Katalog

DUNYA Obama’danbeatboxşov Vietnamlı gençlerle buluşan ABD Başkanı Barack Obama, kendisine soru sormak isteyen Vietnam’ın rap kraliçesi Suboi’ye “Önce yeteneğini görelim” dedi. Suboi tereddüt edince Obama ‘beatbox’ yaparak eşlik etti. Gezileri mercek altında İsrail’de mali denetçiler, Başbakan Binyamin Netanyahu maliye bakanıyken yurtdışı gezilerinin çoğunun ülke dışından finanse edildiğini açıkladı. Bunun suç teşkil edip etmeyeceğinin inceleneceği belirtildi. 12 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Perşembe 26 Mayıs 2016 Irkçıların Kinder cinneti nilgun@cumhuriyet.com.tr Ünlü çikolata firmasının, Almanya’daki paketlerinde aralarında İlkay Gündoğan’ın da olduğu milli futbolcuların çocukluk resimlerini kullanması ırkçıları ayağa kaldırdı İtalyan Ferrero SpA. firmasının Almanya merkezli ürettiği Kinder Çikolataları’nın Avrupa Futbol Şampiyonası EURO 2016 ön cesi Alman milli takımı oyun cularının çocukluk fo toğraflarını reklam larda kullanması, PEGIDA’da ırkçı he zeyan yarattı. Açılımı “Batı’nın İs lamlaşma sına Kar şı Vatan sever Av rupalılar” İlkay Gündoğan olan aşırı sağcı hareketin Facebook’ta 14 bin kişi tarafından takip edilen “Pegida BW – Bodensee” sayfası, Alman milli takımının Türkiye kökenli futbolcusu İlkay Gündoğan ile Gana kökenli futbolcusu Jerome Boateng’in resimlerinin bulunduğu iki çikolata paketinin tezgâhtaki fotoğrafını paylaşıp “Bunları kim durduracak? Siz bunları gerçekten alır mısınız? Yoksa bu bir şaka mı?” diye yazdı. ‘Geleceğin teröristleri’ Grup, onlarca yıldır paketlerinde sarı saçlı, mavi gözlü bir çocuğu kullanan Kinder’in yeni paketlerinin milli takıma it haf edildiğinin belli olmayacağı şekilde fotoğrafı kullandı. “Türkler çikolatalarında Alman çocuklarının fotoğrafını kullanıyorlar mı? Tabii ki hayır”, “Bunlar geleceğin teröristlerine dair uyarı mı?”, “Bu rezilliği normalmiş gibi kutlamamız için uğraşıyorlar, zavallı Almanya” gibi tepki dolu yorumlar yağdıran takipçiler derhal Kinder’e karşı boykot örgütledi. Şimdi, Alman milli takımının Gomez’den Podolski’ye tüm futbolcularının fotoğraflarının kullanıldığı bir reklamın söz konusu olduğunun grup üyeleri tarafından anlaşılmadığı üzerin de duruluyor. Zor durumda kalan PEGIDA liderliği “arı kovanına çomak soktuklarını” dile getirdi. ‘Hem bayrak al...’ PEGIDA karşıtları “Hem bayrakla milli takımı destekle meye koşacaksın hem de bazı futbolcuların çocukluk fotoğ raflarını lanetleyeceksin... Bu nasıl ikiyüzlülük” gibi mesaj lar bıraktı. Kinder’in Facebo ok sayfasından “yabancı düş manlığı ya da ayrımcılığa mü samaha göstermeyeceği” açık lamasını yapan Ferrero firması “çok renkliliğe” destek mesajlarına teşekkür etti. Paketlerde milli futbolcuların çocukluk resimleri kullanıldı. ABD Clinton, tedbirsiz davrandı ABD Dışişleri Bakanlığı müfettişleri, Hillary Clinton’ın dışişleri bakanlığı yaptığı döneminde elektronik yazışmalarda tedbir almadığına kanaat getirdi. Clinton’un sözcüsü ise “Rapor, Clinton’un resmi yazışmalarını kendi eposta adresi üzerinden yaptığının bakanlık tarafından da bilindiğini açıkça ortaya koyuyor” dedi. İSVİÇRE El sıkmamaya dini bahane yok İsviçre’nin BaselLandschaft kantonunda mahkeme kadın öğretmenleri ile el sıkışmayan iki Müslüman kardeşin dini inançlarının bahane olamayacağına hükmetti. Bundan böyle dini gerekçelerle öğretmenlerin elini sıkmayan öğrenci ve veliler 4 bin 500 Avro (14 bin 745 TL) para cezasına çarptırılabilecek. RUSYA Ukrayna ile esir değiş tokuşu Ukrayna’da ayrılıkçıların Rusya’ya kaçırdığı pilot Nadya Savçenko ile iki Rus esir takas edildi. İki Rus gazetecinin ölümünden sorumlu tutulan Savçenko geçen mart ayında 22 yıl hapis cezası almıştı. Kiev’in Savçenko ile takas ettiği iki asker ise askeri istihbarat elemanı oldukları gerekçesiyle geçen yıl Ukrayna’da gözaltına alınmıştı. AZERBAYCAN Gazeteci Hatice İsmailova özgür Azerbaycan’da hükümet yetkililerinin karıştığı yolsuzluk davalarını araştırırken aynı suçlamayla hapse atılan Azeri gazeteci Hatice İsmailova serbest bırakıldı. Özgür Avrupa Radyosu için çalışan İsmailova, geçen yıl eylül ayında 7.5 yıl hapis cezası almıştı. Yüksek Mahkeme, 3.5 yıla indirdiği hapis cezasını erteledi. AFGANİSTAN Taliban yeni liderini seçti ABD’nin Pakistan’da insansız hava aracıyla düzenlenen saldırıda öldürülen Taliban lideri Ahtar Mansur’un yerine Haybatullah Akundzade’nin geçtiği açıklandı.Yeni liderini duyuran Taliban, Mansur’un öldüğünü de ilk kez doğrulamış oldu. Haybatullah Akundzade, Taliban’da geçen yıl yaşanan lider değişiminde Ahtar Mansur’un yardımcısı olmuştu. Akdeniz’de can pazarı Dünya geçen yıl Ege’de yaşanan sığınmacı dramına ağlarken bu yıl Akdeniz’de felaket üstüne felaket yaşanıyor. İtalyan donanması, İtalyaLibya arasında devriye gezen Bettica gemisinin kalabalık nedeniyle alabora olan bir bottan 550 sığınmacıyı kurtardığını, beş kişinin ise hayatını kaybettiğini açıkladı. Kurtarma operasyonunun halen devam ettiğini be lirten yetkililer ölü sayısının artmasından endişe ediyor. Balkan rotasının kapanması üzerine sığınmacıların yöneldiği İtalya güzergâhında pazartesiden beri 6 binden fazla kişinin kurtarıldığı belirtildi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) rakamlarına göre yılın başından beri bölgede kurtarılan sığınmacıların sayısı ise 40 bine ulaştı. Suriye için Lübnan modeli Cenevre masasını doğrultamayan ABD ve Rusya’nın, IŞİD ve Nusra’yla mücadeleye odaklanmak için Suriye savaşını “donduracakları” öne sürüldü. Kuveyt gazetesi Rai’ye konuşan Suriyeli bir ‘karar alıcıya’ göre, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Rus mevkidaşına şu mesajları verdi: “Suriye savaşını bitirmek için siyasi çözüm olgunlaşana dek tüm cephelerde sa vaşı dondurmayı hedefliyoruz. Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye isyancılara silah ve para tedariğini sonsuza dek sürdürmeye hazır. Biz de yenilmelerine izin vermeyiz. Ateşkes tüm tarafları masaya getirir, IŞİD’i zayıflatır.” ‘Sonun başlangıcı’ “Hedef 1980’lerde Lübnan savaşında olduğu gibi sınır (demarkasyon) çizgileri oluş turmak” diyen kaynak, çatışmaların hat çevresinde sürse de bunun ‘sonun başlangıcı’ olacağını söylüyor. Yine Lübnan’daki gibi “Siyasal çözümün kazananı ya da kaybedeni olmayacak. Çözüm tarafları ne tatmin, ne de provoke edecek” diyor. Kaynağa göre, ABD en azından Barack Obama’nın başkanlığı bitene dek bölgesel müttefiklerini dizginleyecek, Rusya da kendi müttefikleri üzerindeki nüfuzunu kullanacak. Rus üssüne saldırı Öte yandan Stratfor’un uydu görüntüleri, Rusya’nın Palmira yakınlarındaki hava üssünde geçen hafta meydana gelen büyük patlamaların IŞİD saldırısı olabileceğini gösterdi. IŞİD’in bu saldırılarda Ruslara ait 4 savaş helikopterini ve 20 kamyonu imha ettiği iddia edilmişti. Fransa’da hayat durdu Trump bir kazandı bir kaybetti ABD’de Meksika kökenli göçmenlerin yoğun yaşadığı New Mexico’da başkanlık seçimlerinin Cumhuriyetçi adayı Donald Trump’a öfke sokağa taştı. Trump’ın konuşma yapacağı bina çevresindeki göstericilere polis biber gazıyla müdahale edince taşlar havada uçuştu. Trump aynı gün, tek aday olduğu parti seçimlerinin Washington ayağından yüzde 76 oyla çıktı. Fransa’da hükümetin meclisi devre dışı bırakarak çalışma saatlerini artıran, işten çıkarmaları kolaylaştıran İş Yasası’nı onaylaması, ülke çapındaki protesto gösterilerini grevlere dönüştürdü. Petrol rafinerileri ile yakıt depolarını işgal eden ve yollara barikat kuran işçilerle güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşanıyor. 12 bin benzin istasyonunun yüzde 40’ında yakıt tükenirken Başbakan Manuel Valls’in emri üzerine güvenlik güçleri güneyde Marsilya’da bir rafineride, kuzeyde DouchylesMines ve batıda Brest’te iki yakıt deposunda işgalleri kırdı. Hükümet 4 ay yetecek miktardaki stratejik petrol rezervleri ni kullamak zorunda kaldığını duyururken, CGT sendikası bugünden itibaren eylemleri nükleer santrallara yayma tehdidinde bulundu. Merkel’le sağırlar diyaloğu DÜSSELDORF Almanya’nın en zengin eyaletlerinden “Kuzey Ren Vestfalya”dayım. Merkel’in son İstanbul seferi hakkındaki düşüncelerini sorduğum bir Alman, bana radyoda duyduğu fantastik bir olayı aktardı: Erdoğan ve Merkel; hiç tercüman kullanmaksızın karşılıklı onar dakika birbirlerini dinlemişler. Yani RTE Türkçe, Merkel de Almanca konuşmuş... ErdoğanMerkel görüşmesi sahiden eğer bu şekilde gerçekleştiyse, “sağırlar diyaloğuna” bundan somut örnek düşünülemez. Yok eğer bu bir şehir efsanesiyse, bu kez her durumda “sağırlar diyaloğu”nun Alman kamuoyunun muhayyilesine geniş biçimde yerleştiğinden söz etmek mümkün. İki liderin karşılıklı birbirlerinin meramından tek kelime anlamaksızın on dakika nutuklaşması bir “Olur mu öyle şey?” hayreti yaratmıyor. Bundan sonra zira beklenen Merkel’le Erdoğan’ın birbirilerini anlamaları değil, anlamamaları... Birbirilerinin yüzüne bakıp hatta karşılıklı “duvara konuşur” gibi konuşmaları. Sultanların yöntemi mi? İkili görüşme ardından Merkel’in basına verdiği açıklamalarda söylediklerine bakılırsa (“Türkiye’de güçlü bir parlamentoya, bağımsız bir yargı sistemi ve bağımsız bir medyaya ihtiyacımız olduğunu düşündüğümü Erdoğan’a açıkça dile getirdim!”); bu “duvar” yöntemini kullanmış olmaları çok muhtemel. “Açıkça ifade ettiğini” belirttiği konuları Merkel, Erdoğan’ın yüzüne gerçekten anlayabileceği dilden “Türkçe” söylemiş olsa; çok vahim bir “one minute vakası” çıkabilirdi. Bildiğimiz kadarıyla böyle bir diplomasi badiresi cereyan etmedi. Cumhurbaşkanı’nın yardımcıları belki de geçmişte sultanların denediği böyle bir yönteme, tarafların ne diyeceği önden bilindiği için, başvurmuş olabilirler. Ancak Topkapı Sarayı sultanlarına yakışan bir diplomasi türü bu. Söylenmesi gereken en ağır laflar ediliyor ama zevahir de kurtarılıyor. Size edilen bir araba dolusu lafın, zira Çince misali bir kulağınızdan girip diğer kulağınızdan çıktığı sonuçta muhataplarınızca not ediliyor. ‘İnfilaka doğru’ Görüşmenin ardından basına yansıyanlar da ancak bir “duvar sohbeti”nin elvereceği ölçüde kısıtlı. İstanbul buluşmasının ardından en dikkat çeken husus, yalnız Türkiye’de değil, Almanya’da da basına çok az bilgi aktarılmış olması. Merkel sonuçta, “Vize muafiyeti 1 Temmuz’a yetişmeyebilir. Tüm koşullar yerine gelecek!” dedi. Erdoğan da karşılığında geri adım atmayacağını belirtti ve vize muafiyetinde anlaşılmaması halinde “Geri Kabul Anlaşması”nın yürürlüğe sokulmayacağını ilan etti. Tarafların esneklikten uzak bu pozisyonlarından anlaşıldığı üzere “duvar sohbeti”, belli ki “yenilip yutulmayan sözler ve tehditlerle” geçmiş olmalıydı. Alman gazetelerinin 1. sayfalarındaki haberlerde dün böyle bir hava vardı. Elimdeki Kuzey Ren Vestfalya’nın gazetesi “Westdeutsche Zeitung”un başsayfasında örneğin 5 sütuna yayılan bu minval bir haber var: “Türkiye ile sığınmacı anlaşması infilak etmeye doğru gidiyor/Der Flüchtlingspakt mit der Türkei droht zu platzen.” “İnfilak havası” ay başında aslında Erdoğan’ın AB’ye; “Biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git!” postası koyduğundan beri bulut biriktiren bir fırtına gibi belirginleşiyor. “Der Spiegel”, “Merkel’in Türkiye ile anlaşması çökme tehlikesiyle karşı karşıya” başlığını taşıyan 13 Mayıs tarihli yazısında ta o zaman bu gidişata mim koymuş; “Edoğan’ın Avrupa ile köprüleri atmak için adeta zemin hazırladığını” söylemişti. Dergi ne var ki Berlin’in Erdoğan’ın bu çıkışlarını fazla ciddiye almadığını ve bir “tiyatro” olarak gördüğünü de eklemişti. Almanya şimdi işte bu yüksek basınçlı “infilak havasının” bir tiyatrodan ibaret olmadığına uyanıyor. İstanbul görüşmesinin Berlin’de yarattığı en büyük fark sanırım ki bu. İhvan da siyasal İslam tartışmasına girdi Tunus’ta İslamcı parti Ennahda siyasal İslamı terk ettiğini açıklayıp “din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını” parti programına alırken İhvan da tartışmaya katıldı. Mısır’da İhvan Şura Konseyi üyesi Cemal Haşmet, din ve siyasi ilişkileri ayırma gereğini tartıştıklarını duyurdu. Haşmet tabandan bu yönde talep olduğunu söyledi. Ennahda lideri Raşid Gannuşi ise İhvan’ın “Türkiye’ye teşekkürler” başlıklı toplantısına gönderdiği mesajda “Teröristlerle ittifak yaptınız” diyerek eski idolüyle köprüleri attı. C MY B nilgun@