Katalog

Perşembe 26 Ocak 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL Kurtulmuş’un ‘Evet’le terörün Terör tehdidisesisoluğukesilir’ sözünün ayrıntısı AKP’nin referandum kitapçığında kitapçıktayeraldı AKP, referandumda kullanacağı söylemi, “Kararımız Evet” başlıklı kitapçıkta topladı. Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un “Evet çık Devlet Bahçeli AKP kitabında tıktan sonra terör örgütlerinin sesi soluğu kesilir” sözlerinin ayrıntısının kitapçıkta yer alma Siyasette birlikteliğin artacağından, kutuplaşmanın azalacağından bahsedilen bölümde, “Hem sı dikkat çekti. Kitapçıkta, “Terör Cumhurbaşkanı’nın hem Meclis’in SİNAN TARTANOĞLU Türkiye’nin gündeminden düşürülecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi terörle mücadelemize güç katacak. Kurumsal yenilenme sayesin seçimlerinin birlikte yenilenmesi ile krizlerin uzlaşma yolu ile çözümünün yolunun açılacağı” belirtildi. Bu sayfada, Saray’daki Yargı Yılı açılış töreninde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin samimi pozuna yer verilmesi dikkat çekti. de güvenlik politikalarımız da ha etkin şekilde işletilecek. Terör temi terörle mücadelemize güç kale etkin mücadele edilecek. İnsan tacak. Kurumsal yenilenme saye oy sahtekÂrlığı Kurtulmuş’a larımız özgürlüklerini güvenli bir sinde güvenlik politikalarımız daortamda yaşayacak” ifadeleri kul ha etkin şekilde işletilecek. Terörle yapılmamış! suç duyurusu lanıldı. Bir adım daha ileri gidilerek sistem ile uluslararası terörle mücadele imkânlarının genişleyeceği ifade edildi. Partili Cumhurbakanlığı sisteminin anlatıldığı kitapçıkta, iktidar partisinin Cumhurbaşkanı’nın halkla iletişimini sağlayacağı belirtildi. etkin mücadele edilecek. Güvenlik politikalarında hızlı ve etkin karar alınacak. İnsanlarımız özgürlüklerini güvenli bir ortamda yaşayacak” değerlendirmesi yapıldı. Bölgesel ve küresel barış ile istikrara katkının anayasa değişikliği ile artacağının belirtildiği ki Meclis Başkanlık Divanı, CHP’nin, TBMM Genel Kurulu’nun 22 Ocak Pazar günkü birleşiminde oy sahtekârlığı yapıldığı yönündeki başvurusunu görüştü. Toplantıda AKP’nin Meclis tatile girsin önerisinin oylamasından önce yapılan yoklamada, 5 AKP’linin hem CHP’li Mahmut Tanal, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş hakkında, “Referandumda ‘evet’ çıktıktan sonra terör örgütleri, hiçbir şekilde sesi soluğu çıkmayacak noktaya gelirler” sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu. AKP, referandumda anayasa de tapçıkta, “Suriye’deki Fırat Kalka elektronik oy düğmesi ile oy kul Kurtulmuş’un tehdit ve şantaj suç ğişikliğini nasıl anlatacağına da nı Operasyonu örneğinde görüldü landığı hem de pusula gönderdiği, larını işlediğini iddia eden Tanal, di ir kitapçık hazırladı. Kitapçıkta ğü gibi, uluslararası işbirliği ve te böylece oyların mükerrer sayıldığı lekçesinde “Anayasayı, terör örgüt “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak anlatılan yeni anayasanın ayrıntılarına yer verildi. Kurtulmuş’un tartışılan sözleri kitapçıkta da yer aldı. Kitapta, ‘AI.HM kontrolü yok’“CumhurbaşkanlığıHükümetSis rörle mücadele imkânları genişleyecek. Uluslararası sorunların çözümünde söz ve hak sahibi olmak konusunda elimiz güçlenecek. Bölgede etkinliğimiz artacak” vaatlerinde bulunuldu. l ANKARA nın incelenmesine yönelik CHP’nin başvurusu reddedildi. Toplantıda, sahtekârlığa ilişkin itirazların birleşim kapandıktan sonra yapıldığı, tutanakta yer almadığı, yoklama işleminin doğru olduğuna karar verildi. lerinin korkutucu gücünü arkasına almak suretiyle tehditle, yıkma faaliyetleri içerisinde olduğundan bahisle hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunması” talebinde bulundu. Eski AİHM Başkanı Costa, AKPM’deki oturumda Türkiye’deki OHAL’de yaşananların Avrupa değerlerini tehdit ettiğini söyledi DUYGU GÜVENÇ Türkiye’deki OHAL tablosunun tartışıldığı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde, AİHM eski başkanı Jean Paul Costa, AİHM kontrolünün Türkiye’de çalışmadığını dile getirdi. Costa, “Bu Avrupa değerlerini tehdit eder” diye konuştu. Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan OHAL koşulları Avrupa Konseyi Parlamanterler Meclisi’nin kış oturumunun gündeminden çıkartılmasına karşın, Strasbourg’da tartışılmaya devam etti. “Türkiye; demokrasiyi yeniden düzenlemek mi yoksa diktatörlüğü yeniden keşfetmek mi” başlıklı oturumda konuşan Costa, Türkiye ve Fransa’nın olağanüstü hal ilan etmesine karşın, İspanya’da bunun ilan edilmediğini belirterek “Terörizm demokratik devletleri hata yapmaya itti. Ama hepsini değil. İspanya gibi ülkede Kral darbe girişimini önledi; Madrid’deki tren istasyonuna yönelik saldırılara karşın bu örnekler yaşanmadı” dedi. Anayasa paketinde kaldırılan tek unsurun başbakanlık olmadığını vurgulayan Costa, “ABD’de de başbakanlık yok ama orada kuvvetler ayrılığı çok güçlü, Kongre çok güçlü ve özellikle yüksek mahkemeler bağımsız” değerlendirmesini yaptı. Eski AİHM Başkanı, referanduma sunulacak anayasa teklifini, “Türkiye’deki durumda ise güçlerin tek bir insanda birleştiği, iktidarın monopolleştiğini görüyoruz. Yargı, bakanların üzerinde söz sahibi olamayacak” sözleri ile değerlendirdi. Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen ise konuşmasında referanduma sunulacak olan teklifin “tek bir elde güçlerin toplanması” olduğunu belirtirken, “OHAL ile yürütme lehine bozulan kuvvetler ayrılığının ardından bu teklif kabul edilirse bu denge çok daha kötü olacak. Parlamentonun bakanları denetleme yetkisi kalmayacak” dedi. KHK’lerin yasadışı olduğunu, anayasaya da aykırı olduğunu vurgulayan Tüzmen bunların Meclis’ten tartışılmadan geçirildiğine işaret etti. Türmen, KHK’leri inceleme komisyonunun da bağımsız olmadığını vurguladı. l STRASBOURG ‘Dönünce imzalayacağım’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Afrika ziyaretinin son durağı Madagaskar’da Cumhurbaşkanı Hery Rajaonarimampianina tarafından törenle karşılandı. Yaptığı görüşmelerin ardından açıklamalarda bulunan Erdoğan, Meclis’ten geçen anayasa değişiklik teklifine ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu: “Bu gece nasip olur sa ülkemize dönüyorum ve ülkemize döndükten sonra öyle zannediyorum ki Meclis Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı’na parlamentodaki bu görüşmelerin neticesini ulaştırmış olması lazım. Bizler de değerlendirmemizi hemen yapacağız. Milletimin çünkü beklentisi budur, uzatmadan kararımızı hemen verip atılan bu kararlı adımı bizler de TBMM’ye tekraren göndereceğiz. Muhalefet AYM’ye başvurabilir. Bu konuda herhangi bir önleyici, ‘Niye oraya gidiyorsun’ demeye hakkımız yok. Bunlara da alışığız. Temenni ederim ki bir an önce AYM de bu konuyla ilgili kararını verir çünkü milletimiz heyecanla artık bu konuda atacakları adımın hazırlığı içerisinde. Ülkemiz ve milletimiz için inşallah hayırlı olur diyorum.” Yıldırım da Kurtulmuş gibi Başbakan Binali Yıldırım, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuştu. ‘Evet’i terörle ilişkilendiren Yıldırım şu mesajları verdi: l 367 ile Atatürk’ün seçimi de sakat: Yıl 2007. AK Parti’nin 363 milletvekili var. Bu anayasanın değişmesine karşı aslanlar gibi mücadele eden ana muhalefet partisi ‘sen 363 milletvekiliyle cumhurbaşkanı seçemezsin’ dedi. Aslında onun dediği arkadaki vesayet odaklarının dediğidir. Ana muhalefet partisi o gün arkadaki güçlerin dayatmasına geldi, vesayetçilerin sözcülüğünü yaptı. Neymiş, 367, 3’te 2 vekil sayısı olmazsa Meclis toplanamaz, cumhurbaşkanı seçilemezmiş. O zaman Atatürk’ün seçimi de yanlış. l Telaşları kendi gelecekleri: (CHP’nin itirazları) ‘Rejim değişiyor, Türkiye elden gidiyor’, onlar kendileri gidiyor. Feryadı, figanları Türkiye için değil, kendi ikbal meseleleri için. Türkiye’nin bir yere gittiği yok. Telaşları kendi gelecekleri, kendi ikballeri. l Terörle mücadele: Türkiye artık yeni sistemle beraber terörle mücadelede etkinliği daha da artacak. Türkiye zamanı daha etkin kullanacak, kararları daha hızlı alacak ve bugünün işini yarına bırakmayacak. Bürokrasi ayrı bir erk olarak yürütmenin karşısında dikilemeyecek. Yargı kendi işini yapacak, FETÖ, BTÖ gibi örgütler tekrar canlanma fırsatı bulamayacak çünkü milletin iradesi her şeyin üzerinde olacak ve o iradeyi temsil eden güçlü bir iktidar olacak. l ANKARA haber 5 Büyük patron kim?... Aradan 24 yıl geçmiş... Ankara soğuk ve kar altındaydı... Günlerden pazar. Bugün günlerden perşembe. O sararmış defterde 24 yıl önce yaşanan alçak saldırıyı, yazılanları, siyasetçilerin verdikleri sözleri düşünüyorum. Uğur Mumcu’yu kim öldürdü? Dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’in şu sözleri beynime mıh gibi çakılmış: “Eğer örgüt Türkiye kökenliyse en kısa zamanda katilleri yakalarız... Örgüt dışarıdan gelmişse katili ya da katilleri bulmak zor...” Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü “Bombayı koyan caniler yakalanacak, bu bir şeref sözüdür” diyor. Uğur Mumcu’nun cenaze törenine bir milyon kişi katılıyor, Türkiye’de yer yerinden oynuyor... HHH Kimdi bu katiller? Aracına konan uzaktan kumandalı bomba, yıllar sonra ortaya çıkarılan tetikçiler... 24 yıl önce de yazdım bugün de yazıyorum. 24 Ocak 2010 tarihinde yazdığım yazıdan bir bölüm: “... Eğer Susurluk’un üzerine gidilip devlet içindeki ‘silahlı güç’ ortaya çıkarılsaydı, bugün Ahmet Taner Kışlalı, Musa Anter, Hrant Dink, Necip Hablemitoğlu, Mehmet Sincar, Behçet Cantürk, Cem Ersever, Savaş Buldan, Hiram Abas, Medet Serhat’ın katilleri bulunur öteki faili meçhuller aydınlanırdı.” HHH Uğur’un, Muammer Aksoy’un, Bahriye Üçok’un, Ahmet Taner Kışlalı’nın katilleri yıllar sonra bulundu. Bulunanlar tetikçi köktendincilerdi... Çoğu cinayetin üstü kapatıldı... Devleti yönetenler bu alçakça cinayete kılıf buldular 24 yıl önce: “Kurşun atan da yiyen de kahramandır...” 1994 yılında TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı rapor Meclis Genel Kurulu’na indirilseydi bugün Hablemitoğlu, Hrant Dink yaşıyor olacaklardı. Kimse o duvardan birkaç tuğla çekemedi... Yazımı yazarken mavisini yitirmiş gökyüzüne, ağaçlara bakıyorum... Böyle bir yazı yazmak, geçmişi anımsamak, faili belli meçhulleri anımsamak, bulanık ırmaklarda, sularda kürek çekmeye benzer. Orhan Yavuz, Doğan Öz, Orhan Cavit Tütengil, Kemal Türkler, Behçet Aysan, Metin Altıok... Daha niceleri... Kimi silahla, kimi bombayla, kimi yangınla, kimi kalleş pusuyla... HHH Bu alçak suikastlarda bu ülkenin aydınlık insanları, yurtseverleri öldürüldü. Vur emrini verenler kimlerdi? Aslında yanıtını alamadığımız soru bu bizim... Unutkan bir toplumuz... Bugün yüreğimiz bir yangın yeri. Acılarımız büyük! Eski bir yazıdan, o anı defterinin sayfalarında kalmış bir tümceden çıktım bugün. Hani şairin söylediği gibi, “aynada ölü bir yüzün” dizelerinin yankılandığı ürperen bozkır, henüz boşaltılmamış bir şehir, bir köy, bir kasaba akşamında... Bu yüzden duygularımız hüzünlü, sesimiz soğuk. Bir sabah gün ışıdığında, umut kaybolduğunda, bahçedeki ceviz ağacı, gözlerin mavi haritasını uyanışın ötesinde ölümle buluşturmuştur... HHH Susurluk bir dönüm noktasıydı... Nedense faili meçhul cinayetlerin üzerine gidilmedi... Tetikçi bulmak kolaydı, cinayetleri işleyen tetikçiler bulundu; asıl patron, vur emrini verenler korunup kollandı. Uğur, öldürüldükten 7 yıl sonra yurtsever Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’a korumalarıyla birlikte Diyarbakır’ın en işlek caddesinde suikast yapıldı. Yıllar çabuk geçiyordu... Bu arada Hizbullah’ın “ölüm mangaları” birer birer ortaya çıktı. Belki biz zamana yenik düşmüştük, biz korumamız gerekenleri koruyamamıştık... Önce Hrant Dink’i andık ardından Uğur Mumcu’yu... Beyaz mıydı ölümün güneşleri çocuklarımızın saçları kadar, bilmiyorduk... TKP’ye ‘HAyır’ yasak Amasya’da Yeşilırmak kenarında Yalıboyu üzerinde TKP’li bir grup genç, anayasa değişikliğine ilişkin referandum için “Yetmese de hayır”, “Yeter”, “Devlet değil gericiliğin arka bahçesi” yazılı bildiri dağıtmak istedi. Terörle mücadele ekibi ve sivil polisler gençlerin etrafını sararak bu bildirinin dağıtılamayacağını bildirdi. Polisler, ayrıca “Amasya’nın küçük bir il olduğunu, bazı kişilerin saldırıda bu lunabileceğini, bildiri dağıtmalarının tehlikeli olabileceğini” de söyledi. TKP’liler bildiri dağıtmaya son vererek bölgeden ayrıldı. Gençlerden Atilla Aktaş, yaşanan durumun demokrasiye aykırı olduğunu belirterek “Savcı da bildiri dağıtılmasına son verilmesini aksi halde cezai işlem uygulanacağını söyledi. Demokratik bir ülkede olsaydık, bu bildiriyi rahatlıkla dağıtırdık” dedi. l MEHMET MENEKŞE/ AMASYA KamuSen’e baskın Referandum tavırlarını ‘hayır’ olarak açıklayan KamuSen Genel Merkezi’ne 25 kişilik bir grup tarafından saldırıldığı, KamuSen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un tehdit edilerek, istifa etmesinin istendiği belirtildi. Türkiye KamuSen ve Türk EğitimSen Genel Başkanı İsmail Koncuk, referandum yolundaki anayasa değişikliği önerisi ile ilgili olarak, “hayır” oyu vereceklerini açıkladı. KamuSen’in Ankara’daki genel merkezini basan 25 kişilik bir grup, güvenlik görevlileri ile tartışıp tartakladıktan sonra binaya girdi. Saldırganlar, binanın içinde taşkınlık yapıp sloganlar attı. Sendikayı basan grubun temsilcilerinin Koncuk ile de görüşüp, tehdit ederek “istifa et” baskısında bulunduğu ifade edildi. Olayın ardından Koncuk, “Önemli bir şey yok. Kendini bilmez çocuklar. Beni kim istifaya çağırabilir, beni seçen delegeler. Demokratik yollardan seçilmişiz. Seçimle geliriz, seçimle gideriz, bunlar doğru şeyler değil” dedi. l ANKARA 50 vekil 188 milyon TL CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, anayasa değişikliği tekifinde milletvekili sayısını 50 artırarak, 600’e çıkmasını öngören değişikliğin, yurttaşa maliyetini hesapladı. Ağbaba, 5 yıllık bir süre için 50 vekilin maliyetinin yaklaşık 188 milyon lira olduğunu kaydetti. Ağbaba’nın yaptığı hesaplamaya göre bir milletvekilinin emekli de olduğu varsayıldığında maaşı 27 bin 700 lira, üç danışmanının aylık maliyeti (sigorta giderleri, maaş, brüt olarak) 24 bin 450 lira, haberleş me giderleri 2 bin 500 lira, sağlık giderleri yaklaşık 5 bin lira, bilgisayar, sarf malzemeleri, mobilya, elektrik, su gibi giderler aylık bazda alındığında 3 bin lira, yani bir vekilin aylık maliyeti 62 bin 250 lira oluyor. 5 yıl boyunca milletvekilliği yapacak 50 kişinin maliyeti en az 187 milyon 950 bin lira olarak ortaya çıkıyor. Bu miktara artırılacak Meclis personeli ve vekillik sonrası hayatlarının geri kalanında yapacakları sağlık harcamaları ve emekli aylıkları dahil değil. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B