19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 2 Temmuz 2016 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU 3 Gazeteci Arafat Dayan tutuklandı Mersin’deki yerel Demokratik Ulus gazetesinin eski Yazıişleri müdürü Arafat Dayan ehliyet değişimi için gittiği Tarsus Emniyeti’nde hakkında ‘Bölücülük propagandası’ iddiasıyla yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Dayan, tutuklandı. 320/1 7 0 340/2 3 0 270/1 6 0 320/2 3 0 340/1 9 0 260/1 4 0 240/1 1 0 310/1 5 0 390/2 3 0 360/2 2 0 310/1 8 0 350/2 5 0 280/1 8 0 340/2 6 0 200/1 1 0 290/1 7 0 200/1 3 0 360/1 9 0 190/1 4 0 300/1 9 0 290/2 2 0 300/2 2 0 TARİHTE BUGÜN 1961: Ünlü yazar Ernest Hemingway (61) intihar ederek yaşamına son verdi. 1986: Meksika’daki Dünya Futbol Şampiyonası’nda Arjantin şampiyon oldu. 1993: Sivas’ta ateşe verilen Madımak Oteli’nde 33 aydın yanarak yaşamını yitirdi. Korku, Gazetecilik durağınaFincancı ve Önderoğlu özgürlüklerinin ilk gününde Cumhuriyet’e konuştu şaşkınlık, panik Atatürk Havalimanı katliamından sonra bir gün milli yas ilan edildi. Öyle çok uzatılmadı ki köprü açılışı bayram öncesine yetişsin. Bütün dünya İstanbul için saygı duruşunda bulunurken açılış törenlerinde konfetiler altında bayram havası yaşadıklarını söyleyen yöneticileri var memleketimizin. Bu kınanacak bir şeydir belki ama asla şaşırılacak iş değildir. 10 günlük bir turne Bu iktidarın kutsalı inşaat ve ihale. Gözlerinde beton, çimento, çelik ve asfalt insan hayatından daha önemli. İstifa çağrılarına AKP Grup Başkanvekili’nin “Hayret bir şey ya, en ufak şeyde ‘hükümet istifa etmedi’” diye tepki göstermesinden de öncelikler belli oluyor. Bundan bir önceki milli yas, Suudi Arabistan kralı öldüğünde ilan edilmişti. 43 kişi bir Suu Özgür Gündem’in nöbetçi yayın yönetmenliğini yapan ve örgüt propagandası suçlamasıyla tutuklanan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve gazeteci Erol Önderoğlu, özgürlüklerinin ilk gününde Cumhuriyet’e konuştu. Basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin hak ihlali raporlarıyla, yargılanan gazetecilere adliyede destek olmasıyla bilinen gazeteci Önderoğlu, tutukluluğunu 10 günlük bir turne olarak değerlendiriyor ve canını yaktığı besbelli olan şu cümleyi kuruyor: “Oğlum Ekin, Ahmet Şık’ın kızına ‘Benim babam da senin baban kadar uzun kalır mı’ diye sormuş.” İnsan hakları sa rof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Erol Önderoğlu dün sabah Özgür Gündem ga Pzetesinin Beyoğlu’ndaki merkez binasını ziyaret etti. Önderoğlu ve Fincancı’yı, ga TUTUKLU zete çalışanları karşıladı. Fincancı, “İçerideki kadınlara selam ediyorum. Gönlümün yarısı orada” dedi. Önderoğlu ise, “Akademisyenlerin tutuklanmasından sonra bizim tu GAZETECİLERE tukluluğumuz bu yaygın baskılara ışık oldu. Beni en çok mutlu eden şey bu dayanışmanın yaygınlaşmasıdır” dedi. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, arala MEKTUP rında Fincancı ile Önderoğlu’nun bulunduğu gazeteci ve aktivistler önceki gün 12.30’da YAZDILAR Galatasaray Lisesi’nin önünde tutuklu 43 gazeteciye mektup yazdı. l İSTANBUL di Arabistan kralı ediyor. Katliamı gerçekleştirenlerin İslamcılığının tohumlarını atan, Vahhabi ideolojisiyle El Kaide ve IŞİD’in selefi radikalizmine ilham veren Suudi Arabistan’ın kralı. Bu iktidar, ülkenin bayrağını o kral için yarıya indirdi. Suriye sınırı senelerce kevgire çevrildi. Ne idüğü belirsiz Selefi çetelere “muhalif” payesi verildi. Kâh desteklendiler kâh yapıp ettiklerine göz yumuldu. Başta mesele Batı’nın onayını almıştı. Sonra işler kontrolden çıktı. Dönüm noktalarından biri Trablus’taki saldırıda ABD büyükelçisinin öldürülmesiydi. İddialara göre, büyükelçi Libya’dan Suriye’ye giden cephanenin “yanlış ellere geçtiği” kaygısıyla Trablus’taydı. MİT TIR’ları haberindeki cephane sandıkları üzerinde Trablus damgası belli ki te vunucusu TİHV Başkanı Fincancı ise sadüf değildi. “Bir arkadaşımın dediği gibi devlet Katar doğalgazı Suriye’den geçerek Türkiye farkına varmadan kendi elleriyle mü CANAN fettiş soktu içeri” diyor. COŞKUN üzerinden Avrupa’ya ulaşacaktı. Bu Rusya ve İran’ın işine gelmiyordu. İran ve Suriye, Irak’ı n Cezaevindeki ilk geceniz... da dahil edecek başka bir hattın peşindeydi. Erol Önderoğlu: Uzun yıllar gazeteci tutuklamalarına tanık olmanın kendi mahpusluğumu bu kadar sıradanlaştıracağını bilmezdim. Cezaevine Ahmet Nesin’le birlikte girdiğimizde şaşkınlık hissetmeden hemen sohbet edip kitap okuma işine giriştik. ‘Her gazeteci çocuğu gibi’ Elbette iç savaşların bin tane sebebi olur. Ancak kuzeydeki Selefilerin bir süre Batı ve Türkiye tarafından desteklenmesinin sebepleri arasında en önemlisi buydu. Rusya’nın Akdeniz’deki tek üssünü bırakmayacağı ve savaşa dahil olacağı ise belliydi. Kürtlerin de bölgede kendilerine özerk bir alan açacağı da herhalde sürpriz değildi. n Oğlun Ekin nasıl karşıladı... E.Ö.: Ekin, tutuklanmamdan sonra gelen misafirlerden etkilenip odasına çekilmiş. Ahmet Şık’ın kızına ‘Benim babam da senin baban kadar uzun kalır mı’ diye sormuş. Moralsiz bir şekilde okula gittiğinde üst sınıflardan arkadaşı “Sen Ban Kimun’un kim olduğunu biliyor musun? BM’den uluslararası örgütlerden destek var. Moralin iyi olsun” demiş. Ondan sonra toparladı. Ekin o kadar çok gazeteciyi hapse uğurladığımı küçük yaşlarından bu yana biliyor ki, evin içinde top oynarken bir futbolcudan diğerine pas veriyormuş gibi Ragıp Zarakolu, Ahmet Şık ve Nedim Şener’le oyunlarını oynayan bir çocuktu. Fakat her gazeteci çocuğu gibi o da babasının gerçekten tutuklanması ile ilgili sarsıntıyı yaşadı. n Basın ve ifade özgürlüğü ihlallerini deneyimlemiş biri olarak bu durum raporlarına nasıl yansıyacak? E.Ö: Medya Gözlem Raporları gibi Sınır Tanımayan Gazeteciler Temsilciliği’ni de bundan sonra her zamanki gibi net bir vizyonla sürdürmeye çalışacağım. Her zaman kendimi uzak tutmak istediğim, öznelleştirmek istemediğim çalışmalara kendimi eklemek de aslında Türkiye’deki baskılara daha bir vurgu yapacağını düşünüyorum. ‘Devlet içeri müfettiş soktu’ n Aileniz nasıl karşıladı? Fincancı: İlk defa tutuklandım. Benim için rahatsız edici ya da dehşete düşürücü bir şey yok. Zaten çok kötü koşullarda işimi yapıyordum. Bir insan hakları savunucusunun cezaevi ile ilgili içeriden bir gözlemin olabilmesi çok kıymetliydi. Bir arkadaşım ‘Devlet farkına varmadan müfettiş soktu içeri kendi elleriyle’ dedi. Bir denetim olanağı oldu benim için. Kitapsız ne yaparım ben dedim. Kitabını paylaştı birisi. Can erok Şebnem Korur Fincancı Avukat Eren Keskin Erol Önderoğlu Yani özetle işlerin buraya geleceği açıktı. Yine de Emevi Camii’nde namaz kılacağını zan AHMET NESİN DE SERBEST Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışmak amacıyla gazetenin nöbetçi genel yayın yönetmenliğini üstlendiği için TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur O REKTÖR İSTİFA ETTİ nedenler ve memleket dış siyaset tarihinin açık ara en beceriksiz karakteri Davutoğlu Ahmet Hoca’nın fantezileriyle buraya vardık. Bir yandan enerji hatları, her yeri TOKİ’lemek hırsı diğer yanda primitif bir İslamcılığın ve ona içkin aşağılık kompleksinin stratejik derinlik ci Nesin Fincancı ve gazeteci Erol Önderoğlu ile birlikte tutuklanan Ahmet Nesin tahliye edildi. Hakkında hazırlanan iddianamenin değerlendirmesini başka bir mahkemenin yapması nedeniyle Fincancı ve Önderoğlu’ndan bir gün sonra tahliye edilen Nesin, hakkındaki iddianamenin kabul edilmesiyle serbest bırakıldı. Nesin, tahliyesinin ardından Twitter’dan, “Tahliye edildim arkadaşlar. Barış ve demokrasi aşkına destek veren herkese teşekkürler” diye yazdı. l İSTANBUL BOĞAZİÇİ MEZUNLARI Basın Konseyi Akşam ATAMA İSTEMİYOR gazetesini kınadı DENİZ ÜLKÜTEKİN Boğaziçi Üniversitesi mezunları yayımladıkları bir bildiriyle, 12 14 Temmuz’da üniversitede yapılacak rektörlük seçimleri ve sonrasındaki atama süreciyle ilgili endişelerini dile getirdi. Seçimlerle ilgili gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten ve Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılacak rektör atamasında seçim sonuçlarınına bağlı kalınmasını talep eden mezunların bildirisinde yer alan ifadeler şu şekilde: “Önümüzde Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Akşam gazetesinin Can Dündar’la ilgili Türkiye İş Bankası’ndan usülsüz kredi aldığı iddiasına dayanan haberlerini oybirliği ile kınadı. İş Bankası, Akşam gazetesinin 10 ve 11 Mayıs 2016 tarihlerine ait, “Faizsiz Gezi Kredisi”, “CHP destekli bankadan alınan faizsiz kredi” başlıkları içeren haberlere ilişkin Basın Konseyi’ne şikâyet başvurusu yapmıştı. Basın Konseyi kararında, “İddiaların hiçbir mesne Mezuniyet törenlerinde öğrenciler tarafından protesto edilen İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman istifa etti. Durman istifasının son yaşanan olaylarla ilişkilendirilmemesi gerektiğini söyledi. Boşalan koltuğa ise üniversitenin eski rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver mütevelli heyeti tarafından vekâleten atandı. Durman’ın istifasını Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Rifat Sarıcaoğlu duyurdu. Sarıcaoğlu, “İstifası heyet tarafından kabul edildi” dedi. lasıyla parlatılması. Şimdi paçalar tutuştu. İktidarın kutsalı inşa atlar. Haliyle havalimanları da kutsalları arasında. IŞİD, hayal kırıklığına uğramışların nefretiyle iktidarı yumuşak karnından vurmaya karar verdi. Adıyaman’daki bir çay ocağındaki üç beş kişinin her yeri kasıp kavurabildiği bir eylem rahatlığına sahip IŞİD, bu saatten sonra nasıl engellenecek? Kaç hücreleri var? Kimlerle nasıl ilişkiler içindeler? Paçalar tutuşunca kutsalları için her şeyi ve herkesi safra gibi atabilecek bir iktidar bu. Mavi Marmara ve İHH’den kurtulma çabası boşuna değil. Rusya’ya özür, İsrail’le anlaşma sadece başlangıç. Ne dedi Dışişleri Bakanı dün? “Esad’ın kalması, gitmesi konusunda farklı görüşlerimiz oldu. Şimdi de aynı fikirdeyiz demek zor olabilir ama farklı fikirleri görüşebiliriz.” Gerekirse Recep, Tayyip’le kavga eder. Tutuşma öyle böyle değil. O sebeple köprü açılışında bayram ettiler diye kızmayın. Şaşkınlık, korku ve panik insanlara akıl dışı ve gereksiz çok şey yaptırır. ki haftalarda YÖK ve Cumhurbaşkanı tarafından yeni rektör atanacak üniversitelerden bi Dündar ti yoktur. Faizsiz kredi iddiasını destekleyecek bir belge bulun ri, Boğaziçi Üniversitesi. Rektörlük makamı mamaktadır. Kredi ile Gezi olayları arasında nın, öğretim üyelerinin demokratik tercihleri bir bağlantı kurulmasını mümkün kılacak en yok sayılarak belirlenecek olması durumun ufak bir kanıt mevcut değildir” denildi. Açık da, üniversitemizin yönetilemez hale geleceğini, özgür ve özerk geleneğini yitirerek büyük zarar göreceğini belirtiyor, mezunlar ola lamada, “Yüksek Kurulu, haberlerin küçük düşürme ve aşağılama ifadeleri ile bankanın şöhretini kötü etkileyecek şekilde değerlendi ODTÜ Prof. Dr. MUSTAFA N. PARLAR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA VAKFI rak uyarı vazifemizi yerine getiriyoruz.” rilebileceğini düşünmektedir” denildi. Tutuklanmaların ardından Özgür Gündem ile dayanışmanın dalga dalga büyümesi, sadece gazetecilerle de sınırlı kalmayıp çeşitli meslek örgütlerinin de bu dayanışmaya katılması ve uluslararası camiaya mal edilmesine bir nebze de olsa katkıları olduğu için mutluydular. Hatta Şebnem Korur Fincancı bir adım daha ileriye götürüyordu tutukluluk günlerinin yarattığı mutluluğu: “Asla girip incelememe izin vermeyecekleri şeyi yapabilme fırsatı yakaladım.” Cezaevi koşullarını, oradaki tutuklu ve hükümlü kadınların durumlarını incelemiş ve gözlemlemişti. Şimdi yeni bir mücadele alanı daha açıyordu kendisine. İnanılmaz bir emek sömürüsü olduğundan söz ediyordu, kimsesiz ve çaresiz ne kadar çok yabancı kadının cezaevinde olduğundan bahsediyordu. Bütün insan hakları aktivistlerinin “cezaevinde yatmasında fayda olduğunu” söylüyordu. Şebnem Korur Fincancı ve Erol Önderoğlu’nun 10 günlük esaretleri biteli henüz birkaç saat olmuştu ve onlar dostların arasında, sofrasındaydı. TİHV Genel Sekreteri Metin On günlük mutluluk! bip Odası Başkanı Selçuk Erez ile İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç de. Kimler yoktu ki Dr. Raşit Tükel, Dr. Ali Çerkezoğlu, Adil Tıpçı Prof. Ümit Biçer, Prof. Gençay Gürsoy, akademisyen Esra Mungan, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, avukat Efkan Bolaç, yönetmen Ali Ünal, Cizre’den “ayağı uğurlu gelen” avukat Sertaç Öskan, gazeteciler Celal Başlangıç, Ahmet Şık da oradaydı. 50’ye yakın doktor, akademisyen, gazeteci, insan hakları aktivisti alkışlarla karşılamıştı onları. Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, “Bugün sulh ceza hâkimliğinin politik manipülasyonu ve iktidar sopası olarak kullanılmasına umuyorum bizim durumumuz işaret etmiştir” diyerek sulh ceza hâkimliklerinin durumuna dikkat çekiyordu. lanmalarına gerekçe gösterilen eş genel yayın yönetmenliği yaptıkları Özgür Gündem gazetesiydi. Dostlarının büyük bir bölümü de yanlarındaydı. Şebnem Hoca yine “içeride” edindiği bir deneyimle başlıyordu söze: “Özgür basının sesinin susturulmasının ne anlama geldiğini belki siz anlayamıyorsunuz. Çünkü sosyal medya, alternatif medyaya ulaşabiliyorsunuz. Ama içeride ana akım medya dışında bir şeyi izleme şansı yok. Ama zekiler ve satır aralarını okuyarak Türkiye’deki gündemi fark etmeye çalışıyorlar.” Ve yine özgürlüğünden alıkonulmasının kendisinde yarattığı sevinci anlatıyordu: “Özgür Gündem ile dayanışmanın dalga dalga büyüdüğünü görme olanağı verdi. Çünkü soruşturmalar her ne kadar hukuksuz ve akıl dışı olsa da belki se mıyorduk ama tutuklanma süreciyle gördük ki 108 arkadaşımız dayanışma için adını yazdırdı. Nöbetçi sayılarında inanılmaz bir artışla birlikte kamuoyunda Özgür Gündem adını telaffuz etme becerisi gelişti. Çünkü bir gazetede mahcup bir ifadeyle ‘bir gazetede yaptığımız genel yayın yönetmenliği nedeniyle tutuklandığımız’ yer aldı. İçerideyken satır aralarını okumayı biz de öğrendik.” Akşam 10 günlük hücre arkadaşı Ahmet Nesin’in “Bu tahliyeler sizlerin sayesinde oluyor” diyen mektubunu okuyan Erol Önderoğlu, “Kendisiyle çok dostane bir 10 gün geçirdik” diyordu. Ve Ahmet Nesin’in çok gelişmiş bir mizahi yönü olması nedeniyle hüzünlenmeye bile fırsat bulamadıklarını anlatıyordu. Onlar verdikleri mücadele nedeniyle onurlu ve gururluydular. Özgür Gündem’deki toplantı sonrasında “Haber Nöbeti”nden “Tanıklık Günleri”ne kadar bugüne dek pek rastlanmadık bir dayanışma örneği veren gazeteciler, cezaevinde yatan meslektaşlarıyla dayanışmak amacıyla bir kart göndermek üzere Galatasaray Postanesi’ne doğru yola çıkmışlardı. Fincancı ve Önde 2016 YILI ÖDÜL BAŞVURULARI ONUR ÖDÜLÜ HİZMET ÖDÜLÜ BİLİM ÖDÜLÜ ARAŞTIRMA TEŞVİK ÖDÜLÜ TEKNOLOJİ TEŞVİK ÖDÜLÜ DETAYLI BİLGİ ve BAŞVURU İÇİN www.parlar.org.tr [email protected] Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü 1661. Sokak No: 12 06800 Beytepe / ANKARA T: 0312 227 02 73/74, F: 0312 227 02 75 Son Başvuru Tarihi: 15 Temmuz 2016 Bakkalcı da oradaydı, İstanbul Ta Ertesi sabah ilk durakları tutuk simizi bu kadar duyurmayı başara roğlu da onlarla birlikte. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle