25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YASAM Hasankeyf’te nikâh keyfi Batman’da evliliğe adım atacak çiftler, Hasankeyf’e gelip önce nikah kıydırıyor sonra fotoğraf çektiriyor. Dicle Nehri kıyısında arkalarına tarihi mağaraları alan çiftler poz vermek için adeta yarışıyor. 2 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ 16.9 traşı 3 milyarmış 4 bardağı 3 dakikada içti Erzurum’da Çaykur’un ‘Doğal ve Sağlıklı Türk Çayı’ etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘en hızlı çay içme’ yarışmasında Mehmet Karagöl 3 dakikada 4 bardak sıcak çay içti. Birinciye 3 paket çay hediye edildi. Perşembe 26 Mayıs 2016 İstanbul’un siluetini bozan gökdelenler için AKP’li belediye, tıraşlama masrafı olarak 3 milyar lira gösterdi. Bilirkişi bu rakamı ‘olağanüstü abartılı’ buldu Tarihi yarımadanın siluetini bozan 16.9 gökdelenleri için veri len tıraşlama kararını uygu lamayan AKP’li Zeytinburnu Belediyesi’nin gerekçesi büt çe yetersizliği oldu ama dos yadaki bütçe ‘inanılır’ bulun madı. İstanbul 4. İdare Mah kemesi, 16.9 gökdelenlerinin tarihi yarımadanın silueti ni bozan kısmı nın yıkılmasına karar vermiş ti. Danıştay 14. Dairesi kara rı onamıştı. An HAZAL cak yargı karar OCAK ları uygulanma mıştı. C.B. isim li yurttaş, Bakırköy Cumhu riyet Başsavcılığı’na başvu rarak belediye hattında suç duyurusunda bulunmuştu. Zeytinburnu Kaymakamlığı, Zeytinburnu Belediye Baş kan Yardımcıları Semih De mirci, Zafer Alsaç, Fen İşle ri Müdürü Engin Köklü, İmar ve Şehircilik Müdürü Hatice Küçükakyüz hakkında soruş turma izni vermemişti. Garip yazışma Kaymakamlığın kararına itiraz eden C.B, Bölge İdare Mahkemesi tarafından haklı bulunmuş, mahkeme kararı bozmuştu. Bu gelişmelerin ardından açılan davanın ilk duruşması 7 ay önce 2015 yılının kasım ayında yapılmıştı. Erdoğan küsmüştü İstanbul’un tarihi yarımadasının siluetini bozan 16.9 gökdelenleriyle ilgili 2013 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşmuştu. Erdoğan, gökdelenleri görünce “kahrolduğunu” belirterek imam hatipten arkadaşı olan Mesut Toprak’tan tıraşlamasını rica ettiğini, bunu yapmadığı için de onunla konuşmadığını söylemişti. Erdoğan’ın küstüğü Toprak, birlikte okudukları İHL’yi yıkarak yerine yenisini yapmak üzere İBB Başkanı Kadir Topbaş’la protokol imzalamış, bu anlamlı bağış, ikili arasındaki küslüğün sona erdiği şeklinde yorumlanmıştı. Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tüm sanıklar suçlamaları kabul etmemiş, “ilçe belediyesinin yerel imkânlarıyla ve bütçesiyle bu yerin yıkılması ve kamulaştırılması mümkün değil” demişti. Dava dosyasına 20 Mayıs’ta 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 22 sayfalık bir rapor girdi. Tüm sürecin anlatıldığı raporda çarpıcı ayrıntılar yer aldı. Heyet 13 katın yıkılması için önce kamulaştırılma yapılması gerektiği konusu üzerinde durarak Zeytinburnu Belediyesi’ndeki yazışmalara yer ver di. Belediyenin İmar ve Şehircilik Müdürlüğü 28 temmuz 2015 tarihinde belediye başkanlık makamına yıkılacak 13 katın toplam bedeli olarak 3 milyar 84 milyon 69 bin TL olduğunu ve bunun belediye bütçesinde olup almadığını sordu. Bu rakama göre kamulaştırılacak alanın metrekaresine 20 ile 25 bin arası fiyat biçilmiş olundu. Belediye başkanlığı bir gün sonra verdiği cevapta belediye kamulaştırma bütçesinin 10 milyon 850 bin 636 TL olduğuna dikkat çekerek kamulaştırma işlerinin belediye tarafından gerçekleştirile meyeceğini yazdı. Çeşitli gerekçeler ileri sü rerek mahkeme kararlarının uygulanmayışını kabul edilemez bulan bilirkişi heyet kamulaştırma bedellerinin ödenmesi ve yıkımın gerçekleşmesi gerektiğine dikkat çekti. Heyet, Zeytinburnu belediyesinin maddi yetersizlik yaşanması durumunda İBB’den de destek talep edilmesinin mümkün olduğunu kaydetti. ‘Kamu zararı oluştu’ Heyet Hatice Küçükakyüz’ün müdürlüğünü yaptığı İmar ve Şehircilik Vedat ARIK Müdürlüğü’nün kamulaştırma bedelini hiçbir uzman raporu almadan ve resmi verilere dayanmadan hesaplanmış olmasını kabul edilemez buldu. Heyet kamulaştırma bedeli rakamının ise olağanüstü abartılı olduğunu vurgulayarak bu bedelin ödenmemesine dayanarak mahkeme kararının uygulanmamış olmasını hukuka aykırı olduğunu belirtti. Kararı mahkeme heyetine bırakan bilirkişi Küçükakyüz’ün “kamu zararı oluşturmuş” olabileceğini belirterek diğer yetkileri çeşitli gerekçelerle suçsuz buldu. l İSTANBUL ÜNLÜ OYUNCULAR ARASINDA HUKUK SAVAŞI Nurgül Yeşilçay’ın 2 yıl hapsi isteniyor Gönderdiği SMS’lerde oyuncu Erkan Petekkaya’ya hakaret ettiği röportajında geçen bu ifadeleri basın özgürlüğü kapsamında değerlendirdi. l DHA İznik’in doğa gerekçesi ile oyuncu Nurgül Yeşilçay hakkında 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Sarıyar yuvası mesire alanı yapılacak CHP Doğa Hakları İzleme Komisyonu üye tarafından hazırlanan id si Bursa Milletvekili Nur dianamede, Yeşilçay’ın hayat Altaca Kayışoğlu, İz savcılık ifadesinin şu nik Gölü’nün Yeniköy Bu bölümü de yer aldı: run Mevkii’nde yaban hay “Yönetmen, müşte vanları ve balıkların üre kinin sete alkollü me ve konaklama alanı gelmesi ve küfret olan sazlıkların doldurula mesi nedeni ile di rak mesire alanına dönüş ziyi bıraktı. Yapım türülmesinin katliam oldu cı ile arkadaş olan ğunu söyledi. İznik Beledi müşteki, kendisine ye Başkanı AKP’li Osman yakın olan birisini yö Sargın ise, bu bölgeye da netmenliğe getirdi. Bir ha önce yıllarca çöp ve öpüşme sahnesi çeki moloz döküldüğünü bil lecekti. Müşteki bana direrek, çöplüğü yaşam hitaben, ‘Ben öpüşme alanına dönüştürdükleri sahnesi çekmem’ dedi.” Savcı, Yeşilçay’ın Savcı “Yeşilçay’ın Petekkaya’ya gönderdiği mesajlar ni söyledi. l DHA hakâret içeriyor” gerekçesiyle iddianame düzenledi. PARASI OLMAYAN ÇOCUĞUNU GÖREMİYOR Haciz tutanağıyla çocuk teslimi Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan boşanan çiftlerin çocuklarını görmesine ilişkin usullerle ilgili sosyal medya hesabında bilgi verdi. Velayeti boşandığı eşinde olan çocuğunu görmek isteyen anne veya babanın İcra Müdürlüğü’ne yolluk, araç ve uzman ücreti olarak ayda 2 kez ortalama 500 TL yatırması gerektiğini ifade eden Gençcan, “Parası olmayan çocuğunu görememektedir. İcra memuru anne veya babaya çocuğunu haciz tutanağı karşılığında teslim ediyor. Çocuğun ruh sağlığı bozuluyor” dedi. l DHA TFATUÜSABARİRTILAİÇAKİNNDI Haccın farzını yerine getiren ‘hacı’ robot Bingöl 100. Yıl Ortaokulu 7. sınıf öğrencileri Muhammed Ömür Taşar, Muhammed Avcı ve Metehan Satık, Teknoloji Tasarım Öğretmeni Mahmut Baloğlu ile birlikte robot tasarladı. TÜBİTAK 4006 Bilim Fuar ları Projesi kapsamında geliştirilen ve 300 TL’ye mal edilen robota “Hacı Robot” adı verildi. Sebebiyse robotun haccın üç farzı olan ihram, Kabe’yi tavaf ve Arafat vakfesini yerine getiriyor oluşu. Erol Manisalı üzerinden... Arzu Azer, Prof. Erol Manisalı üzerine bir kitap yazmış: “Anılarda Gizli Kalan Bir Aydının Portresi: Erol Manisalı”, Derin Yayınları, 2016. Okuyunca, izlenimlerimi mutlaka okurlarımla da paylaşacağım. Manisalı ve ben (Murat Belge, Doğu Perinçek, Ataol Behramoğlu ve bizim gibi 1940’ların başında doğmuş olanlar) geçici, geçici olduğu için de sahte bir özgürlük ortamında yetiştik: Demokrat Parti’nin koyu baskısından, 1961 Anayasası’nın özgürlükçü yapısı ile kurtulduğumuzda ikimiz de üniversite öğrencisi idik. Dolayısıyla, baskıyı ve özgürlüğü birlikte gördük: Akademik yaşamımızı 19611971 arasındaki olağanüstü 10 yılda, özgürlükçü ve demokrat bir anlayışla biçimlendirdik! 1971’de yediğimiz darbe tokadı bile aklımızı başımıza getirmedi, ama arkadan 1980 darbesi bir buldozer gibi gelip hepimizi iyice ezdi. Ama hâlâ akıllanmadık: Demokrasi ve özgürlük uğruna çalışıp duruyoruz! Manisalı, askeri darbeler yetmiyormuş gibi, bu yüzden bir de sivil darbe yiyip AKP dön eminde hapse de girdi! HHH 19611971 arasındaki 10 yılın olağanüstü niteliği sadece özgürlük ortamından kaynaklanmıyordu: Ülke bu on yılda yeni arayışlara yönelmişti: 1961 Anayasası’nın özgürlükçü yapısı, İslamcılar ve Marksistler başta olmak üzere, sağda ve solda yeni arayışları, oluşumları gündeme getirmişti! Uluslararası konjonktür de bu arayış ve oluşumlara uygun bir ortam yaratmıştı: Fransa’daki 1968 gençlik olayları, Herbert Marcuse’nin Marksizmi yorumlayan bir filozof olarak yükselişi, Samir Amin ve Immanuel Wallerstein gibi düşünürlerin dünyadaki sömürü düzenine karşı oluşturdukları kuramların etkileri Türkiye’de de kendini gösteriyordu. Marksist İşçi Partisi Meclis’e girmiş, çarpıklıklar ve yolsuzluklar üzerine kurulu düzenin tozunu attırıyordu... DİSK güçlü bir işçi konfederasyonu olarak siyaseti etkiler hale gelmişti. Kürt milliyetçiliği yeni yeni filizlenmeye başlamıştı. İşte bu ortam içinde, “Ortanın Solu” sloganı ile kendini yenileyen CHP’ye ve Marksist İşçi Partisi’ne ilave olarak Yön (sonradan Devrim olarak devam etti), Aydınlık (sonradan Çin ve Sovyetler arasında bölündü) ve Birikim gibi üç dergi, Sencer Divitçioğlu ve İdris Küçükömer gibi iki iktisatçı, Doğan Avcıoğlu gibi bir gazeteciyazar solda yeni arayışların odakları olmuştu. Divitçioğlu, Marx’ın ünlü “beş aşamalı toplumsal gelişme şemasına”, Osmanlı’dan hareketle, Asya Üretim Tarzı (AÜT) veya Asya Tipi Üretim Tarzı (ATÜT) denilen bir yeni yorum getirmişti. Tarihe, toplumbilime uygun, Marksizme özgün katkı yapan bir yorumdu bu! Küçükömer, solun halktan kopukluğunu, muhafazakâr sağa yaklaşarak aşmak istemiş, salı günü bu sütunda açıkladığım biçimde, yanlış bir yorumla, yanlış arayışlara yönelmişti. HHH Salı günkü yazım üzerine, Küçükömer ve Divitçioğlu’yla aynı bölümde yıllarca birlikte çalışmış, onlarla karşılıklı sevgi ve saygı ilişkisi içinde kariyerini geliştirmiş olan Erol Manisalı telefon etti. “Son derece karmaşık bir konuyu basite indirgeyip doğru bir biçimde aktarmışsın, tebrik ederim” dedi. Tarihe bir tanıklık olarak kayda geçirmek istedim. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle