14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 2 Haziran 2016 EDİTÖR: YENER KARADENİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY OECD: Harekete geçin ekonomi 9 Politika yapıcıların bir dönüm noktasında olduğuna dikkat çeken OECD, ‘Eyleme geçilmezse hayal kırıklığı yaratan cansız büyüme devam edecek’ uyarısında bulundu Asgari ücretteki keskin artış ve sosyal transferlerin artırdığı özel sektör tü gelecek yıl için büyüme beklentisi yüzde 3.7. OECD, dün yayımladığı Global ketiminin etkisiyle 2016’da Tür Ekonomik Görünüm raporunda kiye ekonomisinin yüzde 4’e ya Türkiye’ye ilişkin değerlendir kın büyüyeceğini öngören Ekono melere de yer verdi. Türkiye’de mik İşbirliği ve Kalkınma Teşki güçlü büyümenin iç talep tara latı (OECD), 2017’de büyümenin fından yönlendirildiğini, kısa va yavaşlayacağını açıkladı. Bu yıl dede makroekonomik politikala için büyüme oranının yüzde 3.9 rın destekleyici olduğunu belir olacağını tahmin eden kuruluşun tirken her iki yönlü olarak ciddi riskler olduğunu da vurgula İHRACAT dı. Kuruluşun değerlendirmeleri şöyle; yerinde saydı 4 Yılbaşında asgari ücrette ve sosyal transferler Türkiye İhracatçılar Meclisi veri de keskin artış özel tüke lerine göre, mayısta dışsatım (ih timi yükseltecek. Ancak racat) geçen yılın aynı ayına göre emek maliyetinde bu binde 1 artarak 10 milyar 794 mil na eşlik edecek ar yon dolar oldu. İlk beş ayında ise tış, her ne ka ihracat yüzde 6.5 düşüşle 57.48 milyar dolar, son 12 ayda da yüzde 7.9 azalışla 139.8 milyar dolar ol dar süb du. En fazla ihracat artışını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 büyümeyle otomotiv endüst risi yakalayarak 1.98 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. TİM Başka nı Mehmet Büyükekşi, “Küresel ti carette durgunluğun devam etti ği bir dönemde ihracatımızın art ması, hamlelerimizin doğruluğunu gösteriyor” dedi. vansiyonlar bunları birinci yıl hafifletecek olsa da rekabeti ve ihracata zarar verecek. Enflasyonist baskı 4 İhracat, 2015 boyunca döviz kuru değer kaybından kaynaklanan rekabetçi kazanımlara karşın bölgesel piyasalardaki hızlı daralmaya bağlı olarak zayıfladı. 4 İş dünyası ve hanehalkı güveni şiddetli bölgesel jeopolitik geri limler ve zorlu iç siyasi iklim bağlamında güçsüz kalacak. 4 İş dünyasında sektörlerin parçalanmışlığı, verimliliğe yavaş ya Daralma devam etti vaş zarar veriyor. Düzenleyici çerçevenin yetersiz kalması nedeniyle randımanlı firmalar tam potansiyelle büyüyemiyor. 4 Ücretlilerin yüzde 30’u asgari ücretli, onlar da yüzde 30 zam aldı. Bu özel tüketimi artırdı ancak enflasyonist baskı oluşturdu. Türkiye’de mayıs ayı imalat PMI üst üste 3 ay eşik değer 50’nin altında kaldı ama daralma hız kesti. İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Markit’ten elde edilen PMI endeksi üst üste 4 Doğu bölgelerindeki geri üçüncü ay olacak şekilde limler, sınırlardaki ısrarcı jeo mayısta da kritik eşik de politik gerginlikler ve 2016 baş ğer 50,0’nin altında kalarak larındaki terörist saldırılar genel güveni etkiledi. 4 Türkiye ayrıca, Çin’in beklentilerinden ve ABD para politikasında beklenen normalleşme kaynaklı küresel risklere açık durumdadır ve Avrupa’daki bir yavaşlamadan negatif biçimde etkilenebilecek. Sözler tutulamaz imalat sektörünün faaliyet koşullarındaki kötüleşmenin 2016 yılı ikinci çeyreğinin ortasında da devam ettiğini gösterdi. Ancak nisanda 7 ayın en düşük düzeyi olan 48.9 düzeyinde ölçülen PMI endeksi mayısta 49.4’e yükseldi. Genel bozulma yeni siparişlerin OECD’nin Ekonomik Görünüm Raporu’na önsöz yazan L. Mann, politi daha da düşmesinden kaynaklandı. 4 Yeni ihracat siparişlerin ka yapıcıların şimdi hareke deki gerileme sürdü. te geçmemeleri halinde şim 4İmalat üretimi üst üste diki ve gelecek nesiller için üçüncü kez daraldı. verilmiş sözlerin yerine geti 4 Girdi fiyatlarındaki artış rilmesinin giderek zorlaşacağını mayısta son 3 ayın en yük vurguladı. l Ekonomi Servisi sek hızında gerçekleşti. Bankalara kritik uyarı Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in dün yayımladığı “Türkiye Bankaları Dış Borç” raporunda Türk bankalarının dış borçlanmasının yavaşladığı ancak risklerin devam ettiği belirtildi. Raporda, Türkiye bankalarının piyasa algısındaki değişikliklere karşı korunmasız olduğu, dış borçlanmasının kısa vadeli kısmının yüksek olduğu ve yabancı para cinsi likidite pozisyonlarının durağan olduğu vurgulandı. Türk bankaları son yıllarda Türkiye’nin dış borçlanmasının büyük kısmını gerçekleştirirken sektörün toplam dış borcu 170 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. l Ekonomi Servisi İran’dan 600 milyon Avro İran Ekonomi Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Direktörü Sadegh Akbari, İran’ın Hindistan’daki bankalarından Halkbank’a 600 milyon Avro aktarıldığını söyledi. Akbari, “Türkiyeİran Uluslararası Yatırım ve Ticaret Arenası” toplantısında gazetecilere yaptığı açıklamada, ayrıca, İran’a yönelik ambargoların kalkmasının ardından İran ve Türkiye Merkez Bankası arasındaki swift işlemlerinin yapılabildiğini belirtti. Vodafone’dan güvenli depo 500 GB’lik yedekleme alanına sahip Güvenli Depo uygulaması ile Vodafone Red, abonelerine fotoğraf ve video gibi içeriklerini güvenle saklama ve diledikleri an kullanma imkânı sunuyor. ‘Güvenli Depo’, Vodafone’un yeni reklam yüzü ünlü oyuncu Mehmet Günsür’un rol aldığı reklam filmiyle tanıtıldı. Turizm gelirimiz olmazsa ‘komşu’dan beter oluruz Denizbank Genel Müdürü Ateş: Turizm geliri olmazsa kredi notumuz Yunanistan’ın seviyesine iner. Turizm Türkiye için hayati öneme sahip YENER KARADENİZ Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Cari açığın GSYH’ye oranının yüzde 4.5’e kadar gerilediğine belirterek, “Turizm gelirini çekince bu oran yüzde 9’lara fırlıyor. Bu uluslararası finans çevresinde kabul edilemez bir oran. Anında reytinginiz yatırım yapılabilir seviyesinden 3 C’ye düşer. Yunanistan konumuna düşersiniz. Bu bakımdan turizm hayati bir öneme sahiptir” dedi. Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) ve Marriot International işbirliği ile organize edilen ‘Turizm Sektör Buluşmaları’ etkinliğinde konuşan Ateş, Türkiye turizm sektörüne Mart 2016 itibarıyla verilmiş kredi miktarının 18.3 milyar dolar olduğunu kaydetti. Son çeyrekte bankaların turizm sektörüne verdiği kredilerde yüzde 11 azalma yaşandığını anımsatan Ateş, Denizbank’ta ise yüzde 4’lük artış yaşandığını söyledi. Duvara toslayabiliriz Ateş, batık oranı az olan bir sektörün halka açılma oranındaki azlığa da dikkat çekerek, “Bankalar sizlere borç verir an cak sermaye piyasaları öz varlık sağlar” tavsiyesinde bulundu. İster enerji, ister altyapı, isterse de turizm gibi ağır yatırımların “ver krediyi vadeye kadar bekle, geri al” modeliyle finanse edilmesi halinde, duvara toslanabileceği uyarısında bulunan Ateş, şu öneride bulundu: “Bugün kredi mev duat oranı yüzde 120’ler civa rında. Bu ne demek? Banka lar mevduatının tamamını kre di vermiş, üstüne de kredile ri yurtdışından alıp, borçlanıp vermiş. Nereye kadar? Yurtdı şındaki adam da soruyor: ‘Kar deşim kriz olursa sen bunu ba na ödeyebilir misin?’. Onun bir limiti var, derece niz mereceniz her şeyiniz bu nu etkiliyor. Madem burada tu rizm sektörünün 18.5 milyar dolar kredisi var; aslında biz bunun pekâlâ 10 milyar dola rını ya da her banka kendi kıs mını, ben de 2.9 mil yar doları için ko nuşayım, bunu bir havuz ala cak haline ge tirip bunu ku tulayıp yurt dışındaki yatı rımcılara aça bilmeliyim. Eğer ben içindeki ko Hakan Ateş misyon payımı alıp, bel li bir düşük bir batık payıyla satmayı becerebilirsem, buradan elde ettiğim fonlar la yeni otelle ri finanse etme kabiliyetine ka vuşurum.” Murat Ersoy Herkes sepetini çeşitlendirecek TYD’nin Başkanı Murat Ersoy, Türkiye’ye gelen turist sayısında ocakta yüzde 6.5, Şubat’ta yüzde 10, Mart’ta yüzde 13 ve Nisan’da yüzde 28 azalma olduğuna dikkat çekerek, “Gerileme oranı yükselerek gidiyor ancak Ramazan sonrası turist sayısında artış görmeye başlayacağız” dedi. Türkiye ve Mısır’da turizm sektöründe yaşaman olumsuzlukların uluslararası tur operatörlerini de zor günler geçirmeye ittiğini kaydeden Murat Ersoy, “Artık hiçbir büyük oyuncu cirosunun yüzde 60’ını aynı sepete koymayacak. Bu, pazarda yeni kalıcı oyuncular anlamına geliyor. Ama Türkiye’de yerinde durmayacak. Bizlerde mevcut pazarlarda alternatif pazarlama araçları geliştireceğiz” diye konuştu. Ersoy, Türkiye’nin artık kendi söküğünü dikmek zorunda olduğunu ifade ederek, “Türkiye öncelikle kendi ulaşılabilirliğini charter uçuşların dışına çıkarmalı. Tatil yörelerini hedef pazarlarla tarifeli uçuşlarla bağlamak gerekiyor. Hükümet bu konuda gerekli adımı attı” açıklamasında bulundu. Otel yatırımlarında sert düşüş Timur Bayındır Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB) verdiği bilgiye göre yılın ilk 4 ayında otel proje sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30 geriledi. Yatırım tutarında düşüş ise yüzde 22 oldu. Buna göre, bu yılın ilk dört aylık döneminde ülke genelinde 29 şehirde 66 yeni otel projesi teşvik belgesi aldı. Toplamda 1 milyar 17 milyon TL harcanarak tamamlanacak olan yatırımlar sonrasında sektörde 3 bin 532 yeni ek istihdam sağlanacak. Yapılacak yatırımların tamamlanmasıyla yatak kapasitesi 14 bin 581 adet artacak. Bu ra kam geçen yılın ilk dört ayında 27 ilde 95 otel, 22 bin 824 yatak ve 1 milyar 303 milyon TL yatırım tutarı olarak gerçekleşmişti. TÜROB Başkanı Timur Bayındır, turizm yatırımlarındaki gerilemenin artarak sürdüğünü belirtti. Türkiye’deki Jatomi Fitness iflas etti Türkiye’de 10’a yakın spor kulübü ve 40 bin üyesi bulunan Polonya merkezli Jatomi Fitness, iflas etti ve tüm şubelerini kapattı. Firmanın internet sitesine ulaşmak isteyen müşteriler karşılarında ‘Site bakıma alınmıştır’ yazısı ile karşılaştı. Polonya menşeili bir yatırım olan Jatomi Fitness’ın peşin olarak alınan üye aidatlarının iadesi konusunda 40 bin üyeye yasal sürecin takip edilmesi tavsiyesinde bulunuldu. Jatomi Fitness Group’tan yapılan açıklamada 2011’de Türkiye’de faaliyete başladıklarından bu yana yaşanan ağır finansal zarardan ötürü Türkiye’deki operasyonlarını durdurma kararı alındığı belirtildi. Jatomi spor merkezlerinin sahibi Pure Fitness Sportif Tesis İşletmeciliği Limited ŞTİ’nin İstanbul Ticaret Odası’da yer alan bilgilere göre, 47 milyon 960 bin TL kayıtlı sermayesi bulunuyor. l Ekonomi Servisi 40 bin abone mağdur oldu. Kültür savaşları... Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan hakkında verilen 2 yıl hapis cezası kararının dinsel normlara dayanan gerekçesi, 13 yıldır ülkenin kapitalist laik kültürüne yönelik fiili İslamcı saldırıların, hukuki biçimler alarak ivme kazandığını gösteriyor. Kültürün ‘maddiliği’ “Sol”un gittikçe yoğunlaşan “kültür savaşlarını”, “üretim sürecinden kopuk bir üstyapı sorunudur” diyerek önemsizleştirme, yeniden üretim süreçlerini unutma lüksü artık yok. “İnsanların bilinçleri varlıklarını değil, aksine sosyal varlıkları bilinçlerini belirler.” İnsanların sosyal varlıkları yalnızca ekonomik ilişkilerden değil, bu ekonomik ilişkileri kabullenmelerini, yeniden üretmelerini, hatta reddetmelerini sağlayan inançlardan, gelenek ve göreneklerden, sanat ve hukuktan, bunları ifade eden söylemlerden, kısacası, kültür dediğimiz anlamlar, simgeler sisteminden de oluşur. Kültür, simgesel bir evrene tekabül eder (sermaye ilişkisinin yeniden üretimi bu evrende gerçekleşir), aynı zamanda ideolojiktir. Kültür, ideolojinin barınağı, bireyin ‘Gerçek’ var oluş koşullarıyla kurduğu sanal ilişkileri düşünmesinin aracıdır. Bireyin öznelliğini, yaşamını etkileme, belirleme özelliğinden dolayı kültürün bir maddiliği olduğunu söyleyebiliriz. Sınıf, siyaset ve kültür Bu bağlamda sol, siyasi mücadelenin gündeminin merkezine sınıfı koymayı düşündüğünde, soyut değil, belli bir kültürün içindeki bireylerden oluşan somut bir sınıfı düşünmelidir. Kapitalist bir toplumda yaşamın anlamlar sistemini, bireyin bu (bir bütünsellik izlenim veren) anlamlar sistemi içinde kendi yerini bulmasına sağlayan bilişsel haritayı (cognitive map ) sermayenin hareketi belirliyor. Bu bağlamda, Fransa’da şu günlerde, iş yasasına karşı direnişe baktığımızda, hem bu “haritada”, hem de bunun zeminini oluşturan kültürde, belli bir çelişkili bütünlük iç tutarlılık görmek olanaklıdır. Bu kültür, kapitalizmin her iki sınıfının da çıkarlarını ifade etmelerine olanak sağlayan kavramları içerir. Neoliberalizmden, sosyalistçevreci harekete, dini kurumlara, ırkçılıktan İslamofobiye kadar, tüm kültürel bileşenler kapitalizmin kurguladığı bilişsel haritada bir biçimde yer alırlar; kültür savaşlarından (şimdilik) söz edemeyiz. Türkiye’de II. Dünya Savaşı sonrasından, son Kürt isyanına kadar geçen dönemde en sert siyasi sarsıntılar, askeri darbeler, komünist hareketler, Faşist reaksiyon, sermayenin (uluslararası sermayenin uzantısı olmanın getirdiği özellikleriyle birlikte) kurduğu, giderek kapsamı genişleyen, nihayet neoliberal dönemde ülkenin tümünü kapsayan bir bilişsel haritaya kolaylıkla yerleştirilebilir. İşçi hareketinin kendi çıkarlarını savunmasına olanak veren kavramlar, kurumlar olduğu kadar, Kürt isyanı da, ulusalcı karakteriyle bu haritaya, kültürel yaşama (simgesel evrene) uyar. AKP hükümetleriyle birlikte siyasal İslamın kurguladığı bir bilişsel harita, sermayenin kurmuş olduğu bilişsel haritanın üzerine bir parazit gibi yapıştı, emekçi sınıfların çıkarlarını ifade etmelerine olanak sağlayan kavramları da içeren cumhuriyetçi, laik kültürü değiştirmeye, çözmeye başladı. Şimdi, bu çözülmenin oluşturduğu boşlukta ortaya, hırsızlığı, tecavüzü, yalancılık ve cinayeti sıradanlaştıran ahlaksız bir kültür şekilleniyor. Bugün ülkede, haklar ve özgürlükler mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak bir “kültür savaşı” yaşanıyor. Bir taraf saldırıyor, bu mücadelenin kavramlarını siliyor, olanaklarını yıkıyor. Öbür taraf (sol, işçi hareketi), bu saldırılara “ad hoc” reflekslerle direnirken sürekli geriliyor. Sol, siyasi mücadelenin içinde sınıfın yanı sıra, bu kültür savaşını da gündemine almadığı sürece gerilemeye devam edecek, zamanla kendini ifade etme, emekçi sınıflarla konuşma olanakları elinden alınarak tamamen susturulacak. KISA... KISA... l Dünyanın önde gelen girişim sermayesi şirketlerinden Bridgepoint, hissedarları arasında Esas Holding’in de bulunduğu kuruyemiş üreticisi Peyman’ı satın aldı. Reuters, satış tutarının 110 milyon dolar olduğu bilgisini vermişti. l Unilever Food Solutions, geçen yıl bağımsız bir araştırma şirketiyle gerçekleştirdiği Türkiye Şef Araştırması’na katılan şeflerin yüzde 80’inin ‘Gıda Güvenliği’ alanında eğitim almayı en önemli ihtiyacı olarak tanımlamasının ardından harekete geçti. Şeflerden alınan bu değerlendirmeyle yola çıkan Unilever Food Solutions, Gıda Güvenliği Eğitim Programı başlatıyor. l Türk Telekom, Türkiye’nin bölgenin veri merkezi üssü olması için bu alandaki yatırımlarını artırma kararı aldı. Bu hedef doğrultusunda şirket, atılan ilk adım olarak Ankara’daki mevcut veri merkezi kapasitesini genişletti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle