04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 26 Ocak 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ekonomi 9 Türkiye yolsuzlukta Namibya’yı solladı Yolsuzlukta üç yıldır üst üste gerileyen Türkiye, Suudi Arabistan, Brunei, Namibya’nın da gerisine düştü. Türkiye endekste 9 basamak birden gerileyerek 75. sıraya indi Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi puanı ve sıralamadaki yeri 2013’ten beri çarpıcı bir biçimde gerilemeye devam ediyor. 2016 Endeks sonuçlarına göre, bir puanlık düşüşle 41 puan alan Türkiye 9 basamak birden gerileyerek 176 ülke arasında 75. sırada yer aldı. Türkiye’nin yolsuzlukla mücadele alanındaki gelişmeleri takip edememesi nedeniyle, önceki yıllarda alt sıralarda bulunan birçok ülke bu yıl ön sıralara geçti. Araştırma metodolojisine göre “0 puan” en yüksek yolsuzluk algısına, “100 puan” ise en düşük yolsuzluk algısına işaret ediyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün her yıl düzenlediği “Yolsuzluk Algı Endeksi” 2016 verileri açıklandı. Berlin merkezli örgütün başkanı Jose Ugaz, “Sadece düşünce özgürlüğü, şeffaflık ve güçlü demokratik kurumların olduğu ülkelerde yolsuzluğa karşı mücadelede başarı sağlanabileceğine” dikkat çekti. Ugaz, Türkiye ve Macaristan gibi otokratik liderlerin iktidara geldiği ülkelerin puanlarının düştüğünü vurguladı. Endişe verici Yolsuzluk Algı Endeksi’nde şu tesbitlere yer verildi: n Avrupa Birliği ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin, son sıradaki Bul garistan ile aynı puana sahip olduğu görülüyor. n G20 ülkeleri arasında 2014’te 10, 2015’te ise 12. sırada bulunan Türkiye, 2016’da da 13. sıraya düşerek endişe verici gerileyişini sürdürdü. n Türkiye, 19 ülkeden oluşan Doğu Avrupa ve Orta Asya liginde ise geçtiğimiz yıla göre bir basamak düşerek Gürcistan, Karadağ ve Sırbistan’ın ardından 4. sıraya geriledi. Endekste demokrasi deneyimi oldukça zayıf olan, yaygın hak ve özgürlük ihlalleri, istikrarsızlıklar ve toplumsal sözleşmelerin eksikliği ile dikkat çeken Suudi Arabistan, Brunei, Namibya, Botsvana ve Karadağ gibi ülke ler Türkiye’den daha yüksek sıralarda bulunuyor. n Yolsuzluk Algı Endeksi’nde ilk üç sırada Danimarka (90), Yeni Zelanda (90) ve Finlandiya (89) yer aldı. Endeksin son sıralarında Kuzey Kore (12), Güney Sudan (11) ve Somali (10) bulunuyor. Geçen yıla göre puanları en çok düşen ülkeler ise Katar (10), Kuveyt (8), Bahreyn (8), Suudi Arabistan (6) ve Güney Kıbrıs (6) oldu. n Kriz bölgelerinde yolsuzlukta artış kaydedildi. Yaklaşık altı yıl önce Arap ülkelerinde yolsuzlukla mücadele konusunda beklenen aşama kaydedilmedi. n Ortadoğu’daki mevcut sa vaş ortamı nedeniyle bu ülkelerin yüzde 90’ı 50 puanın altında kaldı. Gelişme yok Uluslararası Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı E. Oya Özarslan “Türkiye’nin Endeks’teki düşüşünün nedenleri olarak yolsuzlukla mücadele alanında son yıllarda hiçbir gelişme yaşanmaması, ulusal ve uluslararası kurumların bu konudaki uyarılarının dikkate alınmaması, şeffaflıktan ve katılımcı yönetim anlayışından her geçen gün daha da uzaklaşılması ve kurumsal erozyon yaşanması sıralanabilir” dedi. l Ekonomi Servisi Promosyonlar ‘inşallah’a kaldı Emekliler yeni yılla birlikte bankaların vereceği promosyonları bekliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Çalışma Hayatında Milli Seferberlik Projesi kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve İŞKUR İl Müdürleri ile video konferans toplantısı gerçekleştirdi. Müezzinoğlu, ilk olarak Ağrı SGK İl Müdürü Mehmet Aktaş ile video konferans ile görüştü. Bakan Müezzinoğlu, Aktaş’tan, 2016 işbaşı eğitim programlarından kaç kişinin yararlandığıyla ilgili bilgi aldı. Müezzinoğlu, yapılan ev ziyaretlerinde emeklilerin promosyon bekleyip beklemediklerini sorarak, “İnşallah mart ayında da promosyon alacaklar” dedi. Ek ikramiye içi yeni şart 30 yıldan fazla hizmet vermiş olan memura ek ikramiye ödenmesi Meclis’ten geçti. Düzenleme hayata geçmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını bekliyor. Ek İkramiye almaya hak kazanan emekliler ise ödemeyi alabilmek için Sosyal Güvenlik Kurumu’na 1 yıl içerisinde dilekçe vermek zorunda olacak. Dilekçeyi belirlenen tarihler arasında vermeyen emeklilerin ikramiye alma hakları ortadan kalkacak ve geriye dönük herhangi bir ücret talep edemeyecekler. Ek ikramiyeden 408 bin emeklinin faydalanması bekleniyor. l Ekonomi Servisi Sçiambeannctoı AüBreDt’deecek Sabancı Holding Sanayi Grubu şirketlerinden Çimsa ve Temsa ABD’de yatırımı değerlendiriyor. Grup bu yıl 1.5 milyar TL yatırım yapacak Sabancı Holding Sanayi Grubu, 2016’da 18 bin çalışanı ile 8.3 milyar TL ciro elde etti ve 780 milyon TL net kâra ulaştı. Sanayi Grubu 8 şirketi ile 110 ülkeye 773 milyon dolarlık ihracat yaptı. Yiğit Gürçay Dinçer Çelik Cenk Alper Şahap Sarıer Eşref Zeka Cevdet Alemdar Nevra Özatay Mehmet Hacıkamiloğlu 1.5 milyar TL yatırım Bünyesinde Brisa, Kordsa, Akçansa, Çimsa, Yünsa, Temsa, Temsa İş Makinaları ve Temsa Motorlu Araçlar’ı bulunduran Sabancı Holding Sanayi Grubu Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu, şirketlerin genel müdürleriyle toplantı düzenledi. Hacıkamiloğlu, 2017’de sanayi grubu bünyesinde 1.5 milyar liralık yatırım yapacaklarını ifade etti. 2017’de yapılacak yatırımlar arasında Kordsa’nın Endonezya ve Türkiye’deki polyester iplik yatırımı bulunuyor. Bu iki ülkede toplam 30 milyon dolarlık yeni hat yatırımı yapılacak. 165 milyon dolarlık yatırımla 2017’de hayata geçirilecek Afyon Çimento fabrikasının yanı sıra 55 milyon dolarlık yatırımla Çimsa Eskişehir fabrikasında hem gri hem beyaz klinker üretecek şekilde fırında modifikasyon yapılacak. Hacıkamiloğlu, ihracatçı özellikleri nedeniyle grup şirketlerinin kur etkisini dengeleyebildiklerini belirterek, “Dolar artarken ah vah yapmıyoruz. İhracatın payını artırarak ilerlemeye çalışıyoruz” dedi. Sanayi grubunun 2016’yı yatay tamamladığını belirten Hacıkamiloğlu, “Çimentoda daralma olmadı, fiyatlar düştü ama ton olarak baktığımızda yüzde 5 üzerinde büyüme gerçekleşmiş olacak. Otobüs ve midibüste pazarda daralma gördük ama Temsa pazar payını artırarak çıktı. Kordsa zaten global bir arenada, yurtiçinde olanlarla ilgilenmiyor. Lastik alanında ise beklediğimiz büyüme gerçekleşmedi... Sanayi Grubu 2016’da büyümedi, aynı kaldı” ifadesini kullandı. Sabancı Holding Sanayi Grubu Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu, ihracata odaklanacakları 2017’de yüzde 15 büyüme ve 10 milyar lira gelir hedeflediklerini söyledi. Hacıkamiloğlu, düzenlediği basın toplantısında önümüzdeki dönemde sanayi grubu şirketlerinden Çimsa ve Temsa bünyesinde ABD’de üretim yatırımı yapmayı planladıklarını belirtti. Hacıkamiloğlu, “Çimsa 67 yıldır Amerika’da faaliyet gösteriyor. Ama biz tünelin ucunda ışığı gördük. Amerika Trump’la beraber özellikle altyapı ve inşaatta çok yol alacağa benziyor. Çimsa Amerika’yı kurup orada da üretim yapmanın yollarını araştırıyoruz. Keza Temsa otobüsleri Amerika’da çok tercih ediliyor... Ancak henüz orada emekliyoruz. Potansiyel çok yüksek. O pastadan çok küçük bir dilim yiyoruz. Onu artırmanın peşine düştük. Yurtdışında zaten yatırımlarımız var, bunu daha da güçlendirmek istiyoruz” dedi. Yüzde 15 büyüme Hacıkamiloğlu, “2017 için kendimize yüzde 15 büyüme hedefi koyduk. Bu büyümeyi yeni kapasitelerden, yeni ürünlerden ve daha fazla ihracattan sağlayacağız. 2017’de 1 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Yaklaşan felaket ve zaaflarımız Referandumun sonucu ne olursa olsun ülkeyi, son derecede tehlikeli bir dönem bekliyor. Ülkeyi bu noktaya AKP yönetimleri, onun yolunu açan liberal entelijansiya ve CHP’nin öngörüsüzlüğü getirdi. Referandumdan sonra kendini en zor koşullar içinde bulacak olanların başında özel olarak kadınlar ve sol, işçi hareketi geliyor. Ancak geride bıraktığımız 14 yılı, özellikle Gezi sonrası dönemi, sol da değerlendiremedi. “Gezi Olayı” fırsatını kaçıran, Kürt siyasi hareketine de benzer bir eleştiriyi, özellikle haziran seçimlerini izleyen döneme ilişkin olarak yöneltmek gerekiyor. Şimdi bir taraftan referandumdan “Hayır” çıkması için çalışırken, diğer taraftan “referandum sonrasına” hazırlanmak gerekiyor. CHP’nin, solun, hatta Kürt hareketinin geçmiş deneyleriyle, andaki durumuna bakınca iyimser olmak zor. Buna karşılık Siyasal İslam, projesini ilerletebilmek için devletin olanaklarını kullanarak hem kendi tabanını konsolide etmeye devam ediyor, hem de şoven milliyetçiliği yedeğine alarak cepheyi genişletmiş görünüyor. Sağ kesimden Gramsci dersleri... Siyasal İslamı AKP liderliğinde bugüne getiren “pasif devrim” sürecine bakınca, bölmek birleştirmek diyalektiğinin başarıyla yönetilmiş olduğunu görüyoruz. Siyasal İslam, ilk aşamada, demokrasi, kimlik, “darbeciler” söylemiyle karşı tarafın saflarını böldü (“yararlı salaklar”, Kürt açılımı dönemi) kendi, saflarını genişletti, “Cemaat” ile geleneksel kanadın birliğini güçlendirdi. Referandumun ardından, projesinin ilerlemesini yavaşlatacak “safraları” (önce liberalleri, sonra Kürt açılımını; devletin şiddet araçlarını ve yargıyı felç ettikten sonra da “Cemaat”i) attı. OHAL ile devleti temizleyerek “birleştirirken”, şoven milliyetçilikle saflarını güçlendirdi. Şimdi referanduma giderken, “Cemaat”in de, gücünü kanıtlamış olan iradeyi kabul ederek boyun eğme arzuları sergilediğini görüyoruz Bölmek – birleştirmek diyalektiğini yönetebilmek için belirgin bir projeye, buna uygun bir söyleme sahip olmak gerekiyor. Siyasal İslamın yükselişi karşısında CHP, bozularak siyasal İslamın “değişim” söylemiyle ortaya çıkmasına olanak veren, “eski”yi savunmaktan öteye geçemedi; muhalefetin saflarında halkın kaygılarına, taleplerine cevap verebilecek yeni bir değişim projesi, buna uygun bir söylem üretilemedi. Dolayısıyla muhalefet kendi saflarını arındırarak (bölerek) birleştiremiyor; dahası referanduma ve sonrasını içeren sürece, bugüne kadar yaptıklarını yaparak gidiyor. İyimser olmak zor. ‘bOilniylaorrlnaer.y..a’ ptıklarını Siyasal İslamın hegemonyası altındaki kesim AKP’ye oy verirken “ne yaptığını biliyor”. O nedenle anlamını yitirmiş bir Meclis’te sert konuşmalar yapmak, kapı kapı dolaşarak anlatmak, bir hegemonyanın ifadesi olan bu “bilme” durumunu değiştiremez. Önce hegemonyayı sarsmak, karşısında bir başka gücün olduğunu pratikte göstermek gerekir. Bu, bugün hâlâ başarılabilir! Siyasal İslam, bu olasılıktan korktuğu için, OHAL’e dayanıyor, totaliter bir rejim arzuluyor. Demokratik Laik muhalefet, ama özellikle “sol”, direnişin sınıfsal boyutunu da dikkate almıyor. Sürekli sınıf çıkarlarını vurgulamaktan değil, işçi sınıfının, “Gezi” olayında ortaya çıkan, hızlı hareket etme, örgütlenme, sokakta ve sosyal medyada karşıt söylem, eylem üretebilme kapasitesini kanıtlamış yeni kesiminin, yanı sıra kadın, LGBT hareketinin (referandumdan sonra özgürlüklerinden en fazla kaybedecek olan kesimlerin) etkin bir biçimde harekete geçirilememesinden söz ediyorum. Rosa Lüksemburg, “önce hareket var” diyordu. Gücünü yadsınamayacak biçimde ortaya koyabilen bir hareketlilik yaratmadan, hegemonyanın etki alanındakilere sözle nüfuz etmek mümkün olacak gibi görünmüyor. Güveni azaldı Merkez Bankası verilerine göre Reel Kesim Güven Endeksi, 2017 Ocak’ta 1.4 puan azalarak 97.0 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre 3.1 puan azalarak 100.5 puan seviyesinde gerçekleşti. İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda bir ay öncesine kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 4.7’ye, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 63.8’e gerilerken, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 31.5’e yükseldi. Öte yandan 2017 Ocak’ta imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı, bir önceki aya göre 1 puan azalarak yüzde 75.5 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise bir önceki aya göre 1 puan azalarak yüzde 74.3 seviyesinde geldi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle