15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 23 Ağustos 2016 4 Şam’ı beklerken Gaziantep düştü Türkiye şu anda yeryüzünün en sorunlu ül kelerinden biri, hatta belki de birincisi, Suriye’deki savaşa gırtlağına kadar batmış, işbaşındaki iktidarın mezhep gözlüklü politikası yüzünden, mezhep gerginliklerini çatışmaya dönüşmesi olasılığı güçlü; yargısı çökmüş, ordusu felç olmuş, istihbaratı iflas etmiş durumda. PKK’nin eylemleri ülkenin bir bölümünde iç savaş yaşanmasına neden oluyor. Etnik kökenli terör örgütü, terör eylemlerini ülkenin dört bir yanına taşıyabilecek kapasitede ve zaman zaman da taşıyor. Yani ülke her an her köşesini sarabilecek, zaten halen de Güneydoğu’sunda sürmekte olan iç savaşın tehdidi altında. Her türlü terör örgütünün dört bir köşesinde at oynattığı ülke, İslami terör örgütü IŞİD’ın bir numaralı hedefi olmuş durumda. IŞİD her an Türkiye’nin her yanında korkunç terör eylemleri sahneliyor. İşin garibi Batı’daki genel resmi kanı Türkiye’deki yönetimin terör örgütlerine yardım ve yataklık ettiği merkezinde, Washington’da, Brüksel’de, Berlin’de, Türkiye’yi teröre destek veren ülke olarak görüyor. Tayyip Bey’in uluslararası yalnızlığı buradan kaynaklanıyor. Türkiye’yi terör ile işbirliği yapmakla suçlayanların ellerinde iddialarını destekleyecek kanıtlar var. Devletin istihbarat örgütünün himayesinde teröre silah gönderdiği aşikâr olmuş. HHH Teröre destek olmakla suçlanan Türkiye, terörün baş kurbanlarından biri. Dört bir yanında yurttaşları terör eylemleriyle öldürülüyor. 2014 yılında turizm geliri, 35 milyar dolara ulaşmış olan Türkiye’nin turizmi son iki yılda büyük darbe almış, çıkmaza doğru sürükleniyor. Terör kökleştikçe turizmin yok oluşa doğru yöneldiği görülüyor. Bütün bunlara ek olarak, yıllardır geliyorum diyen büyük Marmara depremine karşı hiçbir hazırlık yok. Depreme karşı, bir önlem olarak sunulan, kentsel dönüşüm (kentsel dönüşüm yazılır, rantsal dönüşüm olarak okunur) depreme yönelik bir önlem olmaktan çok uzakta, hatta ona ters uygulamaların da konusu olmakta. Oysa bütün uzmanların “geliyor, aman dikkat!” diye feryat ettikleri büyük Marmara depremi, Mine Kırıkkanat’ın mutlaka okunması gereken, “Bir Gün Gece” adlı kitabında da belirttiği gibi, bölgenin ekonomik önemi dolayısıyla, ülkenin bağımsızlığını yitirmesine kadar varacak sonuçlara yol açabilir. Bu dudak uçuklatacak tehlikeler karşısında ülke iyi yönetilmiyor. Batı’nın büyük güçleri, ısrarla ileri sürdükleri İslami teröre destek savlarını delillerle desteklerken kendi içinde ikiye bölünüp, birbirine düşmüş olan iktidar, IŞİD’e karşı yeterli önlemleri ya kasten almıyor, ya da korktuğundan alamıyor. Gaziantep’te 54 yurttaşın ölümüyle sonuçlanan terör eylemi, olayları biraz olsun izleyen kimseyi şaşırtmıyor. Gaziantep’in Suriyeli mültecilerin ve IŞİD’in merkezi olduğu ne zamandır söyleniyor, görülüyor. Buna rağmen kimse Gaziantep’teki IŞİD yuvalanmasına karşı bir şey yapamıyor. Ankara’daki iktidar gözünü dikmiş Suriye’ye, Şam düşecek diye beklerken, Gaziantep düşüyor, IŞİD’in eline geçiyor, üssü haline geliyor. HHH Türkiye terörün baş hedeflerinden biri haline gelmişken Türkiye’deki iktidar, teröre karşı mücadele etmiyor. Ya kasten etmiyor ya da korkudan, çaresizlikten edemiyor ama sonuç değişmiyor, ikisi de neticede aynı kapıya çıkıyor. IŞİD Türkiye’de iktidarın, devletin himayesinde serpildi, şimdi çaresizliği ile güçleniyor. Türkiye her geçen gün daha koyu bir yalnızlığa, daha kahredici bir çaresizliğe gömülüyor. Terörü önlemekte çaresiz kalanlar, lanetlemekte bülbül kesiliyor: Terör başarılı olamayacak! İnsanın sorası geliyor: Daha ne kadar başarılı olsunlar ki? Baksanıza siz Şam düşecek diye beklerken Gaziantep düştü bile! FT: Gülen temizliği güvenliği zayıflattı Britanya’nın Financial Times (FT) gazetesi Gaziantep’teki kanlı saldırı ile ilgili haberinde darbe girişiminin ardından dikkatlerin Gülen cemaatine karşı girişilen temizliğe kaymasının güvenlik zafiyeti meydana getirdiğini yazdı. Haberde, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümeti, ordu ve bürokrasiyi Gülenci olduğu iddia edilenlerden temizlemeye çalışırken, diğer düşmanlar da şiddet dolu eylemlerini artırmak için bunu bir fırsat olarak kullanıyor” yorumuna yer verildi. Gazeteye konuşan risk danışmanlığı kuruluşu Maplecoft’tan Anthony Skinner ise terör gruplarının durumdan avantaj sağlamaya çalıştıklarını, ordu, istihbarat ve polis gücünde yapılan temizliğin, bu kurumları zayıflattığını söyledi. Beyaz örtüyle saklandı Darbe girişiminin ardından Yunanistan’a kaçan darbeci 8 askerin mülakatları dün yapılan ikinci görüşmeyle devam etti. Atina’daki Merkezi İltica Ofisi’ne getirilen Abdullah Yetik’in, binaya getirilmesi ve çıkarılması sırasında kameralara görünmemesi için başını beyaz bir örtüyle kapattığı görüldü. Askerlerin avukatı Stavroula Tomara, 30 Ağustos’ta bitmesi beklenen mülakatların daha da uzun sürebileceğini kaydetti. haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU ‘Taylan’ı muhalif olduğu için aldılar’TaylanErenYenilmez İ.Ü’de akademisyenlere yapılan operasyonda gözaltına alınan Taylan Eren Yenilmez’in babası Hamit Demir, ‘Sosyalist olan birini gözdağı için gözaltına aldılar’ dedi Hamit Demir ‘Bu soruşturma meşruiyetini yitirir’ Yenilmez’in çocukluk arkadaşı Erdem Şahin ise “Taylan’a çamur atıyorlar, buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu. Şahin “Taylan’ın gözaltına alınması, muhalifleri susturmak amaçlıdır. FETÖ soruşturması Erdem Şahin nı destekleyen insanların fikirleri de değişti. Taylan gibi insanları suçlayacaklarsa soruşturma meşruiyetini yitirecek” dedi. Yenilmez’in avukatı İlkay Bahçetepe ise müvekkilinin sol ve sosyalist görüşe sahip olduğunu belirterek “Müvekkilimin bu suç nedeniyle özgürlüğünün kısıtlanması büyük bir hak ihlalidir ve her geçen dakika kendisi için bir işkencedir. Bir an önce serbest bırakılması gerekmektedir” dedi. FETÖ operasyonu kapsamında 5 gündür gözaltında tutulan İstan bul Üniversitesi İşletme Fa kültesi Araştırma Görevlisi, EğitimSen üyesi Taylan Eren Yenilmez’in (33) babası ti SİBEL BAHÇETEPE yatro sanatçısı Hamit Demir, “Taylan Eren adından da anlaşılacağı üzere sosyalist kimliği olan bir kişidir. Muhalif kimliği ve o süreçteki net tavrı nedeniyle gözaltına alındığını düşünü yorum” diyerek süreci eleştirdi. FETÖ operasyonları kapsamında geçen cuma günü İÜ çalışanı 62 akademisyen gözaltına alındı. EğitimSen’li akademis yen Yenilmez’in İstanbul’daki evi ve üni versitedeki odasında aramalar yapıldı. Yenilmez, gözaltına alınarak Harbiye Po lis Merkezi’ne götürüldü. Taylan, o gün den bu yana gözaltında ve avukatı dahil kimse ile görüştürülmedi. ‘Erdoğan’a mektup yazmıştı’ Oğlunun devlet bursu ile Hollanda’ya doktoraya gittiğini, bu sırada Gezi Parkı direnişinin başladığını ve yurtdışından dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a açık mektup yazdığını anımsatan Demir “Gezi olayları sırasında Hollanda’da akademik çalışmalarını sür dürerken daha fazla duramıyorum diyerek dönemin başbakanı Erdoğan’a açık mektup yolluyor. Sonrasında üniversitedeki görevine başlaması gerekirken sırf bu yüzden keyfi olarak başlatmıyorlar, dava ile göreve başlıyor” diye konuştu. ‘Amaç itibarsızlaştırmak’ “Operasyonlarda muhalif, aydın insanları da süpürmek istiyorlar. Kurunun yanında yaş da yanıyor” diyen Demir, şöyle devam etti: “Taylan, açığa alındığında ‘Beni böyle suçlamaları onur kırıcı’ dedi. Gezi’deki o mektubun bir intikamı olabilir. Taylan’ı bu soruşturmaya dahil ederek itibarsızlaştırmak istiyorlar. Bu yalnızca bir bireyi engellemek değil, bu ülkenin aydınlık geleceğini de baltalamaktır. Muhalif kimliği ve o süreçteki net tavrının bir yansıması olarak gözaltına alındığını düşünüyorum. İktidarın korktuğu iki şey var: Bilim ve sanat. Bir sanat veya bilim emekçisinin yaptığı şey milyonları etkilediği için her ikisinin de etkisinden korkuyorlar. Bu sebeple nokta operasyonlarını seçilmiş insanlar üzerinde yürütmeye çalışıyorlar. Soruşturmanın adil yürütülmediğini düşünüyoruz ve can güvenliğinden endişeliyiz.” l İSTANBUL Kışlalar İstanbul ve Ankara’dan taşınıyor Darbe girişimi sonrasında Ankara ve İstanbul’daki kışlaların 11 Eylül’e kadar şehir dışına taşınması kararının ardından dün İstanbul ve Ankara’da zırhlı araçlar TIR’larla taşındı. İstanbul Sultangazi’deki 1.Ordu’ya bağlı olan 66. Mekanize Zırhlı Piyade Tugay Komutanlığı’na bağlı Baştabya Kışlası’nda, zırhlı araçların şehir dışına sevkıyatı için dün tören düzenlendi. Kışladan, polis eşliğinde Tekirdağ’da Çorlu ve Beşiktepe’deki kışlalara gitmek üzere zırhlı araçların yüklü olduğu 6 TIR çıkış yaptı. Ankara’nın Etimesgut ilçesinde Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümeni’nin taşınmasına başlandı. Zırhlı araçlar TIR’ların üzerinde Şereflikoçhisar ve Burdur’daki birliklere gönderildi. İstanbul Emniyeti’nde yeni FETÖ dalgası 15 Temmuz’da Fethullahçı askerlerin darbe girişiminin ardından örgüte yönelik soruşturma kapsamında dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 38’i rütbeli toplam 95 polis görevden uzaklaştırıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın örgüt üyelerinin kendi aralarında haberleşmek için kullandıkları ByLock adlı uygulamanın şifresini kırmasının ardından Ankara Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı B.Ç. gözaltına alındı. ‘Tuzluk vekil’ kayınbiradermiş Darbe soruşturmasında tutuklanan Tuğgeneral Hayrettin Kaldırımcı’nın yerine Genelkurmay Adli Müşavirliği’ne atanan ve önceki gün gözaltına alınan Tuğgeneral Dinçer Ural, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bazı tuzluklar sızmış” dediği eski AKP Milletvekili Muhammed Çetin’in, Ural’ın eşinin kardeşi olduğu da ortaya çıktı. Karargâhta siviller Fİ Yapı’nın sahibi Fikret İnan teslim oldu FETÖ soruşturması kapsamında adliyeden firar ettiği iddia edilen Fİ YAPI’nın sahibi Fikret İnan, dün avukatı Halil Canpolat ile birlikte Anadolu Adliyesi polis noktasına giderek teslim oldu. Canpolat müvekilinin kaçtığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtirken, müvekilinin ne bir aranması ne de bir GBT’si bulunmadığını tamamen ticari hayatını bitirmek için yapılan bir söylenti olduğunu belirtti. İlhan Talu 15 TGFEOEMNTMOELUĞKZRU’UARNFMLYAAEYRNI İ Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesine ilişkin yeni görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, Genelkurmay karargâhındaki darbeci Özel Kuvvetler mensuplarının Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu’ya silah doğrulttukları ve arkasında yürüdükleri görülüyor. Oysa Talu, darbecilerin karargâha girmesinin ardından kendisini odasına kilitlediğini söylemişti. NTV’nin ortaya çıkardığı görüntülerde çok sayıda sivil ve silahlı kişinin görülmesi dikkat çekiyor. Görüntüler, 16 Temmuz sabahı Genelkurmay Başkanlığı bahçesinde sivil Y.Ç.’nin cesedinin bulunmasını akıllara getirdi. Görüntülerin en dikkat çeken bölümü ise sivil giyimli kişilerin koridorlarda dolaşması. Bu da çok sayıda sivilin darbe girişimine katıldığını gösteriyor. Elleri silahlı sivillerin kim olduğu ise bilinmiyor. Genelkurmay Adli Müşaviri Hayrettin Kaldırımcı ve Tümgeneral Mehmet Dişli de görüntülere giriyor. l ANKARA/Cumhuriyet Harp okulu öğrencileri Anıtkabir’e yürüdü Darbe girişiminin ardından kapatılan harp okulu öğrencileri, gözaltına alınan öğrencilerin aileleri ile birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti. Öğrenciler haklarının geri verilmesi için Atatürk’ün mozolesine şapka ve rütbelerini bıraktı. ‘FG’ serisi plakalar iptal Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı, emniyetten Adliye araçlarındaki “06 FG” plakalarının yanlış algılamalara meydan vermemek için değiştirilmesini talep etti. Bunun üzerine Emniyet, Fethullah Gülen’in adını çağrıştırdığı gerekçesiyle “FG” serisi plakaları iptal etti. dCeavdaımaveıdiyor ZEHRA ÖZDİLEK Cemaate karşı sürdürülen soruşturma ve operasyonlar bahane edilerek kamuda cadı avına fırsat verildi. Son olarak Sivas, Hakkâri, Batman, Ankara’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenler, FETÖ soruşturması kapsamında görevden uzaklaştırıldı. Görevden uzaklaştırılan akademisyenler gazetemize konuştu. Prof. Dr. Ali Çeliksöz 7 ay önce ‘barış bildirisine’ imza attığı için hakkında ‘devleti katliam yapmakla suçlama’dan soruşturma açıldığını dile getirerek ‘kademe durdurma’ cezasının verildiğini belirtti. Çeliksöz, “Onaylanması için YÖK’e gönderilmiş. 20 Temmuz’da da savunmamız istenmişti. Darbe girişimi olayı olunca ifade veremedik, ertelendi” dedi. ‘3 ay uzaklaştırıldık’ 15 Temmuz’dan sonra ‘OHAL’ olduğu için yeni rektör atandığını belirten Çeliksöz, “Bu rektör ile eskiden beraber çalıştık aramızda hiçbir sorun yoktu. 8 Ağustos’ta koltuğa oturur oturmaz benimle beraber 3 imzacı arkadaşa açığa alma yazısı gönderdi. FETÖ kapsamına bizi sokarak ‘kamu güvenliğini tedbiren koruma’ amaçlı 3 ay görevden uzaklaştırıldık” dedi. Hakkâri Üniversitesi’nde ise Araştırma Görevlisi Yaşar Akdağ kendisiyle beraber ‘barış bildirisine’ imza atan 4 kişinin hakkında soruşturma açıldığını kaydederek, 2 akademisyenin imzasını geri çektiğini belirtti. Akdağ, “Darbe girişiminden sonra üniversitede rektörlük seçimleri ertelendi. Ertelenmesinden bir gün sonra açığa alındığımızı öğrendik. 3 aylık bir uzaklaştırma verildi. Rektörümüz birkaç gün önce istifa etti. Cemaat operasyonlarıyla aynı zamanda bunun yapılması insanı düşündürüyor” ifadelerini kullandı. ‘İmzamı geri çekmiştim’ Soruşturmanın ortadan kaldırılmasını ve bir an önce görevinin iade edilmesini isteyen Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Kemal İnal da, “Görevimden uzaklaştırıldım. ‘Barış için Akademisyenler’ bildirisine imza atmamdan dolayı olduğu söyleniyor. Ben imzamı geri çekmiştim. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da görevden uzaklaştırıldım” dedi. Görevden uzaklaştırılan Batman Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Düzgün Çakırca da yanlış ve haksız bir işlem olduğunu dile getirerek, gerekli yasal haklarını kullanacaklarını belirtti. Sosyalist doktor 6 gündür tutuklu SİBEL BAHÇETEPE 14 Ağustos’ta Mardin’in Midyat ilçe sinde “çeşitli ihbarlar” üzerine, aralarında eği tim ve sağlık emekçi lerinin de bulunduğu 30 kişi hakkında FETÖ/PDY kapsamında A. Çobadak soruşturma başlatıldı. Midyat Devlet Hastanesi’nde görevli Psikiyatrist Dr. Aykut Çobadak da soruşturma kapsa mında gözaltına alındı, önce adli kont rolle serbest bırakıldı. Serbest bırakıl dığı gün savcılığın itirazı üzerine tutuk lanarak Midyat Cezaevi’ne konuldu. 2010’da Tekel Direnişi’ne de destek veren, sol ve sosyalist kimliğiyle tanı nan Dr. Çobadak’ın “FETÖPDY” so ruşturması kapsamında tutuklanması na ilişkin açıklama yapan avukat Ser dar Canpolat, “Müvekkilimin evinde bin 500 kitap içerisinde yalnızca Ab dullah Öcalan’ın ‘Savunmalarım’ ad lı kitap bulunuyor. Bu tek kitap nede niyle örgüt propagandası iddiasıyla tu tuklandı. Müvekkilimin evinde Nutuk da var, Ziya Gökalp’ın kitabı da. Kitap ların hepsi mesleğiyle ilgili satın aldığı, değerlendirdiği, analiz yaptığı kitaplar. Söz konusu kitap yasaklı kitaplar ara sında da değil” diye konuştu. “Tam bir hukuk garabeti var” diyen Canpolat, “Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basına verdiği demeçte FETÖ operas yonu olarak geçiyor ama ifade ve sor guda bununla ilgili bir soru sorulmu yor. Müvekkilimin herhangi bir terör örgütü ile bağlantısı yok. Umarım bu yanlıştan dönülür” dedi. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle