23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 10 Haziran 2016 EDİTÖR: CAN DOKER haber 11 BInler uGurladıMİDYAT’TA ŞEHİT OLAN POLİSLER VE VATANDAŞLAR İÇİN TÖREN DÜZENLENDİ Mardin’in Midyat ilçesinde dün İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne 1 ton bomba yüklü minibüsle düzenlenen intihar saldırısında şehit olan polis memurları Şerife Özden Kalmış ve Nefize Özsoy ile saldırıda yaşamını yitiren vatandaşlar 31 yaşındaki Fahrettin Ekinci, 61 yaşındaki Bekir Sayan, eşi 51 yaşındaki Hayriye Sayan için Midyat Hükümet Konağı önünde uğurlama töreni düzenlendi. Tören öncesi yaklaşık 5 bin kişi ellerinde Türk bayraklarıyla Midyat Belediyesi önünde toplanarak yürüyüşe geçti. “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Polise uzanan eller kırılsın” sloganları atan katılımcılar sloganlarla tören alanına geldi. Türkçe ve Kürtçe ağıtlar Hükümet Konağı önünde yapılan cenaze törenine dün görevine başlayan Vali Mustafa Yaman, şehit Nefize Özsoy’un polis eşi Cumhur Özsoy ile yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Törende saldırıda ölen vatandaşların yakınları da Türkçe ve Kürtçe ağıtlar yaktı. Şehit tabutuna mermi Saldırıda karnındaki 6 aylık bebeğiyle şehit olan Şerife Özden Kalmış’ın tabutuna bir polis memuru tarafından mermi konulması dikkat çekti. Şehit 2 kadın polisin bir süre eşi Canan Miroğlu’nun korumalığını yaptığı AKP Milletvekili Orhan Miroğlu gözyaşlarına hâkim olamadı. Saldırıda hayatını kaybeden ve çiftçilik yapan Fahrettin Ekinci’nin eşi Katibe Ekinci, 2 yaşındaki kızı ile katıl ÖÜkçküenşcÖüzşdeehmiitr Hüseyin Kalmış Hüseyin Kalmış Şehidin polis eşi Hüseyin Kalmış, cenazede 6 aylık hamile eşinin yastığını elinden bırakmadı. Saldırıda ağır yaralanan 27 yaşındaki po lis memuru Ök keş Özdemir de dün sabah teda vi gördüğü Di yarbakır Asker Hastanesi’nde Ökkeş Özdemir kurtarılamayarak şehit oldu. Şehi din Osmaniye’nin Çağşak köyünde oturan anne ve babası, oğullarının şehit olduğu haberini alınca göz yaşlarına boğuldu. Şehit polis Öz demir için hastanede uğurlama tö reni düzenlendi. Kucağındaki 8 ay lık oğlu Alptuğ Özdemir’i öperek, gözyaşlarına boğulan şehit eşi Ay şenur Özdemir, “Allah’ım bu nasıl bir acı, nasıl dayanırım? Yavrumun boynunu bükük bıraktınız” diyerek feryat etti. Özdemir’in cenazesi Osmaniye’ye uğurlandı. l DHA dığı törende gözyaşları döktü. Cenaze töreninin ardından binlerce kişi Hükümet Konağı önünden 2 kilometre uzaklıkta bulunan saldırıya uğrayan Midyat İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yürüdü. Koruyamadım babacığım Şehit Şerife Özden Kalmış, Kastamonu’nun Araç ilçesinde yaklaşık 8 bin kişinin katıldığı cenaze töreniyle toprağa verildi. Polis eşi Hüseyin Kalmış, cenazede 6 aylık hamile eşinin yastığını elinden bırakmadı. Kayınpede ri İbrahim Sütçü’ye sarılan Hüseyin Kalmış, “Koruyamadım babacığım. Kucağımda götürdüm hastaneye. Benimle konuşuyordu babacığım. Annesinin yanına gitti” dedi. Cenaze namazını şehit polis Şerife Özden Kalmış’ın kayınpederi Selahattin Kalmış kıldırdı. Atanamayınca polis olmuş Şehit Nefize Özsoy’un, üniversitede sınıf öğretmenliği bölümünü bitirmesine rağmen atanamayınca polis olduğu bildirildi. Şehidin 4 yaşındaki kızı Eylül Elif’e annesinin öldüğü psikologlar eşliğinde anlatıldı. Şehidin Edirne’de yaşayan annesi Hafize Çetin ise evlat acısıyla gözyaşlarına hâkim olamadı ve sık sık feryat ederek baygınlık geçirdi. Gül’den taziye 11. Cumhurbaşkanı Abdullan Gül, bir dönem koruma ekibinde görev yapan şehit Şerife Özden Kalmış için twitterdan taziye mesajı yayınladı. Şehidin fotoğrafını paylaşan Gül, şehidin ailesine başsağlığı diledi. l DHA Koruculara saldırı: 2 şehit 1 yaralı Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine 13 kilometre uzaklıkta bulunan Üzümkıran köyü mevkisinde dün saat 15.00 sıralarında nöbet bitiminde araçla köylerine dönen geçici köy korucuları Esat Yeşil, Ahmet Demircan ve Tevfik Fırat’a, PKK’liler tarafından otomatik silahlarla ateş açıldı. Köy korucuları Esat Yeşil, Ahmet Demircan olay yerinde şehit olurken Tevfik Fırat yaralandı. Diyarbakır’ın Bismil Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan polisler görev yerlerine giderken, PKK’liler ateş açtı. Saldırıda can kaybı yaşanmadı. l DHA Mardin saldırısını PKK üstlendi Mardin’in Midyat ilçesinde önce ki gün Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen 3 polisin şehit olduğu, 3 vatandaşın yaşamını yitirdiği, 51 kişinin yaralandığı saldırıyı PKK üstlendi. HPG’den yapılan açıklamada eylemi “Dirok Amed” kod adlı İshak Katar’ın gerçekleştirdiği belirtildi. Sivil ölümleriyle ilgili ise “eylemin sonuçlarının bilinçli olarak çarpıtarak sivil kayıpların öne çıkarıldığı” ifadesi yer aldı. Açıklamada, “Gerçekleşen fedai eylemde hiçbir sivil hedef alınmamış, Emniyet Müdürlüğü hedef alınarak eylem düzenlenmiştir” denildi. Tarsus’ta 2 canlı bomba yeleği Mersin’in Tarsus ilçesinde, bilye ile güçlendirilmiş 2 canlı bomba yeleği bulundu. TEM Otoyolu Kavşaklar mevkinde, yolun sağ tarafında bulunan güvenlik bariyeri kenarındaki bir sırt çantasından şüphelenen vatandaş, durumu jandarmaya bildirdi. Pozantı yönüne doğru, kavşaktan yaklaşık 200 metre ilerideki çanta kontrollü patlatıldı. Patlama sonrası olay yerinde büyük çukur oluştu. Çantayı atanların, yaklaşık 200 metre ilerideki yol çalışması yapan Karayolları ekiplerini polis çevirmesi zannederek, çantayı attığı ve yola devam ettikleri değerlendiriliyor. l DHA Gazeteciye saldırıya örgütlerden kınama Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası, Mardin’de haber takibi yapan gazetecilerin bir grup tarafından tartaklanmasını kınadı. Basın Konseyi yaptığı yazılı açıklamada suçluların bir an önce yakalanması için yetkililerin harâkete geçmesi istedi. TGC Yönetim Kurulu da konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında saldırıyı kınayarak, “Durum vahimdir. Kamuoyunu etkileyen her olayın ardından gazetecilere yönelik yapılan saldırı, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına yönelik bir saldırıdır” açıklamasında bulundu. Vezneciler patlamasında ‘kadın canlı bomba’ izi Vezneciler’de 11 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırı ile ilgili soruşturma kapsamında Emniyet’in çevredeki güvenlik ve MOBESE kameralarını incelemesi sonucu, katliamın canlı bomba saldırısı olduğu belirlendi. Canlı bombanın kimliğini tespit çalışması devam ederken otomobilin olay yerine 1 kilometre mesafedeki bir otoparka günler önce bırakıldığı, olay yerine başörtülü ve güneş gözlüklü bir kadının götürüp patlattığı tespit edildi. Soruşturma kapsamında saldırının hazırlığını yapan 3 kişinin kimliğinin belirlendiği kaydedildi. Katliamda kullanılan “34 LRK 76” plakalı gri renkli Renault Clio marka otomobilin ilk sahibi tarafından Bağcılar’da bir galeriye satılması için bırakıldığı belirlendi. Satışın gerçekleşmesinin ardından otomobili satın alan M.B. “korsan taksicilik” yapacağını söyleyen başka bir kişiye aracı kiraladı. Otomobili kiralayanların aynı gün Mardin Kızıltepe’ye gittiği, araca burada yaklaşık 400 kilo plastik patlayıcı yüklendikten sonra İstanbul’a döndüğü ifade edildi. Bomba bilye ve cıvatalarla güçlendirilip etkisi artırıldı. Gözaltına alınan 4 kişinin ise sorgusu sürüyor. ‘İşim vardı bıraktım’ Saldırıda kullanılan otomobilin olay İstiklal Caddesi’ne 5 polis noktası İstanbul polisi, Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde Taksim’den Tünel’e kadar bariyerli 5 adet nokta oluşturdu. Çevik Kuvvet polislerinin bulunduğu noktada vatandaşlara da yardımcı olunacak. İstiklal Caddesi’nde salı akşamından bu yana 24 saat nöbet tutulan kontrol noktalarda yüz tarayıcı kamera sistemlerinin de yerleştirildiği öğrenildi. l İSTANBUL/DHA yerine 1 kilometre mesafedeki bir otoparka 29 Mayıs sabahı saat 08.33’te bırakıldığı tespit edildi. 2 Haziran saat 05.59’da otoparktan ayrılan otomobil için 72 TL ücret ödendi. Geri takibe göre, otomobil, 5 Haziran Pazar günü saat 11.15’te yine aynı otoparka götürüldü ve park edildi. Patlamanın olduğu gün yani 7 Haziran saat 06.42’de 36 TL park ücre ti ödenerek otoparktan ayrılan otomobil, saat 08.05’te patladığı noktaya bırakıldı. Polis otopark görevlisinin, aracı kullanan başörtülü kadına “Hayırdır, otomobili otoparkta mı unuttunuz” diye sorduğunu, bunun üzerine genç kadının “Hayır bir işim vardı. O yüzden otoparkta kaldı” yanıtını verdiğini belirledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet ASKER, PATLAYICILARDA KULLANILAN MALZEMELER İÇİN SIKI KONTROL İSTİYOR Terör takip sistemi Tarım Bakanlığı, terör eylemlerinde kullanılan patlayıcıların ana maddesi olan ‘nitrat’ satışını yasakladı. Askeri yetkililer önlemlerin daha kapsamlı şekilde uygulanmasını talep ediyor SERTAÇ EŞ PKKsaldırılarının kent merkezlerinde yüksek miktardaki patlayıcılarla gerçekleştirilmesinin önlenmesi için Güvenlik toplantılarında askerlerin istediği önlemlerden yalnızca biri uygulanmaya başlandı. Tarım Bakanlığı, örgütün kullandığı patlayıcıların ana maddesi olan “nitrat”ın satışını yasaklarken askeri yetkililer önlemlerin daha kapsamlı uygulanması gerektiğini savunuyor. Yoğun terör riski algılayan ABD ve çok sayıda Avrupa ülkesinin terör saldırısının malzemesi olacak her maddeyi üretiminden son kullanıcısına kadar otomasyon ile izlediğine dikkat çekilirken Genelkurmay yetkililerinin Sağlık Bakanlığı’nın ilaç takip sisteminin benzerinin kurulmasını önerdiği öğrenildi. Güvenlik kaynakları işleyen bir ‘takip sistemi’ gerektiğini savunuyor. AKP’nin yürüttüğü çözüm sürecinin sona erdiği Temmuz 2015’ten bu yana yüksek miktarda patlayıcılarla yapılan ve çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesine neden olan toplam 11 saldırı gerçekleştirildi. PKK saldırılarında yoğun olarak jandarma komutanlıkları ve Emniyet müdürlükleri hedef alındı. Bombalı saldırıların Başbakan veya Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği güvenlik toplantılarında da gündeme geldiği öğrenildi. Askeri kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Genelkurmay yetkilileri, ABD’nin Afganistan deneyimleri ve NATO’nun İstanbul Zirvesi’nde El Yapımı Patlayıcılar’a (EYP) ilişkin aldığı rehber kararlara da atıfta bulunarak bazı önlemlerin alınmasını istedi. Önlemlerin bir kısmı, Ahmet Davutoğlu hükümetinin terörün önlenmesine yönelik hazırlanan pakette de yer aldı. Genelkurmay yetkililerinin, saldırı potansiyeli olan kişilerin ve bunların kullanımına açık malzemelerin sıkı takibini iste diği, bu kapsamda gündeme gelen tarım gübresi (amonyum nitrat) satışında Sağlık Bakanlığı’nca ilaçlar için uygulanan takip sisteminin örnek gösterildiği dile getirildi. ‘ABD, Avrupa her şeyi izliyor’ Genelkurmay’ın sıkı takip istediği konuları Cumhuriyet’e anlatan güvenlik kaynakları şu bilgileri verdi: “Bu şekilde yüksek miktarda el yapımı patlayıcılarla ilk saldırı ABD Oklahoma’da 19 Nisan 1995’te gerçekleştirildi. Bu saldırının ardından ABD ciddi bir sistem kurdu ve önlemini aldı. Sistem; izleme, tespit etme, malzeme hareketinin kontrolü, önleme, faturalama boyutlarıyla çalışıyor. Sakıncalı görülen bir kimyasal madde satışı anında izleyen birime otomatik olarak düşüyor. Para akışı yine aynı kapsamda izleniyor. Sistemi delenler ağır şekilde cezalandırılıyor.” l ANKARA Erkeği öldürmek Hukuk erkektir. Keza toplum da homojen bir şekilde erkektir. Yoksa cumhurbaşkanının zekâsından toplumsal yargılara kadar neden her şey kadının bu kadar aleyhine şekillensin? Tanrı’nın erkek olduğu hayalinden başlayan, peygamberlerin istisnasız erkek olmasıyla devam eden ve nihayetinde tüm toplumsal algıları, değer yargılarını ve ahlak mekanizmasını testosterona boğan en lanet haliyle erke talip erkeklik, her türlü iktidar modelline arsızca sirayet eder. Hukuk aslında varsayıldığı gibi eşitlikçi bir adalet değil, lanetli bir iktidar modelidir ve doğal olarak o da fena halde testosteron kokar. Bin yıllardır içinde, kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığı ve varlığının yegâne anlamının erkeğe hizmet etmek ve ona çocuklar doğurmak olduğu yazılı kitaplara inanarak tüm ahlak algısını buna göre biçimlendiren insanlık bugünlere, kadın mevzuunda hep çuvallaya çuvallaya geldi. O yüzden hedefinde sözde adalet olan hukuk bile bizim buralarda iş kadınerkek arasındaki meseleleri çözmeye gelince kadın aleyhine çalışır. Hukukun elinde tahrik diye tehlikeli bir enstrüman vardır. Bu topraklarda o enstrümanı kadın kullanırsa başka ses çıkar, erkek kullanırsa başka ses. Şimdi evde tek başınıza bir deney yapın. Tahrik ve kadın kelimesini yan yana getirin. Bir de erkekle tahrik kelimesini yan yana getirin. Sonra gözünüzde canlandırdığınız şeyden derhal utanıp, hem önyargılarınızı hem de değer yargılarınızı, hadi başlamışken tam olsun tüm yargılarınızı bir daha gözden geçirin. Kadının tahrik olmasını sevişirken edepsizlik olarak algılayan bir toplum, doğal olarak kadından, kendisine yapılan eziyet karşısında da tahrik değil sinik olmasını bekler. Ve erkeğin erkekliğine zeval getiren ya da erkekliğini uyandıran herhangi bir şeyden hızla tahrik olup gözü dönmüş bir şekilde saldırganlaşmasını kaçınılmaz kabul eden bir toplum da onun potansiyel katil olmasını kolayca hazmeder. Bu beklentiler ve hazımlar cehenneminde büyüyen çocuklar doğal olarak kendi rollerini erkenden benimser, o roller nasıl icap ettiriyorsa o bilinçle büyürler. O yüzden sevişirken de ezilirken de kendini tutan; mutsuz olan, tatminsiz olan, üzgün olan, hırpalanmış olan, deli olan, sakat olan kadın, canından olur ama kolay kolay tahrik olmaz. Yanlışlıkla tahrik olursa bilir ki haklılığını erkek kadar kolay kanıtlayamaz. O yüzden siner. Yatakta, sokakta ve hatta mahkemede siner. Şimdi... Kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığını anlatan hikâyelere gerçekten inananlar, Cumhurbaşkanı’nın laflarına ya da hukukun kararlarına dellenmeden önce bir dursunlar ve kendi zihinlerinin derinliklerinde yer etmiş kabullenişleri bir düşünsünler. Kadının ve erkeğin hayattaki sınırlarına dair gerçek fikirlerini bir gözden geçirsinler. Ahlaki şartlanmalarla oluşan yargılarını masaya yatırsınlar. Adil davranan hemen fark edecek; Hepimizin aklı da kalbi de bin yıllardır kadını değersizleştiren, erkeği de yücelten salakça şeylerle dolu. O içimize tıkıştırılan ve ruhumuza kaynayan, dilimize vuran ve hukuka yansıyan salaklıklar yüzünden... Yani bizim salaklığımız yüzünden... Buralarda hep kadınlar öldürülür ve hep erkekler ölür. Sonra bir gün beklenmedik bir şey olur. Kalkar bir kadın bir erkeği öldürür. Ve elleri kelepçeli, der ki “Hep erkekler mi kadınları öldürecek?” Salağız ya... Buna da seviniriz. Öç alma duyusuyla bir an içimiz serinler. “Tabii ya biraz da kadınlar öldürsün” diye seviniriz. Kısasa kısasın hayatımızda neyi çoğalttığını neyi eksilttiğini hiç düşünmeyiz. İşte.. Sırf biz böyle salağız diye, dünya daha yüzyıllar boyunca kadın aleyhine dönmeye devam edecek ve bizim bünyemize kabul ettiğimiz ve afiyetle sindirdiğimiz o değersiz yargılar yüzünden hiç kimse, kimsenin kimseyi öldürmediği bir dünyayı sittin sene hayal bile edemeyecek. Muş Valiliği: O yoldan zorunlu değilse gitmeyin Muş Valiliği, “halkın can, mal güvenliğinin sağlanması, her türlü terörist tehdit ve saldırıdan korunmak amacıyla” MuşKulpDiyarbakır karayolunun zorunlu haller dışında kullanılmaması istedi. Valilik açıklamasında, “MuşKulpDiyarbakır karayolunun konumu itibarıyla özellikle terör örgütleri açısından yol kesme, adam kaçırma, araç yakma, silahlı saldırı ve propaganda eylemleri ile mayın ve el yapımı patlayıcılı saldırı eylemleri açısından hassasiyet arz etmektedir. Bu nedenle ikinci bir duyuruya kadar MuşKulpDiyarbakır karayolunda araç trafiğine kısıtlama getirilmiştir” denildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle