Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Perşembe 4 Ağustos 2016 6 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ FETÖ’cü darbe girişiminin on dokuzuncu gününde görünen odur ki, AKP iktidarı kendisini güvence altına alma amacıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini bir yana koymayı anayasayı yok sayarak sürdürüyor. Din ağırlıklı bir rejim oluşturmak amacıyla, Fethullahçılar ve demokrat olmayı sadece asker düşmanlığı yapmakla sınırlayanları kullanan AKP iktidarı, gelinen aşamada kanun hükmünde kararnameler yayımlayarak devlet yapısını değiştirmek için bu kez FETÖ’yü kullanıyor. HHH Darbe girişimi, AKP’lilerin öve öve sunduğu Osmanlıcılık sevgisinin kapsamını da ortaya koydu. Birincisi tarihi(!) Topçu Kışlası, ikincisi de KHK ile Jandarma’da, Osmanlı dönemindeki gibi sivil (mülkiye) paşaları oluşturmak. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı çıkan Osmanlı artığı ayaklanmacıları övmeyi bile unutmuş görünüyorlar(!). HHH Osmanlıcılığı, oy almak için araca dönüştürmelerinin içten olmadığını kanıtlayan somut kararlar alınıyor. AKP Türkiye’yi Değil Kendisini Güvenceye Alıyor... Örnek olarak askeri okulların kapatılmasını gösterebiliriz. Cumhuriyet döneminde kurulan Hava Harp Okulu dışındaki askeri okulların hepsi, adlarının başına “Han” sözünü ekleyerek görünüşte yücelttikleri Osmanlı padişahları tarafından kurulmuşlar. Kuruluş sırasına göre özetleyelim. Deniz Harp Okulu: 3’üncü Mustafa döneminde Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafında 1773’te Kasımpaşa’da Tersane’deki bir kalyonda öğretime başlamış, 22 Ekim 1784’te Mühendishanei Bahri Humâyun adını almıştır. Kara Harp Okulu: 1834 yılında 2’nci Mahmut döneminde Mektebi Harbiye adıyla oluşturulmuştur. Kuleli Askeri Lisesi: 2’nci Abdülmecit döneminde 21 Eylül 1845’te Maçka Kışlası’nda (Taşkışla) eğitime başlamıştır. Harp Akademileri: Mektebi Erkânı Harbiye adıyla 2’nci Abdülmecit döneminde 1848’de açılmıştır. Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA): Gülhane Seririyat (Klinikler) Hastanesi adıyla Ulu Hakan (!) 2’nci Abdülmamit’in doğum yıldönümü olan 30 Aralık 1898’de törenle açılmıştır. HHH AKP’nin öncülü Demokrat Parti’nin lideri Adnan Menderes, 1956’da başlattığı İstanbul’un İmarı Hamlesi’nde nasıl 84 tarihi ve dini binayla Mimar Sinan yapısı camileri yıkmışsa, ardılı AKP de 2016’da, kendi geleceğini güvenceye almak için Osmanlı’dan kalan kurumları yok ediyor. Hem orduya bilgili komutanların yetiştirilmesi hem de kapatılan okulların bina ve bahçelerinin ranta açılması konusunda endişeler var. Bu kurumları dinci yapılandırmadan arındırma gerekçesinin, siyasallaştırılmaları için kullanılacak olmasının doğurduğu endişe de cabası... HHH Bu yazıyı, Olağanüstü Din Şurası’nı televizyondan izlerken yazıyorum. FETÖ’nün yaptıklarının yeni keşfedilmiş olmasını yansıtan cümleleri, özellikle de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “başarılarından ötürü kutlanmasını” dinlerken neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Vicdansız savunma‘ENVER ARPALI, Çamaşır ipi vermesek çarşafla intihar edecekti’ Adalet Bakanlığı’nın, itirafçı savcı Ferhat Sarıkaya’nın Van’daki soruşturmasında tutuklanan En ver Arpalı’nın cezaevinde inti har etmesiyle ilgili AİHM’ye vahim bir savunma gönderdi ği ortaya çıktı. Ba kanlık, Arpalı’nın intiharında cezae ALİCAN ULUDAĞ vinin verdiği çamaşır ipinin kullanılmasıyla ilgili ola rak, “Çamaşır ipi vermesek, kendisi çarşafla inti har ederdi. Bunu öngöremezdik” savunması yaptı. Van 100. Yıl Üniversitesi’ne yö nelik 2005’te tutuklanan Genel Sekreter Enver Arpalı, cezaevinde intihar edince ailesi hukuk mü cadelesi başlatmıştı. Arpalı aile sinin açtığı tazminat davası red dedilmiş, intihar olayına iliş kin soruşturmada da takipsiz lik kararı verilmişti. Bunun üze rine Enver Arpalı’nın ailesinin avukatları Turgut Kazan ve Aslı Kazan, AİHM’ye başvurmuştu. AİHM, 23 Şubat 2015’te Türki ye Cumhuriyeti Hükümeti’nden savunma istedi. Hükümet adına AİHM’ye sa vunma gönderen Adalet Bakan lığı, 6 Ağustos 2015’te gönderdi ği savunmada, Enver Arpalı’nın 11 Temmuz 2005’te tutuklandı ğı, 19 Eylül 2005’te ise cezaevi yö netiminden iki adet çamaşır ipi talebinde bulunduğu belirtildi. Arpalı’nın 13 Kasım günü kendini asarak intihar ettiği anımsatılan dilekçede, cezaevi yönetiminin bu ölümde bir kusurunun olmadı ğı iddia edildi. Arpalı ailesinin, in tihar olayında cezaevinin verdiği çamaşır ipinin etkili olduğu suçla masına yer verilen dilekçede, ça Van 100. Yıl Üniversitesi Genel Sekreteri Enver Arpalı, eşi ve kızı ziyarete geldiğinde cezaevinde bu fotoğrafı çektirmişti. maşır ipi verilmesinin intiharı kolaylaştırmadığı öne sürüldü. Dilekçede, “Hükümet, tutuklu ya da hükümlülerin çarşaflarını ya da giysilerini yırtarak ipe dönüştürmek suretiyle intihar edebildikleri gerçeğini mahkemenin dikkatine sunar. Bu bağlamda hükümet, ip verilmesinin intihar olayını kolaylaştırmadığını ve riskin öngörülebilir olduğunun kabul edilemez olduğunu belirtir” denildi. Daha fazla acı Her insanın cezaevinde tutulduğu süre içerisinde bir miktar sıkıntı ve acı yaşadığı savunulan dilekçede, şu ifadeler kullanıldı: “Başvurucuların bahsettiği gibi, akrabaları bu durumu kültürel ve sosyal yapı itibarıyla biraz daha şiddetli yaşamış olabilir. Fakat hükümet bu durumun başvurucuların akrabasına yönelik aşağılayıcı ya da onur kırıcı sıra dışı bir davranıştan kaynaklanmadığını belirtir. Başvurucuların kötü muamele iddialarına ilişkin olarak Türkiye hükümeti, hükümlü ve tutukluların cezaevi koşullarına uyum sağlaması ve depresyon yaşamaması için psikolojik yardım aldığını vurgular.” l ANKARA Dursun Arpalı 11 yıldır ağlıyoruz itirafçı diye kurtulmasın Van Yüzüncü Yıl Üniversite si Tıp Fakültesi’ne 25 milyon dolarlık malzeme alımında yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açılan davada dönemin Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ile tutuklanan ve cezaevinde intihar eden Enver Arpalı hakkındaki davayı da cemaatin yönlendirmesiyle açtığını itiraf eden savcı Sarıkaya, mağdurların tepkisini çekti Enver Arpalı’nın kardeşi Dursun Arpalı, yaşananlara isyan etti. 11 yıldır ağladıklarını belirten Arpalı, “Ağabeyim defalarca sağlık probleminden dolayı tahliyesini istedi. Dilekçelerini okumadan reddettiler. O iddianameyi hazırlayan, yurtdışına giderek FETÖ’den para alan adam şimdi kalkmış itirafçı olmuş. Adam biraz utanır. Geçmişte bu savcının girdiği davalar hepsi incelenmeli. İtirafçı oldu diye kurtulmak yok” dedi. Ferhat Sarıkaya’nın ceza alması halinde biraz olsun vicdanının rahatlayabileceğini anlatan Dursun Arpalı, her gün ağabeyinin fotoğraflarına baktığını ve o dönemde çıkan gazeteleri defalarca okuduğunu söyledi. l DHA O savcı teslim oldu Amirallere suikast soruşturmasını yürütürken Yarbay Ali Tatar’ı ikinci kez ifadeye çağırıp intiharına yol açan dönemin özel yetkili savcısı Süleyman Pehlivan, İzmir’de teslim oldu. Tatar’ın cenazesinde gözyaşları içerisinde haykıran eşi Nilüfer Tatar, “Eşimin katili sensin Süleyman Pehlivan” diye seslenmiş, Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar da geçen günlerde yaptığı açıklamada, “Teslim ol. Adil yargı karşısında hesap vermeni istiyoruz. Sana haksızlık yapılırsa karşısına dikiliriz” demişti. İaflaındaecsai kAnkara’da Pehlivan’ın, İzmir’deki işlemleri tamamlandı. Pehlivan, ardından soruşturmanın yürütüldüğü Ankara’ya gönderilmek üzere Adnan Menderes Havalimanı’na götürüldü. Pehlivan’ın ifadesinin Ankara’da alınacağı açıklandı. Tatar ailesi Pehlivan’a yine Cumhuriyet aracılığıyla seslendi: SarıkayTaaksigmibbirileitstiirradifYÜZBİnLeRHAYKIRDI: ne DARBe ne DİKTA Türkiye’nin demokratik güçleri CHP’nin çağrısıyla darbeye karşı birlikte mesaj verdipAzARTESİ 25 TEmmuZ 2016 92. YIL SAYI: 33164 KURUCUSUYUNUSNADİ(19241945) BAŞYAZARLARI NADİRNADİ(19451991)İLHANSELÇUK(19922010) FİYATI 1.5 TL (KDV içinde) KKTC’DE 2 TL et HER GöRÜş vARDI AYKUT KÜÇÜKKAYA Amirallere suikast soruşturması kapsamında ikinci kez C“shhtkgtirdCyeiikheaüıa”naiunptyçztPrmgivmüoı”dbkb’dreknniaes”haietdrürlyiirsudonı“endneaa”regDmgeğy,idkaddyiaşı“ınoniazedeülrY.kirddlbtazğAakaşreaeevişrıapaK”nyneıayttTa,ePıislaü“rD“alkeıtdDtkHzikndıeilıkla,aseiembğdhğrisrirıitımbşbiaeon.lmtıienleklür’khedydrliörlriaeaeilarkülk gözaltına alınmak istenirken ka vnrlmcAeüaailmezkitnekTnebnstaeuoiatrfbnlayidrüuuröaı’lynnğlrkalıdeieat“aiselbBiagntcuvueietlclsikiaşhılemsiaSomokrrüaridyllueodeudalşyed,ctemuunangrk.eiamYdYsnyeıaaaanrPrryşsıbbezıaeaha”yyyylaüiCumhurbaşkanı ayırdıKILIÇDAROĞLU ELEşTİRECEK Tzıantdara’nın, deüşni N, “i7lüyfeılrdTırabtaurg’ıünnaüğ ClDşşieliıuaitmşyvmBkaieaiptphnhiıaluçkmrmealraleıbiBşmsuvtaaıleejrşlne”aKdKtrdeıealirvnıyçendedKrerıeaıemcElrkıoeroçkğdbdkl.oaaru>ğşar>’okantEiğnaRuklnD,uSsEBl,ıimaiks“nrtGDaesaÜyamilsiL’rateb1Ye1’eddımkleagdaivirınrereiıtme,ttDi.ev mANİFESTO mGlTonıkçaeaidknuntasedliarilnumorBgdğvaalMeduşnkea,aloa1naknn0inofaıednmyKsautaeaoşbdmlsadudunaıle.’ulnlCKiKukHııP liodmkınlçaüuaodşmnrkaısmcrrlaıaüoı,sğdzoyillüyöausrizuş, gagvn“müKee,trhinilmtrüeaamrklmrizçevğuıükai,sntldaeebenyoürcumuzdur” dedi. >>1a’da İzLENİmLER Saray’daki liderler zirvesi için HDP yönetimine çağrı gitmediCcHDynçeuaöıeDğynzmmPioük’lrimnhiredotiusanelyimşrrmodl,leaBı“ulrşseHanlırzaDşaiTinnrKPügmviriaegtrkaesimnsibmiyııieinesçytE’aiiodelrnptecdeeleHoduspğğeoDmkianrnPinuui’gbnnybgöielröusaastççgsretaiııüezrnlğnergsrkinioıydnoryoSüilunraaezn”pyledamdnykhıeşlaoaaedlşldatyiaatı.eiy.n Demirtaş PsH“kabiÜakaiDorbzşrPlüapedl’mtlyauüairekıyrtm,liükaaydmişeriaşazınirnd”ssbtıeıadeğlohdyiıyöeamnefectkıunıerzke.elnoabŞtdntiubüuaruiçnyarşdüdntöDknuunasec.ğeırmü>urşm>anıibmrddudüAtaeauyHsnşrdümö,ubekyUEşğilTrrpeisLdlyasIeiCozererAğt.rçgiLeaDiiImlkn1ae1’’rdmırbneeieş TAKSim’DE ‘AnAHTAR’ mEYDAnA ÇIKTI >>TAYFUN ATAY 11’de mTOüPEBZAZiŞnAOLğALnuAVE giRmEDi >>mİYASE İLKNUR 11’de HABER VE FOTOğRALAR >>SİBKEALABNAHSAÇĞETAENpAE,KS, ECYAHNAENRAOvKşAR, ASKERİ LİSEDE GöREvLİ ASKERLERİN İFADELERİ ittrTorFbsaıııneearmneykr.tuıaahaSliiirtiaüçştyal’itılıelovrnekenSarsdaydiafaiirnmyruğğeıeılaimddakmbseenua”uedrayyP,yssçigaygöıeliunaozebhAlrarlrilaıehuriçryvrbemmyıiaankaorned.ğlıldte,öU’laaıar“kTmmiçSndüanmatcaatlıavdoılıarcşrüı. ARVSACEiCSğIYDi.m.AA. EnnIn Baidzainlettikiasmtiydoeruğzil K‘vuCnldhTTuılaeaaareudutnkmmlabainkrsKurm’hıbnaoelauueuvdmmirlnzcaeigy’mırudsiyieSrtivauaiaütş1eşk5“nliaemttraıdrTuelyaaiei.snmcmlmiiınamlaımğnakıoruyPadlzler”aı’anhdçr2dlaaıi5vakğbanirunıkslu’aaınnKurtulmuş: olur. Bu kendi hayatı açısından Af örgütü: Tecavüz var Kendisinin en adil şekilde yargıSuikastlar olabilir rdiaylyeepnai ybliarşbtıa.ş“lTaensglıiçmoolul.rS” asnözalehu ctainr,inyeitnksialinlei rvee, h“Suokruukşituorlmmaassıünrıe leannamğaırsıcneızna,yaammaakhakruşımlığeıdnilemysee ,BmoilTşçilaarüaialncrşbneakiBrpklKi.iarylrUuoae.Krvrl’Muyt.aouiYskenlliaaymazbsdrYouyaaalaşeornnr,ancdles“auıtıSırmmyıuksaciebiutykıyöılsaralelıaısmsmnNçetlaetaucatklbeırıyiı kuksuzluk yapılırsa önce karşısı bütün yetkililerden bekliyorum. sinin takipçisi olacağımızı da birkorkutabilirler”dedi.>>4’te Deniz Yarbay Ali Tatar’ın eşi Nilüfer Tatar ve kızı Gökçen 7 yıldan bu yana sorumluların yargılanmasını bekliyor... Afirlai Triastaavrc’ını Paeğhalbiveayni’aAçhamğerıtyTaapttaı r YarbaY Ali Tatar, Ergenekon sürecinde “dönemin generallerine suikast girişiminde bulunmak”la suçlanınca intihar Süleyman pehlivan etsmemsutışetzbaaiinl,.munısksVni”oPnedvred”daeuhiadyş“hltiioBmuyuvrakaerednmnukusa’ke.aayssCn“luaeıeKpnznnolıamuslcazağanievumşcttbikııöu.snraıelhkSdnaaüıikrtnliaeldiye Savcı Pehlivan bugün darbe girişiminin firari zanlılarından biri. Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, Pehlivan’a “teslim Ahmet Tatar ovmkdmleai”akalelçkkiaklaairldğrnıiienryzıoğos.dlirıBulı:,şyri“aızsaSndiapmadaınöaylenanobtcirihiyenruekşyktieaeumyrrkşiiyniızsauiıöpnbyçmgauaulablmlyiazaası.” >> AYKUT KÜÇÜKKAYA 6’da Darbe girişimi sonrası yaşanan gözaltılara ilişkin kaygı verici açıklama AKp İDAm ARAYIşINDA ihriddiünaakdmümemcçceaeezltzıaiş,asıasıynnıonıarnıy. yAageseKnarPiiddy,eeesğnudiçşogiğütkarnlunidğıiemişmflıoenertıimgldeeüebtlğiilrlieeeşrcntiierüAğeziKrneePikn üzerinde duruyor. >> EmİNE KApLAN 5’te UşldğmttaieeaulmrecminıUrarniunklvSedeeiüllaarnlzziçaenilüıarenrkeinrrsnladimaandaırdnnredaıaader.hgluaÖSaaütnzurkırvıgtlkAebnuaünaadfrltlaşiıaÖüdllniiaınorrhlğyglalkırdaaüraasunıltplnanüğeogvı,urdtröuiTlauizanyüşynaruakraldbkpltekdaıuıinl,yudvldcgue.aeeı’ö>nlğd>hgyzıde5anaaöu’ttlandtetaaı rbe giri 1y5eTrleemrdmeunzb’diraikİsi tdaanrbbuel gÇierinşigmeilnkdöey’ednekkiaKnulıleolliaAyslakreınriyLaisşeansidoığlmı uştu. KnavKadmiasuıon.rlmdal”SynaeoudanlrletşagainardunıniAömlsıdnesuMırükgğetleüöıakdrrrmgüiesdeğLyeaıcüşliimesmanÇyerlüıaesıskniçigi’rzlnaıöıikikndşz,akçelöereıinı’rgnrnllüödeöıhnrınrnkeâdüüvdklezanaineyrmehıag3nalspei6ıeaksl’srenosdöinınfyieaitr.rludaveOlteeuykullrareeekiuynnrnlniagded”bneiralüdldcereyıeebrr.südi,e>ni>kiAğge“6stibi’“ndarkiHiatrieşbaarikimiykkaLdtatialiitisre BFAAİNzKUAYLAARRIASI Gkbfmrıaaaürannsbm,aıkaftBaarşblivüüaziullrekearınrmrdevttaıkaeTrrmmübTkefairaecelganagdirrkiirbıeciçtişkiai,Byomğonaılriulnaisunda uyardı. >> 8’de 1B0A0YmRAİLKYOSANTILDI DhTrheaüaaklrfrktokaırbndbeaaasryogt1ırki0şraa0iğsşğaıimamğimiilinlanyanmoeldanekıts.ıbaniBraidişylraeırak satışı yapıldı. >> FIRAT CEm KARATAG 9’da C MY B na biz dikiliriz” sözünün arkasın Kötü muamele ile hukuksuzluk kez daha tekrar ediyorum” diye da olduğunu söyleyen Ağabey Ta ile bu çeteyi ödüllendirmeyelim. seslendi. l İSTANBUL İlk büyük saldırı, Fenerbahçe Cumhuriyeti ve 2. şike yasası üzerinden (1) Cumhurbaşkanı dün milletten özür diledi, Gülen’e yardımcı olduğu için. Ne desem bilmiyorum, ama gerçekler yıllardır yazılıp çiziliyordu. Burada Gülen’in iktidara yönelik büyük saldırılarına yer vereceğim özetle. Anımsatalım, çünkü askeri kalkışma, bu saldırıların sonuncusuydu! Gülen terör şebekesinin, devlet içinde iyice yerleştikten, Emniyet, Yargı, Ordu vb. içinde önemli mevziler elde ettikten sonra, kendisine büyük bir güvenle hareket ettiğini görüyoruz. Ve RTE ile ilk politika farklılaşmasını saptadığım tepkiyi, Mayıs 2010’da Mavi Marmara gemisinin Gazze’ye gönderilmesinin ardından patlayan olayda gördük. Gülen, RTEiktidara yönelik şöyle dedi: “Otoriteye karşı geldiler, İsrail ile anlaşmalıydılar, yanlış yaptılar...” ‘Yol ayrımı kaçınılmaz...’ O andan itibaren aslında iktidarda iki farklı siyaset ve gövde olduğu netleşti. Gülen, bir iktidarı ele geçirme iddiasıyla, kesin ortaya çıkmıştı. 6 Haziran 2010 tarihli yazımda “Gülen, AKP ile giderek yol ayrımına gelecektir. Kaderleri farklıdır ve herkes kendi kaderini kendi çizmektedir” saptamasıyla perde açılacak ve askeri darbe girişimi ile de kapanacaktı. İsrail konusunda bu farklılık dikkat çekmedi, ikisi arasında büyük ittifak vardı ve aynı yıl, yani 2010 Eylülü’nde Anayasa Referandumu ortaklığı vardı... Unutmadan: 2007’de büyük ittifak, Ergenekon uyduruk davasını ateşlemişti ve 2010 Ocak ayında da, operasyon gazetesi olarak kurulan Taraf adındaki şey, Fatih Camii’ni bombalayacaklardı zırvalığıyla Balyoz davasını başlatmıştı. Eylülde “başarılı referandum” operasyonuyla yargıyı, özellikle de özel yetkili savcı ve mahkemeleri, yüksek yargıyı da epey ele geçiren Cemaat terör örgütü, bu tarihten itibaren, devlette ve toplumda kendi “kişisel büyük tarihini” yazmaya, inşa etmeye koyuldu. Güç var, ama halk desteği yok İlk ayrılık, RTE ve hükümetine karşı ilk büyük saldırıyı, şike operasyonu ve özellikle de ikinci şike yasasıyla gerçekleştirdi. Hedef Fenerbahçe ve RTE iktidarıydı. Tatışmanın Anatomisi kitabı, bu operasyonun siyasi ve toplumsal nedenleri üzerinde epey duruyor. Buna girmeyeceğim. Fenerbahçe Cumhuriyeti’ne büyük operasyon, Meclis’te ağır bir şike yasasının kararlaştırılmasıyla sonuçlanmıştı, 2011 başları. Ama toplumdan gelen baskılar üzerine siyasi partiler anlaşarak cezaların hafifletilmesi için an laştılar. Cemaatin, iktidara karşı ilk bü yük kıyameti koparması, bu ikinci şike yasa tasarısına karşı açtığı büyük kampanya ile gerçekleşti. Cemaatin halk katında zayıflığı burada ortaya çıktı. Evet Yargı ve Emniyet güçleri ellerindeydi ama yüz binlerce Fenerbahçeli “Cemaat akıllı ol, FB ile uğraşma” pankartları altında savaştı. Cezaların hafifletilmesi ve Gül’ün vetosu Cemaatin büyük aleyhte kampanyası bu kez şike cezalarını hafifleten ikinci yasanın reddedilmesini hedef aldı, ama sonuç da verdi: O zamanki Cumhurbaşkanı Gül, 7 yıllık döneminde ilk kez bir yasayı, ikinci şike yasasını reddedecek ve Meclis’e geri gönderecekti. Cemaat yazarları, ilk kez büyük bir açıklıkla RTE ve AKP’yi hedef alan yazılar yazmaya başladı. Mesela bugün saf değiştiren Hüseyin Gülerce (AKP’yi idam sehpasına çıkartıyordu), Taraf yayın yönetmeni Ahmet Altan (AKP’yi mafya aşkı ile suçluyordu) ve diğerleri... Bu, müttefikler arasında başlayan büyük savaşın da ilk işareti oldu. RTE emir veriyor: Aynen geri gönderin! RTE ameliyatlıydı, susuyordu ve evinden olan bitenleri seyrediyordu. Gül’ün vetosuyla, Meclis’te cezaları hafifleten yasanın iptali yönünde kampanyalar arttı. Hükümet içinde, Arınç, Yazıcı ve diğerleri ve önemli bir milletvekili grubu bu yönde açıklamalar yapmaya başladı. Hükümet ve AKP yarılmıştı ve Fetocular başarıya ulaşmak üzereydiler. RTE, son anda harekete geçti, partiye ve hükümete emir verdi, cezaları hafifleten yasa aynen Gül’e geri gönderilecekti! Ayrıca bir emir daha verdi, yasa değişikliği ile Gül’ün ikinci kez seçilemeyeceği kararlaştırıldı. Bu yasa geçmez, diyen Arınç, çark edecek ve “büyük bir siyasi hata” yaptığını söyleyecekti! (her zamanki gibi!) Yalnız olduğunu gördü! RTE, bir emirle hükümeti ve partiyi toparlamış ve FETÖ saldırısını savuşturmuştu. Ama şunu da görmüştü: Partisi ve yakın arkadaşları FETÖ’nün etkisine çok açıktı... Gül’ü de harcaması esas böyle başlamıştı. Ve şunu da gördü: Aslında yalnız ve tek başına bir adamdı! Sallansa, karizmasının hızla çizileceği ve sallanacağı bir ortam vardı! (Bu ilk saldırının sonuçları, kitabın ilgili konusunda genişçe var.) Pazar’a: Durmaksızın ikinci saldırı geliyor! Dink cinayetiSavcılık suikastı darbe girişimine ilk kurşungiden süreçte başlangıç eylemi olarak niteledi Agos Gazetesi Genel Yayın Yö rolünde sapkın dini inançları refenetmeni Hrant Dink cinayeti rans alınarak başka bir düzen getirne ilişkin soruşturma kapsamında mek, yasama, yürütme, yargı ve dicinayetin tetikçisi Ogün Samast’a ğer tüm devlet kurumlarının silahlı nezaret, yardım ve iştirak ettiği be kuvvetler ve emniyet teşkilatını delirtilen Uzman Çavuş Abdullah Dinç netimlerine almak için şiddet içeren tutuklandı, eski Uzman Jandarma bir başlangıç eylemidir” denildi. Yavuz Bozca ise yurtdışı çıkış yasa Tutuklanan Uzman Jandarma Bozğıyla serbest bırakıldı. Bozca dün ca ifadesinde, “Dink cinayetinin FEsavcılığın itirazı üzerine tutuklandı. TÖ/PDY üyelerince organize edilİlk kez jandarmanın tutuklandığı so di ve darbe girişimi temelleri bu ciruşturma kapsamında savcılık tu nayetle atıldı. Kişisel kanaatimi betukluluğa sevk yazısında, Dink cina lirtmek gerekirse, bu cinayet FEyetini darbe girişimine giden süreç TÖ/PDY’ye mensup kişilerce orgate atılan “ilk kurşun” olarak niteledi. nize edildi ve cinayetin işlenmesine Soruşturma savcısı Gökalp Kökçü, göz yumuldu. Bu cinayet sonrasında şüphelilere ilişkin tutukluluğa sevk Ergenekon ve Balyoz operasyonları yazısında bazı tespitlere yer verdi. Fetullahçı yapı tarafından yapılarak, Sevk yazısında, “Hrant Dink Cinaye ordu ve emniyet içerisindeki birti, CIA gibi yabancı devlet istihbaratı çok kişi tasfiye edilerek yerlerine de kontolünde bulunan meczup silah kendi yapılanmalarına mensup kişilı terör örgütü lideri Gülen’in kont ler getirildi” dedi. l İSTANBUL Büyükanıt’tan Şemdinli savcısına yanıt Şırnak’ın Şemdinli ilçesinde Hakkın er ya da geç yerini bulacağı 2005 yılında Umut Kitabevi’ne nı söyleyen Büyükanıt, “Yıllarca aile yönelik düzenlenen bombalı saldı fertlerimle birlikte bizleri yerden ye rıya ilişkin iddianameyi hazırlayan re vurdular. Asla, hak etmediğimiz savcı Ferhat Sarıkaya’nın cemaatin iftiralarla suçlandık. İşte, bunları da talimatıyla dosyaya ismini ekledi kendileri şimdi itiraf ediyor” dedi. ği eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, “Gerçeklerin ortaya çık Büyükanıt, Fikret Bila’ya konuştu. ması beni mutlu etti” dedi. C MY B