15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 27 Haziran 2016 4 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Papa’nın beyaz güvercinlerini vurmasınlar Papa’nın Ermenistan gezisi dün de devam etti. Papa ve Ermeni Patriği Karekin dün önce, Büyük ve Küçük Ağrı’nın üzerinde Nuh’un gemisini anlatan bu heykelin önünde poz verdiler. Bir kenarında güvercin bulunan Nuh’un gemisinin alt tarafındaki ağacı da iki dini lider birlikte suladı. Ardından Papa Françesco, Ermeni Patriği ile bu ülkeden Ağrı Dağı’na doğru güvercin uçurdu. Ermenistan’la Azerbaycan arasında da barış diledi. Yanda gördüğünüz bir çift beyaz güvercin, kilometrelerce mesafeyi aşıp, sınırı geçip Ağrı’ya geldi mi bil miyoruz ama biri espriyi patlattı: “O güvercinleri bizimkiler sınırda vurup geçirmezler.” Tabii ki bu bir espri. İşin doğrusu nu şair Hayrettin Keren yazmış: Bizde güvercin kutsaldır vurulmaz Garibe mazluma mezhep sorulmaz İnsanımız vefalıdır sabırlıdır da, Taşarsa önüne topla durulmaz Semazen Ergen: Reklamın kötüsü... ‘Reklamın iyisi kötüsü ol Gülben Ergen. Altına da Nietzsche’den maz’ sözü Zeki Mü “Uçurumlarını se ren’indi. venlerin kanatları ol Bugünlerde bu sö malı” sözlerini yaz zü en iyi Gülben Er mış. gen uyguluyor. Fotoğraf 30 bi Mesela hacca gidiyor, Kâbe pozla ne yakın “like” almış ama yüzlerce de yo rını Instagram’da yayımlıyor. Mese rum var, çoğu eleştirel. la Saray’a gidiyor, iftar pozlarını ya “Kadından semazen olmaz” di yımlıyor. yen de var, “Gülben Hanım’ın dönü Şimdi de “gulben123” resmi hesa şü yanlış, bir eli havayı, öteki aşağıyı bından, üstteki fotoğrafı yayımlamış: göstermeliydi” diyen de var. Semazenler arasında dönen bir Ne demiştik, reklamın kötüsü olmaz. ‘Gazeteciler de yazmasın’ diyene bak İthal dizi yıldızımız Wilma Elles, Almanya’da gazetelere konuşup, Erdoğan’ın gazetecilerin tutuklanması politikasına destek olmuş. “Türkiye’deki basın, gazeteciler ve medye basın kanununu ihlal etmemeli. Bunu yaparlarsa hiçbir gazeteci tutuklanmaz” demiş. Her Avrupalı demokrat olacak diye bir şey yok. Ancak nedense saray müdavimi olan herkes “Standart” düşünmeye başlıyor. ‘Hocam, ikinci eşime kötü davranıyorum, günah mı?’ İnanmayacaksınız ama bu soruyu, Prof. Nihat di Hatipoğlu.. Hocaya bir başka soru Hatipoğlu’na bir vatanda daha geldi. Çocuğu olma şımız canlı yayımlanan iftar dığını söyleyen bir kadın, programında sordu. “Acaba çocuk evlat edin Pişkin pişkin gülerek, ay mek caiz midir” diye sordu. nen şöyle dedi: “Hocam Hoca’nın burdaki yanı benim iki eşim var. Bu eş Nihat Hatipoğlu tı da “Ne iyi yaparsınız, bir lerimden birine iyi davranı çocuğun istikbali kurtulur” yorum, ötekine kötü davranıyorum. Bu olmadı. günah mıdır?” Hoca, gelecekte bu çocukla eşinin Böyle bir soruya profesör Nihat nikâhının meşru olacağından filan söz Hatipoğlu’nun cevabını merak mı etti etti, gelecekte böyle bir sorun yaşa niz? yabileceklerini hatırlattı, “Buna dikkat Hoca soruyu gayet doğal karşıladı ve edin” dedi. “İkinci eşinize de iyi davranmanız la Ve tüm bu konuşmalar, oruçlu bir zım. Gidin gönlünü alın” dedi. günde, iftar programında yaşandı. Ne ikinci eşle evliliğin yasal durumu, 2016 Türkiyesi’nde, milyonlarca ki ne de bunun ahlaki sonuçlarıyla ilgilen şi de izledi. Yoksa Acun’un Miami’deki villası Rıza Sarraf’ın mı? Türklerin Miami’de mülk alma mera kı malum. Pek çok ünlü burada villa sa hibi. Dün öğrendik ki, Acun Ilıcalı Miami’de Acun Ilıcalı 6.02 milyon dolarlık yeni bir villa satın almış. Sinema salonu, iskelesi, ha vuzu, dev bir mutfağı olan villa, Ihaziran başında tapulanmış. Haberi veren gazeteci Oray Eğin, “Bu villanın sahibi yoksa Rıza Sarraf mı” diye sormuş ve yanıtı da kendi vermiş: “Bu ihtimal pek tutmuyor. Re za Zarrab’ın tutuklanma tarihi 21 Mart. Acun LLC’nin (villayı alan şirket) kurulması ise mayıs or tası, evin satışı ise haziran ba şı. Dolayısıyla bu komplo teorile ri doğru değil.” Cem Küçük Ümit Zileli Artık kitap değil cep telefonu atılıyor Gazeteci Ümit Zileli ile bugünlerde Saray’dan sarı kart gördüğü için köşe yazarlığında devre arası alan ve pek sesi çıkmayan Cem Küçük Beyaz TV’de tartışıyor. Konu, “Paralel yapılanma”nın terör örgütü olup olmayacağı. Zileli, “PDY’nin terör örgü tü olduğuna ilişkin bir Bakanlar Kurulu veya Yargıtay kararı olmadığını” söylüyor. Cem Küçük ve programı sunan Latif Şimşek ise “Cumhurbaşkanı terör örgütüdür diyorsa, bu yeter” görüşündeler.. Önce Zileli telefonunu Cem Küçük’e masadan ittiriyor, Küçük geri gönderiyor. Yıllar önce MGK toplantısında anayasa kitapçığı atılınca kriz çıkmıştı, anlaşılıyor ki, cep telefonu o kadar hayatımıza girdi ki, artık birbirimize de kitap yerine, cep telefonu atacağız. ‘Cemevi diyemeyiz’e tepki Alevilerden çağrı: Devlet politikası değil ise özür dilensin! İzmir’in Yamanlar semtinde hayatını kaybeden 30 ya rildiği belirtilen cep telefonu mesajlarına ise Alevilerden tepki ge şındaki Cansu Külek cikmedi. Alevi Araş çi için sala verilmesini tırmaları Merkezi Baş ve cenazeninin ceme kanı Av. Ali Yıldırım, vinden kaldırılacağının Diyanet’in cemevini söylenmesini isteyen ibadethane olarak gör yakınlarına 3 ayrı ca meyerek yeni bir politi miden de Cemevi diye Cansu Külekçi ka başlattığını söyledi. meyeceklerinin belirtilmesi tepkilere neden oldu. Alevi Vahim sonuçları olur Araştırmaları Merkezi Başkanı Başbakan Binali Yıldırım’ın Av. Ali Yıldırım “Diyanet kendi Diyanet’in bu kararına karşı bir sini hukukun üstünde görüyor. açıklama yapmasını isteyen Yıl Yargıtay ve AİHM kararları ile dırım,“ Hükümet Alevilere karşı Cemevinin ibadethane olduğu yeni bir politika mı uyguluyor. tescillenmiştir. Bu bir devlet po Başbakan bunun arkasında de litikası değil ise Başbakan çıkıp ğil ise çıkıp bir açıklama yapma derhal özür dilemelidir”dedi. lı. Aksi halde bu Türkiye açısın Mesajla uyarı dan vahim sonuçların doğmasına yol açar” dedi. İzmir’de yaşamını yitiren Diyanet’in mesajının din ve Cansu Külekçi’nin yakınla inanç özgürlüğü ile Yargıtay rı Bilali Habeşi Camii’ne git ve AİHM kararlarına aykırı ol ti. Cami imamı, Diyanet İşle duğunu söyleyen Ali Yıldırım, ri Başkanlığı’ndan cep telefonu “Türkiye’de ve AİHM’de ceme mesajı aldıklarını, Alevi vatan vini ibadethane olarak kabul daşlar için sala okuyabilecekleri eden yargı kararları ortada. Ha ni, ancak cemevi demeyecekleri len cemevi ibadethane olduğu yanıtını verdi. Daha sonra 2 ca için elektrik parası ödemeyen miye daha giden Külekçi’nin ya cemevleri var. Devletin bir ku kınları aynı yanıtı aldı. Bunun rumu olan Diyanet kendisini üzerine Cansu Külekçi’nin cena hukukun üstünde görüyor. Biz zesi salası verilmeden cemevin Aleviler Diyanet’e pabuç bıra de düzenlenen törenin ardından kacak değiliz. Bu kambur dev toprağa verildi. letin üzerinden kaldırılmalı” di Diyanet İşleri Başkanlığı tara ye konuştu. fından cami imamlarına gönde l İSTANBUL/Cumhuriyet Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç katıldığı iftar programında “her an seçim olabilir, hazır olun” mesajı verdi. ‘Her an seçime hazır olun’ TBMM eski başkanı ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eşi Münevver Arınç ve ağabeyi Ümit Doğay Arınç ile birlikte AKP Manisa İl Başkanlığı’nın önceki gün düzenlediği iftar programına katıldı. İftarda AKP MKYK üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, AKP Manisa Milletvekilleri Selçuk Özdağ, Recai Berber, Uğur Aydemir, AKP’li ilçe başkanları, belediye başkanları ile partililer katıldı. 2019 yılında yapılacak olan seçimlere değinerek, partililere her an seçim olacakmış gibi hazırlıklı olma çağrısında bulunan Arınç “Barış istiyorsan güçlü olacaksın. Senden korkacaklar ve ilişmeyecekler. O yüzden 2019’a kadar önümüz çok rahat diye bakalım ama takvime göre, her an da seçim olabilirmiş veya seçim benzeri bir şey yapılabilirmiş, bir referandum gündeme gelebilirmiş, Türk siyasi tarihinde bugüne kadar karşılaşmadığımız herhangi bir demokratik bir yarış olabilirmiş gibi kendimizi her an hazır tutmamız lazım. 3 ay, 5 ay veya 1 sene sonra seçim olacak mı olmayacak mı diye papatya falı tutmak yerine teşkilatının adam gibi yukarıdan aşağıya adeta makinenin dişlileri gibi doğru çalışması lazım” dedi. Tarihine kör coğrafyasına nankör bir iktidar... Tarihine kör bir iktidar var ülkemizde. Yeni Osmanlı olmaya özeniyorlar. Yeni Osmanlı olmak? Çok etnili, çokkültürlü bir imparatorluğu kurmaya çalışmak. Dünyada imparatorluklar bitmiş. Etnik kökenler parçalanmaya yol açmış. Din ve mezhep ayrılıkları ülkeleri dağıtmış, savaşlara yol açmış. Bunları görmemek nasıl bir körlüktür? Kendi tarihine kör bir iktidar. İstanbul Erkek Lisesi binası Osmanlı tarihinin bir parçasıdır. Osmanlı’nın maliyesi batmıştır. Borçlarını ödeyemez duruma gelmiş, iflas etmiştir. Dönemin egemenleri Düyunu Umumiye İdaresi adı altında bir mali vesayet kurumu kurarlar. “Genel Borçlar Yönetimi” demektir. Bu bina o idare için yapılmıştır. Yıl 1881. Gene 1881 yılında doğan Mustafa Kemal işte Osmanlı’nın o durumunu görmüştür. Tarihin körü olmayanlar elbette Osmanlı’nın neden bu duruma düştüğünü bilmektedirler. Tarihin körü olmayanlar, Atatürk’ün neden Ortadoğu bataklığından uzak durduğunu bilmektedirler. Tarihin körü olmayanlar, saltanatın neden kaldırıldığını, halifeliğin neden lağvedildiğini bilmektedirler. Ama Graham Fuller, eski CIA Türkiye Masası şefi, Atatürk’ün bu kararını eleştirmekte, “sonuçta Hilafet, hâlâ anahtar bir sembol ve siyasi bir makam olup, etkileyici bir dini liderin ki ille de gözlerinden ateş fışkıran bir radikal olması gerekmiyor yükselişini beklemektedir.” (Graham E. Fuller Yeni Türkiye Cumhuriyeti Timaş Yayınları 2008) Yani, Türkiye’den çıkacak bir halife beklenmektedir. Tarihin körü olmayanlar yeni emperyalist emelleri çok iyi görmektedirler. Ama siyasal iktidar bu emperyal oyunun bir parçası olmuştur. Türkiye’yi İslam dünyasının bir parçası yapabilmek için her türlü din, mezhep ve etnik köken faktörlerini kullanmaktadırlar. Tarihin körlüğü böyle bir şeydir ve ülkelerin geleceğini karartmaktadır. Ne yazık ki felaketli sona ulaşmadan gözler açılamaz. Hitler Almanyası, Mussolini İtalya’sı gibi. Başkanlık hedefi de yasaların üstünde ve dışında olmanın, her türlü kontrolün dışında kalmanın, istediği her şeyi sorgusuz sualsiz yapmanın gücünü tek kişide toplamanın hırsıdır. “Kontrolsüz güç felakettir” gerçeği körleşmiş gözlerin görebileceği bir şey değildir. Tarihin körü, Coğrafyanın nankörü, dedik. Bu güzelim coğrafyayı, verimli toprakları, yaylaları, ırmakları, denizleri ürün almaya yönelik kullanmak varken, uygarca yaşamak için düzenlemek varken, ilkel bir yağmaya kurban ediyorsunuz. Bu güzelim coğrafyayı mahveden ilkel yağmacı anlayış yaylaları kazıp maden çıkararak, dereleri kurutup betonlaştırarak nasıl bir “coğrafya nankörü” olduğunu göstermektedir. Yandaşlara peşkeş çekilen kıyılar, betona kurban edilen deniz kıyıları, şimdi bomboş kalan tatil yerlerine dönüştü. Ne mimarların feryatları duyuldu, ne yöre halkının isyanları görüldü. Sit kararları çiğnenip atıldı. Her yer kazıldı. Her yer ranta çevrildi. Ülke müteahhit cenneti yapıldı. Yandaş müteahhit cenneti. Şimdi kentler yıkılıyor. Büyük kentlerin yağması devam ediyor. Bu frensiz gidişin sonu geliyor. Dogmayı akla egemen kılamazsınız. Cumhuriyeti saltanata çeviremezsiniz. Bütün gayretiniz boşuna. Tarihi yenemezsiniz. Coğrafyayı talan edemezsiniz. Tarihin de, coğrafyanın da sahibi bu halktır. Mustafa Kemal Atatürk’ün yurttaşı olan bu halk, geleceğini sizin elinizden alacaktır. Davutoğlu kitabını imzaladı AKP Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, Başbakanlık’tan ayrılmasından kısa bir süre sonra piyasaya çıkan ‘Medeniyetler ve Şehirler’ isimli kitabının imza gününe katıldı. Gazetecilerin Türkiye’nin AB sürecine ilişkin sorularına “Bunlar son derece önemli konular. Sonraki süreçlerde bu konuyu değerlendireceğim” dedi. Davutoğlu, “Kitabımın büyük bir çoğunluğunu Dışişleri Bakanlığı görevini yaptığım dönemde, uzun uçak yolculuklarda okuduğum kaynak kitaplardan yararlanarak yazdım” diye konuştu. Davutoğlu çok sayıda okuyucuya kitabını imzaladı. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle