18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Pazar 29 Mayıs 2016 Danimarka’dan YPG’ye katıldı Danimarka’da yaşayan Kürt kökenli Joanna Palani (23) internette fenomen oldu. 2014’te üniversiteyi bırakıp IŞİD’e karşı savaşmak için YPG’ye katıldığını söyleyen Palani, IŞİD militanlarının 10, 11 yaşlarında çocuklara bile tecavüz ettiğini anlattı. [email protected] Palani TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ABD’nin yeni ‘süper silahı’ Amerikan ordusu önümüzdeki dönemlerde kullanmaya hazırlandığı yeni silahını tanıttı. Railgun adlı silah elektromanyetik hatlarla çalışıyor. Son teknoloji ürünü silahtan ateşlenen kurşun, saniyede 1.6 kilometreden fazla yol kat edebiliyor. 7 [email protected] nilgun@ IŞİD 50 bin sivili rehin aldı ABD’nin hava operasyonları eşliğinde Irak güçlerinin geri almak için operasyon düzenlediği Felluce kentinin merkezinde 50 bin sivil IŞİD tarafından rehin alındı. ABD ve Irak güçlerinin açtığı güvenli koridorlardan yüzlerce kişi kaçarken, diğerlerini bekleyen akıbet canlı kalkan olmak ya da infaz edilmek. Güvenli koridordaki kadın ve çocuklar erkeklerin nerede olduğu sorularına “IŞİD canlı kalkan yapmak için şehir merkezine götürdü” yanıtını veriyor. BM de IŞİD’e katılmadığı için infaz edilen erkek ve çocukların sayısının arttığını duyurdu. Rakka’ya karşı Azez YPG liderliğindeki birlikler, IŞİD’in “başkenti” Rakka’ya ilerlerken örgüt Türkiye sınırında Mare’ye girdi, Azez’e taarruz devam ediyor. AzezMare hattı tehlikede Ankara’nın tampon bölge planlarının, kırmızı çizgi tehditlerinin, kısaca Suriye’ye müdahalesinin köşetaşı olan AzezMare hattının IŞİD’in eline geçme noktasına gelmesi, soru işaretleriyle birlikte büyük bir insani kriz getirdi. Türkiye’nin kapalı tuttuğu sınırları ile Azez arasında İnsan Hakları İzleme (HRW) örgütüne göre 165 bin, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütüne göre 100 bin sivil sıkıştı. ABD destekli YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin Rakka saldırısıyla uğraşan IŞİD, Azez saldırısıyla sürpriz yaptı. Perşembeden beri Türkiye sınırında son iki yıldaki en önemli ilerlemeyi gerçekleştiren IŞİD, Ankara destekli silahlı gruplara şiddetli saldırılar sonucunda bir dizi köyü alarak sınıra 10 kilometre mesafedeki Azez’e çok yaklaştı. Bu durum Ankara ile “terörist” ilan ettiği YPG’yi telaşlandırdı. Mare’ye iki intihar saldırısı YPG batıdaki Afrin kantonundan ilerleyerek Azez’in aşağısındaki Şeyh Isa köyünü aldı. TSK’nin de yukarıdan gelip “sınırın 700 metre ilerisinde kontrol noktası oluşturduğu” iddia edildi. AzezMare hattı, silahlı grupların Türkiye’den Halep’e uzanan ikmal hattı için kritik. Önceki gün Azez’e 3 kilometre yaklaştığı belirtilen, hatta bazı girişlerini aldığı iddia edilen IŞİD, Azez’den hemen güneydoğusundaki Mare’ye ikmal hattını da kesti. Böylece tecrit ettiği Mare’ye dün bomba yüklü araçlarla iki intihar saldırısı düzenledi. Ardından tanklar eşliğinde Mare’ye iki koldan girmesiyle kasabada şiddetli çatışmalar çıktı. IŞİD Azez’e doğru ilerlerken YPG ve TSK iki koldan IŞİD’e karşı harekete geçti. Mare’de 15 bin sivilin sıkışıp kaldığı, önceki çatışmalardan kaçan on binlerce kişinin sığındığı Azez’de de Türkiye’nin sınır kapılarını açmaması sebebiyle trajedi yaşandığı belirtiliyor. MSF bölgedeki hastanesini taşımak zorunda kaldığını, hastalarının akıbetinden endişe duyduğunu duyururken, birçok yardım örgütü daha önce de yerlerinden olmuş Suriyeliler için bölgede kurdukları kamp ları taşımaya başladı. Uluslararası Kurtarma Komitesi 8 bin 500 kişiye hizmet verdiği kamplarda kalanların bölgeden kaçmaya çalıştığını belirtip “İnsanlar dehşet içinde, öldürülmekten korkuyorlar” dedi. Sadece bir günde 20 bin kişinin yerinden olduğu Azez’den üç günde Kürt kantonu Afrin’e de 6 bin 200 kişi göç etti. Azez’deki gazeteci Maamun Hatib “Bu bir felaket” uyarısı yaptı. ‘Türk askeri sınırı geçti’ Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin liderliğindeki Kürdistan Yurtsever Birliği’nin (KYB) internet sitesi, IŞİD’in Azez saldırısı karşısında binlerce sivilin Kürt kantonu Afrin’e kaçması üzerine TSK’nin harekete geçtiğini duyurdu. Site, bölgeden Türkiye’ye geçişleri kontrol için Türk askerinin Suriye topraklarına 700 metre girdiğini ileri sürdü. Buna göre 2 tank, bazı zırhlı araçlar ve bir iş makinesiyle Afrin’in Heman ve Meroniye köyleri arasında kontrol noktası oluşturan Türk askeri, bölgeden geliş gidişleri kontrol ediyor. ‘Türkiye bize saldırıyor’ KYB, sınırdan 700 metre ileride çekildiği ileri sürülen görüntüler de yayımladı. Önceki gün de Afrin Kantonu Savunma Bakanı Abdo İbrahim, Türkiye’yi sınırda konuşlandırdığı obüs toplarıyla Afrin köylerini bombalamakla suçlamıştı. ABD askerlerinin desteklediği YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin, IŞİD’in Suriye’deki “başkenti” Rakka’yı geri almak için 24 Mayıs’ta başlattığı operasyon da kuzeyde ilerliyor. İncirlik’ten kalkan ABD uçaklarının havadan desteklediği operasyonda kuzeyde 16 köy IŞİD’den alındı, 15 kilometre ilerleme sağlandı. Erdoğan istediği BERLİN’DEN kadar bağırsınVRİEZSETİ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AB’nin vize serbestisini uygula masına izin vermemeliyiz. Vize serbestisi için açıkça ortaya konmuş koşul maya koymaması halinde Türkiye’nin lar henüz yerine getirilmedi” dedi. İçiş sığınmacı anlaşmasını feshedeceği yö leri Bakanı Thomas de Maiziere de “Ge nündeki restlerine Alman hükümetin rekli koşullar yerine getirilmezse, vi den sert tepki geldi. Hükümetin SPD’li ze serbestisi de olmayacak” diye konuş Adalet Bakanı Heiko Maas tu. De Maiziere, Erdoğan’ın Ankara’dan birbiri ardına restlerine, “Siyasette, kamu gelen restlere, “Erdoğan bu oyu önünde yapılan baskı konuda istediği kadar bağı lara pek fazla kulak asma rıp çağırsın!” cevabını ver mak gerekir. En azından bu di. Erdoğan’ın söyleminin tür çıkışlar karşısında endi değil, eylemlerinin şeli bir yaklaşım sergilememe muhatap alınma li. Çünkü bu açıklama sı gerektiğini söy lara destek vermek leyen Maas, “Bi olur” cevabını verdi. ze şantaj yapıl Maiziere Maas l Dış Haberler Avustralya’da ırkçılık kavgası Avrupa’yı pençesi altına alan yabancı düşmanlığı Avustralya’ya da sıçradı. Temmuz ayında yapılacak seçimler öncesinde göçmen politikaları, ırk çılık ve radikal İslam korkusu ülkenin gündemi ne otururken Melbourne kentinde önceki gün göçmen karşıtı gruplarla ırk çı karşıtı göstericiler çatıştı. Göçmen karşıtı protestocular “Sığınmacıları is temiyoruz, burası bizim evimiz, geleceğimiz” derken diğerleri de “Nazi’den bozmalar, sokaklarımızdan defolun” sloganları attı. Başbakan Malcoml Turn bull ise gelişmeleri “çok kütürlü toplum için hâlâ çabalıyoruz” dedi. Ne kadar düşman o kadar şan Düsseldorf Nilgün Cerrahoğlu Merkel beş ayda beş kez geldiği Türkiye’de, Cumhurbaşkanı’yla yeni görüştü. Sığınmacı anlaşması, vize muafiyeti, iç politikadaki “kaygı verici gelişmeler”in yanı sıra; “Ermeni soykırımı oylaması” da görüşmelerde konu edildi mi, edilmedi mi bilmiyoruz. Bundestag’da 2 Haziran’da geçmesi beklenen “soykırım kararı” üzerine RTE Şansölyeye bildiğimiz kadarıyla bir “one minute” çıkışında bulunmadı. Geçen yıllarda Batı parlamentolarında gündeme gelen “Ermeni tasarıları” oylamaları öncesinde yaşanan fırtınalar düşünüldüğünde, Ankara’daki bu sessizlik garip değil mi? Neye yormalıyız bu sessizliği? Kimbilir belki de Erdoğan’ın Batı’yla mesafenin artık tamiri olmayan biçimde açılmasına itirazı yoktur… İçte ve dışta tırmanış Faşist İtalya’da her duvarda yazılı olan Mussolini’nin ünlü “Ne kadar düşman, o kadar şan!” sözlerini hatırlatan şekilde RTE de belki Batı’yla köprülerin sonuna dek yakılmasında mahsur görmüyor... İçerde Kürt sorunundaki tırmanma ve kutuplaşma başkanlık projesine giden yolun taşlarını nasıl döşemekteyse; dışta da krizlerin alevlenmesi; RTE’nin “siz kendi yolunuza, biz kendi yolumuza, bitaraf olan bertaraf olur” söylemlerini pekiştirir. Parlamentolarından Ermeni soykırımı kararları geçiren çifte standartlı Batı’nın Türkiye eleştirilerine kulak asmak yerine, “milli irade”ye bu durumda sorgusuz sualsiz “sağlam irade” yanında pozisyon almak kalır. Grinin bütün tonları yerine, millete “akkara” bir tablo sunmak kolaylaşır. Ufuktaki fırtınanın büyüklüğüne rağmen Erdoğan’ın sessiz kalmasının diğer nedeni; Almanya’da iktidar ve muhalefetin ortak girişimiyle hazırlanan 2 Haziran oylamasının kesin denecek olasılıkla Bundestag’dan geçecek görünmesidir. Bağırıp çağırmanın bir şey değiştirmeyeceğini önden gördüğü için RTE sessiz kalmayı yeğlemiş olabilir. Sonucu belli olan bir konuda netice almayacak şekilde esip gürlemesi, kendisi için sadece yenilginin ağırlığını arttıracağından; Erdoğan bu kez tribünler önünde suskun kalmayı tercih etmiştir. ‘Demokratik değil’ algısı Tüm bunlar Ankara’nın elini zayıflatan şeyler. Türkiye’nin elini zayıflatan en önemli gelişme de artık demokratik bir ülke olarak algılanmaması. Almanların yüzde 85’i Türkiye’yi “güvenilmez” buluyor. Yüzde 83, Erdoğan’ı “demokrat” olarak görmüyor. “Ermeni soykırımı kararı” arifesinde muhalefette Cem Özdemir; “Alman Federal Meclisi Erdoğan gibi bir despotun baskılarına boyun eğemez!” diyerek gürlüyor. Özdemir soy bağı nedeniyle eleştiriliyor ama neylersiniz ki Türk kökenli politikacı, sırf kişisel bir duruşu değil Almanya’da siyasi yelpazenin her kanadına hâkim olan bir kanıyı yansıtıyor. Bir haftadır Almanya’dayım. Gazetelerde her gün bu “Türkiye artık demokrasi olmayan ülke” algısı işleniyor. Restoranda yan masa komşularından, bindiğim taksinin şoförüne dek kiminle konuşsam “yeni Türkiye” teşhisi böyle. Almanya’da Türkiye, “partner” algısını ve itibarını yitirmiş. Dört dörtlük Ortadoğu ülkesi olduğuna dair kanı kökleşmiş. AB’deki “aday ülke” konumundan gelen kaldıraç gücü yitirilmiş. Hal böyle olunca 2 Haziran oylaması “demokratik bir AB ülkesinin”, “demokratik olmayan bir Ortadoğu ülkesi” hakkında aldığı karar olarak kayda geçecek. Türkiye tezlerinin haklılığı/haksızlığının heyhat! artık kıymeti harbiyesi yok. Bunca asimetrik bir durumda “moral high ground” denen ahlaki üstünlük, kafadan “demokratik rejimlerden” yana oluyor. Tarafların argümanlarının içeriği uzun boylu hesaba katılmıyor. Almanya gibi AB’nin en tayin edici ülkesinde “Ermeni soykırımı kararı” şimdiye kadar oylanmadı oylanmadı da, neden bugün, tam şimdi Türkiye’de “rejim mutasyonu” yaşanırken gündem oluyor sanıyorsunuz? Savaş gibi miting ABD’de başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olmayı pratikte garanti altına alan Donald Trump’ın Kaliforniya’daki mitingi savaş alanına döndü. Latinlere karşı ırkçı söylemiyle tepki çeken Trump’ı San Diego’daki mitinginde binlerce gösterici karşıladı. Muhalifler mitingin yapıldığı binanın önünde Trump taraftarlarıyla karşı karşıya geldi. Polisin dağılma çağrılarına uymayan taraflar birbirlerine su şişeleri ve taş attı. Bir Trump taraftarı karşı tarafa biber gazı sıkarken görüntülendi. Polis 35 kiyi gözaltına aldı. Trump ise polise teşekkür etti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle