15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 7 Haziran 2016 4 Eller gider Mersin’e... Tayyip Erdoğan, son günlerde nüfus kontrolüne bir kez daha karşı çıkarken gerekçesi şuydu: İslamda nüfus kontrolü yoktur. Rejimi dinsel temellere oturtma çabaları gittikçe yoğunlaşan Reis’in bu çıkışı yaptığı mayıs ayının son günlerinde, Arap Baharı’nın başladığı ülke Tunus önemli gelişmeler yaşıyordu. Bilindiği gibi “Arap Baharı” 17 Aralık 2010 da, Muhammet Buazizi’nin kendini yakmasıyla Tunus’ta başlamış ve ilk aşamada, Tunus’taki Bin Ali diktası devrilmiştir. Ama bütün Arap âlemine sıçrayan olaylar, bu ülkelerin tümünde olduğu gibi, Tunus’ta da, demokrasiye yol açamamıştır. Gerçi Bin Ali’nin iktidardan uzaklaşmasının ardından yapılan 2011 seçimlerinden sonra deneyimli Gannuşi’nin önderliğindeki İslami referanslı En Nahda (Diriliş) partisi hükümet olmayı başarmıştı ama ülkede demokratik bir istikrar oluşamamıştı. Bunun nedeni, En Nahda’nın anayasayı şeriat hükümlerine uydurma girişimlerine, ülkedeki diğer siyasi güçlerin karşı koymalarıydı. HHH Tunus’ta laik güçler ile İslamcı El Nahda arasındaki gerginliğin doğurduğu, kaos 2013 yılında, laik ve sol muhalefetin önde gelen politikacılarının ikisi, Şükrü Bolagi ile Muhammed Brahmi’nin öldürülmeleriyle zirve yapmış, En Nahda hükümetten çekilmek zorunda kalmıştı. Rejimin dincileştirilmesine karşı koyan laik cephe ise 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yüzde 57 ile kazanarak büyük bir zafer elde etmişti. Ama iktidardan çekilmek zorunda kalan En Nahda, 217 kişilik parlamentoda 69 sandalye ile en büyük siyasal parti konumunu sürdürmekteydi. Bin Ali döneminde yeraltı ekinliklerinde de deneyim kazanmış olan bu köklü partinin ülkeyi İslamcı bir rejime götürme inadının sürmesi halinde, Tunus’un istikrara kavuşmasına imkân olmadığı açıktı. Gerçi orta sınıfın öbür Arap ülkelerine oranla güçlü olduğu, yine eğitim düzeyinin öbür Arap ülkelerine kıyasla daha yüksek bulunduğu Tunus’ta laik cephe kolayca teslim olmayacağını kanıtlamıştı ama bu durum taraflar arasındaki gerginliğin tırmanarak, istikrarsızlığın kronikleşmesini engellemeye de yetmeyecekti. HHH En Nahda’nın üç gün süren 10. olağan kongresi, mayıs sonunda böyle bir hava içinde toplandı ve Gannuşi’nin din ile siyaseti birbirlerinden ayırmaya karar verdiklerini açıklaması ülkenin politik yaşamında, büyük ve önemli bir dönemeç oluşturdu. En Nahda’nın 74 yaşındaki lideri kapanış konuşmasında durumu şöyle özetliyordu: “En Nahda kararlı bir şekilde, İslamın ve modernleşmenin değerlerinden esinlenen sivil ve ulusal bir parti olmaya yönelmektedir.” Gannuşi’nin yandaşları yaptıkları konuşmalarda kendilerine örnek olarak, Müslüman Kardeşleri değil, Alman Hıristiyan Demokrat Birliği’ni seçtiklerini dile getirmektedirler. Hamamet’te toplanan 10. kongrenin diğer bir önemli yanı da kendilerine yüzde 20’lik bir kontenjan tanınan kadınların parti içindeki yükselişleri oldu. Tabii bütün bunların En Nahda gibi bir kuruluş içinde bir anda geri dönülmez kazanımlar haline dönüşmesini beklemek hayal olur. Ama yenileşmeden ve modernleşmeden yana tavır koyan Gannuşi kongrede oyların yüzde 75’ini alarak büyük bir çoğunluğa dayandığını kanıtlamıştır. İşte bizde “Reis” rejimi gittikçe dincileştirirken, Tunus’ta da bunlar oluyordu. Evet, elin oğlu Mersin’e, biz ise tersine... haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Ekonomi Gazetecileri Derneği’nden 4 istifa birden Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği dün istifalarla sarsıldı. Hürriyet, Vatan, Star, Akşam gazetelerinin ekonomi müdürleri dün ortak bir açıklama yaparak dernekten istifa ettiklerini duyurdular. Üstelik Sefer Levent, Ercan İnan, Yener Yalçın ve Mehmet Ali Ergün’ün istifaları ilk değil. Bir iki yıl önce de Habertürk Gazetesi Ekonomi Müdürü Yavuz Barlas ayrılmıştı dernekten. Milliyet’in ekonomi müdürü Şükrü Andaç’ın da habersiz getirildiği Yüksek Kurul üyeliğini kabul etmediği söyleniyor. Gazeteciler, ortak açıklamada, “Derneğin ulusal gazetelerin ekonomi müdürlerine otomatik olarak verdiği Yüksek İstişare Konseyi üyeliği” sıfatının bir anlamı bulunmadığını da vurguladılar. Ancak açıklamada şöyle iki cümle var ki, çok önemli: “EGD çatısı altında yapılan organizasyonlara mutlaka haber desteği verileceği şeklinde algılanması son derece yanlıştır. Bu ayrıntının sponsorluk desteği veren kurum ve kuruluşlar tarafından bilinmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz.” Anlayan anladı herhalde. ‘Be crazyblooded, eat my lung’ Malum Cumhurbaşkanı yazdı. Gerçekten öyle. Erdoğan, Avrupalılara Erdoğan’ın Cem hitaben “Delikanlı olun, Özdemir’e yönelik “Bunların ciğerimi yeyin” dedi. kanı bozuk. Kan testinden Avrupalıların bu sözleri geçmeleri lazım” sözleri de anlaması için İngilizceye enteresan. çevrilmesi lazım. Googletranslatte Yazar Ahmet Altan, P24 Ahmet Altan çevirince, o da şöyle oluyor: için yazdığı son yazısında, “Their blood corrupted. üstteki gibi bu çeviriyi yapıp, We have to undergo a blood altına da “Biz böyle acayipliklere test.” alıştık ama bu sözler, İngilizce Neyse Kaçak Saray’ın okuyan biri için bir yamyamın başdanışmanları uygun bir çeviri yemek davetini hatırlatıyor” diye yaparlar artık. zete.com yeniden yayında Geçen günlerde zete.com haber sitesinin kapandığını duyurmuş, üzülmüştük. Dün müjdeli bir haber aldık. Meğer bir fon devreye girip, zete. com’a destek olmuş. Site de yayınlarına yeniden başlamış. Çalışanlar açısından memnunuz. Türkiye’de herkesin ihtiyacı olan kitap: SAYGI Çukurova Üniversitesi öncülüğünde bir grup öğretim üyesi ve aydın bir araya gelerek “SAYGI” adıyla kitap yazdılar. Kitapta şu bölümler var: ‘İnsana Saygı’, ‘Küçüklere Saygı’, ‘Doğaya Saygı’, “Başkasına Saygı’, ‘Düşünceye Saygı’, “Okura Saygı’, ‘Seyirciyle Saygı’, ‘Sporda Saygı’. ‘Kadına Saygı’, ‘Kimliklere Saygı’, ‘İnanca Saygı’. ‘Emeğe Saygı’, ‘Siyasette Saygı’ ve ‘İletişimde Saygı’. Birbirinden ilginç konular. Konuları ele alanlar da yetkin isimler. Aralarında Prof. Yasin Ceylan, Yrd. Doç. Sefer Yetkin Işık, yazar Aylin Süer,Sosyolog: Özgür Taburoğlu, öğretmen Cuma Duymaz, Dr. Ersun Çıplak, Yrd. Doç. Dilek Tunalı, Doç. Dr. Ahmet Talimciler, Yrd. Doç. Tülay Atay Avşar, Tarık Özbek, Yrd. Doç. Yavuz Çobanoğlu, Yrd. Doç. Çağatay Edgücan Şahin, Doç. Kürşad Ertuğrul, Yrd. Doç. İlker Özdemir. Türkiye’de iyi şeyler de oluyor. Bu kitap da bu iyi şeylere bir örnek. Ayrıca özellikle bazı politikacıların, “Başkasına saygı” ve “Düşünceye saygı” bölümlerini dikkatlice okumalarını öneriyoruz. İsteyene bizdekini de göndeririz. Belki bir fark yaratır. Başbakan Binali Yıldırım Erzincan’da Yaşa Binali Paşa yaşa Hafta sonu Erzincan’a giden Başbakan Binali Yıldırım, belediye binası önünde mehter takımının “kendisine uyarladığı” İzmir Marşı ile karşılanmış. haberdar.com’un haberine göre marştaki, “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa, adın yazılacak mücevher taşa” kısmı, “Yaşa Binali Yıldırım çok yaşa, adın yazılacak bu kutlu yolda” şeklinde değiştirilmiş. İsterseniz, internette dinleyebilirsiniz. Böyledir. Bir yerlere gelenleri çevresi böyle şımartır. Onların da başı döner. O yüzden padişahlara yüzyıllarca “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var” diye bağırırlardı cuma namazlarında. Nevşin Mengü’yü rahat bırakın Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğurmayan kadın yarımdır” deyince, kadınlar ayağa kalktı. CNN Türk’ün ana haberlerini sunan Nevşin Mengü de, “İstemiyorum arkadaş anne falan olmak, zorla mı! Sana ne, kime ne!” diye isyan etti. Ancak Mengü’ye yönelik bir kampanya başlatıldı. Kadınların çocuk sahibi olmaları özel ve kişisel bir meseledir. Ve genelde insanlar bu özel konu nedeniyle üzülürler de. Lütfen biraz anlayışlı olun. En azından ramazan ayına saygı. Nevşin Mengü gelip‘Ckeonnauzşeasyiınme’MuiçEhirgnadimdoAemğBcaDeen’dyk,eAli YUNANİSTAN’DAN SERT TEPKİ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo ğan, yaşamını yiti ren dünya ağır sık let boks şampiyonu Muhammed Ali’nin (74) cenaze törenine katılmak için Muhammed Ali ABD’ye gidiyor. Muhammed Ali’nin aile sözcüsü, Erdoğan’ın törende ko nuşmak istediğini söyledi. Kentucky eyaletindeki cenaze töreninin dışın da başka bir programı olup olmadığı ise henüz belli değil. Boksun efsanevi ismi Muhammed Ali için anma ve cenaze töreni önü müzdeki perşembe, cuma günleri dü zenlenecek. Cumhurbaşkanlığı kay naklarından edinilen bilgiye göre, Er doğan da Muhammed Ali’nin son yol culuğuna uğurlanmasında buluna cak. Erdoğan, Muhammed Ali’nin do ğup büyüdüğü Luisville’deki törene katılmak için yarın yola çıkacak. Muhammed Ali’nin cenaze nama zı ABD Müslüman toplumunun lider lerinden Zaid Şakir tarafından per şembe günü kıldırılacak. Cuma günü Ali’nin naaşı Lousville sokakların da gezdirilerek tüm dünyadan gelen hayranlarıyla vedalaşacak. Aile sözcüsü Bob Gunnell, ABD es 74 yaşında yaşamını yitiren boks şampiyonu Muhammed Ali’nin cenazesi için ABD’ye gidecek Erdoğan’ın Louisville’deki törende konuşma yapmak istediği öğrenildi. Zaid Şakir Bob Gunnell Cenaze namazını Zaid Şakir kıldıracak. Aile sözcüsü Bob Gunnell de töreni anlattı. ki başkanı Bill Clinton ve komedyen Billy Crystal’ın konuşma yapacağı spor salonundaki törende Erdoğan’ın da konuşmak istediğini söyledi. Erdoğan, Muhammed Ali’nin cuma gecesi hayatını kaybetmesinin ardından cumartesi günü Twitter hesabı üzerinden paylaştığı mesajlarda şunları söylemişti: “Dün ebediyete intikal eden Mu hammed Ali, milyonların kalbini fethetmiş büyük bir sporcu ve güzel bir insandı. Muhammed Ali’nin yaşamı boyunca ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı verdiği özgürlük mücadelesi hiçbir zaman unutulmayacak. Azmi, cesareti, duruşu ve kararlılığıyla tüm insanlığa ilham kaynağı olan Muhammed Ali’ye Allah’tan rahmet diliyorum.” l Dış Haberler Ayasofya, 1934’ten beri müze olarak kullanılıyor. Ayasofya’da dini program kızdırdı TRT Diyanet kanalında ramazan ayı boyunca yayımlanacağı açıklanan ‘Bereket Vakti Ayasofya’ isimli program Yunanistan’ın tepkisini çekti. Azınlıkça’nın aktardığına göre, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’na yakın kaynaklar “Devlet televizyon kanalı TRT’nin program yaparak her gün Ayasafoya’da Kuran okunacağı yönündeki açıklaması, başka bir dönemden gelen bir açıklamaya benziyor” değerlendirmesi yapıldı. Haberde, kaynakların “Bu tür hareketler dünya kültürel mirasının sembolü olan dini eserlere yönelik saygı eksikliğini göstermektedir” denildi. Öte yandan muhalefetteki Yeni Demokrasi de Ayasofya’nın Ortodoks Hıristiyanlar için önemine vurgu yaptı. Ayasofya’nın müze olarak hizmet verdiği de anımsatılan açıklamada, “Bu hareket kışkırtıcı, anlaşılmaz ve Ortodokslara karşı saygı eksikliğinin göstergesidir; bu da Türkiye’nin Avrupa süreciyle uyuşmamaktadır” denildi. Potami partisinden yapılan açıklamada da, “Ayasofya’nın kullanımının değiştirilmesi için binlerce imza toplanıyor ve bunun Türkiye’nin resmi olarak düşmanca algıladığı Batı’nın girişimlerine karşı yapılan hamleler olduğuna dair yoğun söylentiler bulunuyor” ifadelerine yer verildi. ‘Geri kabul askıya alınmayacak’ Kurtulmuş, ‘vize’de üzerine düşeni yerine getirme sırasının AB’de olduğunu söyledi Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, AB ile vize serbestisi müzakerelerine ilişkin, geri kabul anlaşmasını anımsatarak, “Biz üzerimize düşeni yerine getirdik. Şimdi sorumluluklarını yerine getirme sırası AB’dedir” dedi. Kurtulmuş, ‘Geri kabul anlaşmasının askıya alınmasının söz konusu olmadığını’ belirtti. Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından şu mesajları verdi: Esas AB kazanacak: Vize serbestisi ve geri kabul anlaşması konuları eşzamanlı olarak gündeme geldi. Bunların sağlanması ile birlikte esas kazanacak olan Numan Kurtulmuş Türkiye değil AB’dir. Vize, iç siyaset konusu olamaz: Farklı ülkelerde Türkiye karşıtlığı üzerinden iç politika geliştirmek isteyenlerin birtakım arzuları üzerine Türkiye ile vize serbestisini heba etmesinler. Müzakere, ne Türkiye’nin iç siyasetinin konusudur, ne de AB’nin iç siyasetinin konusudur. Şehirler taşınmayacak: (Terörle mücadelede şehir merkezlerinin taşınması) Terörden temizlenmiş bölgelerde, şehrin yeniden imarı ile ilgili altyapı hazırlıkları çalışmaları sürdürülüyor. Şehirlerin taşınması konusu gündemimizde değil, gündeme alınmış da değil. Çok şükür mücadele şehirler itibarıyla bitmiştir. Yollar tamam, ye ni duyarlılıklar şart: Osmaniye’de 14 vatandaşımızın vefat ettiği elim bir trafik kazası yaşadık. Bu kazadan ders almamız gerek. Soruşturmalar açılmıştır, hatalar, varsa, ortaya çıkarılacaktır. Mesele sadece yollar meselesi değil, mesele insan kalitesinin yükseltilmesidir. Bunun için yapacak çok işimiz var. Yeni duyarlılıkların geliştirilmesinin zorunlu olduğu anlaşılıyor. Tatile çok var: (Ramazan Bayramı tatilinin 9 güne çıkarılması) Bayrama daha çok var. Ramazanı idrak edelim, o sonraki haftaların konusu. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle