyedeki annesi Nerman Çalışkancı ile ablası ve kardeşleri gözyaşı döktü. Şehidin cenazesi Fatsa ilçesinde Hükümet Konağı Meydanı’nda yapılan törenin ardından toprağa verildi. l DHA/İHA TSK: IŞİD El Bab’dan çekilecek Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) yapılan açıklamada, IŞİD terör örgütünün El Bab’dan çekilmeye hazırlandığı belirtildi. Açıklamada, IŞİD’in TSK’nin yürüttüğü harekâttan dolayı ümidinin ciddi şekilde kırıldığı ve El Bab’dan çekilmeye hazırlandığı bilgisinin edinildiği belirtildi. Açıklamada, El Bab’da bulunan sivil halkın IŞİD’in tüm tehditlerine rağmen göç etmeyi başardığı ancak şehirde halen 1518 bin civarında sivil halkın bulunduğu belirtildi. Açıklamada, su, elektrik gibi temel hizmetler ve asgari yaşam koşullarının yok denecek seviyelere indiği ve bu nedenle sağlık sorunu yaşayanların hayatlarını kaybettikleri kaydedildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle