25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 22 Temmuz 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 3 Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 31/21 Ankara 30/17 Trabzon 24/21 İzmir 34/24 Antalya 30/25 Mersin 33/26 Diyarbakır 39/22 Kars 29/13 Bursa 310/1 6 0 Adana 340/2 5 0 Artvin 230/1 9 0 Çanakkale 320/2 1 0 Balıkesir 320/1 8 0 Sivas 290/1 5 0 Erzurum 300/1 4 0 Eskişehir 290/1 4 0 Aydın 380/2 2 0 Gaziantep 350/2 1 0 Konya 300/1 9 0 Atina 330/2 3 0 Berlin 290/1 8 0 Girne 300/2 4 0 Londra 260/1 8 0 Moskova 210/1 6 0 Paris 280/1 8 0 Madrid 340/1 9 0 Amsterdam 250/1 7 0 Roma 300/1 8 0 New York 320/2 4 0 Tokyo 250/2 0 0 TARİHTE BUGÜN 1980: DİSK’in kurucusu Kemal Türkler evinin önünde öldürüldü. 2004: Sakarya Pamukova’daki tren kazasında 230 yolcudan 41 kişi öldü, 89 kişi de yaralandı. 2008: Tiyatro ve sinema sanatçısı Suna Pekuysal 75 yaşında yaşamını yitirdi. Pekuysal OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. OHAL ‘kutlaması’Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı Ogün ilk seferi olan da var, Taksim Meydanı’ndaki “Demokrasi Şöleni”ne her akşam ailece uğrayan da. 50’li yaşlardaki Necmi Bey gelmeden bahçesinde uğraşmış, kendisine omzuna as tığı ilginç bir düzenek yapmış. Başının tepe sinde bir Türk bayrağı tente gibi uzanıyor, üzerinde “Şehit kanı güvencesiyle buyrun hilal gölgesine” yazıyor. Önünde de bir kar ton: “Siperini omzunda taşıyan adam”. 15 Temmuz gecesi evinden sokağa fırla mış; hiç tank görmemiş, “Görseydim önüne atlardım, gerekirse ölür düm de” diyor, “bir gece de vatanı kurtardık.” Dar be sanıkları için konuşu lan idam cezası hakkın daki fikrini merak ediyo rum, “Yabancı düşman ol sa yine anlarsın, yabancı PÖınğaürnç dır. Ama senin içinden çıkıp da, senin silahını sana yönelteni nasıl idam et mezsin” diye sorarak bakı yor. Bir kişiyi “asmanın” belki 100 kişiyi kur taracağını söylüyor. Taksim Meydanı, biber gazı değil bir sucuk markasının bedava sandviç dağıttığı minibüs lerden yükselen sucuk dumanıyla flulaşmış. Görevli kadın yedi bin ton sucukla geldikleri ni söylüyor. Necmi Bey demişti ki “Başımıza bir şey gelse nereye gideriz. Bak Suriyelileri biz aldık, bizi kim alacak?” On metrelerce uza nan sucuk kuyruğunda Suriyeli kadınlar, ço cuklar da bekleşiyor karşımızda. ‘İşte ordu, işte başkomutan’ Talimhane tarafındaki büyük ekran dev bir Türkiye haritasının ortasında meydandakileri gösterdiğinden, burası en coşkulu fotoğraf köşesi. Alanda saatler geçirdiğinizde kulağınıza “Ölürüm Türkiyem” nasıl yapışıyorsa, göz perdesinde de selfi çekenler kalıyor. Bir köşeye darbe teşebbüsü gecesi hayatını kaybedenlerin isimleri yazılmış, dileyen bir deftere düşüncelerini dökebiliyor. Bir ara Esra Erol’un gelişi, hatıra fotoğrafları dalgasını tetikliyor. Meydanda kimbilir kaç bayrak var... Kalitesine göre satıcılarda fiyatlar 10 ya da 5 TL. Akşam 9’dan sonra yeni bir satıcı ailesi fiyatı 1 TL’ye kırıyor. Envai çeşit kırmızıbeyaz aksesuvar, “İşte ordu, işte başkomutan” yazan Erdoğan atkıları... Kapalıçarşı’ya toptan fes imalatı işinde olan Muhammed, üzerinde Türkiye yazılı fesler getirmiş. “Abla neden fesi sadece yabancılar seviyor? Madem Osmanlı zamanı geldi, bu ayıp bitsin, artık Türkler de fes alsın” diyor. “Biz Osmanlı torunuyuz” yazanın dışında, bir çeşit de “Çanakkale geçilmez” fesleri. ‘Vatandaş mısın?’ Herkes Muhammed kadar konuşkan değil. Sorulara “Neden sordunuz” diye karşılık alabiliyorsunuz, kimlik soran çıkabiliyor. Bir kadın “Vatandaş mısın, gazeteci misin” diyor bana. “Hem vatandaşım hem gazeteciyim” diyorum, hoşlanmıyor. Yabancı medya için çalıştığını söyleyip kafası daha rahat eden gazeteciler de varmış ama bir defasında yabancı gazeteciye eşlik eden Türkiyeli meslektaşı “Vatan haini misin, niye onlara çalışıyorsun” diyerek öfkeden nasiplenmiş. Erdoğan’ı babasından çok sevdiğini söyleyen, bunu annesine de itiraf etmiş bir kadın, başörtüsünün üzerinden Erdoğan’lı bir bant takmış alnına. Kocası izin vermediği için 15 Temmuz gecesi sokağa çıkamadıysa da oğlunu yollamış. Şimdi meydanda yalnız; kocası “biraz gezeceğiz” diye biliyor. Pürdikkat bir meydan Ekranlardaki aynı AKP seçim klipleri, Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı için yapılan Erdoğan’lı video, darbe teşebbüsüyle ilgili haber görüntüleri durmaksızın sırayla dönüyor. Aralardaki sessizlikler, saatin ilerlemesiyle biraz daha kalabalıklaşmış meydandan yükselen tekbir sesleriyle doluyor. Bütün bu yemek kuyruklarını, selfileri, Allahüekberleri durduracak tek bir şey var: Ekranlarda canlı Erdoğan bağlantısı. El Cezire söyleşisi o kadar değil ama MGK’yi izleyen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Erdoğan canlı yayında belirdiğinde binlerce kişi pürdikkat... Bir de sonra doğrudan meydanlara videokonferansla bağlanacak. Erdoğan “olağanüstü hal” diyor, “huzur” diyor, “demokrasi” diyor. Sevinç nidaları yükseliyor meydandan. Birazdan başlayacak kornalı araç konvoyları, Türkiye’nin kaç caddesini sabaha kadar inletecek. Buralara mahsus bir “olağanüstülük”, hak ve özgürlüklerin kısıtlanışı coşkuyla kutlanacak. l İSTANBUL Can erok Taksim Meydanı’na kurulan dev ekranda Erdoğan’ın “huzur dolu” OHAL açıklaması pürdikkat dinlendi. 11. Cumhurbaşkanı, Kısıklı’da toplanan halka seslendi Gül: Aman dikkatli olun Darbe girişiminin engellenmesinin ardından meydanlarda protestolar sürüyor. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kısıklı’daki evinin önünde ‘demokrasi nöbeti’ tutan halka seslendi. Gül, meydanlarda toplanan kitleye herhangi Gül bir taşkınlık konusunda dikkatli olmaya davet ederek “Hepinizin vakur bir şekilde hareket etmenizi, herhangi bir taşkınlığa, herhangi bir tatsızlığa se Davutoğlu bebiyet vermeden, çünkü sizi yanlış yapmaya sevk eden kötü niyetliler olabilir. Onun için aman dikkatli olun” dedi. 15 Temmuz gecesinin Türkiye’nin tarihine kara bir leke olarak eklendiğini söyleyen Gül, polis ile askerin, tanklarla vatandaşların karşı karşıya gelmesinin utanç verici olduğunu vurguladı. AKP Konya Milletvekili ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da Erdoğan’ın Kısıklı’daki evinin önünde toplanan hal ka seslendi. Davutoğlu, “Parti farkı olmadan her partiden, her düşünceden vatandaşımız ayakta. Hepiniz bütün bu milyonlar dediniz ki ‘Bizi sindiremediniz, sindiremezsiniz. Ama şimdi siz sineceksiniz, siz kaçacak delik arayacaksınız. Siz bu işin hesabını mutlaka vereceksiniz” dedi. Ahmet Davutoğlu, OHAL kararını doğru olarak niteleyerek “Türkiye ne Pensilvanya’dan ne de yurtdışından yönetilir. Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dan yönetilir” ifadelerini kullandı. Manisa’da ise demokrasi nöbetinin 6’ncı gününde yaklaşık 4 bin kişi, meydanda kurulan dev ekranda Erdoğan’ın yaptığı açıklamayı canlı olarak izledi. l Haber Merkezi aEnrdı doeğfatneriçleinri İstanbul’da Taksim meydanında toplanan bir grubun mafya lideri Sedat Peker için “Bir umuttur yaşamak Sedat Peker” pankartı açması dikkat çekerken, kutlamalar sabaha kadar devam etti. İzmir’de darbe girişimi sonrasında Konak Meydanı’nda başlayan demokrasi nöbetine vatandaşların desteği sürerken, alanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verilmek üzere hatıra defterleri açıldı. Darağacı kurdular Amasya’da darbe girişimi protestolarında yaklaşık 2 bin kişi, Yavuz Selim Meydanı’nda toplandı. Meydanda bulunan bir otobüsün üzerine kurulan darağa cında Fethullah Gülen’in maketi asıldı. l AMASYA/DHA Salâ okutturmayan muhtar tutuklandı Düzce merkeze bağlı Musababa Köyü Muhtarı Ahmet Yılmaz, 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talimatıyla salâ okumak isteyen köy imamı Adem Çapa’ya izin vermediği iddiasıyla gözaltına alındı. Yılmaz, halkın bir araya gelmesini önlediği kanaatiyle, ‘Darbeyi övmek’ suçundan tutuklandı. l DHA Baba Gülen’in adına da tepki Pasinler’e bağlı Korucuk köyünde doğan Fethullah Gülen’e memleketi Erzurum’da da tepki var. AKP Milletvekili Orhan Deligöz, Gülen’in babasının adının verildiği Ramiz Efendi Camisi’nin adının değiştirilmesi için harekete geçti. Deligöz “İçişleri Bakanlığı’na başvurduk ancak Gülen’in iadesi için görüşmeler sürdüğü için Erzurum’daki nüfus kaydının silinmesini gerçekleştiremedik” dedi. l ERZURUM/DHA Bundan sonra?.. (Lozan’ı unutma!) Batı medyası Türkiye’deki darbe girişimi maskaralığından sonra, ülkede İran benzeri bir İslam Diktatörlüğü kurulması olasılığını tartışıyor. Ben bu tartışmaların çok geç kaldığı kanısındayım. Tam 7 yıl önce bu sütunda yazdığım bir yazıdan bazı alıntılar yapmak istiyorum. HHH Ayrıntıları bir yana bırakırsak, İran’daki dönüşümü çok kaba hatlarıyla şöyle özetlemek olanaklı: 1) Önce Mollaların önderliğinde, Komünistler ve liberaller “özgürlük” ve “demokrasi” savaşı için birleşti. 2) Başta Amerika, Batı ülkeleri Şah devrildikten sonra, iktidar Komünistlerin eline geçmesin diye Humeyni’ye “destek” verdi. 3) Şah devrilince Mollalar, iktidarı geçici olarak komünistlerle paylaştı. 4) Yargıya el kondu. Yargı sistemi Mollaların denetimine geçti. 5) Generaller idam edildi. Yerlerine polis şefleri getirildi. Ordu Mollaların denetimine girdi. 6) İşçi komitelerine Mollalar sızdı. Sol hareket ve örgütlenmeler güçsüzleştirildi. 7) Referandum yapıldı. Halkın oylarıyla “demokratik bir biçimde!” İran İslam Cumhuriyeti yani Şeriat rejimi kuruldu. 8) Ortaya çıkan anarşik ortamdan da yararlanılarak Mollaların karşısındaki tüm muhalefet bastırıldı, Komünist TUDEH partisi tasfiye edildi. Komünistler sokaklarda avlandı. Binlerce kişi idam edildi. 9) İran deneyiminden çıkan sonuç: “Özgürlük” ve “Demokrasi” adına… İslamcıların önderliğinde… Batı’nın desteğiyle… Devlet önce çökertiliyor… Sonra yenisi kuruluyor… Yeni kurulan Şeriat Devleti kimseye nefes aldırmıyor! HHH İran olayının Şah’ın otoriter diktatörlüğünden, Humeyni’nin totaliter diktatörlüğüne geçiş olduğunu anımsayalım... Buna karşılık, Türkiye’nin iyi kötü 70 yıllık bir demokrasi deneyimi yaşadığını ve bu deneyimi sürdürmek için büyük bedeller ödediğini bilelim! Ama son darbe maskaralığının, bir İslami örgütlenme tarafından, Parlamenter rejimi bekleme odasına aldığını ilan eden, yine İslami ideoloji kaynaklı bir iktidara karşı yapıldığını... Meydanları dolduran kalabalıkların “demokrasi koruyuculuğuna”, Siyasal İslam sloganları ile soyunduğunu... Siyasal İslam’dan demokratik rejim çıkmayacağını... Bu anlamda, ülkedeki Demokratik rejimin “Kırk katır mı kırk satır mı” açmazı ile karşı karşıya kalabileceğini de fark edelim. HHH Ağırlığımızı “Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk Devleti”nden yana koyalım: Türkiye Cumhuriyeti’nin, kanla, savaş kazanılarak imzalanan Lozan Antlaşması’yla kurulduğunu unutmayalım. Lozan Barış Antlaşması’nın 93. yıldönümü nedeniyle, 24 Temmuz 2016 Pazar günü, İnönü Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Adalar Belediyesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği Adalar Temsilciliği’nce saat 16.00’da Heybeliada İnönü Evi’nde bir toplantı düzenlenmiş. Toplantıda değerli araştırmacı TarihçiYazar Sinan Meydan bir konferans verecek... Keşke İstanbul’da olsaydım! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle