19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 28 Mayıs 2016 EDİTÖR: serkan ozan TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Savcının DevrimulSuAislRliRşakArialFe’rıranisı Muhafızları şüphesi Bharara: Sarraf terörizme destek vermiş olabilir İran’a yönelik ambargoyu delmek suçundan ABD’de tutuklu bulunan İran asıllı işadamı Rıza Sarraf soruşturmasını yürüten Başsavcı Preet Bharara’nın, hazırladığı soruşturma dosyasında İran Devrim Muhafızları’na dikkat çekilerek, Suriye’ye yönelik yardımların olabileceği şüphesi üzerinde duruluyor. Rıza Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılması durumunda kaçabileceği gerekçesiyle tutuklu kalmasını isteyen savcı Bharara’nın, soruşturmayı çok yönlü ve uluslararası incelediği ortaya çıktı. Bharara’nın hazırladığı dosyada yer alan bir bilgiye göre, İran’ın en etkin gücü olarak da bilinen Devrim Muhafızları Ordusu’na dikkat çekildi. İran Devrim Muhafızları’nın İran’da ticari faaliyetlerde etkin olduğu ve sağladığı finansman ile Ortadoğu’da terörizme destek için kullanıldığı anımsatıldı. Dosyada, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2013 tarihli raporuna atfen “Devrim Muhafızları Suriye’de Beşar Esad’a yardım için subaylarını bu ülkeye göndererek küresel istikrarı tehdit etmeyi sürdürüyor” denildi. Sarraf’ın Bank Mellat ve Bank Karafarin gibi İran finans kurumlarıyla bağlantılarına dikkat çekilerek Devrim Muhafızları’nın petrol gelirleriyle daha fazla silahlanmalarını sağlayacak milyonlarca dolar kazandırmada yardımcı olduğu ileri sürüldü. Öte yandan Rıza Sarraf’ın avukatı Benfamin Brafman’ın hakim Richard Berman’a sunduğu kefaletle serbest bırakılmaya ilişkin Bharara tarafından sunulan gerekçelere cevap hakkı istedği kabul edildi. YURTDIŞINA ÇIKIŞLARINI GİZLEMİŞ Soruşturma dosyasında dikkat çeken bir başka nokta ise “ön duruşma” sorgusu çerçevesinde Sarraf’ın yet kililere verdiği ifadede uluslararası ziyaretler, finansal varlıkları konusunda tam beyanda bulunmadığı belirtildi. Türk, İran, Makedonya pasaportlu olmasına karşın sadece Türk pasaportu bilgisini paylaştığı kaydedilen Sarraf’ın son 10 yılda tatil için gittiği yerler olarak “Londra, Avrupa, Çin, Singapur ve Tay land” bilgisini vermesine karşı Rusya (20072010 yılları arasında), Azerbaycan (2009), Suudi Arabistan (2013 ve 2015), Mısır (2014), Lübnan’a (2015) gidişlerinin saklandığı belirtiliyor. Bunun yanında savcılık iddianamesinde Sarraf’ın Makedonya ve İran pasaportu ile çıkış yaptığı yerlerin ise tam olarak bilinmediğine işaret ediliyor. Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılmasına karşı itirazlar arasında kaçma olasılığının güçlü olduğuna vurgu yapılarak Makedonya pasaportuna işaret edildi. Makedonya ile ABD arasında suçlu iadesi anlaşmasının bulunmadığı, haliyle İran’la da aynı durumun olduğu kaydedildi. ANLAŞMA SAĞLANABİLİR Sarraf’ın avukatlığını üstlenen ünlü ABD’li avukat Benjamin Brafman’ın Çinli emlak zengini Ng Lap Seng’in kefaletle serbest bırakılmasını mahkemeye örnek olacarak sunacağı belirtildi. Seng, bir Birlesmis Milletler (BM) yetkilisine Macau’daki bir BM projesini almak icin 500 bin dolar rüşvet vermek ile suçlanmıştı. Brafman’ın geçtiğimiz hafta Lap Seng’in avukatlığını bırakarak sadece Sarraf dosyasına odaklanacağı belirtiliyor. l Haber Merkezi Aleviler: Bilinçli tercih Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘kesinlikle çözülecek’ dediği Alevi sorunu, Binali Yıldırım hükümetinin programından çıkarıldı İKLİM ÖNGEL Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun programında yer alan “Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız” cümlesinin, Binali Yıldırım’ın Hükümet programından çıkarılması Alevi temsilcilerinin tepkisini çekti. Hüsniye Takmaz (Karaağaç Dergâhı Başkanı): Biz Aleviler olarak Davutoğlu’nun bunu gerçekleştiremeyecğini biliyorduk. Davutoğlu iyimser bakıyordu. “Kesinlikle bu sorun çözülecek” demişti. Biz de bunun zor olduğunu, cumhurbaşkanı ve Diyanet’in sıcak bakmayacağını söylemiştik. Gelinen süreçte, biz haklı çıktık. Kendileri gibi düşünmeyen, inanmayan, yaşamayan kesimlere; olumlu yaklaşılmayacağını, hak verilmeyeceğini, bu kesimlerin görmezden gelineceğini, yok sayılacağını görüyoruz. Hükümet, bundan soraki süreçte sadece Alevileri değil, hem etnik hem inançsal anlamda hiçbir kesimle barışmayacağını, demokratik talepleri bir kenara iteceğini net şekilde ortaya koyuyor. Sünni canlarımızın bu yapıyı görmesi ve tepki koyması gerekiyor. Rıza Eroğlu (Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı): Alevileri bu kadar yok saymak, ikinci sınıf vatandaş görmek, ayrıştırmak, ötekileştirmek hiçbir iktidarın hakkı değil. Vatandaşık haklarımızı, barış ve huzuru, inancımızı özgürce yaşamayı bekliyoruz. Kimsenin bizleri sorgulamayacağı şekilde yaşamak istiyoruz. İktidarda kalmak için, Alevinin Sünninin, Türk’ün, Kürt’ün yan yana durmasını istemiyorlar, herkesi kamplaştırıyorlar. Kutuplaşma Fevzi Gümüş (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı): AKP, Alevi meselesinde samimi değil. Demokrasi ve insan hakları bağlamında bu sorunu çözme konusunda sorumluluk taşımıyor. On dört yıldır cemevi meselesinde bir girişimde bulunabilirledi. Yeni hükümet programında yapılan değişikliğe şaşırmamak gerek. Terör ve başkanlık olmak üzere temel iki konu hedeflerinde. Başkanlık için kutuplaşmanın devamı gerekiyor. Bu sistem için yapılan girişimde, Sünnileri tatmin etmeleri, Alevilere mesafeli durmaları gerekiyor. Geri dönüş akıl dışı Mustafa Timisi (Eski Alevi siyasetçi): Çalıştaylarımızın or Bilal Erdoğan bu kez Bosna’da ok attı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, İstanbul Okmeydanı’ndaki Okçular Vakfı tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Fetih Kupası’nın Bosna Hersek’in başken ti Saraybosna’da düzenlenen tanıtım toplantısına katıldı. Aynı zamanda Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi ve Dünya Etno Sporları Konfederasyonu Başkanı olan Bilal Er doğan, vakıf olarak ata sporu olan okçuluk eğitiminin verilmesi misyonu ile hareket ettiklerini söyledi. Bilal Erdoğan daha sonra kardeşlik ve barış için hedefe ok atışları yaptı. taya koyduğu sonuçlar, Erdoğan ve Davutoğlu dönemlerindeki görüşmeler Alevi toplumunu umutlandırmıştı. Türkiye’de Emeviİslam anlayışında öteden beri Aleviİslam anlayışına karşı ciddi bir yanlış değerlendirme var. Ancak laik Türkiye hükümetlerinin buna itibar etmemesi gerek. Gelinen noktadan geriye dönüşü düşünmeleri akıl dışı bir davranış olur. Binali Bey, Doğu Anadolu bölgesinin insanı. Alevi, Sünni toplumunun yaşamsal değerlerini bilen kişilerden biri olması gerek. Davutoğlu’ndan daha ileri düzeyde bu sorunun çözümünden yana tavır koyabileceğini umut etmek istiyorum. Hükümete mektup Kartal Cem Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Saçlı; Binali Yıldırım’a yazdığı mektupta; “64 Hükümetin eylem planında var olan Cemevleri statüsü gibi konular, sizin gündeminizde var mı? Varsa ne zaman yürürlüğe girecek” diye sordu. Saçlı, AİHM kararlarının uygulanmasını isterken, Cemevlerinin ibadethane olarak yasal statüsünün tanınmasını, Alevi inancına ödenek ayrılmasını, ayrımcılık yapılmamasını, Alevi Din Hizmetleri teşkilatlarının özerk olarak yapılanmasını ve Dede, Zakir yetiştirilmesi için okullar ve üniversitelerde bölüm açılmasını istedi. l ANKARA Elitaş Bostancı İnceöz Muş Turan Grup yönetimi değişti Başbakan Binali Yıldırım, kabine ve MYK’deki değişimin ardından partinin grup başkanvekillerini de değiştirdi. Grup başkanvekillerinin yeni yönetimi belirlemesi için Başbakan Binali Yıldırım’a istifalarını vermelerinin ardından dün kapalı grup toplantısında seçim yapıldı. Grup başkanvekillerinden İlknur İnceöz, Naci Bostancı ve Bülent Turan yeniden seçildi. Canikli’den boşalan grup başkanvekilliğine kabine dışında kalan eski Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakın isimlerden Coşkun Çakır’ın yerine de Mehmet Muş seçildi. Yıldırım, toplantı sırasında esprileriyle vekilleri güldürdü. Seyirci localarının boş olduğunu gören Yıldırım, “Salon bu şekilde de pek sessiz” dedi. Kullanılan oyların tasnifi için komisyon üye lerinin belirlenmesi için torbadan isimleri Yıldırım çekti. Milletvekili Bayram Özçelik, torbadan kendi isminin çıkması üzerine “Şu grup başkanvekillerini de torbadan çeksek” diye espri yapınca Yıldırım, “Bayram, sen her derde devasın” dedi. Grup başkanvekillerinin istifalarını okuduktan sonra itirazı olan ya da vazgeçen olup olmadığını soran Yıldırım’ın “Bakın sizin iradenizin üstünde bir irade yok” demesi vekilleri güldürdü. Etik istifası Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olan Fatma Betül Sayan Kaya’nın ablası Ayşe Hilal Sayan Koytak “Kardeşim bakanken etik olmaz” diyerek müsteşar yardımcılığı görevinden istifa ettiğini Twitter adresinden dün duyurdu. l ANKARA / Cumhuriyet haber 5 Vatan haini nasıl olunur... Kasalarmasalar, 17/25 Aralık, İranlı damat Rıza Sarraf, anlı şanlı ba nen yalakalar, Menemen testisi gibi dizilmiş hödükler altı yıl önce Cumhuriyet’e “Ergene kanlarımız, uçak dolusu külçe koncu, darbeci” diye saldırırlar altın, Atatürk Havalimanı, yol ken, şimdilerde şöyle diyorlar: suzluk soruşturmalarının üze “Vatan haini, casus, paralel rinin örtülmesi, Cemaatpara ci...” lel devlet... Yuh olsun size! Türkiye’nin üstünü örttü Altı yıl önce cemaatle kol ğü bir başka deyişle kapattığı kola yürüyen sizdiniz, sizdi yolsuzluk dosyasındaki adlar, niz Yarbay Ali Tatar’ın intiharı savcı Bharara’nın dosyasında na neden olan... yer alıyor. Attığınız manşetler, yazdığı Soruşturma belgelerinde nız yazılar arşivlerde... Türkiye’nin yakından tanıdığı Şimdilerde vatan haini, ca adlar var. sus, paralelci olan yine Cumhu Sarraf ve eski bakanlar... riyet gazetesi. Muammer Güler, Zafer Hedefte Can Dündar var, Çağlayan, Egemen Bağış, es Erdem Gül, Ceyda Karan ve ki Halk Bankası Genel Müdürü ben... Süleyman Aslan... Perşembe günü muhabirimiz Savcı Bharara, 17 Aralık fez Canan Coşkun’un duruşma lekesini kanıt olarak sundu... sı vardı, savcı, 23 yıla dek ha Haberi okurken düşündüm pis cezası istiyordu arkadaşı ve şu soruyu sordum: mız için. “Savcı Bharara yoksa paralel Suçu neydi Canan’ın? devletin, FETÖ’nün ABD’deki Kimi yargıç ve savcıların in kolu mu?” dirimli fiyatla lüks konut sahi Olur olur! bi olmaları. Metro Turizm otobüsüyle Bu haberin belgeleri vardı... Muğla’dan İstanbul’a gelen bir Bir gazeteci bunu haber ya kız öğrenci uyurken yanı başın par... da mastürbasyon yapan mu İşi bu! avin G.G. bu çirkin, aşağılık Böyle haber yaptığınız za olaydan, “Şeytana uydum abi” man hakkınızda hemen soruş diyerek paçayı kurtarıyor... turma başlatılır ve dava açılır... İşin tuhaf yanı otobüs şirketi Terörü lanetleyen bir Müs nin sahibinin yaptığı açıklama: lümanın gözyaşlarını, acısını “Paralelci pislikler, vatan ha yansıtan bir çizimi köşenize ini olduğunuzu biliyoruz... Hiz koyduğunuzda soluğu Çağla metin selameti için mi Metro’yla yan Adliyesi’nde alırsınız. uğraşıyorsunuz? Vallahi sizden Eğer gerçekleri yazarsanız, korkulur.” size “vatan haini, casus, para Ben de şu Savcı Bharara’ya lelci” derler... taktım kafayı... Oysa Cemaatin devletin tüm “Savcı paralelci ve Türk düş olanaklarını kullanarak devletin manı olabilir...” tüm duyarlı kurumlarında na Bizim Rıza İranlı... sıl kadrolaştığını, bu yüzden Para aklama için piyasaya hakkımda 200’e yakın dava çıkmış, 28 yaşında milyarlarca açıldığını çok yazıp çizdim... doların sahibi olmuş, İran am Unutkan bir toplum, ne ya bargosuna karşı bir yöntem ge pabilirim! liştirmiş, falan falan. HHH Rıza’nın, aynı işi yapan ar İranlı damattan, Savcı kadaşı, ortağı Zencani İran’da Bharara’dan başlayıp Canan tutuklanıp idam cezasına Coşkun’a, casusluğa, otobüs mahkum edildi. teki cinsel saldırıya gelip kafa Rıza, paçayı kurtarmış, ka nızını iyice karıştırdım... fasını dinlemek için gittiği Aslında benim de kafam ka Miami’de polisçe mi yakalan rışık... mıştı yoksa savcıya anlaşma Rıza, 50 milyon dolar kefa lı olarak her şeyi anlatıp uzlaş let verip tutuksuz yargılanması mayı mı planlamıştı orası tar nı istedi ama savcı “Hayır” de tışma konusu ve biraz karışık... di... HHH Önümüzde yaz var... Bu ülkede kendini Atatürkçü, Sıcak geçecek sıcak... ulusalcı sanan faşistler, dinci Perde yeni açıldı, oyun baş ler, yobazlar, havuzdan besle lamadı daha! Dündar’dan 25 Aralık cezası için temyiz Dilekçede, gerekçeli kararda mahkumiyet kararının tek kaynağının “fezleke” olarak belirtildiği, ancak dosyaya “göz ucuyla” dahi bakılması halinde bunun çökeceği aktarıldı. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a 25 Aralık fezleke ve soruşturmasıyla ilgili köşe yazıları ve yazı dizisi nedeniyle 28 bin TL adli para cezası veren mahkemenin kararı ile ilgili temyiz başvurusu yapıldı. Hâkim Abdurrahman Orkun Dağ, gerekçeli kararda Dündar’ın yazı dizisinde takipsizlik kararından bahsetmediği için suç kastının olduğunu belirtti ancak 25 Aralık soruşturmasını yürüten savcıların yazı dizisinin son günü Basın Savcılığı’na yolladığı yazıyla soruşturmanın henüz sürdüğünü belirtmesi, dolayısıyla ortada bir takipsizlik kararı olmaması kafalarda soru işaretlerine neden oldu. Tek kaynak fezleke değil Yargıtay’a gönderilmek üzere mahkemeye sunulan dilekçede, mahkemenin gerekçeli kararında mahkumiyet kararının tek kaynağının “fezleke” olarak belirtildiği ancak dosyaya “göz ucuyla” dahi bakılması halinde bunun çöktüğü aktarıldı. Dündar’ın yazı dizisini fezlekeden, dosyadaki evraklardan, dosyadaki ses kayıtlarından, basına yansıyan bilgilerden ve basına yansıyan ses kayıtlarından yararlanarak hazırladığı, dolayısıyla tek kaynağın fezleke olduğu saptamasının gerçeğe aykırı olduğu belirtildi. Dilekçede, 25 Aralık soruşturması hakkında takipsizlik kararı verilmiş olmasının ispat hakkının kullanılmasının önünde engel teşkil edemeyeceği ifade edildi. Dilekçede, mahkemenin Dündar’ın ispat hakkını kullanması yolunu kapattığı vurgulanarak maddi gerçeğin ortaya çıkmasında şu sorulara cevap verilmesinin yol gösterici olduğu aktarıldı: “Verilen takipsizlik kararı, tüm Türkiye’nin internetten dinlediği ses kayıtlarını ortadan kaldırabilir mi? Ses kayıtlarını kulaklardan ve vicdanlardan silebilir mi? Ses kayıtları mahkemeden celbini istediğimiz ancak reddedilen dosyanın içinde halen mevcut değil midir? Ses kayıtları o zaman görevi başında olan savcıhâkim kararları ve polis marifetiyle tespit edilmiş değiller midir?” Yasaya aykırı Kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret edildiğinden bahisle mahkumiyet kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğuna değinilerek “Yazı dizisinde yapılan kamu görevine ilişkin bir eleştiri yoktur. Kamu görevi nedeniyle eleştirilen kişi de yoktur. Eleştiri kamu görevlilerinin görevleri ile ilgili değildir. Kişisel davranışları ile ilgilidir” denilerek kararın yasaya aykırı olduğu ve bozulması gerektiği belirtildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle