Katalog

Salı 23 Ağustos 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 11 New York Times, Suriye’deki savaşın yaşamı altüst ettiğini yazdı ‘Gaziantep 1980’lerin Peşaver’i’ New York Times (NYT) gazetesi, Gaziantep saldırısı ile ilgili haberinde Suriye’deki iç savaşın dehşetinin bir kez daha Türkiye’yi ziyaret ettiği yorumunu yaptı. Haberde, “Normal zamanlarda Gaziantep mutfağıyla, özellikle baklavasıyla meşhurdur. Savaş başlamadan önce otobüsler dolusu Suriyeli her gün sınırı geçip alışverişe gelirdi. Ancak son yıllarda şehir Suriye’deki iç savaşın altüst ettiği hayatların merkezine dönüştü” ifadeleri kullanıldı. Tim Arango ve Ceylan Ye Gaziantep’te güvenlik önlemleri artırıldı. ğinsu imzalı haberde, “Ajanlar, yabancı savaşçılar, diplomatlar, gazeteciler, yardım çalışanları ve mülteciler şehirden geçti, bazen hepsi aynı Starbucks’da buluştu. Sa vaşın ilk günlerinde burası entrikanın yeriydi, 1980’lerde Amerikan destekli isyancıların Afganistan’da Sovyetlerle savaşmaya giderken geçtiği Pakistan sınır şehri Peşaver gibi değişmişti” denildi. Gaziantep’in tekinsiz ve şiddet dolu bir yer haline geldiği belirtilirken polisin IŞİD’in bomba yapım tesisini bulduğu, İstiklal Caddesi’ndeki saldırıyı düzenleyen bombacının da buradan geldiği, IŞİD’in şehirdeki Suriyeli gazetecilere suikast düzenlediği hatırlatıldı. l Dış Haberler Türkiye eskisi gibi olmayacak İngiliz Independent gazetesi Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, makalesinde, “Erdoğan’ın yönettiği Türkiye, Pakistan’ın 1980’lerin başlarında Afganistan’a en çok mücahit gönderen ülke olduğu zamanlardaki haline her geçen gün biraz daha fazla benziyor” ifadelerini kullandı. “Savaş sona erse bile Suriye’nin bir daha asla eski Suriye olmayacağı söyleniyor. Ama gerçek şu ki Türkiye de bir daha eski Türkiye olamayacak” diyen Fisk, “O gün geldiğinde Türkiye’nin Cumhurbaşkanının kim olduğunu görmek ilginç olacak” görüşünü dile getirdi. IŞİD’in hedefleri belli: KÜRTLER, ALEVİLER ve SOLCULAR Gaziantep’te bir düğüne yapılan saldırının Ankara Garı’na yapılan saldırıdan sonra ele geçirilen belgelerde yer almasının ardından gözler IŞİD’in muhtemel hedeflerine çevrildi. Ankara Garı’ndaki patlamanın planlayıcılarından olan ve polisin düzenlediği operasyonda kendini patlatan Yunus Durmaz’ın evinde ele geçirilen dijital belgelerde IŞİD’in hedefleriyle ilgili bilgiler yer alıyor. Ankara Garı’nda 10 Ekim 2015’deki canlı bomba saldırısı ile ilgili olarak hazırlanan iddianamede Yunus Durmaz’dan elde edilen dijital materyallere geniş yer verildi. Durmaz’ın örgüt yöneticileri ile yaptığı anlaşılan bu yazışmalarda Gaziantep’teki düğün evine yapılan saldırının hazırlıklarının yapıldığı yer almıştı. Bu belgelerde emniyet müdürlükleri, jandarma komutanlığı ve silahlı kuvvetlere ilişkin istihbarat yapıldığı anlaşılan yazışmalarda IŞİD’in muhtemel hedefi olabilecek kişi, yer ve kurumlar da sıralandı. Köyleri listelemişler Doğu, Güneydoğu ve Akdeniz bölgelerindeki birçok ildeki Alevi köyleri ile ilgili yapılan çalışmalar dikkat çekiyor. Alevi köylerinin listelendiği IŞİD belgelerinde “Sınır boylarındaki sahte Alevilere amel yapmaya yetecek kadar istihbaratımız tamamlandı. Çok yakında Kobani’den Hatay’a kadar amellerimizi duyacaksınız inşallah” ifadesi yer alıyor. Partiler ve kulüpler Belgelerde çok sayıda Alevi derneği, sol siyasi parti ve HDP teşkilatlarına ilişkin istihbari bilgilerin yer aldığı ve bu kesimlerin IŞİD’in birincil hedefleri arasında yer aldığı anlaşılıyor. Adana Rotary Kulübü yönetim kurulu üyelerinin isimleri, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneklerinin adresleri, yöneticileri ve telefon bilgileriyle ilgili çalışma yaptıkları, Antakya, İskenderun, Mersin’deki Lions kulüpleriyle ilgili bilgilerin belgelerde yer aldığı belirtiliyor. Özellikle Mersin, Akdeniz, Çamlıbel, Mezitli, Piri Reis Lions kulüpleri başkanlarının isimleri ve telefon numaraları belgelerde yer alıyor. Bin kişi oluyor IŞİD hedefleri arasında turistik mekânlar da yer alıyor. Belgelerde özellikle Antalya’da yabancı ve yerli turistlerin de gittiği bir “club”dan söz edilerek club’da 1000 kişinin olduğu ve canlı bomba eyleminin kapıdaki korumalar vurularak gerçekleştirilmesinin planlandığı belirtiliyor. Eylem için 150 kişi Kürecik radar üssü ile ilgili çalışma yapıldığı belirtilen iddianamede şu tespitler yer alıyor: “İlhami Balı, Yunus Durmaz ve örgütteki arkadaşlarının Türkiye’de eylem yapmak üzere yaklaşık 150 kişiyi eğittikleri, birçok ilde istihbarat çalışması yaptıkları, emniyet, jandarma ve silahlı kuvvetler birimleriyle ilgili detaylı istihbarat toplandığı, hidroelektrik santralları, Alevi vatandaşların yaşadığı köyler, Alevi dernekleri, Lions ve Rotary klüpleriyle ilgili istihbarat toplandığı, Türkiye’nin birçok ilinde peş peşe eylem hazırlıklarının yapıldığı...” l ANKARA Ankara’daki Barış Mitingi’ne yönelik saldırının ardından yapılan operasyonlarda ele geçen belgelerde, örgütün hedefi olabilecek kişi, KEMAL GÖKTAŞ yer ve kurumlar da sıralanıyor Na3z1 iyşmeaihryieat’dlıe Tunceli’nin Nazimiye ilçesine sızmaya çalışan PKK’liler ile güvenlik güçleri arasında çı Çatışma, ölümkan çatışmada yaralanan polisler helikopterle Elazığ’a gönderildi. ve yasak Tunceli’nin Nazimiye ilçe merkezine sabaha karşı farklı noktalardan sızan 3040 kişi olduğu belirtilen PKK’li bir grup İlçe Emniyet Amirliği ve İlçe Jandarma Komutanlığı’na önce roketatarlar ile saldırı düzenledi. Saldırıda uzman çavuş Murat Durmaz şehit oldu, 2’i ağır 3 polis memur yaralandı. PKK’lilerin Emniyet amirliğine yakın olan sağlık ocağı bahçesinden emniyet amirliğine yoğun ateş açtığı ve burada şiddetli çatışma yaşandığı öğrenilirken, sağlık ocağı bahçesinde bulunan 112 hızır acil servisine ait 2 ambulansın da yanarak kullanılamaz hale geldiği belirtildi. Sağlık ocağı bahçesinde 1’i kadın 2 PKK’li öldürülürken çatışmada sağlık ocağına çok sayıda mermi isabet ettiği öğrenildi. Sabah saat 06.30’a kadar çatışmanın devam ettiği daha sonra PKK’lilerin ilçede birçok aracı gasp ederek ilçe dışına çıkmaya çalıştığı kaydedildi. PKK’lilerin hükümet konağı ile özel idare genel sekreterliği binalarını da yoğun ateş altına aldıkları, özel idare genel sekreterliği binasında birçok aracın ateşe verildiği öğrenildi. Operasyon başlatıldı İlçenin kenar mahallerinde de şiddetli çatışmaların yaşandığı belirtilirken PKK’lilerin ilçe dışındaki ormanlık alana kaçmaya çalıştığı ifade edildi. Tunceli İl Jandarma Komu tanlığı tarafından bölgeye jandarma ve polis özel harekât birlikleri sevk edildi. Karma birlikler, ilçeden çıkarak kaçmaya çalışan PKK’li grupların geçiş güzergâhlarını kesmeye çalışırken, bu bölgelerde de yoğun çatışmaların yaşandığı bildirildi. Tunceli’nin Ovacık ilçesinde dün akşam saatlerinde sızma girişiminde bulunan PKK’lilerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Çatışmada 2 PKK’linin öldürüldüğü kaydedildi. Yasak ilan edildi Tunceli Valiliği, ilçede yaşanan çatışmalar nedeniyle sivil vatandaşların zarar görmemesi için ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini duyurdu. Çatışmada yaralanan 2 polis, helikopter ile Elazığ Asker Hastanesi’ne oradan da ambulanslar ile Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne getirildi. Yomra’ya acı haber 25 yaşındaki uzman çavuş Murat Durmaz’ın memleketi Trabzon’un Yomra ilçesine ateş düştü. Fatma ve Davut Durmaz çifti, acı haberle yıkıldı. Gözyaşlarına boğulan anne Fatma Durmaz’ı yakınları ve komşuları teselli etmeye çalıştı. Yaklaşık 1 yıldır uzman çavuş olarak görev yapan şehit Durmaz’ın cenazesi, bugün Yomra’da düzenlenecek cenaze töreni sonrası toprağa verilecek. l TUNCELİ/ TRABZON / DHA PKK’li Bayık ve Karayılan için yakalama kararı Adana’nın Pozantı ilçesinde 31 Temmuz 2015’te Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen ve iki polisin şehit olduğu saldırıyla ilgili iddianame tamamlandı. Cumhuriyet Savcısı, PKK yöneticileri Murat Karayılan, Cemil Bayık, Hülya Oran, Zübeyir Aydar, Duran Kalkan ve Remzi Kartal hakkında yakalama kararı çıkararak “Kasten öldürme, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, tasarlayarak öldürme, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi öldürme, resmi belgede sahtecilik, izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme, satma” suçlarından 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 159’ar yıl hapis cezası istedi. 3 PKK’li öldürüldü Kars’ın Kağızman ilçesi yakınlarındaki ÇemçeMadur dağlarında dün sabah düzenlenen operasyonda 3 PKK’li öldürüldü. Kars Valisi Rahmi Doğan, PKK’nin ÇemçeMadur, Sarıkamış Boyalı, Şenkaya ve Artvin üzerinden Karadeniz’e sızmaya çalıştığına dikkati çekti. Elazığ için 1 gözaltı Elazığ Emniyet Müdürlüğü’ne 18 Ağustos perşembe günü bomba yüklü araçla düzenlenen, 3 polisin şehit olduğu, 110’u polis 217 kişinin yaralandığı intihar saldırısıyla ilglli Diyarbakır’da 1 kişi gözaltına alındı. IŞİD’i perdelemenin siyasal sorumluluğu Dün Tayfun Atay, Cumhuriyet’te “IŞİD farkı” başlıklı yazısında iktidarın ve medyasının IŞİD’e atfedilen kanlı eylemler karşısında sergilediği ikircikli tavrı çok güzel özetledi. Katliamın failleri IŞİD militanları olunca, AKP iktidarının “kültürelideolojik lehçeleri” tutukluk yapıyor. En son Gaziantep’te düğün eğlencesini hedef alan intihar saldırısında olduğu gibi, kendini İslam Devleti olarak adlandıran örgütün militanlarının yaptıkları hunhar katliamları adlı adınca kınamakta, lanetlemekte zorlanıyorlar. PKK, şiddet yöntemleri kullanan başka örgütler veya daha yeni olarak FETÖ söz konusu olduğunda kullandıkları ağır suçlayıcı değerlendirmeleri, kendini İslam Devleti olarak tanımlayan örgütün militanlarına sıra gelince kullanamıyorlar. Çünkü işin ucu bir yerden kendi ideolojik zeminlerine dokunuyor. Burada gerçekten ciddi bir sorun var. Türkiye’de güvenlik güçlerinin IŞİD militanlarının varlık ve faaliyetlerine daha duyarsız kalmasının, yargının da yakın zamana kadar başka konularda göstermediği anlayışlı tavrı bu konuda göstermesinin arkasında, IŞİD’e yönelik bu ideolojikkültürel yakınlıktan kaynaklanan ikircikli tavır yatıyor. Sadece iktidar partisi ve yöneticileri değil, Sünni Müslümanların çoğunluğu için geçerli bu tavır. Örgüt adı yok AKP çevresi ve medyası, başta fahri başkanları olmak üzere, IŞİD’in eylemleri söz konusu olduğunda, bunu genel bir terör ve terör örgütleri lanetlemesi içinde dile getirmeye özen gösteriyorlar. Ankara Garı katliamında Tayyip Erdoğan’ın icat ettiği “kokteyl terör” kavramı bunun zirve noktasıydı. Şimdi de Başbakan, “Bu alçak terör örgütünü, adı ne olursa olsun, biz, millet, devlet ve hükümet olarak onunla mücadelemizi sürdüreceğiz” derken, örgütün adını telafuz etmemeye özen gösteriyor. AKP’nin sözcüsü Yasin Aktay, son noktayı koyup, “Bütün terör saldırıları tek elden yönetiliyor” cevherini yumurtlayıp terörün kimliğinin hiç önemli olmadığını ilan ediyor. Hepimizin güvenliği açısından, umarız ki güvenlik güçleri de benzer şekilde düşünmüyorlardır. Birçok ör gütün farklı saik ve yöntemlerle, farklı hedeflere yönelik birbirinden farklı terör ve şiddet eylemlerini tek potada eriterek, bunların eylemlerini engellemeye çalışmıyorlardır! Kendini İslam Devleti olarak adlandıran örgütün Türkiye’deki hücrelerinin eylemlerinin türü, amacı, hedeflediği kitle itibarıyla, örneğin Gülen Cemaati’ne atfedilen suç eylemleriyle herhangi bir karşılaştırma yapılması mümkün değil. PKK’nin terör eylemlerine de başvuran, silahlı mücadele yürüten bir siyasal örgüt olması, onun ne IŞİD’le ne de iddia makamının FETÖ olarak adlandırdığı örgütle aynı siyasal, örgütsel ve kriminel düzlemde ele alınmasını mümkün kılar. Meclis’e ret Böyle bir birleştirme yapmanın nedeni cehalet veya sergilenen vahşetin büyüklüğü karşısında yaşanan akıl tutulması değildir. Dikkat edilirse, fail İslam Devleti adlı örgüt olunca, kasıtlı bir karıştırma, olguları koyu bir sis perdesi arkasında görünmez, ayırt edilmez kılma işlemi yürütülüyor. Sadece sözde kalmıyor bu tavır. AKP iktidarı, Gülen Cemaati ile ilgili olarak CHP’nin Meclis’te verdiği birçok araştırma önergesini yıllarca reddettiği, sorulan soruları cevaplamadığı veya açıkça yalanladığı gibi, son üç yılda CHP ve HDP’nin ayrı ayrı verdikleri IŞİD’in Türkiye’deki yapılanmasının araştırılmasını talep eden araştırma önergelerinin hepsini reddetti. IŞİD’in Meclis’te tartışılmasını, bu örgüte karşı alınan önlemlerin değerlendirilmesini ve belki başka önlem önerilerinin dile getirilmesini engelledi. Bunlar yapılsaydı, IŞİD’in eylemleri engellenirdi gibi budalaca bir iddiada bulunacak değiliz. Ama iktidarın bu tavrının en azından bir ideolojik yakınlıktan kaynaklanan rahatsızlığa işaret ettiği açık ve bu, IŞİD’e karşı güvenlik güçlerini, yargıyı ve genel olarak devlet organlarını daha duyarsız kılıyor. IŞİD’in eylemlerinin engellenememesi konusunda iktidarın omuzlarına nesnel olarak ağır bir siyasal sorumluluk yüklüyor. Bunu “DAEŞ’in ipini izleyince bir ucunda PKK diğer ucunda FETÖ çıkıyor” laga lugasıyla örtmeye çalışmak, ancak o sorumluluğu daha da artırır. Şehit polis 15 gün önce göreve başlamış Şehit polis Ömer Sönmez’in tabutunu polis arkadaşları taşıdı. ‘Yeter artık dursun bu kardeş kanı’ Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde önceki gece zırhlı polis aracına düzenlenen saldırıda polis memuru 26 yaşındaki Ömer Sönmez şehit oldu, 3 polis de yaralandı. Sönmez’in Elazığ’ın İzzetpaşa mahallesinde yaşayan ailesi acı haberle yıkıldı. Şehit için dün Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü’nde uğurlama töreni düzenlendi. Törene Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna, Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, askeri ve mülki yetkililer katıldı. Şehidin babası Mehmet Sönmez, annesi Yasemin Sönmez ile 3 kız kardeşi töreni gözyaşları içinde izledi. Özel Harekât polis leri, tören mangasının taşıdığı şehit polisin ay yıldızlı tabutuna koşarak cenazeyi tekbirler eşliğinde taşıdı. Bu sırada şehidin akrabası olan bir kadın, “Yeter artık kardeş kanı dursun. Yeter yazıktır. Bu günahsız çocukları, biz bunları nasıl büyütüyoruz. Biz bunları ne halde büyütebiliyoruz. Siz nasıl kıyabiliyorsunuz? Yeter artık doymadınız mı kardeş kanından? Biz de Kürdüz ‘Edi bese (yeter artık)’ analar ağlamasın” dedi. Şehit polis memuru Ömer Sönmez’in cenazesi buradaki törenin ardından defnedilmek üzere memleketi Elazığ’a gönderildi. l DHA C MY B