23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 24 Mayıs 2016 4 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ İzin talebi Değerli Okurlarım, Paris’te gönlümce kaldırım tepmek için, iki gün izninizi rica ediyorum.Her şey gönlümüzce giderse, 28 Mayıs’ta görüşmek üzere. Ali Sirmen O derneğinSARRAF BAĞIŞ YAĞMURUNA TUTMUŞTU web sayfası kapatıldı İLHAN TANIR Rıza Sarraf’ın 150 kez ‘bağış’ yaptığını söylediği, Emine Erdoğan’ın kurucusu olduğu belirtilen TogemDer’in web sitesi kapatıldı. 19 Mayıs’da Rıza Sarraf’ın kefalet dilekçesi ve ekleri hâkim Richard Berman’a sunulmuş ve basına da yansımıştı. Bu 22 sayfalık dilekçede Sarraf mahkemeye ne kadar hayırsever bir işadamı olduğunu ispat ve kefalet talebinin kabulü için Türkiye’de bağış yaptığı dernek ve kişi isimlerine de yer vermişti. Bu listede sıkça yer alan TogemDer’e 17 Aralık ve sonrasında 2.5 milyon dolar civarında ‘bağış’ gönderdiği ortaya çıkmıştı. Ancak derneğin web sitesindeki bağışçılar listesindeki 200 kişi arasında Rıza Sarraf’ın adı yoktu. Takvim netleşiyor ABD’nin Miami kentinde tutuklanan Rıza Sarraf’ın yargılanma takvimi de işliyor. Bir sonraki basamak 2 Haziran’da kefalet talebinin görüşülmesi olacak. Daha önce savunma avukatlarına Başsavcı Preet Bharara kapıyı açmamıştı ve kefaletle serbest kalma konusunda görüşmeyi reddetmişti. Cumhuriyet’in New York’daki Adliye çevrelerine yakın güvenilir kaynaklardan aldığı bilgiye göre, bu görüşmede Bharara’nın ofisi Hâkim Berman’ın da kendilerinin görüşüne katılarak, Zarrab’ı kefalet karşılığı da olsa şu an bulunduğu federal hapishaneden serbest bırakmayacağını bekliyorlar. 16 Haziran tarihinde ise başsavcılık ve Zarrab’ın savunma ekibi görüşerek, başlayacak duruşma serisi için tarihler belirlenecek. New York yargı sistemini bilen New York’lu bir hukuk adamının ifadesine göre Bharara’nın o zamana kadar asıl iddinameyi sunması mümkün. Başsavcılığa yakın bazı kaynakların Cumhuriyet’e belirttiğine göre ise Başsavcılık programına göre duruşmalar eylül ayında başlayacak. Türk basınını izliyor Cumhuriyet’e bilgi veren kaynaklar, Başsavcı Bharara ve Hakim J. Richard Berman’ın ofislerinin günlük olarak Türk basınında dava ile çıkan haberleri izlediğini ifade ettiler. Hakkındaki bazı haberlere Berman’ın tepkili olup olmadığı sorulduğunda ise kaynak, “Tepki yok, 70 yaşındaki Amerika’nın en seçkin hâkimi hakkındaki iddialara sadece gülüyorlar’’ dedi. 300 polisle cemaat operasyonu: 59 gözaltı Kahramanmaraş’ta Fethullah Gülen cemaati ları Mustafa Timurbanga, Bekir Sıtkı Kesim ve Re ne yönelik “Arınma” adı ve cep Çanka’nın ise Güney rilen operasyon düzen Afrika’da olduğu belirlen lendi. 300 polisin katıldı di. Eski Belediye Başkanı ğı operasyonda 10 işye Mustafa Poyraz’ın Gülen ri ve 62 eve eşzamanlı bas Cemaatine yakın eğitim kın yapıldı. Eski Kahraman kurumlarının ortakların maraş Belediye Başka dan olduğu ve kamuya ait nı Mustafa Poyraz, Tica Mustafa Poyraz yerleri örgüte tahsis edip ret ve Sanayi Odası Başka ihaleler verdiği öne sü nı Kemal Karaküçük, Kahramanma rüldü. Gözalatına alınanların bir yıl raş İşadamları Derneği Başkanı Os da 50 milyon liraya yakın “himmet” man Gemci, avukatlar, doktorlar parası topladıkları, yaklaşık 25 mil ve işadamlarının da arasında bulun yon lirayı burs parası adı altında duğu 59 kişi gözaltına alındı. Ope akladıkları iddia edildi. l SERMET rasyon kapsamında aranan işadam ÇUHADAR / KAHRAMANMARAŞ YENİ KABİNEYİ BEKLEYEMEDİLER Hükümet giderayak atama yağdırdı MUSTAFA ÇAKIR AKP kongresinin gerçekleştirilmesinin ardından istifasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunan Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığındaki 64. hükümet, son Reuters: Fiilen başkanlık Dünyanın en saygın haber ajanslarından Reuters dün abonelerine geçtiği haberde “Türkiye anayasa değişikliği olmadan başkanlık sistemine geçti” başlığını kullandı. Ajans “Türkiye’nin yeni başbakanı yeni kabinesini açıklamaya hazırlanırken görevinin Erdoğan’ın tam yönetiminde bir başkanlık sistemine geçişi damgalamaktan ibaret olacağı konusunda çok az şüphe var” dedi. AKP’nin üst düzey yönetiminden üç isimle görüşen ajans bunlardan birinin “Artık de facto başkanlık sistemi sürecine girdik” sözlerini aktardı. Bu bakan en az beş altı bakanın değişeceğini tahmin ettiği kabinenin “Erdoğan’ın kararlarını dokunmadan onaylayacağını” ifade etti. l Dış Haberler gününde çok sayıda görevden alma ve atama gerçekleştirdi. Atama ve görevden almalar için yeni hükümetin kuruluşunun beklenmemesi dikkat çekti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne Dursun Aygün atandı. Ayrıca Diyanet’te başkan yardımcılığına da Prof. Dr. Yavuz Ünal görevlendirildi. Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu Başkanlığı’na Prof. Dr. İbrahim Üzün yeniden görevlendirildi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda bakanlık müşavirliğine Mustafa Bilici getirildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda Bursa, Artvin, Kırıkkale, Samsun, Tokat il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlerinin görevlerine son verildi. Bunun dışında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdür Yardımcısı Ali Osman Sarı da görevinden alındı. Bakanlıkta Ömer Ekşi, bakanlık müşavirliğine getirildi. AKP Genel Başkanlığı’na seçilen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da hükümetin istifasını sunduğu günde Karayolları’nda 7 bölge müdürünü görevden aldı. l ANKARA Acaba bu hızla İngilizleri 2500’de yenebilir miyiz? İngilizlere futbolda hep yeniliyor ve hiç gol atamıyorduk. Nihayet önceki gün gol atmayı başardık. Gazeteler, Hakan Çalhanoğlu’nun 32 yıllık gol orucunu bozduğunu yazdılar. Bu da bir şey ama galibiyet hâlâ yok. İngiliz Başbakanı Cameron’ın “Türkiye AB’ye ancak 3000 yılında üye olabilir” sözlerini hatırlayınca, galibiyet için bir tahminde bulunmak da gündeme geldi. Cumhuriyet Yazıişleri’nde kimse bir tahmin yapamadı. Herhalde 2500 yılında olur. ‘Binali Bienali’ Arka Sokaklar dizisinde oyna yan ünlü oyuncu Şevket Çoruh dün şu tweet’i atmış: “Binali Bienali yapılsın Boğaziçi’nde, kızlı erkekli.” Binali Yıldırım’ın aday olunca Temel fıkrası anlatmasından il ham almış olabilir aktörümüz. Ancak AKP döneminde böyle tweetler atmak tehlikeli. Kara listele re girip, iflah olmayan sa natçıların liste si sayfalara bi le sığmıyor. Aman dikkat. Çoruh İki TV’ci gitti Davutoğlu gittikten sonra, medyada etkileri olacağını biliyorduk. Önce Yeni Yüzyıl gazetesi kapandı. Dün de Karar gazetesini çıkaran Mustafa Karaalioğlu’nun TRT’deki programı bitirildi. Medyatava’nın haberine göre Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Ocaktan ve Yusuf Ziya Cömert’in kurduğu Karar gazetesine yönelik operasyon yapılacağı da iddia ediliyor. Bir TV haberi daha verelim. Geçen günlerde CNNTürk’te işadamı Ali Ağaoğlu’nu ekrana çıkarıp cebindeki parayı soran sunucu Ekin Olcayto da bu röportaj yüzünden işinden oldu. Altan Hakan Ahmet’lerin savaşında Büyük Ahmet 20 önde Ahmet AltanAhmet Hakan savaşı sürüyor. Ahmet Altan önce Ergenekon sanığı Kuddusi Okkır’la ilgili iddiaların Taraf gazetesine çıkmadan önce ortaya atıldığını yazdı. Sonra da intihar eden Yarbay Ali Tatar’la ilgili Taraf’ta Tatar’ın adı geçen haber çıkmadığını söyledi. Böylece 20 öne geçti. Dün Ahmet Hakan’ın köşesinde de biraz geri adım atma seziliyordu. Ahmet Altan’a, “çok büyük doğruların yanında, bazı küçük yanlışlar da yapmadım değil, deyip küçük bir ‘Pardon’ desen iş bitecek” dedi. İzlemeye devam ediyoruz. Erdoğan ‘kutsal’ ise saygı da ‘kıyam’la olur Bugünlerde bir “Kutlu” kelimesidir gidiyor. “Kutlu Doğum Haftası”, “Kutlu Yürüyüş” diye. AKP Kongresi’nde de “Kutlu yürüyüşe devam” diye başlamışlar. Kutlu sözcüğünün kelime anlamı “mübarek” demek. TDK Sözlüğü “mübarek”in karşılığında “kutsal”, “kutlu” diye yazıyor. Yani “kutlu”yu gördüğünüz yerde mübarek veya kutsal demeniz lazım. AKP Kongresi’ndeki “Kutlu yürüyüşe devam” sloganını da “Kutsal yürüyüşe devam” diye okumamız lazım. “Kutsal”ın kelime anlamı nedir diye sorarsanız onun için de bakalım TDK’ye. Şöyle diyor: “Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes, lahut.” Kısaca AKP’nin “Kutlu yürüyü şe devam” sloganı tapınma anlamında kullanılıyor. Tapınma söz konusu olunca da Erdoğan’ın kongreye gönderdiği mesajı ayakta, huşu içinde dinlemek şart oluyor. Dün de Meydan gazetesi “Kıyam’da dinlediler” başlığı attı. “Kıyam”ın anlamını da yazalım: Namazda ayakta durmak demek. Buradan nereye varacağımı da tahmin edin artık. Ne demişti AKP Aydın yöneticisi İsmail Hakkı Eser: “Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan’a biz o kadar bağlıyız ve âşığız ki bizim için adeta ikinci peygamberdir.” Allah’tan korkuyorlar da “Birinci peygamber” demiyorlar. Metro haritaları İstanbul Metrosu haritası Cumhurbaşkanı Erdoğan 21 Mayıs’taki konuşmasında, “Batı dünyası bizim metro sistemleri, köprü ve barajlarımızı kıskanıyor” dedi. Twitter âlemi de geyiğe başladı. Yok Londra’da 402 km, New York Metro haritası Paris’te 214 km, İstanbul’da 60 km metro varmış. Yok şehirlerin metro haritaları şöyleymiş. En iyisi biz hiç yorum yapmayıp üstte gördüğünüz haritaları verelim. Yorum sizin... Davutoğlu’na vurmak serbest Ahmet Davutoğlu koltuğunu kaybetti ya. Yandaşlar hemen saldırıya geçti. Dün Güneş gazetesinin manşeti şöyleydi: “Patinaj dönemi sona erdi.” AKP içinde, Davutoğlu konusunda konuşma yasağı konulduğunu da biliyoruz. Bu talimata rağmen böyle başlık atılıyorsa, bir de böyle talimat olmasaydı neler yazılırdı tahmin edebilirsiniz. Nazi siyaset teknolojisinin Türkiye mümessili: AKP AKP’nin Nazi siyaset teknolojilerine müracaatı, geçen pazar günkü kongrelerinde ayakta huşu içinde Erdoğan mesajı dinleme ritüeliyle bir örneğine daha tanık olduğumuz lider odaklı seküler ayinler tertip etmekle sınırlı kalmıyor. Demokrasi sahteciliğinden politik manipülasyon ve propaganda tekniklerine uzanan çok geniş bir alanı kapsayan Nazi siyaset teknolojilerinin AKP’de yaygın ve etkin bir kullanımı söz konusu. Nazi siyaset teknolojilerinden 70’lerdeki MHP’nin yanı sıra yine aynı dönemden başlayarak Milli Görüş de faydalanmıştı ama birincilik AKP’nin hakkıdır. Onlar bu işi endüstriyel düzeyde yapıyorlar. Ve bu bir rastlantı değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “üniter devlette başkanlık” sorusuna “Hitler Almanya’sı” cevabını vermesi de bir rastlantıyla açıklanamazdı. Hatırlarsanız, 31 Aralık’ta Suudi Arabistan dönüşünde Erdoğan’a şöyle sormuşlardı: “Davutoğlu ‘Üniter devletlerde de başkanlık sistemi olabilir’ dedi, sizin bu konudaki görüşünüz nedir?” O da şu cevabı vermişti: “Doğru. Yani ‘Üniter devlette başkanlık sistemi yoktur’ diye bir şey yok. Şu anda bunun zaten dünyada örneği var, geçmişten bu yana da var. Yani Hitler Almanya’sına baktığınızda orada da bunu görürsünüz, daha sonra değişik ülkelerde yine aynı şekilde bunun örnek Nazi Almanyası lerini görürsünüz. Bütün mesele, o başkanlık sisteminin uygulamada halkını rahatsız eden bir yapısı olmasın, karakteri olmasın. Uygulamada eğer siz adalet dağıtıyorsanız, halkın aradığı beklediği nedir, adalettir. Bu olduğu anda sıkıntı olmaz.” Kısaltmadan alıntı yaptım çünkü Erdoğan’ın Hitler Almanya’sını “üniter devlette başkanlık AKP Kongresi sistemi”ne misal olarak verirken olumsuz bir vurgu yapmadığını göstermek gerekiyordu... Şüphesiz ki Erdoğan’ın bu bahiste Hitler Almanya’sına gönderme yapması sorunlu zihin dünyasını faş eden siyasi bir hataydı aynı zamanda... Hata, başkanlık sistemi bahsinde Hitler Almanya’sının üzerinde düşünülüp çalışıldığının karinesiydi. Erdoğan, Führer’in ilk yaptığı işlerden birinin, eyaletlerin yetkilerini ellerinden alıp ülkeyi idari manada bir üniter devlete dönüştürmek olduğunu biliyor ki karşımıza Hitler Almanya’sıyla çıkıyor. Mesela, Hitler’in Kavgam adlı kitabının Türkiye’de ilk defa tam metin olarak 1975’te Türkİslam sentezcisi, milliyetçi, mukaddesatçı, İslamcı yazar ve şairlerin eserlerini basan bir kitabevi tarafından yayımlanması da bir rastlantı değildir. Yayınevinin sahibi daha o zaman kitaba düştüğü yayıncı notunda “Hitler’in Kavgam’daki fikirleri birçok milletleri olduğu gi bi milletimizi de etkilemeye devam etmektedir” buyurmuş. Haklı, bu etki halen devam ediyor. AKP’nin bugün kullandığı siyaset teknolojilerini Hitler’in önerdikleriyle mukayese ettiğimizde, rastlantı olamayacak kadar geniş bir örtüşme alanı ile karşılaşıyoruz. Hitler’in kitabının ruhuna nakşettiği “führer” kavramıyla Erdoğan’a atfedilen “reis”lik durumu... “Tek adam” söylemi. Otorite ve gücü yücelten siyasi kültürler arasındaki büyük benzerlikler... İronik benzerlikleri şimdilerde daha iyi anlaşılması gereken parlamenter rejim karşıtlığı... Korporatizm. Nazilerin, farklı sınıfsal çıkarları ırk temelinde mezcetme gayesini güden işçiişveren korporatizminin, AKP Türkiye’sinde dincilik temelinde yeniden üretimi... Hitler’in dış politikasındaki “diriliş” ve “fetih” temalarıyla, AKP Türkiye’sinin ülkenin içini hedef alan fetihçi söylem ve eylemi arasındaki örtüşmeler. Bu kadar çok çakışma, rastlantıyla açıklanabilir mi? Ve nihayet AKP Türkiye’sinde Cumhuriyetin yerini İslamcı totaliter bir tek adam diktatoryasının almakta oluşu ile Weimar Almanya’sının Üçüncü Reich’a dönüşümü arasındaki bazı paralellikler de ilgi çekici. Almanya’da Komünistler’le Sosyal Demokratlar’ın güçlerini bir türlü birleştirememeleri... Demokrasiye karşı olduğunu Kavgam’da açıkça dile getiren Hitler’in demokrasiyi bir araç olarak görmesi... Ve Nazilerin tezgâhladığı Reichstag yangınının Hitler’in gücünü parlamento ve anayasanın çizdiği sınırların ötesine taşımak ve muhalefeti ezmek için kullanması... Ve nihayet yine Reichstag yangını bahane edilerek komünistlerin parlamentodan atılması. Ne kadar tanıdık değil mi? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle