14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 4 Ağustos 2016 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Enflasyon yedi ayda yıllık hedefe dayandı Enflasyonda yedi aylık artış yüzde 4.84 ile, yıllık yüzde 5 hedefine yaklaşırken yıllık enflasyon yeniden yüzde 8.0’i aştı. Artışta gıda fiyatları etkili oldu Türkiye genelinde tüketici fiyatları (TÜFE) temmuzda yüzde 1.16 ile, beklentilerin üzerinde arttı ve yıllık enflasyon yeniden yüzde Yıllık yüzde 9’u bulabilir 8.0’i aştı. Banka ve aracı kurum Oyak Yatırım Başekono ekonomistleri ortalama yüzde misti Mehmet Besimoğ 0.70.8 artış bekliyordu. lu, “Temmuz gibi mevsim Türkiye İstatistik Kurumu sel olarak enflasyonun dü (TÜİK) verilerine göre, enflas şük olduğu bir ay için aylık yonda yedi aylık artış yüzde rakam yüksek. Bu kalemler 4.84 ile, yıllık yüzde 5.0 he deki artışta tütünde dönem define dayanırken, yıllık sel zamlar etkili oldu” dedi. enflasyon da haziranda Besimoğlu gıda fiyatların ki yüzde 7.64’ten, yüzde da Rusya’nın Türkiye’den kı 8.79 düzeyine tırman sıtladığı gıda ithalatını tek dı. On iki aylık ortala rar gevşetme beklentilerinin malara göre enflasyon de yükseliş baskısı yaratmış yüzde 7.91 olarak ger olabileceğini ifade etti. çekleşti. HSBC Portföy tarafından ya Temmuzda sigara yımlanan değerlendirme firmalarının yaptık de ise “Aylık gıda enflasyo ları zammın etkisiyle nunun yılın kalan beş ayında aylık bazda en yük mevsimsel ortalamalar civa sek artış yüzde 7.05 rında gelmesi durumunda bi ile alkollü içecekler ve tütün le enflasyonun seneyi yüzde grubunda oldu. Endekste yer 9 seviyesinde bitirebileceği alan gruplardan gıda ve alkol ne işaret ediyor” denildi. süz içeceklerde yüzde 3.15, ha berleşmede yüzde 1.38, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 1.31 ve lokanta ve otellerde yüzde 1.22 artış gerçekleşti. En çok dar gelirli etkilenecekFiyatlarınaylıkbazdadüştü YedYiılalyıkl:ık%: % 4.84 8.79 ğü tek grup ise, yüzde 4.14 ile indirimli satışların erken başladığı giyim ve ayakkabı oldu. Yıllık en fazla artış ise yüzde 19.36 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti. Aynı dönemde fiyatlar, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 12.68, sağlıkta yüzde 10.58, lokanta ve otellerde yüzde 9.96, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 9.69 yükseldi. Endeksteki 417 maddeden, Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Enflasyon ve Hayat Pahalılığı raporunun sonuçlarına göre TÜİK tarafından yüzde 1.16 olarak açıklanan aylık TÜFE’deki artış, yevmiyeli olarak çalışanlar için yüzde 1.45’e çıkıyor. Mesleğe göre aylık enflasyondan en çok etkilenenler leri Çalışanları” olurken, en az etkilenenler 0.72 ile profesyonel meslek mensupları oldu. En yoksul yüzde 20’lik kesim için enflasyon yüzde 1.48 ile en zengin yüzde 20’lik kesimin yaklaşık 0.65 puan üzerinde gerçekleşti. Gizli yoksullaşma BİSAM tarafından yapılan hesaplamaya göre, nel TÜFE yüzde 183 artış gösterirken bu oran düzenli ücretlilerde yüzde 201, 4 Nitelik Gerektirmeyen İşlerde Çalışanlar için yüzde 211, 4 Ücret ve yevmiye alanlar için yüzde 202, 4 Nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesimi için yüzde 212 oldu. En zengin yüzde 20’lik dilim için ise yüzde 197 ola 13 yıllık dönemde (Temmuz 2003Temmuz 2016) gizli yoksullaşmayı en yoğun olarak yaşayan gruplar, işteki duruma göre yüzde 10.2 oranla yevmiyeliler, mesleğe göre yüzde 9.16 ile Nitelik Gerektirmeyen İşlerde Çalışanlar, temel gelir kaynağına göre yüzde 10.3 ile diğer transferlerle geçinenler, gelir gruplarına göre yüzde 9.3 ile en yok 59’unun ortalama fiyatı değişmezken, 256’sının arttı, 102’si yüzde 1.41 ile “Nitelikli Ta 4 Temmuz 2003Temmuz rak gerçekleşti. rım, Ormancılık ve Su Ürün 2016 dönemleri arasında ge Enflasyon nedeniyle son sul yüzde 20’lik gelir grubunda yer alanlar oldu. nin azaldı. l Ekonomi Servisi ‘Satmak değil, almak zamanı’ Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, darbe girişimi sonrasında Türkiye’de oluşan ortama ilişkin yabancı paydaşlarına yönelik bir mektup yazarak, Türkiye ekonomisinin umut vaat ettiğini ileri sürdü. Mektubunda Türkiye’de 40 yıldır yaşanılan gelişmeleri anlatan Akın, yabancı yatırımcılara, “Bugün satmak değil, almak zamanı” çağrısında bulundu. Türkiye’de “ufak tefek arızi durumların dışında, terörün biteceği ve siyasi istikrarsızlıkların yaşanmadığı bir döneme” girileceğini savunan Akın, şöyle devam etti: “Türkiye, yıllık ortalama yüzde 5’in üzerinde büyüyerek, kişi başı Gayrisafi Yurt içi Hasıla’yı 2 binden 10 bin dolara taşıdı. Bu dönemde ülkemize yatırım yapan tüm yerli ve yabancı sermaye, dünya ortalama gelirlerinin üzerinde kazanç sağladı.” l Ekonomi Servisi İhracatçıdan yatırım çağrısı Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, yabancı basın ile Türkiye’deki misyon şeflerine, hükümetin yanında olduklarını anlatan bir mektup yazdıklarını, Twitter üzerinden İngilizce, Almanca ve Fransızca ‘Türkiye’ye yatırım yapan kazanıyor’ mesajı gönderdiklerini ve yaklaşık 850 bin kişiye ulaştıklarını söyledi. l Ekonomi Servisi 47 ülkenin İstanbul Başkonsolosu’nun katıldığı toplantıya Almanya Başkonsolosu katılmazken ülkeyi temsilen Bundesbank yetkilisi katıldı. ABD İstanbul Başkonsolosu Charles F. Hunter ise yorum yapmak istemediğini belirterek sorularımıza yanıt vermekten kaçındı. İbrahim Çağlar: Ekonomik köprüleri birlikte kuralım 47 ülkenin temsilcisi ile toplantı düzenleyen İTO Başkanı Çağlar, mega projelerde takvimin işlediğini belirterek ‘Gelin ekonomik, siyasal ve kültürel köprüleri birlikte kuralım’ çağrısı yaptı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, 47 ülkenin İstanbul Başkonsolosu ile birlikte toplam 69 üst düzey temsilcisinin katıldığı “Güçlü Ekonomi Güçlü Türkiye” başlıklı toplantıda 15 Temmuz akşamı darbe girişimini gerçek leştiren Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Türkiye ile birlikte tüm küresel düzeni tehdit ettiği mesajını verdi. Çağlar, sermaye sınırları aşarken terörün de küresel bir tehdit haline geldiğini belirterek, FETÖ’nün de uluslararası bir terör örgütü olduğunu söyledi. Çağlar, “FETÖ darbe girişiminde başarılı olsaydı bölgesel bir karmaşayı beraberinde getirecekti. Türkiye’nin yurtdışı ortaklıkları bu altyapı ile yok edilecekti. Demokratik kurum ve kuramlar yıkılacak, yarının belirsiz olduğu kaotik bir ortam olacaktı. Bu, pek çok ülkeyi etkileyecek derin bir bunalıma yol açacaktı” diye konuştu. Teşvikler sürüyor Çağlar, Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının terörü ve terörün kaynaklarını bitirmeye yönelik olduğunu vurgulayarak yabancı şirketlerin iş yapmalarının önünde hiçbir engel bulunmadığını, mega projelerde takvimin işlediğini, yabancıya verilen teşviklerin devam ettiğini belirtti. Çağlar, “Küresel yatırımcıların malına da bu millet sahip çıktı” ifadesini kullanarak temsilcilere, “Türkiye’den dünyaya uzanan ekonomik siyasi kültürel köprüleri sizlerle birlikte sağlayalım” çağrısı yaptı. ‘İlişkilerimiz daha güçlü olacak’ Toplantıda söz alan Pakistan İstanbul Başkonsolosu Yousaf Junaid, darbe girişimini şiddetle kınadıklarını ifade ederken, “Türkiye ve Pakistan iki kardeş ülkedir. Türkiye’nin Pakistan’da Türk halkına destek veren 240 milyon kardeşi var. İki ülke arasında ilişkiler deNicholas Kay vam edecek” dedi. İngiltere’nin Başkonsolos Vekili Nicholas Kay ise İngiltere’nin yaşananları net bir şekilde kınadığını belirterek, “İngiltere’nin duruşu nettir. Birleşik Krallık Türk halkının iradesinin yanında yer alıyor. Herkes dayanışma ve birlikteliğin neler getirdiğini gördü. İngiltere’nin Türkiye ile önemli ekonomik ortaklık ları var. Bu ortaklıklar desteklenmeye devam edecek, ilişkilerimiz daha güçlü olacak” diye konuştu. İran Başkonsolosu Mohsen Murtezaeıfar da İran hükümetinin demokrasinin yanında olduğunu vurguladı ve “İki ülke arasında ileride daha başarılı ilişkiler kurulacağı” mesajı verdi. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Darbeden sonra: Hubris ve Nemesis AKP’de temsil edilen Siyasal İslamın en büyük fantezisi başarısız darbe girişiminden sonra gerçekleşiyor. Gerçekleşmenin hızı baş döndürüyor türlü halüsinasyonlar üretiyor: “Artık tüm dünya için Obama’nın ne dediği değil; Recep Tayyip Erdoğan’ın ne dediği önemli. New York Times’ın makalesinin, The Economist’in kapağının cehenneme kadar yolu var; artık Yeni Şafak ne diyor, tüm dünya ona baksın.” Karşımızda vahim bir hubris (Tanrıların karşısında Hubrise abartılı bir kibre kapılanları, tanrı Nemesis cezalandırır) var. ‘Son aşama’ Anlaşılan, Siyasal İslamın “pasif devrim” sürecinin, tamamlanması için gereken tasfiyelere, yeniden yapılandırılacak kurumlara ilişkin kapsamlı bir hazırlık yapılmış. Ancak toplum bunların uygulamasına hazır değilmiş. Aklıma, 1998’de “Neocon”ların hazırladığı o ünlü raporu geliyor. Rapor radikal bir dış politika adımı (imparatorluk fantezisi) tasarlıyor, ancak halkın, sarsıcı bir olay olmadan bunu kabul etmeyeceğini vurguluyordu. Bu raporun yazarları Bush yönetiminde dış politika ve savunma kurumlarında egemen oldular, El Kaide sayesinde, 11 Eylül 2001’den sonra fantezilerini yaşamaya başladılar. Her fantezi her zaman bir düş kırıklığına, müstehcen (Bkz: Irak, İslamcı terör) durumlara yol açar. Onlar, bir anlamda şanslıydılar; fantezinin yaşandığı mekân ABD’den çok uzaktaydı. Türkiye’deki başarısız darbe girişimi de Siyasal İslama “pasif devrimi” tamamlayabilmesine uygun toplumsal ortamı sundu. Ne ki, bu kez fantezinin yaşandığı mekân uzakta değil, ülkenin bizzat kendisi. Bu yıkım yaratıcı değil Ünlü “yaratıcı yıkım” kavramı, planlı programlı bir sürece değil, birçok çelişkinin, dinamiğin kesişerek oluşturduğu öznesiz, ardışıl yıkımlardan ve yeni şekillenmelerden oluşan kapitalist bir sürece ilişkindir. Ekonomik krizlerde böyle bir süreç gündeme gelir. Bir siyasi iradenin, bir devletin kurumlarının kadrolarını tasfiye etmesi ya da bir ekonomiyi yıkarak yerine yenisini birkaç hamle ile kurabileceğine inanması, maliyeti çok yüksek bir yanılgıdır. Bu bağlamda, SSCB çöktükten sonra hızla devreye giren neoliberal reformların, Putin ve KGB duruma el koyana kadar geçen 10 yıl içinde yarattığı yıkım önemli bir örnektir; beklenen yaratıcı aşama da gelmemiştir. Darbe girişiminin ardından, AKP insan haklarını askıya aldı, o güne kadar tam olarak egemen olamadığı kurumların içini hızla boşaltmaya, egemen olamayacağını düşündüklerini de yeniden yapılandırmak üzere yıkmaya başladı. Bu noktada sürecin iki boyutu böyle bir yıkımın çok büyük sorunlar yaratacağını gösteriyor. Birincisi, yeniden yapılanmanın (eğitim kurumlarına, güvenlik istihbarat aygıtına verilen özel önemden görüldüğü gibi) Siyasal İslamın iktidarına uygun “yeni insanı” yaratmayı amaçladığı anlaşılıyor. İkincisi, Türkiye kapitalizminin birikim süreci, üretim tüketim yatırım için gereken talep; ihracat için gereken girdiler açısından uluslararası sermayenin mal ve fon akımına bağlıdır. Bu bağların tüketici beğenilerine, yatırımcı davranış ve beklentilerine ilişkin kültürel koşulları, ait olduğu bir uluslararası güvenlik sistemi vardır. Birinci ve ikinci boyutların arasında uyum sağlanması, en iyimser ifadeyle uzun karmaşık bir değişimler sürecini gerektirir; gerçekçi bir ifadeyle, aslında olanaksızdır. Bu yüzden devlet terörüne, “sivil orduların” operasyonlarına hedef olmaya kendimizi hazırlayalım. Suudi Arabistan, İran gibi büyük mali kaynaklara sahip olan ülkelerin egemen sınıfları bu uyumu başaramadılar, şimdi ister istemez, büyük riskler alarak, o kültürel koşullara açılmaya başladılar. Onlar dönerken AKP o tarafın imkânsız ufkuna yelken açma telaşı içindedir. Telaş hız değildir: en fazla “Hubris”in ardından Nemesis’in gelişini hızlandırır. Bankalardan altı ayda 19 milyar lira kâr Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haziran ayına ait konsolide olmayan verilerine göre, bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü 2 trilyon 477 milyar 259 milyon liraya yükselirken, sektörün aktif toplamı, geçen yılın sonuna göre 119 milyar 827 milyon lira artış gösterdi. Böylece sektörün dönem net kârı, yılın ilk yarısında 19 milyar 33 milyon lira olarak gerçekleşti. Haziranda en büyük aktif kalemi olan krediler, 1 trilyon 570 milyar 423 milyon lira, menkul değerler 329 milyar 679 milyon lira olarak hesaplandı. Geçen yılın sonuna göre, sektörün aktif büyüklüğü yüzde 5.1, krediler yüzde 5.8 ve menkul değerler yüzde 0.5 arttı. Bankaların kaynakları içinde ise en büyük fon kaynağı durumunda olan mevduat, geçen yılın sonuna göre yüzde 5.3 artışla 1 trilyon 311 milyar 707 milyon liraya yükseldi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle