19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 26 Mayıs 2016 4 KONGRE İÇİN İBRE 10 TEMMUZ’u GöSTERİRKEN BAHÇELİ İDDİALI ‘Aday olan şahsımla yarışacak’ SELDA GÜNEYSU “Olağanüstü kurultay” tartışmalarının yaşandığı MHP’de kartlar yeniden karılıyor. MHP Genel Merkezi’nin “olağanüstü kurultaya gidiyoruz” hamlesinin ardından muhaliflerle genel merkez arasında başlayan “Seçimli kurultay mı, tüzük kurultayı mı” tartışması alevlendi. Muhalif kanat, “tüzük kurultayı olmadan seçimli kurultayın yapılamayacağını” öne sürerken Genel Merkez, “kurultayın toplanacağı aynı gün tüzük değişikliğinin de yapılabileceğini” belirtiyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kurultay için 10 Temmuz tarihini işaret ederken “Kim ya da kimler genel başkanlığa aday olacaksa şahsımla yarışacaktır” diyerek, muhaliflere bir kez daha “hodri meydan” dedi.   Taktik hamlesi Genel Merkez’den gelen “Olağanüstü kurultaya gidiyoruz” açıklaması muhalefet cephesinde “Bahçeli’nin taktik hamlesi” olarak da nitelendirildi. Bahçeli, parti içi muhalefetin 15 Mayıs’ta gerçekleştirdiği “alternatif kurultay” sonrası, “Yargı kararını beklemek MHP’nin temel ilkelerindendir. Ve karar ne olursa olsun işte her şey asıl o zaman başlayacaktır” açıklaması yapmıştı. Parti içi muhalefetten, “mahkemenin tüzük kurultayı için karar verdiği” anımsatılarak, “Mahkemenin kararına karşılık tüzük kurultayı yerine seçimli kurultaya gidildiği takdirde, daha sonra bir delegenin mahkemeye gidip, bu kurultayın iptalini is BAHÇELİ temesi halinde yapılan seçimli kurultay bir anlam taşımayacaktır” açıklamaları yapıldı.  ‘Arka bahçeleri’ Parti yönetimi, yaptıkları toplantıda, muhaliflerin 15 Mayıs’taki kurultayda dile getirdikleri “Genel Merkez arkasına Saray’ı alarak, kurultayı engelledi” yorumlarını da önceki gün masaya yatırdı. Yargıtay’ın onama kararının ardından MHP’de, “Madem Saray desteğini arkamıza aldık, o zaman Yargıtay’dan aleyhimize neden oybirliği ile karar çıktı? Muhalifler, bu sorunun yanıtını vermeli. Yargıtay’ın kararını bu açıdan ‘sevindirici’ bulduk, çünkü bu karar muhalefetin bugüne kadar yaptığı ve yürüttüğü algı operasyonlarını çürüttü” yorumları yapıldı.  ‘Bıçak gibi kesmek’ Bu tartışmalar yaşanırken, dün Bahçeli, yazılı bir açıklama yaparak, “oyun içinde oyun tezgâhlandığını” kaydetti. “MHP’ye sistematik, sonuca odaklı ve intikam esaslı saldırı ve taaruz kurgulayanların 1 Kasım’dan itibaren anında devreye girdiğini” belirten Bahçeli, “MHP’nin her şeyi gördüğünü ve niyet sahiplerinin hedef ve siyasi kaynaklarını tüm yönleriyle bildiğini” ifade etti. “Tartışmaları bıçak gibi kesmek şart olmuştur” diyen Bahçeli, “partinin zarar görmemesi, birlik ve bütünlüğünün daha fazla tahrip edilmemesi nedeniyle genel başkanlık sorumluluğu altında bir dizi karar aldıklarını” söyledi.  l ANKARA haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Babadan oğula kalan tek şey: Ata’nın öldüğü günün gazetesi AKP neden ‘Fetih’i, milli günlere yeğliyor? Malum AKP döneminde bütün ulusal bayramlar sıfırlandı. 19 Mayıs’ta Anıtkabir’deki törene bakan düzeyinde katılım oldu. 23 Nisan resepsiyonu yapılmadı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı geçiştiriliyor. 6 Ekim İstanbul’un kurtuluşu ise unutuldu neredeyse. Varsa yoksa, 29 Mayıs İstanbul’un fethi Sloganları da iddialı: “Yeniden diriliş, yeniden yükseliş.” Fetih törenlerine bu kadar ilginin nedenini, bir gazeteci abimiz anlattı: Hazreti Muhammed’in İstanbul’la ilgili bir hadisi vardır. “Konstantiniyye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden emir ne güzel emir, onu fetheden ordu ne güzel ordudur” der Hazreti Muhammed. Ve hadisler de müminlerce kutlu, yani mübarek sayılır. Game of Zeytinburnu İstanbul Zeytinburnu Belediyesi, Facebook’ta bazı fotoğraflar paylaştı. 17. Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali için açılan foto galeride Game of Thrones adlı dizinin “Kış geliyor” anlamında “Winter is coming” sloganından esinlenerek “Mesir Is Coming” sloganı kullanıldı. Mesir macununun ölüleri canlandıracağından yola çıkarak, dizideki ölü karakterleri kul lanmışlar. “Mesir macunu can landırır” demişler. İntihal intihaldir. Belediye Başkanı her halde bu intihale göz yummaz. Zeytinburnu Belediyesi’nden yaratıcı afişler bekliyoruz. Tehlikeli hashtag’ler Sosyal medya maalesef tam bir jungle. Dün itibarıyla Twitter’da çok tehlikeli iki hashtag vardı. Biri “Ülkücülersınırdışıedilsin”, diğeri de “Kürtlertehciredilmelidir” şeklindeydi. Yazan herhan gi bir sorumluluk hissetmeyince, böyle uçukluklar oluyor maalesef. Sağduyu herkese lazım. Çağdaş demokrasilerde, kimse kimseyi ülkesinden kovamaz. İlke, herkesin eşit haklarda yan yana yaşaması. Adı Selçuk. Soyadını bilmiyoruz. kabul edin.” Meğer Selçuk’un, Me Türkan Saylan’ın baş lih Berk’e verdiği hediye, kanlığı sırasında Çağ 11 Kasım 1938 tarihli Ulus daş Yaşamı Destekleme gazetesinin birinci sayfa Derneği’nin bursiyerlerin sıymış. Melih Bey, “Gü den biriydi. nü geldiğinde iade ede Buradan aldığı burs ve rim” şartıyla bu özel hedi Rotary Kulübü’nün yar yeyi almış. dımlarıyla eğitimini ta Atatürk’ün ölümünü an mamladı. 20 yıl kadar ön latan gazetenin başlıkla ce mezun olduğu gün, rı şöyle: kendisine çok yardım 11 Kasım 1938 günkü ULUS “Kurtarıcını ve en bü eden Melih Berk’e gelerek yük evladını kaybettin. Türk şöyle dedi: milleti sen sağ ol!” “Melih Bey, size bir armağan ver Basın Konseyi Yüksek Kurul üye mek istiyorum. Bu benim babamdan si Melih Berk, yıllardır izini kaybetti kalan tek şey. Yıllarca bunu göğsün ği Selçuk’u bulursa, bu özel hediye de sakladı. Şimdi öldü. Lütfen bunu yi iade edecek. Asparagas işten attırdı İhlas Haber Ajansı (İHA) pazartesi günü Denizli mahreçli olarak “tilki yiyen yılan” haberini servis etti. Haberde bir yılanın tilkiyi yakalayıp zehirleyip yeme görüntüleri vardı. İHA’ya göre olay Denizli Honaz’da yaşanmıştı. Görüntünün Türkiye değil ABD Florida kaynaklı olduğu çabuk ortaya çıktı. İHA dün şu açıklamayı yaptı: “Yılana Saldıran Tilkinin Acı Sonu’ başlıklı haberimizin Türkiye’de değil, Amerika’da meydana geldiği anlaşılmıştır. Muhabirimizin temel gazetecilik kurallarını hiçe sayarak gerekli inceleme yapmadan internetin haberini doğru kabul edip İHA’ya göndermesi asla kabul edilemez. Özür dileriz, muhabirin kurumla ilişiği kesildi.” Günün sözü Meral Akşener’den Teke Tek’te şöyle dedi: 4 “Davam, kocamdan daha önemli.” Nurettin Canikli Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Başbakan Yardımcısı Binali Yıldırım BAŞBAKAn Tuğrul Türkeş Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Adalet Bakanı Fatma B. Kaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ömer Çelik Avrupa Birliği Bakanı Faruk Özlü Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Süleyman Soylu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Özhaseki Çevre ve Şehircilik Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Dışişleri Bakanı Nihat Zeybekci Ekonomi Bakanı Berat Albayrak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı A. Çağatay Kılıç Gençlik ve Spor Bakanı Faruk Çelik Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Bülent Tüfenkci Gümrük ve Ticaret Bakanı Efkan Ala İçişleri Bakanı Lütfi Elvan Kalkınma Bakanı Nabi Avcı Kültür ve Turizm Bakanı Naci Ağbal Maliye Bakanı Fransa kabinesi Müslüman İsmet Yılmaz Milli Eğitim Bakanı Fikri Işık Milli Savunma Bakanı Veysel Eroğlu Orman ve Su İşleri Bakanı Recep Akdağ Sağlık Bakanı Ahmet Arslan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Türkiye kabinesi kadın bakan Fransa’da daha çok var Söz Twitter’dan açılmışken, dün ilginç bir tweet daha vardı. Selçuk Şirin şöyle yazmış: “İki kabine. Fransa ve Türkiye. hangi hükümette daha fazla Müslüman kadın bakan var?” Fransa’da şu anda iki kadın bakan Müslümanmış. Bir süre öncesine kadar ise, Müslüman kadın bakan sayısı üç imiş. Altına da iki ülke bakanlar kurulunun toplu resimlerini koymuş. Öncelikle insanları, dinine göre sınıflamak yanlış. Burada söylenecek tek şey, Fransa’da kabinenin yarısı kadın, bizde tek kadın bakan var. Maalesef birin üzerine çıkamıyoruz. ‘Bizde halk sorar’ ‘Güneydoğu’da düğüne katılacağım’ MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener, Kastamonu’da büyük ilgiyle karşılandı. Rüya Düğün Salonu’nda partililerle buluşan Akşener, iftiralarla hiçbir zaman vakit kaybetmeyeceğini belirterek, “Şayet seçilirsem ilk işim Güneydoğu’da bir düğüne katılmak olacak ve o evde kalacağız” diye konuştu. Akşener, iktidar olduklarında ise 6 ay içinde terörün belini kıracaklarını söyledi. l KASTAMONU/DHA ‘Ermeni avına mı çıkalım’ diyen MHP’li başkana hapis Ermenistan’ın ünlü caz piyanisti Tigran Hamasyan’ın geçen haziran ayında Ani Harabeleri’nde verdiği konsere ilişkin basın toplantısı düzenleyerek, “Kars caddelerinde Ermeni avına mı çıkalım? Hangi satılmış basın mensupları bunlar ile ortaklaşa hareket ediyor. Herkes haddini bilecek ve bu saatten sonra ayağını denk alacaktır. İçeriden ve dışarıdan satılmış hain beyinler tarafından sabrımız zorlanmak mı isteniyor” diyen Kars Ülkü Ocakları Başkanı Tolga Adıgüzel hakkında, HDP İstanbul Millet vekili Garo Paylan’ın açtığı dava sonuçlandı. Kars 3. Asliye Ceza Mahkemesi Adıgüzel’in “Halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılamak suçunu işlediği” gerekçesiyle 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildi. Suçu basın yoluyla işlediği için hapis cezası 7 ay 15 güne çıkarılan Adıgüzel’e, ayrıca 11 bin 240 TL adli para cezası verildi. Sanığın başka mahkumiyeti bulunmadığından hükümlerin açıklanması ertelendi. l Yurt Haberleri Türkiye’de güçler ayrılığı ve laikliğin yıpratılmasından duyulan endişeyi dile getiren Merkel, dokunulmazlıklarla ilgili Türkiye’deki tepkisizliğe şaşırdığını dile getirdi Almanya Şansölyesi Angela Merkel, mülteci mutabakatına karşılık vize ser ğu mesajını verdi. Birçok katılımcı bu çerçevede yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik ile ilgili 23 ve 24’ncü fasılların açılması ısrarını sürdürür bul etmemesini de eleştirdi. Laiklik kaygısı Bir başka katılımcı da “Parlamenter sistemin bittiği bir nok l YENİ AB BAKANI ÇELİK: AB çifte bestisi için restleşmenin devam etti DUYGU GÜVENÇ ği bir ortamda “ma sayı devirmek” yerine “iletişi mi” tercih ettiğini belirtti. Mer ken Merkel, Rum Kesimi’nin bu fasılların açılmasını engellediğini söyledi. Davutoğlu sessizliği taya geldik. Gücün yoğunlaştığı, güçler dengesinin olmadığı bir noktadayız” dedi. Merkel, yargı bağımsızlığına yönelik şikâyetlere standartta bulunmasın kel, Türkiye’de güçler ayrılığı ve laikliğin yıpranmasından duyduğu kaygıyı da paylaşırken, vi Merkel, Davutoğlu ile Geri Kabul Anlaşması karşılığında Vize Serbesti için süreci bir nokta karşı kendisinin birşey yapamayacağını mimikleriyle belirtir AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye’nin AB ile ze serbestisindeki 72 kriterin ya getirdiklerini belirtirken, gö ken, Türkiye’nin güç ilişkilerinin çok önemli ol değişmediğini ve buna 2013’te revden alınmasına yönelik bir yo ler ayrılığı ilkesinden duğunu ancak yegâne seçe Erdoğan’ın imza attığını aktardı. rum yapmadı. Merkel, kendisine uzaklaşmasın nek de olmadığını belirterek, Merkel, Dünya İnsani Zirvesi yönelik eleştirilere “Ben de masa dan duydu AB’den ‘terörle mücadelede’ için geldiği İstanbul’da Cumhur yı devirebilirim, dönünce kahra ğu kaygıyı çifte standartta bulunmama başkanı Tayyip Erdoğan’dan önce man da olurum, ama bu mutaba da paylaş sını istedi. sivil toplumun temsilcileriyle bir araya geldi. İnsan hakları, yargı, medya, iş dünyası ve akademis katı çökmeden yönetmek istiyorum” mesajıyla karşılık verdi ve “sert karşılık verilse de sonuçta tı. Bağımsız bir medya, AB Bakanlığı’na atanan Çelik, eski Bakan Volkan Bozkır’dan görevi devralır yenlerden oluşan küçük bir grupla pazar günü iki saate yaklaşan kapalı bir toplantı yaptı. Ardından da pazartesi günü Erdoğan’a, görüşmesinde, Türkiye’ye yönelik kaygılarını dile getirdiğini açıkladı. Sivil toplum temsilcileriyle yaptığı bu görüşmeye katılanlar Merkel’in Türkiye’deki gelişmelerle ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olduğunu söyledi. Çözüme dönülmeli Dokunulmazlıklar konusu açıldığında Merkel, parlamento üyelerinin büyük bir kısmının dokunulmazlıkların kalkması için oy kullanmasına şaşırdığını gizlemedi ve Türk halkının tepkisizliğine dolaylı bir göndermeyle işaret ederek, “Bizde bu kadar milletvekilinin dokunulmazlıkları kalksa, Alman halkı ‘nasıl böyle bir şey olur’ diye sorar” mesajı verdi. Güneydoğu’da artan şiddete değinilirken, Merkel çözüm sürecine dönülmesini arzuladığını vurguladı. Katılımcılar, Merkel’e mültecilerin kabulü karşılığı Türkiye’de demokrasinin her geçen gün düşüşüne, hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlal edilmesine göz yumulmaması gerektiğini ve AB ile Türkiye arasındaki bağların daha da güçlendirilmesinin önemli oldu iletişim kurmanın kaçınılmaz olduğuna” işaret etti. AB’yi de eleştirdi Merkel, ayrıca Avrupa içerisinde “Türkiye ile yapılan anlaşmanın çökmesini arzulayanlar” olduğunu da anımsattı ve “Bu süreç çökerse zaten AB’de ‘Türkiye ile konuşmayın’ diyenler çoktan hazır” mesajı verdi. Türkiye ile varılan mutabakatın “sonsuza kadar sürmeyeceğinin” farkında olduğu mesajını verdi. AB’nin yeni kriterler üretmediğini de vurgulayan Merkel, “Bu 72 kriterlik anlaşmayı Erdoğan Başbakanken imzaladı” diyerek AB’nin tutumunun değişmediğini belirtti. Merkel, “AB içindeki tartışmalar, AB değerleri içinde ilerlemiyor” derken Avrupa’nın bölge ülkeleri kadar mülteci ka yargının ba ğımsızlığı ve güçlü bir parlamentoyu Türkiye’de önemsediklerini dile getiren Merkel’in Türkiye’deki laikliğe yönelik kaygısını ise bir katılımcı şöyle aktardı: “AB geçmişte askeri vesayete karşı Erdoğan’a destek verdi ama bugün seküler düzen konusunda kaygısı arttı.” l ANKARA YENİ DÜŞMAN YARATIR Görüşmede, Türkiye’nin vize serbestisi için yerine getir mesi gereken diğer kriterler arasında yer alan yolsuzlukla ilgili hükümler de anımsatıldı ve bunun iş dünyasındaki yansımalarına dikkat çekildi. Bir başka katılımcı ise Erdoğan’ın vize politikasından vazgeçmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtirken, “Bundan vazgeçilirse Erdoğan yeni bir düşman yaratacaktır” diyerek AB’nin Türkiye’de “düşmanlaştırılacağı” uyarısında bulundu. MERKEL ken yaptığı konuşmada, “Bir barış projesi olan AB’nin, Türkiye’nin iç barışını tehdit eden ve Türkiye’nin meşru haklarının savunulması anlamına gelen terörle mücadele konusunda Türkiye’ye dönük çifte standartlarda bulunmamasını istiyoruz. Kuşkusuz bu eşit bir ilişkidir. Türkiye için AB perspektifi çok önemlidir ama yegâne seçenek değildir” dedi. Çelik’in görevi devraldığı ilk açıklamasında AKP’nin geçmişe yönelik AB hedefini anımsatması dikkat çekti: “Kuşkusuz, AK Parti iktidarları döneminde, AB’ye tam üyelik perspektifi bir devlet perspektifi ve politikası haline gelmiştir. Şimdi gelinen noktada bu ilişkinin neredeyse bölgesel ve küresel krizlerin düğümlendiği, hepsinin kesişme ve kavşak noktası haline geldiği bir dönemden geçiyoruz. Sayın Bakanımız bu ilişkileri dirayetle, basiretle ve tam bir devlet adamı disipliniyle yönetti. Bundan sonrasında da biz bu tam üyelik perspektifinin ve devlet politikası olma perspektifini tabii ki koruyacağız.” l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle