18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 22 Eylül 2016 4 Meclis’teki enkaz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, sağduyulu “Meclis’teki enkazı kaldırın!” çağrısına katılmamak mümkün mü? Bilindiği gibi, 15 Temmuz gecesi TBMM de darbecilerin saldırısına uğramış, bombalar binanın bir bölümünü enkaz haline getirmişti. Meclis’te iktidarı ellerinde tutanlar, Türkiye’nin gerçek ve tek iktidar odağının kararına uyarak, o gece Meclis’e yapılan saldırının anısını canlı tutmak için enkazı kaldırmayıp olduğu gibi koruma kararı almışlardı. Doğrusu enkazın oluşturduğu görüntü gibi, esasında Meclis’in itibarını yüceltmeye yönelik olduğunu sandığım yöntemin de pek hoş olmadığını söylemek isterim. Meclis’in, iktidar ve muhalefete mensup üyelerinin konuşmaları ve tavırlarıyla, o gece darbeciler karşısında geri adım atmayan kurumlar arasında yer aldığı, kamuoyunca gayet iyi bilinmektedir. Meclis’in bizzat kendisi, o gece saygınlığını gereğince korumuş, demokrasi içindeki seçkin yerinin gerektirdiği itibarına yeterince sahip çıkmıştı, bunun daha fazla altını çizmek için, yasamanın binasının bağrındaki enkazı muhafaza ederek ikide bir herkesin gözüne sokmanın âlemi yok. HHH Bir meclisin itibarını hiç kimse onun kendisinden daha fazla koruyamaz ve de zedeleyemez. 15 Temmuz gecesi, TBMM kendi saygınlığını koruma eylemini yiğitçe yerine getirmiştir ve belleklere kazınmış olan bu gerçek kimse tarafından silinemez. Olayın bu yönünü böylece vurguladıktan sonra, “Keşke, diyoruz, her şey orada kalsa da daha sonra yaşananlar olmasaydı.” Anımsayalım Meclis’in darbeciler karşısında yiğitçe direndiği 15 Temmuz’u takip eden günlerde ne olduğunu. Hemen ertesi günü, Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu’nun da görüşünü aldıktan sonra olağanüstü hal ilan etti. Ardından da vatandaşın hak ve özgürlüklerine kimi kısıtlamalar getirmenin yanı sıra, kanun hükmünde kararnamelerle yasama yetkisinin Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na geçmesi ve böylelikle OHAL süresince yasamanın devre dışı bırakılması kararı TBMM tarafından onaylandı. Bütün bunları görenler de toplumu bir uçurumun eşiğine getiren devlet kadrolarına FETÖ sızmasının iktidarın aymazlığından değil de, yasamanın yeteri uyanıklık ve ivedilikle çalışamamasının yol açtığını sanacaklar. TBMM işlevinden bu kadar çabuk ve uysallıkla vazgeçince, yukarıdaki görüşü ileri sürenlere verilebilecek bir cevap kalıyor mu? HHH Bakanlar Kurulu’nun ilan ettiği, OHAL’i TBMM’nin onaylaması, Meclis’in “Evet biz devreden çıkar, yasama yetkimizi bir süreliğine, yürütmeye devredersek, uçurumun kıyısına gelmiş olan ülke daha kolay ve rahat düze çıkar” diye düşündüğü anlamını taşımıyor mu? Bir gün önce darbecilere karşı yiğitçe direnmiş Meclis, bir gün sonra devre dışı kalmayı nasıl oluyor da bu kadar kolayca kabullenebiliyor? Özü kuvvetler ayrılığına dayanan demokrasilerde, kurumlar, varlık ve yetkilerini yalnız darbecilere değil, onlara göz dikmiş olan herkese karşı savunup kollamak zorundadırlar. O kurumların sahip olması zorunlu saygınlıkları bunu gerektirir. Tıpkı darbeciye direnmek gibi, tek adama biat etmeye direnmeyi de Meclis’in saygınlığı zorunlu kılar. Meclisler yalnız bombalanmakla enkaz haline getirilmez, ama devre dışı bırakılarak, işlevsizleştirilerek de enkazlaştırılabilirler. Meclisler, bu iki tür enkazlaştırma girişiminin her ikisine de karşı direnmek zorundadırlar. Kadir Topbaş hakkında ‘FETÖ’den suç duyurusu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) CHP’li Meclis üyeleri Hüseyin Sağ ve Süleyman Nadir Ataman, İBB Başkanı Kadir Topbaş hakkında, “FETÖ’ye yardım ve yataklık”, “Kamu imkânlarını ve gücünü kullanarak FETÖ ile bağlantısı olan kişi ya da kurum yöneticilerine menfaat sağlamak” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı suç duyurusunu işleme koydu. l İSTANBUL / Cumhuriyet İş adamı Nejat Güllü’ye yurtdışı yasağı konuldu TUSKON soruşturması kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan baklavacı Nejat Güllü, savcılığın itirazının ardından hakkında çıkarılan yakalama kararı üzerine dün Kağıthane’deki fabrikasında gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Güllü, akşam saatlerinde hakkında yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK dÖakhsaüzy’uekkaarlıkdaann CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘Adil Öksüz’e sadece yargı ve jandarmanın değil daha yukarılardan koruma olduğunu üç aşağı beş yukarı hepimiz biliyoruz’ dedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün Hava Kuv vetleri imamı olduğu öne sürülen Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasının dik katle izlenmesi gereken vahim bir olay olduğuna dikkat çe kerek, “Adil Öksüz’e da ha yukarılardan bir ko ruma olduğunu üç aşağı beş yukarı hepimiz bili yoruz” diye konuştu. MİYASE İLKNUR Öksüz olayını sadece CHP’lilerin değil bütün siyasi partilerin yakın dan izlemesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, olayın sıra dan bir olay olmadığını, herkesin tu tuklandığını ve Adil Öksüz’ün de bir süre gözaltında tutulduğu bir süreçte kısa sürede serbest bırakıldığını be lirterek şunları söyledi: “Savcının Adil Öksüz’ün bütün söy lemlerinin doğru olmadığını kanıtla dığı ve tutuklanma istemiyle mahke meye sevk ettiği bir dosyanın içi bo şaltıldı mı? Peki, Adil Öksüz’ü han gi gerekçeyle serbest bıraktılar ve Adil Öksüz bugüne kadar niye yakalanmadı? Adil Öksüz’ün darbe gecesi ‘ben oraya arsa bakmaya gitmiştim’ gerekçesine kimsenin inanmaması gerekirdi. Zaten savcı da inanmamış ve onun söylediklerinin doğru olmadığını kanıtlamış. Aldığımız bazı duyumlar var ama elimizde sağlam belgeler olmadığı için bu duyumları açıklamıyoruz.” Ordu’da CHP seçim otobüsü içinde görüştüğümüz Kılıçdaroğlu, “Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasında adliye ve jandarma arasında bir işbirliği mi var yoksa daha üst düzeyde bir koruma mı söz konusu?” sorusuna ise “Daha yukarılardan bir koruma olduğunu hepimiz üç aşağı beş yukarı biliyoruz” diye yanıt verdi. ‘Bu işin güvencesi olmaz’ KHK’lerle ilgili CHP’nin süre geçirilmeden Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapacağını anımsatan Kılıç daroğlu, “Başbakan bu konuda bir güvence verirse Anayasa Mahkemesi’ne başvurudan vazgeçer misiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Bu işin güvencesi olmaz. Nasıl bir güvence verecekler ki? Her halükârda OHAL’i uzatmayacakları yönünde mi bir güvence verecekler? Bize verilmiş bir güvence yok. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne başvuru için belli bir süre var. O süreyi aştığınız takdirde bir daha başvuru şansınız olmuyor. Onun için başvuruda bulunma süresini geçtiğiniz zaman yaratacağınız sonuçlar çok daha kötü olabilir. O nedenle biz Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Bu bizim görevimiz olmanın ötesinde tarihi bir sorumluluğumuz aslında. Demokrasiyi savu nan bir partinin OHAL uygulamalarını görmezden gelmesi doğru bir politika olmaz. Biz zaten OHAL için parlamentoda kabul oyu kullanmadık. Dört siyasi parti de darbeye karşıydı. Eğer darbeye karşıysak getirirdiniz parlamentoya düzenlemeleri geçirirdik ve pek çok sorun çözülebilirdi. Parlamentonun bu gücü vardı. Şimdi parlamento devre dışı bırakılmış ve Türkiye yeniden yapılandırılmaya kalkılıyor. Bu demokrasiye ve anayasaya uygun değil. Etik değerlere uygun değil. Dolayısıyla bakalım önümüzdeki günlerde başvuruyu yapacağız. Yapmak zorundayız.” “Başbakan KHK ve OHAL ile ilgili bu sorunları çözme konusunda yetki ve irade sahibi mi?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu, “Tek başına Başbakan’ın bu konuda bir karar alabileceğini sanmıyorum” dedi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’nın OHAL’i uzatma isteğini dile getirmesini ise “ Hangi gerekçe ile OHAL uzatılacak? Makul bir gerekçe söylenmesi lazım” diyerek eleştirdi. ‘Erdoğan konuşurken utandım’ İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adil Öksüz’le ilgili olarak, “Adil Öksüz’ün kim olduğunu hükümet biliyor” dedi. CHP lideri, “Erdoğan konuşurken utandım. Dünya li derlerine mi yoksa muhtarlara mı konuşuyor, belli değil” diye konuştu. CHP MYK Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantıda MYK üyelerinin, TSK’nin operasyon sırasında Özgür Suriye Ordusu ile birlikte hareket etmesi nin kabul edilemez olduğu görüşünde birleştikleri öğrenildi. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre Kılıçdaroğlu MYK’da şöyle konuştu: YıldırımKılıçdaroğlu zirvesi bugün CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Kurban Bayramı öncesinde telefonla görüştüğü Başbakan Yıldırım’dan talep ettiği randevunun ardından, iki lider bugün saat 10.00’da AKP Genel Merkezi’nde bir araya gelecek. Görüşmenin ana gündem maddelerini AKP, CHP ve MHP’nin uzlaşarak yazdığı mini anayasa paketi ve KHK’ler ile görevden ihraç edilen ve uzaklaştırılan on binlerce kamu çalışanının durumu oluşturacak. Kılıçdaroğlu’nun, hükümetin 15 Temmuz sonrası uygulamaları neticesinde oluşan mağduriyetleri incelemek amacıyla kurulan izleme komisyonuna ulaşan binlerce mağduriyet başvurusundan örnekleri Başbakan Yıldırım’a sunması bekleniyor. Görüşmede ayrıca, Suriye’deki gelişmelerin de değerlendirileceği öğrenildi. Silahla yapılamayan KHK’yle yapılıyor: 15 Temmuz’da herkes demokrasiyi savundu. Darbe püskürtüldü ama demokrasi geriye gidiyor. Darbecilerin silahla yapamadığını bunlar KHK’lerle yapıyor. FETÖ ile mücadele edenler cezalandırılıyor: FETÖ’nün güçlenmesinin nedeni eğitimdir. FETÖ ile mücadele eden EğitimSen’den 11 bin 500 öğretmen terörle işbirliği yaptığı bahanesiyle ihraç edildi. Madem öyleydi, daha önce atsaydın neden tuttun. EğitimSen’le mücadele edersen, darbeyle mücadele edemezsin. Erdoğan’ı görünce utandım: BM toplantısında Erdoğan konuşurken bir yurttaş olarak, ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak utandım. Dünya liderlerine mi yoksa muhtarlara mı konuşuyor, belli değil. FETÖ’nün anlatıldığı bir toplantı oldu. FETÖ’yü dünyaya tanıttı, meşhur etti. FETÖ 20 yıl uğraşsa Cumhurbaşkanı’nın yaptığını yapamazdı. Cumhurbaşkanı konuşmasında, dünya liderlerini uyarıp önlem almaya davet etti. Diğer ülkeler senin gibi şuursuz mu, devletin bütün kurumlarını teslim etsinler. O ülkelerde demokrasi var, laiklik var. Böke: Kayyım AKP’ye atanmalı CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, MYK’nin ardından düzenlediği basın toplantısında belediyelere kayyım atanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Böke, “Teröre yardımdan bir kayyım atanacaksa ilk kayyım AKP’nin kendisine atanmalıdır” diye konuştu. Boş koltuklara konuştu: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, BM’de boş koltuklara konuşmaz. BM’de boş koltuklara konuşması, dünyada saygınlığının kalmadığı anlamına gelir. Bu da hepimizi üzer. Türkiye aciz duruma düştü. Edinilen bilgiye göre; Kemel Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın ortaya attığı “yedek milletvekilliği”ne ilişkin olarak, “Zarf atıyor tartıştırıyor, kamuoyunda tartışılıyor. Bunların hiçbir kıymeti harbiyesi yok” yorumu yaparken, Adil Öksüz’le ilgili olarak da “Adil Öksüz’ün kim olduğunu hükümet biliyor” dedi. l ANKARA ‘Tutuklama hazırlığı var’ Demirtaş, ekim ayı itibarıyla HDP’li vekillerin tutuklanmaya başlanacağını iddia ederek, ‘İçişleri Bakanlığı’nda bunun hazırlığı var’ dedi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetin bazı HDP’li milletvekillerine dönük tutuklama hazırlığında olduğunu belirterek, “Muhtemelen ekim ayı itibarıyla milletvekillerine dönük zorla getirme ve tutuklama operasyonları başlayacak. Tek bir arkadaşımız bu iradeye teslim olmayacaktır” dedi. Demirtaş başkanlığındaki HDP heyeti Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile Kuzey Irak’ta görüştü. Demirtaş yaptığı açıklamada, “Kürtlerin dünyaya mesajı barıştır” dedi. Kuzey Irak ziyareti öncesi DİHA’ya konuşan Demirtaş, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 11 Eylül’de kardeşi Mehmet Öcalan ile İmralı’da yaptığı görüşme ve kamuoyuna gönderdiği mesajla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Öcalan’ın diyalog, müzakere masasının yeniden kurulmasından, şiddetsiz çözümden yana olduğunu ancak devlet ve hükümetin böyle bir isteğinin olmadığını belirten Demirtaş, devletin barış değil teslim alma politikası yürüttüğünü söyledi. Öcalan’ın kamuoyuna gönderdiği “devlet hazırsa 6 ayda çözeriz” mesajının ardından hükümetin sessiz kaldığını, hükümetle bir temasları da olmadığını ifade eden Demirtaş, “Hükümet, Sayın Öcalan’ın verdiği mesajı iyi biliyor. Bu bir çözüm mesajıdır. Görüşmenin olduğu gün kayyım atamalarını yaparak bir şekilde Öcalan’ın mesajlarına pratikte cevap vermiş ve barış çağrısını elinin tersiyle itmiş oldu” dedi. ‘Tanımayacağız’ Belediyelere atanan kayyımları tanımayacaklarını söyleyen Demirtaş, “Kayyım atamaları ile ilgili zaten kanun, hukuk ve uluslararası mevzuat ayaklar altına alınmış durumda. Bunun genişleyeceği anlaşılıyor. Mevcut durumda 24 DBP’li belediye ile yetinilmeyecek. Kendilerince irade kırma noktasında müdahale edebilecekleri her belediyeye bu şekilde müdahale etmek isteyeceklerdir” diye konuştu. Van Belediyesi’nde silahlı kayyım gerilimi Van’ın Özalp, Erciş, İpekyolu ve Edremit belediyelerine atanan kayyımlar Van Büyükşehir Belediyesi meclis toplantısına silahlı korumaları eşliğinde girmek istedi. Ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan polisler toplantı salonunda arama yaptı. Bir polisin, hizmet binası kapısında bekleyen güvenlik görevlisini “Benim deli raporum var, sana sıkarım” diyerek tehdit ettiği belirtildi. Meclis üyeleri ile polisler arasında tartışma yaşandı. Van Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanvekili Cahit Bozbay, “Buradakiler halkın seçtiği meclis üyeleridir, bunu asla kabul etmeyeceğiz” diyerek toplantıyı bitirdi. Bazı milletvekillerine yönelik tutuklama hazırlığı olduğunu ifade eden Demirtaş, şunları söyledi: “Özellikle İçişleri Bakanı’nın 22 ilin valisini olağanüstü bir şekilde çağırıp bir güvenlik toplantısı yapması biraz bu yönlüdür. Muhtemelen ekim ayı itibarıyla milletvekillerine dönük de zorla getirme ve tutuklama operasyonları başlayacak. Buna karşı da sert güvenlik tedbirleri alınması konusunda da bir hazırlık olduğu anlaşılıyor. Demokratik siyaset yerelden genele kadar, kadından gençliğe kadar bütünlüklü bir savaş konsepti çerçevesinden ezilmeye çalışılıyor. Hükümetin hazırlığı budur. Bir görüşme ve müzakere hazırlığı değildir. Tek bir arkadaşımız bu iradeye teslim olmayacaktır. Hiçbir şekilde diz çöktüremeyecekler.” HDP’lilere ilk dava Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından ilk dava HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’a açıldı. Partisinin Mersin kongresinde Cizre’de yaşananlarla ilgili sözleri nedeniyle Yüksekdağ hakkında “Örgüt propagandası yapmak” suçundan Mersin Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianame Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Tebligatta, Yüksekdağ’ın Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7 Kasım’daki duruşmaya katılması aksi halde hakkında zorla getirilme kararı verileceği belirtildi. Öte yandan Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Van’a düzenlenen çeşitli etkinliklerdeki konuşmaları nedeniyle Selahattin Demirtaş ve Yüksekdağ ile HDP milletvekilleri Pervin Buldan, Lezgin Botan, Adem Geveri, Bedia Özgökçe Ertan, Tuğba Hezer Öztürk ve Nadir Yıldırım’ı ifadeye çağırdı. Aksoy yine tutuklandı “Örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davada hakkında tutuklama kararı verilen eski HDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, Ağrı’da gözaltına alındı. Cezaevine gönderilen Aksoy, tutuklu yargılandığı başka bir davada 29 Nisan’da tahliye edilmişti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle