22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 18 Mayıs 2016 EDİTÖR: CAN DOKER Ethem Sancak âşık Sancak nerede savaştı? Tsk’ye araç sattı diye kendisine gazilik verilmek istendiğini iddia etti Sahip olduğu firmanın ürettiği mayına dayanıklı “Kirpi” araçlarını Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) parası karşılığı sattığı gerekçesiyle kendisine “gazilik” unvanı verilmesinin önerildiğini söyleyen Ethem Sancak’ın sözlerinin yasal altyapısı bulunmuyor. Sancak’ın açıklamasına, bazı malul gazi ler tepki gösterdi. Genelkurmay Başkanlığı ise bu açıklamalara sessiz kaldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için söylediği “gördükçe âşık oldum” sözleriyle bir dönem gündeme gelen işadamı Sancak, katıldığı bir programda yaptığı konuşmada kendisine bir kuvvet komutanının “gazilik” unvanı verilmesini önerdiğini iddia etti. Sancak, “BMC diye çok önemli bir markamız var. Kirpi diye askeri alanda kullanılan aracımız var. Geçen gün bir kuvvet komutanı ‘sana gazilik ünvanı vereceğim. Binlerce askeri şehit olmaktan kurtardınız’ diye Kirpi’nin önemine vurgu yaptı” iddiasında bulundu. Türk hukuk sisteminde “gazilik” ünvanı bulunmuyor. Hukuk sisteminde “Muharip gazi” ve “malül gazi” tanımlamaları yer alıyor. Türkiye’nin taraf olduğu ve ilan edilmiş bir savaşta yaralanlara muharip gazi statüsü veriliyor. Bu kapsamda Kore Savaşı ve Kıbrıs Harekatı’na katılanlar değerlendiriliyor. Terörle mücadelede yaralanan güvenlik görevlileri ise malül gazi statüsüne hak kazanıyor. Sancak’ın açıklamasına tepki gösteren ve isminin verilmesini istemeyen bir gazi, “Burada kazanılan tek hak var. Ev vergisi ödemiyorsunuz. Bizim arkadaşlarımız var. Teröristin açtığı Doçka ateşinde yaralanan özel kuvvetçiler var. Kızını okutamıyor. Psikolojik sorunlar yaşıyor. Bu astsubay gazi değil. Çok sayıda bürokratik engellere takılıp gazi olamayan insan var. Türk hukuk sistemini bu konuda tüketenler var. Onlara verilmeyen gazilik Sancak’a mı verilecek” dedi. l ANKARA Cumhuriyet Bürosu) Ne kadar öleceğiz?13 KÖYLÜNÜN CENAZESİ KÜRTÇE AĞITLARLA, TEPKİLERLE TOPRAĞA VERİLDİ PKK’lilere ait patlayıcı yüklü kamyonun patlamasıyla hayatını kaybedenlerin cenazesi sonrası kadınlar bakanlara tepki gösterdi: Neden geldiniz? Daha ne kadar öleceğiz! Diyarbakır’ın Tanışık ve Dürümlü köyleri arasında geçen perşembe günü PKK’lilere ait 15 ton yeniden ambulanslara bindirildi. Cenazeler köy mezarlığına getirilirken, mezarlığın çevresindeki yüksek tepe patlayıcı yüklü kamyonun infilak etmesi lerde sessizce bekleyen kadınların da sonucu feci şekilde can veren 13 köylü gözyaşları içinde mezarlığa doğru ko nün daha cenazesi Adli Tıp Kurumu’nda şuştukları görüldü. yapılan tespitin ardından toprağa verildi. 23 kişinin yaralandığı olayda ölü sa Acı ve ağıtlar arttı yısı 16’ya yükseldi. Cenazede Kürtçe Cenazeler birer birer indirilip topra ağıtlar yakan kadınlar, ğa verildikçe acı ve ağıtlar da giderek mezarlık çıkışında İçiş arttı. Kadınlardan kimileri Kürtçe, ki leri Bakanı Efkan Ala, mileri Türkçe ağıtlar yaktı. Bakanlar Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, AKP Genel Baş kan Yardımcısı Mehdi MAHMUT Eker’e “Neden geldiniz? ORAL Daha ne kadar öleceğiz. Artık birşeyler yapın” di yerek tepki gösterdi. Elazığ’dan gelen dalgıçlar hâlâ ceset parçası ararken bir köylü yaşananları “Ben kıyamet koptu sandım. Dünyanın sonu gelmiş gibiy di” sözleriyle anlattı. Ala ve Yılmaz ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Eker, mezarlıktan çıktıkları sırada bir grup kadın Kürtçe olarak “Neden geldiniz? Daha ne kadar öleceğiz. Yapın artık bir şeyler” diyerek tepki gösterdi. Bu sırada grup içinden genç bir kadın gazetecilerin kameralarına vurarak tepki gösterdi. Köylüler, gazetecilere tepki göstererek acılı olduklarını, olay hakkında konuşmak istemediklerini belirtti. Diyarbakır’ın merkeze bağlı Tanışık köyü ile Dürümlü Mezrası arasında 12 Mayıs gecesi dolaşan kamyondan şüplenen köylüler kamyonu takip etmeye başladı. Bu sırada büyük bir patlama sesi duyuldu. 30 kilometre uzaktaki Diyarbakır kent merkezinden de duyulan patlamada 4 kişi öldü, 23 kişi de yaralandı. Köylüler yakınlarının kayıp olduğunu belirtince soruşturma başlatıldı. 5 metreye 30 metre dev bir çukurun oluştuğu bölgede köylüler ceset parçaları toplarken, olaydan sonra kimliği tespit edilen Ramazan Yakar, Ahmet Yaman, Mustafa Yakar’ın cenazesi ertesi gün toprağa verildi. Kayıp olan Seyithan Yakar, Orhan Yakar, Gerçek Yaman, Rıza Yaman, Sait Yaman, Temur Yakar, Mehmet Ya Feci şekilde can veren 13 kişinin cenazesi Kürtçe ağıtlarla toprağa verildi. man, Tahir Yaman, Uğur Yaman, Salih Yaman, Davut Yaman, Emrullah Yeşil’in patlamada öldüğü ise İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan incelemenin ardından önceki gece kesinleşti. Cenazeler, Dicle Üniversitesi DÜ Tıp Fakültesi Hastanesi morgundaki işlemlerin ardından ambulanslarla alınıp düzenlenecek tören için Tanışık Köyü’ne getirildi. Kadınlar mezarlığa koştu Köyde düzenlenen cenaze törenine İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, AKP Diyarbakır Milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Ebubekir Bal, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Hür Dava Partisi (Hüda Par) Genel Başkan Yardımcıları Hüseyin Yılmaz ve Vedat Turgut ile partinin Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Şehmus Tanrıkulu, köylüler, hayatını kaybedenlerin aileleri ve yakınları katıldı. Türk bayrakları asılan Yenişehir Belediyesi’ne ait belediye ek hizmet binası önünde düzenlenen törende yeşil örtüye sarılı tabutlar avluya yan yana dizildi. Burada kılınan namaz ve okunan duanın ardından cenazeler Kıyamet koptu zannettim Köylülerden biri ise “O gece hepimiz evlerimize çekilmiştik. Ben de evimdeydim, çok büyük bir sesle savrulduk. Camlar çerçeveler indi. Ben kıyamet koptu sandım. Dünyanın sonu gelmiş gibiydi. İlk şoku atlattıktan sonra, yaralananların seslerini duyduk. Herkes yaralıları alıp hastaneye yetiştirmeye çalışıyordu. Bu sırada jandarmayı ve 112’yi arayıp yardım istedik. Bir süre sonra köyün girişinde patlamanın neden olduğu devasa çukuru ve çevreye savrulan araç parçalarını görünce o zaman patlayan şeyin bir bomba olabileceğini anladık” diye konuştu. l DÜRÜMLÜ Yalınayak ağıtlar yaktı Mardin’in Nusaybin ilçesinde şehit olan 2 asker Türkçe ve Kürtçe ağıtlarla uğurlandı. Nusaybin’de önceki gün şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Osman Vurgun ile Uzman Onbaşı Sedat Sağır için Mardin 70. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Selen Kışlası’nda tören düzenlendi. Sağır için son tören memleketi Şanlıurfa’da düzenlendi. Anne Aynur Sağır ise yalınayak ve ağlayarak karşıladığı şehit oğlunun tabutuna kapanarak, “Oğlum Sedat nerde, senin yerine ben öleydim oğlum” diye Kürtçe ağıt yaktı. Ağrı Dağı bölgesinde arazi taraması sırasında yaklaşık 400 metrelik kayalıklardan düşerek ağır yaralanan ve kaldırıldığı Erzurum Asker Hastanesi’nde 6 gün sonra şehit olan 25 yaşındaki Jandarma Özel Harekât Uzman Çavuş Kazım Ay için de Aksaray’da tören düzenlendi. Ay, öğle namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından belde mezarlığında toprağa verildi. l DHA Sedat Sağır KILIÇDAROĞLU ŞEHİT AİLESİNİ ZİYARET ETTİ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Çukurca’da düşen helikopterde şehit olan Pilot Üsteğmen Burak Abikebahşi’nin Ankara Batıkent’te yaşayan ailesine taziye ziyaretinde bulundu. haber 11 Kendine ait bir siyaset Ülkenin yüzde ellisi sevinçli bir telaş içinde. Hem bir düğün yapıyorlar, hem de güle eğlene bir cenaze kaldırıyorlar. Evlenen Cumhurbaşkanı’nın kızı; gömülen ülkenin rejimi. Milli bayramları şehitler bahanesiyle iptal eden ve gösterişli gelinliğinin içindeki tesettürlü kızını Genelkurmay Başkanı’nın da katıldığı bir törenle geleceğine yatırım yaptığı delikanlıya büyük hesaplarla veren Cumhurbaşkanı, bu düğünle Cumhuriyetin henüz canı tam çıkmamış mevcudiyetinin üzerine bir kürek daha toprak atıyor. O toprak yüzümüze gözümüze doluyor. Yıllardır hayatın sahnesinden adım adım geriletilen... Hem toplum hem de devlet nezdinde erkeğin himayesinde ısrarla ikinci sınıf bir yaratık haline getirilmek istenen; Gönlünce seviştiği an ahlaksız diye damgalanan; Çocuk doğurmak koşuluyla manasızca kutsallaştırılan; Bedeninden ve varlığından her fırsatta ölesiye utandırılan; Çıplaklığı küfür, varlığı fazlalık diye anılan; Saçı, kolu, bacağı, göğsü, boynu, her tarafı sıkıca kumaşlarla sarılıp sarmalanmadan zinhar sokağa salınmayan... Ve asla adamdan sayılmayan ülke kadınlarını temsilen... Tamamı erkek olan şahitlerin arasında bembeyaz bir tuzluk gibi kifayetsizce dikilen ve fotoğraf çekilirken son derece mesut gülümseyen genç kadın... Kendisini o an muhtemelen bir sultanın kızı gibi hissediyor ve o da aklından mevcut rejim için neşeli bir cenaze marşı geçiriyor. Ne de olsa babası onun bu mutlu gününde muhaliflerine takım taklavat okkalı bir mesaj veriyor. Ve muhtemelen düğünde takılan Cumhuriyet altınlarına bakarak, başkan olduğu gün onları tedavülden kaldırıp yerine yenilerini tasarlatmayı düşünüyor. İktidarın hayalleri geniş, zamanı sonsuz, yolu uzun, gözü pek. Muhalefetinse hayali dar, zamanı kısa ve değil yolu, neredeyse yatacak yeri bile yok. Kadınlar ve erkekler, gelinler ve damatlar, düğünler ve cenazeler, gömenler ve gömülenler arasında kendine hâlâ bir dil arıyor. Cenazelerin gölgesinde kıyılan nikâhlar; savaşların şemsiyesinde demlenen iktidarlar üzerine ahkâm keserken gözümüze takılan kadınların hikâyelerinden olan bitenin korkunçluğunu bir daha okuyoruz. Muhalefet partilerinden birinin kongre kalkışması sırasında çıkan karmaşada polise direnmemesi için kendisine müdahale etmeye yeltenen kocasını azarlayan başkan adayının sert sesinin üst üste montajlanmış tekrarı kulaklarımıza doluyor. Kadın, polis barikatı önünde nöbet tutmasını engellemek isteyen kocasını tersliyor. Sana ne oluyor! Sana ne oluyor! Sana ne oluyor! Sonra oğluna sesleniyor. Al şu babanı. Al şu babanı. Al şu babanı. Kadına ancak, onu politika sahnesinde en dişil haliyle erkeğin gölgesinde ya da en eril haliyle küstah bir lider mertebesinde gördüğümüzde anlam yüklüyoruz. Bir de zamanında, sırf sarışın diye oy verdiğimiz ve marifetiyle köşesinden tutuşturduğu korkunç siyasetin ateşinde ülkece hızla eriyip bittiğimiz fena bir maceramız var. Kadın erkek tarafından ezilmiş bir figür olmadıkça ya da külliyen erkekleşmedikçe ya da ya da sarışın ve güzel olmadıkça seçmenin gözünde beş para etmiyor. Belki bir gün kızları da askere alsalar ve Genelkurmay’ı kadından yapsalar.... Tüm partilerin tepesine de kadın gibi birer kadın kondursalar... Politikanın binlerce yıllık testosteronu azalacak ve ülke biraz da östrojenden nemalanacak. Bunun için kadının eril dili kökünden yıkması ve mümkünse artık kendine ait bir siyasete çıkması şart. İSTANBUL Sancaktepe’yi PKK üstlendi İstanbul Sancaktepe’de askeri personeli taşıyan servis aracının geçişi sırasında park halindeki patlayıcı yüklü bir aracın uzaktan infilak ettirilmesiyle düzenlenen terör saldırısını PKK üstlendi. Bombalı saldırıda 6’sı asker 8 kişi yaralanmıştı. Saldırıyla ilgili gözaltına alınarak mahkemeye sevk edilen 5 şüpheliden 3’ü tutuklandı, 2 kişi de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. DİYARBAKIR 25 savaş uçağı takviyesi yapıldı Son dönem sıklaşan hava operasyonları nedeniyle Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığı’na Balıkesir, Eskişehir, Merzifon ve Malatya hava üslerinden takviye 25 savaş uçağının gönderildiği belirtildi. Öte yandan, önceki gün Irak’ın kuzeyinde PKK’lilerin bulunduğu Metina, Sinath, Haftanin ve Zap bölgelerine 3 ayrı hava harekâtı düzenlediği ve toplam 26 hedefin imha edildiği açıklandı. l DHA İSTANBUL Özgür Gündem’e soruşturma Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla yürütülen “Nöbetçi genel yayın yönetmenliği” kampanyasına katılan Ertuğrul Mavioğlu, Faruk Eren, Ayşe Düzkan, Mustafa Sönmez ve Melda Onur hakkında soruşturma başlatıldı. Ertuğrul Mavioğlu, “Misafir yayın yönetmenini bile ‘Nasıl yakalayalım da, nasıl soruşturalım’ diye bakıyorlarsa bu kampanya hedefine ulaşmış demektir” dedi. VAN Yaralanan hamile kadın can verdi Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Hacı Bekir Mahallesi’nde 18 Nisan’da polisin bir eve düzenlediği, 1 polisin şehit olduğu operasyonda, evde bulunan 7 aylık hamile 27 yaşındaki Remziye Bor ağır yaralanmıştı. Bor’un karnındaki kız bebek doktorlar tarafından alınmış, daha sonra tedavisinin ardından taburcu edilmişti. Ancak yoğun bakım servisinde tedavisi devam eden Bor, dün yaşamını yitirdi. KCK DAVASI KCK sanığı Dülek yaşamını yitirdi KCK yöneticiliği ve üyeliği suçlamalarıyla aralarında Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve yayıncı Ragıp Zarakolu’nun bulunduğu 204 sanıklı KCK İstanbul ana davasında yargılanan Kürt siyasetçi Şemsettin Dülek kalp kapakçığı hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdi. Dülek, hastalığından dolayı sağlık raporlarına rağmen tahliye edilmemiş, ancak 3 yılın sonunda tahliye edilmişti. l İSTANBUL/Cumhuriyet MARDİN Üç saldırıda 1’i ağır 11 yaralı Mardin’in Nusaybin ilçesi Yenişehir Mahallesi’nde zırhlı araca PKK’liler roketatarlı saldırıda bulundu. Araçtaki 3 güvenlik görevlisi yaralandı. Abdülkadirpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Patlayıcı imhasında 6 güvenlik görevlisi yaralandı. Midyat ilçesinde karayoluna tuzaklanan bomba patlatıldı. Askeri araçtaki 6 askerden 2’si yaralandı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle