04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 21 Ocak 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU/ TAMER KAYAŞ TASARIM: SERPİL ÜNAY haber/yorum 13 Damga Milli Eğitim Bakanlığı, “Atatürkçülük” kavramını derslerden çıkarmış. Bir de evrimi. Devrim ile evrimi yok sayıyorlar anlayacağınız. İnsancıl atılımlara ve bilime karşı duracaklarını sananların yazgısı bellidir: Damgalanmak... Hem de öyle bir damgalanırlar ki, kuşaktan kuşağa derilerinden hiç çıkmaz. Yeni kimlik Devlet Bahçeli, Binali Yıldırım’ın elinden yeni kimliğini de aldığına göre, anayasa değişikliğinin geçtiği gün MHP il ve ilçe binalarına asılacak ilanlar hazırdır: “Sahibinden devren...” Başkancıl Tahtırevana binip inmemekte kararlı olan, paldır küldür götürüyor bizi kıyamete. Babıâli Kültür Yayıncılık tarafından 2011’de yayımlanan “Her Yönüyle Başkanlık Sistemi” kitabının 14 ve 15. sayfalarında hangi kıyamete sürüklendiğimiz açık seçik anlatılmış: “Kuzey Amerika’daki başkanlık sistemini ülkelerine taşımak isteyen Güney Amerika ülkeleri, temel ilkeleri değiştirdiklerinden başarılı olamamışlardır. Örneğin, başkana kanun hazırlama imkânı verilmiş ve gerektiğinde parlamentoyu dağıtma yetkisi tanınmıştır. Böyle bir sisteme başkanlık sistemi denilemez. Bu nedenle burada uygulanan sisteme ‘başkancıl sistemler’ denilmektedir. Keza, Arap dünyasındaki bir bir devrilen diktatörlükler ile Türk dünyasında örnekleri görülen sistemlerin başkanlık sistemi ile hiçbir ilgileri yoktur.” Bu satırların sahibi; bugün “başkana kanun hazırlama ve parlamentoyu dağıtma yetkisi tanıyan” anayasa değişikliğinin baş savunucusu olan Prof. Dr. Burhan Kuzu! Siyaset biliminde, işte böylesi keskin dönüşlere “kuzucul buhran” deniyor. UmutDavası’ndasondurum Uğur Mumcu’dan Muammer Aksoy’a, yitirdiğimiz tüm canlarımızı anacağımız Adalet ve Demokrasi Haftası 24 Ocak’ta başlayacak. Mumcu, Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürümleri ile ilgili “Umut Davası” konusunda geçen ay açıklanan Anayasa Mahkemesi kararı, kamuoyunda sanki tüm sanıkların yeniden yargılanacağı gibi bir algıya yol açtı. Aslında karar öyle değil. Mumcu ailesinin avukatı Halil Sevinç, duruma açıklık getirdi: “Sanıklar hüküm aşamasında iki ayrı grup olarak değerlendirildi. Ferhan Özmen, Necdet Yüksel, Rüştü Aytufan öldürme olaylarının failleri olarak; diğer sanıklar da örgütsel faaliyetleri nedeniyle cezalandırıldı. Anayasa Mahkemesi kararı, dosya kapsamında öldürme fiilinden değil, örgütsel faaliyetten yargılanan üç sanıkla ilgilidir. Temyiz incelemeleri, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce yapıldı. Öldürme fiillerinden yargılanan sanıklar hakkındaki hükümler onandı. Daire, katledilenlerin yakınlarının davada yargılaması devam eden örgüt mensuplarına yönelik müdahillik haklarının olamayacağını bildirdi. Anayasa Mahkemesi kararı, bu sanıklardan Hasan Kılıç, Yusuf Karakuş ve Mehmet Şahin’in başvurusu üzerine verilmiş bir karardır. Sadece onlar yönünden sonuç doğurur. Yargılaması yenilenecek olan bu üç sanıktır.” Bağımsız yargı Şak, şak, şak... Nereden geliyor? Saraydan. Kimden geliyor? Yargıda Birlik Derneği üyelerinden. Neden geliyor? Şak dendi mi, şak diye yapacaklar da ondan. 21 OCAK 2017 SAYI: 33344 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul Ankara İzmir 06.46 06.29 06.50 08.17 13.22 15.51 18.15 07.59 13.07 15.38 18.03 08.18 13.30 16.05 18.29 19.39 19.25 19.49 Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN [email protected] Oylamada aceleniz nedir? YÜKSEL IŞIK GazeteciYazar Hak ve hürriyetleri kuşa çeviren ’82 Anayasası’nı savunacak değilim. Hatırlar mısınız; ’82 Anayasasını halka oylatan darbeciler, “Ya evet dersiniz ya da yeni bir anayasa hazırlanana dek biz kalırız” demişlerdi. “Ya kırk satır, ya kırk katır” tehdidiyle karşılaşan halk, o anayasayı yüzde 92 oyla kabul etmişti. Hayır oranıysa yüzde 8’di. O koşullarda hayır oyu kullanmak büyük bir cesaret gerektiriyordu... Zira içine konulan şeffaf zarftan oyun rengi görülebilirdi. Herkesin görmesi demek, cuntacıların da görmesi demekti ve kendi ailemden biliyorum, bu durumun size baskı ve şiddet olarak geri dönmesi işten bile değildi. Erdoğan düşmanlığı mı? İnsanları vicdanlarıyla ve ailesinin can güvenliği arasında bir tercihe zorlayan o anayasanın dikiş tutması beklenemezdi; nitekim pek çok kez değişikliğe uğratıldı. Yaklaşık bir yıl sonra yapılan genel seçimlerde cuntacıların desteklediği parti (Milliyetçi Demokrasi Partisi), yüzde 23.26 oy alabilmişti. Hiçbir bas Anayasa değişikliğinde bir şey gizlemiyorlarsa bıraksınlar tartışalım ve tartışmanın yeterince yapıldığı kanaatine ulaşıp sandık başına gittiğinde halk, özgür iradesine göre oy verir. Neyi gizliyorlar acaba? Soru budur ve biz işte gizledikleri şeye ‘hayır’ diyoruz. kıyla karşılaşmadan ve tamamen serbest iradeyle oylanmış olsaydı 82 Anayasası’nın reddedileceği kesindi. Hükümetler, özellikle de 15 yıldır ülkeyi yöneten AKP hükümeti, haklardan ve hürriyetlerden yoksun bu durumu bahane ederek, ’82 Anayasası’nda pek çok kez değişiklik yaptı. Ama ilk kez, bir değişiklik önerisi, rejim değişikliğini amaçlıyor. Üstelik bu değişikliği, “yangından mal kaçırırcasına” alelacele yapmak istiyorlar. Türkiye’nin temel hak ve hürriyetleri güvence altına alan, kuvvetler ayrılığı ilkesini eşit oranda işleten, yasaları ihlal ettiğinde gerekli yaptırımları hakkaniyet çerçevesinde uygulayabilen, yönetsel mekanizmaları evrensel ilkeler ışığında gerçekleştirebilecek bir sisteme ihtiyacı var ama o ihtiyaç, AKP’nin, MHP’yi de yedeğine alarak yapmak istediği değişiklikle karşılanmıyor. Tam tersine mevcut anayasal rejim, daha da kötüleştirilip tek kişinin inisiyatifine verilmek isteniyor. “Tek kişi” denilince iktidar, muhalefetin “Erdoğan düşmanlığı” yap tığını, oysa anayasa değişikliğinin Türkiye’nin ihtiyacına cevap verdiğini iddia ediyor. Öyle midir? Eğer öyleyse, iktidar tarafı hazırladığı teklife güveniyorsa acaba neden süreci, “oldu bitti”ye getirmek istiyor? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? AKP ve MHP’nin toplam milletvekili sayısının paketi referanduma götürmek için yeterli ve Erdoğan’ın güçlü bir halk desteği olduğuna göre acaba niçin oylamalar sırasında milletvekillerinin kullandıkları oyları kontrol etmek istiyorlar ve acaba neden “gizli oy” kuralına uyulmuyor? Daha da önemlisi AKP, MHP ile ortak hazırladığı anayasa paketinin yeterince tartışılmasına acaba neden izin vermiyor? Çok mu gecikir? Nereye geç kalıyoruz acaba? Anlaşılsın diye imkânsız bir örnek veriyorum ama varsayalım ki 133 CHP’li vekilin her biri, 18 maddenin her biri üzerinde yaklaşık bir saat konuşsa toplam 2660 saat eder ve bu da ortalama 110 gün eder; yani yaklaşık dört ay gibi bir zaman geçer. Dolayısıyla referandum, nisanda değil de ekimde yapılmış olur. Edip Cansever’in dizelerine sığınarak söylüyorum; “Her yere yetişilir /Hiçbir şeye geç kalınmaz”. Paket üzerinde uzlaşan AKP ve MHP’nin, TBMM’deki sayıları 358, kitle desteği yüzde 60’ın üzerinde ve hedeflenen ilk seçim için öngörülen tarih, 2019 olduğuna göre tartışmaktan kaçması, işin içinde bir “bit yeniği” olduğu kuşkusunu artırıyor. Vekil ve halk desteği avantajına sahip tarafın kendisine daha fazla güvenmesi gerekmez mi? Bir şey gizlemiyorlarsa bıraksınlar tartışalım ve emin olsunlar; tartışmanın yeterince yapıldığı kanaatine ulaşıp sandık başına gittiğinde halk, özgür iradesine göre oy verir. Neyi gizliyorlar acaba? Soru budur ve biz işte gizledikleri şeye hayır diyoruz. İstanbul Emniyeti’ne ve AKP binasına ‘lav’lı saldırı Art arda düzenlenen saldırılarda ölen ya da yaralanan yok İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve AKP İstanbul İl Başkanlığı’na lav silahıyla saldırı gerçekleştirildi. Saldırılarda ölen ya da yaralanan olmadı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesinin arka sokağından dün akşam saat 20.00 sıralarında C Blok binasına doğru lav silahıyla ateş açıldı. Açılan ateş sonucu, bahçe duvarı isabet alırken, saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı. Olayın ardından bir kişinin ara sokaklara doğru kaçtığı, şahsın yakalanması için geniş çaplı operasyon başlatıldığı öğrenildi. Bu saldırı girişiminin ardından saat 22.00 sıralarında Sütlüce’de bulunan AKP İstanbul İl Başkanlığı binasına yönelik de lav silahıyla saldırı gerçekleştirildi. Saldırının il binasının arka tarafındaki bir binanın bahçesinden yapıldığı belirtildi. Açılan ateş sonucu bina duvarını delerek içeri giren başlığın patlamadığı öğrenildi. ?Küçük çaplı hasara neden olan saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı. Polis ekipleri saldırganların yakalanması için bölgede operasyon başlattı. ‘Saldırıyı DHKPC yaptı’ Meclis’te anayasa değişikliği teklifinin 2’nci tur görüşmeleri devam ederken saldırı girişimi haberini alan partiler bir Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan saldırıda kullanılan lav silahı. AKP İstanbul İl Başkanlığı binasına yapılan saldırıda içeri giren başlık duvardaki İstiklal Marşı panosuna saplandı. açıklama yaptı. AKP adına açıklama yapan Mehmet Muş, saldırıyı DHKPC’nin gerçekleştirdiğini açıkladı. CHP adına konuşan Özgür Özel, HDP adına konuşan Ahmet Yıldırım ve MHP adına konuşan Erkan Akçay, saldırıları kınadıklarını açıkladılar. l Haber Merkezi KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Fotoğrafını polis eşi taşıdı Diyarbakır’da hafriyat alanında nöbet tutan polislere yönelik düzenlenen bombalı saldırıda ağır yaralanarak tedavi gördüğü hastanede şehit olan polis memuru Furkan Demir için dün Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde uğurlama töreni düzenlendi. Şehidin tabutunun başındaki fotoğrafını 6 ay önce evlendiği çevik kuvvet şube müdürlüğünde görevli polis eşi Kübra Demir taşıdı. Saldırı ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, örgütün dağ kadrosundan geldikleri belirlenen 3 PKK’li yakalandı. N.C., Ö.O. ile İran uyruklu olduğu belirlenen 3. kişinin sorgusu devam ediyor. N.C.’nin örgütün bombacısı olduğu bildirildi. l DHA 55 gün sonra konuşmaya başladı İstanbul Beşiktaş’ta 10 Aralık’ta gerçekleştirilen ve 45 kişinin şehit olduğu, çok sayıda kişinin de yaralandığı saldırıda Nişantaşı Üniversitesi’ne diplomasını almak için Adıyaman’dan İstanbul’a gelen Fizik Tedavi Bölümü mezunu Enes İzci de yaralandı. İzci, başına isabet eden şarapnel parçasıyla konuşma yeteneğini kaybetti. Enes İzci, İstanbul’da 2 ameliyattan sonra tamamlanan tedavi sonrası taburcu edildi. Adıyaman’daki evine getirilen Enes İzci, egzersizlerle saldırıdan 55 gün sonra konuşmaya başladı. Kırmızı ışıkta beklerken büyük bir gürültü duyduğunu ve patlama sonrasını hatırlamadığını anlatan İzci, “Patlamadan sonra benim bilincim kapandı. Koşa koşa Taksim’e kadar gittik. Başımdan kan geliyor ama ben bir şey hissetmiyorum” dedi. Patlamadan sonra konuşamadığını ifade eden İzci, “Üniversite yetkilileri diplomamı hastaneye getirdiler” diye konuştu. Videodaki IŞİD’çinin kimliği belirlendi IŞİD’in 1 Eylül 2015’te Kilis sınırında kaçırdı ğı er Sefer Taş ve örgüt içerisine sızmış istihbarat elemanı olduğu ileri sürülen Fethi Şahin’in yakılarak öldürüldüğü iddia edilen görüntülerde Türkçe konuşan IŞİD militanının kimliğinin belirlenmesi için çalışma başlatıldı. Hürriyet’ten Fevzi Kızılkoyun’un haberine göre, askeri kaçıran ve propaganda amaçlı videosunu yayınlayanların 201516 yılları arasında IŞİD’e katılan Hasan A., Muhittin B., ve Talip Ü. olduğu belirlendi. IŞİD militanlarının Suriye ve Irak’ta IŞİD’in Türk militanlarından oluşan “Yaşar grubu” içerisinde yer aldığı, IŞİD’in infazcı timi olarak bilindikleri belirtildi. Kaptan pilot için tören Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düşen Boeing 747 tipi uçakta yaşamını yitiren Kaptan Pilot İbrahim Gürcan Dirancı için memleketi Bursa’nın Yenişehir ilçesinde tören düzenlendi. İstanbul’daki askeri törenin ardından memleketi Yenişehir’e getirilen Dirancı’nın cenazesi, Yenigün Mahallesi Hatuniye Camisi’ne getirildi. Dirancı’nın cenazesi eşinin isteği üzerine Balıkesir’in Ayvalık ilçesine gönderildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle