14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 4 Ağustos 2016 Hainler Mezarlığı Bir demokrasi nöbetinde konuşan belediye başkanı Topbaş, “Feto’nun asker kisveli teröristlerinin geleceğimizi karartmalarına izin vermediniz... Bir tanesi bugün Vatan Hainleri Mezarlığı’na gömüldü... Bu millete ihanet edenler kabirlerinde dahi rahat edemezler” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı da darbecilerin cenaze dualarının yapılmayacağını açıkladı. Bunlar, herhalde bundan sonra kalkışacaklar korksunlar diye tasarlanmış önlemler olmalı. Ancak bu konuda ciddi sorunlar var: Bu mezarlığa gömülen sonsuza dek orada mı kalacak? “Hainler Mezarlığı’na” gömülenlerden bazılarının sonradan hain olmadıkları saptanırsa ne yapılacak? Anımsayalım: Yassı Ada duruşmalarında başbakan ve iki bakanımız, devlet aleyhine cürüm işledikleri ileri sürülerek idama mahkum edilmiş, yaşamlarına son verildiğinde Yassıada’nın ıssız bir köşesine gömülmüşlerdi. Ancak 29 yıl sonra TBMM kararıyla Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın itibarları iade edilmiş, mezarları İstanbul’da hazırlanan bir anıtmezara taşınmıştı. Ardından da isimleri, hava meydanlarına, caddelere verilmişti. Kim, niçin, ne derece haindir? Böyle bir girişimden önce bir hain sınıflaması yapılıp kaç derece hainin bu mezarda kaç yıl kalacağı saptanmalı. Başbakan, 15 Temmuz’un yani bu ayaklanma tarihinin bayram olarak kabul edileceğini söyledi. Bu da “geçmişten ders alınsın” düşüncesiyle atılan bir adım olmalı. İleride genç kuşaklar bu bayramın önemini kavrasınlar diye eskiden kentlerimizin düşmandan kurtuluşlarını anarken yaptığımız gibi gösteriler de düzenleyecek miyiz? O törenlerde kenti kurtaran kuvayı milliyecileri düzgün üniformalı kalpaklılar, işgalci Yunan askerlerini de ve üstü başı dökük kıyafetler giydirilmiş, genellikle belediyenin temizlik işçilerinden seçilmiş kimseler temsil ederlerdi. Bayramın kutlandığı alanda toplananlar kuvayı milliyecilerin düşmanı nasıl tepelediğini seyreder, tarihten ibret alırlardı. Yalnız biz şimdi bunu nasıl yapacağız? Hain dediğimiz bizden, kurtarıcı saydıklarımız da öyle! Çetrefillik bunlardan ibaret değil: Tarihe baktığımızda çok eskiden beri kahramanların gömüldüğünü, hainlerin ise gömülmeyip ortada bırakıldıklarını görüyoruz. Sofokles’in Antigon oynunda (MÖ 400) bu gerçek yansıtılır: Bu oyunda Antigon, kız kardeşine, “Kral Kreon, yalnız birini gömüyor ağabeylerimizin/ Öbürünü gömütsüz bırakıyor/ aşağılamak için... Kardeşimizi böyle leş kargalarına peşkeş çekecek” der. Öyleyse özel bir mezarlık yaptırıp hain bellediğimizi oraya mı gömmeli yoksa bunları gömmeyip E5 karayoluna vb. mi bırakmalıyız? Ölmüş gitmişin ardından kötü kötü söylenene rastlıyoruz. Eski atasözleri bu tutumu doğrulamaz: Hâlâ dolanımda (=tedavülde) olan, sık tekrarlanan eski bir Roma atasözü, “De mortuis nihil nisi bonum” der, bizde “ölenin arkasından kötü konuşulmaz” dendiği gibi. ŞANS TOPU 01, 04, 09 11, 26 + 08 5+1 BİLEN: 317 bin 550’şer TL (2 kişi) 5 bilen: 3 bin 969.35’şer TL 4+1 bilen: 329.55’şer TL 4 bilen: 32.55’şer TL 3+1 bilen:19.75’şer TL 3 bilen: 4’er TL 2+1 bilen: 6.05’şer TL 1+1 bilen: 3.40’ar TL 04 AĞUSTOS 2016 SAYI: 33174 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.12 04.02 04.32 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.56 13.17 17.09 05.43 13.02 16.52 06.09 13.25 17.12 Akşam 20.26 20.08 20.27 Yatsı 22.01 21.40 21.57 yorum 13 Çözüm sürecini bitiren “suikast” olarak akıllara kazındı 22 Temmuz 2015’te Ceylanpınar’da iki polisin evinde öldürülmesi. Polisleri öldürdüğü gerekçesiyle 7 kişi bir yıldır tutuklu, iki kişi ise tutuksuz yargılanıyor. Soruşturma dosyasına konulan gizlilik kararı tam 9 ay sürdü. Tutuklu sanıklar işkence gördü. Uluslararası Af Örgütü işkenceye karşı imza kampanyası bile başlattı. Sanıkların aileleri ve avukatlar ise tam bir yıldır cinayetin arkasında başka bir planın yattığını anlatmaya çalışıyor. Özellikle de darbe girişimi sonrası yaşanan gelişmeler davaya başka bir gözle bakmak gerektiğini ortaya koyuyor. Neden mi? Hadi sondan başlayalım... Polisleri öldürmekle suçlanan 7 kişiden bazıları için tutuklama kararı veren hâkim Nurettin Bulut, geçen günlerde FETÖ operasyonunda gözaltına alındı ve tutuklandı... Bu işin bam teli. Ama o kadar çok soru işareti var ki, hepsini peş peşe sıralamak gerekiyor. Polislerin öldürülmesinden bir gün sonra dayılarının taziyesinden dönen Sedat A. kuzeni Hasan A. ve arkadaşları Mehmet Naci Y, Ramazan ve Kadir’in içinde bulunduğu arabayı polis durduruyor. Arabada haciz olduğunu söylüyor. GBT incelemesi uzun sürünce kendileri gönüllü olarak emniyete gidiyorlar. İçeride GBT taraması yapılırken onlar emniyetin bahçesinde bekliyorlar. Hiçbir baskı yok. Acıkınca gidip yiyecek su ihtiyaçları için çıkıp bir şeyler alıp geliyorlar. Hatta Sedat’ın ağabeyi Abdurrahim A. da bir ara uğruyor emniyetin bahçesine, sohbet ediyorlar. Ne hikmetse saat 24.00’ten sonra birden cinayet suçlamasıyla terörle mücadeleye götürülüyorlar... Bazıları tutuksuz yargılanmak üzere bırakılıyor ama Sedat A. ve Mehmet Naci Y. tutuklanıyor. Bir ihbar telefonu geldiği öğreniliyor. “Vicdanım rahat değil, polisleri şu şu şu isimler öldürdü” diyerek araçtaki isimlerin sıralandığı söyleniyor. Polislerin kal Çözüm sürecini FETÖ mü bitirdi dığı evi, babası çilingir olduğu iddia edilen Mehmet Naci Y.’nin açtığı ileri sürülüyor. Ama Mehmet’in babası çilingir bile değil. Suçsuz olduklarına inandıramıyor gençler. Polis, HTS kayıtlarını suç delili olarak sunuyor. Ama dosyaya gizlilik kararı getiriliyor. Dosyaya ulaşamayan sanıkların avukatları kendi çabalarıyla araştırma yapmaya başlıyor. Anlaşılıyor ki söz konusu ihbar, gençler emniyetin bahçesindeyken geliyor. Ertesi gün başka bir ihbar telefonu daha alıyor polis. İlk ihbarcıyla aynı sözleri tekrarlıyor o da. Avukatlar çabalarıyla telefonlardan birinin PTT’deki ankesörlü telefondan, diğerinin de T.B. isimli şahsa kayıtlı olduğunu öğreniyorlar. Ama tüm başvurularına rağmen söz konusu ihbarcılarla ilgili hiçbir resmi işlem yaptıramıyorlar; ellerindeki delil nedir diye... Bu arada şunu da belirtmekte yarar var. İhbarcılardan T.B’nin kardeşi de 15 Temmuz sonrası FETÖ üye si olmaktan gözaltına alınıyor. Devam edelim. Gençlerin cinayet sırasında nerede olduğunu gös terecek HTS kayıtları imha ediliyor. Üstelik bir kopyası bile alınmadan. Avukatlar bunun “delil karartma suçu” olduğunu söylüyor. Çünkü iddia makamı delil olarak HTS kayıtlarını sunmuştu. Cinayetten sonra Şanlıurfa Emniyet Müdürü, polislerin cenaze töreninde kentteki paralel yapılanmaya dikkat çekiyor. Üstelik bir cemaat imamından söz ediyor. O dönem emniyet müdürünün açıklamaları havuz medyasında bile yer alıyor. Paralelcilerin emniyete sızdığı, istihbarat faaliyetlerini zafiyete uğrattığını, plaka tanıma sistemini kapatarak asayiş ve terör olaylarını tırmandırmaya çalıştığını anlatıyor. Geçelim... Gençlerle ilgili soruşturmayı yürüten genç savcı, tam fezleke yazılacağı sıralarda terfi ediyor. Ceylanpınar’da o kadar kıdemli savcı varken onun Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Müdürlüğü’ne hâkim olarak atanması herkesi şaşırtıyor. Birkaç gün önce 14 savcının FETÖ operasyonlarının bir parçası olarak bu müdürlükte arama yaptığını belirtelim. Eski savcı yeni hâkimin akıbeti ise şimdilik bilinmiyor. Aydınlığa kavuşmayan bir nokta ise öldürülen polislerin o gün markete girdiklerinde yanlarında olan iki polis. Market sahibi açıkça söylüyor dört kişi geldiklerini. Ama bu konuda da bir gelişme kaydedilmiyor. Son duruşma 25 Temmuz’daydı. Tüm bu verileri alt alta üst üste toplayan sanık avukatları tutanaklara da giren savunmalarında FETÖ şüphesini açıkça dile getirdiler. Avukat Hüseyin Akay, bu yaşananların FETÖ tarafından yapılan organize bir iş olduğuna dair ciddi emareler olduğunu, amacın ise çözüm sürecini baltalayarak, ülkeyi iç savaşa sürükleyip yaşanacak kaos ortamı ile darbeye zemin hazırlamak olduğunu söylüyor. Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA [email protected] KHK’ler anayasaya uygun mu? Av. A. ERDEM AKYÜZ Acaba alınan bu kararlar anayasaya, kanunlara ve Olağanüstü Hal Kanunu’nda yer alan maddelere uygun ve geçerli midir? Olağanüstü Hal Kanunu; iki nedenle bu özel uygulamanın yapılabileceğini öngörmektedir. Bunlardan birincisi “Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım”dır. İkinci neden “Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması”dır. İki nedenden hangisi? Olağanüstü Hal ilanını gerektiren bu iki neden altında, hangi önlemlerin alınabileceği tek tek belirtilmiştir. Örneğin Olağanüstü Hal ilanını gerektiren birinci neden olan “Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım” hallerinde bu durumu önleyecek ve düzeltecek önlemler olarak; felakete uğrayanların kurtarılması ve uğradıkları zarar ve hasarın karşılanması için gerekli olan önlemler sıralanmıştır. Şu anda uygulanan Olağanüstü Hal ilanını gerektiren ikinci neden olan “şiddet hareketleri”ni durdurucu ve giderici önlemler Olağanüstü Hal ilan edilmesi üzerine, bu kanunda yer aldığı üzere kanun hükmünde kararnameler (KHK) yayımlanmaya başlandı. Bu kararnameler ile çok sayıda, görevden çıkarma, yeni atamalar ve kanunla kurulan bir kısım kamu kurum ve kuruluşlarının kapatılmasına karar verildi. Olağanüstü Hal Kanunu ile çıkarılabilecek KHK’lere bir kısıtlama da anayasanın 91. maddesi ile getirilmiştir. de ilgili madde de (Md.11) sıralanmıştır. Önlemler Bunlar şiddet hareketlerini giderici ve önleyici olarak düşününülen; sokağa çıkma yasağı, üst baş arama yöntemleri, ateşli silahların taşınmasına ve olayları tırmandıran sahne oyunlarına, filmlerine yasaklama getirmek, toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamak, dernek çalışmalarını durdurmak gibi önlemlerdir. 91. madde Görüldüğü üzere bu yetkilerin içinde; “Kanun ile kurulan kamu kurum ve kuruluşlarını tüm olarak kapatmak ve yasaklamak” gibi kalıcı yetkiler yok tur. Ayrıca Olağanüstü Hal Kanunu ile çıkarılabilecek KHK’lere bir kısıtlama da anayasanın 91. maddesi ile getirilerek, bu KHK hükümlerinin anayasanın 91. maddesinde yer alan hak, yetki ve kısıtlamaları aşamayacağı öngörülmüştür. Bu madde de ise çıkarılacak KHK’lerin “Anayasada yer alan Temel Haklar, Kişi Hakları, Siyasi Hak ve Ödevlere ilişkin olamayacağı” yazılıdır. Yani çıkarılacak olan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ancak ilanını gerektiren Olağanüstü Hal kapsamında; geçici, giderici, düzenleyici önlemler olabilecektir. Kanunlarla kurulan ve güvence altına alınan kurum ve kuruluşların örneğin; “Askeri okulların ve benzeri kurum ve kuruluşların kapatılması ve benzeri kararların alınması” mümkün ve geçerli değildir. Alınan bu ve benzeri kararlar; Olağanüstü Hal Kanunu’na, bu kanunla yetki verilen kanun hükmünde kararnamelere, anayasaya, mevcut yasalara ve geçerli olan hukuk düzenine aykırıdır. ‘Başçalan’ ve ‘Haramzade’ iddianameye girdiso2ru5şAtruarlmıkası Kapatılan 25 Aralık soruşturması eski savcısı Muammer Akkaş ve Baykal ifade verdihapis ve 247 yıla kadar hapis, hâkimler Karaçöl ve Uyar’ın da 3 ayrı suçtan ağırlaştırılmış mü dinleme kararlarını veren dönemin hâkimleri Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar’ın ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmada dinlenen siyasetçi ve işadamlarının şikâyeti üzerine Akkaş, Karaçöl ve Uyar hakkında iddianame düzenledi. İddianamede Akkaş’ın 12 ayrı suçtan ağırlaştırılmış müebbet ebbet hapis cezası ve 63 yıl hapisle ile cezalandırılması talep edildi. İddianamede, “Şüpheliler eylemlerini FETÖ terör örgütü ve emrindeki kolluk birimleri ile fikir ve eylem birliği içerisinde gerçekleştirmişlerdir” denildi. Twitter’da “Başçalan” ve “Haramzade” adlı hesaplardan usulsüz elde edilen ses kayıtlarını yayımladıkları belirtildi. CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Antalya Adliyesi’nde hakkındaki fezlekeler nedeniyle ifade verdi. Çıkışta gazetecileri yanıtlayan Baykal, istifa etmesine neden olan kaset komplosuyla ilgili 89 kişinin gözaltına alınmasını, “İlgiyle izliyoruz. Daha önce de gözaltılar olmuştu. Oradan birşey çıkmadı, bundan bir şey çıkar mı, inşallah çıkar” diyerek değerlendirdi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Çizerimiz Kamil Masaracı yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine bir süre ara vermiştir. Antalya’da korkutan patlama: 2 yaralı Demokrasi nöbetinin yapıldığı Antalya Cumhuriyet Meydanı yakınlarında meydana gelen patlamada 2 kişi hafif yaralandı. Cumhuriyet Meydanı’na 150200 metre uzaklıkta, saat 21.35’te patlama meydana geldi. Sebebi bilinmeyen patlamada Ahmet Özgür (32) ile Ümmü Batu (51) hafif yaralandı. Vali Münir Karaloğlu, patlamanın seyyar satıcının tüpünden kaynaklandığı söylentileri üzerine “Tüp de olabilir, her şey olabilir. Sebebi bilinmeyen patlama demek daha doğru” dedi. l DHA ‘Eylem doğduğu topraklara gelmeli’ SELİN GÖRGÜNER Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) adına Mınbiç’te IŞİD’e karşı sava şırken 27 Haziran’da yaşamını yi tiren 23 yaşındaki Eylem Ataş’ın cenazesi 38 gündür ailesine ve rilmiyor. Ataş’ın ailesinin cena zeyi almak için Şanlıurfa Valili ği ve Suruç Kaymakamlığı’na verdiği dilekçelere yanıt verilmedi. Eylem Ataş Eylem Ataş’ın vasiyeti olan doğup büyüdüğü top raklara defnedilmesi için Twitter ve Facebook ad resleri üzerinden #EylemAtaşıİstiyoruz kampanya sı başlatıldı. Ailesi de change.org’dan bir metin ya yımlayarak kızlarının cenazesini alabilmek için imza kampanyası başlattı. Eylem Ataş’ın babası Mehmet Ataş, “Bir insanın en doğal hakkıdır kendi doğduğu topraklara gömülmek. Bir ailenin en doğal hakkıdır çocuğunun mezarına sarılmak onunla dertleşmek. Devlet aklı bu işe yetmedi. Eylem’i doğduğu, büyü düğü, yürüdüğü, güldüğü topraklara getirmek isti yoruz. Bir kaymakam ‘Biz size haber vereceğiz’ di yor ama 37 gün geçti hâlâ resmi bir cevap verme diler” dedi. İHD Adana Şube Başkanı İlhan Öngör, “Cenaze hâlâ Rojava’da bekletiliyor. Süreç daha ön ceki gibi işliyor, cenazeyi almak için başvuran aile ye cevap dahi verilmiyor. Bir cenazenin verilmeme si insan hakları ihlalidir. Bir cenaze siyasi pazarlık ko nusu yapılamaz. Bu ne hukukidir ne ahlaki. Cenaze nin verilmemesi için hiçbir hukuki engel yok” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle