22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ Ülker, bayramı 596 milyon adet ürünle karşılayacak “Bayramda mutluluk her yerde” mesajıyla yola çıkan Ülker, artan talebi karşılamak için çikolata ve şekerlemede hazırlıklarını tamamladı. Ülker’in çikolatada 28, şekerlemede ise 29 farklı ambalaj ile ikramlıkları tüketicisiyle buluşmak için raflardaki yerini aldı. Pladis Türkiye Başkanı Mete Buyurgan, 2015’te 569 milyon adede yakın Ülker markalı ikramlık çikolata tüketildiğini söyledi. Sahiller kan ağlıyor8 EDİTÖR:ŞEHRİBANKIRAÇ TASARIM:BAHADIRAKTAŞ Pazartesi 27 Haziran 2016 Turizmin kalbi Bodrum, Marmaris, Çeşme, Fethiye başta olmak üzere Ege sahilleri boş kaldı. Turist sayılarında yüzde 50’ye varan düşüşler olurken oteller can çekişiyor Türkiye turizmi tarihinin en kötü dönemini geçiriyor. Rusya uçak krizi ve güvenlik endişesi nedeni ile tarihinin en kötü dönemini geçiren turizmde düşüş en fazla sahil kesimlerinde hissediliyor. Bodrum, Marmaris ve Fethiye gibi önemli turistik ilçelere sahip Muğla’ya, bu yılın ilk beş ayında gelen yerli ve yabancı turist sayısının yüzde 39 azalması, turizm bölgelerinin terk edilmiş bir vaziyete bürünmesine yol açtı. Düşüş Çeşme gibi gözde tatil mekânının olduğu İzmir’de ise yüzde 30’u aştı. Bu yıl turizmde yaprak kımıldamıyor, “iğne atsan yere düşmez” denilen plajlar tenha, turizm merkezleri terk edilmiş gibi. Kara örtü Ege sahillerini dolaştığınızda “fotoğrafın negatifliği” hemen ortaya çıkıyor. Kuşadalı taksici Cuma Özkan’ın durakta bekleyen aracının ön camına serdiği “kara örtü” aslında turizmin “kara yılını” özetliyor: “Bütün gün güneşin altında beklediğimiz için bu örtü. İşler yoğun olsa niye örtelim? Bu kara örtü, kara halimizi anlatıyor işte!” diyor. Kadınlar Denizi’ne yolcu taşıyan minibüs şoförü Necim Üretmen, “Kışın 20 dakikada bir sefere çıkıyorduk. Şimdi de 20 dakikada bir çıkıyoruz. Gelen giden yok” açıklamasını yaptı. Ölümüne rekabet Ortalıkta turist öylesine az ki, işletmeciler az sayıdaki turisti kapmak için ölümüne bir rekabetin içine giriyor. Daha yaz başında Bodrum’da iki dükkân çalışanlarının kavgası 14 yaralı, 25 gözaltı ile sonuçlandı. Kuşadası Sağlık Caddesi’nde yaklaşık 30 kişinin karıştığı kavganın nedeni, yandaki dükkân çalışanlarının diğer işletmenin sınırındaki turistlere “hello” demesi. İstatistikler, durumun esnafın anlattığından da vahim olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, geçen yıl ocakmayıs arasında 5 bin 402 Rus turistin indiği BodrumMilas Havaalanı’ndan bu yıl aynı dönemde giriş yapan Rus turist sayısı yalnızca 66. Geçen yıl İsveç’ten 5 bin 279 turist getiren uçaklar, bu yıl yalnızca bin 491 kişiyi taşıdı. İngiltere’den gelenlerin sayısı 43 binden 31 bine düşerken, Hollanda rakamları 26 binden 18 bine indi. Fransa’dan gelenlerin son üç yıldaki ocakmayıs rakamları sırasıyla binden 13 bine, bu yıl da 3 bine geriledi. İmajımız bozuk Sektör temsilcileri yaşanan dibe vuruşu “sempati krizi” diye tanımlıyor. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Kuşadası Başkanı Fahrettin Çiçek, “Kaynak pazarlarla aramızda kültürel uzaklaşma yaşanıyor. Ortaya bir sempati krizi çıktı. Ürünümüz güzel, ama imajımız bozuk. Avrupalı’ya yeniden sempatik gelmek zorundayız” dedi. Çiçek, kriz nedeniyle turizmcilerin sosyal ve psikolojik açmazla karşı karşıya olduğunu anlatarak, “Hükümet, turistik bölgelere psikolog ordusu göndermeli” ifadesini kullandı. Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Kocadon’a göre de sorun “terör algısı”ndan daha derin. “Önümüzdeki süreçte insanlar terörü bir şekilde unutur. Ama ülkenin yönetiminden kaynaklanan Türkiye algılarını nasıl toparlayacağız bilemiyoruz” diyor. Güney Ege Turistik Otelciler Birliği (GETOB) Başkanı Bülent Bülbüloğlu’na göre de turizmin yaşadığı travma, imaj sorunundan başka bir şey değil. “Biz Kobane’yi nasıl görüyorsak, Avrupalı da bizi öyle görüyor. 2017 daha da zor geçecek. Örneğin Marmaris’in turisti yüzde 85 oranında Avrupa’dan geliyor. Onlar gelecek yılın tatillerini bu aylarda satın alıyor ve şu an satışlarımız çok kötü gidiyor” dedi. Sosyal patlama kapıda Turizm, 54 sektörle doğrudan ilişkisi olan, kendi bünyesindekilerin yanı sıra bu sektörlerdeki istihdama da katkı sağlayan bir alan. Ancak bu yıl başladığı gibi giderse, işletmelerin önemli bölümünün sezon sonunu görmesi mucize. Bu da turizmin kara yılında yine işçilerin karalar bağlayacağı anlamına geliyor. Kuşadası’ndaki res toran işletmecisi Süleyman Öz, tabloyu şöyle çiziyor: “Burada 25 kişi çalışıyor. Ama böyle giderse ya eleman eksilteceğiz, ya da maaşlarda indirime gideceğiz. Şu anda esnaf durumun tam farkında değil, çünkü ödemeler daha çok ağustos ayına tarihli. Asıl bomba o zaman patlayacak.” Kuyumculuk yapan Ferhat Duyar, ciroların geçen yıla göre yüzde 40’ın üzerinde düştüğünü belirtiyoror ve “Dayanabilen öz sermayesinden yiyecek, diğerleri topu atacak” diyor. Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Kocadon’a göre sektör bu aşamada bankalardan “hoşgörü” bekliyor ve “Bu yıl turizmcinin üzerine gidilecek yıl değil” ifadesini kullanıyor. Tabelalar Türkçe oluyor 9 gün 90 günü kurtarmayacak Sezonun ilk günlerinde hareketsizlik, daha çok Ramazan dönemiyle ilişkilendiriliyordu. “Okullar kapanınca işler hareketlenir” düşüncesi çürüdü, karne heyecanı da ivme yaratmadı. Şimdi 9 günlük bayram tatili, sezona kötü başlayanların umutlarını diri tutuyor. Ancak sektörde önünü görenler, “9 gün, 90 günü kurtarmaya yetmez” diyor. Friends Restaurant işletmecisi Mustafa Çakıcı, herkesin dört gözle yerli turisti hedeflediğini, asıl beklentinin bayrama yönelik olduğunu belirtiyor. “Ancak yalnızca bayram, tüm sezonu kurtarmaz” diye uyarıyor. TÜRSAB Kuşadası Başkanı Fahrettin Çiçek, sorunun bayram tatilini uzatmaktan çok öte olduğunu vurguluyor: “Dış pazarda kaybettiğimizi iç pazarda telafi etme imkânı gözükmüyor. Bayram tatilini uzatmak gibi uygulamalarla iç pazar hareketlendirilmeye çalışılıyor. Ancak artık insanlar tatillerini çok önceden planlıyor. Bayram tatili geç açıklandığı için büyük hareketlilik yaratmayacaktır” dedi. Bayram için 10 bin ek sefer Bayram tatilinin 9 güne çıkarılması ve okulların kapanmasıyla vatandaşlar erken tatile çıkmaya başladı. Bayram süresince 10 milyondan fazla yolcu hedefleyen otobüs firmaları, 10 bin ek sefer düzenleyecek. Tüm Otobüsçüler Federasyonu (TOF) Genel Başkanı ve TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclis Başkanı Mustafa Yıldırım, okulların kapanmasının ardından sektörün hareketlendiğini söyledi. Yıldırım, özellikle tatil yörelerine otobüs biletlerinin gidiş yönlü olarak şimdiden tükendiğini belirtti. Yıldırım, Türkiye genelinde 353 otobüs firmasının 8 bin 500 otobüsle hiz met verdiğini ifade ederek, normal günlerde 22 bin olan otobüs sefer sayısının bayram ve tatil dönemi gibi özel günlerde 27 bine kadar çıktığını anlattı. Bilet almayı düşünen vatandaşların acele etmesini isteyen Yıldırım, korsan bilet konusunda da uyarıda bulundu. Yabancıdan umudunu kesen turizmcinin yönünü yerliye çevirdiğinin en iyi göstergesi, restoran önlerine konan tabelalar. Buralarda İngilizcenin hâkimiyeti sona eriyor. İşletmeciler, İngilizce menülerin üzerine Türkçe menüler yapıştırıyor. İşlettiği Siesta Restoran’da tabelaların dilini değiştirmesine bizzat şahit olduğumuz Ümit Sağlam, Türkçe tabelaya dönmesinin nedenini, “Zaten turist bıçak gibi kesildi. Biz de iç piyasaya yöneliyoruz” diye açıklıyor. Turlar bitti Marmaris, diğer yöreler gibi sakin. Liman bölgesinde dizili restoranlarda, önceden rezervasyon yapmadan yer bulmak olanaksızdı, şimdi öylesine boş ki. 400 kişi kapasiteli tekneler, 5060 kişiyle günlük tura çıkıyor. Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar, bu yıl turist ağırlayamayacak otellerin el değiştireceğini anlattı. Çeşme Turistik Otelciler Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Yüksekol, ilçenin ağırladığı turist oranının yüzde 80 yerli, yüzde 20 yabancı şeklinde dağıldığını söylüyor. Yüksekol, bayramla birlikte otellerin tam kapasite dolacağını ileri sürdü. Beklenen büyük deprem Yalova’daki son deprem, bir ülke ölçeğindeki İstanbul’a, beklenen büyük depremi hatırlattı. Biliyorsunuz değil mi? Beklenen o büyük deprem gerçekleştiğinde, başka bir şey konuşamaz hale geleceğiz. Eğer hayatta kalırsak tabii. Ne yıkıcı başkanlık ihtirası, ne çatışma, ne Brexit, ne o ne bu. Depremin, evimizde, kendimizde ve ruhlarımızda bırakacağı enkazdan başka bir konu kalmayacak hayatımızda. Ve aynı yalanları onlarca kez tedavüle sokmaktan utanmayan siyasetçisinden doymak bilmeyen müteahhidine, küfürbaz işadamından, kalemini, ruhunu satmış “gazeteci”sine kadar, o felakette çalarak ya da susarak payı olan herkes ama herkes sorumluluğu yokmuş gibi davranacak. HHH Tabii ki haklısınız. Tabii ki ağzımdan ve klavyemden yel alsın. Ve bu depremin hiç gerçekleşmemesini dileyelim. Eğer sadece dilemek, bilimsel öngörüleri değiştirecekse, koro halinde dilemeye devam da edelim. Ama bu dilekte bulunurken, İstanbul’un 1999 yılındaki fotoğrafları ile bugünkü fotoğraflarına yan yana bakmayı ihmal etmeyelim. Resmi rakamlara göre Marmara Depremi’nde en az 21 bin kişi yaşamını yitirdi. Gerçek sayının bunun çok üzerinde olduğu hep söylendi. Bu ölçekte bir afet yaşayan bir metropolün, bugün çoktan hazır hale gelmesi gerekirken; 17 yıl arayla çekilmiş fotoğraflar bize korkunç bir şey anlatıyor: Kaçıp sığınacak bir alan yok! Oysa Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın adı bozulup henüz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmamışken, rahmetli Bülent Ecevit, depremin ardından, “afet toplanma” amaçlı kullanıma yönelik olarak boş alan envanteri yaptırmıştı. HHH İşte o envanterdeki arazilerin büyük bölümü, AKP rejimindeik imar değişiklikleriyle ranta açıldı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “Osmanlı’dan sonra Türkiye’de maalesef bir zulüm tarihi oldu” dediği toplantıyı Fatih Belediyesi’nin düzenlediğini okuyunca aklıma geldi. Afet toplanma alanıyken imara açılan yüzlerce araziden biri, Fatih Belediyesi’nin Vatan Caddesi’nde imara açtığı 8 bin metrekarelik alandı. O araziyle ilgili olarak, lehine imar değişikliği yapılan şirketin sahibi Ömer Saçaklıoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Kavurmacı’nın sahibi olduğu bir başka şirket arasında; ortaklık olduğunu yazdım diye yargılandım. Topbaş “Nepotizmi Affetmem mi Dediniz?” başlıklı yazımdan dolayı kendisine hakaret ettiğim iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, alt sınırı bir yıl olmak üzere 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmamı istedi. Damadı Kavurmacı da benden 1 milyon TL’lik tazminat talep etti. Bu davadan geçenlerde beraat ettim etmesine de bir konudaki merakım hâlâ sürüyor. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Fatih Belediyesi’nden davaya konu imara açma kararını istedi ve bu talebi birkaç kez tekrarladı. Ancak Belediye, istikrarlı bir biçimde mahkemenin talebini yerine getirmedi. O davanın; kişisel olarak beraatımın ötesinde, İstanbul’da yaşayan milyonların yaşam hakkı bakımından halen önem taşıdığı düşüncesindeyim. Beklenen büyük depremin yeniden tartışıldığı bu dönemde, İstanbul’u yerel düzeyde, Türkiye’yi de merkezi düzeyde yönetenler afet toplanma alanları konusunda herhangi bir açıklama yapma gereğini hissetmeyecek mi? Bu soruya Fatih Belediyesi’nin düzenlediği “Tarihi ve Kültürel Yapısıyla Tarihi Yarımada” konulu toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’un bir cevabı muhtemelen yoktur. Kaldı ki neyin afet neyin zulüm olduğuna pragmatist siyasetçilerin karar vermediği bilinmekte. Afetler ve zulümler karşısında kimin ne yaptığı ve nasıl davrandığı ise buradan çok başka görünüyor. Vodafone’na iki ödül Vodafone Türkiye, müşteri sadakati programlarını ödüllendiren The Loyalty Magazine Awards 2016’da iki ödül birden aldı. Vodafone’nin “Avantajlı Dükkan” platformu, Londra’da düzenlenen The Loyalty Magazine Awards’da “En İyi B2B Sadakat Programı” ve “Telekomünikasyon Sektöründe En İyi Sadakat Programı” kategorilerinde büyük ödülün sahibi oldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle