22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR 2.8980 1.1 kuruş 8 EDİTÖR: YENER KARADENİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY AVRO 3.2780 1.5 kuruş FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 9.19 0.08 puan 77.712 1.121 puan 789.66 117.80 5.29 lira 0.80 lira Cuma 10 Haziran 2016 İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasının 2015 yılı sonuçları sana yimizin temel sorunlarını gözler önü ne sererken İSO Yönetim Kurulu Baş kanı Erdal Bahçıvan da yaptığı açıkla malarla sanayicinin bir çıkış yolu arayı şı içinde olduğunu ortaya koydu. Bah çıvan, verilere ve olgulara dayanan min İzinsnaodpmetainminaslaorruyanplaarrınaıkn sanayinin ve ekodaha fazla vakit kaybedilmeden çözümlenmesini iste di. Bahçıvan’ın, ülkemizde tepeden tır nağa herkese bulaşmış görünen, baş kalarını suçlama kolaycılığına kaçma dan dikkat çektiği sorunlar gerçekten önemliydi. Bahçıvan’ın, 500 Büyük Sanayi Ku ruluşu araştırmasının sonuçlarını açık larken yaptığı konuşmayı farklı kaynak lardan okudum, Bloomberg HT televiz yonunda kendisiyle yapılan söyleşiyi de izledim. Dikkat çektiği sorunlar arasın da öne çıkanlara değinerek bazı sapta malar yapacağım. Lira çakıldı, finansman yükü ağırlaştı İSO 500 araştırmasının bulguları 2015 yılında faaliyet kârlarını %74 artırarak 44.1 milyar liraya yükselten sanayi firmalarının finansman giderlerinin de %75 artarak 28 milyar liraya yükseldiğini, yani faaliyet kârının %63’ünü alıp götürdüğünü gösteriyor. Bu 28 milyar liralık giderin 18 milyar lirası, ABD Doları’nın Türk Lirası karşısında %25 değerlenmesi nedeniyle hızla yükselen döviz giderlerinden kaynaklanıyor. Bahçıvan’ın açıkça söylemediğini ben söyleyeyim, Türk Lirası’nın geçen yıl ABD Doları karşısında en fazla değer kaybeden paralardan biri olması sanayicinin finansman giderini tırmandırmış. Türkiye izlediği politikalar nedeniyle geçen yıl “en kırılgan beş ülke” arasında yer almasaydı bu ek yük de ortaya çıkmayacaktı belki de. Türkiye’deki reel sektörün kullandığı toplam dış kredi miktarı ise 285 milyar doları bulmuş. Dünya Bankası’nın son raporunda da görüldüğü gibi, Türkiye Çin’den sonra reel sektör borcunun en hızlı arttığı ikinci ülke konumunda bulunuyor. Eğer ABD bir noktada faiz artışına giderse ve Türk Lirası bir kez daha hızlı değer kaybına uğrarsa sanayicinin sorunu daha da ağırlaşmış olacak. Öte yandan İSO araştırması 500 büyük sanayi kuruluşunun ihracatının da geçen yıl %13 gerilediğini ve döviz gelirinin azaldığını da gösteriyor. Osman Ulagay Değişimin İzinde Çıkmazdaki sanayici çıkış yolu arıyor Kredi yatırıma gitmiyor, yapı değişmiyor Erdal Bahçıvan’ın dikkat çektiği bir diğer önemli nokta, reel sektörün kullandığı kredilerin çok büyük bölümünün yeni yatırımlar için değil, mevcut işleri çevirmek için, yani işletme sermayesi olarak kullanılmakta olması. Oysa sanayimizin teknolojideki gelişmelere ayak uydurabilmek ve rekabet gücünü artırabilmek için yeni yatırımlara ihtiyacı giderek büyüyor. Türkiye’nin kendine özgü dinamizmiyle hâlâ %3 dolayında büyümeyi başardığını ancak bunun geleceği kurtarmayacağını belirten Bahçıvan şu önemli saptamayı yapı yor: “Dünyada nesnelerin interneti konuşulurken, Sanayi 4.0 ile bambaşka bir evrim yaşanırken Türkiye’nin mevcut tabloyu mutlaka değiştirmesi gerekiyor. Orta gelir tuzağından kurtulmak ve yeniden üretim ekonomisine dönerek bir başarı hikâyesi yazmak istiyorsak, ekonomik büyümemizin niteliğini geliştirmek zorundayız. Bu yeni büyüme hikâyesinin ArGe çalışmalarıyla desteklenen, yüksek teknolojik ürünlere, tasarıma, markalaşmaya yönelik olması gerekiyor.” Atılımın lafı var, kendisi yok Sayın Bahçıvan’ın da belirttiği gibi, aslında hükümetin bazı bakanlarının söyleminde de zaman zaman yer alan hedefler bunlar ama sonuç meydanda. İSO 500 bulgularına göre 2015 yılında sanayi kuruluşlarının ArGe harcamalarının cirolarına oranı % 0.74’te kalmış. Yaratılan katma değer içinde ortadüşük teknoloji kullanan sanayilerin payı %39’a çıkarken, ortayüksek teknoloji kullanan sanayilerin payı %18.9’a inmiş, yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 2014’te olduğu gibi %3.2’de kalmış. Öte yandan ileri teknolojiye geçiş sürecinde belirleyici rol oynayabilecek olan yabancı sermayeli şirketlerin İSO 500 içindeki sayıları da düşmeye devam ediyor. 2009’da 153 olan İSO 500’deki yabancı şirket sayısının 2015’te 125’e kadar düştüğü görülüyor. Sorunun yalnızca sanayicinin sorunu olmadığını, sanayicinin sorunlarının bankacıları da mutsuz ettiğini söyleyen Bahçıvan’ın da vurguladığı gibi, Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline, yeni bir hikâyeye, yeni bir motivasyona ve bence hepsinden önemlisi, yeni bir yönetim anlayışına acil olarak ihtiyacı var. Bu ihtiyacın nasıl karşılanabileceği konusunda ise hiçbir fikrim yok, bunu samimiyetle itiraf edebilirim. Not – Bu yazıyı yazarken Abdurrahman Yıldırım’ın 9 Haziran tarihli Habertürk gazetesinde ve Uğur Gürses’in 8 Haziran tarihli Hürriyet gazetesinde yer alan yazılarından yararlandım. Dünya Bankası ‘Yükselen Ülkeler’ için karamsar Türk ekonomist Ayhan Köse’nin yönetiminde hazırlanan Dünya Bankası’nın Global Economic Prospects raporunda, Banka’nın izledi ği 144 ‘gelişme yolundaki’ ülkenin ancak %47’sinin ‘gelişmiş’ ülkelerle aralarındaki gelir farkını kapatmaya devam edebileceği belirtiliyor. Bu oran, 2007 yılında, Türkiye gibi ‘Yükselen Pazar’ ülkelerini de içeren ‘gelişme yolundaki’ ülkeler grubunun hızlı büyüdüğü dönemde %83’e kadar Ayhan Köse yükselmişti. 2008 krizi öncesinde yapılan tahminlerde ‘Yükselen Pazar’ ülkelerinin kişi başına gelirinin 42 yılda ABD’nin gelir düzeyine eşitlenebileceği öngörülmüştü. Şimdi ise bu süre 68 yıl olarak hesaplanıyor. ‘Gelişme yolundaki’ ülkeler grubunun performansıyla ilgili olarak yapılan yeni tahminler, yoksulluğun azaltılması yolunda belirlenen hedeflerin de gözden geçirilmesini gündeme getirecek. Küreselleşme karşıtlığı yayılabilir Dünya Bankası’nın dikkat çektiği bu gelişmeler, söz konusu ülkelerde küreselleşme süreci sayesinde elde edilen kazanımların ve zenginleşme umudunun kalıcı olmayabileceğini gösterdiği için önemli. Şimdi ‘gelişmiş ülkelerin’ orta sınıflarında gözlenmeye başlanan küreselleşme karşıtlığının giderek küreselleşmeden umudunu kesen ‘Yükselen Pazar’ ülkelerinde ve diğer ‘Gelişme Yolundaki’ ülkelerde de ortaya çıkması beklenebilir. Dünya Bankası’nın söz konusu raporunda dünya ekonomisi için yapılan 2016 yılı büyüme hızı tahmini de bir kez daha aşağı çekildi ve %2.9’dan % 2.4’e düşürüldü. Dünya Bankası’nın yeni tahminine göre 2016’da ekonomi ABD’de %1.7, Euro alanı ülkelerinde %1.6, Japonya’da %0.5, Çin’de % 6.7, Türkiye’de % 3.5 büyüyecek, Brezilya’da % 4.0, Rusya’da %1.2 küçülecek. Dünya ticaret hacmi ise % 3 büyüyecek. Türkiye işçiler için en kötü ülkelerden biri Artan polis şiddeti, işçilere yönelik toplu tutuklamalar ve ayrımcılık nedeniyle Türkiye ilk kez işçiler için en kötü 10 ülke listesine adını yazdırdı DENİZ BARIŞ NARLI Türkiye’nin sendikalı işçi karnesi gün geçtikçe kötüleşiyor. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), Küresel İşçi Hakları İndeksi’ni yayımladı. Rapor 2016 yılına ait verilerin 141 ülkeden toplanmasıyla oluşturuldu ve işçiler için ‘en kötü ülkeler’ sıralandı. Türkiye de ilk kez işçiler için en kötü 10 ülke listesine adını yazdırdı. Listede Türkiye’nin yanında Belarus Çin, Kolombiya, Kamboçya, Guatemala, Hindistan, İran, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler yer alıyor. ITUC raporunda Türkiye’de sendikaların barışçı gösterilerinin dahi hedef alındığının ve 1390 sendika mensubunun yargılandığını vurguladı. ITUC Türkiye’deki hak ihlallerini aktardığı bölümde, KESK üyelerinin sendikal faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle yargılandığı, 284’ünün görev yerinin değiştirildiği, 403’ünün de zorladığı, 102’si gözaltına alınıp tutuklandığı vurgulandı. Raporda sendika üyelerinin 97’sinin ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’a haka retten hakkında dava açıldığına dikkat çekildi. Sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının 10 Ekim’de Ankara’da düzenlediği barış mitingine yapılan saldırı için “İş, Barış ve Demokrasi pankartı altında yürüyenlere yönelik terörist saldırılarında 100’den fazla insan hayatını kaybetti” ifadesi kullanıldı. Raporda, Bursa’daki Renault fabrikasında zam talep ettikleri için işten atılan işçilerin direnişi, sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten atılan Hugo Boss ve SF deri işçileri ile 1 Mayıs gösterilerinde polisin yarattığı şiddet ortamına da dikkat çekildi. Rapora göre Türkiye, Çin, Hindistan da dahil 25 ülkede işçi haklarının garantisi yok. Protestoları sindirme, toplusözleşmeleri bastırma gibi nedenle ülkelerin işçi karnelerini olumsuz etkiliyor. Mahkeme kararıyla indirim Antalya 3’üncü İdare Mahkemesi, otel, motel ve pansiyonlar için 2015 yılında 2.15 liradan 3.50 liraya çıkan su satış tarifesi zammını ‘Makul düzeyin üzerinde’ bularak iptal etti. Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Yönetim Kurulu, su fiyatında 1 ku ruş indirime gitti. Antalya 3’üncü İdare Mahkemesi ise ASAT’ın su satış işini kârlılık ve verimlilik esaslarına göre yürütmesi gerektiğini ancak, fiyat artışlarının makul ve açıklanabilir düzeyde, ayrıca adalete ve hakkaniyete uygun olması gerekliliğini vurguladı. ÇATES işçisi kazandı Zonguldak’ın Kilimli’deki Çatalağzı Termik Santralı’nda (ÇATES) kadroya alınmaları için geçen 20 Şubat’ta 53 gün süren eylem yapan ve 6 gün üst üste işe gitmedikleri gerekçesiyle iş akitleri feshedilen 138 işçiden 80’i, kadrolu olarak termik santralda işe alınmaları için açtıkları davayı kazandı. İşçilerin avukatı Merve Kır, Yargıtay’ın yerel mahkeme kararını onaması durumunda işçilerin termik santrala kadrolu olarak işe başlayacaklarını söyledi. Kemerli esnaf son 30 yılın en kötü dönemini yaşadıklarını ifade etti. Yazarkasalı eylem Rusya ile yaşanan krizin en fazla etkilediği bölgelerden Antalya’nın Kemer ilçesinde 70’e yakın esnaf, son 30 yılın en kötü dönemini yaşadıklarını belirterek yazarkasalı eylem yaptı. Kemer Esnaf ve Sanatkârlar Odası üyesi yaklaşık 70 esnafın katıldığı Cumhuriyet Meydanı’ndaki eylemde turizmde yaşanan olumsuzluklar protesto edilirken, bazı esnaf ise eyleme yazarkasayla katıldı. Burada esnaf adına açıklama yapan Kemer Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Bolat Ünsal, son yıllarda sürekli eksi yönde eğilim gösteren Kemer’in ticaret hacminin son 30 yılın en kötü dönemini yaşadığını söyledi. Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrası Antalya turizminin etkilendiğini, en büyük yarayı ise Kemer’in aldığını kaydeden Ünsal, Kemer’de yaklaşık 60 otelin açılmadığını, açık olanların ise doluluk oranının çok düşük olduğunu vurguladı. Ünsal, “Esnafın birçoğu geçen kış sezonunda dükkânlarını boşalttı. Haziran ayı olmasına rağmen halen dükkânlarını boşaltmaya devam ediyorlar. Kemer bölgemizde boş dükkân sayısının toplamı 393. İlçemizde, 1985 yılından bu yana hiç böylesi bir tablo görülmedi” dedi. l Yurt Haberleri Geçen yıl 60 ülkeye ihracat yapıldı. İlaçta 17 milyar dolarlık pazar İlaç endüstrisi pazarı büyüklüğü geçen yıl 16.86 milyar TL’ye yükselirken, kutu bazında ise 1.94 milyar TL’lik hacime ulaşıldı. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın (İEİS), Türkiye İlaç Sektörü 2015 Raporu’na göre, 2010’da 4 olan akredite ArGe merkezi sayısı da geçen yıl 15’e yükseldi. Biyoteknolojik ilaçlar, geçen yıl 2.57 milyar TL ile reçeteli ilaç pazarının yüzde 17’sini oluşturdu. Türkiye ilaç endüstrisi, uluslararası standartlardaki 67 ilaç ve 12 ham madde üretim tesisiyle hizmet sunuyor. 2015’te ilaçta 60 ülkeye 921 milyon dolarlık ihracat yapıldı. l Ekonomi Servisi ŞİRKETLERDEN Engeli kaldıran oyun Türk Telekom, Engelsiz Yaşama Derneği ile birlikte az gören çocukların görme yetilerini geliştirecek oyun geliştirdi. ‘Günışığı’ isimli oyunla yeni yetenekler keşfedilecek. Oyunla yüzde 1 ila 10 görme kalıntısına sahip çocukların, işlevsel olarak görme becerilerini artırmaları ve elgöz koordinasyonlarını geliştirmeleri hedefleniyor. 3 dolara online sigorta Dijital sermayenin sigortası olarak nitelendirilen Clonera, Türkiye piyasasına girdi. Şirket, kurumlardaki sistemlerin verileri için dijital felaket olarak nitelenen data kaybı, data bozulması, sistem arızaları, siber saldırılar ya da doğal afet gibi durumlar karşısında kaybolan verileri kurtarma taahhüdü veriyor. Şu ana kadar 2.5 milyon dolar yatırım yapan şirketten bu hizmeti almanın bedeli günde 3 dolar. TAB Gıda’ya ödül Burger King, Popeyes, Sbarro, Arby’s ve Usta Dönerci olmak üzere bünyesinde 4 global ve 1 yerel markayı bulunduran TAB Gıda’ya istihdam ödülü verildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle