18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 2 Eylül 2016 2 Ücretli geçiş kuyruğu KORKUTAN YANGIN Doğa tahrip edilerek İstanbul’un iki yakasını üçüncü kez birleştiren Yavuz Sultan Selim Köprüsü’de dün saat 24.00 itibarıyla ücretli geçişler başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve otoyolunda 6 gün süren ücretsiz geçişler dün sona erdi. Ancak HGS, OGS sisteminde ve kredi kartıyla ödeme sisteminde yaşanan sorun otoyol çıkışlarında araç kuyrukları oluşmasına neden oldu. Bazı vatandaşlar da duruma kornalarına basarak tepki gösterdi. Yaklaşık 1 saat süren sorunun çözülmesinin ardından araç kuyrukları sona erdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün Avrupa ayağı yakınındaki Sarıyer Garipçe’de dün saat 14.15 sıralarında çıkan orman yangını korkuttu. Havadan ve karadan müdahale edilen yangın söndürülürken çıkış nedeni ise belirlenemedi. Galataport kaosu 6 Türk bankasının finansmanıyla proje hızlandı. Mimarlar endişeli: Tahribat büyük Karaköy ve Tophane’yi birbirine bağlayan bölgede planlanan tartış malı Galatport Projesi hızlandı. Meslek odalarının kentin tahri batını hızlandıracağı gerekçesiyle projenin iptali talebiyle açtı HAZAL OCAK ğı davalar sürüyor. TMMOB Mi marlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yö netim Kurulu Başkan Sami Yılmaztürk “Ta rihi kent merkezi orası. Projeyle yaklaşık 600 bin metrekare inşaat yükü geliyor. Bu merkez bu fonksiyonları kaldırmaz. Kentin tahribatını hızlandıracak. Altyapı açısından da bölgede kaos yaratacak” dedi. Galataport projesi için 6 Türk bankasının 1 milyar 20 milyon Avro’luk finansman sağ lamasıyla birlikte süreç hızlandı. Yüzde 81’i Doğuş Holding, kalanın da Bilgili Holding or taklığıyla yapılacak proje ilk olarak 2002 yı lında açıklandı. Karaköy Sahili’nin 1200 metrelik şeridinde otel, restoran, cafe ve ma ğazalardan oluşan Salıpazarı Kruvaziyer Li manı, kamuoyunda bilinen adıyla Galataport projesine ait imar planlarına Şehir Plancıla rı, Mimarlar ve İnşaat Mühendisleri odaları projenin iptali isteğiyle dava açtı. Danıştay 6. Dairesi’ndeki davada bilirkişi proje alehi ne bir rapor hazırladı. ‘Halk kıyıya giremeyecek’ ‘Limandan çok otel ve ticaret merkezi’ Gazetemize süreci değerlendiren mimar Sami Yılmaztürk projeyle bir ulaşım sistemi öngörüldüğünü belirterek “Uluslararası gemilerin yanaşacağı bir liman planlanıyor ama yapılan proje bu değil. Galataport’tan çok ticaret merkezi yapılıyor. İstanbul Modern’e kadar tüm binaların otel olarak işletilmesi planlanıyor. 600 bin metrekare inşaat öngörülüyor. Binaların altına katlı otopark. Galataport’tan öte ticari ve turizm işlevi getiriliyor yani. Burası tarihi kent merkezi. Bu inşaat yükünü ve bu fonksiyonu kaldırmaz. Kentin tahribatını hızlandıracak. Altyapı açısından da kaos yaratacak” diye konuştu. Yasak böyle bittiKocaelilibalıkçılarhamsiyledönerkenMuğla’lıbalıkçılardazeybekledenizeaçıldılar. lİHA/DHA Projeyle birlikte halkın kıyı bölgesine giremeyeceği belirtilen raporda, Karaköy rıhtımında yapılacak dolgunun da mevcut tescilli rıhtımı tamamen kapatacağı ve burada bu uygulamanın yapılmasının İstanbul 2 No’lu Koruma Kurulu kararıyla çeliştiği sonuçlarına varıldı. Danıştay savcısı, bilirkişi ile aynı fikre vardı ve planların kamu yararı taşımadığını ifade etti. Danıştay 6. Dairesi, yürütmeyi durdurma kararını verdi. Daha sonra bu karar da kaldırıldı. Meslek odaları itiraz etti. Dava süreci devam ediyor. ‘Hukuki süreç devam ediyor’ “Türkiye’de sağlıklı bir yargı süreci işlemiyor ve hukuk kararları uygulanmıyor. Bankaların kredi vermiş olması da siyasi erkin vermiş olduğu güvenceden kaynaklanıyor” diyen Yılmaztürk, hukuki mücadelenin de sürdüğünü belirtti. l İSTANBUL • Havuz, çocuk havuzubahçesi • Açıkkapalı restaurant, bar • Odalarda: Klima, TV, fön, balkon • Sabah, öğle, akşam açık büfe, ikramlar • Alkolsüz içeceklerimiz LİMİTSİZDİR. • AİLE OTELİNİZ, WiFi 12 ADALAR, KELEBEKLER VADİSİ, DALYAN, GÖCEK, JEEP ile SAKLIKENT TURLARINA KATILMA İMKANI *59 TL TAM PANSİYON PLUS 5 gece konaklamalarda geçerlidir. Tel: 0252.616 76 11 12 • www.starotel.com.tr Zeybekli, mehterli, havai fişekli, kurbanlı balık sezonu açılışı 15Nisan’da başlayan av yasağı dün sona ererken, balıkçılar törenler, dualar, havai fişek ve mehter marşı kutlamalarla “vira bismillah” diyerek denize açıldı. Samsun’da fırtına nedeniyle palamut avlayan gırgır tekneleri denize açılamazken trollerle denize açılanlar ise sabahın ilk ışıklarıyla balık haline istavrit ve mezgitle döndü. Balıkçılar bu yıl istavrit ve mezgitin yanı sıra bol miktarda kalkan, lüfer ve barbun olacağını vurguladı. Öte yandan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Orfoz ile Lagos balıklarının avlanması, nakledilmesi ve satılmasını 4 yıl süreyle yasaklandı. Ordu Fatsa’da Yalıköy Mahallesi Balıkçı Barınağı’nda ve Sinop İskelesi’nde de tören düzenlendi. Balıkçılar, dualarla denize açıldı. Sinop’ta Ereğli’de kurbanlar kesildi. Tekirdağ Kumbağ Limanı’ndan denize açılan ba BU BALIKLARA DOKUNAN YANDI Orfoz Lagos lıkçılar da, av sezonuna başladı. Açılış töreninin ardından, balıkçı tekneleri havai fişeklerle denize açıldı. Balıkesir Erdek’te, mehter gösterisiyle uğurlanan balıkçılar, Muğla’da da zeybek gösterisiyle uğurlandı. İstanbul’da av yasağının kalkmasıyla birlikte Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Rumeli Feneri’nde program düzenledi. Programa Bakan Faruk Çe Orfoz ile Lagos balıklarının avlanması, nakledilmesi ve satılması 4 yıl süreyle yasaklandı. Yasağa uymayanlara 1113 TL para cezası kesilecek. Bir satış yerinde, lokantada ya da teknede 10 balık yakalanırsa belirtilen cezanın 10 katı ceza ödenecek. lik, Vali Vasip Şahin ve İBB Başkanı Kadir Topbaş da katıldı. Karadeniz halk oyunları gösterileriyle başlayan programda, katılımcılara ekmek arası balık ikram edildi. Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Program Sorumlusu Dr. Ezgi Eylem Fadıloğlu da sağlıklı yaşam için haftada en az iki kere balık tüketilmesi gerektiğini söyledi. l Haber Merkezi ELBİSTAN’DA BİNLERCE KİŞİYİ HASTANELİK EDEN NEDEN BELLİ OLDU Salgında izolasyon rezaleti Elbistan’da 50 bin kişinin hastaneye kaldırılmasına yol açan norovirüs salgınının bulaştığı kuyular ile Ceyhan Nehri arasında izolasyon yapılmadığı tespit edildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, tespitin ardından kuyular ile nehir arasında su geçişini önle yecek izolasyon çalışmasına hemen başladıklarını belirtti. Erkoç, kuyularda hijyen sağlanmasının ardından ilçeye su verileceğini söyledi. Ceyhan Nehri’ni ıslah edeceklerini açıklayan Erkoç “Tabii tahmin edemeyeceğimiz bir olaydı. Bir sızdırmazlık sorunu olduğu aklımıza hiç gelmezdi” dedi. Görevden alındılar Salgınla ilgili başlatılan soruşturmada KASKİ Genel Müdürü Mustafa Altunok ile Elbistan Su ve Kanalizasyon Şube Müdürü Doğan Soner Demirci’nin görevden alındığı bildirildi. l DHA haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN rülmedi. 8) Kültür Bakan lığı Müsteşarı’yken, 1 Eylül Barış Günü dolayısıyla Rahmi Saltuk ile düzenle diğimiz resmi kon ser dolayısıyla, bir Muhbir tetikçiler kaç işgüzar polisin “Kürtçe slogan atıldı” diye zabıt tut vız gelir (2) masıyla “gösteriyi düzenleyen komitenin başı olarak” Galiba, ateist bir baba ve mutekit bir anne olan iki pedagog tarafından, uyumlu ve mutlu bir aile ortamında özenle yetiştirildiğim için, demokrasiyi özümlemiş bir çocuk olarak hayata başlamışım: 1) 29 Nisan 1960’ta, daha henüz 19 yaşındayken, Mülkiye birinci sınıfta, fakültenin bahçesinde “Yaşasın demokrasi” “Menderes istifa” diye bağırdığımız için üzerimize askerler ve polisler tarafından ateş edildi, okul kapatıldı, ben de “anarşist” olarak “memleketime” yollandım. 2) 27 Mayıs’tan sonra, fakültenin kantinine gelip bir masanın üstüne çıkarak bize “Türkçü kültür politikasını” anlatan Türkeş’in 14’ler Grubu’ndan yüzbaşı Muzaffer Özdağ’ı demokrasiye yönelik sorularla sıkıştırdığım için aşırı milliyetçi arkadaşlarım tarafından eleştirildim. 3) Birleşmiş Milletler bursuyla gittiğim ABD’den dönüp Hacettepe’nin kuruluşunda görev aldığımda, 1968 ruhu çerçevesinde, Doğramacı ile birlikte “Demokratik Üniversite” kampanyaları düzenledikten sonra, 12 Mart 1971’de bizzat Doğramacı tarafından, (kendisini aklamak için) zamanın darbeci lideri Memduh Tağmaç’a, “Kürtçü” olarak ihbar edildim; askere gitmeye zorlandım ve yine Doğramacı tarafından iftiraya uğrayarak “Sakıncalı Asteğmen” oldum. 4) 12 Eylül öncesinde, darbe söylentileri ayyuka çıktığında, tek kanallı TRT’de yaptığım “Ayda Bir” adlı çok seyredilen programda Bismarck’a gönderme yaparak, “Süngüyle her şey yapabilirsiniz ama üstüne oturamazsınız” dedim... Birkaç gün sonra Beytepe’ye giderken yanıma yaklaşan bir otomobilin içindeki bir astsubay tarafından tehdit edildim. 5) O sırada sağcılar tarafından hazırlanan ölüm listesinin başındaydım; Bedrettin Cömert katledildikten sonra, “Hedef Emre Kongar’mış, yanlışlık olmuş” diye kasıtlı bir söylenti çıkarıldı; dönemin İçişleri Bakanı rektörü arayıp, “Çok üzülüyorum, Emre Kongar’ı da öldüreceklermiş” diye ihbarda bulundu; aylarca yakın ve uzak korumalar ile yaşadım. 6) 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, Evren cuntası üniversiteleri hizaya getirmek için, öğretim üyelerini de aşağılayarak sakallarını kesmeleri emrini verdiğinde, şimdi mangalda kül bırakmayan sözde demokratlar tıraş olup kuzu kuzu görevlerine devam ederken “Sakalım, devletin değil karımın egemenlik alanıdır” diyerek istifa ettim; komünistlik ve anarşistlikle suçlandım. 7) Biri 12 Mart, öteki 12 Eylül döneminde olmak üzere iki kez Atatürk’e hakaretten ihbar edildim. Birinde savcılık tarafından ötekinde savcılık öncesinde takibata gerek gö hakkımda suç duyurusu yapıldı ve önüne Atatürk Heykeli diktirdiğim Ankara Adalet Sarayı’ndaki savcılar tarafından takibata uğradım. 9) 90’lı yılların sonunda, Cumhuriyet’teki bir yazım dolayısıyla Meclis’in manevi şahsiyetine hakaret etmekten ağır cezada yargılandım ve beraat ettim. 10) 2000’li yılların ortalarında AKP iktidarı, Cemaatle birlikte “Darbe geliyor” diye bağırırken ben çok seyredilen “Yorum Farkı” programında “Bugün darbe yaparsanız yarın bütün dünya ile ilişkiniz kesilir, elektriğiniz yanmaz otomobilleriniz yürümez” diye, darbeye karşı tavır koydum; AKP’ye destek vermekle eleştirildim. 11) Darbe suçlamasıyla asker ve sivil masum insanlar Silivri’de hapsedildiğinde, herkesin “Türkiye bağırsaklarını temizliyor”, “Kurunun yanında yaş da yanar” diye utanmadan yapılan adaletsizlikleri örtbas etmeye çalıştığı dönemde, hem de Mehmet Barlas gibi birine karşı, oradaki haksızlık ve hukuksuzlukları eleştirdim, “Jakoben Kemalist” ve darbeci diye suçlandım. 12) O arada, “Hukuk ve adalet bir gün size de lazım olacak, o zaman da yine ben size yapılan haksızlık ve hukuksuzluklara karşı çıkacağım” dedim, bunu kitaplarımda da yazdım ve bugün işte FETÖ dedikleri eski ortakları Cemaat’ten hesap sorulurken tam da bunu yapıyorum. 13) 15 Temmuz kalkışmasına karşı, Kılıçdaroğlu ile birlikte net tavır koydum; yazılarımda kalkışma için kullandığım İsmet Paşa’nın “maskaralık” sözümü anlamayan art niyetli bir politikacı tarafından da utanmadan ısrarla suçlandım... 14) Şimdi “İkinci Silivri trajedisi” döneminde de, “Birinci Silivri Trajedisi”nin sorumluları için bile, o zamanlar belirttiğim gibi, “Hak, hukuk ve adalet istediğim” için bazı muhbir tetikçiler tarafından “FETÖ’cü” olmakla suçlanıyorum... HHH Bilmem, 19 yaşımdan bugüne, 56 yıl boyunca: Öğrenciliğimden profesörlüğüme, profesörlüğümden müsteşarlığıma, müsteşarlığımdan gazete yazarlığıma kadar uzanan bir kariyerde... Sadece ve yalnızca demokrasiden, laiklikten, temel insan hak ve özgürlüklerinden, adaletten yana tavır koyarken; daha doğrusu tavır koyduğum için... Anarşistlikten Kürtçülüğe, Kürtçülükten Atatürk karşıtlığına, Atatürk karşıtlığından Komünistliğe, Komünistlikten Kemalist darbeciliğe, Kemalist darbecilikten hep karşı çıktığım Cemaatçiliğe kadar uzanarak noktalanan suçlamalar sürecinde... Bugünkü ihbarların bana niçin “Vız geldiğini” anlatabildim mi? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle