Katalog

KULTUR [email protected] Cumartesi 9 Temmuz 2016 EDİTÖR: EVRİM ALTUĞ TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Selda Bağcan ile düet yaptı Ferhat Güneyli, Majör Müzik imzalı ikinci kişisel albümü ‘İşte Gidiyorum’da, albüme adını veren Yusuf Hayaloğlu imzalı parça için Selda Bağcan ile stüdyoda düet yaptı. Müzisyenin albümündeki 11 parçadan altısı, kendi bestesi. Albümde, Sivas’ta ölen Hasret Gültekin’e ait ‘Dağlar’ ve ‘Yarim Senden Ayrılalı’ parçaları da bulunuyor. Sur’daki kamulaştırma sürecinin belgeselini çeken İmre Azem’e göre, Sur için alınan acele kamulaştırma kararıyla yapılmak istenen 40 bin kişinin yaşadığı bir ilçeyi tamamen insansızlaştırmak ve kimliksizleştirmek... İMRE AZEM Elif Şafak Man Booker jürisinde Edinburgh Uluslararası Kitap Festivali direktörü Nick Barley’nin başkanlığıyla, 2017 Man Booker Uluslararası Edebiyat Ödülü jürisinde, yazar Elif Şafak da görev alacak. Jüride çevirmen Daniel Hahn, ödüllü şair Helen Mort ve Nijerya doğumlu şair Chika Unigwe de bulunuyor. Yeni düzenleme ile hem çevirmen, hem yazar eşit miktarda ödüllendirilecek. 15 Suriyeli kadınlar Londra’da alkış topluyor Euripides’in MÖ 415’te yazdığı Troyalı Kadınlar’ın çağdaş bir versiyonu, tamamı Suriyeli kadın mültecilerden oluşan bir amatör topluluk tarafından Londra’da ‘Suriye’nin Kraliçeleri’ başlığıyla sahneleniyor. Oyun olumlu eleştiriler almış bulunuyor. İlk olarak Ürdün’ün başkenti Amman’da 2013’te bir drama terapisi atölye çalışması olarak hayata geçirilen projede Zoe Lafferty’nin imzası bulunuyor. Eser, kadınların gözünden 4 milyon sığınmacının yaşadığı barınma, sağlık ve suç vakalarını bütün trajedisiyle ortaya koyuyor. Mister Sulu’yu üzen ‘Uzay Yolu’ değişikliği Gerçek yaşamda eşcinsel olduğunu açıklayarak yakın zaman önce ABD’de sevgi lisiyle evlenen Uzay Yolu aktörü George Ta ‘Sur’da yaşayan insanlara kei, canlandırdığı Hikaru Sulu karakterinin, filmin en son versiyonu Star Trek Beyond’da açıkça eşcinsel olarak tasvir edilmiş olmasını, ‘gerçekten talihsiz’ olarak yorumladı. Takei, alınan bu kararın, dizinin özgün yaratı eşya muamelesi yapılıyor’ George Takei cısı Gene Roddenberry’nin yaratıcı vizyonuna karşı hürmetsizlik olduğunu düşünüyor. Aslı Çavuşoğlu DİLEK ŞEN n Yeniden İnşa Çağı ne anlatacak? Bir şeyler anlatmaktan çok, ekonomik ve politik sistemimizin geleceğiyle ilgili varoluşsal sorulara cevap arayacak. Öncelikle güncel politikadan birkaç adım dışarı çıkıp içinde bulunduğumuz zamana dair bazı tespitler yapmak gerekiyor. 2008’deki küresel finansal çöküş, postneoliberal bir sürece girmek üzere olduğumuzu gözler önüne serdi. Peki, bu yeni dönem hangi model üzerine kurulacak? Özellikle son 40 senelik neoliberal dönemde kentlerin birer servet birikim aracı olduğunu düşünürsek, önerilen modelin veya modellerin kentler ve yaşam alanları üzerindeki etkisi ne olacak? Bu gibi sorulara cevap arayacağız. AçZeekmt’iinğiSiukri avyerıNefowtYooğrrka’tfa SUR SOKAKLARI “Ekümenopolis” ve “Lamekan” belgesellerinin yönetmeni İmre Azem, çekimleri New York’ta süren yeni belgeseli “Yeniden İnşa Çağı”nı ve Haber Nöbeti’yle gittiği Manifesta 11’de Christian Jankowski küratörlüğünde, Zürih’te 11.’si düzenlenen Avrupa Çağdaş Sanat Bienali Manifesta’ya Türkiye’den Aslı Çavuşoğlu, Muthoscapes adlı eseri ile katılıyor. Etkinlik, 18 Eylül’e dek yer alacak. Çavuşoğlu’nu destekleyen SAHA derneği, eserle ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor: “Atlantis’e benzer hikâyesi olan Mu 20. yüzyılın başından bu yana, ütopik düşleri, kayıp zeminleri ve ağıtsal cazibeyi temsil etti. Çavuşoğlu’nun projesi, İsviçre manzara resimlerindeki bu ütopyayı arar. Antikacılar ve bitpazarlarından toplanan bu manzara resimleri incelenerek röntgenleri çe kildi. Çavuşoğlu’nun rehberliğinde, Evren Kıvançer ressamın orjinal fırça darbelerine bağlı kalarak yeşil pas (patina) ve vernik katmanlarını silmek için restorasyon teknikleri kullanarak yüzeyin altındakini ortaya çıkarıyor. Sanatçı Aslı Çavuşoğlu projesinde sanat eserinin özgün durumu ile insanoğlunun kökenleri arasındaki bağlantıları kuruyor.” Topla tankla açık savaş n Sur’da yaşananları Haber Nöbeti’yle izlediniz, değil mi? Doğu illerindeki savaş ortamında baskı altında çalışan gazetecilerle dayanışmak için bir araya gelen Haber Nöbeti’yle iki günlüğüne gittim Diyarbakır’a. DİHA’dan iki muhabiri acele kamulaştırmayla ilgili ha Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki gözlemlerini anlattı Karadenizli ‘son Ermeni’ İletişim Yayınları, ‘Karadeniz’in son Ermenisi’ Ordulu Bakırcı Mıgırdıç Usta’nın oğlu Harutyun Artun’un hikâyesini, İbrahim Dizman’ın kendisiyle yaptığı söyleşiler ışığında belgeledi. ‘Adı Başka Acı Başka’ isimli kitap, Ermeni mahallesinin geçmişini büyüteç altına alıyor. ber takibi yaparken takip ettim. Ülkenin batısındaki gazetecilerin neredeyse tamamen görmezden geldiği yerlerde, halkın haber alma özgürlüğü için çalışan bu gazetecilerin hangi şartlarda görev yaptığını batıdaki insanlara gücümüz yettiğince anlatma, en azından tarihe bu notu düşme çabasıydı. Askerle, topla tankla açık bir savaş yaşanıyor orada, insanlar ölüyor; siviller, askerler, polisler ölüyor. PKK’nin pozisyonunu destekleyen de var, desteklemeyen de; ama bu hiçbir şekilde devletin sivillere karşı yaptığı hak ihlallerini meşru kılmaz. Bunları ve savaşın diğer etkilerini haber yapan gazetecileri de terörist yapmaz. Devlet Sur’da öyle bir pozisyon almış ki, sanki sadece şu an değil, ileride de artık barış ihtimali olmasın istiyor. İleriye dönük halkların beraber yaşama ihtimalini tamamen ortadan kaldırmayı amaçlıyor gibiler. Ahlaksız bir tehdit n Acele kamulaştırmayla asıl yapılmak istenen ne sizce? Acele kamulaştırma, sıkça dillendirilen hem hukuksuz hem de ahlaksız bir tehdit. Kamulaştırma kararıyla vatandaşa şu söylenmiş oluyor: İnşaat şirketi ile anlaş, evini sat, mahalleni terk et yoksa evini biz elinden alıp şirkete veririz, sen de buna karşılık verdiğimiz paraya razı olursun. n Kamulaştırma kararının Sur için alınmasının özelliği var mı? Orada yapılmak istenen 40 bin kişinin yaşadığı bir ilçeyi tamamen insansızlaştırmak, kimliksizleştirmek, orayı asıl sahiplerinden alıp bir turizm merkezi kisvesi altında AKP’nin ileri gelen sermayedarlarına peşkeş çekmektir. İnsansızlaştırmayı zaten fiili bir savaş ortamı yaratarak tankla topla yaptılar. Şimdi de yerinden ettikleri insanların evlerine dönmelerini engellemeye çalışıyorlar. 500 yıllık Kurşunlu Camisi’ni yok edip Sur’u bir turizm merkezi yapmanın çelişkisi zaten niyeti açıkça ortaya koyuyor. n Çevre ve Şehircilik Bakanı New York Yönetmen İmre Azem, kentsel sorunlara odaklanan bir belgesel sinemacı. “Ekümonopolis: Ucu Olmayan Şehir”, “Agorafobi”, “Lamekan: Metalaşan Kentin Çöküşü” gibi belgeselleriyle birçok ödüle değer görülen Azem, filmleriyle kentin insanlarına, yaşadıkları kenti anlatıyor. Haber Nöbeti’yle birlikte Diyarbakır’a giden İmre Azem, DİHA muhabirlerinin haber yaptığı Sur’da kamulaştırma tepkilerini belgeselleştirdi. Mehmet Özhaseki’nin Sur’a dair insan hayatına aykırı inşa edilmiş ‘Yenilenme Eylem Planı’ evi yıkılan TOKİ silolarına taşımaya kalkarsa ve tapusu olan vatandaşlara ev be nız sonu hüsran olur. Yerinden edil dellerinin verilmesini öngörüyor, mek, senelerdir yaşadığı mahalleden adres olarak ise vadeli ödeme plan ayrılmak zorunda bırakılmak, hat larıyla TOKİ konutları gösteriliyor. ta mahallenin topyekun yıkımı bunu Bu planı, nasıl yorumluyorsunuz? bizzat yaşamayanların çok kolay an Sunulan tüm seçenekler, insanla layamayacağı bir travmadır. rın mülklerinin ellerinden alınma n Türkiye’deki kent eylemlerini sı, kiracısı ev sahibi hepsinin oradan nasıl yorumluyorsunuz? uzaklaştırılmasını öngörüyor. “Yeni Kent hakkı, insanın kendini geliş lenme” dedikleri aslında insansızlaştırma, kimliksizleştirme, mülksüzleştirme. Zaten daha çatışmalar bile başlamadan, ortada hendekler bile yokken oradaki mülklerin el değiştirmeye başladığını biliyoruz, yani bu savaş sonrası ortaya çıkmış bir plan değil, mesele hendekler değil. Hatta büyük ihtimalle savaş, daha büyük planın bir parçası olarak kurgulanmış. Baştan sona hukuka, insan haklarına, insan onuruna aykırı bir durum söz konusu. İnsanlara eşya muamelesi yapıyorlar resmen, git Mardin’de otur diyor, orada ev yap tirme potansiyelini eğitimiyle, sağlığıyla, yaşam alanıyla, güvenceli iş imkânıyla bir bütün olarak garanti altına alan bir hak. Onun da ötesinde toplumsal bir hak. Gezi Direnişi bunun bir örneğiydi. Sadece bir parkla ilgili değildi o direniş, zorla empoze edilmeye çalışılan bir hayat tarzıyla ilgiliydi. Kışla projesi bu ticarileşmiş hayat tarzının bir örneği sadece. İmamhatipleşmeye karşı okullarda örgütlenen mücadele, sağlığın ticarileşmesine karşı yürütülen mücadele, kır tım sana. Sen kimsin ya, beni yaşadı salda zeytinliklerine sahip çıkan ğım mahalleden atıp başka bir yere köylüler, sadece sermayeye hizmet sürüyorsun? eden ve yaşam alanlarını yok eden n ‘Kendi yerinden edilerek başka HES’lere, RES’lere, nükleere, ma bir yerde yaşamak zorunda bırakı den ocaklarına geçit vermeyen mü lan insanlar’ neyle karşılaşıyor? cadeleler bir bütün olarak kent hak Sulukule’de, Ayazma’da ve daha kı mücadelesini Türkiye’de büyütü birçok ‘yerinden etme’ projesinde yorlar. Neoliberal politikaların artık gördüğümüz gibi kendi organik sos sürdürülemez olmasının sebebi, bü yal ilişkileri içerisinde gelişmiş, kök tün dünyada bu mücadelelerin yük salmış bir topluluğu, tümiksvkönöcüksploensrorini seliyioletrişimolması. Btaşuıyıcyı ükselkioşnaiknlamayönü ve sosyal ağlarını keserek tamamen hrieçiskmsbvi ir güç tarafından değiştirilemez. sponsorlar Cumhuriyet’in katkılarıyla yayımlanmıştır. 23. İSTANBUL CAZ FESTİVALİ 27 HAZİRAN 25 TEMMUZ 2016 Modern cazın yeni yeteneği Kamasi Washington’ın usta saksafonu, Beykoz Kundura Fabrikası’nın tarihi duvarlarında yankılanacak! KAMASI WASHINGTON IBEYI 14 Temmuz Perşembe Beykoz Kundura Fabrikası Fransız caz ritimlerinin ardından Nat King Cole şarkılarında gezinecek vokaliyle Hugh Coltman sahnede. HUGH COLTMAN “SHADOWS, SONGS OF NAT KING COLE” FRENCH QUARTER 15 Temmuz Cuma UNIQ Açık Hava Sahnesi iksv öncü sponsor iletişim iksv resmi sponsorlar taşıyıcı konaklama C MY B