Katalog

Cumartesi 9 Temmuz 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Yandaş sendikanın ‘denetim’ alerjisi Hükümetin eğitim politakalarına yön veren EğitimBirSen; Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) is tismar skandallarının yaşandı ğı özel yurtlar üze rindeki yetkisini ve denetimini art tıran düzenlemeye itiraz etti. Özel öğ renci yurtlarının SİNAN TARTANOĞLU açılması, denetimi ve kapatılması yet kisini MEB’in elin de toplayan madde EğitimBir Sen tarafından sakıncalı bulun du. Düzenlemeye çekince koyan sendika, özel yurt hizmetinin sağlıklı yürütülmesi için ikincil düzenlemenin hemen yapılma sını istedi. Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Hükümetin eğitim politikalarına yön veren EğitimBirSen, Karaman’daki Ensar skandalının ardından özel yurtlara ilişkin denetimini artırmak isteyen Milli Eğitim Bakanlığı’na karşı çıktı Yasası’nda önemli değişiklikler öngören yasa tasarısı TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda kabul edildi. 380 bin üyesi olan, MEB’in yetkili sendikası Eğitim Bir Sen, komisyon çalışmaları sırasında tasarıya ilişkin görüşleri içeren bir raporu komisyona sundu. Tasarıdaki birçok düzenleme ile ilgili değişiklik isteyen EğitimBirSen’in en tartışmalı önerisi ise özel öğrenci yurtları ile ilgili oldu. Denetim tek elde Tasarıda, öğrencilere özel barınma hizmeti sunan kurumla rın işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının sadece Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenmesi ve verilmesi öngörülüyor. Bakanlığın, özel yurtları denetlemesi, yasalara aykırılığın belirlenmesi durumunda da kapatabilmesi düzenleniyor. Bakanlığın bu yetkisini valiliklere yani il milli eğitim müdürlüklerine devretmesinin önü açılıyor. Böylece Karaman’daki Ensar Vakfı skandalına benzer olayların yaşanmasının önüne geçilmesi, özel yurtlar üzerindeki denetimin tek elde toplanması planlanıyor. ‘Sağlıklı yürütülmeli’ EğitimBirSen, düzenlemeyi, sundukları raporun “çekinceler” kısmında değerlendirdi. Sendika, izin işlemlerinin tek elden ve merkezden yürütülmesini “sakıncalı” buldu. Raporda, “Uygulama birliğinin sağlanması ve yurt hizmetlerinin özel sektör eliyle sağlıklı yürütülmesi açısından bakanlığın ikincil düzenlemeleri ivedilikle hayata geçirmesi gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA DANIŞTAY’DAN, KAMU GÖREVİNDEN ÇIKARILMASI İSTENEN AKADEMİSYENLER İÇİN KRİTİK KARAR YÖK’ün yetkisi yok İKLİM ÖNGEL Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza attıkları için “kamu görevinden çıkarılması” istenen 35 öğretim üyesinin durumu 20 Temmuz’da karara bağlanacak. Ancak bunun öncesinde Danıştay 8. Dairesi’nin verdiği bir yürütmeyi durdurma kararıyla, YÖK Genel Kurulu’nun bu alanda yetkisiz kıldığı ortaya çıktı. Barış İçin Akademisyenler’in hazırladığı rapora göre, akademisyenlerin “kamu görevinden çıkarma” taleplerin reddedilmesi gerekiyor. Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde çalışanlara uygulanacak disiplin cezalarının YÖK tarafından düzenlenmesini öngören kanun hükmünü iptal etmişti. YÖK Genel Kurulu da 12 Kasım 2015’te disiplin hükümleriyle ilgili yeni karar almıştı. EğitimSen’in açtığı dava üzerine Danıştay 8’inci Dairesi, YÖK kararının “Kanun ve yönetmeliğe göre başlatılan ancak henüz tamamlanmamış disiplin soruşturmaları ile bundan sonra başlatılacak tüm disiplin soruşturmalarında ilgili kanunlarda bulunmayan usul kuralları açısından Yükseköğretim Kurumu Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nde yer alan usule ilişkin hükümlerin uygulanmasına” olanak tanıyan bölümünün yürütmesini durdurdu. Cezalar yok hükmünde YÖK Genel Kurulu’nun “YÖK Disiplin Yönetmeliği’ne göre soruşturmalar yapılmalı” demesine karşı, Danıştay 8’inci Dairesi, bunun uygulanamayacağını, bunu Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiğini belirtti. Böylelikle üniversitelerde 12 Kasım 2015 tarihi itibarıyla açılmış olan disiplin soruşturmaları ve bu soruşturmalara istinaden verilen cezalar veya ceza tekliflerinin de yok hükmünde olması gerekiyor. Karar, Barış için Akademisyenler Bildirisi’ne imza atanlar ile birlikte 12 Kasım 2015 sonrası açılmış olan tüm disiplin soruşturmaları için geçerli. Buna göre ceza tekliflerinin de YÖK Yüksek Disiplin Kurulu tarafından reddedilmesi bekleniyor. Reddedilmeli İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Danıştay, YÖK Genel Kurulu’nun “YÖK Disiplin Yönetmeliği’ne göre soruşturma yapamayacağına” hükmetti. Bu karar, 12 Kasım 2015 itibarıyla açılmış soruşturmalar ve cezaları düşürüyor Kopyala yapıştır başbakan portresi Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde Sakarya Caddesi üzerinde bulunan AKP İlçe Başkanlığı’nın ön cephesinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun fotoğrafları yer alıyordu. Ancak Davutoğlu’nun fotoğrafının baş kısmına gelecek şekilde Başbakan Binali Yıldırım’ın küçük bir fotoğrafının yapıştırılması ilginç bir görüntü oluşturdu. Sosyal medyada fotoğrafın bu şekilde kullanılması gündem yarattı. Bunun üzerine önceki gece saatlerinde Davutoğlu’nun fotoğrafı nın üzerine yapıştırılan Yıldırım’ın fotoğraf söküldü. Davutoğlu’nun AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlığı Binali Yıldırım’a davet etmesinin hemen ardından AKP teşkilatlarında Davutoğlu fotoğrafları kaldırılarak yerine Başbakan Yıldırım’ın fotoğrafları asılmıştı. Davutoğlu’nun 4 Temmuz’da memleketi Konya’nın Taşkent ilçesini ziyareti öncesi uğradığı Hadim ilçesinde parti binasındaki “Türkiye’nin partisi, Türkiye’nin lideri” afişi parti görevlileri tarafından kazınarak sökülmüştü. AKP Hadim İlçe Başkanı Saffet Duran, “Genel merkezin talimatı” derken, Davutoğlu parti binasına gitmemiş, Anıt Alanı’nda konuşma yapmıştı. Dr. Yaman Akdeniz ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak’ın konuya ilişkin hazırladıkları raporda Danıştay kararının akademisyenlere etkilerine ilişkin şu bilgiler yer alıyor: l Danıştay’a göre üniversitede çalışan öğretim üyelerine ilgili yasada memurlar için öngörülen cezalar verilebilir. Ancak bu cezaların kim tarafından soruşturulacağı, soruşturmanın hangi usulde yürütüleceği, kim tarafından hangi yöntemle tahsis edileceği gibi ko nuların da yasa ile düzenlenmesi gerekir. l Böyle bir yasal düzenleme olmadığı için üniversitelerde 30 Kasım 2015’ten sonra açılmış disiplin soruşturmalarında yönetmelikteki usul ile ilgili hükümler uygulanamaz. Bu nedenle 30 Kasım itibarıyla açılan disiplin soruşturmaları veya teklif edilen cezalar hukuka aykırıdır. l 20 Temmuz’da, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu tarafından usule aykırı yapılmış olan soruşturmalar sonucunda teklif edilen “ka mu görevinden çıkarma” cezalarına ilişkin olarak ancak “yetkisizlik kararı” alınarak ceza tekliflerinin reddedilmesi gerekir. l12 Kasım 2015’ten sonra açılan disiplin soruşturmaları hiç açılmamış hale geldiği için bu soruşturmalar şu an itibarıyla zamanaşımına uğramış olacak. Soruşturmaların yeniden canlandırılmaları söz konusu olamaz. Dolayısıyla, tüm soruşturmalar, ilgili süreleri dolduğu takdirde zamanaşımına uğradığı için düşecektir. l ANKARA YÖK KARARINI İPTAL ETTİREN Eğitim Sen: Bütün soruşturmalar hemen iptal edilmeli İsmail Sağdıç Eğitim Sen Genel Örgütlenme ve Yüksek Öğretim Sekreteri İsmail Sağdıç, Danıştay kararı ile YÖK Disiplin Kurulu yönetmeliğinin artık geçersiz olduğunu söyledi. “Bu suça ortak olmayacağız” metnine imza atan akademisyenler hakkında açılan soruş turmalarında düşmesi gerektiğini belirten İsmail Sağdıç, “20 Temmuz’da akademisyenlerin YÖK Disiplin Kurulunda soruşturmaları görülecek. YÖK, akademisyenleri üniversite öğretim üyeliğinden çıkarma ile cezalandırmaya çalışıyor. Bizce YÖK Disiplin Kurulu özellikle de Danıştay’ın verdiği bu karardan sonra da yok hükmündedir ve yetkisizdir. Hatta hiç toplanmadan YÖK Genel Kurulu bu toplantıyı ve disiplin soruşturmalarını iptal etmelidir. YÖK Genel Kurulu kararına göre verilen disiplin soruşturmaları da düşmelidir” dedi. l ANKARA haber 11 Sünni muhafazakâr kuşatma ve otoriter şiddet AKP iktidarı, yuvadan üniversiteye kadar eğitim ve öğretim sistemi bazı üniversite yöneticileri gayretkeşlik yarışındalar. Bu yarışta Mersin Üniversite üzerinde bir yandan din ağırlık si yönetimi bayrağı şimdilik elin lı muhafazakâr kuşatmayı pekiş de tutuyor. En fazla barış bildi tirirken diğer yandan idari ve ad risini imzalamış öğretim elema li baskıyı koyulaştırıyor. Din ağır nı atan üniversite sıralamasında, lıklı kuşatmayı sadece müfre altı akademisyenin sözleşmesini datlar üzerinden gerçekleştir yenilemeyerek veya iptal ederek miyor. Ortaöğretimin merkezine şimdilik birinciliği koruyor. Önü imam hatip okullarını yerleştirme müzdeki aylarda bu listeye imza yi amaçlayan Sünni muhafazakâr cı üç yardımcı doçenti ilave etme baskıya, Tayyip Erdoğan’ın ya niyetini üniversite yönetiminin di kın çevresinin önderlik ettiği sivil le getirdiğini meslektaşları söy toplum kuruluşu görünümlü hü lüyorlar. kümet güdümlü dernek ve vakıf Bu göze girme gayretkeşliği larla eşlik ediyor. Hatta buna yer nin diğer boyutu Mersin Üniver yer önderlik ediyor. Milli Eğitim sitesi öğretim elemanlarına karşı Bakanlığı’nın Tokat’ta düzenledi açılan ceza davaları. Bu üniversi ği Değerler Eğitimi Çalıştayı’nda tenin altı öğretim üyesi hakkında alınan tavsiye kararları, iktidar Cumhurbaşkanı’na hakaret, terör güdümlü bu koyu dindar Sünni örgütü propagandası yapmak ve muhafazakâr kuşatmanın amaç ya yardım ve yataklık, toplantı ve larını apaçık ortaya koyuyor. gösteri yürüyüşü kanununa mu Bunu, AKP’nin bir yanda kitle halefet, devletin manevi şahsiye partisi görünümünü korurken, di tine hakaret suçlamalarıyla açıl ğer yanda imam hatip mezunla mış ceza davaları var. Bunların rı ağırlıklı bir kadro partisi olma bir kısmının duruşmaları 1213 ya başlaması tamamlıyor. AKP Temmuz’da Mersin Adliyesi’nde iktidarının seçkinleri, imam ha yapılacak. Bazıları hakkında ağır tipliler. Uzun bir dönemden be hapis cezaları talep ediliyor. Hep ri kamu kurum ve kuruluşları sinin görünmez ama asli su na yapılan atamalarda yürütü çu barış bildirisi imzacısı olmak. len bu yeni seçkincilik, son dö Üniversite yönetiminin bu baskı, nemde artık açık seçik ve çok sindirme ve arındırma politikası daha sistemli biçimde uygulanı na nasıl ön ayak olduğunu, daha yor. Liyakati esas olarak dindar açılmamış ceza soruşturmasını ve muhafazakâr olmaya dayanan bahane ederek öğretim üyelerinin kadrolarla yürütülen bu kuşatma, üniversiteden ilişkilerini kesmeye AKP’nin otoriter muhafazakâr ta başlamasından biliyoruz. hakküm stratejisinin önemli bir Devletin tepesinden beslenen parçası. ve desteklenen bu gayretkeşlik Diğer parçasını eğitim dün yarışı, otoriter yönetimin şiddeti yası üzerinde giderek artan ida ni sıradanlaştırıyor. Bu koyu din ri ve adli baskı oluşturuyor. Bu dar Sünni muhafazakâr kuşatma nun dozunun son dönemde özel ya, onu destekleyen ve tamamla likle üniversitelerde artması, yan adli ve idari şiddete ve muk AKP’nin ilk ve ortaöğretimde sa tedirin gözüne girme amaçlı gay hip olduğu ideolojik ve idari ku retkeşliklere karşı, hiçbir şiddet şatma olanaklarına yükseköğre yöntem ve eylemine başvurma timde istediği oranda halen sa dan, sivil itaatsizlik girişimleriy hip olmamasından kaynaklanıyor. le karşı çıkmak, direnmek, bun On yıllardır liberalmilliyetçi ya ları teşhir etmek bugün ve bu da muhafazakârmilliyetçi koalis rada demokrasiyi, özgürlükle yonların yürüttüğü üniversitele ri, eşitliği ve haysiyetli bir yurttaş re adam yerleştirme operasyon lığı savunan herkesin omuzun larının gene de yetersiz kaldığını da taşıdığı bir sorumluluktur. Bu gören iktidar, bu konuda uzun bir nu yaparken, AKP’nin uyguladı dönem sıkı işbirliği yürüttüğü or ğı muhafazakâr otoriterliğin ve tağı Gülen Cemaati’ni bir numa devlet şiddetinin tarihsel kaynak ralı düşman ilan edince, üniver larını unutmamak ve bu otoriter siteleri arındırma politikasına ön liğe başka otoriter özlem ve ta celik verdi. Yargıda HSYK’nin ye savvurlarla karşı çıkanlara mey rine getirdiği arındırma misyo danı terk etmemek de bir o kadar nunun benzerini üniversiteler önemlidir. de YÖK’ün yürütmesi için hazır Not: DBP Şırnak İl Yönetici lık yapılıyor. Bunu beklemeyen, si Hurşit Külter 43 günden be Şef’in gözüne girmek için yarışan ri “kayıp”! Konda’nın sahibi Tarhan Erdem: Ne oy veririm ne de sonuçlara saygı duyarım Kamuoyu araştırma şirketi çim de yok!” başlıklı yazısında 7 Haziran seçim Konda’nın sahibi Tar lerinden sonra Suruç ola han Erdem, Cumhur yıyla savaşın fiilen başla başkanı Erdoğan’ın dığını belirterek “Devletin son seçimlerde ana ordusu yerleşim yerleri yasayı çiğnediğini, si ni bombaladı, halkın yer yaseti yozlaştırıp, se Erdem leşim yerlerini terk etme çim kanunlarının ilke si önlendi; halkın önemli lerini bertaraf ettiğini kaydede çoğunluğu HDP’nin devlete kar rek, “Bunlar meşru seçim değil şı savaşmakta olduğuna inandı dir, bugünkü fiili durum sürdük rıldı!” diye yazdı. 1 Kasım seçim çe yapılacak hiçbir seçim eşit ol lerinin savaş ortamında yapıldı mayacaktır. Gayrimeşrudur. Se ğını kaydeden Erdem, “1950’den çim denilecek oyunda ne oy veri beri milletvekili seçimi ‘genel, rim, ne de sonuçlarına saygı gös eşit, gizli oyla’ yapılır” ilkeleri teririm” dedi. Erdem T24’te ya nin Erdoğan tarafından bertaraf yımlanan “Eşitlik ilkesi yok, se edildiğini kaydetti. Gökkuşağını yaktılar Batman’da yer alan Atatürk Parkı girişindeki gökkuşağı renklerine boyalı demir direkler, kimliği belirsiz kişilerce ateşe verildi. Kimliği belirsiz kişiler, saldırıdan bir gece önce “Google Maps” üzerinden direklerin bulunduğu parkın ismini değiştirerek “Eşçinseller Parkı” yaptı. Bilgi, sosyal medyada kısa sürede “Belediye Atatürk Parkı adını Eşcinseller Parkı yaptı” diye yayıldı. Batman Belediye Başkanı Sabri Özdemir, Twitter üzerinden parkın isminin internet üzerinden art niyetli biri tarafından değiştirildiğini söyledi. Yeni Akit gazetesi de Google üzerindeki isim değişikliğini “HDP o ile eşcinsel parkı açtı” başlıklı haberle okuyucularına duyurduktan sonra, aynı gün yayından kaldırdı. Bilginin, Özdemir tarafından yalanlamasına rağmen önceki akşam parka saldırı düzenlendi. Parkın girişindeki gökkuşağı renklerine boyalı direkler ateşe verildi, girişteki zemine ise “Lut kavmini unutma!” yazıldı. l Yurt Haberleri C MY B