21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 6 Eylül 2016 4 ‘Darbe fırsatçılığını kabul etmiyoruz’ CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin KHK’lerle değil, anayasa, yasalar ve hukukun üstünlüğüne uygun demokratik bir biçimde yönetilmesini istediklerini söyledi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimine karşı duruşun arkasında yatan düşüncenin demokrasi olduğunu belirterek, “KHK’lerle yönetilen bir Türkiye değil; anayasaya, yasalara, hukukun üstünlüğüne uygun kimsenin mağdur edilmediği ama suçluların adil yargılandığı bir demokrasi istiyoruz. Bunu savunmak sadece benim görevim değil, 15 Temmuz kalkışmasına karşı çıkan herkesin ortak görevi olmak zorunda” dedi. Çankaya Belediyesi şirketleriyle DİSK Genel İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Buna göre en düşük brüt ücret 2 bin 800 TL oldu. Törende konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: Birinin peşine takılmak felaket olur: Görünen tablo hiç iç açıcı değil. Her gün şehitlerimiz geliyor. Yanlış yaptıklarını artık onlar da kabul ediyor. Eğer düşünmeden birinin peşine takılıp körü körüne yol alırsak sadece kendimizi değil, ülkeyi de bir felaketin eşiğine götürmüş oluruz. O nedenle anneler ve babalar, sizin düşünme ve Türkiye’nin gerçeklerini sorgulama zorunluluğunuz var. Sarraf’ın davasına retABD’de tutuklu bulunan Rıza Sar raf avukatı aracılığıyla, CHP lideri Ke le 100’er bin lira manevi tazminat davası açmıştı. İstanbul 9. Asliye Hukuk Mah mal Kılıçdaroğlu’nun 3 ayrı tarihte yaptığı açıklamalarda hakkın kemesi ilk duruşmada “Eylemlerin manevi tazminat gerektirir nite da, alenen “hakaret” ve “iftira” içeren sözler sarf ettiği gerekçesiy likte olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. ‘İnandırıcı değil’ Darbe fırsatçılığını kabul etmiyoruz: KHK’lerle yönetilen bir Türkiye değil, anayasaya, yasalara, hukukun üstünlüğüne uygun kimsenin mağdur edilmediği ama suçluların adil yargılandığı bir demokrasi istiyoruz. Bunu savunmak sadece benim görevim değil, 15 Temmuz kalkışmasına karşı çıkan herkesin ortak görevi olmak zorunda. Darbe fırsatçılığını asla kabul etmiyoruz. “OHAL çıktı, KHK çıktı, şu muhaliflerin tamamını hapislere atayım”, bu da doğru ve inandırıcı değil. Gerekirse tek başıma: Önümüze en geller, tehditler çıkacaktır. Kurşunlar, mermiler atılacaktır ama dönen dönsün biz dönmeyiz demokrasi yolundan. Bu görevi üstlenmişseniz ve demokrasiyi katıksız bir şekilde savunmuşsanız siyasetçiye görev düşüyor ve siyasetçi bu zorlukları aşmak zorundadır. Üzerimizdeki baskıları da biliyorum ama bunlar kararlı yürüyüşümüzü engellemeyecektir. “Arkanızda milyonlar var” deniyor ama hiç kimse olmasa dahi tek başıma bu kararlı mücadeleyi sonuna kadar götüreceğim. Bir bedel ödenecekse o bedeli bu ülkenin aydınları, simitçisi, çaycısı değil; o bedeli önce siyasi partilerin genel başkanları ödemek zorunda. Bir acı çekilecekse o acıyı başkalarının annelerinin, babalarının, çocuklarının duyması yerine siyasetçinin eşi, çocukları duymalıdır diye düşünüyorum. Başka partiye oy veren aç kalmaya mahkum: Şimdi 1500 liranın bir hayli üstüne çıkan bir toplusözleşme imzalıyoruz. Buradan bütün işçi kardeşleri me ve bütün sendikaların genel başkanlarına sesleniyorum. Senin hakkını koruyan CHP, taşeron işçiliği gündeme getiren CHP, asgari ücret net 1500 lira olacak diyen CHP, sendikal hakları sonuna kadar savunan CHP. Eğer CHP dışında başka bir partiye oy veriyorsan senin şikâyet etmeye hakkın yoktur kardeşim, aç kalmaya mahkumsun sen. 14 yıl falan değil, yetki verin 4 yıl göreceksiniz Türkiye’yi sadece bölgesinin değil, dünyanın imrendiği bir ülke haline getireceğiz. l ANKARA/Cumhuriyet Sever hakkında hapis istemi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu Sav cılığı, 11. Cumhurbaşkanı Abdul lah Gül’ün eski Başdanışmanı Ah met Sever hakkında Cumhurbaş kanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Mustafa Varank’a hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Cumhuriyet’e verdiği röporta jında Cumhurbaşkanı Recep Tay yip Erdoğan’ın Danışmanı Mus tafa Varank’a iftira ve hakaret et tiği iddiasıy Ne demişti?Sever, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun koltuğunu la, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski Başdanışmanı Ahmet Sever bırakmasına neden hakkında başla olan krizin görünen tılan soruştur yüzü “Pelikan dosyası”nı hazırlayan ekibin “en yukarıdan” talimat aldığını söylemişti. Sever, Gül’ün de benzer bir ma tamamlandı. Varank’ın “müşteki” sıfatıyla yer aldığı iddianame tutumla karşılaştığını de, Cumhuriyet belirtip “Saray’dan Gazetesi’nde 9 yönlendiriliyor bu AK troller. Bütün bu operasyonu yürüten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mayıs 2016 tarihinde yayınlanan Sever’in yaptığı açıkla Mustafa Varank” malarda, müşte demişti. ki Varank’a “ha karet” ettiği id diasıyla Varank’ın avukatınca ve rilen şikâyet dilekçesi üzerine so ruşturmanın başlatıldığı anlatıl dı. İddianamede, şüpheli tarafın dan yapılan açıklamalarda müşteki Varank’ın yasadışı yollardan bas kı unsuru olması için bir yapı oluş turduğu, bu yapı üzerinden hedef kişilerin yalan, iftira, şantaj, teh dit, hakaret edilmek suretiyle iti barsızlaştırıldığının iddia edildiği belirtildi. Sever’in 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası ile ce zalandırılması talep edildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Taşerona kadro hayal oldu AKP, 1 Kasım seçimleri öncesinde verdiği “taşeron işçilere kadro” sözünü aradan 1 yıla yakın süre geçmesine karşın tutmadı. Kamuda “asıl işte” çalıştırılan 720 bin taşeron işçi kadroya alınmadı. Arada geçen sürede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı değişti. AKP’nin kadro sözü Süleyman Soylu’nun ardından şimdi de yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun masasında bekliyor. AKP’nin 1 Kasım seçimleri öncesinde işçilere yönelik en önemli vaadi “taşeron işçilere kadro” sözüydü. AKP, seçim meydanlarında ve billboardlarda bunu dile getirerek seçmenlerden oy istedi. Seçimlerin ardından dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan hükümetin eylem planında ilk 3 ay içerisinde yapılacaklar arasında “taşeron işçilere kadro” sözü de yer aldı. Plana göre bu sözün 21 Mart 2016 tarihine kadar gerçekleştirilmesi gerekiyordu. Daha sonra hükümet bir çalışma hazırladı. Ancak bu çalışmada taşeron işçilerin kadroya değil “özel sözleşmeli personel” statüsüne geçirilecekleri ortaya çıktı. Ayrıca işçilerin bu statüye geçirilmeleri için sınav da yapılacağı belirtildi. l mustafa çakır/ ANKARA zorl8aDKAACNVKAASI HgeDtPir’lmi veekkilairçainrı Dokunulmazlığın kaldırılmasının ardından ilk kez KCK ana davası kapsamında milletvekilleri hakkında zorla getirme kararı çıktı MAHMUT LICALI Dokunulmazlığın kaldırılmasının ardından ilk zorla getirme kararı KCK ana davası kapsamında 8 HDP’li milletvekili hakkında verildi. HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, HDP Hakkâri Milletvekili Selma Irmak, HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir, HDP Siirt Milletvekili Besime Konca, HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım ve HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü hakkında zorla getirme kararı çıktı. Dokunulmazlığın kaldırılmasının ardından hakkında fezleke bulunan milletvekilleri hakkında bugüne kadar zorla getirme kararı bulunmuyordu. HDP’li 8 ve Demirtaşhakkında‘Özel’fezlekesi HDP Eş Genel Başkanı Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya Emniyet teşkilatını alenen aşağılama” suçunu işlediği gerekçesiyle fezleke düzenlendi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen fez lekede Necdet Özel’in Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde, Demirtaş’ın 6 Ocak 2012’de partisinin bir programında yaptığı konuşmasından şikâyetçi olduğu, şikâyetini geri almasına karşın Demirtaş’ın TSK’yi muhatap alan sözleri nedeniyle suç işlediği ifade edildi. l İstanbul/Cumhuriyet kil hakkındaki zorla getirme kararı savcılık tarafından değil, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dün verildi. HDP Grup Başkanvekili Demirel, 2009’da KCK davasında 10 binden fazla insanın tutuklanmasıyla siyasi soykırım operasyonu yapıldığını söyleyerek, “Biz uzun tutukluluk süreleri nedeniyle tahliye olduk. Bu dosyalar, yargılama yok hükmün dedir. İddianameye hazırlayan savcılar, ilk mahkeme heyetinin hepsi şu an cemaat operasyonu kapsamında tutukludur” dedi. Ahmet Yıldırım da, kararla ilgili, “Umarım öyle bir şey, öyle bir görüntü yaşanmaz” dedi. Yıldırım, zorla getirilme durumunda da anayasanın 83. maddesinde düzenlenen yasama dokunulmazlığına atıf yaparak ifade vermeyeceklerini kaydetti. haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 25 Aralık duruşmasında ‘özet’ tepkisi 25 Aralık soruşturması’nda usulsüz lükler yaparak Suudi işadamı Yasin El Kadı ile işadamları Fatih Saraç, Latif Topbaş, Nihat Özdemir, Orhan Cemal Kalyoncu ve Faruk Kalyoncu’nun da bulunduğu çoğu işadamına kumpas kurdukları iddiasıyla, Fethullah Gülen ve eski Emniyet Müdürü Yakub Saygılı’nın da arasında bulunduğu 69 sanığın yargılandığı davanın 10’uncu duruşması başladı. İstanbul Adalet Sarayı’ndaki 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan duruşmaya eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, Mali Şube Yardımcısı Kazım Aksoy’un da arasında bulunduğu 10’u tutuklu 18 sanık ve taraf avukatları katıldı. Müdahillik talebinde bulunan Ekrem Eray Arda’nın avukatı Müşir Deliduman’ın “Müvekkilim 17/25 Aralık ihanet ve intikam operasyonunun mağdurudur” sözlerine sanık ve avukatları tepki gösterdi. Tutuklu bir sanık ayağa kalkarak tepkisini devam ettirince, mahkeme başkanı sanığı mahkeme düzenini bozduğu gerekçesiyle salondan çıkardı. Sanık salondan çıkarken, “rüşvetin adı ihanet olmuş” diye söylendi. Daha sonra mahkeme başkanı 1453 sayfalık iddianamenin okunmayan kısımlarının özet olarak okunmasına karar verdi. Avukatların itirazını ise OHAL kapsamındaki kanun hükmünde kararname uyarınca reddettiğini açıkladı. İddianamenin özetinin okunmasına devam edildi. Bunun üzerine aralarında Yakub Saygılı’nın da bulunduğu bir kısım tutuklu sanık, adil yargılama yapılmadığını ileri sürerek salonu terk etti. İddianame özetinin okunmasının ardından duruşma 30 Kasım’a ertelendi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Sultanahmet saldırısında altı kişiye tahliye Sultanahmet Meydanı’nda 12 Ocak’ta terör örgütü IŞİD üyesi Nabil Fadlı tarafından gerçekleştirilen, 12 Alman vatandaşının öldüğü ve 16 kişinin yaralandığı canlı bomba saldırısına ilişkin davada 6 sanığın tahliyesine karar verildi. 13’ü tutuklu 26 sanığın yargılandığı davanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci celsesine 13 tutuklu sanık getirildi. Saldırıda kendisi de yaralanan turist kafilesinin rehberi şikayetçi Sibel Şatıroğlu mahkeme başkanının davaya katılmak isteyip istemediğini sorması üzerine “Bu olayı her an, halen yaşadığım için psikolojim hâlâ bozuk. Bu etkileri taşıyorum, uzağında kalmak istiyorum. Katılmak istemiyorum. Merak ettiğim tek şey; bizi oraya kadar takip mi etmişler, yoksa tesadüf mü?” diye cevap verdi. Mahkeme heyeti, sanıklar Ahmad Darwish, Ali Alibrahem, Ehab Haidar, Omran Alibrahem, Zafer Alshal ve Zekeriya Derviş’in suç vasfının değişme ihtimali, tutuklu kaldıkları süreyi dikkate alarak, yurtdışına çıkış yasağı koydu ve tahliyelerine karar verdi. Heyet, sanık Ahmad Darwish’in telefon bilgilerinde ismi geçen Lokman adlı şahsın tespit edilerek tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı 1 Aralık’a erteledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle