15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYAPazartesi MI.T muhbiri cenneti 722Ağustos2016 Türkiye ile ilişkilerde ihtiyat telkini Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, meclise gönderdiği Türkiye’nin “İslamcı teröristlerin merkezi eylem platformu” olduğuna dair belgenin “Türkiye’deki son derece karmaşık durumun küçük bir bölümünü oluşturduğunu” söyledi. Alman bakan, NATO ve sığınmacı krizinde önemli bir partner olması dolayısıyla Türkiye ile ilişkilerde ihtiyatlı olunmasını tavsiye etti. [email protected] TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘Aydınları hapse atarak olmaz’ Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, Türkiye yurttaşlarının ekimden itibaren vizesiz seyahati için terörle mücadele yasasının değiştirilmesi dahil tüm kriterlerin yerine getirilmesi gerektiğini tekrarlayıp ekledi: “Terörle mücadele yasaları entelektüelleri, bilim insanlarını, gazetecileri hapse atmak için kullanılamaz. Terörle mücadeleden kastettiğimiz bu değil.” Almanya’da 6 bin MİT muhbiri olduğu, bunların muhalifleri tehdit ettiği iddiası, ‘Erdoğan’ın Stasi’si’ tepkilerine yol açtı Alman dış istihbarat teşkilatı BND’den cemaatle mücadeleye katılmasını, hatta Gülencilerin iadesi için Alman yetkililer üzerinde etki kurmasını isteyen MİT, ülkede şimşekleri üzerine çekti. Alman istihbarat teşkilatlarından sorumlu Parlamento Kontrol Komitesi (PKGr), MİT’in Almanya’daki faaliyetlerinin açıklığa kavuşturulmasını talep etti. Bu vesileyle Almanya’da en az 6 bin MİT muhbiri bulunduğu öğrenilmesi, eski Doğu Almanya’nın muhalifleri hedef alan güvenlik ve istihbarat kurumu Stasi ile kıyaslamalara yol açtı. 31 Temmuz’da Köln kentinde düzenlenen Erdoğan yanlısı mitingden beri AnkaraBerlin ilişkileri iyice gerildi. 500 kişiye bir muhbir Welt am Sonntag gazetesine konuşan PKGr üyesi HansChristian Ströbele, MİT’in Almanya’daki “inanılmaz gizli faaliyetlerini” tatilden döner dönmez komite gündemine taşıyacağını söyledi. Yeşiller’den Ströbele, BND, iç istihbarat kurumu konumundaki Anayasayı Koruma Teşkilatı ve polisin Türkiye ile işbirliğini denetlemesi gerektiğini, aksi takdirde “cezai yaptırımı bulunan bu eylemlere ortak olacaklarını” söyledi. PKGr Başkanı Clemens Binninger de konunun hızla ele alınacağını açıkladı. CDU’lu Binninger, “Türkiye’deki son olaylar istihbarat kurumları arasındaki işbirliğini de etkileyebilir” dedi. Welt’in haberinin asıl çarpıcı yanıy sa, MİT’in Almanya’daki faaliyetlerinin bilinenden çok daha geniş boyutları olduğunu ortaya çıkarması. İsmi açıklanmayan güvenlikten sorumlu bir siyasiye göre, MİT’in ülkede 6 bin muhbirden oluşan bir ağı bulunuyor. Yani Türkiye kökenli her 500 kişiye bir muhbir düşüyor. Örnekler arasında Zaman Almanya’ya baskın, çalışanlarına muhbirlik teklifi, reklamverenlerine tehditler de var. İstihbarat uzmanı Erich Schmidt Eenboom da Batı Avrupa’daki 800 MİT ajanından çoğunun Almanya’da görevlendirildiğini, bunların sahte kimliklerle Türk şirketleri, bankalar, seyahat acenteleri ve THY bürolarında çalıştığını aktardı. Eenboom “Mesele istihbarat toplanması değil, istihbarat baskısı. Stasi bile Batı Almanya’da bu kadar geniş bir ajan ordusu kurmamıştı” dedi. Bild gazetesi “Erdoğan’ın Stasi’si Almanya’daki Türkleri tehdit ediyor” başlığını attı. 1989 ÖNCESİNE dönüş Halk 10 gün yetecek gıda stoklayacak Almanya sığınmacı selini takip eden İslamcı terör saldırıları üzerine Soğuk Savaş’tan kalma sivil savunma taktiklerine dönmeyi planlıyor. Frankfurter Allgemeine gazetesine göre hükümet, olası bir terör saldırısı ya da doğal afete karşı her vatandaşın 10 gün yetecek su ve gıda stoklamasını isteyecek. İçişleri Bakanlığı’nın çarşamba günü hükümetin onayına sunacağı planda, acil durumlarda devlet harekete geçene dek vatandaşların kendilerini korumaları ve idame ettirmeleri esas alınıyor. Günlük 2 litre su 69 sayfalık belgede halkın stoklaması gereken su miktarı “5 gün yetecek şekilde kişi başı günlük 2 litre ve sağlığa zarar vermeyecek kalitede su” olarak belirleniyor. Evlere ecza dolabı kurulması, battaniye, mum, pil ve nakit para bulundurulması gibi tedbirler de var. Sivil savunma planı onaylanırsa, Soğuk Savaş’ın bittiği 1989’dan beri ilk kez böylesi bir yaklaşım yürürlüğe girecek. Alman hükümetinin geçen yıl da Rusya ile Ukrayna krizinin ardından her mahalleye sığınaklar kurmayı ve 1992’de devre dışı bırakılan siren sistemlerini yeniden çalıştırmayı planladığı öğrenilmişti. IŞİD 2014’teki Speicher Kampı katliamının görüntülerini yayımlamıştı. Asker katleden 36 IŞİD’liye idam Irak’ta IŞİD’in 2014’te Tıkrit kentini alması sırasında Speicher Kampı’nda düzenlediği katliama karıştıkları iddiasıyla 36 kişi idam edildi. Bunların IŞİD militanı olduğu açıklandı. IŞİD saldırdığı sırada kampta binlerce silahsız hava harp akademisi öğrencisi vardı. IŞİD’ciler Şii ve Müslüman olmayanları Sünnilerden ayırıp katletti. 1700 kurbanın çoğu, Dikarlı Şii’ydi. Bir yıl sonra kamp kurtarıldığında, toplu mezarlar bulundu. Dünkü infaz, yakalanan IŞİD militanlarının tutulduğu hapishaneye ev sahipliği yapan Dikar’da gerçekleşti. Adalet Bakanı ve Dikar Valisi’nin de katıldığı infazla ilgili valilik, asker yakınlarının idamlar sırasında “mutluluktan tekbir getirdiğini” duyurdu. Kocasını katliamda kaybeden Necla Şaab “Allah’a şükür, insanların kurşuna dizildiği, diri diri gömüldüğü, cesetlerinin nehre atıldığı katliam hak ettiği cezayı buldu” dedi. ‘BM’den çıkar yeni BM kurarız’ Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte, kendini şiddet ve cinayete teşvikle suçlayan BM’den çıkma tehdidi sa Duterte vurdu. BM görevlilerine “Aptallar” diye seslenen Duterte, “Biliyorsun BM, bana kötü bir şey söylersen ben 10 tane söyleyebilirim. Belki de BM’den ayrılma kararı alacağız. Bu kadar saygısız ve o... çocuğu olursanız sizi terkederiz” dedi. Halep’teki Ümran’ı hatırlatarak “Bu aptal organizasyon buradaki ölümlerden endişeliymiş. Enkazların altından çıkmış şu çocuğa bakın. Görevinizi hakkıyla yapsaydınız tüm bu savaşları durdururdunuz” diye çıkıştı. “İşe yaramaz BM” yerine Çin ve Afrika ile alternatifini kurmaktan söz etti. ‘Türkiye’deki cihatçılar Cerablus’a saldıracak’ Türkiye’deki ÖSO, Cerablus’u YPG’den önce alacağını söyledi ATEŞKES ÇABASI AdhlçKmdrllmslvbrndlvşlsdlhkröeaaeeeauiiaıaoeaaıüenüöaöuün,rrşnrrrkaimvnmlybıkkneryyğciiiblnıınösacnglşataliü(minadteeuaüebueıyıurntbsşerHrneramekrkıtvmnınimdooeuğcdKhı.dryisitaualreşöuaeieeızlvlDıtaıaaidkduryçsandçnnbknzilnzakmtebKke.aeüeei.edagıdaliengi’oimarlBeüşrAülgnnkkir,)aeeıaelllagüirşekmiberirzılegünnganğçıkrnarktötlniütgleröınçiö,csçeiulraüia’ayküningreSynRerhıilşılaazyşyvldnneaesgicaauaerguiçknüktKlvkavndneüıiireneerzrnığnoiseekeegüieşarçıdrdAiytenrvynyyiüinçdSmrskitapierdaAeaditdeFnkdçatemnltukiulüleenlereaPltıuaüdeBioeaseeşsır.u.vlyrcgrrellzninneiaDKktmuanprAşiıeiçyögiçe,entçıiğ,.rüne,ğedme7bsrbeianuiıayvrİKSglnürddnmrıak’eaiidketçöuçdstaaarüuüçbıaydmıçodiıinatrbçsysnoşdrrgRrçnğıimöaigktaiddıdrkoum’eağlyeeüuıılennnnüeraaıiykaeuçskaınna YPG’nin IŞİD’in kontrolündeki Mınbiç’i almasıyla hem kuzeydeki Cerablus ve Türkiye’nin Karkamış sınır kapısına ulaşma hem de Kürt kantonlarını birleştirecek koridor açma imkânı doğarken, Ankara desteklediği cihatçıları devreye sokuyor. Türkiye’deki yüzlerce cihatçının Cerablus’u IŞİD’den almak için birkaç gün içinde operasyona hazır landığını Reuters doğruladı. Reuters’in “isyancı yetkili” dediği bir kaynak, Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) birkaç gün içinde Türkiye içinden Cerablus’a saldırıya geçmesinin beklendiğini söyledi. Militan “Türkiye’nin içinde fraksiyonlar toplanıyor” diyerek ekledi: “Kesinlikle IŞİD direnişıyle karşılaşacağız. Her yere mayın döşemişlerdir. Cerablus’a girmek kolay olmayacak.” Mınbiç gibi Ankara’nın “kırmızı çizgi miz” dediği Fırat’ın batısında kalan Cerablus, TürkiyeSuriye sınırında IŞİD’in elinde kalan son önemli kent. Türkiye Cerablus’taki IŞİD mevzilerini hem uçak hem de obüslerle bombaladı. Ardından Gaziantep’te bir düğünü hedef alan canlı bomba saldırısı geldi. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani füze savunma sistemini denetledi. İran’dan Rus S300’lerine alternatif Bavar373 İran’ın uluslararası yaptırım altındayken yapımına başlamış olduğu ilk yerli uzun menzilli hava savunma sistemi Bavar373 görücüye çıktı. Güdümlü ve balistik füzeler ile savaş uçaklarını durdurabilecek sistem, Rus S300’lerin alternatifi. Savunma Bakanı Hüseyin Daghan “S300’lerin İran versiyonunu yapma değil, bir İran füze sistemi inşa etme niyetindeydik. Ve yaptık” dedi. Darbe sonrası dönüm noktası Suriye’deki paylaşım savaşında dönüm noktası niteliğinde günlerden geçiyoruz. Bugüne dek “savaşın devamının garantörü” olmuş Türkiye, “yatağını değiştirmeye kalkıştığı derenin ortasında kalakalan, sürüklenip boğulacağını idrak edince at değiştirmeye çalışan” biri misali. Darbe girişimi denklemi temelinden değiştirdi. Ankara, tümden çökmüş Suriye politikasında ABD/Körfez hattını terk edip Rusya/İran ve dolaylı olarak Suriye hattına geçme alametleri sergiliyor. Moda tabirle “üst aklın” “bölge okumasında” başka hal çare görememesinden… HHH Önce sahadaki kilit askeri gelişmeler: n Kürtlerin YPG’sinin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) 13 Ağustos’ta Mınbiç’i IŞİD’den temizledi. Afrin ve Kobane kantonlarının Türkiye’nin obüs menzili dışından el Bab ve el Rai hattı üzerinden birleşmesinin önü açıldı. n Türkiye ve Körfez’in vekil güçleri Nusra Cephesi (namı diğer Fetih el Şam) liderliğindeki cihatçıların Halep’te sıkıştıkları bölgede Suriye ordusu çemberini yarma girişimi işe yaramadı. n Rusya, Hazar’dan attığı füzelere ek olarak Doğu Akdeniz’deki gemilerden IŞİD ve Nusra’yı vurmaya başladı. n Rusya, İran anayasası hilafına tarihi bir gelişmeyle Hamedan üssünü kullanmaya başladı. HHH Uluslararası siyaset cephesi: n Düşürülen uçak yüzünden Ankara ile kanlı bıçaklı Rusya, darbe girişimi öncesinde “cebine özrünü” koymuştu. Darbe girişimi sonrası “stratejik önem” hesabıyla tutum değiştirdi. Putin ile Erdoğan’ın 9 Ağustos temasında ekonomik ilişkiler için yol haritası konulurken siyasi ilişkilerin kilidi Suriye oldu. n Erdoğan eylülden beri ara ara “Esad’lı geçiş”e yeşil ışık yakmaktaydı. Rusya’nın araladığı kapıdan İran girdi. Cevad Zarif ile Mevlüt Çavuşoğlu’nun karşılıklı ziyaretleri ve İranlı bakanın “PKK, PJAK, PYD farklı değil” vurgusu işin özeti. n Hal böyleyken ABD özel güçleri destekli SDG’nin bugüne kadar pek az sürtüşme yaşanan Haseke’de Suriye Ulusal Savunma Güçleri’ne (NDF) operasyona girişti. Suriye yantısız bırakmadı, ilk kez Kürt mevzilerini vurdu. “Ulusal güçlerin parçası” görülen PYD/YPG için ilk kez “PKK” atfı yaptı. n ABD’den Kürtleri koruma vurgulu güçlü bir tutum yerine “karadaki askeri danışmanları korumakla” sınırlı ve “uçuşa yasak bölgenin hiçbir türünü içermediği” vurgulu açıklama eşliğinde hava devriyelerini artırma beyanı geldi. En azından şimdilik. HHH Görünen o ki, İran üzerinden bir uzlaşma kotarılıyor. Ön anlaşma Türkiye’nin Halep’te cihatçıları terk etmesi karşılığında sınır hattını sağlamlaştırması, hatta Kürt koridorunu tümden dağıtması bile olabilir. Başbakan Binali Yıldırım’ın yabancı medyaya “Suriye’nin toprak bütünlüğü” ve “etnik yapıya göre parçalanmaması” vurgulu sözleri durumun özeti: “Önümüzdeki 6 ay içinde Suriye konusunda Türkiye daha aktif bir rol oynayacak. Esad ile geçiş için oturulur, konuşulur yani suhulet içinde geçiş sağlanabilir. Suriye’nin geleceğinde PKK de DEAŞ da Esed de olmamalı diye düşünüyoruz. İstesek de istemesek de Esed bölgedeki aktörlerden biridir.” HHH Kimileri Şam’ın Haseke’yi vurarak Ankara’ya “birlikte çalışalım” mesajı verdiğini söylüyor. Dikkat çekici bir iddia Kürtlerin ABD’nin isteğiyle geniş operasyona girişecekken, Rus istihbaratı sayesinde Suriye uçaklarının bombardımana giriştiği. Rojava’daki Kürt kaynaklarıma “Neden şimdi NDF vuruldu” diye sorduğumda “Türkiye ile olası anlaşmaya karşı Şam’a mesaj vermek istediler” yanıtını aldım. Dolayısıyla Hmeymim Üssü’nden bir Rus heyetinin Kamışlı’ya gidip ateşkes çabalarına girişmesi önemli. HHH ABD, Suriye’de iki zıt temele dayanıyor. Türkiye üzerinden beslenen cihatçı gruplar ve Kürtler. Bölge ülkelerinin uzlaşması iki ayağı da bitirebilir. Peki faturanın en büyüğü kime çıkar? Olası sonuçları da çarşamba yazısında derinleştirmeye çalışalım. Azerbaycan muhalefeti ‘FETÖ’cülük’ kıskacında Azerbaycan’da muhalefetin kilit isimlerinden Faig Amirov “FETÖ’cü” olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Halk Cephesi lideri Ali Kerimli’ye “Gülen’in Azerbaycan’daki baş temsilcisi” suçlamaları yöneltilirken, yardımcılarından Faig Amirov da gözaltına alınarak “dini nefreti kışkırtmakla” resmen suçlandı. Arabasının bagajından Gülen kitapları çıktığı ileri sürülen Amirov 5 yıl hapse çarptırılabilir. Muhalif gazete Azadlıg’ın mali direktörü de olan Amirov ise savcılık sorgusundayken kitapların arabasına yerleştirildiğini savundu. Amirov, Gülen’in kitaplarının Azarbaycan’da yasaklı olmadığını ve dini nefrete kışkırtan hiçbir açıklama yapmadığını söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle