Katalog

Olaylar ve GOrUSler 16 [email protected] EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA Salı 24 Mayıs 2016 Dokunulmazlık sınavı Yrd. Doç. Dr. ULAŞ KARAN İstanbul Bilgi Üniv. Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 20Mayıs 2016 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve henüz Cumhurbaşkanı tarafından imzalanarak yürürlüğe girmeyen Anayasa değişikliği ile anayasaya geçici bir madde ilave edildi. Bu madde ile halihazırda milletvekili sıfatını taşıyan kişiler hakkında anayasa değişikliğinin kabul edildiği 20 Mayıs 2016 tarihine kadar yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması talebiyle Adalet Bakanlığı’na, Başbakanlığa veya TBMM’ye intikal eden dosyalar bakımından bu milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmış sayılacağı kabul edilmiş oldu. Yasama dokunulmazlığının asıl amacı, milletvekillerinin asılsız ve keyfi ceza kovuşturmalarından ve tutuklamalardan korunmasıdır. Dokunulmazlık ile yasama organı üyelerine, yürütme organı ve yargı organlarından hukuka aykırı bir şekilde gelebilecek müdahalelerin engellenmesi hedeflenmektedir. Dokunulmazlıkların kapsamı hemen her ülkede tartışma konusu olmuştur ve dünyada dokunulmazlığın kapsamının daraltılması yönünde genel bir eğilimin mevcut olduğunu söylemek mümkün. Elbette bu tür bir eğilim ancak yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının güvence altına alındığı ülkeler bakımından geçerli. Türkiye’de henüz yargı organlarının bu standarda ulaşamadığı açık olduğundan dokunulmazlıkların kapsamını tartışmak için henüz erken görünüyor. Mevcut durumda, milletvekillerinin seçimden önce işledikleri, soruşturmasına başlanılmış ve yasama dokunulmazlığının istisnası niteliğindeki suçlar (bugüne kadar ki uygulama açısından, devletin güvenliğine karşı suçlar; anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar; milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçu) bakımından seçimden sonra bu soruşturmalar bakımından zaten dokunulmazlığın bulunmadığı kabul ediliyor. Bu tür dosyalar açısından anayasa değişikliğinin bir etkisi bulunmuyor. Yasama dokunulmazlığının TBMM’de kabul edilmiş olması henüz tüm hukuki çarelerin tükendiği anlamına gelmiyor. NECATİ SAVAŞ TBMM’de, AKP’nin dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisi, 376 ‘kabul’ oyuna ulaşarak referandumsuz kabul edildi. 1994’ü hatırlıyoruz... 20 Mayıs 2016 tarihinden sonra TBMM’ye gelecek dokunulmazlığın kaldırılmasına yönelik talepler bakımından da değişikliğin bir etkisi bulunmuyor. Başka bir deyişle değişiklik halihazırda milletvekili olan kişilerin 20 Mayıs 2016 tarihine kadar dokunulmazlık kapsamındaki dosyaları bakımından etki doğuracak. Her ne kadar değişiklikten etkilenen kişi ve dosya sayısı fazla ise de değişikliğin gerekçesine bakıldığında, büyük oranda HDP’li milletvekilleri hakkında “terörle bağlantılı” suçlardan dolayı açılmış soruşturmaların hedeflendiği görülüyor. Bu durum da ister istemez haklı olarak 1994 yılında şahit olduğumuz görüntüleri akla getiriyor. AYM’nin Balbay kararı Dokunulmazlığın kaldırılması ile milletvekillerinin doğrudan tutuklanabileceğine dair bir algı oluşmuş olsa da değişiklik yalnızca milletvekillerinin tutuklanmasına dair yasağın kaldırılmış olduğu anlamına geliyor. Zira anayasa yasama dokunulmazlığı ile birlikte aynı zamanda kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile seçme ve seçilme haklarını da güvence altı na alıyor. Anayasa Mahkemesi, 4 Aralık 2013 tarihli Mustafa Balbay kararı ve sonrasında sonuçlanan diğer bireysel başvurularda, milletvekillerinin tutuklanabilmeleri, kişinin özel durumunun dikkate alınması, tutukluluk gerekçelerinin kişiselleştirilmesi, milletvekillerinin kaçacağına ya da delilleri karartacağına dair inandırıcı somut olgular ortaya koyulması gibi ölçütlere bağlandı. Bu sebeple, değişikliğin yargı organlarınca milletvekillerinin doğrudan tutuklanabileceği şeklinde yorumlanması mümkün değil. Hukuka aykırı ayrım Değişiklik sonucunda 20 Mayıs 2016 öncesi ve sonrasında haklarında soruşturma açılmış ve TBMM’den dokunulmazlıklarının kaldırılması talep edilmiş milletvekilleri arasında haklı bir nedene dayanmayan bir farklı muamele gerçekleştirilmiş ve hukuka aykırı bir ayrıma gidiliyor. Bu durum anayasanın 2. ve 10. maddelerinde koruma altına alınmış olan hukuk devleti ve eşitlik ilkelerinin de açık bir ihlalini oluşturuyor. Hukuki çareler tükenmedi Değişikliğin TBMM’de kabul edilmiş olması henüz tüm hukuki çarelerin tükendiği anlamına gelmiyor. İlk olarak, anayasaya göre anayasa değişikliklerinin esas bakımından denetimi mümkün olmamakla birlikte anayasa Mahkemesi neredeyse elli yıldır şekil bakımında denetim görüntüsü altında değişiklikleri esas bakımından denetledi ve kimi değişiklikleri iptal etti. Şekil bakımından denetimin sağlanması için en az 110 milletvekilinin Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açması gerekiyor. İptal davasının değişikliğin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından 10 gün içinde açılması gerekiyor. Partilerin TBMM’deki sandalye sayıları AKP dışında yalnızca CHP’nin tek başına iptal davası açabileceğini gösteriyor. Bu durumda Anayasa Mahkemesi en son 2008 ve 2010 yıllarında gerçekleştirilen anayasa değişikliklerinde olduğu gibi, anayasanın değiştirilemez maddelerinden olan hukuk devleti ilkesinin anayasanın başka bir maddesinde yapılan değişikliklerle doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, özellikle de olumsuz yönde değiştirilmesi nedeniyle değişikliği iptal etmesi mümkün olabilecektir. Bir diğer çare... Değişiklik iptal davasına konu olmazsa ya da anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmezse ikinci bir hukuki çare daha bulunuyor. Değişiklik gerekçesinde dokunulmazlıkların bu şekilde kaldırılması suretiyle Anayasa Mahkemesi’ne itiraz yoluna başvurulmasının engellenmek istendiği görülüyor. Ancak dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilleri hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar sonucunda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulması hâlâ mümkün. Mahkemenin içtihatları bu konuda ihlal kararı çıkma olasılığının da yüksek olduğunu gösteriyor. Şüphesiz, doğrudan veya dolaylı olarak Anayasa Mahkemesi önüne gelecek bu konu mahkeme açısından demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü bağlamında yeni bir sınav olacak. KÜLTÜR SANAT ‘Merhametliler’ ve sorgulamalar Tiyatro festivalinde izlediğimiz uluslararası yapımlardan ‘Merhametliler’, söyleyecek çok sözü olan bir etkileyici çalışma. 20. İstanbul Tiyatro Festivali’nin ortak yapımcılardan biri olduğu, Toneelhuis Toneelgroup Amsterdam’dan izlediğimiz “Merhametliler” sağlam örülmüş, çarpıcı bir oyun. Guy Cassiers’in Erwin Jans ile birlikte, Jonathan Littel’in 2006’da Fransız Akademisi ve Prix Goncourt Ödülü’nü alan aynı adlı romanından sahneye uyarladığı ve de yönettiği eser, Yahudi soykırımını, güç ve iktidar ilişkisini irdelemenin ötesinde bu süreçte bireyin duruşunu etkileyici bir dille sorguluyor. Cassiers’den önceki yıllarda izlemiş olduğum “Mefisto”, “Diktatörler”, “İntikamını Alan Barış (Atropa)” ve 17. İstanbul Tiyatro Festivali’ne gelen “Damıtılmış Kırmızı” yine aynı tema çevresinde dönen çalışmalardı. ‘Siz ve ben, hepimiz...’ “Merhametliler” II. Dünya Savaşı’nda yaşananları o süreçte bir SS subayı, sonrasındaysa bir dantel fabrikasında memur olarak çalışan Max Aue’nin gözünden ve onun şahitlikleriyle irdeler. Oyunun temel hareket noktası; bireyin içinde yaşadığı sisteme sorgusuz sualsiz ayak uydurması, düşünme sürecini yadsıması, etik değerleri göz ardı etmesidir: “Her ne yaptıysam itinayla, görevimi yaptığıma inanarak ve ne kadar feci olursa olsun, yapılması gerek diye yaptım.” Max Aue’nin bu sözleri, bir anlamda, oyundaki gelişmelerin ana aksını oluşturur. Yapılanlar ve bu yapılanlar karşısındaki suskunluklar aksın önemli bir parçasıdır. Oyun başlarken şöyle der Aue; “Özellikle sallantılı, karışık zamanlarda asıl tehlike, devleti oluşturan sıradan insanlardır. İnsanlık için asıl tehlike, benim, sizsiniz.” Evet; susmak, biat etmek, görmezden gelmek... Bu bağlamda, yine bir SS subayı olan kocasını savaşta yi tirmiş olan Helene’nin onca şiddetten bihaber olması ya da böylesini tercih etmesi ürkütücüdür. Belki de bu çelişkiyi vurgulamak için Helene’i oynayan Kateljine Damen aynı zamanda Eichmann rolünü de üstlenmiştir Cassiers’in yorumunda... ‘O halde suç kimdedir?’ Hitler faşizmi ve Nazi ideolojisi üstüne yıllardır çok şey okuduk, izledik, dinledik. “Merhametliler”de tartışılan husus onca şiddete rağmen bireyin, toplumun suskunluğu, yok edilme korkusudur. Sadece Nazi Almanya’sında mı? Hayır, bütün dünyada... Bütün baskıcı yönetimlerde... Dün ve bugün... Max Aue sorar; “O halde suç kimdedir? Herkeste mi? Hiç kimsede mi?” Soykırım cinneti sadece bu cinneti gerçekleştirenlerin değil sıradan insanların da sorgulandığı alanlar açmıştır. Açacaktır... “Devlet mekanizması kum tanelerinden oluşur. O kum taneleri teker teker devlet mekanizması tarafından ezilir. Bu mekanizmanın işlemesinin tek sebebi, herkesin onu desteklemesidir. Hess veya Eichmann gibi insanlar olmasa, makasçılar, beton dökenler, devlet saymanları olmasa, Stalin veya Hitler gibileri nifakçı laf ebeleri olarak kalırdı.” Evet, özetle, resim budur. Suç/ suçlu/suçsuz odaklı tartışma üç saat sürer. Temponun düşmediği, insanın kendini sorgulamayı bir an olsun bırakmadığı bir süreçtir bu. Vicdanla, akılla, düşünceyle, körü körüne teslim olmakla bir tür hesaplaşmadır... Başta Max Aue rolünde Hans Kesting olmak üzere oyunculukların, karanlık yüzlü çelik kutulardan örülmüş yüksek bir duvarın öne çıktığı sahne tasarımının ve de ortamın karanlığını yansıtan ışık tasarımının buluştuğu, söyleyecek çok sözü olan bir etkileyici çalışmadır “Merhametliler”. T.C. GÖLBAŞI (ANKARA) İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2010/2163 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN ÖZELLİKLERİ: Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, Bahçelievler Mah., cilt: 39, sayfa no: 3860, ada: 300, parsel: 18’de kayıtlı taşınmaz. (Bahçelievler Mahallesi 300 ada 1 parsel plan değişikliği ile 18 parsel olmuştur.) Bağımsız bölümün bulunduğu binanın dış cephesi boyalı, merdivenleri mermer kaplamalıdır. Cemal Gürsel Caddesi ile 297/1 Sokağın kesiştiği köşede yer almaktadır. 3 oda 1 salon, mutfak, banyo, tuvalet, antre ve 3 balkondan oluşmaktadır. Dış kapı çelik, iç kapılar panel kapılıdır. Pencereler PVC doğramalı ve ısıcamlıdır. Duvarlar alçı sıva üzeri plastik badanalıdır. Salon ve oda zeminleri laminant parke, ıslak mekânlar seramik kaplamalıdır. Salon= 25,88 m2, Oda= 14,10 m2, Oda= 12,87 m2, Oda= 14,10 m2, Mutfak= 14,10 m2, Antre= 4,38 m2, Banyo= 5,41 m2, Wc= 1,80 m2, Balkonlar= 9,06 m2 olmak üzere toplam 101,70 m2 kullanım alanına sahiptir. Toplu taşıma araçları güzergâhına ve ticari bölgelere yakın konumdadır. 2. normal kat, 5 bağımsız bölüm No’lu, 76/597 arsa paylı, mesken vasıflı taşınmaz satılacaktır. ADRESİ: Bahçelievler Mah. 297/1. Sokak No: 1 Gölbaşı/Ankara YÜZÖLÇÜMÜ: 597,00 m2 ARSA PAYI: 76/597 İMAR DURUMU: Gölbaşı Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 26/09/2014 tarih ve 9230 sayılı yazısında; Mülga Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı’nca onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında “Ayrık nizam 4 katlı konut altı ticaret alanı” olarak planlandığı, yapılaşma koşullarının Taks: 0.40, Kaks: 1.60 olduğu belirtilmiştir. KIYMETİ: 130.000,00 TL KDV ORANI: %1 KAYDINDAKİ ŞERHLER: 1. Satış Günü: 22/07/2016 günü 11:0011:05 arası 2. Satış Günü: 16/08/2016 günü 11:0011:05 arası SATIŞ YERİ: GÖLBAŞI (ANKARA) ADLİYESİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜ SATIŞ ŞARTLARI: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/2163 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 18/05/2016 (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 339190) T. C. KAZAN İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/213 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN ÖZELLİKLERİ: Ankara ili, Satıkadın Mahallesi 1010 ada 4 parselde kayıtlı, kargir bina ve arsa vasfında, 1010 m2 alanlı taşınmaz. Parselin batı cephesinde Tevfik Fikret Caddesi, güneydoğusunda akaryakıt istasyonu, doğusunda Ankaraİstanbul Devlet Yolu (D750), kuzey batısında Kazan Halk Eğitim Merkezi bulunmaktadır. Eğimsiz bir topoğrafik yapısı vardır. Parsel üzerinde daha önce lokanta olarak kullanılan, halihazırda boş durumda olan bina bulunmaktadır. Binanın zemin katının kuzey cephesinde 2 adet dükkân, batı cephesinde (Tevfik Fikret Caddesi cephesi) 2 adet dükkân, güney cephesinde ise WC bulunmaktadır. Dükkânlar halihazırda depo olarak kullanılmaktadır. Binanın 1. katı, doğu cephesine göre zemin kat seviyesindedir. 1. normal katın daha önce lokanta olarak kullanıldığı bildirilmiştir. 1. katta, giriş holü, salon, mutfak, kiler, 2 adet ofis, baybayan WC ve teras bulunmaktadır. Çatı arasına binanın kuzeydoğu cephesindeki terastan, demir konstrüksiyon demir merdiven ile çıkılmaktadır. Çatı arasında hol, 2 oda, 2 balkon bulunmaktadır. Binanın Tevfik Fikret Caddesi (batı) cephesinde demir konstrüksiyon, çatısı saç ile örtülü sundurma yapısı mevcuttur. İMAR DURUMU: Ayrık nizam, Emsal:1. 00; Hmax:Serbest, Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı KIYMETİ: 591.099,00 TL KDV ORANI: %181. 1. Satış Günü: 30/06/2016 günü 10:30 10:35 arası 2. Satış Günü: 25/07/2016 günü 10:30 10:35 arası SATIŞ YERİ: Yıldırım Beyazıt Mah. Osmanlı Cad. No:57 Kat:2 Kazan Belediyesi Spor Kompleksi KAZAN / ANKARA SATIŞ ŞARTLARI: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov. tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/213 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 02/05/2016 (İİK m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 325640) T.C. İZMİR 2. İCRA DAİRESİ’NDEN İLAMSIZ ÖDEME EMİRLERİNE DAİR İLANEN TEBLİGAT DOSYA NO: 2016/2206 ALACAKLI: Yapı Kredi Bankası BORÇLU: Yavuz TAŞKIRAN BORÇ: 119.400,59 MÜSTENİDATI: 7 Örnek Ödeme Emri Borçlunun adresi meçhul kaldığından işbu ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren borç ve takip masraflarını 7 gün içinde ödemeniz, borcun tamamına veya alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa senet altındaki imza size ait değilse yine bu 7 gün içinde ayrıca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacağını, imzayı red ettiğiniz takdirde merci önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız buna uymazsanız vaki itirazınızın muvakkaten kaldırılacağını senet veya borcu itirazınızı yazılı veya sözlü olarak icra dairesine 7 gün içersinde bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içinde İİK 74. maddesi gereğince mal beyanında bulunmanız hakikate aykırı bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız kanuni 7 günlük müddete 15 gün ilavesi ile 22 gün içersinde yukarıda yazılı hususların yerine getirilmesine dair ihtarı ödeme emri yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 02/05/2016 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 340176) T.C. ANKARA ASLİYE 12. TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NDAN ESAS NO: 2014/1284 Davacı T. Garanti Bankası A.Ş. vekili tarafından davalı Kenan Yılmaz hakkında; mahkememizde açılan itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararı uyarınca; Davalı Kenan Yılmaz’ın bildirilen adreslerine tebligat yapılamadığından ve bütün araştırmalara rağmen adı geçen davalının tebliğe açık adresinin de tespit edilememiş olması dolayısıyla adresinin meçhuliyetine karar verilmiş olup; dava dilekçesi ve dava tensip zaptının ilanen tebliğine karar verilmiştir. Adı geçen davalının; kendisini bu davada bir vekil ile temsil ettirmediği takdirde tahkikat ve yargılamaya yokluğunda devam edilerek, hüküm verileceği HMK’nun 119. maddesi uyarınca ihtar olunur. Dava dilekçesi ve dava tensip zaptının adı geçen davalı Kenan Yılmaz’a tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 26.01.2016 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 340257) C MY B