22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 18 Mayıs 2016 4 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Digiturk için her şeyi anlattı, net fiyatı vermedi Digiturk İcra Kurulu Başkanı Ümit Önal’ın açıklamaları dün medyaya yansıdı. Açıklamalar, istatistikle ilgili bir tanımı hatırlattı bize. Seksist ve kadınları kızdıran bir benzetme olduğu için burada yazıp yazmamayı da tartıştık editoryal kadromuzla. Sonunda kadın okurlarımızın affına sığınarak aktarma kararı aldık. “İstatistik bikiniye benzer, her şeyi gösterir, asıl isteneni göstermez” derler. Digiturk’te de o hesap. Digiturk İcra Kurulu Başka nı Ümit Önal, gazetelerin ekonomi müdürlerini Berlin’e Fenerbahçe’nin basket maçına götürmüş, her şeyi anlatmış. Açıklamaları sayfalar dolusu. Ama yıllardır asıl merak edilen “Digiturk Katarlılara kaça satıldı” sorusuna net yanıtı vermemiş. Sadece 1 milyar doların biraz üstü gibi bir rakam telaffuz edilmiş. Nedense bu rakamı kimse vermiyor. Herhalde bir gün ortaya çıkar. Kavuk, Rasim Öztekin’i gerdi Malum tiyatrocu Ferhan Şensoy, İsmail Dümbüllü’nün Münir Özkul’a, Münir Özkul’un da kendisine devrettiği Hasan Efendi’nin kavuğunu, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Rasim Öztekin’e verdi. Rasim Öztekin önceki gece, CNN Türk’te Didem Arslan Yılmaz’ın konuğu oldu. Ancak biraz gergin görünüyordu. Kısa yanıtlar verip isteksiz gözükünce Didem Arslan Yılmaz, “Sorulara yanıt alamıyorum” der gibi oldu. Öztekin de, “Acayip şeyler soruyorsun da ondan” dedi. Didem Arslan Yılmaz konuğuyla senli belli konuşuyordu. Zor bir süreçten geçildiğini hatırlattı. “Karanlık bir süreç” dedi ve ekledi. Öztekin, “Herkes etkileniyor, biz de etkile niyoruz.” Ama sorular sıkmış tı Öztekin’i, “Sıkıldım, bitiyor mu” diye sordu. Program da öylece bitti. Öztekin niye TV’ye çıktı, niye konuşmak istemedi, ortam niye gerildi anlaşılmadı. Günün sözü: “Asena” Meral Akşener’den eşine “Sana ne oluyor!” Oğluna: “Al şu babanı” Vali Vasip Şahin Bey de gidecek ama Cumhuriyet gazetesi kalacak Türkiye’de, belli görevlere gelenler, kendilerini oranın sahibi sanıyorlar. Padişahlıktan kalma, kötü bir gelenek bu. O yüzden hiçbir parti lideri, koltuğunu bırakmak istemiyor. Hasbelkader bir makama gelen, anayasayı, yasaları kendine uydurmak için çalışıyor. Cumhurbaşkanı’ndan, oda başkanına kadar her yerde böyle. Oysa çağdaş demokrasilerde makamlar kalıcı, makamları dolduranlar geçicidir. Mesela İstanbul dan duyduk. Valisi Vasip Şahin, Sonra arayıp basın dün bir grup gazete müşavirine neden çağ ciyi İstanbul Ticaret rılmadığımızı sorunca, Odası’nda kahvaltıda “Efendim biz ağırlıklı ola ağırlamış. rak televizyonları çağır İnternete yansıyan dık” dediler. haberlere göre, med Vasip Şahin Bugün gazetelere ba ya kuruluşlarında, kıp, basın müşavirinin haberciliğin sorumluluk ma dediğini kontrol edeceğiz. kamında bulunanlarla tanışma Eğer gerçekten gazetelerden ve sohbet amaçlı düzenlen kimse çağrılmamışsa, hak ve diğini söylemiş, İstanbul’daki receğiz ve ikinci toplantı için güvenlik olayları ile ilgili bilgi davet bekleyeceğiz.. ler vermiş. Ama eğer dediği doğru çık Böyle bir toplantıya Cum mazsa, yazının başlığını İstan huriyet muhabirlerini davet et bul Valisi Beyefendi’ye ithaf medi. Biz toplantıyı medya edeceğiz. Özkök’ün kızı TV müdürü Gazeteci Ertuğrul Özkök’ün kızı Gülümsün Özkök, sinema ve dizi yayını yapan Doğan Grubu’nun Kanal 2 Televizyonu’na genel müdür oldu. Çok geniş bir televizyon tecrübesi bulunan Gülümsün Özkök, pazartesi günü itibarıyla göreve başladı. Tanıyanlar, Gülümsün Özkök’ün, medyadaki başarısıyla babasını geçeceğini söylüyorlar. Ancak biliyoruz ki, çocukların babalarından daha başarılı olmaları, ancak babaları sevindirir. GülümsünErtuğrul Özkök Arkanıza yaslanmayın Burası Çınarcık. İstanbul’un tatil beldelerinden biri. Belediye, sahile banklar yerleştirmiş. Ancak banklarda birkaç terslik birden var. Öncelikle, sahilde oturanlar denize arkalarını dönerek oturuyorlar. Ancak daha önemlisi, banklar denize sıfır yerleştirilmiş. Oturanlardan biri alimallah biraz ağırlığını geriye verse, denize uçması an meselesi. Ya da bir annenin bebeğiyle, bankta oturduğunu düşünün. Bebek de biraz haşarıysa, annenin işi çok zor. Niye bankları biraz öne koymadılar Allah bilir. Diyeceksiniz ki, banklar 2012’den beri orada, niye karıştırıyorsunuz. Siz de haklısınız ama bunca yıl kimse müdahale etmemiş mi, şaşırtıcı. BİNALİ YILDIRIM BİR ADIM ÖNDE AKP’de temayül sonuçları Saray’a EMİNE KAPLAN AKP, il başkanları ve belediye başkanlarının ardından dün de yeni genel başkan adayı için milletvekilleri, MKYK ve kurucular kurulu üyeleriyle yapılan toplantıyla birlikte temayül (eğilim) yoklamasını tamamladı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda, temayül yoklamasında kullanılan oyların tasnifinin henüz yapılmadığını, ikisinin birlikte açılıp sayımının yapılacağını söyledi. Ataş, salonda kurulan sandığa üyelerden tek bir ismi yazarak atmalarını istedi. Toplantıdan çıkan milletvekillerinin çoğunluğu ağırlıklı olarak Binali Yıldırım’ın isminin yazıldığını belirtti. Genel başkanlığı bırakma kararı aldığı MYK toplantısından sonra partiye hiç gelmeyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, temayül yoklamasına da katılmadı. Davutoğlu’na yakın milletvekillerinin ise yeni genel başkan adayı olarak Davutoğlu’nun ismini yazdığı konuşuluyor. Aday yarın açıklanabilir Temayül yoklamasında çıkan aday isimlerinin bugün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na sunulması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın parti yöneticileriyle yapacağı değerlendirmelerin ardından genel başkan adayı belirlenecek. Aday isminin cuma günü dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliği önerisinin görüşmeleri nedeniyle yarın açıklanabileceği kaydediliyor. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, genel merkeze gelişinde gazetecilerin “Genel başkan ve başbakan siz misiniz” sorusu üzerine “Bu siyasi hareketin içerisinde hiç kimse kendi şahsı adına hesap yaparak yol almaz. Burası bir dava hareketidir” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Recep Akdağ, il başkanlarıyla yapılan temayül yoklamasında Binali Yıldırım ve Bekir Bozdağ’ın ön plana çıktığı yönündeki haberlerinin sorulması üzerine, “Bu istişareler bizim kendi içimize, ailemize ait iç istişarelerdir. Bir açıklama yapmam doğru olmaz” dedi. l ANKARA Yeni Türkiye manzaraları ARINÇ’I KONUŞTURMADILAR Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, cemaate yakın olduğu belirtilen Turgut Özal Üniversitesi’nde katılacağı “Anayasa Çalıştayı”, rektörlük tarafından Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün “provokatif olaylar çıkabileceği” yönündeki uyarısı üzerine iptal edildi. Dün 13.30’da başlaması gereken etkinliğin başlamasına 1 saat kala Arınç, Twitter hesabından etkinliğin iptal edildiğini duyurdu. Konferansın rektör lüğün “son dakikada aldığı bir karar” ile iptal edildiğini belirten Arınç, “Rektörlük, Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin ‘provokatif olaylar çıkabileceği’ yönündeki ikazlarını iptale gerekçe olarak göstermiştir. Bu gerekçeye ihtimal vermemekle birlikte, alınan karara Arınç uymak durumundayım” dedi. Öğrencilerden özür Turgut Özal Üniversitesi öğrencilerinden özür dileyen Arınç, “Gerek bugün Turgut Özal Üniversitesi’nde, gerekse daha önce başka üniversitelerde, ‘davet kendilerinden gelmesine rağmen’ yaşanan iptaller hakkında ve diğer konularda yarın (bugün) Twitter üzerinden açıklama yapacağım” dedi. Öğrenciler de üniversite yönetimini kınayan bir açıklama yaptı. Öğrenciler adına yapılan açıklamada, Arınç’ın Turgut Özal Üniversitesi’nin kurulması için 2007 yılında herkesi açık desteğe çağırarak büyük emek sarf ettiği belirtilerek “Hak ve özgürlüklerin yazık ki unutulduğu bugün, toplumun yapısına aykırı olan bu hareketi işlevselleştiren Turgut Özal Üniversitesi yönetimini esefle kınıyoruz” denildi. Arınç, öğrencilerin metnini sosyal medya hesabından da paylaştı. l ANKARA / Cumhuriyet NECATİ SU İSTEYEN SAVAŞ GÖÇEBELERE SALDIRDILAR Cumartesi Anneleri, “Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası” çerçevesinde Adalet Bakanlığı önünde toplandı. Berfo Ana’nın mektubu bakanlığa astırılmadı 21 yıldır yakınlarını arayan Cumartesi Anneleri, “Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası” çerçevesinde Adalet Bakanlığı önünde toplanarak “Kayıplarımız nerede, adalet nerede” diye haykırdı. 1994’te kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, kaybedilen yüzlerce insanın faili meçhul olmadığını belirterek “Katliamlar devlet politikası haline geldiği için kayıplar ortaya çıkarılmak istenmiyor” dedi. 1995’te gözaltına alındıktan sonda kaybolan Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, Adalet Bakanlığı binasını işaret ederek “Burada bir adalet sarayı var, ama içi boş” dedi. 19 yaşında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıl dız tek oğlunu “adalete güvendiği” için kendi elleriyle teslim ettiğini, ancak bir daha haber alamadığını belirterek “Şimdi adalete güveniyorum demek ne kadar mümkün” diye sordu. Babası Abdurrahman Başaran’ın 1993’te Batman’da gözaltında kaybedildiğini söyleyen HDP Batman milletvekili adayı Ayşe Acar Başaran da “Acaba kaç nesil daha kayıplarını arayarak geçirecek?” dedi. Yeter artık, yeter 8 Kasım 1980’de işkenceyle katledilen ve mezarı halen bilinmeyen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır da kardeşinin kaybolmasıyla ilgili olarak Emniyet, MİT ve Sıkıyönetim Komutanlığı görevli leri hakkında 2011’de suç duyurusunda bulunduğunu ancak halen sorumlular hakkında iddianame düzenlenmediğine dikkat çekti. Ortak açıklamanın da okunmasının ardından Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana’nın dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e 2012’de yazdığı mektubun bir örneği bakanlık duvarına asılmak istendi. Mikail Kırbayır, mektubu polislerin bir anlık boşluğundan yararlanarak bakanlığın demir parmaklıklarına astı. Ancak mektup asılan yerden indirdi. Buna tepki gösteren Fatma Gülmez, “Hani kardeşim. Bir kâğıda dahi tahammülsüzsünüz. Yeter, yeter artık. Kardeşim nerede, kardeşimi verin” diye isyan etti. l ANKARA / Cumhuriyet HİLAL KÖSE Toroslar’da göçebe yaşamı sürdüren Sarıkeçililer, Karaman’da Hacıbaba Dağı’nda düzenledikleri etkinlikte, belediye ekiplerinin saldırısına uğradı. “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan ifade verdiler. Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran, “Doğa Pervin Savran ile bütünleşmiş bu ihtişamlı duruş birilerini rahatsız ediyor” dedi. Yörükler, bin yıldır yaya olarak gidip geldikleri yollarda, artık tehdit altında. Hayvanlara verecek su bulamıyorlar. Hayvanları ancak haraçla otlatabiliyorlar... Çoka Çeşmesi’nde, 14 Mayıs’ta düzenlenen “11. Sarıkeçililer Geleneksel Göç Kervanı” etkinliğinde ise ilk kez organize bir saldırıyla karşılaştılar. Kazımkarabekir Belediye Başkanı AKP’li Ali İhsah Alan, su sorunundan konuşulmasından rahatsız oldu. “Her şeyi sökün” diye talimat vererek etkinliği terk etti. Yörüklerin halılarına ve keçelerine el konuldu. Darp edilenler oldu. “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan, jandarmaya ifade verdiler. Yörüklere yönelik baskı dün de devam etti. Kerim Bakırcıoğlu’nun ailesinin çadırına gelen bir orman muhafaza memuru, çadırın sökülmesini istedi. Bakırcıoğlu, Belediye Başkanı’nın baskısı yüzünden böyle bir emirle karşılaştıklarını düşündüğünü söyledi. Yetkilileri ise “3 ailenin oturma izni yok. Yalnızca geçiş izni var” dediler. Toroslar gibi ayaktayız Yaşananları Cumhuriyet’e anlatan Savran, doğayı yok etmeye çalışanlara tepki gösterdiklerini belirterek “Biz dağlarda, Toroslar gibi dimdikiz hâlâ, eğilmeyeceğiz. Tek tek saldırılar oluyordu ama belediye organizesinde böyle bir olayla ilk kez karşılaştık. Bizim için hiçbir partinin değeri yok. Mühim olan doğa ve kültür. Hak aramamızdan rahatsız oluyorlar. Bize destek verilmesinden de korktular. Etkinliğimizde Sibirya’dan gelen konuklarımız vardı” dedi. Kazımkarabekir Belediye Başkanı Alanlı ise “Başka yerden gelen tanımadığımız kişiler, hükümetimize, Cumhurbaşkanımıza ağır hakaretler içeren ifadeler kullanmaya başladılar. Alkışlarla üstümüze yürüdüler. Devlet büyüklerimize hakaret ettirmeyiz” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle