04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Azmin ve çalışkanlığın simgesi: İdil Biret Beşiktaş Belediyesi’nin Fulya Sanat Merkezi’nde düzenlediği “Ustalara Saygı” etkinliğinin bu yılki ilk konuğu dünyaca ünlü sanatçımız, piyano virtüözü İdil Biret’ti. Gece, sanatçının yaşamının anlatıl belgesel gösterimiyle başladı. Gazeteci Hayati Asılyazıcı ve Gülsen Tuncer’in sorularını yanıtlayan Biret, evrensel bir sanatçı olma sürecini paylaştı. Etkinlik, sanatçıya Prof. Dr. Nurettin Bektaş’ın tasar dığı, Sanat Yönetmeni Eytan İpeker’in hazırladığı ladığı anı heykelciğinin sunulmasıyla noktalandı. Cumartesi 28 Ocak 2017 [email protected] EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 15 Mehmet Aksoy Nâzım’ı yazanlar kitap oldu Bursa, Nilüfer Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi’nin ortak çalışmasıyla hayata geçirilen; Attila Durak, Murat Gülsoy ve Zeynep Uysal tarafından hazırlanan ve İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle basılan “Nâzım’ı Yazanlar” adlı kitap okurların beğenisine sunuldu. Dünyaca ünlü şair Nâzım Hikmet için bu ay başlarında Nilüfer’de düzenlenen aynı adlı etkinliğin bir yan ürünü olan kitaba Genco Erkal’dan Ataol Behramoğlu’na, Ayfer Tunç’tan Ali Özgentürk’e, Müjdat Gezen’den Kıymet Coşkun’a onlarca yazar, şair, sanatçı, sinemacı ve oyuncu kendi el yazılarıyla katkıda bulundular. Kitabın hemen başında Murat Gülsoy ve Zeynep Uysal’ın kaleme aldığı giriş yazısında şu ifadelere yer veriliyor: “Nâzım’ı Yazanlar sergisinin ve kitabının ana iskeletini Nâzım Hikmet hakkında yazmış ve ya yapıtlarında ona göndermeler yapmış yaşayan yazar ve sanatçıların portre fotoğrafları oluşturuyor. Attila Durak’ın sanat yönetmenliğini üstlendiği ve fotoğraf çekim ekibi Kemal Arslan ve Ersin İleri ile bir likte ürettikleri bu büyük boy fotoğraflar bir yandan Nâzım’ı bugüne taşıyan ama birçoğunu pek az kişinin bildiği isimleri, akademisyenleri, yazarları, araştırmacıları, bestecileri, ressamları, şairleri, yönetmenleri görünür kılarken; diğer yandan bizzat bu isimlerin fotoğraflar üzerine el yazılarıyla yazdıkları yazılar Nâzım’ın yaşamöyküsünün ve yapıtlarının inceliklerini izleyicilere hatırlatıyor.” aOAFhassrcghaharad’llrıi:a‘Hkieçretlriaşjkei dgiidzlei’ ‘En tehlikelisi3. ANADOLU TİYATRO ÖDÜLLERİ VERİLDİ gizli iktidarlar’ Tiyatro gazetesinin düzenlediği 3. Anadolu Tiyatro Ödülleri dün akşam Yunus Emre Kültür Merkezi Müşfik Kenter Sahnesi’nde düzenlenen törenle sahiplerine sunuldu. Gecede “Tüm Zamanlar Tiyatro Haberi Ödülü”ne değer görülen gazetemiz Kültür Servisi muhabiri Ceren Çıplak da ödülünü Tiyatro Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nazif Uslu’nun elinden aldı. Çıplak, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugüne kadar izlediğim oyunlardan, yaptığım haberlerden bana ne süzüldü diye düşündüm ve şunu yazdım: ‘En tehlikeli iktidarlar gizli iktidarlardır. Bu bazen eşimiz, bazen patronumuz, bazen sevgilimiz, bazen babamız, bazen TV Programı Ödülü”ne değer program ve yayın kuruluşu bulunamadığı açıklandı. “Tiyatro Yazarı Ödülü” de Serkan Fırtına’ya sunuldu. Gecede, Makedonya Cumhuriyeti Kültür Bakanı Elizabeta Kançeska Milevska’ya “Sanata Evet Ödülü”nü usta aktör Tamer Levent takdim etti. ‘Hayır’ vurgusu Kavuk devri nedeniyle “En İyi Tiyatro Hareketi Ödülü”ne değer görülen ve turnede olduğu için geceye katılayan Ferhan Şensoy, “Kavuk, Ses Tiyatrosu’nu seviyor” mesajını gönderdi. “Emek Ödülü” alan usta de kendimiz... Bu iktidarları kabul ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR Gelenekler ve modernizm arasında sıkışan orta sınıf bireyin açmazları onun kalemi. Özellikle “Kriz anında değişen ve ahlaki çıkmazda debelenen erkek karakterler yazmak bana ilginç geliyor” diyor. Zaten daha yazarken filmi nasıl çekeceğini biliyormuş, öyle diyor. İranlı sinemacı Asghar Farhadi bu hafta vizyonumuza giren “Satıcı” ile Oscar’a aday. “Ayrılık”la kazandığı Oscar’ları ikiler mi bilinmez. Zaten o da, ‘Önemli olan film çok seyirciye ulaşsın” diyor. Yönetmenle en iyi senaryo ve aktör ödülüyle baştacı edildiği Cannes’daki bir yuvarlak masa söyleşisinde buluştuk ve “Satıcı”yı konuştuk. n Bir dönemin iflasının sıradan insanlar üzerindeki ezici baskısını anlatan ünlü tiyatro oyunu “Satıcı’nın Ölümü”nü seçmenizde özel bir neden var mı? Arthur Miller’a hayranım. Çünkü evrensel bir yazar ve “Satıcı”daki hepimizin meseleleri. Neden Amerikalı bir oyun yazarını tercih ettiğimi soranlar da oluyor ama bence evrensel olduğu için kıymetli. n Filmin başında evli çifti yıkılmakta olan bir binadan kurtulmaya çalışırken izliyoruz. Yıkılmakta olan Taraneh Alidoosti Başrol oyuncusundan Trump boykotu İranlı sinemacı Asghar Farhadi’nin ‘En İyi Yabancı Film’ dalında Oscar adayı olan “Satıcı” filminin başrol oyuncusu Ta raneh Alidoosti gelecek ay yapılacak Oscar ödül törenini boykot edeceğini açıkladı. Alidoosti Twitter üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Trump’ın İranlılara uyguladığı vize yasağı ırkçı bir uygulamadır. Bunun kültürel etkinlikleri kapsayıp kapsamadığına bakmadan, Akademi Ödülleri’ni protesto ediyor ve törene gitmiyorum.” CNN tarafından ele geçirilen bir kararname taslağına göre; Trump İran, Irak, Suriye, Sudan, Libya, Somali ve Yemen vatandaşlarına yönelik bir mülteci yasağı getirmeyi ve bu ülke vatandaşlarının ABD ziyaretlerini 30 günle kısıtlamayı planlıyor. değerler metaforu bir yana, neden insanlar evsiz, neden bu çöküş? Miller’ın oyununun başında da New York’un değişen yüzü yani modernleşmenin yıkıcı yansımaları vardır. İnsanlar çok çabuk gerçekleşen değişimlere kolay uyum sağlayamazlar. İran’da olan da buna benziyor, insanlar modernizm istiyor ama aceleci ve mantıksız bir şekilde, sindirmeden benimsiyorlar. n Öykünün merkezinde modern, orta sınıftan, tiyatro oyunculuğuyla da uğraşan evli bir çift var. Gelgelelim beklenmedik bir suçla dengeleri bozuluyor, iyi kocanın öfkesi hayırlara vesile olmuyor... Aynen! Medeni adamların daha bağışlayıcı olmasını beklersiniz. Öğretmen veya tiyatro oyuncusu olmasaydı belki zalim olması şaşırtmazdı ama kocanın da ilkel davranmasına şaşırıyoruz. İşte, hayat bizi gündelik sınavlardan geçiriyor. Hele ki böyle bir suçla evinizin mahremine girildiğinde olayın boyutu değişiyor. Sahnede gayet medeni, açık fikirli ve hoşgörülü olan insanlar gerçek hayatta gayet ilkel yönlere sapabiliyor. Kriz anında sıkışan iyi adamları anlatmayı ilginç buluyorum. n Erkek mağdur karısına da kötü davranıyor, değil mi? Evet, çünkü kendi fikirleriyle değil etrafındakilerin düşünceleriyle hareket ediyor ve bu nedenle herkese kötü davranıyor. Sınıfındaki cep telefonundan fotoğraf çeken öğrenciden eski kiracıya uzanıyor çünkü etki altında kalıyor. Geleneklerle modernizm arasında sıkışmak böyle bir şey işte, komşunun bakış açısından etkileniyorsu nuz ve bu da sizi şiddete yöneltiyor. n Kadının sessizliğini nasıl yorumlayalım? Kadın sessiz çünkü saldırıya uğramış, bunu evinin mahremiyetinde yaşaması daha feci. Sessiz ama pasif değil bence. Yaralı ama dik duruyor. n Bağışlayıcı ve insani bir seviyede yaşamanın zorluklarından bahsediyorsunuz, ama neden hep merhamet gösteren ve affeden kadın oluyor? İlla kadın bağışlasın diye bir durum yok. İkisi de aynı sorunlar ve sorularla karşılaşıyorlar ama erkek daha gelenekselci. Şiddetin bir kısmı geleneklere uzanıyor, bir kısmı da hızlı gelen modernizme. Her trajedinin ortasında da ahlaki bir çelişki gizli. n Senaristliğiniz yönetmenliğinizi yönlendiriyor diyebilir miyiz, bunu bir il tifat olarak alırsanız? Tamamıyla doğru! Çünkü yazarken nasıl yöneteceğimi de biliyor ve görüyorum. Gerisi sette çözülüyor. Bunun yönetmenliğimi kısıtladığını da düşünmüyorum. n Türkiye’ye sık geldiğinizi ve Nuri Bilge Ceylan’ın dostu olduğunuzu biliyoruz. Aranızdaki dayanışma ne durumda? Çok yakın arkadaşım olduğunu söylemekten gurur duyuyorum ve her yerde söylüyorum. Sinemasına hayranım, bence günümüzün yaşayan en önemli yönetmenlerinden birisi. Öyle sürekli bir fikir alışverişi yok aramızda. Ama dayanışma her zaman var. Görüşleri benim için çok önemli. lendiğimiz için büyük iktidar lar bizi istedik leri gibi yöneti yor. Sanat ise giz li iktidarları deşif re ediyor. Tiyat ro insanın perde sini açıyor. Tiyatroya, sergiye gitmeyen yöneticilerin Türkiye adına karar alması ise Muhabirimiz Ceren Çıplak “Tüm Zamanlar Tiyatro Haberi Ödülü”nü alanı gittikçe daraltılan kültür sanat gazetecilerine adadı. en büyük talihsiz liğimiz... Seçici Kurul’a te oyuncu Sinan Bengier “Bu ül şekkür ediyor, tutuklu ve ke hep sanatçısından korktu” işsiz kalan meslektaşları vurgusu yaptı. Usta oyun mızı selamlıyorum. Ödü cu Yılmaz Gruda da gecede lümü, alanı gittikçe daral iki ödülü birden kucakladı. tılan kültürsanat gazete Ödül alan kurum ve sa cilerine adıyorum. Unut natçıların pek çoğu “Sana madan! Kültür sanat mu ta Evet” derken başkanlık habirliğine başladığımdan referandumuna gönder bu yana çok fırça yediğim me yaparak ödüllerinin de Celal Üster’e de ayrıca te ‘Hayır’lara vesile olmasını şekkür ederim.” dilediler. Gecede, “Kültür Sanat l Kültür Servisi Rezan Has sergisi 1 Mart’a uzatıldı Kadir Has Üniversitesi Rezan Has Müzesi’ndeki, Rezan Has’ın 90 yıllık hayatına tanıklık eden sergisinin süresi uzatıldı. Sergi 1 Mart’a kadar Rezan Has Müzesi’nde ziyarete açık olacak. Sa natseverler bu sergiyle Kayseri’nin tanınmış ailelerinden Germirli Mehmet Bey ile İstanbullu Şehime Yağcızade’nin kızları, Kadir Has’ın sevgili eşi; Can, Zekiye, Nu ri, Rezzan ve Aleyna’nın annesi Rezan Hanım’ın 90 yıllık tanıklığına şahit olacak. Sergide Rezan Has’ın 50 yılda zevkle oluşturduğu plak koleksiyonundan bir seçki de bulunuyor. Sergi sayesinde 1950’lerin kültür hayatından 60’ların müzik dünyasına, canlı orkestralardan plağa, darbelerle sekteye uğrayan sosyal hayatın 80’lerden sonra tekrar sosyalleşme alanı olarak yeniden biçimlenmesine kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin modern yüzü ile tanışmak mümkün. Asghar Farhadi Kütüphane destekçileri buluştu Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı önceki gün 2015 2016 destekçileriyle ve bağışcılarıyla bir araya geldi. Slayt gösterimiyle başlayan etkinlikte Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Aynur Soydan Erdemir, vakfın çalışmalarını özetledi. Erdemir, “Tarihte kadınlarla erkekler birlikte savaştılar, mücadele ettiler. Ancak tarihe kadınların adı yazılmadı” diyerek kütüphanenin bu tarihe ışık tuttuğunu belirtti. Eşitlik mücadelesi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Işıl Baş’ın sunumuyla bağışçı ve destekçi kurumlar adına İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphaneler ve Mü zeler Müdürü Ramazan Minder’e, Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli’ye, Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı Osman Korkmaz’a, İsveç Başkonsolosluğu adına Andrea Karlsson’a, EnerjiSA’dan Gökçe Kaya’ya, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Av. Nazan Moroğlu’na ve Türk Üniversiteli Ka dınlar Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Nevin Gaye Erbatur’a teşekkür plaketi, bireysel destekçi ve bağışcılara sertifika sunuldu. Kütüphaneye kişisel arşivini bağışlayan Av. Nazan Moroğlu, “Hak ve hukuk mücadelesini birlikte veren kadın ve erkekler ne yazık ki eşit duruma gelmek için de savaş veriyorlar” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle