14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YASAM RollsRoyce’dan kendi kendine giden konsept araba RollsRoyce, geçtiğimiz hafta Londra’da Vision Next 100 adını verdiği ilk sürücüsüz konsept arabasını tanıttı. Tek bir kapı ile krem rengi, geniş ve ahşap paneli iç dizayna açılan süper lüks model, ipek kaplı bir koltuğa ve cam tavana sahip. Yolcular sürücü yerine, Eleanor adlı sanal bir asistanla iletişime geçiyor. 2 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU ‘Madımak’ı sıradanlaştıran dinbaz güruhlar Önceki yazımızda yeni piyasaya açılan muhafazakâr moda markası “Mü’mine”nin hayli sıra dışı defilesi münasebetiyle şu savımızı gündeme getirmiştik: AKP iktidarının tarihi, aynı zamanda Türkiye’de Müslümanlığın da doludizgin “sekülerleşme” tarihidir. Buna bugün bir başka savı eklemenin vakti: AKP iktidarının tarihi, bu memlekette “Dini İslâm”ın en çok tahribata, gözden düşürülmeye, zedelenmeye ve “zehirlenme”ye uğradığı, uğratıldığı bir dönemdir. CihangirFiruzağa Olayı, bunun en yakın ve “çıplak” örneği. AKP’nin sözde “YeniTürkiye”sinde İslâm, bir “güruh oyuncağı” haline geldi, getirildi. O yüzden ben, AKP denilen ve kendisini dinle, muhafazakârlıkla, İslâm’la özdeştiren bu siyasi felaketi ancak “dinbazfaşizan” diye tanımladığımda onun söylem ve pratiğini karşılayabildiğimi düşünüyorum. Dindar, dine sahip olan, sahip çıkan demek. Dinbaz ise dinle “oynayan” demek (sondaki Farsça “bâz” eki, bilindiği üzere “oynayan” anlamı taşır). Tabii nihayetinde de dine zarar veren demek... İslâm’ı sahiplenen her dindarın da ben inanıyorum ki Firuzağa’daki hadisenin kaydını izlerken sadece hicap duyması ve yüzünün kızarması söz konusu olabilir. Toplumun yarısına yakınını dinle oynaya oynaya kendisine meftun ederken, diğer yarısını da yine aynı “oynama” ile kendisinden alabildiğine nefret ettirmiş bir iktidar “tavan”ının, elbette “taban”da da, meydanlarda, caddelerde, sokaklarda akisleri olacaktır. Hem de o meşhur “imamcemaat” deyişi uyarınca tabii. Türkiye gibi kültürel çeşitlilik, zenginlik ve melezlik arz eden kozmopolit bir toplumu, adeta bir “güruh türdeşliği”ne indirgemek istiyorlar. Ve bu feci tasarrufu, “İslâm” başlığı altında sadece bizim önümüze değil, tüm dünyanın önüne koyuyorlar. Yaptıkları her şey, böylesi çok kültürlü, çokkimlikli, çoktercihli bir toplumsal örüntüyü, kendilerine “retorik” bir oyuncak ettikleri İslâm dolayımıyla kültür ve kimlik anlamında yekpare bir “beton”a dönüştürmeye yönelik. Ama tabii olmuyor. Olmayınca da “betonlaşma”ya direnenleri “şeytanlaştırma” yoluna gidiyorlar. Şu Kur’anî “İnananlar kardeştirler” sözünü alalım mesela!.. Söz, bir “barış dini” diye takdim edilen İslâm’la hiç alâkası olmayan şekilde kutuplaştırmalara, çatıştırmalara ve ölme ve öldürtmelere alan açma yolunda hanidir çatır çatır işlevselleştiriliyor. Acaba Firuzağa’da Türkiye sevdalısı bir Koreli’nin plâkçı dükkanına “Ramazan’da içki içiliyor” diye saldıran güruh da o dinbaz ağızlardan toplumun bir kısmına barış değil savaş çağrısıyla ve sevgi değil nefret saçarak yükseltilen bu sözün kulaklarında yarattığı çınlama ile seferber olmuş olabilir mi?! İhtimal yok değil... İşte o zaman İslâm, bu ülkede semavî, uhrevî, manevî bir “kaynak” olarak tüm kredisini kaybetmeye yüz tutuyor, tutturuluyor. Bunun yalnızca dindarolmayan toplum kesimi nezdinde böyle olduğu da söylenemez. İslâm’ı hayatına topyekun geçirip sahiplenen her dindarın da ben inanıyorum ki Firuzağa’daki hadisenin kaydını izlerken sadece hicap duyması ve yüzünün kızarması söz konusu olabilir. Ve dindarlar değil, ancak “dinbaz”lar bu olanbitene sert çehreli bir pişkinlikle mazeret arayışı içinde hareket edebilirler. Dine bundan daha büyük bir zarar vermek de hemen hemen imkânsız denilebilir. Yine denilebilir ki Firuzağa’daki azgın saldırganın “Sizi içeride yakarız” sözünde en “veciz” karşılığını bulduğu üzere, SivasMadımak’ta 1993’te yaşananı sıradanlaştırmayı vaat eden bir siyasi anlayış ve pratikle dünyanın ve tarihin önünde yol almaya devam ediyorlar. ALnyi gmençeölümlerin nedeniLyme’a genelde keneden insana geçen ‘Borrelia burgdorferi’ bakterisi neden oluyor Pazartesi 20 Haziran 2016 Soyuz kapsülü dünyaya döndü Yaklaşık altı aydır Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) görev yapan Rus kozmonot Yuri Malençenko, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) astronotu Tim Kopra ve Avrupa Uzay Ajansı’ndan İngiliz astro not Tim Peake’i taşıyan So yuz TMA19M uzay kapsülü dün Dünya’ya döndü. Kazakistan’ın güneydoğusu Kapsül na sabah saatlerinde iniş Kazakistan’a yapan indi Soyuz kapsülünün dünyaya varış süresi nin ise yaklaşık üç saat sürdüğü bildiril di. Astronotların sağlık durumlarının iyi olduğu ve yerçekimine yeniden alışmaları için testlerden geçirilecekleri açıklandı. ‘Dünyanın kokusu çok güçlü’ Astronotlar, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda kaldıkları süre boyunca yeni uzay teknolojilerini test edip, biyoloji, biyoteknoloji ve fizik gibi alanlarda yüzlerce deney gerçekleştirdi. İnişin ardından değerlendirmelerde bulunan 44 yaşındaki İngiliz astronot Tim Peake yaptığı açıklamada “Yaptığım en iyi yolculuktu. Manzarayı kesinlikle özleyeceğim. Büyülenmiş durumdayım. Dünya’nın kokusu çok güçlü” şeklinde konuştu. Peake ilk işinin pizzayla bira içmek olacağını da söyledi. Uluslararası Uzay İstasyonu 1998’den bu yana dünya yörüngesinde dolaşıyor. l Dış Haberler Lyme Hastalığı ile Mücadele Derneği Başkanı Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, genç yaşta ani ölümlerin sebebi olarak gösterilen Lyme hastalığının dünyada hızla yayıldığını belirterek, Türkiye’de henüz bu hastalıkla ilgili bir uzmanın bulunmadığını söyledi. Uluslararası Lyme ve İlişkili Hastalıklar Topluluğu’nun “6. Avrupa Konferansı” Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de yapıldı. Toplantıda genç yaşta ani ölümlerin sebebinin ‘çağın salgını’ olarak adlandırılan Lyme bakterisi olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığı dile getirildi. 120 bilim insanı katıldı Dünyanın çeşitli ülkelerinden konunun uzmanı doktor ve biyologlardan oluşan 120 bilim insanının katıldığı toplantıda, Türkiye’yi ilk defa Lyme Hastalığı ile Mücadele Derneği Başkanı Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin temsil etti. Prof. Dr. Çetin, vücutta yerleştiği bölgeye göre birçok farklı belirtiler gösteren Lyme hastalığının 350’den fazla hastalığı taklit ettiğini belirterek “Taklit ettiği hastalıkların başında MS, ALS, Lupus, Alzheimer, Parkinson, Otizm, dikkat dağınıklığı, kalp krizi, beyin tümörü, migren, baş ağrısı ve kas hastalıkları geliyor. Lyme’a genelde kene ısırmasıyla insana geçen ‘Borrelia burgdorferi’ bakterisi neden oluyor. Hastalık kan yoluyla da bulaşabiliyor. Toplantıda genç yaşta kalp krizine bağlı genç sporcularda görülen ani ölümlerin sebebinin, Lyme bakterisi Borrelia ve diğer bir hücrelerarası parazit bakteri Bartonella’nın olduğu bilimsel olarak kanıtlandı” dedi. 63 ülkede salgın halinde Hastalığın Türkiye dahil dünyanın 63 ülkesinde salgın haline geldiğini savunan Çetin, şöyle devam etti: “Dünya Sağlık Örgütü’nün bunu ilan etmesi zamanı geldi. Tahmini Lyme hastası sayısı en az 47 milyon arasında. Birçok Türk hastanın Amerika ve Almanya’ya tedaviye gittiğini öğrendim. Türkiye’de 10 yıldır bu konuyu bulduğum her platformda anlatıyorum. Ancak Türkiye’de tıp çevreleri maalesef Lyme’ın olmadığını ya da çok nadir olduğunu ileri sürüyor. Lyme dünyada bir salgın haline geldi. Bizim de artık bu konuda uyanmamız, çalışmalar yapmamız gerekiyor. Maalesef henüz Lyme doktorlarımız, Lyme kliniklerimiz yok. Bu konuda çok geç kaldık.” l FİNLANDİYA/DHA 18 çocuklu süper baba Britanya’nın en geniş ailesinin babası Noel Radfrod, tam 17 çocuğa sahip. Eşi Sue ile 18. çocukları ise yolda! Bu kadar çok çocuğu olmasından gayet memnun görünen çift aile planlamasında “bekle ve gör” yöntemi izlediklerini söylüyor. Britanya’nın Mirror adlı gazetesine konuşan baba Noel Radfrod, “Daha fazlasına sahip olmamayı ve olmayı planlamıyoruz. Eğer olursa, olur” dedi. Her gece yatmadan kafa sayarak çocuklarının evde ve güvenli olduğunu kontrol eden baba, akşam yemekleri için 60 tane sosis pişirdiğini ve günde 9 litre süt tükettiklerini ekledi. l Dış Haberler kS aabrğşilılırakytilaakn: Hasta robot Belçika’da iki hastane, hastaları ve ziyaratçileri karşılayıp doğru departmanlara götürmesi için insansı robotları işe aldı. Belçika’nın doğusunda bulunan Liège şehrindeki bir hastane Pepper adlı robotu geçtiğimiz pazartesi görücüye çıkardı. Burada resepsiyonist görevini üstlenen robot, Belçika’nın kuzeybatısında bulunan Ostend şehrindeki başka bir hastanede ise ziyaretçileri karşılayarak uygun departmanlara yönlendirecek. Sağlık sektöründe bir ilk olan bu robotun maaliyet 30 bin Avro. 104 santimentre boyunda, beyaz renkte ve tekerleklerle hareket eden bu robot, 20 dilde insan sesini algılayabiliyor ve sesin kaynağının bir erkekten, kadından ya da çocuktan gelip gelmediğini tespit edebiliyor. l Dış Haberler Oteller bayram yapacak! Bakanlar Kurulu’nun ne çıkarılmasının gecik bu yıl Ramazan Bayramı tatili süresini 9 güne çıkaran kararı yaklaşık 1 ay önce açıklaması, en kötü dönemini yaşayan turizm sektöründe iç pazar hareketliliğini artırdı. bluasldyiuSlcrekeailemko8tr0riaöa,t’iç9anrbıtltkaguiellrialünaımndndcıınl.eaüğkydıünozımeBdbsyoiaübrnrilaşatyiudültpzklaüumenmTrr,tıuialüvaamlützgamriaukıiltezllaadriıehnşeşibsrkandizokaklaeaenkzeârnmşınuıyvllaadçoıeaeğrrtledtsaakııçnyinikaoı. Sektör temsilcileri, bay mıza, Türkiye’den uzağa ram tatilinde 47 gün aralığın gitmeyin diyorum. Atlayın uçağa, daki paket satışlarıyla doluluk arabanıza gelin, Türkiye’de tatil oranlarının yüzde 80’i bulacağı yapın” dedi. nı açıkladı. Turizmde bu yıl yaşanan sıkın ‘Uzağa gitmeyin’ tılardan bahseden Kundu Turizm Yatırımcıları Birliği (KUYAB) Konuya ilişkin açıklama yapan Başkan Yardımcısı ve IC Otelle Akdeniz Turistik Otelciler Birli ri Yönetim Kurulu üyesi Abdul ği (AKTOB) Başkan Yardımcısı ve lah Keleş de bayram tatilinin 9 Delphin Hotel & Resorts Yönetim gün olarak ve erken açıklanma Kurulu Üyesi Tolga Cömertoğlu, sının çok önemli avantaj olduğu “Ramazan Bayramı tatilinin 9 gü nu söyledi. Yangında Bizans dönemine ait bir hastane kalıntısı hasar gördü. Side antik kentinde yangın Antalya’nın Manavgat ilçesinde yer alan Side antik kentinin, tarihi eserlerin olduğu bölümünde yangın çıktı. Yangında Bizans dönemine ait bir hastane kalıntısının hasar gördüğü belirtildi. Arkeofili’de yer alan habere göre yangın, çevredeki otların alev almasıyla başladı. İtfaiye ve orman bölge müdürlüğü ekiplerinin katıldığı söndürme çalışmalarına helikopter de destek verdi. Yangın kısa sürede kontrol altına alınsa da, mimari yapılardan bazılarının hasar gördüğü belirtildi. Alevler, Side Müzesi ve Side Antik Tiyatrosu’nun hemen yanında bulunan antik Bizans hastanesinin bulunduğu bölgede yükseldi. Hastane kalıntısı yangının ortasında kaldı. Birinci derece sit alanında meydana gelen yangında iki dönümlük makilik alan da zarar gördü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle