15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Kâbil’de üniversiteye saldırı Afganistan’ın başkenti Kâbil’de bulunan Afganistan Amerikan Üniversitesi’ne dün akşam geniş çaplı bir saldırı düzenlendi. Yerel saatle akşam 7’de büyük bir patlamayla başlayan ve silahlı çatışmalarla de vam eden saldırı esnasında sınıflarda mahsur kalan öğrenciler sosyal medyadan imdat çağrısı yaptı. Yetkililer saldırıda en az bir kişinin öldüğünü ve 12 kişinin yaralandığını bildirdi. Taliban saldırılarının yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşen saldırıyı henüz üstlenen olmadı. Perşembe 25 Ağustos 2016 Türkiye’nin Cerablus adımı dış basında da geniş yankı buldu. En sert [email protected] TASARIM:mügekaygusuz Moskova’dan ‘Washington, Türkleri tercih etti’ 4Washington Post: “Anlaşılan o ki Obama yönetimi Türklerin duyarlılıklarını yatıştırmanın, Mınbiç operasyonunu kuzeye doğru genişletmekten daha önemli olduğuna karar vermiş görünüyor. ABD Başkan Yardımcısı Biden’a Ankara ziyaretinde eşlik eden bir yetkili ‘Bu gezinin en büyük hedefi ilişkileri tekrar yoluna sokmak. İlişkilerimizde herhangi bir sürtüşmeyi şu anda kaldıramayız. Çünkü Türklerle yapacak daha çok işimiz var’ diye konuştu.” 4Independent: Gazetenin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, Cerablus operasyonunu “Bahisler açıldı: Türkiye artık Suriye’de ve bu Ortadoğu için ne anlama geliyor?” başlıklı yazısında yorumladı. “Türkiye’nin Suriye’ye giren 10 tankla nihayet herkesin düşmanı, kanlı IŞİD tarikatına saldıracağına inanmaya Batı nasıl da dünden razı. Ama Suriye ya da Türkiye’de bunu yutan pek olmayacak. IŞİD aylardır Cerablus’ta oturuyor, oysa Sultan Erdoğan’ı endişelendiren Amerika’nın silahlandırdığı Kürt YPG milislerinin Türkiye sınırı boyunca Cerablus’a ilerlemesi” diyen Fisk, Erdoğan’ın YPG’yi düşmanı olduğu IŞİD’le aynı kefeye koymayı sürdürdüğüne dikkat çekti. “Erdoğan’ın en yeni müttefiki, Çar Vladimir’in de itirazı olmayacak. Türkiye bir vuruşta hem IŞİD’e hem de ABD yanlısı Kürt milislere saldırıyor” diyen Fisk, YPG’nin Haseke’de hükümet kontrolündeki alanlara saldırdığını hatırlatıp şöyle devam etti: “Bu YPG için boyundan büyük bir hamleydi. Türkler, Kürtlerin sınırında bir minidevlet kurmasını istemezken Suriyeliler de Kürtlere daha fazla toprak kaybetmek istemiyordu.” Suriye Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin Cerablus harekâtını ‘egemenliğini ihlal’ olarak değerlendirdi, Rusya ‘kaygılıyız’ dedi Türkiye’nin Suriye topraklarına girmesine Şam’dan “egemenlik ihlali” tepkisi geldi. Şam dışında en net çıkış ise “çatışma bölgesindeki tansiyonu daha da yükseltebilir” uyarısıyla Rusya’dan oldu. Şam’ın Moskova dışında bir diğer müttefiki İran’ın ise dün gün boyunca sessiz kalması dikkat çekti. Suriye Dışişleri Bakanlığı, ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin hava desteğiyle Türk tankları ve zırhlı araçlarının sınırı geçerek, ülke topraklarına girerek egemenliklerini çiğnemesini kınadıklarını belirtti. Resmi SANA ajansının haberine göre, bakanlıktan bir yetkili, Suriye’nin bunu egemenliğine açık bir ihlal olarak nitelendirdiğini vurguladı. Teröre karşı beş yılı aşkın süredir Suriye’nin mücadele verdiğini söyleyen yetkili, bu çerçevede atılacak her adımın da Şam hükümeti, ordusuyla koordineli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini kaydetti. Yetkilinin, terörle mücadelenin, “IŞİD’i çıkarıp yerine Türkiye’nin doğrudan desteklediği başka terör örgütlerini yerleştirmekle olmayacağı” yönündeki ifadesi dikkat çekti. Yetkili, Türkiye ve ABD liderliğindeki uluslararası koalisyona derhal operasyona son verme çağrısı yaptı. Türkiye ve koalisyonun, sınırların kapatılması ve terör kaynaklarının kurutulmasına ilişkin BM kararlarına bağlı kalması gerektiğini belirtti. Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi de, “Türkiye’deki IŞİD bitirilmedikçe, Suriye’de bitirilmesi imkansız” dedi. ‘Etnik tansiyonu artırabilir’ Rusya’dan ise harekâtın bölgedeki tansiyonu daha da artıracağına işaretle “derin kaygı duyuyoruz” açıklaması geldi. Türkiye’nin IŞİD, YPG’ye yönelik harekatının bölgede sivil kayıplara yol açabileceği, Kürt ve Araplar arasındaki tansiyonu artırabileceği belirtildi. Öncesin de ise Interfax ajansına konuşan bir Rus Dışişleri Bakanlığı kaynağı, Ankara’nın Cerablus’taki eylemlerini Şam ile koordine etmesinin önemli olduğunu belirtti. Berlin’den destek Almanya’dan Türkiye’nin IŞİD’e yönelik Suriye’deki operasyonuna destek mesajı geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Türkiye’nin operasyonunun IŞİD karşıtı koalisyonun amaçları ile paralel olduğunu belirtti. “Türkiye, haklı ya da haksız olarak, Suriye’deki Kürtler ile PKK arasında bir bağlantı olduğuna inanıyor. Buna saygı duyuyoruz ve bundan dolayı Türkiye’nin bu terör hareketlerine karşı harekete geçmesinin meşru bir hak olduğunu düşünüyoruz” dedi. Fransa Dışişleri Bakanlığı ise “uluslararası koalisyonun ortağı olan Türkiye’nin IŞİD’le mücadeledeki çabalarını yoğunlaştırmasını memnuniyetle karşılamaktadır” açıklaması yaptı. ATEŞKES UMUDU Haseke’da Kürt güçlerle ordu arasında varılan ateşkes anlaşmasının ardından bölge sakinlerinden bazıları evlerine dönüşe geçti. Öte yandan, ordunun Hama’da Nusra’ya karşı operasyon başlattığı belirtildi. Suriye’de vekâlet savaşı Suriye topraklarında kimin kimle ittifak yaptığı, kimle savaştığı kanlı 5 yılda pek çok kez değişti. 2011’den beri Suriye’de savaşan irili ufaklı yüzlerce grubu 4 ana başlıkta toplamak mümkün: Suriye ordusu, cihatçı isyancılar, Kürtler ve IŞİD ile bu grupların iç ve dış müttefikleri. Suriye toprakları, savaşın patlak verdiği Mart 2011’den bu yana adeta “kanlı bir yapboz tahtasına” dönmüş durumda. Türkiye’yle sınırdaş ülke, son 5 yılda 300 bine yakın kişinin yaşamını yitirdiği savaşla birlikte, cihatçısından, “ılımlılığı” tartışmalı muhaliflerin, ülkenin etnik yapısını oluşturan Kürt, Türkmen, Arapların oluşturduğu farklı güçlerin mücadele alanına çevrildi. Tüm bunların yanı sıra sahada ABD, İran, Hizbullah, Rusya ve son olarak Türkiye de askeri olarak konuşlandı. 2011’den beri Suriye’de savaşan irili ufaklı yüzlerce grubu 4 ana başlıkta toplamak mümkün: Suriye ordusu, cihatçı isyancılar, Kürtler ve IŞİD ile bu grupların iç ve dış müttefikleri. Ordu ve müttefikleri Arap isyanları dalgası 2011’de Suriye’ye ulaştığında Devlet Başkanı Beşar Esad protestoların bastırılmasını emretti. Ordudan ayrılan bir grup subay ‘Özgür Suriye Ordusu’nu kurduklarını duyurdu. Ancak çözüldü, çözülecek denen Suriye ordusu, firarlar ve YPG liderliğindeki SDG, yaklaşık 2 hafta önce Mınbiç’i IŞİD’in elinden almıştı. ölümlerle nüfusu 325 bin kişiden 150 bine düşse de dağılmadı. lUlusal Savunma Kuvvetleri: İran’ın Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’nin rehberliğinde 2012’de oluşturulan milis gücü, ordu için gönüllü rezerv rolünde. 90 ila 100 bin kişilik güce Hizbullah da destek oluyor. lHizbullah: Lübnanlı Şii milis grubu, rejim yanlıları arasındaki en büyük 2. grup olarak savaşıyor. İsrail askeri kaynaklarına göre, Suriye’de 2 bin savaşçısı öldü. lİran: Suriye’nin komşusu İran, Kudüs Gücü’nden yüzlerce uzman ve komutanı Suriye’de görevlendirdi. Eğitip donattığı Şii milisleri de “Şii Kurtuluş Ordusu” olarak takdim etti. lRusya: Şam’ın talebi üzerine Eylül 2015’te Suriye’deki Kürtler ve müttefikleri Kürtler, Afrin, Kobane ve Cizire kantonlarının birleşmesiyle Kasım 2013’te Rojava Özerk Yönetimi’ni kurduklarını duyurdu. Rojava’nın savunma gücünü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) oluşturuyor. Ayrıca 5 bin kişilik Kürt ve Süryani polis gücü bulunuyor. SDG, ABD öncülüğündeki koalisyondan aktif destek alıyor. lHalk Savunma Birlikleri (YPG): SDG’nin 80 bin savaşçısından 50 bi ni YPG’li. Saflarında yalnızca Kürtler değil, Araplar, Süryaniler, Türkler ve Batılılar da savaşıyor. PKK bağlantıları yüzünden Türkiye’nin terör örgütü listesinde. ABD ise hem hava saldırıları hem de lojistik ve silah sevkıyatı ile destekliyor. l Kadın Savunma Birlikleri (YPJ): 2012’de YPG’nin kadın kolu olarak kurulan YPJ, Kobane direnişiyle dünyada tanınır hale geldi. 710 bin savaşçısı bulunuyor. cihatçı hedeflerine hava saldırıları düzenlemeye başlayan Moskova, savaşın gidişatını tepetaklak etti. Cihatçı isyancılar Muhalifler savaşın ilk günlerinde göz kamaştırıcı hızla silahlanıp radikalleşirken dünyanın dört bir yanından cihatçılar Suriye’ye akın etti. Katar, Suudi Arabistan, Türkiye, ABD, Fransa ve Libya’dan silah alıyorlar. lNusra Cephesi: Kaide’nin Suriye kolu, BM’nin terör listesinde. 2015 başlarında Fetih Ordusu adlı cihatçı oluşuma katıldı. O günlerde Kaide’yle bağlarını koparması için Katar ve diğer Körfez ülkelerinden baskı gördüğü iddialarını yalanladı. Ancak ABD ve Rusya’nın Suriye’de ortak ope rasyonla kendisini vurma ihtimali belirince, temmuz sonunda Kaide’den ayrıldığını ve Şam’ın Fethi Cephesi adıyla “temiz bir sayfa açtığını” duyurdu. Halep ve İdlib bölgelerinde yaklaşık 15 bin militanı var. Bünyesinde 50 kadar üst düzey Kaideli’den oluşan Horasan Grubu da yer alıyor. lAhrar’uş Şam: Fetih Ordusu’nun 2. en büyük grubu. 10 ila 20 bin militanı bulunuyor. lİslam Ordusu: Şam yakınlarındaki Duma ve Doğu Guta’da en etkin olan cihatçı örgüt. 17 ila 25 bin militanı var. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ABD ordusunun Irak’tan çekilmesinin ardından oluşan cihatçı IŞİD, Suriye’deki kaosu fırsat bilerek ülkenin geniş kesimlerini kontrolü altına aldı. Lideri Ebubekir el Bağdadi, Nisan 2013’te hilafet ilan etti. Rakka’yı merkez edinen örgütün en büyük mali kaynağını petrol satışı oluşturuyor. ABD’li yetkililerin son tahminlerine göre Irak ve Suriye’de halen 15 ila 20 bin IŞİD militanı bulunuyor. [email protected] 7 Mercidabık Bundan on gün önce Çizme’nin önde gelen gazetelerinden birinde (La Stampa) “Mercidabık” savaşı için koca “bir sayfalık” bir değerlendirme gördüğümde şaşırmıştım. Bizim ortaokul sıralarında okuduğumuz ve tarih kitaplarında kaldığını düşündüğümüz 5 yüzyıl öncesinin savaşı nasıl olup da bugün kelalaka bir gazetede böyle ansızın karşıma çıkmıştı? “Halep yakınlarında Memluklulara karşı kazandıkları bu 1516’daki zaferle Osmanlı bütün Ortadoğu’yu aldı. Savaştan sonra Arap devletlerinin ortaya çıkması için dört asır beklemek gerekti” diye başlayan yazı ekliyordu: “Ortadoğu’dan niye bela hiç eksik olmuyor? Araplar uzun zamandır bu soruyu kendilerine soruyorlar… Her şeyin kökeninde adını Suriye’de Halep yakınında bir ovadan alan Mercidabık savaşı var. Orada bugün de Esad vahşi bir dehşetle İslamcı isyancılara karşı savaşta. Savaş, bazı coğrafyaları böyle kendisine mesken ediniyor. Oraya yerleşiyor ve yüzyıllar sonra dahi aynı mekânları kanla suluyor. Beş yüzyıl önce 24 Ağustos’ta tam, Mercidabık’ta Araplar için böyle işte geri dönüşü olmayan bir tarih dramı yaşanmıştı...” Özel seçilen tarih Bu satırları okuduktan on gün sonra şimdi çiçeği burnunda “Fırat Kalkanı” için “sosyal medyada” karşıma bu kez “Mercidabık kutlaması” mesajları çıkıyor. “Fırat Kalkanı Operasyonu için 24 Ağustos tarihi özellikle seçildi. 500 yıl önce bugün Cerablus’ta Mercidabık zaferi yaşanmıştı” diyor bunlardan biri. “Osmanlı ordusu Suriye’yi 24 Ağustos 1516 yılında fethetmişti. Bugün 24 Ağustos 2016. Tam 500 yıl sonra Osmanlı torunları yine Cerablus’ta” diyordu başkası... Beş yüz yıl arayla gündem olan bu “Mercidabık” modasına ve sosyal medyada yazılanlara bakılacak olursa; Cerablus’u basit bir “IŞİD kovalamacası” olarak görmek mümkün değil. “Mercidabık=Cerablus” bütün Ortadoğu’nun bir kontrol merkezi olarak görülüyor. Bu kertede simge yüklü bir yeri mesken edinen savaşın tesadüfen “500. yıldönümünde” Ankara’nın ileri sürdüğü “IŞİD’le savaş” gerekçesine (bahanesine?) kimse inanmıyor. “Fırat Kalkanı” şeklinde damgalanan operasyonu öncelikle “Suriye sonrası”nın hesabının görülmesi olarak algılayabiliriz. Sembolik düzlemde ise söz konusu operasyon “Ortadoğu’yu kimin/kimlerin kontrol edeceği”nin bir savaşı. Başka deyişle son kozların oynandığı en tehlikeli evredeyiz. NeoOsmanlılığın başlangıcı Mercidabık’ın 500. yıldönümünü on gün öncesinden duyuran Stampa, operasyon için bu kez de şu yorumu yaptı: “RTE’nin yeniOsmanlıcılık düşü, Lozan Antlaşması’yla 1923’te Fırat’ın Türkiye’den Suriye’ye geçtiği mütevazı sınır beldesi Cerablus’tan başlayabilir. Lozan’da Osmanlı bitiyor, modern Atatürk Türkiyesi başlıyordu. Lozan’ın sınırı, 1920’de Osmanlı’yı cezalandırarak bölen Sevr’e karşı Fransa, İtalya, İngiltere, Yunanistan’a karşı verilen dişli bir savaştan sonra kazanıldı... (Şimdi) Suriye iç savaşıyla Türk yanlısı Esad karşıtları yer yer kontrolü ele geçirdi ama Fırat’ın doğusu Kürtlerin denetiminde kaldı. RTE defaatle uçuşa kapalı bir tampon bölge talep etti ama bunu kabul ettiremedi. Şimdi bir uçuşa kapalı alan var ama o ABD’nin müttefik Kürtleri koruması için. (RTE’nin) Osmanlıcılık düşü tam orada (Cerablus’ta) karaya oturabilir...” Özetle bir hayat memat hamlesi “Cerablus operasyonu”... Operasyonu Mercidabık katına yüceltenlerin akıllarından asla uzak tutmamaları gereken şey, tarihi rövanşizmlerin çok tehlikeli olduğudur. Ortadoğu, artık müttefikle düşmanın birbirinden hiç ayrıl(a)madığı bir yer. Türkiye’nin ayrıca içi kaynıyor. Bir darbe girişimi olmuş, devlette Stalin dönemiyle karşılaştırılan tasfiyeler yapılıyor, ordu da o tasfiyeden payını alıyor, öyle ki Hava Kuvvetleri’nde pilot açığı için dahi THY’den transferden söz ediliyor ve biz “Mercidabık’ın 500. yılı” iddiaları altında Cerablus’a giriyoruz. Allah sonumuzu hayretsin. Şam’dan Fransa’ya kimyasal saldırı suçlaması Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, Güvenlik Konseyi toplantısında, terörist grupların Türkiye’den Suriye’ye sinir gazı sokmaya çalıştığını ortaya çıkartmalarına karşın konseyin harekete geçmediğini’ savundu. Caferi, 2013’deki Guta’da düzenlenen kimyasal saldırısının arkasında da Fransız istihbaratı olduğunu öne sürdü. Fransa iddia için “absürd” dedi. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle