23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Onur Ünlü, İstanbul Modern Sinema’da İstanbul Modern Sinema, farklı kuşaklardan yönetmenleri ağırladığı “Yönetmenlerle Buluşma” programının dördüncüsünde Onur Ünlü’yü konuk edecek. Program 212 Şu bat tarihlerinde İstanbul Modern Sinema’da izlenebilir. Program dahilinde Ünlü’nün yedi filmi ve dizilerinden bazı bölümlerin gösterimleri, SİYAD üyesi sinema yazarlarının su numları ve oyuncuların katılımıyla gerçekleşecek. 2 Şubat Perşembe günü Onur Ünlü ile müzede bir söyleşi gerçekleşecek. Ayrıntılı bilgi için: www.istanbulmodern.org Perşembe 26 Ocak 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Sanatta #HAYIRRıdvanDilmen,ArdaTuran,BurakYılmaz,MuratBoz gibi isimlerin sosyal medyada ‘başkanlığa evet’ videoları yayımlamaları üzerine, sanat dünyasından pek çok isim aydınlık cephesibir Türkiye için başkanlığa #Hayır diyeceklerini açıkladı. kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Gazetecilik mi dediniz? Eski futbolcu, spor yorumcusu Rıdvan Dilmen‘?in sosyal medyada başlattığı ‘Başkanlık Anayasasına Evet’ kampanyasına futbolcu Arda Turan, Burak Yılmaz, şarkıcı ve oyuncu Murat Boz’un yanı sıra TRT spikeri Ersin Düzen de destek vermişti. Büyük tepki gören bu zincirleme video kampanyası üzerine sanat dünyasından bazı isimler referandumda verecekleri oyları sosyal medya hesaplarından açıklamaya başladı. Tiyatro ve sinema oyuncusu Barış Atay, evet kampanyası yapan isimlere cevaben “Çağrınızı aldık” diyerek bir video yayımladı. Atay videoda şu mesajı verdi: “Rıdvan Hoca, Arda, Burak, Murat Boz kardeş, mesajınızı aldık. Almaz olaydık. Biz ‘hayır’ diyoruz. Tek adama, faşizme, diktatörlüğe karşı... Bir gün devran dönecek. O zaman biz de reddedemeyeceğiniz bir teklif sunacağız. Yok be şaka lan! Hiçbir teklif sunmayacağız. Muhatap almayacağız sizi.” Barış Atay’ın video yayımlamasından sonra, Oyuncular Sendikası Başkanı, tiyat Barış Atay Yekta Kopan, “En Sevdiğim Sözcük: Hayır” adlı bir çocuk kitabını önererek kampanyaya katılmış oldu. ro ve sinema oyuncusu Meltem Cumbul da Twitter hesabından, ‘hayır’ oyu vereceğini açıkladı. Cumbul, mesajın Gökhan Özoğuz da “Aydınlık bir Türkiye için #Hayır” dedi. Cumbul’un ardından tiyatro sanatçısı Güney Zeki Göker de bir video paylaş tı. Göker, özellikle futbolcu Burak Yılmaz’ı işaret ederek, “Karısını döven futbolcu canı sıkıldığında rahatça otobüs şoförüne saldırabiliyorsa, bunun için bir gün bile ceza almıyorsa ve kalkıp utanmadan evet diyebiliyorsa biz saray diktasına da başkanlığa da hayır diyoruz” mesajını verdi. Yazar ve seslendirme sanatçısı Yekta Kopan, Adalet Ağaoğlu’nun “Hayır...” kitabı ve “En Sevdiğim Sözcük: Hayır” adlı bir çocuk kitabını önererek kampanyaya katılmış oldu. Tartışma sürerken, “O Ses Türkiye”de Murat Boz’la birlikte jüri üyeliği yapan Gökhan Özoğuz ve Gülben Ergen de sosyal medya hesaplarından Atatürk fotoğrafları paylaşmalarıyla dikkat çekti... Pek çok sosyal medya kullanıcısı da paylaşımlarıyla #Hayır kampanyasına destek verdi. l Kültür Servisi Meltem Cumbul İstanbul Film Festivali ALTIN LALE ULUSAL YARIŞMA Pınar Kür klasikleri yeniden raflarda Türkçe edebiyatının usta yazarlarından Pınar Kür’ün klasikleşmiş eserleri Can Yayınla tırdığı ikinci romanı “Küçük Oyuncu” ve aşkı tüm boyutlarıyla irdelediği “Bitmeyen Aşk” ad Dünyanın bir başka ucunda Endonezya’nın başkenti Cakarta’da gazetecilik tartışıyoruz. Gazetecilik ve etik, gazetecilik ve terör, “medeniyetler çatışması” ve gazetecilik; düşünce özgürlüğü, nefret söylemi ve gazetecilik; gerçek ve gazetecilik; susturulan sesler vb... Endonezya Üniversitesi’yle Oslo ve Akershus Üniversitesi’nin iletişim fakültelerinin on yıldır sürdürdüğü ortak bir programın son toplantısı... Dünyanın farklı coğrafyalarından gelmiş 70 kadar, akademisyen, iletişim uzmanı, gazeteciyiz... Türkiye’den Nadire Mater (Bia.net.) ve ben... Konuşmalar yapıyoruz, düşünce ve deneyim alışverişleri, paneller yönetiyoruz... Günün sonunda yeryüzü daha karanlık görünüyor gözüme. Hele hele nüfusu çoğunlukla İslam olan ülkelerde gazetecilerin yaşadıklarını öğrendikçe üzerimdeki yük daha da ağırlaşıyor. Günün gerçekleri n İnternet ve sosyal medya sayesinde sadece gerçek haber değil, sahte haber de hızla yayılırken... n Sözcükler ve görüntüler hızla her yere taşınırken, bunların gerisindeki anlamların, gerekçelerin, nedenlerin taşınmaması, taşınamaması... n Coğrafya ve kültürel farklılıklar nedeniyle kavramların taşıdığı değerlerin de farklılaşması... n Sonuçla ilgilenmekten, neden ve gelişme analizi yapılmaması... n Bunların sonucunda çelişkilerin büyümesi; aşırılıkların çoğalması ve yayılması... n Nefret dilinin egemenliği... n Kapitalist sermayenin dünya basınını elinde tutması ve sürdürülen çifte standart... Bu çifte standardın sorgulanmaması... Kısırdöngü rı etiketiyle yeniden ki lı eserleri Can Yayınları Yazılı ya da sosyal medyanın olum Taylan Biraderler Sebçaicşikkaunrlaurluı n Taylan Biraderler 36.İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışma jüri başkanlığını, psikolojik gerilimden kara komedi ve kostümlü dram gibi geniş bir yelpazede sinema ve TV alanlarında çeşitli yapımlara imza atan Yağmur Taylan ve Durul Taylan üstlenecek. İlk uzun metrajlı sinema filmleri “Okul”u 2003’te çeken Taylan Biraderler’in ikinci uzun metrajlı sinema filmleri, korkugerilim türündeki “Küçük Kıyamet” birçok ödül kazandı. Üçüncü filmleri “Vavien” ile İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film ve FIPRESCI ödüllerini kazandılar. TV’de de aralarında “Sır Dosyaları”, “Muhteşem Yüzyıl” gibi birçok dikkat çeken yapıma imza atan kardeş sinemacılar yaşadıkları Los Angeles’ta Türkiye, ABD ve Ortadoğu bölgeleri için proje geliştirmeye devam ediyor. l Kültür Servisi Mustafa Öneş cuma günü toprağa verilecek Geçen günlerde yaşamını yitiren eleştirmen ve şair Mustafa Öneş’in cenazesi 27 Ocak Cuma günü Şişli Camisi’nde öğle namazı sonrası kılınacak cenaze namazının ardından Feriköy Mezarlığı’nda toprağa verilecek. tabevi raflarındaki yerini almaya başladı. Kür’ün onu üne kavuşturan ilk romanı “Yarın Yarın”, ‘tiyatro insanı’ndan yola çıkarak ‘insan’ı araş tarafından yeniden basıldı. Ayrıca yazarın “Bir Deli Ağaç” ve “Akışı Olmayan Sular” adlı öykü kitapları da okurla yeniden buluştu. Fazıl Say’a çifte sansür Dünyaca ünlü piyanist ve bestecimiz Fazıl Say, hem Milli Eğitim Bakanlığı müfredatından çıkartıldığını, hem de “Gece” adlı bestesinin Ankara Piyano Festivali’nde çalınmasının engellendiğini açıkladı. Fazıl Say dün sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak, çifte sansüre uğradığını açıkladı. “İki konumuz var; ilki Ankara’daki bir müzik festivalinin siyasi davranışları, ikincisi Milli Eğitim’in yeni müzik müfredatı” diye yazan Say, Hollandalı piyano ikilisi Lucas ve Arthur Jussen’in bu ayın sonunda “Ankara’daki bir festivalde” konser vereceklerini söyledi. Ancak sanatçının aktardığına göre, ikiliye her konserlerinde seslendirdikleri Fazıl Say imzalı “Gece” (Night) eserini çalmamaları söylendi. Fazıl Say, festivalin “hükümetten destek alan bir organizasyon olduğu”nu belirtirken, Hollanda Elçiliği ve Kültür Bakanı’nın konudan haberdar olması gerektiğini de vurguladı. Sanatçının “Bu şekilde programdan çıkarma, sansüre girer, belli bir prosedürü vardır” dediği olayın, Lucas ve Arthur Jussen’in 29 Ocak’ta konser vereceği Ankara Piyano Festivali’nde yaşandığı anlaşılıyor. Fazıl Say, açıklamasında bir gazete makalesinden Milli Eğitim Bakanlığı’nın müzik müfredatından da tamamen çıkartılmış olduğunu öğrendiğini duyurdu. Sanatçı, “Geçen isimler listesinde herkes var, şefler , besteciler... Ben yokum, benim beraber çalıştığım değerli Türk müzisyen meslektaşlarım da yok. Bu acı verici bir ayrımcılıktır” dedi. Ahmed Adnan Saygun’un “Yunus Emre Oratoryosu”nun ya da Selman Ada’nın operalarının tavsiye edildiği müfredatta Fazıl Say, İlhan Usmanbaş, İlhan Baran, Muammer Sun, Turgay Erdener gibi nitelikli bestecilerin adının bile geçmemesini eleştirdi. Say, sözünü ettiği bu iki konunun kişisel gibi görünse de, aslında “hepimizin konusu” olduğunu da vurguladı. l Kültür Servisi Neyzen Tevfik, Kartal’da anılacak Kartal Belediyesi, toplumdaki düzensizliklere taşlamalarıyla baş kaldıran, birçok taksim ve saz semailerinin bestecisi Neyzen Tevfik’i (Tevfik Kolaylı) ölümünün 64. yıldönümünde mezarı başında anıyor. Bektaşi tekkesine mensup olan; haksızlığa, yolsuzluğa ve yozlaşmışlığa karşı şiirler yazan Neyzen Tevfik için 28 Ocak Cumartesi günü saat 13.00’da Kartal Mezarlığı’ndaki kabri başında bir an Yılmaz Odabaşı hakkındaki ceza ertelendi Meydan gazetesi’nde 2015’te yayımlanan “Zamanın vicdanında iki mâhkum” başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan şair, yazar Yılmaz Odabaşı hakkındaki ceza ertelendi. Daha önce ifade veren Odabaşı’nın katılmadığı ikinci duruşmada mahkeme kararını açıkladı. Önce 2 yıl hapis cezasına çarptırılan Odabaşı’nın tutum ve davranışları göz önüne alınarak cezası 1 yıl 8 ay indirilerek ertelendi. Odabaşı 2 yıl içinde suç işlemezse cezası silinecek. Kararı değerlendiren Yılmaz Odabaşı, “Bu karar Türkiye’de yazarlara, gazetecilere yönelik sindirme politikasının bir parçasıdır. Fakat, geçmişte olduğu gibi bir yazı adamı olarak düşünce ve ifade özgürlüğünün meşru olduğuna inanıyorum. Bu karar bizi düşündüklerimizden ve yazacaklarımızdan alıkoyamaz” dedi. l Kültür Servisi lu olumsuz oynadığı rol sorgulanırken, örneğin Trump’ın seçilmesinde Amerikan medyasının oynadığı rol (yaptıkları yanlışlarla oynadıkları rol) ... Yine İngiltere’nin AB’den ayrılması (orada da gerçeklerden çok, korkular, aşırılıklar ve ırkçılık yansıdı medyaya)... Bunlar da tartışma konularıydı... Bangladeş’te blokçuların öldürülmesi; Pakistan’da gazetecilerin her an öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya olmaları, kaçırılmaları, tehdit edilmeleri; Hindistan’da nefret dili yükseldikçe gazete satışlarının yükselmesi... İslamın giderek radikalleşmesi... Buna karşı da İslamofobinin yükselmesi... Tam bir kısırdöngü... Ev sahibi ülke Endonezya’da 19962010 yılları arasında sadece dört yılda 10 gazeteci öldürüldü. Ama bu tarihten sonra öyle bir yasa getirildi ki, herhangi bir gazetecinin mesleğini yapmasını engellemeye kalkışmak, büyük suç. Gazeteciyi engellemeye kalkışan milletvekili, devlet başkanı, polis ya da sokaktaki adam olsun hiç fark etmiyor, cezası iki yıldan başlıyor... Yukarıda satır başlarıyla vermeye çalıştığım kısırdöngü nasıl kırılacak? (Yazının devamı pazar günü.) Uğur Mumcu’yu anarken Elbet burada herkesin biz Türkiye’den gelenlere en çok sorduğu soru, hapisteki gazeteciler... Nadire de ben de dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz... İçerideki meslektaşlar, bilin ki, Cakarta’daki “Küresel Medya Diyaloğu” konferansının tüm katılımcıları size sevgilerini yolluyor. Gazetecilik mi dediniz? En iyisi ben sözü Türkiye’deki gazeteciler arasında belki de en ileri görüşlüsü olan; yeniden yeniden okumamız gereken “Rabıta”, “Ağca Dosyası”, “PapaMafyaAğca”, “Silah Kaçakçılığı ve Terör”, “TarikatSiyasetTicaret” kitaplarının yazarı, eşsiz meslektaşım Uğur Mumcu’ya bırakayım: “Çare, solda ve sağda, düşünce özgürlüğünü kısıtlayan bütün engellerin kaldırılmasıdır. Bir başka çare de yoktur. Ancak, özgürlükçü ve demokratik toplumlarda bu ‘siyasettarikatticaret’ üçgeni ile savaşılır. Kapalı rejimlerde ise bu akımlar, devlet kadrolarını, sinsi ve karanlık yöntemlerle ele geçirirler... Atatürk’ün laiklik ilkesinin ancak ve ancak özgürlükçü demokrasilerde savunulacağına inanıyorum... Demokrasilerde çözüm yolları yasaklarla değil, özgürlüklerde aranmalıdır.” NOT: Sevgili Okurlar, kardeşim Sudi Kartal için tüm başsağlığı dilekleriniz ve birbirinden güzel sözleriniz için teşekkür ederim. ma töreni gerçekleştirilecek. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle