16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 25 Ağustos 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY İdrarlı yatakta 6 gün 6 gece Aslı Erdoğan cezaevinden Cumhuriyet’e anlattı: Astım ve KOAH olmama rağmen hiç havalandırmaya çıkarılmadım. 5 gündür ilaçlarım verilmiyor Bir haftadan bu yana Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tutuklu olan ve tek kişilik hücrede kalan, Öz gür Gündem Gazetesi’nin Yayın Danış ma Kurulu üyesi ve yazar Aslı Erdoğan cezaevinden gazetemizin sorularını ya nıtladı. Ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kaldığını vurgu layan Erdoğan, “Yaklaşık 10 yıldır bağırsaklarımla ilgili sorunum var. Pank reas ve sindirim sistemim çalışmıyor, buna karşın SEYHAN AVŞAR 5 gündür ilaçlarım verilmiyor. Şeker hastasıyım ve diyabet aşamasına geç mek üzere. Özel bir bes lenme gerekiyor ancak sadece yoğurt yi yebiliyorum. Uyumak zorunda olduğum yatağa idrar yapılmış. Astım ve KOAH hastası olmama rağmen hiç havalandır maya çıkarılmadım. Vücudumda kalı cı hasarlar oluşturacak şekilde muame le yapıyorlar. İnatla direnmesem bu ko şullara dayanamazdım” sözleriyle ceza evindeki koşulları dile getirdi. Bakırköy Kadın Cezaevi’nde olan Aslı Erdoğan, önceki akşam ziyaretine giden Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Nesrullah Oğuz aracılığıy la sorularımıza yanıt verdi. Sorularımız ve Erdoğan’ın kendi el yazısıyla gazete mize ulaştırdığı yanıtlar şöyle... n Cezaevinde ‘özgürlük’ ve ‘demok rasiyi’ nasıl tarif edersiniz? Tolstoy, “Mutlak özgürlük olmadığı gi bi, mutlak esaret de yoktur” der, cezae vinde bir mahkumun ağzından. Özgür lüğün içsel bir şey olduğunu insan en iyi cezaevinde anlıyor ve en korkunç ko şulları bile kendini özgürleştirme dene yimi olarak yaşayabiliyor. Demokrasiye gelince, şaka gibi... n Hâkim karşısına çıktığınızda size yönelik suçlamalarla tutuklanacağını zı düşündünüz mü? Savcı ile görüşmeden önce avukatlar, “Basın Kanunu’nun 11. maddesine gö re yayımlanan yazılardan siz sorumlu değilsiniz, serbest bırakılacaksınız” de diler. Polislerin tavrı, ifadedeki rahat lık, bana gösterilen yazılar hakkında so ruşturma başlatılmamış olması, suçlan dığım yazılardan birinin, “Kara Karga” adlı dergide yayımlanmış olması, Sez gin Tanrıkulu’nun rahatlığı, yazılarımı gazete haberlerinden alıntılar ile kur mam ve yorumumun olmaması... Hep sini beraber düşününce serbest kala cağımdan emindim. Ayrıca Özgür Gün dem çalışanları tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcı tutuklan ma talebiyle beni sevk ettiğinde avukat lar dahil, hepimiz şoka girdik. Şekerim düştü, baygınlık geçirdim. Mahkeme ye girdiğim ilk 1520 dakikada kendi mi hukuk çerçevesinde savundum. Ger gindim. Bir anda hukuk ile hiçbir ilgi si olmayan bir dava olduğunu, tepeden gelen bir emir ile tutuklanacağımı anla dım. O an tüm korkum geçti. Hiçbir su çum olmadığını çok net anladım. Su verilmiyor n Sizin için “Özgürlük Nöbeti” başlatıldı. Birçok sivil toplum kuruluşu, siyasetçi, akademisyen, hukukçu, yazar nöbete destek verdi. Sizin için “Özgürlük Nöbeti’nin” başlatılması nasıl bir duygu? Bütün Özgürlük Nöbetçisi arkadaşlarıma selamlar, sevgiler, teşekkürler... Sanki ta içerideki hücreden bile rüzgârınızı hissediyorum. İçeri girmeyen bilemez, dışarıdan gelen her koku, her ses, her sözcük burada hayatın ta kendisi demek. Ben de Silivri Cezaevi’nde Özgürlük Nöbeti’ndeydim. Birkaç ay önce sanki içime doğmuş gibi içerisi dışarıdan çok farketmiyor, hepimiz büyük bir cezaevindeyiz demiştim. Sizler dışarıdan, bizler içeriden bu devasa cezaevini özgürlük çığlığına dönüştürebiliriz. Bunu ancak hep beraber başarabiliriz. n Sürekli kötü muamele ile anılan Bakırköy cezaevinde geçirdiğiniz bir haftada kötü muameleye uğradınız mı? Tanıklıklarınız oldu mu? Fiziksel darpa maruz kalmadım ama en temel ihtiyacım olan su verilmiyor. Biz susalım kitapları konuşsun Aslı Erdoğan için Bakırköy Cezaevi önünde başlatılan Özgürlük Nöbeti’ne dün Kamu Emekçileri Sendikası Konfedarasyonu (KESK) şubeler platformu üyeleri destek verdi. Basın açıklamasını okuyan KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Fadime Kavak, “Özgür Gündem Gazetesi’nin yazarlarından ve danışma kurulu üyesi yazar Aslı Erdoğan hukuksuzca tutuklandı. Ülke tarihine geçecek kara günlerden biri olarak anacağız o gü nü. Yazıları 15 dile çevrilmiş ve tüm dünyada tanınan bir yazar olan Aslı Erdoğan’ı biz buradan uzun uzun anlatarak değil yazdıklarını okuyarak anlatacağız. Düşünceye kelepçe vurulamaz diyoruz. Aslı Erdoğan’ı alana kadar bu alanda Aslı’nın arkadaşları ile nöbette olacağız” dedi. “Aslı Erdoğan yalnız değildir” sloganlarının atıldığı nöbette kadınlar, “Biz susalım Aslı’nın kitapları konuşsun” diyerek Bakırköy Cezaevi duvarının dibine geçip Aslı Erdoğan’ın kitaplarından bölümler okudular. Sağlık sorunları yaşıyorum. Yaklaşık 10 yıldır bağırsaklarımla ilgili sorunum var. Pankreas ve sindirim sistemim çalışmıyor buna karşın 5 gündür ilaçlarım verilmiyor. Şeker hastasıyım ve diyabet aşamasına geçmek üzere. Özel bir beslenme gerekiyor ancak sadece yoğurt yiyebiliyorum. Yatağıma idrar yapılmış. Hiç havalandırmaya çıkarılmadım. Vücudumda kalıcı hasarlar oluşturacak şekilde muamele yapıyorlar. İnatla direnmesem bu koşullara dayanamazdım. Basın üzerinde terör n Siyasi tutukluların bulunduğu koğuşa alınmak istemişsiniz. Neden? Ben tek başıma yaşamaya alışkınım çünkü bir yazarın yalnızlığa ve sessizliğe ihtiyacı var. Şu an bana yaşatılan ko şullara dayanmak zor. Bu nedenle koğuşa geçmek istedim. n Gaziantep’i duydunuz mu? Saldırı bir düğünü hedef aldı. Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Antep saldırısını hücredeki mahkumlardan duydum çünkü henüz gazete okuyamadım. Ocak ayında Türkiye’ye döndüm. Daha sekiz ay dolmadan, yaşadığımız yedinci korkunç olay. Ne yazık ki son olmadığını hepimiz seziyoruz. Türkiye hızla kimsenin can güvenliğinin olmadığı bir ülkeye dönüşmekte. Çok üzgünüm. n Cezaevinde hiç mektup aldınız mı? Kimlerden aldınız? Okuyunca neler hissettiniz? Pek çok kişi bana mektup yolladı. Benimle ilgili deftere de çok güzel şeyler ya zılmış ancak elimde değil. Avukatım okudu. Gençliğimden beri bu denli duygulanmamıştım. Hepsine cevap vereceğim. n Press filmini izlediniz mi? O günlerden günümüze basın özgürlüğü açısından değişen bir şeyler var mı? 1990’lı yıllar, 20112012 senelerinde yüz kadar gazeteci cezaevindeydi. Bugün baskı daha da yoğunlaştı, baskının biçimi değişti.Yargısız infaz yöntemleri yerine toplu tutuklamalarla basın üzerinde terör estiriliyor. Yalnızca sosyalist ya da Kürt basını değil, ana akım medya da topun ağzında bu koşullarda. Türkiye’de gazetecilik yapabilmek deli cesareti gerektiriyor. Kürt basını ise her zaman sistematik olarak hedef gösteriliyor. Bu 90’lardan beri değişmedi. Basın olarak bile kabul edilmiyor. Çıkınca Auschwitz dövmesi yaptıracağım n Cezaevinde kafanızdan hangi şar kılar, yazarlar ve şairler geçiyor? Henüz bu soruya cevap vermek için çok erken. Dışarıya ait güzel bir şeyi (şarkı, dize) hatırlamaya izin vermiyorum kendime. Ancak neza rethanedeyken benim ricam üzeri ne 22 yaşında bir Kürt kızı hepimiz için şarkı söylüyordu. Biz de ağlı yorduk. Şu an herhangi bir şarkı duysam sanırım yine ağlarım. n Dünyadan birine ulaşacak olsa nız kime niçin ulaşmak isterdiniz? Bugün iyi ki genç değilim. Bir çocu ğum yok diyorum ama böyle bir durum da Kafka’ya ulaşmak istemiyorsun. En yakınındaki kişilere; eşine, çocu ğuna, annene ulaşmak istiyorsun. Eşim ve çocuğum olmadığı için annemi ve ölü kedimi özlüyo Gözaltına alındığından rum. Yıllardır babamı görmüyorum onu da düşünü yorum. beri 2 dakika gördüm n Dışarı çıkınca slı Erdoğan’ın annesi Mine AAydostlu ise kızını 10 günde sadece 2 dakika görebildiğini belirterek, üzüntüsünü dile getirdi. ilk yapacağınız şey? Sol koluma bir dövme İmza kampanyası başladı Aralarında Hasan Ali Toptaş, Zülfü Livaneli, yaptıracağım. Oya Baydar, Yekta Kopan, Ahmet Altan, Ca nan Tan, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Ece Te melkuran, Ahmet Tulgar ve Ahmet Ümit gi bi isimlerin olduğu yazarlar tarafından “As lı Erdoğan derhal serbest bırakılsın” çağrısıyla change.org da bir imza kampanyası başlatıldı. Auschwitz’de kadın mahkumlara zorla yapılan dövmenin aynısı: Bir numara. Benimki 16.8.16 olacak, evimin özel harekâtçılar tarafından basıldığı tarih. Çok acıyacağı için 2016’nın tamamını yazdıramam. (Avukat Nesrullah Oğuz aldığı nota, Aslı Erdoğan’ın tebessüm ettiğini yazmış) n Sizi seven dostlarınıza söylemek istediğiniz bir şeyler var mı? Benimle gösterilen dayanışmanın farkındayım. Çok büyük emekler harcandığının, yazılan mesajlardaki içtenliğin ve duyguların hepsinin farkındayım. Kulağa çok kuru gelebilir ama çok teşekkür ederim. Sizler olmasanız kaderime sa hip çıkamazdım. haber 11 AKP, Gülen’in İadesi İçin İçtenlikli mi? Kendimi ne kadar zorlasam da AKP’nin Fethullah Gülen’in iadesini içtenlikle istediğine aklım yatmıyor. Yapılanların iadeyi sürüncemede bırakmak ama iç politikada da yeni kazanımlar elde etmek amacına yönelik olduğunu düşünüyorum. Vardığım kanının nedenlerinden birkaçını sıralayayım. 15 Temmuz Gerici Darbe Girişimi’nin ardından gündeme getirilen ilk konu idam cezası oldu. Türkiye’nin kabul ettiği uluslararası sözleşmeleri ve ek protokolleri yok sayacağı anlamına gelen açıklamaların, uygar dünyada tepki yaratacağı ortadaydı. Bununla da yetinilmedi, idam cezası geldiğinde geçmişe dönük uygulanacağı havasının yaratılmasına da ayrıca özen gösterildi. ABD’yi, uygar dünyayı karşısına almakla korkutmak, başarılı(!) bir dış politika girişimiydi. HHH ABD ile Türkiye arasındaki suçluların iadesi anlaşmasının bize avantaj sağlayan maddesi, belirtildiğine göre “Cumhurbaşkanına suikast girişimi” sanıklarıyla ilgili olanıydı. Yine açıklamalara bakarsak Türkiye iade istediğinde bu koşulu kullanacaktı. Ama “suikast timi” olarak tanıtılan askerlerin sızan ya da sızdırılan ifadelerinde “Bize Cumhurbaşkanı’nı alıp Ankara’ya götürme görevi verildi” bölümünün yer aldığı ortaya çıktı. HHH ABD’ye yüzlerle sayılan klasörlerin gönderildiğini biliyoruz. Ama içeriğini doğal olarak bilmiyoruz. Kanımı destekleyen açıklamasıyla noktayı önceki gün ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner koydu ve “Türkiye’nin iade talebinin 15 Temmuz darbe girişimiyle değil, Türkiye’de Gülen hakkındaki yakalama kararı ile ilgili olduğunu” söyledi... HHH Gülen iade edilirse siyasetçilerle ilişkilerini teker teker açıklar mı, açıklarsa neler olur bilemiyoruz. O nedenle içeride yaratılan havanın aksine, ipe un sermek zorunlu görülüyor gibi... HHH TBMM’de darbe girişimini araştıracak komisyona AKP’den seçilen milletvekillerinden Reşat Petek ile Hüseyin Kocabıyık’ın konumları tartışılıyor. İki milletvekilinin de Fethullah Gülen’i geçmişte övmüş ve savunmuş olmaları sakıncalı görülüyor. Ben aynı görüşte değilim. Çünkü övdüklerine ve savunduklarına göre Gülen’i en iyi onlar tanıyor olmalılar. Katkılarından yararlanmak varken niye dışarıda kalsınlar. Tanık olmaları daha mı iyiydi yoksa? 136 çocuk saldırılarda öldü Çocuklar İçin Barış Girişimi; Gazian tep başta olmak üzere pek çok ilde yaşanan, çocukların da yaşamını kaybettiği saldırılara ilişkin İstanbul, Ankara ve İzmir’de eşzamanlı basın toplantısı düzenledi. Toplantıda tüm taraflara, çocuklar için harekete geçme çağrısı yapıldı. Çocuklar İçin Barış Girişimi’nin açıkladığı verilere göre; 33’ü Gaziantep’te olmak üzere 136 çocuk bombalı saldırılar sonucu yaşamını yitirdi. Sadece son bir ayda, yaşamını yitiren çocuk sayısı ise 37. Ezbere tekrarlamalar Çocuklar İçin Barış Girişimi adına açıklama yapan Kenan Vural, giderek daha fazla şiddetli hale gelen ve buna engel olunmaksızın sürdürülen savaşın her geçen gün daha fazla çoçuğun öldürüldüğünü belirtti. Vural, saldırıların ardından siyasetin kilit rollerini işgal eden yetkililerin açıklamalarını, ‘ezbere tekrarlamalar’ olarak nitelendirdi ve çocukların yaşamlarını korumakla sorumlu kişilerin siyasi analizlerine, “Herhangi bir adım atılmasına öncülük etmeyen bu analizlerin hiçbir anlamı yok” dedi. Gaziantep’teki saldırıda bombayı taşıyarak kına gecesi alanına sokan kişinin 1214 yaşlarında bir çocuk olması iddialarına ilişkin Vural, “Bu savaşı durdurmak için neler yapacağımızı düşünmemizi gerektiren çok kritik bir vahşet noktasına gelindiğini görmeliyiz. Yetkililerin ‘çocuk bombacı’ etiketi arkasına saklanma çalışmaları vahim ve kabul edilemez. Bombayı alana taşıyan çocuksa, o da devletçe yaşamı korunamamış çocuklardan birisidir” ifadelerini kullandı. Çocuklar İçin Barış Girişimi adına Vural, başta yetkililer olmak üzere tüm tarafları, toplumun tüm kesimlerini çocuklar için harekete geçmeye çağırdı. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle