22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR ‘Travestiler’ Kuir Belgesel Gösterimleri’nin ilki bugün Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPOD) ve Queer Documentaries, yönetmenler ve oyuncuların katılımı ile “Kuir Belgesel Gösterimleri”nin ilkini bugün saat 19.30’da düzenliyor. Derneğin İstanbul Şişli’de ki Halaskârgazi Caddesi Tayyereci Mehmet Ali Bey Sokak Papatya Apartmanı No: 1 D2 adresinde yer alacak etkinlikte, Aykut Atasay’ın “Yürüyoruz” (2006), “Travestiler” (2007) ve “Beyaz Atlı Prens Boşuna Gelme!” (2009) belgeselleri izlenebilecek. Perşembe 22 Eylül 2016 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr Ruhi Su unutulmaz 15 Büyük ozan Ruhi Su önceki akşam 31. ölüm yıldönümünde Şişli’de düzenlenen törenle anıldı. Halkın geceye gösterdiği ilgi, Ahmet Say’ın konuşmasında hatırlattığı deyişteki gibi, ‘Türküleri yapanların kanunları yapanlardan güçlü’ olduğunun resmi gibiydi. Önceki akşam, eski adıyla Şişli Kent Kültür Merkezi’nde, büyük EZGİ ATABİLEN ozan Ruhi Su için 31. ölüm yıldönümünde özel bir anma etkinliği dü zenlendi. Gecede açılış konuşmasını Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı Başka nı ve ozanın oğlu Ilgın Ruhi Su yaptı. Ardından büyük ustanın arkadaşı, mü zik eğitmeni ve yazarı Ahmet Say’ın ko nuşma yapması bekleniyordu. Ancak Say törene katılamayınca, kaleme aldığı konuşma metnini Ruhi Su Kültür ve Sa nat Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Ekrem Budak okudu. Ahmet Say, ko nuşma metninde “siyasi vahşetin kur banları arasında” yer aldığını söyledi ği Ruhi Su’nun yaşamını şekillendiren sosyalist kimliğine, her zaman ezilen halk kitlelerinin yanında yer almasına vurgu yaptı. Say konuşmasında poli tik mesajlar da verdi: “Türkiye’de halk müziği kültürümüzün umursanmadı ğı dönemler de yaşanmıştır. İşte bu dö nemlerde bize güç veren bir özdeyişi hatırlamak önemlidir: Türküleri yapan lar kanunları yapanlardan güçlüdür.” Doktorundan özel anı Gecede belki de en güzel konuşmayı Ruhi Su’nun doktoru Prof. Dr. Coşkun Özdemir yaptı. Köy Enstitülerinin kapatılmasını Türkiye’ye yapılmış en büyük Gecede Mutlu Ödemiş şefliğinde Ruhi Su Dostlar Korosu’da konser verdi. darbe olarak değerlendiren Özdemir, Ruhi Su’yla olan bir anısını da paylaştı: “Benim iki defa hastam oldu. Çok sohbetler ettik. Bir reçetede üç ilaç yazdım ona. Eline aldı, ‘Coşkun’cuğum bu üç ilaç birbiriyle uyuşur mu’ dedi. Baktım şöyle, ‘Ruhi Ağabey bir mesele yok’ dedim. ‘Vallahi kolay kolay üç insanın uyuştuğunu görmedim de, ondan sordum’ dedi.” Özdemir, “Laikliğe aykırı yapılanlara karşı iyi bir işbirliği içerisinde olmadığımızı, bunun büyük eksiklik olduğunu son sözüm olarak söylemek istiyorum” diyerek kürsüden ayrıldı. Ardından bu yıl ilki verilen Ruhi Su Şiir Ödülü’nün sahibini duyurmak için Ahmet Telli sahneye çıktı. Telli; başkan Cevat Çapan, Mahmut Temizyürek, Hüseyin Ferhad, Latife Tekin, Haydar Ergülen ve Mehmet Gözen’in de yer aldığı tüm Ödülünü Alpay ve Erdoğan’a adadı Ödülünü Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün elinden alan Asuman Susam, törende ödülünü başta Necmiye Alpay ve As lı Erdoğan olmak üzere yazıda ve barışta ısrar eden tüm kız kardeşlerine adadı: “Bu ülke yöne ticileri her zaman çoğunluğun sesini çoğun sesi ne tercih etti. Dün de böyleydi, bugün de böyle. O çoğun sesi, görünmezin, azın, azınlığın, başka olanın, farklı olanın sesi. Kadın oluş ve kadının sesi, bu azınlık oluşa dahil. Barış demek ve barışta ısrar etmenin sesi de öyle. Bu neden le ben bu değerli ödülü, yazan ve yazıda ısrar eden, yazarak barışta ısrar eden başta Necmiye Alpay ve Aslı Erdoğan olmak üzere tüm kız kardeşlerime adayarak kabul ediyorum.” Asuman Susam ödülünü Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün elinden aldı. seçici kurul adına konuşarak, ödülün Can Yayınları’ndan çıkan “Kemik İnadı” kitabıyla Asuman Susam’a verildiğini bir kez daha açıkladı. Candaş’ın adı verildi Gecede konuşma yapan Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ise, yakın zamanda aramızdan ayrılan iki aydın sanatçı, Vedat Türkali ve Tarık Akan’ı da anarak, Türkiye’nin aydınlanma yolunda Ruhi Su gibi büyük ustalara çok ihtiyacı olduğunu belirtti. İnönü, Şişli Kültür Kent Merkezi’ne, temmuz ayında makamında silahlı saldırıya uğraması sonucu yaşamını yitiren Şişli Belediyesi İmar ve Şehircilikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Cemil Candaş’ın adının verildiğini de açıkladı. BRT Yayınları’ndan çıkan “Ruhi Su Sen Gittin Gideli” kitabının da tanıtıldığı gece, Mutlu Ödemiş’in şefliğinde Ruhi Su Dostlar Korosu’nun konseri ile son bulurken, salonu koronun sesinden Ruhi Su’nun “Bu kavga halkın kavgası” dizelerinin yankısı sardı. Halkın geceye gösterdiği ilgi ise, Ahmet Say’ın konuşmasında hatırlattığı deyişteki gibi, “Türküleri yapanların kanunları yapanlardan güçlü” olduğunun resmi gibiydi. ‘Otyam’ın ismi kaldırılmayacak, galeri taşınacak’ Aslı Erdoğan’a Tucholsky Edebiyat Ödülü İsveç PEN Kulubü, bu yılki “Tucholsky Ödülü”nü cezaevinde tutuklu bulunan yazar Aslı Erdoğan’a vermeyi kararlaştırdı. Ödülün verilme gerekçesinde “Yeni yarattığı yazarlık dili ve o dille küçük doğruların hapishanesini parçaladığı için” ödüle layık görüldüğü belirtildi. İsveç PEN Kulübü Hapisteki Yazarlar Komitesi Türkiye sorumlusu Firat Ceweri, 2016 yılı ‘Tucholsky Ödülü’nün Erdoğan’a verildiğini açıkladı. Ceweri yakında ödülü almak için Aslı Erdoğan’ın serbest bırakılıp İsveç’e gelmesini umut ettiğini ekledi. İsveç PEN Kulubü Başkanı Ola Larsmo ise, ödülün açıklanması dolayısıyla medyaya, “Erdoğan tarihte totaliter rejimlerle başı belaya girmiş birçok önemli yazar gibi yeni edebiyatıyla rejime boyun eğmedi ve susmadı. Bir devlet ki edebiyat terörist olarak suçlanıyor. Türkiye’nin en önde gelen yazarlarından birinin duruşmasız tutuklu bulunması her şeyi ortaya koyuyor” açıklamasını yaptı. İsveç PEN Kulübü, düşünce özgürlüğünü onurlandırmak ve ödüllendirmek için, her yıl sürgünde yaşayan, baskı altında tutulan veya yargılanan bir yazara 1930’lu yılların başlarında Nazilerin baskısından kaçarak İsveç’e sığınan, ancak sığınma hakkı alamayan ve intihar eden Alman yazar Kurt Tucholsky’nin anısına ödül veriyor. l Kültür Servisi Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden dün yapılan açıklamada, Fikret Otyam Sanat Galerisi’nin, ailesinin talebi halinde büyükşehire ait başka bir mekâna taşınabileceği kaydedildi. Belediye, Sobacılar Çarşısı’ndaki altı dükkân ve bir kafeteryayı, Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’ne (AESOB) 10 yıllığına bedelsiz vermişti. Türel’in önceki gün yaptığı basın açıklamalarının “galerinin kapatılacağı ve isminin kaldırılacağı” yönünde algılanması üzerine dün Büyükşehir Belediyesi’nden yeni bir açıklama yapıldı. Açıklamada, Fikret Otyam Sanat Galerisi’nin kapatılmayacağı ya da isminin kaldırılmayacağı belirtilerek, şöyle denildi: “Büyükşehir Belediyesi’nin esnafın bir sosyal buluşma noktası ve ahilik geleneği ile kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin yaşatılması amacıyla yaptığı işbirliği kapsamında bu alanın tasarrufu AESOB’a geçmiştir. AESOB’un bu alanda Ahi Evran Esnaf Müzesi kurmak istemesi halinde, Büyükşehir Belediyesi’nce Fikret Otyam Sanat Galerisi’nin ailesinin talebi halinde kendi mülklerine taşınması ya da böyle bir imkân olmaması halinde Büyükşehir Belediyesi’ne ait başka bir mekânda her türlü imkânın sunulmasının sağlanacağı bildirilmiştir.” Otyam’ın eşi Filiz Otyam, konuyla ilgili önceki gün Başkan Menderes Türel’den randevu talebinde bulunmuştu. Dün gazetemizde çıkan haberde Otyam, bu konuyla ilgili toplantı yeri ve zamanı için kendilerine belediye tarafından henüz bir geri bildirimin yapılmadığını belirtmişti. l Kültür Servisi Başkan Kurt’tan Genco Erkal’a destek AKP’li Sancaktepe Belediyesi’nin, 1994’ten bu yana faaliyette olan Genco Erkal Kültür Merkezi’nin adını değiştirme kararı almasına bir tepki de Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt’tan geldi. AKP’li Belediye 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaptığı açıklamaları gerekçe göstererek 1994 yılından beri faaliyette olan Genco Erkal Kültür Merkezi’nin adını değiş tirme kararı almış, bu durum birçok kesim tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Kurt, “Onlar kültür merkezinden Genco Erkal adını siliyorsa, biz de Eskişehir’e Genco Erkal Halk Kütüphanesi açıyoruz” dedi. Bu kararı Twitter hesabından da duyuran Kurt’a birçok siyasetçi, gazeteci, tiyatrocu ve ünlü isimden destek ve tebrik mesajları geldi. lCAN HACIOĞLU Yönetmen ve senarist Curtis Hanson öldü Oscar ödüllü yönetmen ve senarist Curtis Hanson, ABD’nin Los Angeles kentinde hayata veda etti. Bir süredir Alzheimer hastalığı ile mücadele eden yönetmen 71 yaşındaydı. Hanson’un ölümü üzerine Russell Crowe ve Rob Lowe gibi aktörler ile dostları sosyal medyadan üzüntülerini paylaştı. Curtis Hanson, “Wonder Boys” ve “8 Mil” ile kendisine Oscar getiren “L.A.Confidential” filmiyle dünya çapında ses getirmişti. l Kültür Servisi Farklı sesler Zorlu’da Taksim Trio’da Zorlu’da konser verecek isimler arasında. Zorlu Performans Sanatları Merkezi (PSM), 30 Eylül ve 1 Ekim arasında düzenlediği “MIX – Sesler Arası Bir deneyim” Festivali ile, yerli ve yabancı sesleri buluşturacak. Etkinliğe Türkiye’den Büyük Ev Ablukada: Fırtınayt, Sattas, Ceza, Baba Zula, Hey! Douglas, Taksim Trio, Gaye Su Akyol, In Hoodies, Elif Çağlar Quartet, Ayşe Tütüncü & Emre Karabulut Dörtlüsü, Şenay Lambaoğlu Quintet, Luxus, Kolektif İstanbul ve Ahmet Ali Arslan gibi isim ve gruplar katılırken, Latin Amerikalı reggae grubu Che Sudaka ve İngiliz Oi Va Voi ise festivalin merakla beklenen iki önemli yabancı grubu olacak. Dört ayrı alanda verilecek konserlerle zenginleşecek etkinliğin biletleri Biletix ve Zorlu PSM gişelerinden temin edilebiliyor. l Kültür Servisi Riyakârlığınız batsın! Canım arkadaşım, canım kardeşim Tarık Akan’ı sonsuzluğa yolcu ettiğimiz günden bu yana riyakârlığınız batsın diye haykırmamak için kendimi zor tutuyorum. Çoğu televizyon kanalı Tarık Akan’ın önemini, o ölünce anımsadı. Halkın onu bunca bağrına bastığını görünce o televizyon yöneticilerinin kafasına taş düştü. Hele o “Vah vah çok genç gitti, daha yapacağı çok önemli işler vardı” diye habire tekrarlanan o sözcükler! Ne utanmaz insan bunlar! Bu adam bütün o önemli belgesellerini en zor koşullarda etinden canından vererek şu son 15 yılda çekti. Televizyonlara satmaya çalıştı. Üstelik bunu ticaret olarak değil, inandığı ilkeler doğrultusundaki STK’lere katkı olarak istedi... Hiç ama hiçbir televizyon kanalı oralı olmadı. Bedavaya verirsen belki (evet belki) gösteririz dediler. Çünkü korktular. Tarık Akan muhalif ya! Tarık Akan’ın filmlerini belgesellerini gösterirsek, hükümetle aramız açılır diye korktular! Tarık Akan’a herhangi bir yer açarsak, iktidarın gadrine uğrarız diye korktular! HHH Onun inancını sorgulayıp cenaze namazını tartışma konusu edenlere söyleyecek hiçbir lafım yok. Onları insandan kabul etmiyorum... HHH Kendi kafalarında şablona uymadığı için devrimciliğine söz edenlere en güzel yanıtı, geçen pazar Işıl Özgentürk vermişti. Anadolu insanını, Güneydoğu insanını anlattığı filmleri izleyerek Kürt gerçeğini tanıdı bu ülkenin çoğu kitleleri... Onu uğurlarken HDP resmi olarak temsil edilmemişti. Ama kimsenin kuşkusu olmasın, o partinin tabanı oradaydı. Başkanları değilse de parti tabanı “Sürü”yü, “Yol”u izlemişlerdi. Devlet erkânından, hükümetten kimselerin uğurlamaya katılmamasında şaşılacak hiçbir şey yok. Belki de gelebilecek tepkilerden korktukları için katılmadılar... Olabilir... Bunu anlayabiliyorum. 10. Cumhurbaşkanı Sezer’den “sokaktaki adama”, partiler üstü halkın katılımıydı o uğurlama... O sevgi seli ne yakışıklılığı ne de solculuğuyla ilgiliydi. O sevgi seli insan olmakla, dürüst, namuslu, halkın içinden gelen bir aydın, vatan sevgisi, gelecek umudu ve bu yurdun insanı olmasıyla ilgiliydi. Bunları söylemeden başka hiçbir şey söylemek istemedim. HHH Taşları bağlayıp, köpekleri serbest bırakmak Şortlu kadına tekme konusuna gelince... Sayın Bakan’ın, kılık kıyafet nedeniyle uğradığı mağduriyeti dile getirip şortlu kadınla kurduğu empati gayet güzel. Teşekkür ediyoruz. Ancak vurgulanması gereken bir nokta var: Sayın Bakan’ın başörtüsünden dolayı eğitimde uğradığı haksızlık baskıcı devletin bir zorlamasıydı. Oysa otobüste yaşanan olay kışkırtılan, manipüle edilen, her fırsatta ahlak polisliğine özendirilen kitle içinden kendini erkek sanan birinden gelen bir tepkiydi... Aradaki fark çok önemli... Bu nedenle, şunu unutmamak gerek: Taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakıp kadınların üzerine salmak, akıllı bir siyaset değildir. Devletin başı vapurdan çıkan kadınları ve kıyafetlerini beğenmeyip yorumlar yaparsa, ona biat edenler de şeytan gördükleri kadını tekmelemekten geri kalmayabilir... Gizli Yüz senaryosu kareleriyle raflarda Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un yazıp, Ömer Kavur’un yönettiği “Gizli Yüz”ün senaryosu, Yapı Kredi Yayınları etiketli özel baskısıyla tekrar okurların ilgisi ne sunuldu. Pamuk’un “Kara Kitap” romanından alıp geliştirdiği bir hikâyeye dayanan bu film, gösterime girdiği 1991’de Antalya Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Senaryo”, Montréal Yeni Sinema Festivali’nde ise “En İyi Film” ödülünü kazanmıştı. Yayınevi, daha önce Can Yayınları’nca basılan Gizli Yüz’ün metnini, Şahin Alparslan imzalı filmden seçilmiş fotoğraflarla birlikte, Orhan Pamuk’un senaryonun oluşumunu anlatan önsözüyle birlikte yayımlıyor. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle