23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SPOR Terim’den 21 kişiye hakaret davası Futbol Direktörü Fatih Terim, kızı Buse Terim, kendisi ve damadı Volkan Bahçekapılı’ya sosyal medyadan hakaret eden 21 kişi için savcılığa suç duyurusunda bulundu. Hamile kızı ve ailesine edilen ağır hakaretleri avukatı Rezan Epözdemir aracılığı ile belirleyen Terim’in mahkemeye ver diği isimler şöyle: C.Turan, Ç.Korkmaz, A.Sözer, Ferhat Y., Emre Ç., M.Ali Y., Mustafa K., Ercan S., Uğur K., Selim E., A.Gamburyan ile ayrıca Oğuzhanbey, Ali81, Edakmn, Hamzaege, Ahmetlong, Beşiry, kköroğlu, mamiwest, fale10, Mehmets adlı sosyal medya kullanıcıları. Teknik Direktör Fatih Terim’in mahkemeye verdiği isimler arasında medya mensupları ve tarih profesörü Ahmet Şimşirgil yer almıyor. 16 EDİTÖR: CUMHUR ÖNDER ARSLAN Cuma 24 Haziran 2016 ElendIk, CUnkU... A Milli Futbol Takımı’nın EURO 2016 dışında kalışında saha içi ve saha dışı faktörler rol oynadı l KADRO TERCİHİ: Teknik di l 11 DIŞ DESTEK UNUTULDU: rektör Fatih Terim, 23 kişilik Fatih Terim’in şampiyona öncesi, kadro seçiminde, realist değil, saha içi kadar saha dışı da önem duygusal davrandı. Türk futbo li diyerek açıkladığı, “Dışarıdaki lunda savunmacı krizi olduğu bir 11” projesi unutuldu. Akademis gerçek, ancak takım Fransa’ya yen ve tanınmış sanatçı, ilim in stoper diye bilinen savunma gö sanlarının Milli Takım’a verece beğinden yoksun gitti. O böl ği destek İlber Ortaylı ile sınırlı gede Terim, sol bek Hakan Bal kalırken, Fatih Terim’in son 4 ay ta ve ön libero Mehmet Topal’da da TFF’ye sunduğu projeler, “ta ısrar edip, Yalçın Ayhan ve Er mam bakarız” denilerek sumen san Gülüm’ü düşünmedi. Diğer altı edildi. stoperler Ahmet Çalık deneyim l GÜCÜMÜZ BU KADAR: Türki sizlik, Semih de maç eksiği ne ye 53 Avrupa ülkesi arasında deniyle yetersiz kalınca, Mil ilk 24’e en iyi üçüncü ola li Takım’ın orta sahadaki önemli rak 20. sıradan girdi. kozu Topal, 3 maçta da stoper oy 24 takım arasın nadı. Yine, golcü sıkıntısı da ta da da 19. sı van yaptı. rada yer l FUTBOLDAN UZAKLAŞTIK: aldı. Milli Takım, geç biten sezon ve kısa hazırlık kampı süresince, ta kım kimliğini bulamadı. Takım daşlık ortamı yaratılamadı, futbol hep arka planda kaldı. Önce bazı futbolcuların transferi, bu trans fer görüşmelerinin oyuncu oda larına kadar yansıması, sevgi or tamının ilk günlerde oluşmama sı Milli Takım’ın başarı düzeyini Hır olumsuz etkiledi. vatistan l PRİM KAVGASI: Her ne kadar ve İspanya maç kaptan Arda Turan kabul etmese larında ezildi, sadece Çek de Fransa’daki şampiyonada Tür Cumhuriyeti önünde kazanabildi. kiye prim kavgası ile boğuştu. l YARDIMCILAR SINIFTA KALDI: TFF ve Milli Takım idari yetkilile Şampiyona için, ‘ağabeyantrenör’ rinin yalanlamadığı bu gerçeğin pozisyonunda Fatih Terim’e des Arda, Burak, Selçuk, Oğuzhan, tek veren Tümer Metin, Tuncay Gökhan gibi oyuncuların arasını Şanlı ve Nihat Kahveci, istenen açtığı iddia edildi. havayı yaratamadılar. ‘Futbolun yönetilememe hali’ Burak Yılmaz ilk iki maçta sessiz kaldı. BAĞIŞ ERTEN: Sadece bir maçta, o maçın da sadece bir bölümünde biraz fena oynamadık diye ikinci tur havalarına nasıl girdik, ben pek anlamadım. Neden elendik sorusunun cevabı ortada: Turnuvanın en kötü takımlarından biriydik de ondan! Daha kötüsünü de söyleyeyim. Elenmemiz iyi oldu! Futbolumuzun habis sorunları bu kadar yaygınlaşmışken, yeni yetenek yetiştiremiyor ve altyapılarda dökülüyorken yalancı bir üçüncülük ‘başarısıyla’ gittiğimiz turnuvada, yine yalancı bir üçüncülüğü bile yakalayamadan elenmedik mi? O zaman oynadığımız oyun ve yarattığımız futbol kültürü buna müstehaktır. Yoksa gene bir ilüzyonun arkasına saklanıp kendimizi dev ego aynalarında görmeye devam edecektik. Şimdi oturup üzerine düşünme, tartışma ve hesap verme zamanı. GÜLENGÜL ALTINSAY: “Bizim için mutlu bir gün. Altyapıdan yetişmiş pırıl pırıl çocuklarımız var. Başlarında öğrenmeye açık alçak gönüllü açık fikirli bir hocaları var. Bilgili ve çağdaş bir ekiple kulüp hocalarıyla sürekli iletişim halinde çalışıyor. Takımımız eleme grubunda rakiplerine gösterdiği saygıyla ve oynadıkları çağdaş futbolla bütün dünyanın övgüsünü topladı. Finallerde seyircimiz tüm maçları bir şenliğe çevirdi adeta. Ve yensek de yenilsek de olumlu tavrını hiç bozmadı.” Bugün keşke bunları yazabilseydim. Ama işte tüm bunlar olmadıkça “neden gruplardan çıkamadık” sorusu hep sorulacak. EBRU KILIÇOĞLU: Yanlış kadro seçimi, düşük motivasyon, psikolojik baskı. Bunlar işin ‘görünen köy’ kısmı. Arka plandaysa denklem basit: Ülke futbolu iyi olmadığı sürece, milli futbolun iyi olması beklenemez! Bu durumda da açıyı geniş tutmak ve ülke futbolunda ‘günü kurtarmaktan’ vazgeçmek gerekiyor! Takımlarımızın dengesiz mali yapıları UEFA ‘cıss’ yapacak diye değil, daha iyi olmak için düzelmeli. Vizyonsuz yöneticilerin, son kullanma tarihi geçmiş saçma sapan hoca seçimleri ve çözüm önerileri değişmeli, modernleşmeli. Profesyonel, ‘işbilir’ ve yönetimlerle değişmeyen idareciler yetişmeli. Futbolda yetip yetememek, takibi rakibe göre de değişir ama tüm diğer konulardaki bu cehalet ve işbilmezliğin dünya vitrininde üzerimize yapışan etiketi ‘rezalettir.’ BİLGİN GÖKBERK: Kulübünü sahte evraktan UEFA’lık eden gelmiş geçmiş en başarısız başkana sadece 1 no istiyor diye futbolu emanet edersen.. Kerameti kendinden menkul bir belediyeci arkadaşa sadece 1 no’ya yakın diye futbolun geleceğini dizayn etme yetkisini verirsen.. Ve medyan yandaş havuz tivileri, hükümetin TRT’si Katar’lı kanka’nın LİGTV’sinin kontrolündeyse... 1 kişi bile bu konulara giremiyorsa... Ağlamayacaksın.. Milli maç filan unutuldu, fena halde bölünüp biribirine öteki’leştirilen toplumda herkes öteki’yle kendi maçını oynadı. Gümüşdağ Demirören ikilisiyle buraya kadar... Ve bunlar daha iyi günlerimiz. TFF, 3 maça 930 kişi götürmüş AMilli Futbol Takımı’nın, Avrupa Şampiyonası’ndaki hayal kırıklığı dışında yaşanan müthiş “davetli” trafiğinin faturasının ağır olduğu iddia edildi. expressgazete.com internet sitesinin haberine göre; Paris, Nice, Lens’te oynanan maçlara öncelikle 930 davetli götüren ve özel uçak, konaklama, yeme içme, hediyelik eşya masraflarını karşılayan Futbol Federasyonu adeta rekor kırdı. 930 davetli için 14 milyon TL harcama yapan federasyonun, kafileye 100 kişilik ilave rezervasyon da yaptığı haberde belirtildi. Böylece kafileye son katılanlarla birlikte masrafın 20 milyon TL’yi bulduğu belirtildi. Futbol Federasyonu dışında sponsorların da çok sayıda davetliyi Avrupa Şampiyonası’nda misafir ettiği bildirildi. Federasyon ile sponsorların davetli listesinin spor ve futbol camiasından çok siyasi kesimden olduğu da ifade edildi. Kamuoyunda bu bütçenin hangi kaynaklardan karşılandığı ve götürülenlerin hangi kriterlere göre isimlerinin belirlendiği ya da seçildiği sorularına yanıt aranıyor. ‘İtalya kazanmak istemedi’ Oliver Kahn Conte’yi eleştirdi, İtalyan medyası ‘anlaşmalı maç’ imasında bulundu KENAN AYDINOĞLU İtalya Milli Takımı’nın, ideal kadrosundan 8 oyuncusunu dinlendirerek çıktığı İrlanda Cumhuriyeti maçı, özellikle Türkiye’yi kızdırırken, futbol otoriteleri de Gök Mavililer’in etik davranmadığını öne sürdü. Ayrıca UEFA’nın EURO 2016 kural kitapçığının 5. maddesinin A fıkrasında, “Her takım, elenmesi kesinleşene kadar en güçlü olduğu kadroyla sahaya çıkar” mad desi de İtalya Milli Takımı’nın kadro tercihi konusundaki iddiaları güçlendirir nitelikte. ZDF yorumcusu Alman Milli Takımı’nın efsane kalecisi Oliver Kahn, İtalya Milli Takımı Teknik Direktörü Antonio Conte’yi suçlayıp, İtalyan hocanın, Juventus’un başındayken Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray’a İstanbul’da 10 yenilerek elendikleri karşılaşmayı hiç unutmadığını belirterek, “Conte öç aldı, İtalya resmen kazanmak istemedi” iddiasında bulundu. Conte ‘Çizmeye yakışmadı’ İtalya’nın İrlanda’ya yenilmesi ve bu sonuçla Türkiye’nin elenmesi Çizme basınında geniş yer buldu. La Gazzetta dello Sport, “Terim elendi, bir kez daha İtalya’nın ihanetine uğradı” başlığıyla yayımlanan haberde, “Yenilgimiz ona Avrupa’ya mal oldu. Bize yakışmadı. İmparator bir kez daha İtalya tarafından yalnız bırakıldı” denilerek, kötü oyun konusunda İtalya ve İrlanda’nın sanki anlaşmış gibi olduğu öne sürüldü. KAırzifılyalın Paris mektubu Kader diye bir şey var mıdır bilinmez, Türk futbolu, son 56 ay içinde müthiş bir kurgunun, senaryonun ya da yazgının esiri oldu. Hem kışı yaşadı, hem yazı, hem coşkuyu tattı, hem üzüntüyü. Düşünsenize, 2016 elemelerine kötü bir başlangıç yaptıktan sonra en iyi finişi gerçekleştiren takımdık geçen yılın son baharında. Kapanış maçının son dakikasında Selçuk’un frikiği, ardından Kazakistan’ın Letonya’yı mağlup etmesi, birçok takımın ama isteyerek(!), ama istemeyerek en iyi 3.’ler kulvarındaki rakiplerimizi tepelemesi ve Fransa vizesi... Yanılmıyorsam, 9 eleme grubunun ilk 2’lerinden sonra ev sahibi Fransa’yı da sayarsanız 20. ekip olarak kapağı atmıştık 24 takımlı finallere. O günlerde, “denk geldişanspiyango vurdu” diyenler olmuştu. Bu yorumlara bozulan futbolun Kendimizi kandırmak idari kadrosu da “ne kısmeti, biz şansımızı kendimiz yarattık” karşılığını vermişlerdi. Ve aradan aylar geçtikten sonra, finallerde benzeri bir tablonun içinde kaldık. Yine yumurta kapıya gelince toparlanan futbol ailesi, yine son düzlükte alınan galibiyet ve yine rakiplerin bizim için bir şeyler yapacağı beklentisi. Bu kez yap(a)madılar. Ne Macaristan’dan geldi Kazak kıyağı, ne İtalya’dan. Son düdükler çaldığında, ipini kendi kesen İrlanda ile Portekiz gülmüş, bize de elenmek kalmıştı. İster çekirge birkaç kez sıçramaz deyin ister şans faktörüne bağlayın işi, 20. geldiğimiz Fransa’dan 19. döndük memlekete! O yüzden kendimizi kandırmaya, İtalya’ya, Macaristan’a, Portekiz’e isyan etmeye hakkımız yok. Gücümüz bu, Cumhurbaşkanı RTE’nin ifadesiyle, “Biz buyuz ya!” Ya Türkiye’de olsaydı? 2011 yılında, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın riç elbet... Şimdi gözlerinizi kapayın. en ciddi ev sahibi adayıydık Bu turnuvayı Türkiye’nin ka Fransa ile. Hatta, şansımız zandığını zihninizde can da vardı, son tur oylamada landırın. Maçların da İstan kaybettik. Ve Fransızlar kaptı bul, Ankara, Konya, Kayseri, bu organizasyonu. Antalya, Bursa, Trabzon ve Ellerinden geldiğince de iyi İzmir’de (gerçi stat yok ama bir ev sahipliği yapmaya ça yaparlardı sanırım) oynandı lışıyorlar. İlk 36 maçlık grup ğı düşünün. aşamasındaki görüntü bu. Ramazan ayında İrlandalı Terör korkusu, grev ve ların Konya, Gallerlilerin Kay ekonomik durgunluğa karşın Coşkulu İrlanda insanlar hayat taraftarları seri, İngilizlerin Ankara’da maç yaptığını, karşı larından mem laşmalardan ön nun. Asgari ce ve sonra da müştereği tut yabancı konuk turmuşlar. ların doğal ola En azından rak alkol duvarı turnuvaya ge nı aştığını, şarkı len 23 misa lar söylediklerini fir ülke ve ta kurgulayın kafa raftarı, öz nızda. gürlükler ül Ne olurdu siz kesinde (gü ce? venlik kural Ne mi? ları çerçevesinde) istedikle İstanbul’un sahilinde, ri gibi yaşayabiliyorlar. Ma Taksim’in göbeğinde 2 şi lum Fransa’da ciddi bir Müs şe biraya tahammülü olma lüman nüfus var. Ama, kimse yan ‘çakma’ Yeni Osmanlı ötekine yaşam biçimi anla lar, belki de turnuvanın ipta mında karış(a)mıyor. Ne çay line neden olabilecek olayla kahve içen biraşarap içe ra imza atarlardı mevcut ik ne sataşıyor, ne tavuk yiyen, tidardan bulacakları yüzle. balığı seçenle kavga ediyor. Dünyaya rezil olurduk, çinko Yan yana masalarda iftar ya tabutlarda cenazeleri gönde pan da gördük, şerefe deyip rirdik kargo uçaklarla! kadeh tokuşturan da. Hat O yüzden birbirimizi kan ta, Ramazan ayına denk ge dırmayalım, sporu ve ülkemi len şu günlerde alkol duvarı çok sevdiğim için “iyi ki ala nı aşıp ortalığı dağıtan İrlan mamışız şampiyonayı” de da, Kuzey İrlanda, Galler, İs miyorum, demem, ama laik veç, İngiliz, Hırvat taraftarla likten hızla kopan Türkiye’nin ra bile ses çıkartmıyor kim bu tür Batılı organizasyonlar se. İşi ‘vandallığa’ vardıran dan artık uzaklaştığını da lüt Ruslar’la bir grup İngiliz ha fen görün. Hesap sorma Arda! Ve son söz kaptan Arda’ya. Kazanılan Çek maçı sonrası, “Herkesten hesap soracağım” demişti. Eğer, bu herkes, sosyal medyadaki kalemşörlerse kaptan haklı. Ona ve ailesine yönelik Twitter, Instagram ve Facebook’tan gelen tüm hakaretlere hukuki yolla cevap vermeli Barcelonalı oyuncumuz. Fatih Terim, nasıl hemen 21 kişi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduysa, o da işlemi başlatmalı. Ama, Arda’nın “hesap soracağız” lafının ardında gazetecilere, yorumculara gönderme varsa, kaptan biraz frene bassın. Medyanın görevidir yorumlamak, uyarmak, görece doğruyu göstermek. Ayrıca, geçen hafta yazdım, yine yazıyorum; ülkede hukuk var. Kampta prim kavgası ve transfer görüşmeleri yaşanmadıysa, hır gür yoksa, TFF ya da Milli Takımlar sitesinden yalanlama yapılır, olmadı noter aracılığı ile gazetelere, TV’lere, şahıslara tekzip yollanır. Yöntem budur, ama hem yalanlamıyor, hem “hesap soracağım” diyorsan bu biraz kabadayılığa girer ki, Türk Milli Takımı’nın kaptanına zaten böyle bir şey yakışmaz; o yüzden gel sen ‘hesap sorma Arda.’ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle